Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 1999 PAZAR
HABERLER
Eğmmde dinci
kesintiye tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Türkiye Barolar
Birliğı Başkanlığı, 8 yılhk
temel eğitimin delinmesine
neden olan yasa hükmünü.
yeni yobazlar yetiştirme
çabasının bir ürünü olarak
değerlendirdi. Gümüşhane
Barosu Başkanı Avukat Ali
Günday'ın laisizme bağlı
olduğu, sosyal hukuk
devletine ve Atatürk
ilkelerine inandığı için 25
Temmuz 1995 günü
öldürüldüğünü anımsatan
TBB Başkanvekili Avukat
Burhan Karaçelik, "Bunlan
görüp yaşadıkça ülkesinin
geleceğınin. yeniden bilerek
veya bilmeyerek karanlıklara
götürülmek istendiği
endişesi içine düşen insanlar
için Avukat Alı Günday olayı
daha büyük bir üzüntü ve
karamsarhkla
hatırlanmaktadır" dedi.
TBMM'de
kritik hafta
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Hükümet
ortaklannın. "öncelikli
yasalar çıkana kadar" tatile
girmeyeceğini açıkladıği
TBMM'yi bu hafta da yoğun
bir mesai bekliyor. Bu
nedenle Meclis'e ziyaretçi
girişi de sınırlandırıldı.
Sosyal güvenlik tasansı salı
günü TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu"nda
görüşülmeye başlanacak.
Plan ve Bütçe
Komisyonu"ndaki
görüşmeler sırasında
tasannın bazı maddelerinin
yumuşatılması bekleniyor.
TBMM Anayasa
Komisyonu'nda ise
görüşmelenne geçen hafta
başlanan. kamu hizmeti ile
ilgih imtiyaz
sözleşmelerinde uluslararası
tahkime gıdilmesi yolunu
açan 3 maddelik anayasa
değişikliğinin görüşmelerine
devam edilecek. Salı günü
toplanacak olan komisyonda
anayasa degışiklıği aynı gün
kabul edilirse. öncelikli
olarak genel kurula sevk
edilecek.
Satıte egzoz pulu
• TEKİRDAĞ
(Cumhuriyet) -Çevre
müdürlükleri ve çevre
vakıflan tarafından bastınlan
ve egzoz gazı ölçümlerinde
kullanılan pullann sahtesini
basan Tekirdağ'ın Çerkezköy
ilçesi Şoforler ve
Otomobilciler Derneği
Başkanı Yaşar Kuş, yapılan
bir baskın sonucu polis
tarafından gözaltına alındı.
Durumu öğrenen Çevxe
Bakanı Fe\'zi Aytekin. sahte
egzoz pulu konusunda
dikkatli davranılmasını
isteyerek bu konuda tüm
çevre müdürlerini uyardı.
Özel yüksek eğitim kurumlarmm sayısı üniversitelerimizin yüzde 25'ine ulaştı
Universiteler hızla özefleştirîliyor
Ü
niversitelerin, 1960'lı yıllarda artan
öğrenci sayısına tam yanıt veremez
duruma düşmesi üzerine, birtakım
açıkgözler, 27 Mayıs Anayasası'nın 120.
maddesinde "üniversitelerin ancak devlet
eliyle kurulabileceginin" belirtildiğini,
"yüksekokul" deyiminin kullanılmamış
olduğunu öne sürüp, işhanı köşelerinde özel
yüksekokullar açmaya başlamışlardır
DEMİRTAŞ CEYHUN
Gerçekten, üniversite eğitimi üzerinde, ül-
kemizde şu son on yıldır oynanan oyunlardan
kamuoyunun yüzde kaçının haberi vardır aca-
ba? Örneğin, üniversite eğitiminin de hızla
özelleştirildiğinin acaba kaçımız farkındayız-
dır? Valaf kalkanının ardına sığınmış, ama her
ne hikmetle ise "vakıf" sözcüğunden galiba
pek de hoşlanmayan. "üniversite'' adı altında
kurulmuş bu özel yüksek eğitim kunımlannın
sayısının halen üniversitelerimizin yüzde
25'ine ulaştığını, ancak üniversitelenmizin gü-
ya dörtte birini oluşturan bu özel yüksekokul-
İarda da toplam üniversite öğrencisinin sadece
yüzde 1,8'inin (yüzde birv irgül sekizinin) oku-
duğunu kaç kişi bilmektedir?
Fakat, bu bilgisizliğınden dolayı kamuoyunu
suçlayabilmek de olanaksız. doğrusu. Çünkü,
yalnız kamuoyunun da değil. bu konularla da-
ha içli dışlı olması gereken aydın çevrelerimi-
zin de bu olup bitenlerden pek fazla haberi yok-
tur, gördüğümüz kadanyla.
1971 'de Anayasa Mahkemesi'nin kapattığı
bu özel yükseköğretim kurumlanıu, 12 Eylül
dönemınde, ola ki 12 Eylül generallennin hörf-
lü görüntülerinden de biraz yararlanarak, ger-
çekten de tereyağdan kıl çeker gibı sessizce ve
İcimseye bir şey sezdırmeden yeniden ıhya et-
meyi başarmış bu kişileri yürekten kutlamak
gerek doğrusu.
Bilindiği gibi, 196O'lı yıllarda da, üniversi-
telerin artan öğrenci sayısına tam yanıt veremez
duruma düşmeye başlaması üzerine, birtakım
açıkgözler. 27 Mayıs Anayasası'nın 120. mad-
desinde "üniversitelerin ancak devlet eliyle ku-
rulabileceginin
17
belirtildiğini, "yüksekokul"
deyiminin kullanılmamış olduğunu öne sürüp,
bazı hukukçulardan da yüksek ücretlerle "üni-
versite'' ile "yûksekokul"un farklı eğitim ku-
rumlan olduğuna dair fetvalar alarak, apartman
katlannda, işhanı köşelerinde özel yüksekokul-
lar açmaya başlamışlardır. Güya yüksek eğitim
veren bu ticarethanelerin sayısı da kısa sürede
48'e ulaşmışür. Bu büyük toplumsal oiay kar-
şısında bazı yurttaşlann açtığı dava üzerine de
Anayasa Mahkemesi, 12 Ocak 1971'de, bu gö-
rüşleri reddederek, bütün özel yüksekokullann
1961 Anayasası'na aykın olduğuna ve kapatıl-
malarına karar vermiştir.
Ancak, eğitim tüccarlan da Anayasa Mahke-
mesi'nin bu karan üzerine pes edip, bu kârlı ti-
caretten hemen vazgeçmemişlerdir doğal ola-
rak, bu kez de anayasanın ilgili maddesinin de-
ğiştirtilmesi için birtakım girişimlerde bulun-
maya başlamışlardır tahmin edileceği gibi.
Anayasanın değiştirilmesi *•• -
komedi olur
Anayasa Mahkemesi, karannı, konuyu ana-
yasanın ilgih maddeleri açısından ele alıp in-
celeyerek vermiştir, kuşkusuz.
Ancak yükseköğre-
nimin özelleştirttraesi
sorunu, salt şekil açı-
sından ele almıp değer-
lendirilerek bir sonuca
bağlanabilir mı acaba
gerçekten?
Nitekim, Prof. Bahri
Savcı'nın, 20 Kasım
1967 günlü Ulus gaze-
tesinde çıkan "Anayasa
Cevaz Vermiyor" baş-
lıklı yazısmdâ aktardı-
ğı bilgilere göre, "Üni-
versitelerin ancak dev-
let eliyle kurulabüece-
ği" hükmü 1961 Ana-
yasası'na, kesinlikle bir
rastlantıyla tasanyı ha
zırlayan birkaç solcu
profesörün el çabuklu-
ğu sonucu fılan girme-
miş, bu açıdan da Ku-
rucu Meclis'te uzun
uzun tarüşılmıştır. Ör-
neğin, Kurucu Meclis
üyelennden Yekta Ka-
ramustafaoğlu, madde-
nin görüşülmesi sıra-
sında söz alarak, 120.
maddeyi; "Üniversite-
lerin devlet euyle kuru-
lacağmı gösteren hü-
küm. mahzurlu bir hü-
kümdür. tlmi. memle-
ketin en ücra köşderine
kadar görürmek işinin
sadece devlete bırakılması ve hususi teşebbüsün
(özel girişimcinin) bir kenara itilmesi doğru ol-
maz. Hamiyerü birkaç arkadaşımızın bir araya
gelip vakıf tesis etmeleri ve yüksekokul ve fakül-
te açmalan bu hükümle önleniyor. Dolayısıyla
maddedeki 'devlet eliyle' kaydı kakünlmahdır.
Ki maddenin kapsamı icindeki yüksek eğitim
kurumkn. yani universiteler. fakülteler. yükse-
kokullar hususi tesebbüs eliyle de kuruUbUsuT
diyerek, açık bir dılle eleştirmiştir.
Anayasanın temel Hkeiertnden
Bu nedenle "yüksek eğjtimin ancak devlet
eliyle yapdabileceğr hükmü de bizce hiç kuşku
yok ki 27 Mayıs Anayasası'nın çerçevesini be-
lirleyen temel ilkelerden biri olarak ele alınıp
değerlendirilse gerektir kesinlikle.
Çünkü, unutulmamahdır ki 27 Mayıs Ana-
yasası bununla da kalmamakta. cumhuriyetin
ilk günlerinde çıkanlmış, medreseleri bile va-
kıflann elinden alarak devletleştiren Mustafa
Kemal'in ünlü "TevhM-i Tedrisat" yasasmı da
153. maddesiyle ilk kez anayasal güvence altı-
na almaktadır.
Nitekim, Anayasa Mahkemesi'nin özd yük-
sekokuUan anayasaya aykın bularak kapatma-
N
e acıdır ki, eğitim tüccarlannın 1970'li
yıllarda onca uğraşmalanna karşın bir
türlü başaramadıklan yüksek eğitim
ticaretinin yeniden başlatılmasını, bu kez
başka bir sermaye grubu, vakıflaşmanın
inamlmaz boyutlara ulaştığı 12 Eylül
döneminin daha başlannda, generallere, vakıf
maskesi altında, tereyağdan kıl çeker gibi
sessizce gerçekleştirtmeyi başarmıştır.
sı üzerine, daha 1971 yılında, gene aynı çevre-
lenn, sorun sanki anayasanın salt bir maddesin-
den kaynaklanıyormuş gibi, bu kez de 120.
maddenin değiştirilmesi için birtakım girişim-
lerde bulunmasına karşı değerli hukukçu Aydın
Aybay derhal tepki göstermiş ve Şükran Keten-
d'ye verdiği demeçte, konuya bu açıdan yak-
laşıp:
"Kâra dayah eğitim sistemini sürdünnekiçin
anayasa değişikliği temeldeyanhşbir görüş. Sos-
yal devlet ilkesine dayalı bir aııavasavı değişrir-
mek düpedüz gericilik sayıhr. Bizim anavasa-
mızm bir özefliği var. Baü anayasaknndan fark-
b olarak statik değil, ileriye dönük v« devletin
öde\1erini artıran kurallar getiriyor. Eğitim de
bu hedefler içinde. Anayasa Mahkemesi Ana-
yasaya aykın' diyecek.. Meclis anayasayı değiş-
tirecek. Bu bir komedi olur" diyerek, anayasa-
nın 120. maddesini değiştirme girişimlerini sert
bir dille eleştirmiştir. (Cumhuriyet Gazetesi. 26
Nısanl97l)
Aynı yıllarda kendisinden bu konuda bir gö-
rüş istenen Doç. E>r. Mümtaz Sosyal da özel
yüksekokullann yalnız anayasanın 120. mad-
desine değil. örneğin 12.41 ve 50. maddeleri-
ne de aykın olduğunu belirttikten sonra, konu-
nun anayasanın bütünlüğü içinde ele alınması-
nın zorunluluğunu vur-
gulamak için; "Voksa
anayasanın bir bütün
olmadiğtnıveçeBşik hü-
kümlerie dolu bulun-
duğunu kabul etmek
gerekir'' demiştir anış-
tırmalı bir dille. (Mi-
marlık dergisi, Tem-
muz 1969)
lstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi'nin
1968 yıhnda kurduğu,
Prof. Dr. Tank Zafer
TunayiL, Prof. Dr. Ismet
Sungurbey, Prof. Dr.
Edip Çelik, Prof. Dr.
Zahit Imre, Prof. Dr.
Bülent Köprülü, Prof.
Dr. Öztekin Tosun, Doç.
Dr. Necip Kocayusuf-
paşaoğlu. Doç. Dr. Çe-
tinÖzek,Doç.Dr.Oğuz
tmregün, Doç. Dr. Ümit
Doğanay ve Doç. Dr.
Aydın Âybay'dan olu-
şan özel yüksekokul
komisyonu da 27
Afustos 1968tarihinde
Fakülte Genel Kuru-
lu'nca da onaylanan ra-
ponınun daha girişin-
de. açık açık, "Komis-
yonumuz. özel yükseko-
kullann, eğitim felsefe-
si ve anayasamızm te-
mel prensipleri ve hü-
kümleri karşısında dunnnlannı incelemişve bu
okullann devleueştirilmesinde kesin zorunlu-
luk bulunduğu sonucuna varmıştır'' demekte-
dir.
özel okul sahiplerinln
kârlı tlcaretlerl
Bu nedenle, bizce hiç kuşku yok ki Anayasa
Mahkemesi de 1971 yılında, yüksek eğitimin
özelleştirilmesinin toplumsal yapımıza ve 27
Mayıs Anayasası'nın ruhuna aykınlığı gerek-
çesiyle özel yüksekokullann kapatılmasına ka-
rar vermiştir. Hatta, özel yüksekokul sahipleri-
nin, kârlı ticaretlerini sürdürebilmek için birta-
kım siyasal çevrelerle el ele verip hemen baş-
lattıklan karşı girişimlerin başanya ulaşama-
ması da mutlaka karann bu niteliği yüzünden
olsa gerektir doğrusu.
Çünkü anımsanacağı gibi, dava daha Anaya-
sa Mahkemesi'nde iken. artık her ne hikmetle
ise bu sermaye çevreleri bir yandan anayasanın
değiştirilmesi için gizli gizli çalışırlarken, il-
ginçtir, öte yandan da kamuoyunu yanlanna çe-
kebilmek amacıyla şirketlerini vakıflaştınnak,
öğrencileri ortak etmek veya halka açmak şek-
linde parlak öneriler de getirmemiş değıllerdir
basın aracılığıyla. Örneğin, Isık Tedrisat AJŞ.
yöneticileri 1970 yılında, "Türidye Yükseköğ-
retim Vakfl*' adıyla vakıflaşmaya çalışırlarken,
aynı yıl Kadıköy Mimaruk Mühendislik Ozd
Yüksek Okulu da tam eğitimin başlayacağı
günlerde, eylül başlannda, öğrencilerini okula
ortak edeceğini açıklamıştır, öğrencilere okul-
da bir basın toplantısı düzenletmek gibi ilginç
bir yöntemle. Söze, "Parah eğitimin anayasa-
nın firsat eşitiiği ilkesine aykın olduğunu kabul
ediyoruz" diyerek başlayan öğrencıler de güya
"okulu satın almak için" aralannda para topla-
yarak bir şırket kurduklannı kamuoyuna du-
yurmuşlardır bu basın toplanösında. ^. .
12 Eylül cuntası hallettl...
Ama ne acıdır ki eğitim tüccarlannın 1970'li
yıllarda onca uğraşmalanna karşın bir türlü ba-
şaramadıklan yüksek eğitim ticaretinin yeniden
başlatılmasını da bu kez başka bir sermaye gru-
bu, vakıflaşmanın inamlmaz boyutlara ulaştığı
12 Eylül döneminin daha başlannda, general-
lere, vakıf maskesi altında, sözcügün tam anla-
mıyla tereyağdan kıl çeker gibi sessizce gerçek-
leştirtmeyi başarmıştır, bilindiği gibi...
Önce yeni bir anayasa hazırlatılıp 27 Mayıs
Anayasasf ndaki "Universiteler, ancak devlet
eliyle ve kanunla kurulur. Universiteler, özerk-
Bğe sahip kamu tüzelkişUeridir" hükmü degış-
tirtilerek, maddedeki "ancak" sözcüğü çıkart-
tınhnış ve "özerkük" sözcüğü de "binmsel
özerkBk" haline getirilmiştir.
Hemen ardından da maddeye "Kanunda gös-
terilen usul ve esasalara göre kazanç amacına
vonelik olmamak şarn ile vakıflar tarafindan,
de\ letin gözetim vç denetimine tabi yükseköğ-
retim kurunuan kurulabiür'
1
dıye bir yeni fık-
ra eklenmiştir.
tlginçtir, maddenin başında "kamu rüzelkiş-
liğine ve biüntsel özerkliğe sahip üniversiteler
devlet tarafindan kanunla kurulur" denildiğı
halde, bir alt fıkrada "üniversite" sözcüğü kul-
lanılmamış, ustaca bir manevrayla yerine "va-
kıflar tarafından yükseköğretim kurumlan ku-
nıUbilir" denılmıştir. Görüldüğü gibı "üniver-
sfte" kavramı yerine vakıflar için "yükseköğre-
tim kurumu" kavramı getirilmiştir.
Amaç, hiç kuşku yok ki 196O'lı yıllarda ya-
şanan "yüksekokul/üniversite'' tartışmasının
yeniden çıkmasım daha baştan engellemektir.
Nitekim, aynı çevreler, gene ustaca manevralar-
la daha 1982 Anayasası'ndan önce, 6 Kasım
1981'de, 12 Eylül generallerine, Türk Silahlı
Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne
bağlı yüksekokullann dışmdaki bütün yükseko-
kullan ve akademileri bir üniversite çatısı altı-
na alarak, bu kurumlann örgütlenme, yönetim,
görev ve sorumluluklannın belirlenmesini ve
denetlenmesini YÖK adlı yeni bir kuruma bağ-
layan 2547 sayıh Yükseköğretim Yasası'nı çı-
kartmışlardır.
Sürecek
Tatilcileıin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini buluıiar...
Ağaçtarm sıkhğmdan dene gonmtusüno çekemedık. Getn görün...
C
lub Orient, Antik Çağın adalet, sağlık ve barış için buluşma
merkezi olan Ören'de denize "sıfır", binbir yıldızlı bir tatil
köyüdür Homeros'un doğum yeri "Işıklar Sahili'nde,
Dunyamn atmosferinde oksıjen oranı en yüksek iki noktasından bıri
olan Edremit Körfezi'nde. Zeytin Rivierası'ndadır.
Club Orıenfte Ege stilinde yapılmış 62 dubleks yapının her dairesi 2-
4 veya 4-6 kışıllk aileler içın tasarlanmış. içlerinde duş/WC ve telefon
olan, odalardan oluşur. Tüm kapılar dev bir botanik bahçesine açılır.
Bahçe biter, ıncecik kumlu plaı başlar.
Ozurluler ve engelliler için tumüyle duzayak. veıeteryanlar ve
diabetikler için sorunsuz tatil. Günlük doktor viziti.
KJfibafiYP, 11MOM0TL,O-1tr^ierettiz,(3.h4.-S.-6.laşihr,i.5OO.OOOTl
Club Orient HolkUy Resort, Ören-Burhanrye
Tel: 0.266.416 34 45 - 416 53 54 • Fax: 0.266.416 40 26 www.ciub-orient.com
ÇORUM 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1998-597 Karar No: 1999/437
Davacı Nenman Bayraktar vekili Av. Tufan Köse tarafından davahlar Erol Şamlı ve
arkadaşlan aleyhine mahkememize açılan ortaklığın giderilmesı davasının yapılan açık
duruşması sonunda: Dava konusu Çorum ili Ayank Mahallesi ada: 1%8, parsel: 2'de
kayıtlı bulunan taşınmazın satılarak ortaklığın giderilmesine dair mahkememiz tarafın-
dan venlen 17.6. i 999 tarihli karan, tüm aramalara rağmen adresleri tespit edilemeyen
davahlar Ayhan Avşar, Seyhan Kalkan ve Bekir Mantı tarafından, ilan tanhinden ıtiba-
ren 8 gün içerisinde temyiz edilmediği takdirde karann kesinleşmiş sayılacağı hususu
ilanen tebliğ olunur. Basın: 34854
GÖRELE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya: 1997/165
Davacı M. Necmettin Meriç tarafindan açılan gaiplik davasının yapılan açık yargıla-
ması sırasında verilen ara karan gereğince: Giresun ili Çavuşlu beldesi tsriak Şahbey
ve Pamuk oğlu 1304 doğumlu Ali ile Tshak Şahbey ve Pamuk oğlu 1308 doğumlu Mu-
sa'nın çok uzun yıllar önce kayıp olduğu, uzun zaman geçmesine rağmen bu güne ka-
dar kendilerinden bir haber alınamadığı, yapılan aramalara rağmen hiçbir sonuca van-
lamadığından adı geçen şahıslann ölmüş olması ihtimalinin çok yüksek olması sebebiy-
le gaipliğine karar verilmesi talep edildiğinden; Gaiplığine karar verilmesi istenilen Ali
ve Musa hakkında bilgi, görgü ve malumatı olanlann mahkememizin 1997/165 esas sa-
yılı dava dosyasına ilan tanhinden itibaren 30 gün içinde müracaat etmeleri hususu
M.K.nun 31 ve devamı maddeleri gereğince ilan olunur. 12.7.1999 Basın: 35074
Gönlünüzce bir tatil için aradığınız her şey
HOTEL FEYE PHARA'da
DİNLENİN, YENİLENİN.
143 Oda, Konferans Salonu, Yüzme Havuzu, Çocuk Havuzu,
Çoaık Bahçesi, Tetevizyon ve Oyun Odası, Fitness Center,
Sauna, Disco, Voleybol, Basketbol, Masa Tenisi, Tenis Kortu,
Bilardo, Sat TV, Klima, Saç Kurutma Makinesi, Odada Emanet
Kasası, Çocuk Kulûbü, Direkt Telefon, 3 Kanal Müzik
İKİ KISHIK OOADA T 3.800.000.- TL.
KISI BASirjfl Y P 0-6 Yaş ucretsiz, 7-12 yas n50 mdırımlı
nuunacu
gWWDEI1C«ETIIWt<|IIHl
HiMMkn
ARAS HOTEL
MORDOĞAN
Bol ohijeni. iyot kokusu, stfir nem oranı
ile sizi sağlığa davet ediyoruz.
Bodrum tipi Gulet'imizle
eşsiz Mordoğan gün
batımlarını yakalayın
Haftalık konaklamalarda
bir günlük ücretsiz
koy ve mehtap gezisi
YURTİÇİ VE YURTDIŞI
TATÎL SEÇENEKLERİ
Emsalsiz yanmızla otelimize gelip 2 gece 3 gün konaklayın ve tekrar yaömız ile geri dönün.
Kişi başı: 25.000.000.- TL yanm pansiyon
Havuz başında, havaı fişek gösterilerini ızlerken, Akdeniz ezgilerini sevdiklerinizle
paylaşın. Türk Evi'nde, fasıl nağmeleriyie doyumsuz eğlencenin tadına ulaşın.
Kişi başı Günlük konaklama: 10.000.000.- TL yanm pansiyon
Izmir'e 80 km, tamamı deniz manzaralı odalarda, telefon, minibar, TV (uydu), sıcak-soğuk
klıma, jakuzi, sauna, su üstü ve suattı aktiviteleri...
ARASTOURTel:023244641 41 Faks:02324467991 ' '
ARAS OTEL Tel: 0 232 737 52 00 Faks: 0 232 737 70 73
Tatil süresince Cumhuriyef okurlanna gazetesi ücretsiz.
KülTÜI • S&NAT (021 2) 293 89 78 (3 HAT)
Halk Müzigimizin Dört Usta Yorumcusu
İlk Defa Aynı albtimde bir araya geldiler.
İLKAY AKKAYA: <lMfayaPaf*
<Soher Vakti Çaldrnı Yarin Kapom> ve <
adlı türkülerle albumümüze katıldı.
Salkım SöğUt
KASET &CD çıkti. '
yğ
Tel:(02UI2«1916-î«3«73
GENEL DAÛOTM GENÇ Mûzik
İMÇ6.S6kS3l1Unkjpao,
T<t(0.212) 522 88 M - 511 82 79
< Hani yaylam. Hani sanm aıaün> a<i\\ türküleri seslendirdi.
B İ R O L T O P A L O Ğ L U : Üç Katadaniz Türküsûnü
S6rierkan<Oyana (Ahmedum)> adlı turküde EFKAN ŞEŞEN
< Nanno> da İ.HAKKI DEMİRCİOĞLU <ATABARI> nda
ise KAZIM KOYUNCU (Zuğaşi Berepe). Vokal anlamda
destek verdiler.
A L A A D O f r M U S : ise <S»ym3MAJrri><rms»*Eyvmntmn.
btilbüliar 6tar> va <Dramm K6prOtO> adlı Türküleri
sestandîrdi. <SavnnanAliyi> adlı türkude ise US'a ünlü
Televizyoncumuz TAYFUN TAÜPOĞLU vokal anlamda
destek verdi.
Bu Albümdeki Türküleri Yurdumuzun
her yöresinden seçmeye özon gösterdik.
Bir anlamda türkülerimizi kaynaştırmaya çalıştık.
Bu ilginç çalışmayı Tüm Müziksaverlere öneriyoruz.
METROPOL
VEFAT
Mefhum Mahmut Bey ve Ayşe Hanım'ın oğullan; merhume Muazzez Erimez'in eşı;
Nilgün örencik, Gülgün Pehlivaner, Erkin Erimez'in sevgili babalan; Gündüz Erimez,
Yıldız Erimez, Nazmıye Aktaş'ın ağabeyleri; Müjdat Pehlivaner, Bülent örencik, Özlem
Erimez'in (Gürelme) kayınpederleri, Cengiz Örencik ve Ayşe Pehlıvaner'in biricik dedeleri,
Emekli Müşavir, Hesap Uzmarn
Mehmet Rüştü Erimez
20 Temmuz 1999 tanhinde Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.
Ailesi
KIRIKKALE1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas: 1997/510 Karar: 1998/295
Davacı Aydemir Güney vekili Av. Eyüphan Ancıoğlu tarafından davalılar Mehmet
Tekin ve arkadaşlan aleyhine mahkememizde açılan taksim davasının yapılan duruş-
ması sonunda; Kınkkale ili, Karacalı köyü, 3020 ada, 6 parsel sayıh taşınmazın hisse-
darlan arasında taksiminın mûmkün olmadığından ortaklığın satış yolu ile giderilmesi-
ne karar venlmiştir. Mahkeme karan davahlardan Mehmet Tekin'e tûm araştırmalara
rağmen tebligata yarar adresi bulunamadığından ve tebligat yapılamadığından yukan-
daki mahkeme karar özetinin gazete aracılıgıyla ilanına karar venlmiştır. Işbu karar öze-
tinin davalı Mehmet Tekin'e yayın tanhinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz vuku
bulmadığı takdirde hükmün davalı Mehmet Tekin yönünden kesinleşmiş sayılacağı hu-
susu tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 09.06.1999 Basın: 35249