Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 1999 PAZAR
HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Nasıi Barışacaklar?
Sevgili,
Dört yıl önce bu hafta Aziz Nesin'i yitirmiş-
tik. Yaşamı gibi ölümü de, ona özgü ve yakışan
bir biçimde oldu. Bakanlar Kuaılu karanyla sağ-
lanan izin ile kendi kurduğu vakfın bahçesine
gömüldü, tam yeri bilinmiyor.
Vasiyetine uygun olarak, şimdi mezarı üstün-
de çocuklar oynuyor; dostları, yakınlan masa
kurup yemek yerken onu anıyorlar.
Aziz Bey hastaydı, yaşlıydı. Ama ölümü her-
kes için şok oldu.
Kimse, toplumu hicvin oklanyla delik deşik et-
miş, yapısal bozuklukları herkesi güldürerek
gözler önüne sermiş, insanların hoşuna gitme-
yen gerçekleri bile söyleyecek yüreğe sahip bu
eşsiz adamın ölecegine ihtimal vermiyor gibiy-
di.
'Bizim toplumun insanlarının yüzde 60'ının
aptal olduğunu' pattadan söyleyivermişti.
Bir gün kendisine. "Aziz Bey, ne kadar iyim-
sersiniz. Söylediğinizin mefhumu muhalifinden,
toplumun yüzde 40 'ının akıllı olduğu sonucu çı-
kıyor, ama genel görünüş bunu doğrulamıyor"
dediğimde, "Ben onu düzelttim. Yüzde 92 kü-
sur" yanıtını vermişti.
Aziz Bey, çok az şair ve yazarımıza nasibo-
lan bir üne sahipti. Çok iyi anımsıyorum, o za-
manlar adı Leningrad olan bugünkü St. Peters-
burg'a 1976'da yaptığımız bir gezide, otelin re-
sepsiyonunda pasaportundan adını okuyan gö-
revli kadın. bütün arkadaşlannı çağınp onu gös-
termişti:
- Bakın bakın, Aziz Nesin, diyerek.
O zamanlar ana muhalefet lideri olan ve ge-
iecekteki iktidanna hazırlanan Bülent Ecevit
ile yaptığımız bu gezinin turistik seyahat sınırın-
da kalarak bir skandal ile sonuçlanmamasını ve
Ecevit'in Kosigin ile görüşmesini sağlayan da
yine o olmuştu.
Sovyet sosyalizmini hiç sevmeyen ve bunu
onlara açıklıkla söylemekten de çekinmeyen
Aziz Bey'in şöhreti çözümü de getirmişti.
Sevgili,
Aziz Bey yalnız ünlü bir yazar değil, aynı za-
manda büyük birdemokrasi ve insan haklan sa-
vunucusuydu. Doğru bildiğini söylemekten yıl-
maması yüzünden şimşekleri de çekerdi üstü-
ne hep. Kimi solcular onun için 'Aziz Nesin
sen nesin?' diye kampanya bile açmışlardı.
Onu ölümünden az önce yakmaya bile kalkma-
dılar mıydı?
Demokrasi ve insan hakları savunuculuğu ve
yazarlığı yüzünden, Aziz Bey, çoğu sanatçımız
gibi, devlet ile barışamadı. Devletten nasibini,
ceza davaları. hapislik, sürgün ve gözaltı ola-
rak aldı hep.
Nedense bizde hep böyle oluyor. Devlet, sa-
natçısına, yazarına hep bunları reva görüyor.
Yalnızca bir kez, 1974 yılında, dönemin Cum-
hurbaşkanı Fahri Korutürk, aralanndasürgün-
de olanlar dahil birçok sanatçıyı, yazarı Çanka-
ya Köşkü'ne davet ederek büyük dargınlığa son
vermeye çalıştı.
Ama ardından gelen 12 Eylül, devlet-sanat-
çı/aydın uçurumunu daha da derinleştirdi.
Oysa gelişmiş demokrasilerde, ileri toplum-
larda bunun tam tersi oluyor.
Hiç unutmuyorum, altmışlı yılların sonlanna
doğru, Jean Paul Sartre, Paris kaldırımların-
da, gençlerin çıkardıkları La Voix du Peueple
dergisıni, görüşlerini tam olarak desteklemese
bile, özgürlük adına satıyordu.
Sartre, De Gaulle yönetimine meydan oku-
yor. kimi zaman da De Gaulle'e kırıcı şekilde hi-
tap ediyordu.
Generalin çevresinde bulunanlardan biri bir
gün, "Efendim, Sartre size karşı nasıl böyle
davranabiliyor? Siz ki Fransa'nın ta kendi-
sisiniz... Bu adamı cezalandırmak gerek"
dediğinde De Gaulle'ün yanıtı çok ilginç olmuş-
tu:
"Evet, ama Mösyö Sartre da Fransa'nın ta
kendisidir, ona dokunmamak gerek"
Acaba bizim devletimiz ne zaman böyle bir
düzeye erişecek ve aydını, yazarı, çizeri ile ne
zaman nasıl barışacak?
FP'li Cören
'Memur sadakaya
ımıhtaç dunımda'
ANKARA (Cumhuri-
yet Biirosu) - FP Genel
Başkan Yardımcısı AH
Gören. memur maaşlan-
na yapılan yüzde 20 zam-
mı eleştirerek "Bu zam
millete karşı çok büyük
bir vefasızfak ve say gısızlık
ounuştur. Memur, emek-
H sadakay a. zekâta muh-
taç duruma düşmüştür"
dedi.
Gören. parti genel
merkezinde düzenlediği
basın toplantısında. hü-
kümeti. 'milletin ısörate-
nı' gidermek için hiçbir
çaba göstermemekle suç-
ladı. EmekJilik yaşının
yükseltilmesinin. sosyal
güvenlik kuruluşlannın
açıkJannı kapama konu-
sunda yalnız yüzde 5'lik
etkisinin bulunduğunu
vurgulayan Gören, "Kral
çıplak diye bagırmak de-
ğil, önemli olan kralı giy-
dirmektir. Sayın Oku-
yan'a, emeklilik yaşını
yükseltmekten önce, triJ-
yonlarca ödenmemiş pri-
mi tahsil etmesini tavsiye
ediyoruz''dedi. Meclis'te
emeklilik yaşının asağı-
ya çekilmesi konusunda
çalışacaklannı kaydeden
Gören, "Ama gücümüz
ne kadar yeter bUemiyo-
rum" dedi.
MHP Genel Başkanı
DevletBahçefi'nin Deniz-
li 'de yaptığı bir konuşma-
da, "FP ile ortak olacagF
mıza bu hükümetin onur-
lu bir ortağı olmayı tercih
ettik'* dediğinı anımsatan
Gören, kardeş bir parti
olarak Bahçeli'ye yanıt
vermediklerini, ancak bu
sözlerden büyük üzüntü
duyduklannı söyledi.
Gören, birgazetecinin,
Devlet Bakanı Hikmet
üluğbay'ın intihar girişi-
mi ile ilgili sorduğu so-
ruya, "KişUerle uğraş-
mak gibi bir duruma düş-
mek istemiyorum. Kendi-
sine acil şifalar diliyoruz.
Ama bir bakanın intihar
etmesine vesile olan olay-
lar nedir, bunun üzerine
gidilmesi gereklknr" ya-
nıtını verdi.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, pişmanlık yasasının da bu yasada yer alacağını açıkladı
Af içinkapsamhçahşma
Adalet
Bakanı
Türk,
Türkiye'nin
uluslararası
antiaşmaiara
imza atnğını,
konunun bu
çerçevede
değeriendi-
rilmesi
gerektiğini
sövledL
• Türk, yakında koalisyon partilerinin liderleri ile af
yasasını görüşeceğini, bu ziyaretlerden sonra olayın
netleşeceğini söyledi. Bakan, Öcalan hakkında AlHM'ye 1
Eylül'e kadar cevap verileceğini ve AİHM'nin karannın
bekleneceğini kaydetti.
AHMET ŞEFİK
TRABZON - Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesi'nin (AİHM) AbduttahÖca-
lan'm yargılanmasına ilişkin "ihtiyati
tedbir karan" koyduğunu anımsatan
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Tür-
kiye'nin mahkeme tarafından sorulan
sorulara 1 Eylül'e kadar yanıt vereceği-
ni açıkladı. Türk. "idam karannın kal-
dırriması halinde neyapacaklanna" iliş-
kin soruya, "SövledikJerimin içindebu-
na cevap var" karşılığını verdi. Hikmet
Sami Türk, af yasası için koalisyon par-
tilerinin liderlerine yönelik bir çalışma
yapacağını. pişmanlık yasasının da bu
çerçevede hazırlanacağını söyledi.
Trabzon'da basın toplantısı düzenle-
yen Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk,
gazetecilerin Abdullah Öcalan davasına
ilişkin sorulannı yanıtladı. Türk şunla-
n söyledi:
"Türkiye AİHM kararianna uymayı
kabul etmiş bir ülkedir. Biz de bu anlaş-
maya imza koyduk. Konu bu çerçevede
değerlendirilecek. Bizde iç hukukta da
var. Bir dava açılmadan da ihtiyati ted-
bir karan konulabilir. AtHM tçtüzü-
ğü'nün 39'uncu maddesi böyle bir kara-
ra olanak veriyor. Nitekim şu anda böy-
le bir ihtiyati tedbir çerçevesinde tmralı
Adası'ndaki dava sanığı kişinin savun-
ması ile ilgili bazı sorular soruldu. 30 Ha-
ziran'a kadar Türkiye'nin cevaplaması
istendL Ancak Dışişkri Bakanhğımız ba-
zı noktalan tamamlamak için süre uza-
ümı isteminde bulundu. Süre 1 Eylül'e
kadar uzanldV
Adalet Bakanı Türk, 1 Eylül'e kadar
Türkiye'nin sorulan yanıtlayacagını ve
AİHM'nin buna göre bir karar verece-
ğini vurguladı. "Ocalan'ınidam karan-
nı kaküran bir karar verilirse ne yapa-
caksuuz" sorusunu Adalet Bakanı Türk,
"Benim söylediklerimin içinde bu var"
diye yanıtladı.
Af yasası _ _
Hikmet Sami Türk, af yasası konu-
sunda geniş çaplı bir çalışma yürütüldü-
ğünü, yakında koalisyon partilerinin li-
derleri ile konuyu görüşeceğini, bu zi-
yaretlerden sonra olayın netleşeceğini
söyledi.
Pişmanlık yasasının da bu çalışma
içinde değerlendirileceğini belirten
Türk, "elbette afta suurlamalar olacak.
ÖzeDikle >"üz kızartıcı suçlar. adam öl-
dürme. dolandıncılık gibi suçlar bunun
dışında tutulacak. Ancak her şey lider-
leri ziyaretimden sonra daha da net-
leşecek" diye konuştu.
Silopi'de intihar saldınsı düzenlemek isterken yakalanan teröristin itirafı
'PeşmergeterPKK'yeycırdım edfyor'DtYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Şırnak'ın Silopi ilçesi
Doruklu köyünde Habur Gümrük
Kapısı servis aracı ile belediye
binasına bombalı intihar
saldınsına hazırlanırken
yakalanan "Juıda" kod adlı
Bahar Erçik, Irak Kürdistan
Demokrat Partisi (IKDP)
peşmergelerinin para karşılığmda
PKK'lilere yardım ettiğini
söyledi. Güvenlik güçleri
tarafından yakalandıktan sonra
Silopi llçe Jandarma Bölük
Komutanlığı'nda ifadesi alınan
Bahar Erçik, Kuzey Irak'ta
PKK'ye ait kamplarda bulunduğu
süre içinde Haftanin bölgesindeki
IKDP ve PKK'lilerin ilişkilerini
anlattı. Erçik, "Haftanin
Kuzey Irak
TSK
operasyonu
sona erdi
DİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Silahlı Kuvvetle-
ri'nce (TSK) Kuzey Irak'taki PKK
kamplannın imhasına yönelik 3
Temmuz'da başlatılan harekât ta-
mamlanırken birliklerin büyük bir
bölümü Türkiye'ye geri döndü.
TSK birliklerinin çekilmesinin ar-
dmdan PKK'liler. lran-Irak sınır
boylannda Irak Kürdistan Demok-
rat Partisi (IKDP) peşmergelerine
saldırdı. Hacıümran bölgesindeki
çatışmalarda 3 peşmerge yaşamını
yitirdi. TSK birliklerinin Kuzey
Irak'taki PKK kamplanna yönelik
geçen hafta başlattığı harekât 8. gü-
nünde sona erdi. PKK'nin Hafta-
nin, Sinat ve Pirbela kamplan ya-
kınlannda bulunan birliklerin ope-
rasyonlannı tamamlayarak geri
döndükleri öğrenildi.
Harekât sırasında kayıplarla ilgi-
li resmi bir açıklama yapılmadı. T-
SK birliklerinin dönüşüyle birlikte
PKK'lilenn IKDP'lilere saldınlan
da arttı. PKK'liler özellikle kendi-
lerine yeni üs olarak seçtikleri tran-
Irak sının boylanndaki IKDP peş-
mergelerini hedef alıyor. tran- Irak
sının üzerinde bulunan Hacıümran
bölgesinde dün PKK'liler tarafın-
dan gerçekleştirilen saldınlarda 3
peşmerge yaşamını yitirdi. Amedi-
ye bölgesinde ise PKK'liler ve
IKDP peşmergeleri arasında yer
yer yaşanan çaöşmalann devam et-
tiği öğrenildi.
Bu arada. Siirt'in Pervari ilçesi
Yapraktepe bölgesine saldın düzen-
leyen PKK'liler köylülere ait yak-
laşık 300 kadar koyunu yanlanna
alarak kaçtı.
bölgesinde KDP peşmergeleri
örgüte her tüıiü yardımı yapıyor.
Bu yardımlan >aptıklannda
örgütten maddi çıkar
saghyorlardr dedi. Silopi'deki
sorgusu tamamlandıktan sonra
Diyarbakır Devlet Güvenlik
Mahkemesi'ne gönderilen
PKK'li Bahar Erçik ile kendisine
yardımcı olduğu öne sürülen
Hazun Yıkurun, Sait Vüdınrn.
Ahmet V ıldınm. Abdulvahap
Admış ve Mıho Tayboğa
tutuklandılar. DGM Başsavcılığı
tarafından sanıklarla ilgli
hazırlanan iddianamede, 1994
yılında örgüte katılan Erçik'in,
geçen mart aymda Kuzey Irak'tan
bombalı intihar saldınsı
düzenlemek amacıyla Türkiye'ye
geldiği belirtilerek şöyle denildi:
"1999 yıh mart ayuıda Silopi
ilçesinde intihar saldınsı
evleminde buJunmak üzere
görev'lendirildigL patlayıcı
düzenekler, silah ve teçhizat ile
birlikte saıuk Bahar Erçik,
kuryelerle birlikte Doruklu
köyüne gelerek Salih Karaaslan,
Hazun Yıldınm ve Sait Yıldırım
ile ilişki kurduğu ve beraberce
Habur Suur Kapısı'na giderek
eylem yapüabilecek kamu
personeü ve servis araçlannın
keşiflerini >aptıklan. yine Silopi
ilçesinde gerçekleştiriİecek eylem
için Doruklu köyünden ilçe
merkezine geldikJeri gümrük
servis aracuun zamanında
geünemesi üzerine eyleıni
gerçekleştiremedikleri, tekrar
Salih Karaaslan'uı evine dönüp
Silopi Belediye Başkanlıgı
binasına eylem planı yapDJdan
anlaşılmıştır. Ancak gü\enlik
güçleri tarafindan Doruklu
köyüne gerçekleştirilen bir
operasyonda sanıklar
yakalanmışdr," Savcılık
iddianamesinde, PKK'li Bahar
Erçik hakkında TCY'nin 125.
maddesi uyannca idam cezası.
Hazım Yıldınm ve Sait Yıldınm
için TCY'nin 168. maddesi
uyannca 16 yıl ağır hapis, Ahmet
Yıldınm, Abdulvahap Admış ve
Miho Tayboğa hakkında ise
TCY'nin 169. maddesi uyannca
3 yıl 9'ar ay ağır hapis cezası
istendi.
Aybw; mezon başında amldı
Türkiye Işçi Partisi'nin (TtP) ilk genel başkaıu
Mehmet AIi Aybar, Asiyan'daki mezarı
başmda düzenlenen törenle anıidı. TİP
kuruculanndan Kemal Nebioğlu. A\ bar'm
karşısına çıkmaya haklan olmadığmı
beiirterek "Sosyalist parti olduklanm iddia
eden genel başkanlan nerede. Onları burada
göremjyonız" dedi. •SosyaJizmin uzun
koşucusu' Mehmet AH Aybar ölümünün 4.
yıiında Aşiyan'daki mezan başında ailesi,
dostları ve sosyalisder tarafindan amldı. Saygı
duruşundan sonra bir konuşma yapan TTP
kuruculanndan eski DİSK Geıîel Başkanı
Kemal Nebioğlu, sosyalizmin halktan
koptuğunu ve uzaklaşbğını vurguladı.
Nebioğlu şuıüan
söyledi: "Bir sosyalist partinin
genel başkanı Doğu Perinçek cezaevindedir.
Ancak ne işçiterden, ne sendikaiardan hiçbir
ses çıkmadı.
Bunun suçlusu bideriz. Arnk azgelişmisliği
yıkacak, sosyaüzmi halka ulaştıracak bir
örgütlenme modeli yaratmak zorundayız."
Nebioğlu'nun önerisi üzerine
Aybar'ın mezan başında sosyalist bnüği
anlatacak bir konıite kuruidu.
Uğurcan Koçak, Ayata Beğenşer. tsmail Şen,
Semih Balcıoğlu. Kemal Nebioğlu. Yıhnaz
Atila, Seüna Hamurlu komite üy esi olarak
beJniendL Törene Aybar'm kızı GüDü Aybar
ile ÖDP ve İşçi Partisi üyeleri kanldL
(Fotoğraf: UGURDEMlR)
imzalar 1986 yılında atıldı
Îran-PKK
gizli
anlaşması
CELALYILMAZ
tZMİR-PKK'yiyıllar-
ca Türkiye'ye karşı kulla-
nan Iran'ın, yasadışı terör
örgütüyle ilk resmi ilişki-
yi 1984 yılında kurduğu,
1986 yılında da 5 madde-
lik bir anlaşma imzaladı-
ğı ortaya çıktı.
tran, sözkonusu anlaş-
ma doğrultusunda PKK'-
ye, Türkiye'nin durumu
hakkında bilgi toplama,
ülkemizdeki ABD tesis-
lerine saldınlar düzenle-
me ve Iran'daki Kürt
gnıplara düşmanlık teme-
Iinde yaklaşma görevleri-
ni yükledi. İmzalanan an-
laşmayla, PKK'nin Tür-
kiye'ye yönelik saldınla-
nna destek veren Iran,
karşılığmda da terör örgü-
tünün silahlı hareketi için
geri bölge rolü oynamayı
üstlendi.
Humeyni'nin tslam
Devrimi sonrasmda isyan
eden Kürtleri şiddet kul-
lanarak ve kanlı biçimde
bastıran lran'ın, devrim
ihraç etmek, ABD ve Tür-
kiye karşıtı politikalannı
pratiğe geçirebilmek için
PKK'yle gizli bir anlaş-
ma yaptığı gün ışığına
çıktı.
Emekli Binbaşı Dr. Ni-
hat Ali Özcan, PKK ko-
nulu doktora çalışmasın-
da, Iran'ın, işbirliği yaptı-
ğı PKK'nin hareketlerini
sürekJi kontrol altında tut-
tuğunu beiirterek şu de-
ğerlendinneyi yaptı:
"Böylece, kendi ülke-
sindeki Kürtler arasında
PKK'nin neden olabüece-
ği geüşmelere ve işbiriigi-
ne de engel oldu. Sonuç
olarak, tran kendi ülke-
sindeki Kürt hareketinin
bölünerek zayıflamasını,
var olan potansiyeliyle
Türkiye'ye yönelmesüıi
saglamayı politika edindi.
Türkiye'ye karşı PKK'yi
örtülü saldın gücü olarak
kullanacak, böylece de
uluslararası alanda so-
rumluluk ahnadan poüti-
kalannı yürütecektL"
Dr. Nihat Ali Özcan,
çahşmasında. terör örgü-
tüyle Iran arasında kuru-
lan resmi ılişkilerin orta-
ya çıktığı 15 Ağustos
1984'te, PKK'nın'silahlı
propagandadan gerilla
e>1emlerüıe' geçiş yaptı-
ğına dikkat çekerek
"Böylece, siiren Iran- Irak
savaşında fırsat yaratıp
Musul ve Kerkük'e yöne-
lebilecek olan Türkiye'nin
önü kesilecek. bölgede
ABD'ye verdiği desteğin
bedeüni ödeyecekti. Res-
mi düzeydeki görüşrneler-
de ise tran, Türldye'ye yö-
nelik silahlı hareketlere
kesinlikJe izin vermeyece-
ğini açıklıyordu" görüşü-
ne yer verdi.
Çahşmada bu konuya
ilişkin şu bilgiler yer aldı:
"Eylemlerio başladığı
198S'te Irak suun boyun-
ca alınan önlemler ve Bar-
zam'nin tutumu nedeniy-
le PKK, Türkiye'ye girfcs-
te zorluklarla karşılaşma-
ya başladı. Üstelik çoğu
eiemanını da kay betmişti.
Daha işin başında tasfîye
tehlikesi vardı. Orgüt bu
zorluğu, İran'ın izniyle SH
nırdan kayıp vermeden
girip Tunceli'ye kadar
ulaşarak aşD."
Çahşmada, PKK'nin
kendisine zarar vereceği-
ni ve denetimi dışma çık-
tı ğını gören lran'ın, P-
KK'den ilişkilerin gözden
geçirilmesini istediği be-
lirtildi ve 'parti önderligJ-
nin' devreye girmesiyle
tamamen lran'ın istek ve
dayatmalanndan oluşan
şu anlaşmanm imzalandı-
ğı savunuldu:
1. TC'nin durumu hak-
kında bilgi vermek.
2. Doğu Kürdistan
(îran içi) kitlesi içinde ör-
gütsel siyasal faaliyet
göstermeme, Doğu Kür-
distan kitlesi ile görüldü-
ğü takdirde iki taraf açı-
sından ajan muamelesi
yapılacağı.
3. iran-KDP'ye düş-
manlık temelinde yaklaş-
mak.
4. Smır boyunca 50 ki-
lometrelik şeritte eylem
yapmamak.
5. Türkiye'deki ABD
tesislerine yöneunek.
Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır, anayasanın değiştirilmesi için teklif hazırladı
12 Eylül dönemîne yargı yolu açılıyorANKARA (AA) - Anayasa Komisyonu
Başkanı Ertuğrul YaJçınbayır,
anayasanın. 12 Eylül döneminde
çıkanlan kanunlar, kararlar. kanun
hükmünde kararnameler ile karar ve
tasarruflann anayasaya aykınlığının
iddia edilemeyeceğini öngören geçıci
15. maddesinin değiştirilmesi için
harekete geçti. Anayasanın geçici 15.
maddesinde istenen değişiklik
yapılabilirse, bu maddeye dayanarak
anayasaya aykınlığı iddia edilemeyen
668 yasa da bundan etkilenecek.
Ertuğrul Yalçınbayır, Türkiye'nin
imzaladığı uluslararası sözleşmeler ile
ulusal ve evrensel değerlerle
bağdaşmadığuıı belirttiği Anayasa 'nın
geçici 15. maddesinin değişmesi için
bir rapor ve yasa teklifi hazırladı.
Yalçmbayır, ilk olarak ANAP Genel
A
Başkanı Mesut Yıhnaz a verdiği
raporunda, 1982 Anayasası'nda 12
Eylül 1982 öncesi olaylar dikkate
alınarak. temel hak ve özgürlüklerin
önemli ölçüde sınırlandınldığına
dikkat çekti.
Türkiye'nin İnsan
Haklan Beyannamesi,
Avnıpa İnsan Haklan
ve Ana Hürriyetlerini
Koruma Sözleşmesi
gibi insan haklanyla
ilgili birçok
sözleşmeyi
imzaladığını belirten Yalçınbayır,
raporunda şu görüşlere yer verdi:
'Insan haklanna saygı'
"Türkiye bununla inşldlî olarak da
insan haklanna saygıyı, anayasanın 2.
ve 4. maddesiy le Cumhuriyetin
değişmez niteliklerinden kabul etmiştir.
1982.4nayasası'nın geçici 15.
maddesinin son nkrasında yaalı
hususlann anayasaya uygunhık
nayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır,
12 Eyliii döneminde çıkanlan kanun, kararnameler ve
kararlann anayasaya aykınhğının iddia edilemeyeceğini
öngören maddenin değiştirilmesi için harekete geçti.
denetimi dışında tutulmasu Anayasa
Mahkemesi'nin temel hak ve
özgürliikler önündeki yasaJ engeüeri
kaldınna çabalanyla, bireyin hukuku,
adil yargüanma hakkı, adil yargılanma
görevi ve mahkemeter önünde hak
arama yollannın sonuna kadar
tüketihnesi gibi ulusal ve evrensel
değeıierle bağdasmamaktadır."
Türkiye'nin, Avrupa tnsan Haklan
Komisyonu'na bireysel başvııru
hakkını ve divanın
bağlayıcı yetkisini
kabul ettiğini
kaydeden Ertuğrul
Yalçınbayır, bireye
Avrupa tnsan Haklan
Sözleşmesi'nde
tanınan haklannın
ihlal edildiği
iddıasıyla devleti Avrupa tnsan Haklan
Komisyonu'na şikâyet hakkı da
tanındığını hatırlattı.
Yalçınbayır, anayasanın geçici 15.
maddesinin değiştirilmesi gerekçelerini
sıralarken, bu maddenin son
hükmünün, bir davaya bakmakta olan
mahkemeye, uygulanacak kanun veya
kanun hükmünde kararnamenin
anayasaya aykınhğını gördüğünde bu
konuyu Anayasa Mahkemesi önüne
götürme hakkını vermediğini, aynı
zamanda davanın taraflanna anayasaya
aykınlık iddiasında bulunma hakkma
da engel olduğunu söyledi.
Geçici 15. madde
Ertuğrul Yalçınbayır, görüşe açtığı
anayasa değişikliği teklifinde, geçici
15. maddedeki, "Bu dönem içinde
çıkanlan kanunlar. kanun hükmünde
kararnameler ile 2324 Sayılı Anayasa
Düzeni Hakkında Kanun uyannca
alınan karar ve tasarruflann anayasaya
aykınlığı iddia edilemez" hükmünün
çıkanlmasını önerdi.