18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 TEMMUZ 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türban krizine çözüm • ANKARA (AA) - Kadın milletvekillerinin Meclis Genel Kurulu'na başlan örtülü olarak giremeyeceğine ilişkin • hükmün içtüzüğe konuhnası için ilk adım atıldı. ANAP Izmir Milletvekili Rıfat Serdaroğlu, FP tstanbul Milletvekili Merve Kavakçı'nın 21. dönemin ilk birleşiminde TBMM Genel Kurulu'na türban ile girerek yarattığı krizin tekrarlanmaması içın Içtüzûk değişikliği teklifı hazırladı. Serdaroğlu'nun hazırladığı teklifte, içtüzüğün kıyafet ile ilgıli 56. maddesinde hem TBMM başkan veya vekilliğine kadın milletvekili seçildiğinde ortaya çıkacak "frak giyme sorununa" hem de türban sorununa çözüm getıriliyor. Genelkurmay'ın kitap tepkisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanhğı, Harp Akademileri Komutanhğı'nın piyasadan toplattığı "'Laiklik mi, Şeriat mı" adlı kitabın Türk Silahh Kuvvetleri'ne (TSK) mal edilerek suçlamalar yöneltılmesine tepki gösterdi. Genelkurmay Başkanlığı. basında yer alan ve darbe dönemlerinde dağıtıldığı iddıa edilen kitabın son günlerde yeniden dağıtıldığı yolundaki yazılara sert tepki gösterdi. Açıklamada. llhan Uran tarafından yazılan ve yayımlanan kitabın TSK'nin görüşünü yansıttığı iddiasının köktendinci gazete yazarlan tarafından gündemde tutulmaya çalışıldığına dıkkat çekildi. Açıklamada, bu yöndeki çabalann TSK'nin saygın imajını zedelemeye yönelik düzeysiz ve sorumsuz bir hareket olduğu belirtildı. Hatipoğlu'nun istegi• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Ipek'in Atatürkçü öğretim görevlilerine baskı uyguladığını savunarak. görevden alınmasını istedi. Hatipoğlu. tpek'in üniversitede bütün gücüyle şeriatçı kadrolaşmaya agırlık verdiğini, doçentlikte çalışma süresi yetersiz olan ve ders kitaplannda şeriat propagandası yapan Mehmet Zelka'yı profesörlüğe yükseltmeye çalıştığını kaydetti. PKKnin kank yüzü • Haber Merkezi - Genelkurmay Başkanlığı ve Ziraat Bankası işbirliği ile gerçekleştirilen 'Terorie Mücadelede Türk Silahlı Kuvvetleri' konulu fotoğraf sergisi Erzurum Kültür Merkezi Galeri Salonu'nda açıldı. Terörorgütü PKK'nin kanlı yüzünü tüm acıklığı ile gözler önüne seren fotoğraflar ve belgelenn yer aldığı sergi hergün 11.00 ile 20.00 saatleri arasında gezilebilecek Van'da deprem • Haber Merkezi - Van'da önceki günden bu yana hafif şiddette iki deprem meydana geldı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi'nden alınan bilgıye göre, önceki gün saat 02.17'de kaydedilen depremin aletsel büyüklüğü 3.8 olarak belirlendi. Merkez üssü Van olarak saptanan depremde. can ve mal kaybının olmadığı bıldirildi. Van'da önceki gün akşam saatlerinde. aletsel büyüklüğü 3.7 olarak belirlenen bir deprem daha meydana gelmışti. Uluğbay olayını değerlendiren İP Genel Başkanı Yalçın, yargının harekete geçmesini istedi ^Sorumlu Ecevit ve Yılmâz'tstanbul Haber Servisi - Işçi' Partisi Genel Başkanı Hasan Yalçın. Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın intihar ginşıminde Başbakan BüJent Ecevit ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın yasal sorumluluklannın bulunduğunu belirterek "Ecevit ve Yılmaz'ın yargılanması gerekir" dedi. Oniversite Öğretim Üyeleri Demeği ile An Düşünce ve Toplumsal Gelişim Derneği de Uluğbay'ın son derece üstün bir sorumluluk duygusu ve vatan sevgısine sahip. onurlu bir devlet adamı olduğunu açıkladılar. IP Genel Başkanı Yalçın, Ecevit ve Yılmaz'ın suçlannı açıkça "ikrar" ettiklerini ifade ettı ve "Ecevit ve Yılmaz, Türk Ceza Kanunu'nun 136. maddesinin 1. fıkrasındaki "gızli kalması. devletin iç ve dış menfaatleri icabından olan malumatı* açıklamaktan yargılanmalıdjrlar" dedi. 'Gizii bügilerin akışı' Başbakan Ecevit'in. çok gizli belge ve bilgilerin akışının • Işçi Partisi Genel Başkanı Hasan Yalçın, Uluğbay'ın intihar girişiminde Başbakan Bülent Ecevit ve ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın yasal sorumluluğu bulunduğunu söyledi. Yalçın, "Ecevit ve Yılmaz, 'gizli kalması, devletin iç ve dış menfaatleri icabından olan malumatı' açıklamaktan yargılanmahdırlar" dedi. bilgisi dahilinde gerçekleştiğini açıkladığını, Yılmaz'ın isebir gün önce tersini söylese bile IMF belgesinin kendisine Uluğbay tarafindan verildiğini ifade ettiğini anımsatan Yalçın şöyle devam etti: "Bu durum Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin iç ve dış hafife alındjğuıı göstermektedir." 'Onurlu devlet adamı' güvenüğinin, başbakan ve koalisyon ortağı partinin genel başkanı tarafindan ne kadar Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin de Uluğbay'ın tutarlı, ciddi ve onurlu bir devlet adamı olduğunu ve intihar girişiminin de onur anlayışından kaynaklandığını söyledi. Erdin. Uluğbay'ın özellikJe eğitim tarihimizde seçkin bir yer edindiğini belirterek bazı politikacı ve basın organlannın Uluğbay'a yönelttikleri saldırgan ve düzeysiz suçlamalan da şiddetle kınadıklannı kaydetti. An Düşünce ve Toplumsal Gelişim Derneği ise Türk siyasetindeki yozlaşmanın Uluğbay gibi sorumluluk bilincine sahip siyasilerin sayılannm artması ile önlenebileceğini vurguladı. Türk siyasetinin Uluğbay'lara gereksinim duyduğuna işaret eden dernek, Uluğbay'ın bu girişiminin sorumsuz ve yoz siyaset anlayışına da indirilmiş ciddi bir darbe olduğunu savundu. CHP lideri Öymen: Yılmaz, üzerine vazife olmayan işlerle uğraşıyor 'Bunabmnı faturası fakire'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkanı Altan Oymen, borsa şirketine sızdınldı- ğı iddiaedilen IMF belgesi konu- sunda ANAP Genel Başkanı Me- sut Yımaz'ın çelişkili açıklama- larda bulunduğunu anımsatarak "Hükümetin küçük ortağı üzeri- ne vazife olmayan işlerle uğraş- maktadır. Bu sayın genel başka- nın,butûrahşkanhklannın oldu- ğunu tüm kamuoyu biliyor. Baş- bakanlıgı döneminde de hiç üze- rinevazifeolmadığı halde gece ya- nlan ihale pazarlığı japmıştır" dedi. Altan Öymen, CHP Yüksek Disiplin Kurulu'nun görev dağı- lımı yapacağı toplantı öncesinde gazetecilerin sorulannı yanıtla- dı. Koalisyonun küçük ortağı Mesut Yılmaz'ın IMF belgeleri ile "fazla bir ilgi ile meşgul oldu- ğunu" belirten Öymen, "Bu anoraıaldir" dedi. Yılmaz'ın IMF belgesi ile ilgi- li olarak çelişki dolu açıklamala- nna işaret eden Öymen, "Hükü- metin küçük ortağınuı başkanı, önce IMF ile görüşmelerie ile ügi- li bir belgenin kendisine verilme- diğini söyledi. Sonra bu belgenin kendisine Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay tarafindan verildiğini açıkladı. Daha sonra bunun bel- ge defiL bilgi olduğunu sövledi" dedi. IMF ile yapılan görüşmeler sırasında sorumluluk v e yetkinin o görüşmeyi yapanlar ile hükü- met üyelerine ait olduğunun altı- nı çizen Öymen, "IMF belgeteri- ni hükümet içinde ilgili bakanla- nn incelemesi esastır. Hükümet dışındaki herhangi bir kişinin bu sorurumlulukla ilgisi joktur. So- rumluluğu olmayan kişinin \etki- si de yoktur. Hükümetin küçük ortağının başkanı üzerine vazife olmayan işlerle uğraşmaktadır" dedi. Hükümetin Meclis'e gönder- diği sosyal güvenlik yasa tasan- sı ve memur maaşına yapılan • CHP Genel Başkanı Altan Öymen, "Bu sayın genel başkanın, bu tür ahşkanlıklannın olduğunu tüm kamuoyu biliyor. Başbakanlığı döneminde de hiç üzerine vazife olmadığı halde gece yanları ihale pazarlığı yapmıştır" diye konuştu. CHP Yüksek Disiplin Kurulu, Oymen'in başkanlığında toplanarak görev böiümü yapü. (Fotoğraf: A A) yüzde 20 zammı eleştiren Oy- men. "Memura verilen zamnun enflasvon oranının altında tutul- ması tek kelimeyle insafsızhktır" dedi. Öymen. "Şimdiye kadar ol- duğu gibi, ekonomideki kronik çöküntünün suçlusu şanki işçüer, memuıiar,çalışanlarmış gibi gös- terilerek yük yine onlann sırtına yüklenmiştir. Ekonomik çökün- tünün gklerttmesi için paylaşüma- sı gereken yük yine maalesef ser- maye kesiminin üzerinden alın- nuştu-" diye konuştu. Sosyal güvenlikte asıl sorunun kayıt dışı işçi çalıştırma olduğu- nu vurgulayan Altan Oymen, hü- kümetin yasa tasansında bu ger- çeğin göz ardı edildiğini SSK'nin çöküntüsünün nedeninin emek- lilik yaşı gibi gösterildiğini söy- ledi. CHP lideri, çalışanlar için en büyük güvence olan iş güven- cesinin tasanda yer almamasmı eleştirerek "Tasandaişvereninişe aldığı işçiyi 50 gün olan SSK'ye bildirme süresi bir güne indiril- miştir. 30 günde bunu biktirme- yen işveren, bir günde niye bikiir- sin? Ya da buna tedbir demek ne kadar doğrudur? Işsizlik sigorta- sı konusunda da öyle bir prim sa- yısı getirilmiştir ld mevsimlik iş- çilerin bundan faydalanması im- kânsız hale gelmektedir" uyan- sında bulundu. CHP Genel Başkanı Altan Öy- men'in açılışını yaptığı yüksek disiplin kurulu toplantısında, TV kameralan önünde yapılan "şef- faP seçim sonucunda başkanhğa Ali Şahin oybirliği ile seçildi. Ecevit: Uluğbayhn morali yerinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit intihar girişimi nede- niyle tedavi gören Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın büyük ölçüde iyıleştiğıni ve moralinin yerinde olduğunu söyledi. Başbakan Ecevit'in Baş- kent Hastanesi'nde dünkü ziyareti 35 dakika sürdü. Ecevit, hastane çıkışında ba- sın mensuplanna bilgi verdi. Uluğbay 'ı önceki günden daha iyi gördüğünü anlatan Başbakan. şunlan söyledi: "Arbk rahal konuşabili- yor. Rahat \emek yiyor. Za- ten eskklen de çok hafrf yer- di Adeta eskiden ne yiyorsa şimdi de öv le birmönüsü var. Morali yerinde. Her bakım- dan çok iyi gördüm. Ben de çok mııtiu oldum." Hastane yetkililerinden alınan bilgiye göre, Uluğ- bay'ın dünkü mönüleri ara- sında şeftali kompostosu, domates çorbası ve sulu mu- hallebi bulunuy^of. Uluğ- bay'a yaklaşık üçer saat arayla bu yiyeceklerden ve- riliyor. Cumhuriyet Savcısı Tayfun Sağıroflu'nun. em- niyet ve jandarmadan gele- cek son bilgiler doğrultu- sunda araştırmasmı bu haf- ta içinde sonuçlandırması bekleniyor. Savcınm, Uluğ- bay'ın ifadesini alırken inti- har girişiminin psıkolojik veya siyasi nedenleri üzerin- de fazla durmadığı öğrenil- di. Savcının ağırlıklı olarak "intihann biçiminr ıncele- diği ve soTgulamarun "su- ikastveya kavga" gibi dış et- kenleri ortadan kaldıran çer- çevede sonuçlandığı belirtil- di. Uluğbay'ın sorumluluğu üstlenen ifadeleri, savcının elde ettiği diğer bulgularla örtüştü. Muhalefet partileri, borsa spekülasyonu iddialan için TBMM'ye araştırma önergesi verecek DSP'de Yılmaz rahatsızhğı dinmedi AYŞE SAYIN ANKARA - Muhalefet partileri DYP ve FP, IMF belgesinin sızdınlması ile bor- sada spekülasyon yaratıldığı savlan için TBMM denetim yollannı işletmeye hazır- lanıyor. Başbakan Bülent Ecevit'ten Baş- bakanlık Teftiş Kurulu'nu devreye soka- rak "IMF belgesi sızdınlması, borsada 2 Temmuz günü vapılan işlemlerin incelen- mesi ve SPK Başkanı hakkında inceleme başlaülmasım" isteyen DYP, Meclis araş- tırma önergesi vermeye hazırlanıyor. DSP Grup Başkanvekili Fıkret Uzun- hasan ise borsa spekülasyon savlan konu- sunda doğrulann ortaya çıkması için TBMM'nin denetim yollannın işletilme- si durumundabuna destek verebilecekle- rini söyledi. Bazı DSP milletvekillerinin de partinin çarşamba günkü grup toplan- tısında ANAP ve Mesut Yılmaz'a yük- lenmye hazırlandıklan öğrenildi. Yılmaz'ın yaptığı açıklamalann Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın intihar girişi- minde etkisi olduğu görüşünü savunan bazı DSP milletvekillerinin, konuyu par- tinin grup toplantısına taşıma plaru yap- tığı bıldirildi. Aralannda İstanbul Millet- vekili Rıdvan Budak'ın da bulunduğu ba- zı milletvekillerinin grup toplantısında hükümet ortağı ANAP'ın politikalannı eleştirmek için hazırlıkyaptığı ifade edil- di. DSP Grup Başkanvekili Fikret Uzun- hasan, dünyanın birçok ülkesinde borsa spekülasyonlan yaşandığına dikkat çeke- rek, bu istenmeyen durumu ortadan kal- dırmak için her ülke yönetiminin bazı ön- lemleri almak durumunda olduğunu söy- ledi. Uzunhasan şunlan söyledi: "Başbakanımızm dediği gibi, 'borsa varsa iniş çıkış da olur. bunlardan da isti- fade edenler ortaya çıkar." Ancak, bu iniş çıkışlar suni bir şekilde yaratılmışsa ve bundan faydalananlar varsa. bunlartn arastınlması. ortaya çıkanlması gerekir. Kim olursa olsun, ister kardeşimiz olsun. ister yeğenimiz olsun, kim bunlardan ya- rarlanıyorsa ortaya çıkanlmahdır." DSP olarak bu konuda bır Meclis aras- tırması ya da soruşturması vermeyecek- lerini ancak, verilecek önergelere destek olabileceklerini kaydeden Uzunhasan, bu durumun hükümette bunalım yaratıp ya- Mülkiye'den sınıf arkadaşı eski vali, Hikmet Uluğbay'ı anlattı Ceylan: Siyasi kirliliğe alışamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Devlet Bakanı HÜk- met Lluğbay'm Ankara Oni- versitesi Sıyasal Bilgiler Fa- kültesi'nden sınıf arkadaşı, eski vali. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Baş- kan Yardımcısı Aydemir Cey- buı. "Uhığbay'ınhepimizide- rinden üzen nıhsal bunahnu- nın nedenlerini, denıokrasi, yurtseverük kültürü ve so- rumluluk bilincinde aramak gerek. liuğba). sh^si kirliliğe alışamadr dedi. Ceylan, Mülkiye'de Türk devrim ve Atatürkilkelerinin ışığı altında engin bir yurt sevgisi, devlet ve halk sorum- luluğuyla yetiştirildiklerine dikkat çekerek, Uluğbay'ın devlet ekonomisinin sorum- luluğundan çok etkilendiğini söyledi. Uluğbay'ın duyarlı ve onurlu kişihğine dikkat çe- ken Ceylan, "Uluğbay, uzun yıllar sessiz kakfa" diye ko- nuştu. Ceylan, bakanın bilim- sel çalışmalanna da değine- rek, siyasete alışamadığını söyledi. Son 4-5 yıl içinde kendini birdenbire siyasetin içinde bulan Uluğbay'ın kişi- sel saygınhğı. bilgi, birikim ve deneyimiyle hula yüksel- diğini vurgulayan Ceylan, şöyle konuştu: "Mffli Eğttmı Bakanı iken zaman zaman görüştüğümüzde de üzerin- deki ağır sorumluluğun ba- kanlığındaki siyasi yapılan- masınm kendisinde yarattığı yorgunluğu sezer gibi olmus- tum. Siyasete, siyasi Idrffiiğe alışamadığı belliydi o zaman. SBF Maliye mezunu olarak, Türldye ekonomisinin içinde bulunduğu darboğjtn, yıttar- dır süregelen ekonomikcürü- müşlüğü. içve dış dayatmala- n, aymaziıklan bilmemiş, görmemiş olması otanafisz." ratmayacağına ilişkin bir soru üzerine şunlan söyledi: "Sorun yaratabilmesi için gerçekten id- dialann doğru olması gerekhor. Ancak id- dialar doğruysa hükümette kriz olur. Sa- yın Yılmaz. kabineye girmeyerek, Yüce Divan'a sevkini isteyerek Türk pariamen- to tarihinde eşine az rastlanır bir örnekta- vır sergilemiştir. O nedenie bu konuda kimsenin almganhk göstereceğini sanmı- yorum. Herkes gerçeklerin ortaya çıkma- suu ister." Partisi için önceliğin Devlet Bakanı U- luğbay'ın bir an önce sağhğına kavuşarak görevinin başına dönmesi olduğunu anımsatan Uzunhasan, bu olayın polemik konusu yapılmasmı da doğru bulmadığı- m söyledi. Borsada spekülasyon savlannı muhale- fet partileri TBMM gündemine getirdi. FP'nin ardından DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven. Başbakan Bülent Ece- vit'in yarutlaması istemiyle TBMM Baş- kanlığı'na soru önergesi verdi. Ecevit'e, SPK Başkanı Muhsin Mengütürk ün Glo- bal Menkul Değerler AŞ'de daha önce ça- lıştığı yönündeki savlannı doğru olup ol- madığını soran Güven, Başbakanlık Tef- tiş Kurulu'nun neden harekete geçirilme- diğine de yanıt istedi. Güven, DYP olarak öncelikle konuyu soru önergesi ile gündeme getirdiklerini belirterek, "Şimdi bu sonımuza cevap bek- liyoruz. Arkasından gelişmelere göre diğer denetim yollannı işleteceğiz'' dedi. Y ılmaz kabinede olmadığı için Meclis soruşturma önergesi verme olanağı bulunmadığını kaydeden Güven, "Bu konuyu, grup o- larak Meclis araştırma önergesi ile gün- deme getireceğiz" diye konuştu. POIJTIKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA . .Huznun bduşumu. Bir bilmece gibi gözlerin... C»ysa, sana tutkun erkekler derin ve sessiz bir akşamın boşluğundatüm hüzünleri topluyorolma- hlar... Önce Odisseus Elitis'i dinle: "Kıbleden esen yelin kemerterarasında ıslık çal- dığı; bu beyaz avlularda, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı?" Karadeniz'de, Cide'de esen birfırtına, Edmond Jabes'in dizelerinde 'kelimenin içinde yaşam ile ölüm arasında söyleşi'yi getiriyor bize... "Seçilebilir yaşam; seçilmiştir oysa ölüm..." Enis Batur'un Türkçesiyle günümüzü anlatıyor; büyüyen ve tedirgin eden duymazlığında, giz- lenmiş bir söyleşiyi ulaşılmaz derinliğimizde sür- dürüyor... Bizler, bembeyaz masallarda evrenin gökkuşa- ğı rengine kin ve korkuyu bulaştırıyoruz... Oysa, ne bir kıskançlık gölgesi ne de kötü- cül düşünceler var çevremizde... İki yıl önce 'temmuz korkusu' sarmıştı yüreğimi- zi... Önce onu anlatayım: Temmuz benim başıma belaydı, temmuz alay- cıydı... Sığ sulardaydık... Aydınlıksızdık... Kan ısısın- daydık Belki mevsimleri çoğaltıp sevgimizi bölüşüyor- duk... Kara balçıkta ahşap bir güney rüzgân esiyordu... Biz seninle biriikte rüzgâra durmuştuk... Gökyüzünde turnalar mı uçuyordu, yoksa aç martılarmı, bilmiyorduk. Saatlerce öpüşmüştük o limon kokulu bahçe- lerde... Yağmurduk, kesilmiştik, dolam dolamdık. In- sandık, mutsuzluk emiyorduk; birbirimizi kemiri- yorduk... Rüzgârdık, sevdaydık; el kadar mavilerdöküyor- duk... Sen ağlıyordun temmuz güneşinin altında... Bense burnundan öpüyordum, kirpiklerini sayı- yordum... Sen bir şeyler söylüyordun tam o sırada, ağla- maktan öte, tıpkı Cahit Külebi'nin dizelerindeki gi- bi... Anladım bu şehir başkadır, herkes beni aldatıp gitti... Anladım senin gözlerin başkadır, bir rüzgâr gi- bi beni aldatıp geçti... Kamyonlar yine kavun taşır, ama içimde şarkı bitti... Şimdi Istanbul'da sabahın sekizi... Gözyaşlanm gözüme döküldü, anlamadı; aynı yastıkta bitirdik birbirimizi... ••• Temmuz bana göre kıskanç bir âşık!.. Temmuz başına buyruk!.. Temmuz inatçı!.. Edmond Jabes'i dinler misin bir pazar sabahın- da, Paris'te bir 'cafede' kahveni yudumlarken... "Hayat için yazı sayfasıyım ben, diyordu; tıpkı ölümün benim için okuduğum sayfa olması gibi. Önun için de yazı ölümün, hem ölçüsü hem de ölçüsüzlüğüdür. Daha önceki halini okuyorsun; ötekini, gelece- ğinin okuru kılıyorsun. Onun için de, kitaptaki hayat ancak okunaksız- lıktan okunaklılığa geçişe ulaşmak ve aynı anda onu yitirmektir. Ve ekliyordu: 'Seçilebilir, hayat. Seçilmiştir oysa, ölüm.' Büyüyen ve tedirgin eden duyulmazlığında, giz- Ienmiş söyleşi bizim en ulaşılmaz derinliğimizde sürüp gider. Bir de şunlan yazmıştı: 'Gövde, düşüncenin ona parlamasını ve kanamasını sağlayan başyapıttır- kendi ışınlarıyla parlamasını ve yitmesini ölü gövdeden tek kalan, ruhun külleridir. Oraya dek, kendi düşüncemize eşlik etmiş olu- ruz' Şafak, Yukel, çiyleriekaplı, dünyanın bütün so- rulannın açmak üzere olduğu tomurcuktur. Evre- nin önceden var oluşu. Yakında, üzerinde gölge- lerin kıpırdamadığı bir görürüz yalnızca, bürüne- ceği renkler oğleye kadar teklik ve duraklama- nın renkleri olacaktır. Sonu geldiğinde, sayılariçin- de ölmek için çoğalacaktır. Eğer, içimizde, hülyanın izleri göriinmez ise, bu onlan gün ya da bir lamba ışığında arama ni- yetimiz olduğunu gösterir. Geceleyin, içinesüzül- düğümüz o kara yokluk içinde fosforlu oluşlan onlara ihanet eder. Senin belirlenmiş arzun. Bütün yoksunluklanm- dan daha ağınm. Kaygı ve karanlığa yolluyor bi- zi ve aşk, orada gûneşi tahta çıkanyor. Seviyo- rum ve işte sabah oluyor. Dişlerim takırdıyor, ama elterimin sana değdiğiyerde sıcak olduğunu gör- mek düşüncesi beni mutlu kılıyor. Dünya bizim gibi saf. Dün ve yann bir aynı ba- sit cümle." ••• Bir bilmece gibi gözlerin!.. Söyle sen mi inatçısın, yoksa temmuz mu? Yok- sa rüzgânn inadıyla, fısıttıyla; söyleyin, o çılgın nar ağacı mı? Temmuz hoyrat, temmuz delişmen!.. Söyleyin, ilkin büzgülü etekleriyle nisanın; sonra yaz şenliğinin ağustosböceklerıyle gülüp oynayan, öfkelenen, hertürlü gözdağını kara kö- tülükten arrtıp güneşin kucağına esrik kuşlannı serpen; söyleyin, o çılgın nar ağacı mı bu, her şeyin; en gizli düşlerimizin bile üstüne kanat geren? [email protected] Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 KALBİNİZ SÎZİNÎÇtN ÇALIŞIYOR, YASÎZ?... TÜRKKALPVAKn »9 Mayıs Cd. No: 8 Şışlı/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks:(0 212)212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle