25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 1999 PAZAR HABERLER Eğmmde dinci kesintiye tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türkiye Barolar Birliğı Başkanlığı, 8 yılhk temel eğitimin delinmesine neden olan yasa hükmünü. yeni yobazlar yetiştirme çabasının bir ürünü olarak değerlendirdi. Gümüşhane Barosu Başkanı Avukat Ali Günday'ın laisizme bağlı olduğu, sosyal hukuk devletine ve Atatürk ilkelerine inandığı için 25 Temmuz 1995 günü öldürüldüğünü anımsatan TBB Başkanvekili Avukat Burhan Karaçelik, "Bunlan görüp yaşadıkça ülkesinin geleceğınin. yeniden bilerek veya bilmeyerek karanlıklara götürülmek istendiği endişesi içine düşen insanlar için Avukat Alı Günday olayı daha büyük bir üzüntü ve karamsarhkla hatırlanmaktadır" dedi. TBMM'de kritik hafta • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Hükümet ortaklannın. "öncelikli yasalar çıkana kadar" tatile girmeyeceğini açıkladıği TBMM'yi bu hafta da yoğun bir mesai bekliyor. Bu nedenle Meclis'e ziyaretçi girişi de sınırlandırıldı. Sosyal güvenlik tasansı salı günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu"nda görüşülmeye başlanacak. Plan ve Bütçe Komisyonu"ndaki görüşmeler sırasında tasannın bazı maddelerinin yumuşatılması bekleniyor. TBMM Anayasa Komisyonu'nda ise görüşmelenne geçen hafta başlanan. kamu hizmeti ile ilgih imtiyaz sözleşmelerinde uluslararası tahkime gıdilmesi yolunu açan 3 maddelik anayasa değişikliğinin görüşmelerine devam edilecek. Salı günü toplanacak olan komisyonda anayasa degışiklıği aynı gün kabul edilirse. öncelikli olarak genel kurula sevk edilecek. Satıte egzoz pulu • TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) -Çevre müdürlükleri ve çevre vakıflan tarafından bastınlan ve egzoz gazı ölçümlerinde kullanılan pullann sahtesini basan Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesi Şoforler ve Otomobilciler Derneği Başkanı Yaşar Kuş, yapılan bir baskın sonucu polis tarafından gözaltına alındı. Durumu öğrenen Çevxe Bakanı Fe\'zi Aytekin. sahte egzoz pulu konusunda dikkatli davranılmasını isteyerek bu konuda tüm çevre müdürlerini uyardı. Özel yüksek eğitim kurumlarmm sayısı üniversitelerimizin yüzde 25'ine ulaştı Universiteler hızla özefleştirîliyor Ü niversitelerin, 1960'lı yıllarda artan öğrenci sayısına tam yanıt veremez duruma düşmesi üzerine, birtakım açıkgözler, 27 Mayıs Anayasası'nın 120. maddesinde "üniversitelerin ancak devlet eliyle kurulabileceginin" belirtildiğini, "yüksekokul" deyiminin kullanılmamış olduğunu öne sürüp, işhanı köşelerinde özel yüksekokullar açmaya başlamışlardır DEMİRTAŞ CEYHUN Gerçekten, üniversite eğitimi üzerinde, ül- kemizde şu son on yıldır oynanan oyunlardan kamuoyunun yüzde kaçının haberi vardır aca- ba? Örneğin, üniversite eğitiminin de hızla özelleştirildiğinin acaba kaçımız farkındayız- dır? Valaf kalkanının ardına sığınmış, ama her ne hikmetle ise "vakıf" sözcüğunden galiba pek de hoşlanmayan. "üniversite'' adı altında kurulmuş bu özel yüksek eğitim kunımlannın sayısının halen üniversitelerimizin yüzde 25'ine ulaştığını, ancak üniversitelenmizin gü- ya dörtte birini oluşturan bu özel yüksekokul- İarda da toplam üniversite öğrencisinin sadece yüzde 1,8'inin (yüzde birv irgül sekizinin) oku- duğunu kaç kişi bilmektedir? Fakat, bu bilgisizliğınden dolayı kamuoyunu suçlayabilmek de olanaksız. doğrusu. Çünkü, yalnız kamuoyunun da değil. bu konularla da- ha içli dışlı olması gereken aydın çevrelerimi- zin de bu olup bitenlerden pek fazla haberi yok- tur, gördüğümüz kadanyla. 1971 'de Anayasa Mahkemesi'nin kapattığı bu özel yükseköğretim kurumlanıu, 12 Eylül dönemınde, ola ki 12 Eylül generallennin hörf- lü görüntülerinden de biraz yararlanarak, ger- çekten de tereyağdan kıl çeker gibı sessizce ve İcimseye bir şey sezdırmeden yeniden ıhya et- meyi başarmış bu kişileri yürekten kutlamak gerek doğrusu. Bilindiği gibi, 196O'lı yıllarda da, üniversi- telerin artan öğrenci sayısına tam yanıt veremez duruma düşmeye başlaması üzerine, birtakım açıkgözler. 27 Mayıs Anayasası'nın 120. mad- desinde "üniversitelerin ancak devlet eliyle ku- rulabileceginin 17 belirtildiğini, "yüksekokul" deyiminin kullanılmamış olduğunu öne sürüp, bazı hukukçulardan da yüksek ücretlerle "üni- versite'' ile "yûksekokul"un farklı eğitim ku- rumlan olduğuna dair fetvalar alarak, apartman katlannda, işhanı köşelerinde özel yüksekokul- lar açmaya başlamışlardır. Güya yüksek eğitim veren bu ticarethanelerin sayısı da kısa sürede 48'e ulaşmışür. Bu büyük toplumsal oiay kar- şısında bazı yurttaşlann açtığı dava üzerine de Anayasa Mahkemesi, 12 Ocak 1971'de, bu gö- rüşleri reddederek, bütün özel yüksekokullann 1961 Anayasası'na aykın olduğuna ve kapatıl- malarına karar vermiştir. Ancak, eğitim tüccarlan da Anayasa Mahke- mesi'nin bu karan üzerine pes edip, bu kârlı ti- caretten hemen vazgeçmemişlerdir doğal ola- rak, bu kez de anayasanın ilgili maddesinin de- ğiştirtilmesi için birtakım girişimlerde bulun- maya başlamışlardır tahmin edileceği gibi. Anayasanın değiştirilmesi *•• - komedi olur Anayasa Mahkemesi, karannı, konuyu ana- yasanın ilgih maddeleri açısından ele alıp in- celeyerek vermiştir, kuşkusuz. Ancak yükseköğre- nimin özelleştirttraesi sorunu, salt şekil açı- sından ele almıp değer- lendirilerek bir sonuca bağlanabilir mı acaba gerçekten? Nitekim, Prof. Bahri Savcı'nın, 20 Kasım 1967 günlü Ulus gaze- tesinde çıkan "Anayasa Cevaz Vermiyor" baş- lıklı yazısmdâ aktardı- ğı bilgilere göre, "Üni- versitelerin ancak dev- let eliyle kurulabüece- ği" hükmü 1961 Ana- yasası'na, kesinlikle bir rastlantıyla tasanyı ha zırlayan birkaç solcu profesörün el çabuklu- ğu sonucu fılan girme- miş, bu açıdan da Ku- rucu Meclis'te uzun uzun tarüşılmıştır. Ör- neğin, Kurucu Meclis üyelennden Yekta Ka- ramustafaoğlu, madde- nin görüşülmesi sıra- sında söz alarak, 120. maddeyi; "Üniversite- lerin devlet euyle kuru- lacağmı gösteren hü- küm. mahzurlu bir hü- kümdür. tlmi. memle- ketin en ücra köşderine kadar görürmek işinin sadece devlete bırakılması ve hususi teşebbüsün (özel girişimcinin) bir kenara itilmesi doğru ol- maz. Hamiyerü birkaç arkadaşımızın bir araya gelip vakıf tesis etmeleri ve yüksekokul ve fakül- te açmalan bu hükümle önleniyor. Dolayısıyla maddedeki 'devlet eliyle' kaydı kakünlmahdır. Ki maddenin kapsamı icindeki yüksek eğitim kurumkn. yani universiteler. fakülteler. yükse- kokullar hususi tesebbüs eliyle de kuruUbUsuT diyerek, açık bir dılle eleştirmiştir. Anayasanın temel Hkeiertnden Bu nedenle "yüksek eğjtimin ancak devlet eliyle yapdabileceğr hükmü de bizce hiç kuşku yok ki 27 Mayıs Anayasası'nın çerçevesini be- lirleyen temel ilkelerden biri olarak ele alınıp değerlendirilse gerektir kesinlikle. Çünkü, unutulmamahdır ki 27 Mayıs Ana- yasası bununla da kalmamakta. cumhuriyetin ilk günlerinde çıkanlmış, medreseleri bile va- kıflann elinden alarak devletleştiren Mustafa Kemal'in ünlü "TevhM-i Tedrisat" yasasmı da 153. maddesiyle ilk kez anayasal güvence altı- na almaktadır. Nitekim, Anayasa Mahkemesi'nin özd yük- sekokuUan anayasaya aykın bularak kapatma- N e acıdır ki, eğitim tüccarlannın 1970'li yıllarda onca uğraşmalanna karşın bir türlü başaramadıklan yüksek eğitim ticaretinin yeniden başlatılmasını, bu kez başka bir sermaye grubu, vakıflaşmanın inamlmaz boyutlara ulaştığı 12 Eylül döneminin daha başlannda, generallere, vakıf maskesi altında, tereyağdan kıl çeker gibi sessizce gerçekleştirtmeyi başarmıştır. sı üzerine, daha 1971 yılında, gene aynı çevre- lenn, sorun sanki anayasanın salt bir maddesin- den kaynaklanıyormuş gibi, bu kez de 120. maddenin değiştirilmesi için birtakım girişim- lerde bulunmasına karşı değerli hukukçu Aydın Aybay derhal tepki göstermiş ve Şükran Keten- d'ye verdiği demeçte, konuya bu açıdan yak- laşıp: "Kâra dayah eğitim sistemini sürdünnekiçin anayasa değişikliği temeldeyanhşbir görüş. Sos- yal devlet ilkesine dayalı bir aııavasavı değişrir- mek düpedüz gericilik sayıhr. Bizim anavasa- mızm bir özefliği var. Baü anayasaknndan fark- b olarak statik değil, ileriye dönük v« devletin öde\1erini artıran kurallar getiriyor. Eğitim de bu hedefler içinde. Anayasa Mahkemesi Ana- yasaya aykın' diyecek.. Meclis anayasayı değiş- tirecek. Bu bir komedi olur" diyerek, anayasa- nın 120. maddesini değiştirme girişimlerini sert bir dille eleştirmiştir. (Cumhuriyet Gazetesi. 26 Nısanl97l) Aynı yıllarda kendisinden bu konuda bir gö- rüş istenen Doç. E>r. Mümtaz Sosyal da özel yüksekokullann yalnız anayasanın 120. mad- desine değil. örneğin 12.41 ve 50. maddeleri- ne de aykın olduğunu belirttikten sonra, konu- nun anayasanın bütünlüğü içinde ele alınması- nın zorunluluğunu vur- gulamak için; "Voksa anayasanın bir bütün olmadiğtnıveçeBşik hü- kümlerie dolu bulun- duğunu kabul etmek gerekir'' demiştir anış- tırmalı bir dille. (Mi- marlık dergisi, Tem- muz 1969) lstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin 1968 yıhnda kurduğu, Prof. Dr. Tank Zafer TunayiL, Prof. Dr. Ismet Sungurbey, Prof. Dr. Edip Çelik, Prof. Dr. Zahit Imre, Prof. Dr. Bülent Köprülü, Prof. Dr. Öztekin Tosun, Doç. Dr. Necip Kocayusuf- paşaoğlu. Doç. Dr. Çe- tinÖzek,Doç.Dr.Oğuz tmregün, Doç. Dr. Ümit Doğanay ve Doç. Dr. Aydın Âybay'dan olu- şan özel yüksekokul komisyonu da 27 Afustos 1968tarihinde Fakülte Genel Kuru- lu'nca da onaylanan ra- ponınun daha girişin- de. açık açık, "Komis- yonumuz. özel yükseko- kullann, eğitim felsefe- si ve anayasamızm te- mel prensipleri ve hü- kümleri karşısında dunnnlannı incelemişve bu okullann devleueştirilmesinde kesin zorunlu- luk bulunduğu sonucuna varmıştır'' demekte- dir. özel okul sahiplerinln kârlı tlcaretlerl Bu nedenle, bizce hiç kuşku yok ki Anayasa Mahkemesi de 1971 yılında, yüksek eğitimin özelleştirilmesinin toplumsal yapımıza ve 27 Mayıs Anayasası'nın ruhuna aykınlığı gerek- çesiyle özel yüksekokullann kapatılmasına ka- rar vermiştir. Hatta, özel yüksekokul sahipleri- nin, kârlı ticaretlerini sürdürebilmek için birta- kım siyasal çevrelerle el ele verip hemen baş- lattıklan karşı girişimlerin başanya ulaşama- ması da mutlaka karann bu niteliği yüzünden olsa gerektir doğrusu. Çünkü anımsanacağı gibi, dava daha Anaya- sa Mahkemesi'nde iken. artık her ne hikmetle ise bu sermaye çevreleri bir yandan anayasanın değiştirilmesi için gizli gizli çalışırlarken, il- ginçtir, öte yandan da kamuoyunu yanlanna çe- kebilmek amacıyla şirketlerini vakıflaştınnak, öğrencileri ortak etmek veya halka açmak şek- linde parlak öneriler de getirmemiş değıllerdir basın aracılığıyla. Örneğin, Isık Tedrisat AJŞ. yöneticileri 1970 yılında, "Türidye Yükseköğ- retim Vakfl*' adıyla vakıflaşmaya çalışırlarken, aynı yıl Kadıköy Mimaruk Mühendislik Ozd Yüksek Okulu da tam eğitimin başlayacağı günlerde, eylül başlannda, öğrencilerini okula ortak edeceğini açıklamıştır, öğrencilere okul- da bir basın toplantısı düzenletmek gibi ilginç bir yöntemle. Söze, "Parah eğitimin anayasa- nın firsat eşitiiği ilkesine aykın olduğunu kabul ediyoruz" diyerek başlayan öğrencıler de güya "okulu satın almak için" aralannda para topla- yarak bir şırket kurduklannı kamuoyuna du- yurmuşlardır bu basın toplanösında. ^. . 12 Eylül cuntası hallettl... Ama ne acıdır ki eğitim tüccarlannın 1970'li yıllarda onca uğraşmalanna karşın bir türlü ba- şaramadıklan yüksek eğitim ticaretinin yeniden başlatılmasını da bu kez başka bir sermaye gru- bu, vakıflaşmanın inamlmaz boyutlara ulaştığı 12 Eylül döneminin daha başlannda, general- lere, vakıf maskesi altında, sözcügün tam anla- mıyla tereyağdan kıl çeker gibi sessizce gerçek- leştirtmeyi başarmıştır, bilindiği gibi... Önce yeni bir anayasa hazırlatılıp 27 Mayıs Anayasasf ndaki "Universiteler, ancak devlet eliyle ve kanunla kurulur. Universiteler, özerk- Bğe sahip kamu tüzelkişUeridir" hükmü degış- tirtilerek, maddedeki "ancak" sözcüğü çıkart- tınhnış ve "özerkük" sözcüğü de "binmsel özerkBk" haline getirilmiştir. Hemen ardından da maddeye "Kanunda gös- terilen usul ve esasalara göre kazanç amacına vonelik olmamak şarn ile vakıflar tarafindan, de\ letin gözetim vç denetimine tabi yükseköğ- retim kurunuan kurulabiür' 1 dıye bir yeni fık- ra eklenmiştir. tlginçtir, maddenin başında "kamu rüzelkiş- liğine ve biüntsel özerkliğe sahip üniversiteler devlet tarafindan kanunla kurulur" denildiğı halde, bir alt fıkrada "üniversite" sözcüğü kul- lanılmamış, ustaca bir manevrayla yerine "va- kıflar tarafından yükseköğretim kurumlan ku- nıUbilir" denılmıştir. Görüldüğü gibı "üniver- sfte" kavramı yerine vakıflar için "yükseköğre- tim kurumu" kavramı getirilmiştir. Amaç, hiç kuşku yok ki 196O'lı yıllarda ya- şanan "yüksekokul/üniversite'' tartışmasının yeniden çıkmasım daha baştan engellemektir. Nitekim, aynı çevreler, gene ustaca manevralar- la daha 1982 Anayasası'ndan önce, 6 Kasım 1981'de, 12 Eylül generallerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı yüksekokullann dışmdaki bütün yükseko- kullan ve akademileri bir üniversite çatısı altı- na alarak, bu kurumlann örgütlenme, yönetim, görev ve sorumluluklannın belirlenmesini ve denetlenmesini YÖK adlı yeni bir kuruma bağ- layan 2547 sayıh Yükseköğretim Yasası'nı çı- kartmışlardır. Sürecek Tatilcileıin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini buluıiar... Ağaçtarm sıkhğmdan dene gonmtusüno çekemedık. Getn görün... C lub Orient, Antik Çağın adalet, sağlık ve barış için buluşma merkezi olan Ören'de denize "sıfır", binbir yıldızlı bir tatil köyüdür Homeros'un doğum yeri "Işıklar Sahili'nde, Dunyamn atmosferinde oksıjen oranı en yüksek iki noktasından bıri olan Edremit Körfezi'nde. Zeytin Rivierası'ndadır. Club Orıenfte Ege stilinde yapılmış 62 dubleks yapının her dairesi 2- 4 veya 4-6 kışıllk aileler içın tasarlanmış. içlerinde duş/WC ve telefon olan, odalardan oluşur. Tüm kapılar dev bir botanik bahçesine açılır. Bahçe biter, ıncecik kumlu plaı başlar. Ozurluler ve engelliler için tumüyle duzayak. veıeteryanlar ve diabetikler için sorunsuz tatil. Günlük doktor viziti. KJfibafiYP, 11MOM0TL,O-1tr^ierettiz,(3.h4.-S.-6.laşihr,i.5OO.OOOTl Club Orient HolkUy Resort, Ören-Burhanrye Tel: 0.266.416 34 45 - 416 53 54 • Fax: 0.266.416 40 26 www.ciub-orient.com ÇORUM 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1998-597 Karar No: 1999/437 Davacı Nenman Bayraktar vekili Av. Tufan Köse tarafından davahlar Erol Şamlı ve arkadaşlan aleyhine mahkememize açılan ortaklığın giderilmesı davasının yapılan açık duruşması sonunda: Dava konusu Çorum ili Ayank Mahallesi ada: 1%8, parsel: 2'de kayıtlı bulunan taşınmazın satılarak ortaklığın giderilmesine dair mahkememiz tarafın- dan venlen 17.6. i 999 tarihli karan, tüm aramalara rağmen adresleri tespit edilemeyen davahlar Ayhan Avşar, Seyhan Kalkan ve Bekir Mantı tarafından, ilan tanhinden ıtiba- ren 8 gün içerisinde temyiz edilmediği takdirde karann kesinleşmiş sayılacağı hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 34854 GÖRELE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya: 1997/165 Davacı M. Necmettin Meriç tarafindan açılan gaiplik davasının yapılan açık yargıla- ması sırasında verilen ara karan gereğince: Giresun ili Çavuşlu beldesi tsriak Şahbey ve Pamuk oğlu 1304 doğumlu Ali ile Tshak Şahbey ve Pamuk oğlu 1308 doğumlu Mu- sa'nın çok uzun yıllar önce kayıp olduğu, uzun zaman geçmesine rağmen bu güne ka- dar kendilerinden bir haber alınamadığı, yapılan aramalara rağmen hiçbir sonuca van- lamadığından adı geçen şahıslann ölmüş olması ihtimalinin çok yüksek olması sebebiy- le gaipliğine karar verilmesi talep edildiğinden; Gaiplığine karar verilmesi istenilen Ali ve Musa hakkında bilgi, görgü ve malumatı olanlann mahkememizin 1997/165 esas sa- yılı dava dosyasına ilan tanhinden itibaren 30 gün içinde müracaat etmeleri hususu M.K.nun 31 ve devamı maddeleri gereğince ilan olunur. 12.7.1999 Basın: 35074 Gönlünüzce bir tatil için aradığınız her şey HOTEL FEYE PHARA'da DİNLENİN, YENİLENİN. 143 Oda, Konferans Salonu, Yüzme Havuzu, Çocuk Havuzu, Çoaık Bahçesi, Tetevizyon ve Oyun Odası, Fitness Center, Sauna, Disco, Voleybol, Basketbol, Masa Tenisi, Tenis Kortu, Bilardo, Sat TV, Klima, Saç Kurutma Makinesi, Odada Emanet Kasası, Çocuk Kulûbü, Direkt Telefon, 3 Kanal Müzik İKİ KISHIK OOADA T 3.800.000.- TL. KISI BASirjfl Y P 0-6 Yaş ucretsiz, 7-12 yas n50 mdırımlı nuunacu gWWDEI1C«ETIIWt<|IIHl HiMMkn ARAS HOTEL MORDOĞAN Bol ohijeni. iyot kokusu, stfir nem oranı ile sizi sağlığa davet ediyoruz. Bodrum tipi Gulet'imizle eşsiz Mordoğan gün batımlarını yakalayın Haftalık konaklamalarda bir günlük ücretsiz koy ve mehtap gezisi YURTİÇİ VE YURTDIŞI TATÎL SEÇENEKLERİ Emsalsiz yanmızla otelimize gelip 2 gece 3 gün konaklayın ve tekrar yaömız ile geri dönün. Kişi başı: 25.000.000.- TL yanm pansiyon Havuz başında, havaı fişek gösterilerini ızlerken, Akdeniz ezgilerini sevdiklerinizle paylaşın. Türk Evi'nde, fasıl nağmeleriyie doyumsuz eğlencenin tadına ulaşın. Kişi başı Günlük konaklama: 10.000.000.- TL yanm pansiyon Izmir'e 80 km, tamamı deniz manzaralı odalarda, telefon, minibar, TV (uydu), sıcak-soğuk klıma, jakuzi, sauna, su üstü ve suattı aktiviteleri... ARASTOURTel:023244641 41 Faks:02324467991 ' ' ARAS OTEL Tel: 0 232 737 52 00 Faks: 0 232 737 70 73 Tatil süresince Cumhuriyef okurlanna gazetesi ücretsiz. KülTÜI • S&NAT (021 2) 293 89 78 (3 HAT) Halk Müzigimizin Dört Usta Yorumcusu İlk Defa Aynı albtimde bir araya geldiler. İLKAY AKKAYA: <lMfayaPaf* <Soher Vakti Çaldrnı Yarin Kapom> ve < adlı türkülerle albumümüze katıldı. Salkım SöğUt KASET &CD çıkti. ' yğ Tel:(02UI2«1916-î«3«73 GENEL DAÛOTM GENÇ Mûzik İMÇ6.S6kS3l1Unkjpao, T<t(0.212) 522 88 M - 511 82 79 < Hani yaylam. Hani sanm aıaün> a<i\\ türküleri seslendirdi. B İ R O L T O P A L O Ğ L U : Üç Katadaniz Türküsûnü S6rierkan<Oyana (Ahmedum)> adlı turküde EFKAN ŞEŞEN < Nanno> da İ.HAKKI DEMİRCİOĞLU <ATABARI> nda ise KAZIM KOYUNCU (Zuğaşi Berepe). Vokal anlamda destek verdiler. A L A A D O f r M U S : ise <S»ym3MAJrri><rms»*Eyvmntmn. btilbüliar 6tar> va <Dramm K6prOtO> adlı Türküleri sestandîrdi. <SavnnanAliyi> adlı türkude ise US'a ünlü Televizyoncumuz TAYFUN TAÜPOĞLU vokal anlamda destek verdi. Bu Albümdeki Türküleri Yurdumuzun her yöresinden seçmeye özon gösterdik. Bir anlamda türkülerimizi kaynaştırmaya çalıştık. Bu ilginç çalışmayı Tüm Müziksaverlere öneriyoruz. METROPOL VEFAT Mefhum Mahmut Bey ve Ayşe Hanım'ın oğullan; merhume Muazzez Erimez'in eşı; Nilgün örencik, Gülgün Pehlivaner, Erkin Erimez'in sevgili babalan; Gündüz Erimez, Yıldız Erimez, Nazmıye Aktaş'ın ağabeyleri; Müjdat Pehlivaner, Bülent örencik, Özlem Erimez'in (Gürelme) kayınpederleri, Cengiz Örencik ve Ayşe Pehlıvaner'in biricik dedeleri, Emekli Müşavir, Hesap Uzmarn Mehmet Rüştü Erimez 20 Temmuz 1999 tanhinde Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Ailesi KIRIKKALE1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas: 1997/510 Karar: 1998/295 Davacı Aydemir Güney vekili Av. Eyüphan Ancıoğlu tarafından davalılar Mehmet Tekin ve arkadaşlan aleyhine mahkememizde açılan taksim davasının yapılan duruş- ması sonunda; Kınkkale ili, Karacalı köyü, 3020 ada, 6 parsel sayıh taşınmazın hisse- darlan arasında taksiminın mûmkün olmadığından ortaklığın satış yolu ile giderilmesi- ne karar venlmiştir. Mahkeme karan davahlardan Mehmet Tekin'e tûm araştırmalara rağmen tebligata yarar adresi bulunamadığından ve tebligat yapılamadığından yukan- daki mahkeme karar özetinin gazete aracılıgıyla ilanına karar venlmiştır. Işbu karar öze- tinin davalı Mehmet Tekin'e yayın tanhinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz vuku bulmadığı takdirde hükmün davalı Mehmet Tekin yönünden kesinleşmiş sayılacağı hu- susu tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 09.06.1999 Basın: 35249
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle