Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sabibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç
# Genel Yayın Koordinatoru Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıışlen Müdüru İbrahim
Yıldız 0 Sorumlu Mudür Fikret Ilkiz
0 Haber Merkezı Müdüru Hakan
Kara 0 Görsel Yonetmen- Fikret Es«r
lstıhbarat Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı Özlem
Yüzak 0 Kultür Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler. Sami
Karaören 0 Duzeltme' Abdullah Vazıcı 0
Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bıjgı-Belge'
Edib« Buğra 0 Yurt Haberlen MehmetFaraç
Yayın Kurulu tlhan Selçuk
(Başkan). Ortauı Erinç, Oktıy
Kurtböke. Hikmet Çeönkaya.
Şfikran Soner. İbrahim Yıldız,
Orhan Bursah, Vfusfa/a Balbay,
Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısi Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7
hat), Faks. 4195027 0 lzmırTemsilcısr Serdar Kmk,
HZiyaBlv 1352 S 2/3Tel:4411220, Faks.4419117
0 Adana Temsılcısi: Çetin Yiğenoğlu, Inönii Cd. 119
S Noi Kat 1, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15
Mıiessese Muduni. Cstöa Akme. •
Koordmalor Ahmct Koruhan • Muha-
sebe Bülenl Yencr • Idare HüseyİD
Gârer» Bdgı-lşlan Nıilİml • Bılg-
sayarSıstan. Mfirüvet ÇBertSatı;
FazfletKazı
MEDYA C: • Yonetım Kurulu
Baskanı - Genel Müdür Gfilbin
Erduran • Koordmator Reba
Ifitmajı 0 Gene] MüdürYaniımcısı
Sevda Çoban Tel 514 07 53 -
51395 80-513846O61.Faks. 5138463
^ a}tnıla>aD \e Ba&an: \ enı Gun Haber ^ansı, Basın ve Yayıncılık \ Ş
Tûrkocağ'ı Cad 39'4İ Cağaloğlu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel (02121 512 05 05 (20 hat)
Faks (0,212)513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 25TEMMUZ 1999 lmsak:3.55 Güneş: 5.46 Öğle: 13.18 Ikindi: 17.12 Akşam: 20.36 Yatsı: 22.18
Dünya nüfusunda
yeni rekor
• NEW YORK (ANKA) -
Birleşmış Milletler'ın
tahminlerine göre dünya
nüfusu, 12 Ekim 1999
itıbanyla 6 mılyan bulacak.
Önümüzdekı dönemde
dünya nüfusunda meydana
gelmesı beklenen artışın
dünyanın en yoksul ve
olanaklan en az olan
ülkelerden
kaynaklanacağına dikkat
çeİcilıyor. Dünya nüfusunun
refah içinde istikrara
kavuşturulmasının.
önümüzdekj lOyılda
erkekler ile kadınlar
arasındaki eşitliğin
sağlanması ve tüm
insanlann doğum kontrolü
olanaklanna ulaşabilmesine
bağlı olduğu vurgulanıyor.
Hazmı kolay
besin
• ANKARA (ANKÂ)-
Genel vargının aksıne
makarnanın şışmanlığa
neden olmadığı. hazmının
da diğer besinlerle
karşılaştınldığında en kolay
besin olduğu belırlendi.
ODTÜ öğretim üyesi Prof.
Dr. Fatih Yıldız,
makarnanın kolestrol
ıçermediğıni, doymuş yağ
\e sodyum mıktannın az
olduğunu, diğer yandan
vitamin, mineral ve proteın
mıktan bakımından da
yeterlı ve dengelı bır gıda
olduğunu söyledı. Prof. Dr.
Fatih Yıldız, "Beyaz şeker
ve yağ gibi rafine olmuş
gıdalann bolca tüketildiğı
günümüzde vücudun lifli
gıdalara ihtıyacı var.
Kepekli gıdalardan biri olan
makarnanın ınsan sağlığı
içın olumlu birçok etkisi
var. Üstelik diğer kepekli
gıdalarda bulunan fitik asıl
makarnada vok" dedi.
VVoodstockun
30. yılı
• KülttirServisi-
Woodstock'un 30. yılı,
Roma'da düzenlenen dev
konserle kutlandı. Geçen
günlerde Türkiye'ye gelen
James Brown'un önceki
gece açıhşını yaptığı ve
çok sayıda kışinin ızlediği
Woodstock konserlenne
1969yılındayine
Woodstock kapsammda
konser veren Planet
Drum'un solisti Mıckey
Hart, Earl Simmons,
Sheryl Crow katıldı.
Yaklaşık 60 konsenn
gerçekleşeceğı Woodstock
konserlen içın dünyanın
dört bır tarafından
yaklaşık 300 bin kişi
Roma'yagitti.
Siyanüre karşı 9 yıldır mücadele veren Bergamalı direnişçiler Sebahat Gökçeoğlu ve Bayram Kuzu kararlı
'Korkulu rüya Bayram Çavuş'OZANYAYMAN
İZMİR- Bergama'da, çoku-
luslu şırket Eurogold'un siya-
nüriü yöntemle altın madeni iş-
letmesine karşı 9 yıldır müca-
dele veren yöre köylüsünün en
ateşli direnişçilerinden Seba-
hat Gökçeoğlu ile Ankara'daki
son eylemde pijamasıyla tele-
vızyon ekranlanna yansıyan
Bayram Kuzu, uluslararası tah-
kime sonuna kadar direnecek-
lerini söylüyorlar.
Gökçeoğlu, "Ailecek tepki-
mizi ortaya koyuyoruz, ailecek
gözaltına ahnıyoruz. Yaptığı-
mız. ülkeyarannaolumlu bir gj-
rişim. Emperyalist çıkarcüann
krailığmın hiiküm sürmesine
izin veremeyiz" diyerek tepki-
sinı dile getınyor.
Eurogold'un 1989 yılında
köylennin yanındaki alanda al-
tın madeninin kazılarına başla-
dığı günlerde izlediğı bir belge-
selin kendısinde direniş fiknni
doğurdugunu belırten Sebahat
Hanım. 10 yıl öncesini şu söz-
lerle anlatıyor
"Afrika'da işletilen bir alün
madenini belgesde çekmişler.
Eurogold'un attığı adımların
beigesefleeşdeğerde gittiğini gör-
diim. Siyanürle altın çıkaranlar,arka-
lannda ölüm bırakıyorlardı. Bizim
başımıza da aynısı gelmesin diye, çe\-
remdeki insanları bilinçlendirmeye
başladım. Ve binlerce kişinin tekyum-
ruk olduğu eylemlere başladık. So-
nunda da Türk adaleti karar verdi:
Bergama'da siyanürle amn üretmek
yok-."
'Ydmadık, usanmadık'
Sebahat Hanım, kazanılmış hakla-
nnı ellerınden alacagına inandıği
"Uluslararası Tahkim Yasas"nı kapi-
tülasyonlara benzetıyor. "Atatürk'le
akhğımız bağımsıziığınuztehlikeyegi-
10 yıl önce izlediği bir belgeselle mücadeleye aülan Sebahat Gökçeoğlu, (sağda) tahkime karşı ol-
duğunu sövlüyor. Ba>ram Kuzu (solda). adından bahsedilecekse en başa, "Madencilerin, şeri-
atçılann, tûrbancılann ve Öcalan'cılann korkulu rüyası Bayram Çavuş" diye yazılmasmı istiyor.
Bergamalı H
TAHKİM'ekarçı
recek. Kendi ülkemizde. biz değil de
\abancı fırmalann sahipleri. mahke-
meleri söz sahibi olacaklar. 9 yıldır
sürdürdüğümüz mücadele biranda hi-
çe sayılacak" diyerek şu görüşlere yer
venyor
"Şimdi tüm köylüler yeniden ayak-
tayız. Hiç yılmadık, usanmadık, bir 9
yıl daha direneceğiz ve topraklanmı-
zın mahvolmasına izin \erme>eceğiz.
Birtakım zenginlik vaatleriyle karagöz-
cülüğe so> unan emperyalistlerin oyu-
nuna gelmevecegiz. Bu topraklar kan
vererek, can vererek korundu. Top-
raklanmız bizim sevgiümiz. Bir sö-
züm de ülkemizi yönetenlere. Onlan
bLdrnrniIletv'ekiBmizobunlardryeseç-
tik. Llke topraklannı yabancılara peş-
keşçeksinlerdiyedeğiLVâtanınbağım-
sızliğı ve bölünmezüği üzerine >emin
ediyorlar. Yeminlerine bağlı kalsın-
lar."
Gökçeoğlu, yaşanan tüm bu geliş-
meler karşısında. GaBba ülkemizede-
mokrasi çokuzak" diyerek halkın se-
sine kulak verilmemesini kınıyor. Ne
olursaolsun, yörelerindeki siyanürlü
altın madeninin işletilmesine izin ver-
meyeceklerini üstüne basa basa vur-
guluyor ve "Halk buna izin vermez.
Önce halkın ölüsûnü çiğnesinler, son-
ra tahkim lahfinı emperyalistlere giy-
dirsinler" diyerek kararlıhklannı bil-
dinyor.
BÎT> nun Çavuş'un isteği
Direnişın bır diğer sembol ısmı de
Bayram Kuzu. Adından bahsedile-
cekse ısrarla, en başa, "Madencile-
rin. şeriatçriann, tûrbancılann veÖca-
lan'cılann korkulu riiyas Bayram Ça-
vuş" diye yazılmasını istiyor.
O da aynı kararlılıkla, 60 milyon adı-
na bu mücadeleve başladığını belir-
tiyor ve "Yümadan devam edeceğiz.
Ülkemizin kanunlannı zedeleyecek
güç kaynaklannı reddediyoruz" di-
yor. Tahkim yasasıyla madenin yeni-
den işletilmesinin gündeme
gelmesi üzerine, eylemlerine
devam edeceklerini, Türki-
ye'nin her yerinde gösteriler
düzenleyeceklerini belirtiyor.
Kuzu, sel gelmeden selin
önüne kütük koydukJannı söy-
leyerek devam ediyor:
"Tüm amacunız, insanlar
da bizim gibi bilinçlensinler.
Siyanürün insan hayatını yok
ctriginiyabancışirketlernı zen-
ginieşerek gittiklerini, toprak-
lan zehirtediklerini vedaha da
önemKsi. Kurtuluş Savaşı'yla
kazanılan topraklan elegeçir-
dikkrini haykınyonız. Bu gû-
zel \3tan denemetahtası degü.
Zehirli maden çaJıştınlmas»-
na karşıyız. Uyanık oimak zo-
nındayız."
'Burası cephe sahası'
Bayram Kuzu, maden ça-
lıştınhrsa 30 bin ağacın kesi-
leceğini ve bu ağaçlann tama-
mının Kurtuluş Savaşı 'nda Kıı-
vayı Milliyecilenn sıpen oldu-
ğunu vurgulayarak "Vunanlı-
lar Dikili'den çıkarma yapar-
ken dedelerimiz bu ağaçlann
atanda mevziaimısiar. Buağaç-
lann alünda düşmanıyok edi-
yorlar. Hal böyleyken her ağa-
cın gölgesinde şehit kanı var. Düşma-
nın küçüğü bü\ üğü olmaz. Bu sava-
şm tekrannın »lmayacagmı kim garan-
ti veriyor? Şayet böyle bir işle karşıla-
şırsak nerede mevzi alacağız? Askeri-
miz açıkta kalacak. Burası cephe sa-
hası, maden sahası değil" dıyor. Ku-
zu, dış güçlenn etkısınde kalan yöne-
ticilere tepkı göstenyor. "Oy veriyo-
ruz. Ama bizden yanaohnuyoriar.Se-
simize kulak versinler, tahkim istemi-
yontz diye Bergama'dan haykınyo-
rum. Bu yasanın kabulü, hâldmleri-
mizin yerine yabancılanıı dediğinin
otanası anlamına geliyor. Biz kendi
kendimize yeteriz,"
Sifalı bitkiler her derde deva oluyor
Güzellik vegençüğin
iksitidoğada bulunuyor
ANKARA (AA) - Güzellik ve genç-
lığin sırnna ulaşmak içın her yola baş-
vuran kadınlara altın anahtan doğa uza-
tıyor. Şifalı bitkilerle bakım ve güzelli-
ğin kapılan ardına kadar açılıyor. Gü-
zellik malzemelerinin hammaddesi olan
ve aktarlarda satjlan bitkilerie evde "ken-
di güzeüik salonunuzu" ya da "kozme-
tik mağazanpı"oluşturmanız rnûmkün..
Yaşam boyu güzellik ve sağlık içın bı-
rebir olan şifalı bitkiler, her derde deva
oluyor. Değişmeziçeceğimizçay.yağ-
lann entilmesine yardımcı olurken Uzak-
doğu'dan son yıllarda ülkemize gelen
"mudze" yeşil çay. fazla kilolara bire-
bir geiiyor. Fındık, incir gibi meyveler.
fazla kilolann atılmasına yardımcı olur-
ken suya kanştınlarak içilen keçisaka-
lı, keçıboynuzu, fasulye kapçığı ve fare
kulağı da hem zayıflatıcı, hem de kilo
verdikten sonra tekrar almayı önleyici
etkıye sahip...
Pek çok kadına sıkıntı yaşatan selü-
litler için duvar sarmaşığı, yeşil çay ve
mısırpüskülü öneriliyor. Bu bıtkılenn
yanı sıra düzenli olarak yapılan sporla
selülıtler, kadınlann acı kaderi olmak-
tan çıkıyor.
Çe\Te koşullan ve bakımsızlık nede-
niyle erken yaşlanmaya uğTayan cıldin
kan dolaşımının hızlanarak çalışması
ve oksijenin yüz üstündeki dokulara
ulaşması ıçin uygun maskelerle bakım
yapılması gerekiyor. Güzellik salonla-
nna avuç dolusu para dökmektense ev-
de oluşturacağıruz "ıtıini güzellik sak>-
nu" ile cildin bakjmını yapabilmeniz
mümkün.. Uzmanlar, bu maskelen ha-
zırlamak ıçin yağlı ve siyah noktalı cilt-
lerde yulafı, kuru ciltlerde gülü, yorgun
ciltlerde ise naneyi tavsiye ediyor. At
kestanesı, yüzdeki kırmızılığa, bira ma-
yası, cilt kuruluğuna, çöğen, dulavrato-
tu, kavak, yabani menekşe ve yabani
hindiba ise yağlı, akneli ciltlere iyi ge-
liyor. Cıldin erken yaşlanmasım önle-
yen bitkiler ise zambak, enginar ve ço-
bançantası... Atkuyruğu. bira mayası,
ısırgan otu ve latin çiçeği ise saç ve tır-
naklann ana maddesi olan keratini güç-
lendirerek saç dökülmelerini ve tırnak
kınlmalannı engellıyor.
O k e a n o s , F ı r a f a k u r b a n v e r i l m e d i S S ^
(Belkıs) kentinin, Birecik Barajı göl sulan aJünda kalacak bölümündekj antikyol kenannda bulunan ve gö-
renleri büvüleven Okeanos mozaiği, yerinden çıkanJarak Gaziantep Arkedoji Müzesi'nde koruma aftına
atanacak ve sergilenecek. Müze Müdüru Dr. Rifat Ergeç, Belkıs köyünde yer alan Zeugma antik kentinde
yüriitülen kazı çalışması sıntsuıda. antik bir yapının taban döşemesi olan resimli bir mozaik pano bulundu-
ğunu söyledi. Mozaiğin, ticari bir aniam tasıdığı samlan 3.5 \ 5 metre boyutlanndaki odada bulunduğunu
anlatan Dr. Ergeç, şöyle devam etti: "Saç örgüsü bordüıiü kompozisyon alanmın 4 köşesinde, birer j unus
balığı üzerine binmiş Eros ile balık aviayan çoban fîgürünün yer aldığı sahnenin ortasmda, büst şeklinde iş-
lenmiş (Evrensel Irmaklann Tannsı) Okeanos ile karoı TethvsMn portreleri bulunuyor. 10-12 renkte taşlar-
dan yapdnuş mozaiğin işçiliği ve sanat değeri, çok üstün kah'tededir." (Fotograf: AA)
Basvuru az
Organ
bağışında
sınıfta
kaldık
tSTANBUL (AA) - Ilerlemiş
durumdaki karaciğer, kalp ve
böbrek yetmezliği hastalannda
"muflak" bir tedavi yöntemi
olan organ naklinde başanlı
olmak için nüfusun en az
yüzde 10'unun, birbaşka
deyişle 7 rrulyon kişinın organ
bağış bıldiriminde bulunması
gerekirken bugün Türkiye'de
sadece 5 bin 200 kişinin bu
bildirimi yaptığı, bu rakamın
ise "yok denecek kadar az"
olduğu bildırildi.
Organ Nakli Kuruluşlan
Koordinasyon Derneği
(ONKKD) Genel Sekreteri
Doç. Dr AH Emin Aydm,
1988 yılında çalışmalanna
başlayan derneğe 12 ilde
aralannda devlet. Sosyal
Sigortalar Kurumu ve
üniversite hastanelerinin de
bulunduğu toplam 26
kuruluşun üye olduğunu
belirterek bu kuruluşlarda
koordineli olarak bilgi
alışverişinde bulunularak '
değışik organ nakillerinin
yapıldığını söyledi.
Aydın, kurulduğu yıldan
ıtibaren derneğin sağlıklı
vatandaşlardan "Organ Bağışı
BflduTmi" kayıtlan tuttugunu,
1988 yılında 450 olan bu
rakamın 1999 yıhnın ilk 6
ayında ise bu rakamın 5 bin
200'e çıktığını bildirdi. Bu
rakamlara bakılarak organ
bağışında istenilen seviyeye
gelinip gelinmediğine ilişkin
sağlıklı bır değerlendirme
yapılamayacağını kaydeden
Doç Dr Aydın, "Organ
bağışında başanh olmak için
nüfusun en az yüzde 10'unun,
bir başka deyişle Türkiye'de 7
milyon kişinin organ bağış
bildiriminde bulunması
gereldr'' diye konuştu.
36. yaşında
TÜBİTAK'ın
kuruluş
ydd oııuınu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Suleyman Demirel, Türkiye
Bilımsel ve Teknik Araştırma
Kurumu'nun (TÜBİTAK) 36.
kuruluş yıldönümü nedeniyle
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr.
Namık Kemal Pak'a bir mesaj
gönderdi. Mesajında, bilimsel
ve teknolojik gelişmelerin,
yeryüzündeki bütün
kaynaklann ınsanlığın
hizmetine sunulmasını
sağladığmı ve insan yaşamım
önemli ölçüde
kolaylaştırdığını ıfade eden
Demirel, "Dolayısıyla bilgi ve
teknoloji, her zaman büyûk
önem taşımış, ona sahip
olanlar güçlü ve sözü dınlenir
olmuştur" dedi.
IŞILÖZX^ENTÜRK
Yol bırtürtü brtmek bilmiyor.
Gazıantep'ten yola çıknğımız-
da guneş usulca batiyordu,
ilerledik o iyice battı. Gökyü-
zü önce kırmızıya kesti, son-
ra mavileşti ve nihayet muh-
teşem bir ay doğdu. Yıldızlar
başımızın üstünde ve bize o
kadar yakındı ki bir an onlan
elle tutabilirim duygusuna ka-
pldım ama avucumdan kaçıp
grttıler.
Neredeyim ben ve bütün
bunlar nerede oluyor? Efen-
dım gene sevdiğim bir diyar-
dayım.Bütün mesafelerin ve
anların bırbirine kanştığı bir
uzak diyarda, Adıyaman'da
veyıldızlann bıze göz kırptığı, oyun oy-
nadığı Tut ılçesınde.
Geceleyin vardığımızTut ilçesi, dağ-
lar arasında kendi başına, kendini
muhteşem bir biçimde yaşayan bir va-
ha. Bunun sabahteyin fark/na varaca-
ğız. Şimdi gece veTutlular, çoluk-ço-
cuk, kadın-erkek, yaşlı-genç ikpe mey-
danında toplanmış, küçücük ve ala-
bıldığine sıcak sesli bır kadının (Şük-
riye Tutkun) söylediği türkülere eş-
lik ediyorlar. En çok da gençler.
Çünkü Tutlu gençler farklı, burada
yüreklerıni ısıtan, güvenı, yaşam se-
vıncinı gelip oturtuveren bir etkinliğin
başoyunculan durumundalar. 1. Tut
Kültür Sanat Festivalı'nde en büyük
yük onların ustünde. Misafirieri kar-
şılayanlaronlar, sanatçılara, türkücü-
lere eşlık eden onlar, gazetecilere bil-
gısayar bulan, yazı yazanlann kah-
velerını önlerine getiren onlar, en ca-
nalıcı sorulan soranlar da onlar.
Sözun kısası dağlar arasındaki bu
yemyeşil vahada gençler yapılan fes-
'Tut' ki Olem!
tivalin en çok kendilerini ilgilendirdi-
ğinin farkındalar. Çünkü türküler on-
lar için söyieniyor. Onlar eşlik ediyor.
Haberci Coşkun Aral elinde kame-
rası burada onlar için var. Hep birlik-
te Tut'tan yola çıkıp Nemrut Dağı'n-
da, tannların konukseverlığine sığı-
nıp Gürer Aykal'ın yönettiği Antalya
Devlet Senfonı Orkestrası'nın verdi-
ği muhteşem konseri izieyecekler.
Hepsi Haberci'nin neden buralara
uğramadığını soruyorlar, neden öyle
geç saatlerde yayına gırdiğini. Coş-
kun Aral sadece, "Isteyin bunu" di-
yor, "televizyonlara bu isteğinizi /7e-
tin!" Tut'lu gençler büyük bir kararlı-
lıkla ısteklerinı Istanbul'a, o karmaka-
rışık ama çekici başkente iletmeye
karar veriyorlar.
Festival nedeniyle Tut'ta sadece
gençler değil, herkes ayakta. On bin
nüfuslu Tut'ta yaklaşık yüz hane Av-
rupa'da yaşıyor ama şimdi tatil için
Tut'talar. Evlerı, arabalan Tut'lu genç-
lerin emrinde. Gelip gıden çok, ara-
baya, oteli olmayan Tufta ev-
lere ihtiyaç var. Buyurup gel-
sinler. Tut'ta her evin kapısı
açık. Herkes tann misafin.
Kaymakamla belediye baş-
kanı el ele vermişler. ikisi de
Tut'taki festivalin yaşamasını
istiyoriar. Biraz da övünüyor-
lar. Çünkü Besni'ye bağlı Tut
yakın zamanda ilçe olmuş ve
sanki Besnililere bir mesaj
gönderiyoriar. Bu nedenden
ses düzeni olağanüstü, tür-
küler, konuşmalar vadiyi aşıp
öte taraftaki Besni'ye ulaşı-
yor.
Bütün bunlar nasıl olmuş?
Tabii işin içinde inatçı birileri
var. Istanbuf'dan hemen her
gün telefonla konuştuğum
Nusret Demir ve Kadir Dursun bu
işe baş koymuşlar, iyı de olmuş. Fes-
tvalin pek çok sponsoru var, zaten bu-
günlerde nerede bir güzel iş, bir iyi iş
varsa orada sponsorlann varlığı he-
men goze carpıyor. Burada da öyle
olmuş. Persil, Yayia, Pril, Halk Ban-
kası, Epa, GTI, IsviçreTutlular Derne-
ği, festivalin sponsorlan. Ama sanınm
onlar da bu kadar kalabalık beklemi-
yorlardı. Benim geldiğim gece ılçe gi-
rişindeki arabalar nedeniyle kırk beş
dakikahk yolu yürümek zorunda kal-
dık. Konserin yapıldığı lise meydanı
ve Tut öylesine doluydu.
Sonra mı ne oldu? Bundan ötesi sa-
lı gününe. Çünkü ben şimdi Nemrut
Dağı'nda, güneş babmında, tann hey-
kellerı yanıbaşımda, klasik müzik din-
lemeye gıdiyorum. Yani rüya gibi bır
şey, sizlerle paylaşmamak olmaz.
Hem Nemrut Dağı'ndaki tannlar da
böyle buyuruyorlar.
Yaz günlerinin şenliği
bir dilim leziz
Bahçıvan Peynir.
Tüm Sofralarda...
ısoz50(g hotmail.com