28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 1999 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI Batsınbu dünya, bitsinbu rüya...Geçen cumartesı elımde gazetelerim ve kitaplanm Cafe Colombia'da capuccinomu içerek keyıf yapıyordum. Böyle keyıfli hallerdeyken. -arkadaşlarım söyledıkleri için biliyorum- yüzümde sürekli bır sıntma olur benim. Yıllardır ciddi bir uykusuzluk sorunu yaşadığımdan çoğunlukla yorgun olduğum içın bu sıntma yorgun görünümümle pek uyum sağlamaz. Bu yüzden sıntık ıfadem, o günün değil de birkaç gün öncesının çok kahkahah akşamından kalmış. daha doğrusu yüzümde unutulmuş gibidir. Bu beni, uzaktan bakanlann gözünde, kendi kendine gülen garip biri yapar. Etrafa sıntarak baktığımın farkında olmadığımdan, tesadüfen göz göze geldiğım bir sürü tiple mecburen muhabbete daldığım çok olmuştur. Cafe Colombia'da da böyle bir durumdaydım ki yan masadaki genç arkadaş "mernaba" diyerek yanıma geldi. Ukalalığımı hoş göriin, ben çoğunlukla Ingilizlerle yaptığım konuşmalardan pek zevk alamamışımdır. Kendimce gerekçelenm var elbette. Çaresiz "merhaba" diyerek karşılık verdim ben de. Yüzümdekı sıntmanın kaybolduğunu tahmın ediyorum. Ama bu, karşımdaki ıçin anlaşılması gereken bır mesaj olarak algılanamadı ne yazık ki? Havadan sudan muhabbetlerden sonra muhatabım, okuduğunuz şu yazının yazılmasına yol açan soruyu yöneltiverdi: "Yann için bir hazıriığınız var ım?" Şımdı, sizin de çok iyi anladığmız gibi. bu kuşkusuz bır soru ve bunun kuşkusuz bir yanıtı da olmalı. Şu yaşına kadar, beceriksizlikleri yüzünden, yanna ilişkin planı programı olmayan bir yaşam mağduru olarak benim açımdan bu sorunun bir karşılığı bulunmuyor. Aynca neresinden bakarsanız bakın. sevimsiz de bir sorudur zaten. Size öbür dünyayı pazarlamak isteyenler de önce bu soruyla çıkarlar ya karşınıza. Onlar için yann, bugünün devamı olan başka bir gün değil, bir başka dünyadır. Oraya hazırlanmanızdan söz etmeleri için başlangıç sorusu hep bu olmuştur. Karşımdakınin de dini bütün bır Hınstiyan ya da ne bileyim bir Yehova Şahidi olduğunu düşündüm bu soru yüzünden. Kapışma bir an önce başlasm dıye de "Ne hazıriığı?'' deyiverdım oğlana. Yüzünde. bana çok acıyarak baktığmı saniyesinde duyumsadığımı sandığım bır ifade dolandı ki "Siz inanmıyor olabilirsiniz, ama çok ciddi bir durum bu" dedı. Bu tür saçmahklara inanmaması gereken bir yaşta olduğundan girip, kıyamet behrtileri sayılacak olan büyük doğal felaketlerin bilim insanlannca önceden keşfedilebileceğinden çıktım. Nafile, inanmadı. Sadece o değil. Sonrasında yazılanlan okuyunca anladım ki onun gibi bırçok ınsan da dünyamızın batmayacağını söyleyenlere inanmadı. lngıltere'nın Essex bölgesınde yaşlı bir adam, dünyanın gerçekten batacağına inanmasına karşm kalktı tûm malvarlığını kıliseye bağışladı. Kilise, dünya batsa da batmayacak bir kurum LONDRA çünkü ona göre. Bu tür inanmanın, bu inanç sahıplerinin garipsenmelerine yol açmaktan başka yarartığı bir sıkıntı yok. Pazar geldı geçtı, ama dünyamız batmadı işte. Dualarla pazan edenler, bunu dualannın gücüne bagladılar. tnançlannı, imanlannı sınamak ve de sonuçlannı almak gibi bir mutlulugu da yaşadılar. Şuraya gelmek istiyorum: Nostradamus'a inandığını söyleyenlerin çoğu, bence ona değil, dünyamızın çoktan batması gerektiğine inanıyorlar aslında. Batı'da her kapının ardmda birer tane bulunan tarikatlar, kilisesiyle, camisiyle, sinagoguyla insanlığa öyle bir dünya gösterdiler ki günaha batmış, sapkınhk içindekı ınsanlığın yok olmasından başka çare kalmamıştır onlara göre. Evlilik dışı ilişkiler, eşcinsellik, lezbıyenlik gibi ^ ^ _ "feUkeder" dünyanın sonunu getirecek. Bunlann hiçbirisi, asıl felaketin birdenbire değil, çevre katliamlanyla. yoksullukla, sosyal patlamalarla yavaş yavaş geleceğini özellikle söylemedi. Elinde kırbacıyla bir Tann, bu kadar açlığın, yoksulluğun, ınsan ve çevre kıyımının sorumlusu sıradan insanlar ya da o insanlann seçtiği yaşam biçımleriymiş gibi onlara kızacak, köpürecek ve dünyayı mahvedecek. Böylelikle de Hindıstan'da insan sağlığını hiçe sayarak binlerce insanın zehirlenerek ölmesine yol açan Union Carpet şırketiyle, şirketin o bölgedeki kurbanlan Tann tarafından aynı MUSTAFA ERDEMOL cezaya çarptınlacak. Yani dünya yok olduğunda, Afrika'daki yağmur ormanlannı mahveden uluslararası şirket, o bölge insanıyla beraber ortadan kalkacak. Sıradan insanın kaderi degişmiyor. görüldüğü gibi. Haklı da olsa, haksız da olsa o mutlaka ölüp gidiyor. Bunlara değil, kapkara kiliseye, camiye, sinagoga inandığı içindir ki bir günah gayyasında yaşadıklanna inanıyor çoğu insan. Bu nedenle dünyamızdaki asıl "felaketierin" sorumlulan yerine, örneğin şu karşımda oturan şavalak korkuyor dünya batacak diye. Bır de üniversitede sosyal bilim okuyormuş amcam. Diline sağlık kim söylemışse, "Eğitinı cehakti ahr, eşeklik baki kahr" diye. Nostradamus'a inanıp da gece gündüz dua edenlerin yanı sıra birbiriyle kavgalı olanlann banştıklannı yazıyordu Ingiliz gazeteleri. Yani artık onlar da "başladı'' sanmışlar demek ki. Hıkâye şu: Ezim ezim ezilmekte olan bir işçi, bir gün yolda rastladığı ensesi kalın bir kalantora tekme tokat vurmaya başlayınca apar topar karakola götürülmüş, oradan da mahkemeye çıkanlmış. Hâkim sormuş; "Durup dururken ne diye sakhrdm adama?" Işçı, gayet şaşkın bir vaziyette, acıklı bir sesle yanıtlamış: "Ben başladı sandıydım hâkim bey«" Sınıf kavgasında son aşamanın geldiğıne inanan fıkradaki işçiye, sempatıyle gülümsemışimdir hep. Nostradamus kehanetine ağız dolusu güleyim hiç değilse. Kendı kendime nedensız sıntmaktan daha iyı bir iş yapmış olurum. 'Rusya'dan bize hayır gelmez'Bizim yaklaşık 3 yıldır Rusça ve Türkçe olarak yayımladığımız Perspektif dergisının bir sayısını "tesadüfen ele geçiren" bir zat-ı muhterem şöyle dıyor: "Yazıp çizdikleriniz, eskiden Türkiye'yi Sovyetier'e bağlamak isteyen gizli Türk komfinistlerinin dediklerine pek benziyor. Rusya'dan bize hayır gelemeyeceğini anlamak için tarih kitaplanm iyi okumanızı öneririm. Bizim özümüz Türklükte ve Müslümanhktadır. İttifaklanmız ise kuzevde değil. batıdadır. Onun için, bu 'Türk-Rus dostiuğıf ve 'ekonomik işbirliği" demagojtsinden artık vazgeçin." tşte böyle!.. Ne kadar etkileyici değil mi?.. Busözlerbenı kendime getirdi. Meğer yıllardır yanlış yoldaymışız. Rusya'nın kısa sürede dış ticaret, tunzm, müteahhitlık ve başka alanlarda Türkıye'nin önde gelen partnerlerinden biri haline geldiği fiknmızde, 21. yüzyılm ilk yıllannda bizim temel ekonomi ortaklanmızın başında geleceği öngörümüzde hatalıymışız. Hem de bu tür "demagojimiz" ile geçmişin "gizli komünisderTne benzıyormuşuz. Hâşâ, sümme hâşâ!.. Meğer biz "Komünistkr Moskova'ya!" sloganının tarihe kanştığı kanısına boşuna kapılmışız. Su uyur Ruslar uyumazmış.. Tarih kitaplanm -onlann kimler tarafından ve nasıl yazıldıklanna hiç mi hiç bakmadan- bır kez daha okuduk ve gördük ki, koyundan post, Rusya'dan MOSKOVA HAKAN AKSAY dost olmaz! Bundan böyle söyleyeceğimız ve yazıp çızeceğimiz şeyler 180 derece değişecektır. Dahası. "perspektifimiz* değişecektır Bu yaşta da olsa gözümüzün açılmasım sağlayanlara binlerce teşekkür!.. Resmi ve gayri resmi kurum, yayın ve kişilere duyurumuzdur: Türkiye son 10 yılda Rusya ile ürkütücü hızla geliştırdigı ekonomik ve tıcari ılişkilerini derhal kesmelıdir! Bız Rusya'ya muhtaç değiliz. Ticarette kafamıza koysak her yeri fethederiz. Müteahhitlerimizin inşa edebılecekleri daha koskoca bir dünya vardır. Rus turistler yerine Alman, Amerikan, Afrikalı ve Avustralyalı turistlere yönelmeliyiz. Hele hele enerji ve savunma sanayıı gıbı' -** hassas konularda Rusya'ya bağlı olmamızı ve ileride onlann gözünün içine bakmamızı gerektirecek hatalardan bir an önce vazgeçmeliyız. Biraz daha pahalı da olsa, bız bildığımiz bakkaldan ve manavdan alışveriş etmeliyiz. Kuzeyde ve doğudaki Türk ve Müslüman kardeşlerimizin Rus zulmünden kurtultnalan ıçin, haber alma ve silah verme de dahil hiçbir fedakârhktan kaçınmamahyız. NATO içinde Rusya'ya karşı öncüjandarma kuvveti olmalıyız. Gerektiğinde çekinmeden kıhca ve topa, pardon jetlere ve bombalara davranmahyız! Moskofgâvunına acımadan nişan almalı ve ateş etmeliyiz! Ordular, hedefıniz Moskova'dır! Hücum!.. Hiîtiv uuııv n t l i m n d a Avustralya'ıımMelboumekentindeki a l u r u ı ı u u V l c t o r i a n S a n a t Merkezi Uginç birgç sergiyeev sahipHği yapıyor. Avustralya'ıun yerüleri Aborigine'lertarafından geleneksel biçimde boyanan çello ve kemanlar bir ay süreyte sergDenecek. Sergi bütün Avusrrah/a'yı ve dünyanın başhca kenrJerini gezecek. Dahasonra boyahmünkafetfcrigençmüzisyenlerekatkıanıai^laaç^ REUTERS) Evleri, kopra altlanHerr Jaeger evimizin karşısındaki ormanda yaşıyor. Son on yıldır tüm yaşamını ağaçlar arasına kurduğu derme çatma, baraka- gecekondu kanşımı "ev"de geçiriyor. Penn Jaeger'e hiç kimse kanşamıyor. Ne çevre villalarda yaşayanlar ne de ormanda devriye gezen polisler. Tahta, karton ve naylondan oluşturduğu "ev"ınden vazgeçirmek için çok uğraştılar. Herr Jaeger dayattı. "Gel, seni bir yurda vadralun" dediler. Ama o hep karşı çıktı. Baktılar kı olmayacak, ona yardıma karar verdiler. Hali vaktı yerinde, iyi yürekli komşular Herr Jaeger'e yiyecek taşımaya, eline birkaç kuruş tutuşturmaya başladılar. Devlerın verdiği sosyal yardırn parasını bile ormandaki bannağına her ay polis getirmekte. Soğuk kış günlerinde sıcak kahvesini karşıdaki şarküteride yudumluyor. Hem Jaeger bu arada ünlendi de. Birkaç ay önce yerel bir TV istasyonunun kameralanna "evinin kapılannT açtı. Avrupa'nın en büyük ve en güçlü ülkesi Almanya'da 700 bin evsiz barksız insan yaşamakta Kent belediyeleri, büyük bir çoğunluğuna hiç olmazsa geceleri başlannı sokacak yer gösteriyor. Yine de 30 bin ınsan yaşamını tam anlamıyla sokakta geçiriyor. Kar, buz ve yağmurda ormanlar, parklar, köprü altlan, kapı içlen, aralıklar, alt geçitler, metro istasyonlan onlann bannaklan. Bir zamanlar STUTTGART AHMET ARPAD ış güç, ev bark, çoluk çocuk sahibı bu insanlar şimdi yalnız. Devletin ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ _ desteği ölmemelerini sağlıyor... Herr Jaeger gibi Herr Gundel de evsiz. Birkaç yıl önce ölümden zor dönmüş. Birilerinin yardımı ile kapağı son anda kimsesizler yurduna atmış. Yaşamı tam "fnmUk." Fakir bir kan kocanın altıncı çocuğu olarak dünyaya gelmiş 71 yıl önce. Karnı hep aç büyümüş. Küçük yaşta çalmaya alışmış. Olmemek için çalmış durmuş. Devlet onu, sekiz yaşında ana babasından ayınp çocuk yurduna sokmuş. Biraz büyüyünce de boğaz tokluğuna bir köylünün yanmda çapa sallamış. HiflerAlmanyasrndaçalışma gruplan ile sağa sola her türlü işe gönderilmiş. Savaştan sonra evlenmiş. Dansta "tavladığr bulaşıkçı bir kadınla. Az çalışıp çok çalarak yaşamlannı sürdürmüşler. Ardı ardına üç çocuğu olmuş. Bugün nerede olduklanndan habersiz. Hırsızhktan birkaç kez içen girip çıkmış, kansını ağabeyıne kaptırmış. Sonra doğru-dürüst bir ış bulmuş. Mezarcı olmuş. Yıllar boyu mezar kazıp durmuş. Içkiye alışmış. Büyük kentin yeraltı geçitlerini kendine "ev" edinmiş... Alman ll Kurumu'nun en son açıklamalanna göre ülkede 4 milyon kişi işsiz. Bundan öteye, artık kımsenin iş vermediğı 50 yaşın üzerinde, ümidini iyice yitirmiş 3 milyon insan daha var. Onlar da ellerine geçen düşük sosyal yardım ile fakirlik sınınnda, geleceği belirsiz bir yaşam sürdürüyor. Devlet, toplam 7 milyon insanma ış bulamıyor. llginç bir başka açıklama da, ülkede 4.5 milyon kişinin okuma yazma bilmediği... Kamuoyu araşürmalan, 2000'li yıllann eşığinde Almanlann yüzde 65'ınin gelecekten karamsar olduğunu gösteriyor. Toplumun yüzde 85'i de zengin ile fakir arasındakj uçurumun önümüzdeki yıllarda daha da derinleşeceğıne inanıyor. Yönetenler, ülkenin iç sorunlannın üstesinden pek gelemıyor. Toplumdaki olumsuz gelişmelerden en çok etkilenen de lçişleri Bakanı Otto SchilK. Fakat onun şu günlerde başka bir derdı var: "Türkiye, Ocalan'ı idam ederse Avrupa Biriigi'ne giremez'.' / HİKMET ULUĞBAY'IN İNTİHAR GİRİŞİMİNDE TETİĞİ DÜŞÜREN NEDENLER... BÜTÜN YÖNLERİYLE NOKTA'DA / ÖYMEM, CHP'YE DAMGASINI VURDU / MİUİTUEKİUİRİ, DÛKUNULMAZLJKLARINITARTIŞIYOR / SUÇ TATBİKATLARI UNÇLffiE GEBE / TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN'IN YAZ FLÖRTÜ / CB> TEEFONU NERH)BUr NASIL ALNRr AURKBV NELBE DİKKAT EDİUR? İNFO CEP TEffONU MUSA KART'IN ÇİZGİLERİ * İstinye'den En Taze Haberler Borsacı'da IBorsacı 1 1 " W ~ ^ HAFTAUK EKONOMİ DCTGİSİ Borsacı TATU YATIRIM! GAYRIMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARINA HAZİNE ARAZİSİ DOPİNGİ MtiZDBU ETKİBMEYBI KA&TLAR YATAŞ, OYSA-NİĞDE ÇIMENTO ARÇELIK PETROL OFİSI, ANADOLU ISUZU, VAKIF LEASING, SERVE KIRTASİYE PETROL OFİSİ, KOÇ HOLDİNG. KENTBANK, BOLU ÇIMENTO. DEMISAŞ ECZACIBAŞI İLAÇ ANADOLU GİDA KARDEMIR GOODYEAR, FINANSBANK. NERGİS TEKSTİL, GÜNEŞ SİGORTA "BORSADAKİ REHBERİNİZ" 1 Zekeriya Temizel 'Hafiamn GündemV ile her pazartesi DÜNYA da
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle