28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 1999 PAZAR HABERLER DUN\ADA BUGUN ALt SİRMEN Alınyazısı Sevgili, John F. Kennedy Jr.'un uçak kazasında ölü- mü, çoğunluğa bu ailenin üstündeki laneti düşün- dürdü. Gerçekten aile bireylerinin, hatta onlara bulaşanların, örneğin Marilyn Monroe, başları- na gelenlere şöyle bir bakınca böyle düşünme- mek elde değil. Çoğu kişi "Bu ailenin de amma alınyazısı varmış ha!" dedi. Alınyazısı ve kader denince aklıma hep, 1973 baharında yaşadığım bir olay gelir. • • • ,-,-•• , 12 Mart döneminde, askeri hapishanede ge- çen günlerden sonra, sakıncalı piyade asteğmen olarak askerlik görevini yapıyordum ve Yıldız'da- ki Harp Akademileri'ndeki tercümanlık görevim- den Bayburt'a sürülmüştüm. 1973'ün erken bahar günlerinden birinde Bay- burt'tan İstanbul'a dönüyorum. Şoförün hemen arkasında, cam kenannda otuaıyorum. Daha Zi- ganalar'ı tırmanmaya başlamamıştık. Sürücü ve yardımcısı, arka sıralardan kalkıp yanlarına gelen bir ahbaplarıyla konuşuyorlar.... Konu bir ara, başka bir otobüs sahibine geldi. Sürücü, - O arabayı dereye yuvariadı, dedi. Karşısındakilerin ikisi birden, aynı anda yapış- tırdılar mütevekkil yanıtı: - Ne yaparsın kader... Yanıt sürücünun çok hoşuna gitmişti. - Öyle değil mi? dedi ve sonra öfkeyle anlat- inaya koyuldu: "Yahu geçenlerde, bir yolcu aldım Bay- burt'tan na şu teğmenimin oturduğu yerde oturuyor. Adam doktormuş, yine kazalardan konuşuyoruz, ben Ne yapalım kader' deyin- ce, ukala herif 'Hayır kaza kader değildir' de- mesin mi? Al başına belayı. Anlatmaya çalı- şıyorum. Adam inatçı bir türlü anlamak iste- miyor kazanın kader olduğunu, Aha Gümüş- hane'yi de bir kaç kilometre geçmişiz. Daya- namadım ve 'Ben kazanın kader olduğuna inan- mayan adamı arabamda taşımam' dedim. Son- ra durdurdum otobosu, açtım kapıyı indirdim adamı aşağı..." Ben de olanları dehşet içinde dinliyordum ki, sürücü bana dönüp sormamız mı: - Sen söyle Allahaşkına teğmenim kaza ka- der değil mi?... • • • Hürriyet'ten Serdar Turgut ise, Kennedy aile- sinin başlanna gelenleri, baba Joseph ve oglu John Fitzegrald'in derin devlet ve mafya ile çok oynamalanna bağlıyor ve derin devletin bundan duyduğu tedirginlik yüzünden, bunlara taktığını söylüyor. Baba oğul Kennedyler'in bu yanı biliniyor ger- çekten. Bu yorumda da doğruluk payı olmadığı- nı söylemek güç. Bir başka yorum da bir Japon bilim adamından geldi. O, bu işte lanet falan olmadığını, Kennedy- ler'in genlerinde bulunan risk alma tutkusunun başlanna bu işleri açtığını söylüyor. Yani bilim adamı "alınyazısı değil, gen" diyor. Sevgili, hep düşünmüşümdür şu genler hakkın- da ayrıntılı sayılacak bilgiler halkın iyi kötü anla- yacağı biçimde açıklandığından beri, "Bu gen denen korkunç şey alınyazısının ta kendisi değil mi? Hastalıklanmızı, huylanmızı, hatta tutkulan- mızı, üç aşağı beş yukarı yaşam süremizi belir- leyen kodları banndıran genler, alınyazısının bi- limsel açıklaması değil mi?" diye. Demek ki Sevgili, bir alınyazısı varmış ve artık bilim de bunu doğruluyor. Ama şimdi genetik uzmanlan, genlerden kay- naklanan bozuklukları gidermenin, yani bir an- lamda alınyazısını degiştirmenin, hummalı çalış- ması içindeler. "Pekyakında başaracağız" diyor- lar, hatta ilk sonuçlan almaya başladılar bile... Demirel'den Emek Platformu 'na Tarlamentonun yapacağını görelim' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Cumhurbaş- kanı SüleymanDemirel. E- mek Platformu"nun sosyal güvenlik yasa tasansıyla ilgili isteklerine. demokra- tik süreçte nasıl gösteri- yürüyüş hakkı kullanıl- mışsa. parlamento ve hü- kümetin ne yapacağını beklemek gerektiği yanıtı- nı verdi. Demirel, Kızılayclaki eylemden sonra Çankaya Köşkü'nde Emek Platfor- munun temsilcilerini ka- bul etti. Demirel, "Sizin tepkinizin se\indirici tara- fi, o kadar kişi toplanıp bir cam kınlmadan dağdabU- mişolmasıdır. Bu Türk de- mokrasisi bakımından övünülecek bir şeydir. Baş- kasını memnun edip etme- diği benim sorunum değil*1 dedi. Demirel, hak arayanla- nn meydanda sesıni duyu- rabildığini, devletin başı olarak kendisine düşünce- lerini söyleyebildiklerini belirtirken, "EğerTürldye bu tavn muhafaza ederse, sanıyorum çözemeyeceği- miz mesele yoktur" diye konuştu. Parlamentonun Emek Platformu'nun dile getir- diği düşünceleri dinle- mekte olduğunu, bazı mil- letvekillerinin de bu top- lantıya katıldığını kayde- den Demirel. "Sayın Baş- bakan son 2 gün evvel ver- digi izahatında 'uzlaşmak üzere* olduğunuzu söyledi. Tüm bunlann sonunda parlamentoda yapılacak müzakere esnasında. iste- dikieriniz tümüyle olmasa bile. işçi, emekçi haklan dolayısıyla sizi memnun edecek birtakun sonuçlara vanlacağmı umuyorum" dedi. Demirel, Türk-Iş Baş- kanı Meral'in tasan olum- suz çıkarsa yine gelecekle- rini söylemesi üzerine, "Ben size kapıyı kapatma- dım ki. ama diyalog kop- masın. Hükümetle de ko- parmayın diyaloğu" dedi. DİSK Genel Başkan Vah- dettin Karabay da, anlaş- mazlığın hükümetin sos- yal taraflann sesine kulak vermemesi, görüşlerine itibar etmemesinden kay- naklandığını belirtti. Demirel de, herkesin sosyal güvenlik sistemin- deki darboğazı kabul etti- ğini, aktüeryal hesaplara çok fazla dikkat edilmedi- ğini. bunun böyle gideme- yeceğini. bu düzeltilmezse bir süre sonra "ödeyemiyo- ruz" noktasına gelineceği- ni. devletin yüzde 100- yüzde 140 faizli para alıp maaş ödemek zorunda kaldığmı anlattı. Demirel, sendikacılann her zaman vatanperver insanlar oldu- ğunu söyledi. Demirel, uluslararası tahkım düzenlemesine iti- raz edebileceklerini, ancak bunun çagın gereği oldu- ğunu söyledi. Çahşma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Yaşar Oku- yan ıse ANAP gençlik kol- lannı kabulünde gazeteci- lenn sorulan üzerine, mi- tingı "vakur bir toplanö" diye değerlendirdi. Yurdun dört bir yanından gelerek Ankara'da tek yürek olan işçiler gövde gösterisi yaptı Emekçi hakkmı koruyacakANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Işçi, memur ve emekli, hükümetin sosyal güvenlik tasa- nsı ile IMF dayatmalı ekonomi politikalanna karşı Kızılay Mey- danı 'nda gövde gösterisiyle uya- nda bulundu. Emek Platfor- mu'nca düzenlenen "Mezarda Emeklflik ve Sefakt Ücretine Ha- yır" mitingine. Türkiye'nin dört bir yanından gelen 150 bin emekçi katıldı. Birçok ile yayı-, lan geniş kapsamlı organizasyo- na ve farklı siyasi görüşlerine karşm büyük eylemi kusursuz ta- mamlayan emekçiler, "iş yavaş- latma, uyan grevi ve genel grev" gücünü aşama aşama kullanma konusunda kararlılıklannı da gösterdiler. Kızılay'da gerçekleştirilen mi- tinge katılmak için sendika ve di- ğer kuruluşlann üyeleri sabah saatlerinde Kurtuluş, Tandoğan ve Hipodrom'da toplanmaya başladılar. Eylemcilerin toplanma ve yü- rüyüş yönü, Ankara'nın komşu kentlere bağlanan ana girişlerine göre şekillendi. KESK, DİSK, TMMOB, TDHB, TEB, TTB, THVB ve TÜRMOB'a baglı ça- lışanlar Tandoğan'dan Gazi Mustafa Kemal Bulvan'nı izle- di. Türk-lş üyesi işçiler Hipod- rom-Sıhhiye ve Atatürk Bulva- n'ndan yürüdü. Sol partilerden destek Hak-lş, Türk Kamu-Sen ve Memur-Sen'e bağlı çalışanlar. Kurtuluş'tan Ziya Gökalp Cad- desi'ni izleyerek Kızılay'a geldi Emekçilerin yürüyüşüne DSP. MHP ve FP'li bazı milletvekille- ri ile CHP, İP, ÖDP, StP, DBP, E- MEP, TSİP, DYP ve HADEP üyeleri de destek verdi. DSP'den milletvekili seçilen eski DÎSK Genel Başkatu Rıdvan Budak, korteje eşlikederek Kızılay'daki mitinge katıldı. Budak, eyleme katılmaktan mutlu olduğunu. bunu bir görev kabul ettiğini belirterek hükümet ile işçiler arasında mutlaka bir uzlaşma sağlanacağını kaydetti. Budak. "DSP'nin içerisinde çogjBİuk 50-55ten>«na, MHP'-« de deöyie. Sorun ANAP'tan kay- naklanıyor. ANAP Özal'dan be- ri sosyal devlete karşı zaten" di- ye konuştu. Yürüyüşe katılarak destek ve- ren MHPli AK Işıklar da 38-43 yaşında emekliliğe olanak tanı- yan düzenlemeye ne kadar karşı ise 58-60 koşuluna da o kadar karşı olduğunu söyledi. Işıklar, "50-55 yaşta uzlaşma olmalı. MHP'ii millervekillerinin büyük çoğunluğu böyle düşünüyor" de- di. Mitıngde yer alan FP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül, sosyal güvenlik tasansınm • 150 bini aşkın emekli, işçi, memur; sosyal güvenlik tasansının yanı sıra uluslararası tahkim, maaş zammı ve IMF dayatmalı ekonomi politikalanna karşı haykırdı. Geçmişteki büyük eylemlerle iktidarlan sarsan emekçiler, 'İşçi-memur el ele, genel greve', 'Hükümeti mezara gömmeye geldik' sloganlanyla Kızılay Meydanı'nı doldurdu. Geniş güvenlik önlemleri alındı • ; r l-.\ lcıiı IMI\ uııcn <jii\i'nlik «•ü\li'rinin ııklısn <>»- lcııık'i'tlîkkai (,-ckli. Miıin<;iıi<>t> ı\i'klv>liril(li- k h.ırİMikrkııı ııldıı. Başkcntti*}>örv\ >;ıp:ın polislcrin l)ii\ ük holümıi vıhıılı N;ı:ılltriıi(kn ilihıııtıı;ııı;n;i(l(kkı \carasokakl.ırdapaıı- /ırkr. c^iliıııli köpckk'r \i' lıonılnı ıı/nıanı ı-kipk-ıic kıtalar haiiıuk- \ır aklı. (•ü\cıılik reform olmadığını, emekçiden alınıp rantiye kesimine daha faz- la kaynak aktarmak olduğunu belirterek "EmekçUerin veişçile- rin haklı eylemini destekliyoruz. Biz yabancı sermayenin Türki- ye'ye girişine karşı değiliz. An- cak uluslararası tahkim vasasın- da bazı art niyetli maddeler var. Eğer hükümet sosyal güvenlik konusunda ciddi bir uzlaşma noktasına gelirse, tahkimde uz- laşma konusunda adım atabili- riz" dedi. Kızılay'a doğru üç koldan yü- rüyüşe geçen emekçiler, "Hop güçk'ri karakol ckipk'riy k> dı-sti'kk'nirkcn. e\ - lcııı hu>laıiKuhın (iııcı ^ııskıi ;ıl.ını. \ıık;ııı- dan ma\i ünirnrıııalarla sarılı hir lıoşltık uı't- liiııliısıı sıruiİKİi. 1'ıılK. ıın\(l;iıı;ı 'jinıılııi Kk tck ;H;ulı. kı/ıla\ ü/criıuk- bir InlikopkT süıvkli L;ıi\tıılik IK'IIŞII \;ıplı. Miiııa hâkiın hinaların ü/ııiiR' kı-skin ııi>ancıhır Milışli- rikli. (Kolo«r.ınar: SKkDAR Ö/.SoS t hop Yaşar, top Yaşar", "Direne direnekazanacağız". "Hükümet istifa". "Vur vur inlesin hükümet dinlesin". "Hükümet şaşırma, sabnmızı taşırma". "Kahrolsun IMF, bağımsH Türldye". "Sus- ma, sustukça sıra sana gelecek". "Vur vur inlesin kurtlar kuşlar dinlesin'', "Tahkim vatana iha- nettir", "İşçi memur el ele, genel greve", u EmekliHkhakknnız,sö- kesökealınz"." Emekçiler bura- da, hükümet nerede", "Canımı- za okuyan, Yaşar Okuyan", "Hükümet yasaıu al başına çal", "İşçiler burada, Okuyan nere- de", "Eyleme eyleme eyleme gel- dik, hükümeti mezara gömmeye geldik", "EV1F uşağı Yaşar Oku- yan" sloganlan attılar. Hipodrom'da yürüyüş kolunu düzenleyen otobüsün üzerinde "Türk-Iş, Atatürk ilkelerinin, milli, demokratik, laik ve sosyal hukuk devietinin koruyucusu- dur" pankartı yer alırken, eylem- cilerin taşıdığı dövizlerde tepki- ler şöyle yansıdı: "Hop dedik, bu zam bize uy- maz", "SSKbatmadı,batınldı", "Okuyan bakan oldu, memuru yakan oldu, sosyal güvenliği me- zara sokan oldu". "Ona buna şa- pur şupur. memura yarabbi şü- kür", "Bugün mezartıkta bulu- şahm,emekliliktöretıivar", "Bu zamla kaktık piyade,yiizde 20"lik zam iade", "IMF yazıyor, Y'aşar memurun canına okuyor", "Dünyada prim yaûr, ahirette emekü maaşı al", "SSK'yi kur- da kuşa yem etmeyeceğiz", "Bi- ri yer biri bakar, kıyamet bun- dan kopar". "Bağımsız demok- ratik Türkiye için direniş \aı, yıl- gınlık yok", "Mebuslara kıyak emeklilik, çalışanlara teneşir tahtası". "Tabut getirin, emekli olacak var", u Biz girmeyiz me- zara, genel grev kapıda", "Tah- kim yasasına ve mezarda emek- liliğe onay vermeyeceğiz'', "Üç memur bir yoksulediyor", "Ata- türk 57 yaşında öldü, yaşasaydı ne zaman emekli olacaktı?", "Güvendik oy verdik, böyle ol- du", "Bu yasa böyle geçmez, me- zar taşı maaş kabul etmez", "Be- ni işten atın, vergimizin üstüne yatuı, 1.5 milyar dolan holding- lere dağıtuı", "Uğraşmayuı yaşı- mızla, işimizle aşunöla, sizin de yıkanziktidarı başınıza", "Ece- vit Bahçeli, Yümaz, sizden hü- kümet oünaz", "Papağan ba- kan, Yaşar Okuyan". "Emekli- lik yaşı yfiz obun, dûz otsun". Eylemciler değişik mizansen- lerle de hükümeti protesto etti. Kızılay Alanı'nda kurulan plat- forma çikanlan siyaha bürün- müş eli tırpanlı dört kişi, "Adolf Hitler'in çahşma arkadaşlan, Çahşma Bakanı, TÜSİAD ve IMF" olarak sunuldu. Türk-lş Genel Başkanı Bay- ram Meral'in ortak bildiriyi okuduğu konuşması sık sık coş- kulu sloganlarla kesildi. MeraFin iktidara eleştiriler yönelttiği bölümlerde uzun ıslık ve yuh sesleriyle protestolar yükseldi. - Notlar Örgütlerin ortak açıklamasında, hükümetin meydana kulak vermesi istendi 'Gökkubbeyibaşuuzayıkanz' ŞUKRANSONER ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Emek Plat- formu'nca düzenlenen mıtingde katılımcı örgüt- ler adına konuşan Türk-lş Genel Başkanı Bayram MeraL hükümeti sert şe- kilde uyardı. Hükümetin sermaye kesimine vergi indirimi yaptığını. teşvik- lerle destek verdiğini anımsatan Meral, "Onla- ra bol kepçe ile, bize çay kaşığı ile veriyorlar. \er- diklerini de sapı ile çıkan- yorlar. Eğer taleplerimize cevap vermezlerse onlara meydanlan dar ederiz. Gökkubbeyi başlanna >> kanz" uyansuıda bulun- du. Bayram Meral, Kızılay Meydanı'nda yaptığı ko- nuşmada, Emek Platfor- mu'nun isteklerine kulak venlmemesi dunmıunda üretimden gelen güçlerini kullanacaklannı ve ey- lemleri tırmandıracakla- nnı vurguladı. Hüküme- tin tasanyı geri çekerek işçılerin. ek zam yaparak da memurların yüzünü güldürmesini istediğini belirten Meral, "Buradan hükümete sesleniyorum: Yağma ve talan şeklinde- Id özelleştirmeleri durdur. Tanm ve hayvancıhğı geliştir. SendikaJann önündeki engelkri kakür" diye konuştu. Çalışma yaşının ILO sözleşmelerine uy- gun dunıma getırilmesi, yolsuzluklann ön- lenmesi, taşeron maiyasına karşı iş güven- liğinin getirilmesi gerektiğini kaydeden Me- ral, emekçilerin istekJerinin dikkate alınma- ması durumunda meydanlan doldurmayı sürdüreceklerini vurguladı. Hükümetin ulusötesi sermayenin değil. halkın sesine kulak vermesini isteyen Bay- Kazanılmıs hakları koruma m i t i n g i n d e n i z l e n i m l e r Emek cephesine alkış... Hani Tansu Çiller'in azınlık hükü- meti kurma düşünü yıkan Ankara'da- ki büyük işçi mitingi vardı ya.. Işte onu en az iki ile katlayan bir kalaba- hk söz konusu idi. Emek cephesirün katıhmcılan önemli birağırlığı ile Kı- zılay Meydanı'na gelemediler. Üç ana giriş güzergâhı. geniş caddelenn Kı- zılay'a giren aöızlan mitingin başla- ma saatlerine doğru öylesine tıkan- mıştı ki profesyonel bir miting izleyi- cisi olarak ben bile aralanndan sız- mayı başaramıyor, birkaç yüz metre- lik bir yeri geçemeyerek soluk alacak bir köşeye ulaşamıyordum. Emek cephesi yazm bu dayamlmaz sıcağında oluşturduğu büyük kalaba- lıklarla değil sadece, asıl bir araya ge- lişin niteliği ile de çok anlamlı, eme- ğin bu seslenişine kulak ükayanlann korkması gereken mesajlan veriyor- du... Kamuoyunun kilitlenmeye çalışıl- dığı emeklilik yaşı ile sınırlı kalma- mışlar, IMF reçeteleri ve hükümet programı ile sermaye cephesinden ge- len saldın paketinin tümüne, gereken ağırlıklarla yanıt veren, karşı çıkışla- nnı koymuşlardı. Çok renkli slogan- lar, pankartlar, gösteri şovlannda, e- mek cephesine yönelik tüm saldın olaylannı tek teİc, ağırlıklan ile ele alan, düşük ücretten yok edilmek is- tenen sosyal güvenliğe, tahkimle yar- gı bağımsızlığının yok edümesine ya- nıtlannı, kıvırtmadan, net ve anlaşıhr bir dille veriyorlardı. Ana kürsü olarak kullanılan oto- büslerden üç yürüyüş koluna yönelik hoparlörlerin güçlü sesleri arkalara ulaşamadığı için. caddelerden arkala- ra doğru seslenişler, ayn konfederas- yonlar, sendikaların getirdikleri oto- büslerden yineleniyor, yankılanma ki- mi eş sloganlar. kimi ek renklerle ar- kalara ulaşıyordu... "IMF. hükümet sermaye cephesi dayatmalarına hep bir ağızdan yuh" anonsunun yankılanması, kıüaklan çınlatan, nerelere kadar ulaştığını bi- lemediğim uzun süreli ıslık, yuh ses- leri oluyordu. Kürsüden bu kez "Ken- dimizl, emek ccphesini alkışlayalun" uyansı geliyor, uzun süren tempolu alkış sesleri Kızılay Meydanı'ndan üç ana caddenin arkalanna doğru uzanı- yordu. Emek cephesi ilk kez kendi kendini, onur duyarak alkışlarken, çok farklı bir anlamda, bunu gerçek- ten çok hak ettiğinin aynmına vardun. Emek cephesi tarihinde ilk kez bu ka- dar çok farklı örgütlenmeler, farklı renkler ve khnliklerle bir araya geli- yordu. Yıllann denemesi. zaman za- man başanh örnekleri yaşanan de- mokrasi, emek platformlan ilk kez bu kadar geniş tabanlı, çokrenkli, hoşgö- rülübir aradaydılar. Hani gelişmiş de- mokrasilerde hep gördüğümüz, özle- mini duyduğumuz, çok renklilikleri ve kimlikleri ile, kavga etmeden, bir- birlerine tepki duymadan... Kızılay Meydanı'nda üç koldan ge- lenler tamamen kaynaşüğından, ara- lannda kalabalıktan ve sıcaktan nefes almakta zorlanarak, ama ayn örgütle- rin süngesi şapka ve gömleklerin bu kadar çok çeşitliliğini bir arada gör- menin şaşkınhgında bakınıyordum. Geçmiştekarşılaştıklan andabirbirle- rine refleks olarak saldıranlar, birlik- teliği öylesine benimsemişler, ortak kimliklerini, sorunlannı ve sloganla- rını öne çıkarmakta o kadar özenliy- dilerki... kaşığı ile veriyor" dedi. IMF'den gelecek az mik- tarda para için Türk yar- gısının bir kenara itilmek istendiğini ve ülke bağım- sızlığına gölge düşürül- düğünü anlatan Meral, Osmanlı döneminden kalma kapitülasyonlan geri getirmenin, ulusal bağımsızlığımızın temeli olan kamu kuruluşlannı uluslararası sermayeye peşkeş çekmenin hükü- mete yakışmadığım kay- detti. Sosyal güvenlik tasan- sının SSK'yi, Bağ-Kur'u ve Emekli Sandığı'nı yok edeceğini savunan Meral, "Bunun adı reformsa,ahn başınıza çalın. Emekliye memura yüzde 20 sadaka değil, gerekli olanı verin. Sermayeye paravar, işçiye, memura gelince para yok. Bunun hesabını sizden so- racağız" diye konuştu. Devletin olanaklannı küçük bir azınlığa yağma- latan ve üretim kapasitesi- nı düşüren özelleştirmele- re, kapitülasyonlan geri getiren tahkim anlaşması- na, tanm ve hayvancıhğı yok edip Türkiye'yi dışa bağımlı duruma getiren ram Meral, emeklilik yaşmı kadınlarda 58'e, erkeklerde 60"a yükselten yasa tasansının bir an önce geri çekilmesinı ıstedi. Halkın haklı isteklerininyerine getirilme- mesi durumunda. çalışanlann meşru ve de- mokratik haklannı kullanmaya devam ede- ceğini söyleyen Meral, konuşmasını söyle sürdürdü: "Bu meydandaki ses halkın sesi- dir. Halkın iktidar ettiği siyasiler. halkın bu sesine kulak vermezlerse, bu alanlan onlara dar edeceğiz. Hükümet, halkın değU, IMF'- nin isteklerini yerinegetirirse, onlan bu gök- kubbenin aldnda rahat bırakmayacağız. Haklı isteklerimiz yerine getirilmezse önü- müzdeki günlerde üretimden gelen gücün kullanılmasına başianacaktuf Meral, hükümetten yeni haklar değil, ka- zanılmış haklarının korunmasını istedikle- rini vurgulayarak "Hükümet işverene açuğı paketin onda birini memur ve emekliye ver- se sorunlan çözecek. herkesin yüzü gükcek. Hükümet birine bol kepçesiyle, birineiseçay IMF politikalanna "ha- yır" dediklerini belirten Meral, çalışanlann eylemlerinin daha yaygm şekilde devam ede- ceğini söyledi. Meral. alanda bulunan katılımcılara, "Sa- daka niteliğindeki yüzde 20 zamma evet mi hayır mı? Ulusal ekonomiyi zaydlatan özel- leştirmeve hayır mı evet mi? Türkiye Cum- huriyeti'nin bagunsızhğını zedeleven tahkim yasasına evet mi hayır mı?" şekiinde soru yöneltınce, meydandakiler hep birlikte "Ha- yır" yanıtını verdiler. değil, grev dalgası SERTAÇEŞ ANKARA-Sabahsaat- lerinden itibaren Kızılay'ı dalga dalga dokturan yurt- taşlar, geleceklerini kur- tarmak için sonuç ahnca- ya kadar mücadele ede- ceklenni vurgulamaya özen gösterdiler. Çalışan- lar ve emekliler, geliştir- dikien eleştiri yöntemle- riyle de yaratıcılık örnek- leri sergilediler. Ankara'daki eylem sıra- sında anacaddelerdeki tra- fık tamamen dururken, protestoya katılma amaa taşımayan yurttaşlar, diğer cumartesi günlerinin ter- sine Kızılay bölgesine uğ- ramadılar. Hipodrom'dan Kızılay'a doğru yürüyen korteji Sıhhiye'den geçen trenler düdüklerini çalarak selamladı. Kurtuluş ve Tandoğan'dan gelen yürü- yüş kollarına yurttaşlar yogun destek verdi. Eylemdeki renkli yan- sımalar şöyle: • 1980'liyıllardadöne- min Başbakanı Turgut Ozal'ın törenlerinde ses düzenıni hazırlayan Erkal Zenger. mitingin ses dü- zenıni haztrladı ve sendi- kalann alana yerleşmesi- ne yardımcı oldu. • Türk Tabipler Bırliği (TTB) üyesi hekimler kendılenne göre hüküme- tin uygulamalannı hicvet- tiler. Doktoriann hükümet hakkında hazırladıkian ra-, por şöyle: "Cinayeti: Hep- si erkek. Çalısöğı y«r: Ba- kaniar Kurulu, Meslegi: Siyasetçi ve mflletvekilL Bulgular: Çaüşanlaruı hakkmı yeme, yüz kızar- maması, gerçekleri çarpıt- ma ve halka kindar duy- gular besieme. Tedavi: Şok tedavi ve maluien emekli- Hk." • Eyleme çok sayıda üyesiyle katılan CHP, Kı- zılay Meydanı'nda 5 bin adet pet şişe su dağıttı. • DİSK'e bağlı Lımter- tş Sendikası'na üye işçi- leT. gözaltında yaşamını yıtiren Süleymao Yeter anısına pankart taşıdılar. îşcilerin açtığı pankartta, "Oğretmenimizi unutma- dık, katiller yargüansın" istemi yer aldı. • Eylemde tabutlu pro- testolann çok obnası dik- kat çekti. Emekçiler, yü- rüyüş kollannda taşıyarak Kızılay Meydanı'na getir- dikleri tabutlan, "Kaderi- miz olmasına izin verme- yeceğiz" diyerek yaktılar. Tabutlann üzerinde. "Ya- şar Okuyan'm eseri", "Ya- şasaydı emekli olacaktı", "Dünyada prim, ahirette maaş", "IMF'nin reçete- si" yazılan yer aldı. Ey- lemciler aynca karton kâ- ğıttan yaptıklan temsili mezan da yürüyüş boyun- ca taşıdılar. • Hükümetin Türkiye- Avrupa kıyaslaması da eleştirildi "Hiçbir ülkede 38-43 yaşında emeklilik yok" yakınmasına "Emekli Hans tatflde, emekli Hasan mezarda" döviziyle yanıt verildi. • tşçilerin kişisel olarak tepkilerini Başbakan Bü- tent Ecevit'e yöneltmeleri de dikkat çekti. Eylemci- ler. Ecevit'in, geçmişte verdiği demeçleri ve yeni demeçlerini dövizlerde alt alta yazarak çelişkiyi or- taya koymaya çalıştılar. Ecevit ile ilgili. "İşçi baba- sı idi, işçinin başını yedi", "İşçidostu Ecevit,işçi diiş- manıoldu" yazılı dövizler yer aldı. Bir yurttaş, Türk- lş Genel Başkam Bayram Meral'in "Sayın Ecevit, mazinize gölge düşürme- yin" şeklindeki sözlenni camla çerçevelenmiş şe- kilde yürüyüşte taşıdı. • Ecevit *i temsil eden gözlüklü, bıyıkh bir kukla' meydanda dolaştınlırken çalışanlar kuklayı pet şişe yağmuruna tuttular. Kuk- la daha sonra tabutlarla birlikte yakıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle