Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 1999 PAZAR
HABERLER
DUN\ADA BUGUN
ALt SİRMEN
Alınyazısı
Sevgili,
John F. Kennedy Jr.'un uçak kazasında ölü-
mü, çoğunluğa bu ailenin üstündeki laneti düşün-
dürdü. Gerçekten aile bireylerinin, hatta onlara
bulaşanların, örneğin Marilyn Monroe, başları-
na gelenlere şöyle bir bakınca böyle düşünme-
mek elde değil.
Çoğu kişi "Bu ailenin de amma alınyazısı
varmış ha!" dedi.
Alınyazısı ve kader denince aklıma hep, 1973
baharında yaşadığım bir olay gelir.
• • • ,-,-•• ,
12 Mart döneminde, askeri hapishanede ge-
çen günlerden sonra, sakıncalı piyade asteğmen
olarak askerlik görevini yapıyordum ve Yıldız'da-
ki Harp Akademileri'ndeki tercümanlık görevim-
den Bayburt'a sürülmüştüm.
1973'ün erken bahar günlerinden birinde Bay-
burt'tan İstanbul'a dönüyorum. Şoförün hemen
arkasında, cam kenannda otuaıyorum. Daha Zi-
ganalar'ı tırmanmaya başlamamıştık. Sürücü ve
yardımcısı, arka sıralardan kalkıp yanlarına gelen
bir ahbaplarıyla konuşuyorlar....
Konu bir ara, başka bir otobüs sahibine geldi.
Sürücü,
- O arabayı dereye yuvariadı, dedi.
Karşısındakilerin ikisi birden, aynı anda yapış-
tırdılar mütevekkil yanıtı:
- Ne yaparsın kader...
Yanıt sürücünun çok hoşuna gitmişti.
- Öyle değil mi? dedi ve sonra öfkeyle anlat-
inaya koyuldu:
"Yahu geçenlerde, bir yolcu aldım Bay-
burt'tan na şu teğmenimin oturduğu yerde
oturuyor. Adam doktormuş, yine kazalardan
konuşuyoruz, ben Ne yapalım kader' deyin-
ce, ukala herif 'Hayır kaza kader değildir' de-
mesin mi? Al başına belayı. Anlatmaya çalı-
şıyorum. Adam inatçı bir türlü anlamak iste-
miyor kazanın kader olduğunu, Aha Gümüş-
hane'yi de bir kaç kilometre geçmişiz. Daya-
namadım ve 'Ben kazanın kader olduğuna inan-
mayan adamı arabamda taşımam' dedim. Son-
ra durdurdum otobosu, açtım kapıyı indirdim
adamı aşağı..."
Ben de olanları dehşet içinde dinliyordum ki,
sürücü bana dönüp sormamız mı:
- Sen söyle Allahaşkına teğmenim kaza ka-
der değil mi?...
• • •
Hürriyet'ten Serdar Turgut ise, Kennedy aile-
sinin başlanna gelenleri, baba Joseph ve oglu
John Fitzegrald'in derin devlet ve mafya ile çok
oynamalanna bağlıyor ve derin devletin bundan
duyduğu tedirginlik yüzünden, bunlara taktığını
söylüyor.
Baba oğul Kennedyler'in bu yanı biliniyor ger-
çekten. Bu yorumda da doğruluk payı olmadığı-
nı söylemek güç.
Bir başka yorum da bir Japon bilim adamından
geldi. O, bu işte lanet falan olmadığını, Kennedy-
ler'in genlerinde bulunan risk alma tutkusunun
başlanna bu işleri açtığını söylüyor.
Yani bilim adamı "alınyazısı değil, gen" diyor.
Sevgili, hep düşünmüşümdür şu genler hakkın-
da ayrıntılı sayılacak bilgiler halkın iyi kötü anla-
yacağı biçimde açıklandığından beri, "Bu gen
denen korkunç şey alınyazısının ta kendisi değil
mi? Hastalıklanmızı, huylanmızı, hatta tutkulan-
mızı, üç aşağı beş yukarı yaşam süremizi belir-
leyen kodları banndıran genler, alınyazısının bi-
limsel açıklaması değil mi?" diye.
Demek ki Sevgili, bir alınyazısı varmış ve artık
bilim de bunu doğruluyor.
Ama şimdi genetik uzmanlan, genlerden kay-
naklanan bozuklukları gidermenin, yani bir an-
lamda alınyazısını degiştirmenin, hummalı çalış-
ması içindeler. "Pekyakında başaracağız" diyor-
lar, hatta ilk sonuçlan almaya başladılar bile...
Demirel'den Emek Platformu 'na
Tarlamentonun
yapacağını görelim'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Cumhurbaş-
kanı SüleymanDemirel. E-
mek Platformu"nun sosyal
güvenlik yasa tasansıyla
ilgili isteklerine. demokra-
tik süreçte nasıl gösteri-
yürüyüş hakkı kullanıl-
mışsa. parlamento ve hü-
kümetin ne yapacağını
beklemek gerektiği yanıtı-
nı verdi.
Demirel, Kızılayclaki
eylemden sonra Çankaya
Köşkü'nde Emek Platfor-
munun temsilcilerini ka-
bul etti. Demirel, "Sizin
tepkinizin se\indirici tara-
fi, o kadar kişi toplanıp bir
cam kınlmadan dağdabU-
mişolmasıdır. Bu Türk de-
mokrasisi bakımından
övünülecek bir şeydir. Baş-
kasını memnun edip etme-
diği benim sorunum değil*1
dedi.
Demirel, hak arayanla-
nn meydanda sesıni duyu-
rabildığini, devletin başı
olarak kendisine düşünce-
lerini söyleyebildiklerini
belirtirken, "EğerTürldye
bu tavn muhafaza ederse,
sanıyorum çözemeyeceği-
miz mesele yoktur" diye
konuştu.
Parlamentonun Emek
Platformu'nun dile getir-
diği düşünceleri dinle-
mekte olduğunu, bazı mil-
letvekillerinin de bu top-
lantıya katıldığını kayde-
den Demirel. "Sayın Baş-
bakan son 2 gün evvel ver-
digi izahatında 'uzlaşmak
üzere* olduğunuzu söyledi.
Tüm bunlann sonunda
parlamentoda yapılacak
müzakere esnasında. iste-
dikieriniz tümüyle olmasa
bile. işçi, emekçi haklan
dolayısıyla sizi memnun
edecek birtakun sonuçlara
vanlacağmı umuyorum"
dedi.
Demirel, Türk-Iş Baş-
kanı Meral'in tasan olum-
suz çıkarsa yine gelecekle-
rini söylemesi üzerine,
"Ben size kapıyı kapatma-
dım ki. ama diyalog kop-
masın. Hükümetle de ko-
parmayın diyaloğu" dedi.
DİSK Genel Başkan Vah-
dettin Karabay da, anlaş-
mazlığın hükümetin sos-
yal taraflann sesine kulak
vermemesi, görüşlerine
itibar etmemesinden kay-
naklandığını belirtti.
Demirel de, herkesin
sosyal güvenlik sistemin-
deki darboğazı kabul etti-
ğini, aktüeryal hesaplara
çok fazla dikkat edilmedi-
ğini. bunun böyle gideme-
yeceğini. bu düzeltilmezse
bir süre sonra "ödeyemiyo-
ruz" noktasına gelineceği-
ni. devletin yüzde 100-
yüzde 140 faizli para alıp
maaş ödemek zorunda
kaldığmı anlattı. Demirel,
sendikacılann her zaman
vatanperver insanlar oldu-
ğunu söyledi.
Demirel, uluslararası
tahkım düzenlemesine iti-
raz edebileceklerini, ancak
bunun çagın gereği oldu-
ğunu söyledi.
Çahşma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanı Yaşar Oku-
yan ıse ANAP gençlik kol-
lannı kabulünde gazeteci-
lenn sorulan üzerine, mi-
tingı "vakur bir toplanö"
diye değerlendirdi.
Yurdun dört bir yanından gelerek Ankara'da tek yürek olan işçiler gövde gösterisi yaptı
Emekçi hakkmı koruyacakANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Işçi, memur ve emekli,
hükümetin sosyal güvenlik tasa-
nsı ile IMF dayatmalı ekonomi
politikalanna karşı Kızılay Mey-
danı 'nda gövde gösterisiyle uya-
nda bulundu. Emek Platfor-
mu'nca düzenlenen "Mezarda
Emeklflik ve Sefakt Ücretine Ha-
yır" mitingine. Türkiye'nin dört
bir yanından gelen 150 bin
emekçi katıldı. Birçok ile yayı-,
lan geniş kapsamlı organizasyo-
na ve farklı siyasi görüşlerine
karşm büyük eylemi kusursuz ta-
mamlayan emekçiler, "iş yavaş-
latma, uyan grevi ve genel grev"
gücünü aşama aşama kullanma
konusunda kararlılıklannı da
gösterdiler.
Kızılay'da gerçekleştirilen mi-
tinge katılmak için sendika ve di-
ğer kuruluşlann üyeleri sabah
saatlerinde Kurtuluş, Tandoğan
ve Hipodrom'da toplanmaya
başladılar.
Eylemcilerin toplanma ve yü-
rüyüş yönü, Ankara'nın komşu
kentlere bağlanan ana girişlerine
göre şekillendi. KESK, DİSK,
TMMOB, TDHB, TEB, TTB,
THVB ve TÜRMOB'a baglı ça-
lışanlar Tandoğan'dan Gazi
Mustafa Kemal Bulvan'nı izle-
di. Türk-lş üyesi işçiler Hipod-
rom-Sıhhiye ve Atatürk Bulva-
n'ndan yürüdü.
Sol partilerden destek
Hak-lş, Türk Kamu-Sen ve
Memur-Sen'e bağlı çalışanlar.
Kurtuluş'tan Ziya Gökalp Cad-
desi'ni izleyerek Kızılay'a geldi
Emekçilerin yürüyüşüne DSP.
MHP ve FP'li bazı milletvekille-
ri ile CHP, İP, ÖDP, StP, DBP, E-
MEP, TSİP, DYP ve HADEP
üyeleri de destek verdi. DSP'den
milletvekili seçilen eski DÎSK
Genel Başkatu Rıdvan Budak,
korteje eşlikederek Kızılay'daki
mitinge katıldı.
Budak, eyleme katılmaktan
mutlu olduğunu. bunu bir görev
kabul ettiğini belirterek hükümet
ile işçiler arasında mutlaka bir
uzlaşma sağlanacağını kaydetti.
Budak. "DSP'nin içerisinde
çogjBİuk 50-55ten>«na, MHP'-«
de deöyie. Sorun ANAP'tan kay-
naklanıyor. ANAP Özal'dan be-
ri sosyal devlete karşı zaten" di-
ye konuştu.
Yürüyüşe katılarak destek ve-
ren MHPli AK Işıklar da 38-43
yaşında emekliliğe olanak tanı-
yan düzenlemeye ne kadar karşı
ise 58-60 koşuluna da o kadar
karşı olduğunu söyledi. Işıklar,
"50-55 yaşta uzlaşma olmalı.
MHP'ii millervekillerinin büyük
çoğunluğu böyle düşünüyor" de-
di. Mitıngde yer alan FP Genel
Başkan Yardımcısı Abdullah
Gül, sosyal güvenlik tasansınm
• 150 bini aşkın emekli, işçi, memur; sosyal güvenlik tasansının yanı sıra uluslararası
tahkim, maaş zammı ve IMF dayatmalı ekonomi politikalanna karşı haykırdı.
Geçmişteki büyük eylemlerle iktidarlan sarsan emekçiler, 'İşçi-memur el ele, genel
greve', 'Hükümeti mezara gömmeye geldik' sloganlanyla Kızılay Meydanı'nı doldurdu.
Geniş güvenlik önlemleri alındı
• ; r l-.\ lcıiı IMI\ uııcn <jii\i'nlik «•ü\li'rinin ııklısn <>»-
lcııık'i'tlîkkai (,-ckli. Miıin<;iıi<>t>
ı\i'klv>liril(li-
k h.ırİMikrkııı ııldıı. Başkcntti*}>örv\ >;ıp:ın
polislcrin l)ii\ ük holümıi vıhıılı N;ı:ılltriıi(kn
ilihıııtıı;ııı;n;i(l(kkı \carasokakl.ırdapaıı-
/ırkr. c^iliıııli köpckk'r \i' lıonılnı ıı/nıanı
ı-kipk-ıic kıtalar haiiıuk- \ır aklı. (•ü\cıılik
reform olmadığını, emekçiden
alınıp rantiye kesimine daha faz-
la kaynak aktarmak olduğunu
belirterek "EmekçUerin veişçile-
rin haklı eylemini destekliyoruz.
Biz yabancı sermayenin Türki-
ye'ye girişine karşı değiliz. An-
cak uluslararası tahkim vasasın-
da bazı art niyetli maddeler var.
Eğer hükümet sosyal güvenlik
konusunda ciddi bir uzlaşma
noktasına gelirse, tahkimde uz-
laşma konusunda adım atabili-
riz" dedi.
Kızılay'a doğru üç koldan yü-
rüyüşe geçen emekçiler, "Hop
güçk'ri karakol ckipk'riy k> dı-sti'kk'nirkcn. e\ -
lcııı hu>laıiKuhın (iııcı ^ııskıi ;ıl.ını. \ıık;ııı-
dan ma\i ünirnrıııalarla sarılı hir lıoşltık uı't-
liiııliısıı sıruiİKİi. 1'ıılK. ıın\(l;iıı;ı 'jinıılııi
Kk tck ;H;ulı. kı/ıla\ ü/criıuk- bir InlikopkT
süıvkli L;ıi\tıılik IK'IIŞII \;ıplı. Miiııa hâkiın
hinaların ü/ııiiR' kı-skin ııi>ancıhır Milışli-
rikli. (Kolo«r.ınar: SKkDAR Ö/.SoS t
hop Yaşar, top Yaşar", "Direne
direnekazanacağız". "Hükümet
istifa". "Vur vur inlesin hükümet
dinlesin". "Hükümet şaşırma,
sabnmızı taşırma". "Kahrolsun
IMF, bağımsH Türldye". "Sus-
ma, sustukça sıra sana gelecek".
"Vur vur inlesin kurtlar kuşlar
dinlesin'', "Tahkim vatana iha-
nettir", "İşçi memur el ele, genel
greve", u
EmekliHkhakknnız,sö-
kesökealınz"." Emekçiler bura-
da, hükümet nerede", "Canımı-
za okuyan, Yaşar Okuyan",
"Hükümet yasaıu al başına çal",
"İşçiler burada, Okuyan nere-
de", "Eyleme eyleme eyleme gel-
dik, hükümeti mezara gömmeye
geldik", "EV1F uşağı Yaşar Oku-
yan" sloganlan attılar.
Hipodrom'da yürüyüş kolunu
düzenleyen otobüsün üzerinde
"Türk-Iş, Atatürk ilkelerinin,
milli, demokratik, laik ve sosyal
hukuk devietinin koruyucusu-
dur" pankartı yer alırken, eylem-
cilerin taşıdığı dövizlerde tepki-
ler şöyle yansıdı:
"Hop dedik, bu zam bize uy-
maz", "SSKbatmadı,batınldı",
"Okuyan bakan oldu, memuru
yakan oldu, sosyal güvenliği me-
zara sokan oldu". "Ona buna şa-
pur şupur. memura yarabbi şü-
kür", "Bugün mezartıkta bulu-
şahm,emekliliktöretıivar", "Bu
zamla kaktık piyade,yiizde 20"lik
zam iade", "IMF yazıyor, Y'aşar
memurun canına okuyor",
"Dünyada prim yaûr, ahirette
emekü maaşı al", "SSK'yi kur-
da kuşa yem etmeyeceğiz", "Bi-
ri yer biri bakar, kıyamet bun-
dan kopar". "Bağımsız demok-
ratik Türkiye için direniş \aı, yıl-
gınlık yok", "Mebuslara kıyak
emeklilik, çalışanlara teneşir
tahtası". "Tabut getirin, emekli
olacak var", u
Biz girmeyiz me-
zara, genel grev kapıda", "Tah-
kim yasasına ve mezarda emek-
liliğe onay vermeyeceğiz'', "Üç
memur bir yoksulediyor", "Ata-
türk 57 yaşında öldü, yaşasaydı
ne zaman emekli olacaktı?",
"Güvendik oy verdik, böyle ol-
du", "Bu yasa böyle geçmez, me-
zar taşı maaş kabul etmez", "Be-
ni işten atın, vergimizin üstüne
yatuı, 1.5 milyar dolan holding-
lere dağıtuı", "Uğraşmayuı yaşı-
mızla, işimizle aşunöla, sizin de
yıkanziktidarı başınıza", "Ece-
vit Bahçeli, Yümaz, sizden hü-
kümet oünaz", "Papağan ba-
kan, Yaşar Okuyan". "Emekli-
lik yaşı yfiz obun, dûz otsun".
Eylemciler değişik mizansen-
lerle de hükümeti protesto etti.
Kızılay Alanı'nda kurulan plat-
forma çikanlan siyaha bürün-
müş eli tırpanlı dört kişi, "Adolf
Hitler'in çahşma arkadaşlan,
Çahşma Bakanı, TÜSİAD ve
IMF" olarak sunuldu.
Türk-lş Genel Başkanı Bay-
ram Meral'in ortak bildiriyi
okuduğu konuşması sık sık coş-
kulu sloganlarla kesildi.
MeraFin iktidara eleştiriler
yönelttiği bölümlerde uzun ıslık
ve yuh sesleriyle protestolar
yükseldi. -
Notlar
Örgütlerin ortak açıklamasında, hükümetin meydana kulak vermesi istendi
'Gökkubbeyibaşuuzayıkanz'
ŞUKRANSONER
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Emek Plat-
formu'nca düzenlenen
mıtingde katılımcı örgüt-
ler adına konuşan Türk-lş
Genel Başkanı Bayram
MeraL hükümeti sert şe-
kilde uyardı. Hükümetin
sermaye kesimine vergi
indirimi yaptığını. teşvik-
lerle destek verdiğini
anımsatan Meral, "Onla-
ra bol kepçe ile, bize çay
kaşığı ile veriyorlar. \er-
diklerini de sapı ile çıkan-
yorlar. Eğer taleplerimize
cevap vermezlerse onlara
meydanlan dar ederiz.
Gökkubbeyi başlanna >>
kanz" uyansuıda bulun-
du.
Bayram Meral, Kızılay
Meydanı'nda yaptığı ko-
nuşmada, Emek Platfor-
mu'nun isteklerine kulak
venlmemesi dunmıunda
üretimden gelen güçlerini
kullanacaklannı ve ey-
lemleri tırmandıracakla-
nnı vurguladı. Hüküme-
tin tasanyı geri çekerek
işçılerin. ek zam yaparak
da memurların yüzünü
güldürmesini istediğini
belirten Meral, "Buradan
hükümete sesleniyorum:
Yağma ve talan şeklinde-
Id özelleştirmeleri durdur.
Tanm ve hayvancıhğı geliştir. SendikaJann
önündeki engelkri kakür" diye konuştu.
Çalışma yaşının ILO sözleşmelerine uy-
gun dunıma getırilmesi, yolsuzluklann ön-
lenmesi, taşeron maiyasına karşı iş güven-
liğinin getirilmesi gerektiğini kaydeden Me-
ral, emekçilerin istekJerinin dikkate alınma-
ması durumunda meydanlan doldurmayı
sürdüreceklerini vurguladı.
Hükümetin ulusötesi sermayenin değil.
halkın sesine kulak vermesini isteyen Bay-
Kazanılmıs hakları koruma m i t i n g i n d e n i z l e n i m l e r
Emek cephesine alkış...
Hani Tansu Çiller'in azınlık hükü-
meti kurma düşünü yıkan Ankara'da-
ki büyük işçi mitingi vardı ya.. Işte
onu en az iki ile katlayan bir kalaba-
hk söz konusu idi. Emek cephesirün
katıhmcılan önemli birağırlığı ile Kı-
zılay Meydanı'na gelemediler. Üç ana
giriş güzergâhı. geniş caddelenn Kı-
zılay'a giren aöızlan mitingin başla-
ma saatlerine doğru öylesine tıkan-
mıştı ki profesyonel bir miting izleyi-
cisi olarak ben bile aralanndan sız-
mayı başaramıyor, birkaç yüz metre-
lik bir yeri geçemeyerek soluk alacak
bir köşeye ulaşamıyordum.
Emek cephesi yazm bu dayamlmaz
sıcağında oluşturduğu büyük kalaba-
lıklarla değil sadece, asıl bir araya ge-
lişin niteliği ile de çok anlamlı, eme-
ğin bu seslenişine kulak ükayanlann
korkması gereken mesajlan veriyor-
du...
Kamuoyunun kilitlenmeye çalışıl-
dığı emeklilik yaşı ile sınırlı kalma-
mışlar, IMF reçeteleri ve hükümet
programı ile sermaye cephesinden ge-
len saldın paketinin tümüne, gereken
ağırlıklarla yanıt veren, karşı çıkışla-
nnı koymuşlardı. Çok renkli slogan-
lar, pankartlar, gösteri şovlannda, e-
mek cephesine yönelik tüm saldın
olaylannı tek teİc, ağırlıklan ile ele
alan, düşük ücretten yok edilmek is-
tenen sosyal güvenliğe, tahkimle yar-
gı bağımsızlığının yok edümesine ya-
nıtlannı, kıvırtmadan, net ve anlaşıhr
bir dille veriyorlardı.
Ana kürsü olarak kullanılan oto-
büslerden üç yürüyüş koluna yönelik
hoparlörlerin güçlü sesleri arkalara
ulaşamadığı için. caddelerden arkala-
ra doğru seslenişler, ayn konfederas-
yonlar, sendikaların getirdikleri oto-
büslerden yineleniyor, yankılanma ki-
mi eş sloganlar. kimi ek renklerle ar-
kalara ulaşıyordu...
"IMF. hükümet sermaye cephesi
dayatmalarına hep bir ağızdan yuh"
anonsunun yankılanması, kıüaklan
çınlatan, nerelere kadar ulaştığını bi-
lemediğim uzun süreli ıslık, yuh ses-
leri oluyordu. Kürsüden bu kez "Ken-
dimizl, emek ccphesini alkışlayalun"
uyansı geliyor, uzun süren tempolu
alkış sesleri Kızılay Meydanı'ndan üç
ana caddenin arkalanna doğru uzanı-
yordu. Emek cephesi ilk kez kendi
kendini, onur duyarak alkışlarken,
çok farklı bir anlamda, bunu gerçek-
ten çok hak ettiğinin aynmına vardun.
Emek cephesi tarihinde ilk kez bu ka-
dar çok farklı örgütlenmeler, farklı
renkler ve khnliklerle bir araya geli-
yordu. Yıllann denemesi. zaman za-
man başanh örnekleri yaşanan de-
mokrasi, emek platformlan ilk kez bu
kadar geniş tabanlı, çokrenkli, hoşgö-
rülübir aradaydılar. Hani gelişmiş de-
mokrasilerde hep gördüğümüz, özle-
mini duyduğumuz, çok renklilikleri
ve kimlikleri ile, kavga etmeden, bir-
birlerine tepki duymadan...
Kızılay Meydanı'nda üç koldan ge-
lenler tamamen kaynaşüğından, ara-
lannda kalabalıktan ve sıcaktan nefes
almakta zorlanarak, ama ayn örgütle-
rin süngesi şapka ve gömleklerin bu
kadar çok çeşitliliğini bir arada gör-
menin şaşkınhgında bakınıyordum.
Geçmiştekarşılaştıklan andabirbirle-
rine refleks olarak saldıranlar, birlik-
teliği öylesine benimsemişler, ortak
kimliklerini, sorunlannı ve sloganla-
rını öne çıkarmakta o kadar özenliy-
dilerki...
kaşığı ile veriyor" dedi.
IMF'den gelecek az mik-
tarda para için Türk yar-
gısının bir kenara itilmek
istendiğini ve ülke bağım-
sızlığına gölge düşürül-
düğünü anlatan Meral,
Osmanlı döneminden
kalma kapitülasyonlan
geri getirmenin, ulusal
bağımsızlığımızın temeli
olan kamu kuruluşlannı
uluslararası sermayeye
peşkeş çekmenin hükü-
mete yakışmadığım kay-
detti.
Sosyal güvenlik tasan-
sının SSK'yi, Bağ-Kur'u
ve Emekli Sandığı'nı yok
edeceğini savunan Meral,
"Bunun adı reformsa,ahn
başınıza çalın. Emekliye
memura yüzde 20 sadaka
değil, gerekli olanı verin.
Sermayeye paravar, işçiye,
memura gelince para yok.
Bunun hesabını sizden so-
racağız" diye konuştu.
Devletin olanaklannı
küçük bir azınlığa yağma-
latan ve üretim kapasitesi-
nı düşüren özelleştirmele-
re, kapitülasyonlan geri
getiren tahkim anlaşması-
na, tanm ve hayvancıhğı
yok edip Türkiye'yi dışa
bağımlı duruma getiren
ram Meral, emeklilik yaşmı kadınlarda 58'e,
erkeklerde 60"a yükselten yasa tasansının
bir an önce geri çekilmesinı ıstedi.
Halkın haklı isteklerininyerine getirilme-
mesi durumunda. çalışanlann meşru ve de-
mokratik haklannı kullanmaya devam ede-
ceğini söyleyen Meral, konuşmasını söyle
sürdürdü: "Bu meydandaki ses halkın sesi-
dir. Halkın iktidar ettiği siyasiler. halkın bu
sesine kulak vermezlerse, bu alanlan onlara
dar edeceğiz. Hükümet, halkın değU, IMF'-
nin isteklerini yerinegetirirse, onlan bu gök-
kubbenin aldnda rahat bırakmayacağız.
Haklı isteklerimiz yerine getirilmezse önü-
müzdeki günlerde üretimden gelen gücün
kullanılmasına başianacaktuf
Meral, hükümetten yeni haklar değil, ka-
zanılmış haklarının korunmasını istedikle-
rini vurgulayarak "Hükümet işverene açuğı
paketin onda birini memur ve emekliye ver-
se sorunlan çözecek. herkesin yüzü gükcek.
Hükümet birine bol kepçesiyle, birineiseçay
IMF politikalanna "ha-
yır" dediklerini belirten Meral, çalışanlann
eylemlerinin daha yaygm şekilde devam ede-
ceğini söyledi.
Meral. alanda bulunan katılımcılara, "Sa-
daka niteliğindeki yüzde 20 zamma evet mi
hayır mı? Ulusal ekonomiyi zaydlatan özel-
leştirmeve hayır mı evet mi? Türkiye Cum-
huriyeti'nin bagunsızhğını zedeleven tahkim
yasasına evet mi hayır mı?" şekiinde soru
yöneltınce, meydandakiler hep birlikte "Ha-
yır" yanıtını verdiler.
değil,
grev
dalgası
SERTAÇEŞ
ANKARA-Sabahsaat-
lerinden itibaren Kızılay'ı
dalga dalga dokturan yurt-
taşlar, geleceklerini kur-
tarmak için sonuç ahnca-
ya kadar mücadele ede-
ceklenni vurgulamaya
özen gösterdiler. Çalışan-
lar ve emekliler, geliştir-
dikien eleştiri yöntemle-
riyle de yaratıcılık örnek-
leri sergilediler.
Ankara'daki eylem sıra-
sında anacaddelerdeki tra-
fık tamamen dururken,
protestoya katılma amaa
taşımayan yurttaşlar, diğer
cumartesi günlerinin ter-
sine Kızılay bölgesine uğ-
ramadılar. Hipodrom'dan
Kızılay'a doğru yürüyen
korteji Sıhhiye'den geçen
trenler düdüklerini çalarak
selamladı. Kurtuluş ve
Tandoğan'dan gelen yürü-
yüş kollarına yurttaşlar
yogun destek verdi.
Eylemdeki renkli yan-
sımalar şöyle:
• 1980'liyıllardadöne-
min Başbakanı Turgut
Ozal'ın törenlerinde ses
düzenıni hazırlayan Erkal
Zenger. mitingin ses dü-
zenıni haztrladı ve sendi-
kalann alana yerleşmesi-
ne yardımcı oldu.
• Türk Tabipler Bırliği
(TTB) üyesi hekimler
kendılenne göre hüküme-
tin uygulamalannı hicvet-
tiler. Doktoriann hükümet
hakkında hazırladıkian ra-,
por şöyle: "Cinayeti: Hep-
si erkek. Çalısöğı y«r: Ba-
kaniar Kurulu, Meslegi:
Siyasetçi ve mflletvekilL
Bulgular: Çaüşanlaruı
hakkmı yeme, yüz kızar-
maması, gerçekleri çarpıt-
ma ve halka kindar duy-
gular besieme. Tedavi: Şok
tedavi ve maluien emekli-
Hk."
• Eyleme çok sayıda
üyesiyle katılan CHP, Kı-
zılay Meydanı'nda 5 bin
adet pet şişe su dağıttı.
• DİSK'e bağlı Lımter-
tş Sendikası'na üye işçi-
leT. gözaltında yaşamını
yıtiren Süleymao Yeter
anısına pankart taşıdılar.
îşcilerin açtığı pankartta,
"Oğretmenimizi unutma-
dık, katiller yargüansın"
istemi yer aldı.
• Eylemde tabutlu pro-
testolann çok obnası dik-
kat çekti. Emekçiler, yü-
rüyüş kollannda taşıyarak
Kızılay Meydanı'na getir-
dikleri tabutlan, "Kaderi-
miz olmasına izin verme-
yeceğiz" diyerek yaktılar.
Tabutlann üzerinde. "Ya-
şar Okuyan'm eseri", "Ya-
şasaydı emekli olacaktı",
"Dünyada prim, ahirette
maaş", "IMF'nin reçete-
si" yazılan yer aldı. Ey-
lemciler aynca karton kâ-
ğıttan yaptıklan temsili
mezan da yürüyüş boyun-
ca taşıdılar.
• Hükümetin Türkiye-
Avrupa kıyaslaması da
eleştirildi "Hiçbir ülkede
38-43 yaşında emeklilik
yok" yakınmasına
"Emekli Hans tatflde,
emekli Hasan mezarda"
döviziyle yanıt verildi.
• tşçilerin kişisel olarak
tepkilerini Başbakan Bü-
tent Ecevit'e yöneltmeleri
de dikkat çekti. Eylemci-
ler. Ecevit'in, geçmişte
verdiği demeçleri ve yeni
demeçlerini dövizlerde alt
alta yazarak çelişkiyi or-
taya koymaya çalıştılar.
Ecevit ile ilgili. "İşçi baba-
sı idi, işçinin başını yedi",
"İşçidostu Ecevit,işçi diiş-
manıoldu" yazılı dövizler
yer aldı. Bir yurttaş, Türk-
lş Genel Başkam Bayram
Meral'in "Sayın Ecevit,
mazinize gölge düşürme-
yin" şeklindeki sözlenni
camla çerçevelenmiş şe-
kilde yürüyüşte taşıdı.
• Ecevit *i temsil eden
gözlüklü, bıyıkh bir kukla'
meydanda dolaştınlırken
çalışanlar kuklayı pet şişe
yağmuruna tuttular. Kuk-
la daha sonra tabutlarla
birlikte yakıldı.