Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 FEMMUZ 1999 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI
TÜRKİYE
Istsnbul PB 30
Edrne PB 32
Kocaelı A 31
Çanakkale A 32
Izmr A 32
Maiisa A 38
Aycın A 37
Denizli A 36
Zorguldak A 25 Antalya
0*9*
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
A
A
PB
PB
A
A
A
A
25
27
26
25
31
31
32
27
Adana
A 34 Kars
Bütün bölgeleri-
miz az bulutlu ve
açık geçecek.
Hava sıcaklığında
önemli bir deği-
şiklik olmayacak.
Rüzgâr küzey ve
batı yönlerden
hafif olarak ese-
cek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brükse)
Paris
Bonn
PB
PB
PB
PB
PB
PB
Y
Y
25
24
21
27
25
26
27
28
Berlin PB 28 Moskova PB 22
Münıh Y 26 Zürih
Budapeşte
Madnd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
PB
Y
Y
Y
Y
A
29
35
22
23
27
27
33
Y 26 Şam
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahıre
A
Y
Y
Y
Y
Y
A
36
32
28
32
25
35
33
A 37
BufaBu kÇokbukiHu , Yağmuriu Kirt SUukar . Gök gürüttüB
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
H Baştarafi 1. Sayfada
tihara giriştim" diye ifade verdiği basına hemen
"sızdınkJı."
Uluğbay'ın ifadesiyle Başbakan Ecevrt'in ilk gün-
lerden beri öne sürdüğu intihar gerekçesi neredey-
se sözcüğü sözcüğüne örtüşüyor.
Ecevit son demeçlennde, henüz konuşamayan U-
luğbay'la "Bakışarak anlaştık" dedi.
Bu söylemlerden bir ders çıkarmak gerekiyor: De-
mek ki, önemli konularda ailece dostluklar, bakışa-
rak anlaşmayı sağlayacak kadar derın olabıliyor.
Psikiyatri hocası Prof. Özcan Köknel "bakışarak
anlaşma olayına" bılimsel nasıl bir yorum getirir, bi-
lemeyiz.
Ama gördüğümüz kadanyla Prof. Köknel ile Ece-
vit arasında temel bir konuda ciddi fikir aynlığı var.
Ecevit, ilk günden beri Uluğbay'ın sağlığına kayu-
şur kavuşmaz "görevıne döneceğini" söylüyor. Üs-
telik, bu konuda çok ısrarlı görünüyor.
Prof. Köknel ise, "Uluğbay'daki tvhsal çöküntü-
nün çok ciddi ve çok derin olduğunu" öne sürüyor.
Köknel 'in daha ilen giden saptamalan dikkat çe-
kiyor. Uluğba/ın Ecevıt'e "Siziüzdûğüme ûzüldüm"
cümlesini Prof. Köknel "Depresyondaki bir insanın
pişmanlık ve üzûntü duyması" diye yorumluyor ve
bu durumun "geçmişe bağlı olduğunu gösterdiği-
ni" söylüyor.
Köknel "Depresif kişilerin iyilik durumlanna inan-
mamak gerektiğıne" değiniyor ve "amaçlanna ulaş-
makiçin ginşımlennı tekrarlayabilecekleri" uyansın-
da bulunuyor.
Bu uyanya kulak veren olacak mı? Sonuçlanyla
göreceğiz.
Sosyal Güvenlik Yasası ve memur zammı, Uluğ-
bay olayını ikinci piana attı.
Tasan açıklandığı anda, hemen hemen Türkiye nü-
fusunun yandan fazlasını temsil eden işçi ve memur
konfederasyonlarının sert tepkisiyle karşılaştı.
Tasannın içeriğini uzun bir konuşmayla açıklayan
Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan bir yerde böyle bir
yasaya neden gerek görüldüğünü bir ömekle anlat-
tı:
"ABD'nin yürüriükte olan sosyal güvenlik yasala-
nnın deviet yapısına 2025yılında yûkleyeceği sakın-
calan saptayarak daha bugünden önlemler üzerin-
de çalışmalara başladığım" söyiedi.
Dün dündür, bugünse?
ABD, 25 yıl sonrasını düşünüyor, bugünden önlem
alıyor.
Ülkemizde 25 ytl sonrasını düşünen devlet adamı
dün ve bugün var mı yok mu sorusuna yanrt arama-
yı bir yana bırakalım.
Geçmiş 25 yılda; sosyal güvenlik konularryla
SSK'nin bugünkü aciz duruma nasıf gefdiğine veya
getirildığine kısaca göz atalım.
1970 başlannda BM adına uzman Macar Kaldor
emekhlik yaşını inceledi, "Türkiye'nin emeklicenne-
ti" olduğunu rapor etti.
1970'lerde Demirel de, Ecevit de başbakanlık
yaptı. Üstelik Ecevit, işçinın, dar gelirlinin "babası"
idi.
Tehlike çanları o zamanlardan çalmaya başladı.
"Zenginlen seven" Özal emeklilik yaşına kendine
göre düzenleme getirdi.
Demirel, seçimde vaat ettiği gibi, 1992'de emek-
lilik yaşını kadında 38'e, erkekte 43'e ındirdi.
1992'deki oy marifetiyle SSK son darbeyi yedi.
Bugünkü aciz duruma düştü.
Bu konudaki sorumluluğu hâlâ üzennde taşıyan
Cumhurbaşkanı, emekli yaşını yüksetten yasayı gö-
nüt rahatlığıyla onaylayacak mı acaba?
Yaşar Okuyan, ABD'den 25 yıl sonrasına değinen
örnek vereceğıne, partisinin de içinde bulunduğu
son 30 yıllık iktidarfar adına halkımızdan özür dileye-
rek sözlenne başlamalıydı.
Olay geçmişte kaldığı için hemalde Cumhurbaş-
kanı bugün anımsamaz: SSK'ye 1952'den beri prim
ödediğimi, ancak elime 50 milyonu zar zor bulan pa-
ra geçtiğini, oysa TBMM'nin bir kapısından girip di-
ğerinden çıkan milletvekillerinin emekli maaşının ne-
redeyse bir milyan bulduğunu söylediğimde Demi-
rel "Onlar seçiimiş insaniar" dedi.
"Peki biz neydik?" diye sormadım. Şunlar bunlar
mı?
Demirel'den bu yanıtı aldığım gün; anayasanın 2.
maddesi Türkiye'nin "sosyal hukuk" devleti olduğu-
nu yazryordu.
Hani şu; Demirel'in sürekli savunduğu 2. madde...
Hükümet ısrarlı
• Baştarafi 1. Sayfada
dedi.
Devlet Bakanı Rüştfl Ka-
zıın Yücelen de Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Ya-
şar Okuyan'ın göriişlenne
aynen katıldığmı belirterek
"Bakanımıan yanındayız,
arkasındayız" dedi. Yüce-
len, memur maaşlanna yapı-
lan zamla ilgilı olarak "Da-
ha fazlasını verebibeydik
iyiydi. vermeyi de istiyoruz.
Ancak bütçenin dununu uy-
gundeğO" diye konuştu. Yü-
celen, IMF'nin etkısinın ol-
madığını ilerisürdü.
Başbakan Yardımcısı
Devlet Bahçeü, partisinin
merkez yürütme kurulunda
yaptığı konuşmada, "Mev-
cut bütçe imkânlan zorlana-
rak yüzde 20 maaş amşı sag-
lanmıştır. Gösterilen tepkivi
haklı bulmamak münıkün
depdir" dedi.
Gazetecilerin eylemlen
anunsatması üzerine Bahçe-
li, sokaktan bir sonuç çıkma-
yacağının anlaşılmakta ol-
duğunu söyiedi.
Maliye Bakanı Sümer O-
ral. memur maaş zammının
IMF'nin ısteğine göre değil,
bütçe dengeleri ve enflas-
yonla mücadele dikkate alı-
narak belirlendiğini söyiedi.
Bazı elestirileri doğal karşı-
ladığını anlatan Oral, sosyal
güvenlik yasa tasansı hazır-
lanırken sendika liderleriyle
uzun uzun konuşulduğunu
kaydetti. Oral, "Mühim oian
dogruyu yapmak"
Antalya'nın Kundu Köyü
yakınlannda yaptınlan bir
otelın açılış törenine katılan
ANAP lideri Yılmaz, "Me-
mur maaş zam oraıuna gös-
terikn tepkiyi anlıyorum. A-
ma kimse başka bir çözüm
yolu göstenniyor" dedi.
Zamdan ötürü, bütçeye ek
214 trilyon lira daha açık
geldiğini söyleyen Yılmaz,
hükümetin bir yandan bütçe
açığını kapatmaya çahşırken
memur maaşlanna daha faz-
la zam yapmasının mümkün
olmadığını kaydetti.
Hükümet ortaklan arasın-
da tasan konusunda kesin
uzlaşma bulunduğunu belir-
ten Yılmaz, "Taslağm TB-
MM'de degjşeceğini sannu-
yorum.EmekMkyası62'den
58-60'a çekildi. Prim ödeme
gün sayısı düşürûldü. Bun-
danöteyapdacakolan biriyi-
teştirme, taslağın reform oi-
ma özelüğini ortadan kaldı-
nr" diye konuştu.
Tatil köyü ve otellere denetim
• Baştarafi 1. Sayfada
Ceylan Holding'e bağh Ceylan Tu-
rizm Işletmeciliği Sanayi ve Tica-
ret AŞ, Ulusoy Turizm lşletmeleri,
AŞ ve Kiriş Otelcilik AŞ'nin de
bulunduğu firmalann, Turizm Ba-
kanlığı tarafindan 49 yıllığına tah-
sis edilen Hazine arazısi üzerinde
kurduklan turistık işletmeleri, söz-
leşmeye aykın olarak "üçüncü Id-
şüere" kiraladıklannuı tespit edil-
diğinı bildirdi. Firmalan, sözleş-
melerdeki aykınhğın giderilmesi
konusunda uyardıklannı belirten
Yaman, "Bu firmalar sözkşme hû-
kûmkrini yerinegetirmedUderi tak-
dirde, MaBye Bakanhğı ile yaptJda-
nsözfeşmenin 'ırtifak hakkının' ip-
taü istemiyk yargıyohına gideceğiz''
dedi. Yaman, aynca Belek, Manav-
gat ve Alanya ılçelerinde de birçok
işletmenin tahsisli araziler üzerinde
kurduğu tesisleri üçüncü kişilere ki-
raladıklannın tespit edildiğını ve bu
firmalaria ilgili yasal işlemlerin sür-
düğünü sözlenne ekledi.
Şirketter
Antalya Defterdarlığı tarafindan
Kemer ilçesi ile Beldıbı, Tekirova
ve Go> nük beldelerinde bulunan ve
"üçüncü kişUere" kiralanan ve "ir-
tifakhakia"nın ıptalı istenen şırket-
ler şöyle: Camel Turizm, Endüstn
Yaüninlan ve Işletilmesi (Nurol Kü-
lüp, Salıma Tatil Köyü ve Turizm
lşletmeleri AŞ), Bilinnır Bılkent Tu-
rizm înşaat. Yatınm ve Ticaret AŞ
(Bilkent Oteli), Tekirova Turizm Ya-
tırunlan AŞ, Ulusoy Turizm lşlet-
meleri AŞ, Olimpiyat 72 Turizm Sa-
nayi ve Ticaret AŞ. Ceylan Turizm
lşletme Sanayi ve Ticaret AŞ. Okan
Tunzm Yatınm ve tşletmecıhğı AŞ,
Otek Inşaat Yatmm Tunzm Ticaret
ve Sanayi AŞ, Ayık Tur Tunzm In-
şaat AŞ (Şampıyon Tatil Köyü),
Belköy Antalya Beldibi Turizm Ya-
tınm lşletmelen AŞ, Tattur Turizm
ve Ticaret AŞ, Ünüvar Tunzm Tica-
ret ve AŞ, As Turizm ve Ticaret AŞ
(Ay ışığı), Okan Turizm, Yat ve Iş-
letmeciliği AŞ. Kiriş Otelcilik AŞ,
As Tunzm ve Ticaret AŞ (Ay ışığı).
Tatköy Turizm ve Yat. Ticaret AŞ,
Tek-Art tnşaat Ticaret ve Sanayi
AŞ, Karasaç Turizm Yat. ve îşletme-
ciligi AŞ, Bana Turizm Sanayi ve
Ticaret AŞ, Palmiye Tatil Köyü Tu-
rizm ve Işletmeciliği AŞ, Selena Tu-
rizm Yat. ve Işletmeciliği Ltd. Şir-
keti, Özkayalar Tur-Yat lşletmecili-
8ı AŞ.
OzerÇfller
DYP Genel Başkanı Tansu Çü-
ler'in eşı Özer ÇflJerin ortağı oldu-
ğu AYTAŞ Tunzm Yatınm lşletme-
len AŞ hakkında da Kemer ılçesine
bağh Beldibi beldesınde kurulan
"Kemer İNN" adlı pansiyonun
üçüncü bir kişıye kıralanması nede-
nıyle dava açılmıştı. Maliye Bakan-
lığı'nın Kemer Asliye Hukuk Mah-
kemesi'nde açtığı dava sonucu "Ke-
mer İNN" adlı pansiyonun sözleş-
mesi iptal edılerek tesıslenn Hazi-
ne'ye devrine karar verilmışti. Bu
konudaki son karan Yargıtay vere-
cek.
Iç tıırizın beldentiyi karşdamadı
YUSUFÖZKAN
İZMİR - Son yıllarda sıkıntılı bir dönem geçi-
ren Türk tunzm sektörü, 1999 yazını kurtarmak
ıçın 'son daJdka' rezervasyonlanna umut bağla-
dı. Okullann kapanmasına karşm iç turizmden
beklentilennin tam anlamıyla karşılanamadığım
vurgulayan turizmciler, yurtdışı rezervasyonlan-
nın gerçekleşmesi halınde ise uçak sıkıntısının
baş- göstereceğinden endişe ediyorlar.
Okullann kapanmasına karşın iç turizmdeki ha-
reketlilik turizmcilenn beklentisini karşılayamadı.
Iç açıcı bir tablonun ortaya çıkmadığını belirten
Akdeniz Turistik Otelcıler Birlıği (AKTOB) Söz-
cüsü ve Antalya Falez Ote! Genel Müdürü Mah-
mut Veriroğlu. "Okullar kapanınca durum biraz
fiuidı olurdiye beklemişiik. Ancak gerçekleşmedj"
dedi. AbduDİab Ocalan'ın yakalanmasının ardın-
dan yurtdışmdan ıptaller yaşandığına dikkat çeken
Veziroğlu, 1999 yazıyla ilgilı değerlendinneyı
yapmak için henüz erken olduğunu söyiedi. Vezi-
roğlu, son dakika rezervasyonlannının ağırlıklı
olarak agustos aymda yapıldığını anımsatarak
"Sonradan başvunı olsa da 1999 yıb kayıpbr. Re-
zervasyon olması haiindeise önemJi bir uçaksoru-
nu yaşani)«r
n
diye konuştu.
Eylül ayından sonra otellerin mali tablosunun
daha net ortaya çıkacağını ve bazı otellenn kapa-
nabileceğini belirten Veziroğlu, turizmde yaşanan
Türkiye
raporu
geri
çekildi
BONN (AA) - Almanya
Dışışleri Bakanı Joschka
Fischer'in, bakanlığımn
hazırladığı ve Türkiye'de
insan haklan durumuna
ilişkin ağır eleştınlerin yer
aldığı 'Durum Raporu'nu
durdurduğu ve bu raporun
ancak üzerinde değişiklik
yapılmasından sonra ilgili
makamlara iletileceğı bıl-
dırildi.
Almanya'da haftahk ya-
yımlanan Der Spiegel der-
gismde çıkan habere göre,
Dışişleri Bakanlığı nezdin-
deki Devlet Bakanı Ludger
Voilmer, geçen ay, Federal
Parlamento Dışişleri Ko-
misyonu üyelerine, Türki-
ye hakkında yeni bir rapo-
run hazırlanacağını söyie-
di.
Haberde, Vollmer'in
Türkiye raporunda daha
önceki raporlarda yer alan
'Güneydoğu sorunu' ifade-
sinin yenne 'Kürt sonınu'
ifadesinin yeralacağını be-
lirttigi kaydedildi. Alman-
ya Içişleri Bakanlığı'nın,
Devlet Bakanı Voilmer
başkanhğında hazırlanan
rapor hakkında kuşkulannı
dile getirdiği ifade edilen
haberde, Fischer ve bakan-
lığının üst düzey yetkilile-
rinin, iki hafta önce yaptık-
lan bir toplantıda. bundan
sonra hazırlanacak bu tür
raporlarda, söz konusu ül-
kelerin insan haklan du-
rumlanna ilişkin değerlen-
dirmenin değil, sadece ob-
jektifverilerin yeralması
yönünde karar verdikleri
belirtildi.
Almanya Dışişleri Ba-
kanlığı tarafindan hazırla-
nan bu tür raporlar doğru-
dan kamuoyuna açıklanmı-
yor. llgili bazı makamlara
gönderilen bu tür ragprlar,
özellikle sığınmacılann
kabulünden sorumiu Fede-
ral Daire ile iltica başvunı-
lannı değerlendiren idare
mahkemeleri için referans
niteliği taşıyor.
sıkıntılann aşılması için sektör dışındaki alanlar-
da da gelişmeler olması gerektiğını vurguladı. An-
talya'daki özellikle 5 vıldızlı otellerin bu yıla öz-
gü fiyat ındınmıne gıttıklennı bıldıren Veziroğlu,
"Bu u> gulamanın SODUCU da önümüzdeki günler-
de beüi oJur" dedi. Antalya ve yöresınde 5 yıldız-
Iı otellenn gecelik ücreti 10-15 milyon arasında de-
ğişiyor. Bu rakam bazı otellerde 25-30 milyona ka-
dar çıkabiliyor.
Bodrum Turistik Otelcıler Birliğı Başkanı Ha-
Bl Özyurt iç turizmin Bodrum'u biraz canlandır-
dığun söyiedi. Yurtdışı rezervasyonlann geçen yıl-
lara oranla düşük olduğunu kaydeden Özyurt, sek-
tördeki genel görünümle ilgili şu bılgilen verdi:
"Bodnım'da şu andaki doluluk oranı yüzde 50-
60 düze>inde. Gelecek \iDarda değişik miktarlar-
da daralmalar olacağı \ önünde elimize \eriler ula-
şıyor. Türkrye Otelcıler Birliği >e Tûrkije Seyahat
Acentalan Birligi darboğazı aşmak için tngfltere,
Almanya \e Rusva da, tanınm amacıyla PR şirket-
leriyle anlaşmalar yapû. Turizm Bakanlığı da des-
tek verecek. Apo'nun yakalanısuıdan sonra uçak-
lar Cezayir, Mısırve Avnıpa Ekonomik Topluluğu
ülkelerine yönûnü cevırmişler. Ancak şimdi oralar
doldu. Temmuzla birökte Türkiye'ye \önelik artış
olacak. Son dakika rezer\as>onlannda uçak soru-
nunu aşmak için de görüşmeler yapılıyor. Ek sefer-
ler konulacakdiye düsünüyorum. Otel ücretkri de
hazirana göre yüzde 20 oranında artt. Şu anda $
MJdızb oteOerin geceiik konaklama ücreti 20-45 mil-
yon arasında değişiyor. Grup turizminin olduğu
otellerde ise düşük ücret tarifesi uygulanabüiyor."
Tunzm sektöründe ülke genelınde yaşanan sı-
kıntının Kuşadası'nda dayaşandığını belirten Ku-
şadası Ticaret Odası Başkanı AU ErguL otellerin
şu andaki doluluk oranımn ortalama yüzde 50 do-
layında olduğunu söyiedi. Turistik belgeli tesisle-
rin faaliyet gösterdığini, belediyeden ızinli tesis-
lerin ise henüz çahşmaya başlamadığını bildiren
Ergül. "Onlann da temmuz ortalannda açılması-
nı umuvoruz" dedi
Ergül, Kuşadası'nda bu yılın ilk 6 ayındaki do-
luluk oranı ortalamasının yüzde 10.8 olduğunu be-
lirterek "Geçen sene bu rakam yüzde 20, birönce-
ki yıl da yüzde 30 crtanndaydı. Tüm dünyada tu-
rizm sektörü büyük gelişme sağlarken Türkiye
bundan kendine düşen payı aimak için gerekJi po-
titikayı arük oluşturmafa" diye konuştu.
Yurtdışmdan yapılan son dakika rezervasyonla-
nna da değinen Ergül, özellikle Hollanda'dan bu
yönde rezervasyon talebi olmasına karşın, yeterli
uçak bulunamamasından yakındı. Uçaklann yüz-
de 80'inin Türk işçileriyle dolu olduğunu belirten
Ergül, charter uçaklanmn yılbaşından bu yana
Türkiye'de yaşanan gelişmeler nedeniyle rotalan-
nı başka ülkelere çevırdiklenni anımsattı. Kuşada-
sı'nda 5 yıldızlı otellerin bir gecelik yanm pansi-
yon konaklama ücreti 10-15 mîlycn arasında.
NAKLEN YAYIN
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
H Baştarafi 1. Sayfada
vette! Haydi biraz canlan, dedikçe geriniyor...
"Şirin" devleti de unutmamak gerek. Herkese şi-
rin değil ama! Bu, çok çok özel bir yapı. Bundan
herkesin yararlanması olası değil. Aslında çok da
abartmamak gerek... Hazine'den milyar dolan
aşan para götürebilecek kadar falan...
"Vitrin" devlet var. Toplumu rahatlatmakta bire
bir. öylesine güzel bir vitrin ki, bak bak yat!
"Aspirin" devlet ise standart bir özelliğe sahip.
Her türlü olumsuzluğa karşı ortak çözüm. Buna,
kanseri de nezleyi de aspirinle tedavi etmek diyor-
lar, ama bu çözüm yönteminin son derece demok-
ratik olduğunu söyleyebiliriz. Bundan daha ciddi
eşitlikçilik olur mu?
"Naıin " devlete karşı dikkatli olmak gerekir. Faz-
la üzmeye gelmez, hassastır. Ne diyorsa o doğru-
dur. Tersi rejimi de etkiler!
Bizim rejim narindir, ağır sözii kaldırmaz. Eleşti-
rirsin üzülür, tekmelersin aldırmaz!
Bunlan geçelim... Son dönemde bir durum da-
ha ortaya çıktı:
Sızma devleti
Yok, hemen aMınıza "azma", "kazma" gibi söz-
cükler gelmesin; bu halis sızma bir durum.
Bunun, "derin" devlet çeşitleri gibi geniş biryel-
pazesi yok, kendi içinde derinliği var. Sızma çeşit-
lerine göre devlet biçimleniyor.
Hani, ışığagöre renk değiştiren kumaşlarolur. Bu
sızma devlet bulunmaz bir kumaş. Istediğini içine
sızdınyor, istemediğini kızdınyor. Seçiciliğine de
diyecek yok. Kendisine zarar verecekmiş, verme-
yecekmiş, bakmıyor.
Diyeceksiniz ki, madem istediğini sızdınyor, bu
sızıntı neden? Elini kolunu sallaya sallaya girse ya
Sızmak daha zor değil mi?
Yanıldınız; değil. Sızmak daha kolay. Sessiz ve
emin adımlarla giriyorsunuz, keyfinize bakryorsu-
nuz.
Gün gelir, sızanlann zarar verdiği anlaşılırsa bun-
da da endişe verici bir durum yok. O zaman, ya-
zının başındaki devlet çeşitleri devreye giriyor. De-
rin devlet hareket etmekte zorlanıyor ya da karar-
sızlaşıyor... VrtHn devlet, "bunda ne var" diyor. Na-
rin devlet, "bizi incitmeyin" diyor. Gerin devlet,
"hele biraz daha sızsın, sonra bakanz" diyor. As-
pirin devlet, "önlem alıyoruz, merak edecek bir
şey yok" diyor. Şirin devlet de sızıp girene soru-
yor
- Bir şeye gereksinimin var mı?
Zeytinyağı...
Sızmayla devam edelim... Hep devletin içine sız-
ma olacak değil ya. Biraz da devletten dışan sız-
ma olması gerekmez mi?
Devletten dışan ne sızar? Ohhooo... Para sızar,
bilgi sızar, belge sızar...
Yine aynı soru akla gelebilir:
- Kardeşim, bu söyledikleriniz nereye gidecek-
se adam gibi grtse ya. Böyle sızarak gitmesine ne
gerek var?
Yoook... öyle olursa devlet hizmetinin anlamı
kalmaz. Bir de bu tür sızmalann çoktan seçmeli iş-
levi vardır. Aynen sızarsa ayn işe yarar, çarprtılarak
sızarsa yine bambaşka bir işlevi olur. Çarpma, çar-
pıtma sözcüklerini yanlış anlamayın. Sızarken yol
bulmak için zikzak çizilmez mi?
Tabii, devletten böyfesine yoğun hizmete daya-
h sızma olunca toplumda da yoğun bir "sızıntı"
başlıyor. Stzıntı, beraberinde "sızlanmayı" getiriyor.
Toplum devletin yapısına ayak uydurmayacak mı?
Uyduracak elbet. Yoksadevlet-toplum ilişkileri na-
sıl kurulur?
Toplum, içinde-dışında olup biteni sızlanarak
karşıladığı için, doğal olarak sesini duyurmakta da
güçlükçekiyor. Arada birsızım sızım sızlanıyor, se-
sini birazcık yükseltiyor, o kadar!
Sızma devlete haksızlık etmeyelim, bir de sızıp
kalan kısım var. Ama şimdi buraya girsek çıkama-
yız. Zaten sızıp kalmış, bırakalım devam etsin!
Bu kadar çok sızıntı, akla ister ister istemez Or-
han Veli'yi getiriyor. Artık bunlar sızma değil "kev-
girleşme"\
Peki en tepedekiler... Onlar sızmanın neresin-
de?
Her yerinde, ama yukarıdaki tanımlara uygun
değiller...
Onlar sızma zeytinyağı!
Ne yaparlarsa yapsınlar, en haklı onlar, en doğ-
ru onlar, en dürüst onlar, en şerefli onlar, hep en
üstte kalması gereken onlar!
Sıcak daha da artaeak
tstanbul Haber Senisi -
Türkiye'nin yeni bir sıcak
hava dalgasıyia karşı karşıya
kalacağırıı belirten Meteoro-
loji Genel Müdürlüğu yetkı-
lileri, mevsim normalleruun
üstünde seyreden hava sıcak-
lığınnı 3-5 derece daha arta-
cağı ve üç büyük kentte orta-
lama 36 dereceye kadar çı-
kabileceğıni söyiedi. Uz-
manlar, saat ll.OOve 16.00
saatleri arasında dışan çıkıl-
mamasını isterken, Türki-
ye'deki sahil bölgelerinde
yüzde 90'a kadar çıkan nem
oranımn kalbi zorlayarak
kriz rizikosunu arttırdığı kay-
dedildi. Türk Kalp Vakfi
Başkanı Çetin YıMuimakın
yaptığı yazılı açıklamada,
yaz aylannda yurdun sahil
bölgelerinde acil yardım ola-
naklannın yokluğunu, olsa
bıle yetersizlığinı belirterek
kalp krizlennin ani ölümlere
neden olduğunu vurguladı.
Yıldınmakın, turistik böl-
gelerimizde kriz geçiren ki-
şıye ilk nuidahaleyi yapabile-
cek ve en kısa zamanda yeti-
şebilecek gezıci ve motorlu
sağlık ekipleri kurmak üzere
gerekJi hazırlıklan yaptıkla-
nnı bildirdi. Açıklamada,
"TürkiyeYleki nüfusun yüz-
de ll'inin tedaviyi hatta bir
böhlmünün hemen ameny»-
n gerektirecek derccede agır
kalphastaaoWugu.l0^nül-
yon Jn<anımi7ria kalp \Ç da-
mar hastahklanran en büyük
faktöriiolanhipertansivDaun
bohınduğu" ifade edıldı. Va-
kıf aynca, nüfiısumuzun yüz-
de 21.81 'nin kolesterol (kan
yağlan) düzeyinin nomıalin
çok üstünde olduğunu ve ko-
lesterol yükseklığinın kalp
krizi riskini 4 kat arttırdığını
söyiedi.
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp
Fakültesi Psikiyatri Anabi-
lım Dalı öğretim üyesi Prof.
Ahmet Çefikkol, sıcakiann
insanlarda sinirhlik, yorgun-
luk, tahammülsüzlük ve dik-
kat azhğı gibi depresyon be-
lirtılerini ortaya çıkardığuıı
belirterek, sıcakiann etkisiy-
le öfkelenen biri karşısında
toleranslı davranılması ge-
rektığiru söyiedi. Yoğun sı-
cakiann bir anlamda hasta-
lıldara davetiye çıkardığuıı
dilegetirenÇelikkol, fıziksel
olarak görülen en önemli ra-
hatsızlıklannbeyin ödemi ve
cilt yanıklan olduğunu bil-
dirdi.