18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3AYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 1999 PAZARTESİ DIZIYAZI Keban Barşjı'nm ; 25. yıldönümü i • ELAZIĞ(Cumhuriyet)- | Keban Barajı'run <uruluşunun 25. yıldönümü Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel'm de katıldığı rörenle kutlandı. Keban Barajı \e Hıdröelektnk Santralı'nın temeli 12 Hazıran 1966'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel'in başbakanlığı döneminde atıldı, tesis, 1974'ıe işletmeye alındı. Fırat Nehn üzennde inşa sdilen ve o günün fıyatıyla 300 milyon dolara mal olan tesıs ile bır anlamda 32 mılyar dolarlık bir proje olan Güneydoğu Anadolu Projesı de (GAP) başlatıldı. Baraj hizmete girdiği tarihten bugüne kadar 147 mılyar 993 milyon 445 bin lcwh enerji üretimi gerçekleştirirken ekonomiye 7 5 milyar dolarlık katkı sağiandı. Aynca 63 bın 872 hektarlık bir alana da sulama imkânı götürüldü Karaelmas festivali • ZONGULDAK (Cumhuriyet) - "Zonguldak Karaelmas '99 Karadenız Uluslararası 2. Kültürve Sanat Festivali" bugün başlıyor. 21-26 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek festival süresince kültür ve sanat etkinlikleri, paneller, söyleşiler ve halk oyunlan göstensı düzenlenecek. Festıvale onur konuğu olarak katılacak olan Edıp Akbayram, Zonguldak Şehir Stadyumu'nda bir konser verecek. Kadın işçi ucuz ısgucu • ANKARA(AA)- Türkıye Işveren Sendikalan Konfederasyonu tarafından yapılan 'Kadın Işgücü" araştırmasına göre erkek ışçilenn aylık ortalama net gıydirilmiş ücreti 177 milyon 151 bin lira düzeyinde iken kadın işçilerin ortalama gıydirilmiş net ücreti ise 161 milyon 569 bin lira düzeyinde bulunuyor. Kadın işçıler en çok tekstil işkolunda çalışırken en az ağaç işkolunda çalışıyorlar. Çalışan kadınlann büyük çoğunluğu (yüzde 69.5) tanm sektöründe istihdam edıliyor. Tanm sektöründe kadın ışçılenn yüzde 62.6'sı ücretsız. aıle işçısı olarak çalışıyor. Dicle Nehrrndeki facia • Dh ARBAKIR (AA) - Diyarbakır'da, Dıcle Nehn'nde akıntıya kapılarak kaybolan 4'ü öğrenci 5 gençten 3'ünün cesedi bulunurken kayıp 2 gencı arama çalışmalan sürüyor. Edınilen bılgiye göre 3 gün önce Dıcle Nehri'nde akıntıya kapılarak kaybolan gençlerin bulunması için yapılan arama çalışmalannda ilk olarak tbrahim Güneş ve Ceylan Sankaya'nın cesetlenne ulaşılmıştı. Önceki gece de öğrencilerden Ali Güvendik'in cesedi de sudan çıkanldı. Kayıp Zeynep Varlı ile Leyla Sankaya"nın aranması çalışmalan ise sürüyor. Boğazkenrte yıkım • ANTALYA(AA)- Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Boğazkent beldesinde. Kıyı Kanunu'na aykın yapılaşmayla ilgili yıkım karan alındı. Boğazkent Belediye Başkanı Hasan Oğuz yaptığı açıkJamada. sahilde bulunan 3 otele ait futbol sahası ve açık barlann, kıyıdan 50 metre uzaklıktakı alan ıçinde bulunduğunu ve deniz içindeki 70 metrelık iskelenin ise kaçak olarak inşa edildiği bildirdi. Yıkımın sezon sonunda yapılacağını belirten Oğuz, "Bu alanın doğal halinde kalması gerekiyordu. Bir zamanlar bu alan. caretta- caretta'lann ve yabancı kuşlann üreme bölgesiydi. Şimdı ise caretta- caretta'lann üreme mevsimi olduğu halde tek bir tane bile deniz kaplumbağası yok. Çünkü bu alan. gece yanlanna kadar ışıklandınlıyor ve yüksek volümlü müzık yayını yapılıyor" dedi. Türkiye iki taraftan sarıldığı uyuşturucu ve silah kaçakçılığı zincirinden kurtulamıyor Terörbelli birplanla yi amma. bu kaçakçılık bugünün işi değil sadece... Yıllardır Türldye'ye sUah sokanlar var. Nereden geliyor bu silahlar? Erbakan. Birinci ve lkinci MC hükümetlerinde görev almrçtı. Bu hükümetlerin. içişleri bakanhğı MSP'li bakan tarafından işgal edilmiş değil miydi? Eğer silah kaçakçılığı için bugüne dek kesin önlemler alınmamışsa, bunun sorumluluğu, biraz da İçişleri Bakanhğı kendilerine sunulan MSP'ye düşmez mi?" Mumcu bu yazısında, "Türkrje'deki silah ticaretinin içyüzü terörist eylemlerin ka>nağını \e amacını da orta>a koyacakur" dıyordu. 4 Aralık 1978 günlü "Bölücülûk" başlıklı yazısında da "Doğu yörelerimizden gelip de sag partilerde köşeieri tutan ağalar, bu partiler araakğı ile devlet örgütünde de egemenliklerini kurmuşjardır. Kürt ve Kürtçülük de>ince kimse yoksul köyiüleri banndıklan köylerle birlikte satan Kürt ağalarını anıımamaz. Kürtçülük ilk de sokuda aranır. (_.) Çoğumuz Ermeni sorununa, Kürt sorununa bakılaaaçıdan bakı>-or, Ermeni ülke içinde egemen sınıfin bir katmanında oturuyorsa, ona hiç sesimiz çıkmıyor, ama Ermeni kökenli bir solcuya rastladık rnı. Ermeni düsmanüğına ayran kabaruyoruz. (._) Yurttaşlan Türktür, Kürtrür, Ermenidir. Rumdur diye ayıran çağdışı düşünce, kaynağını bozuk düzenin sömürü çarklannda buluyor. Kürt ağaysa önünde egiliyoruz. yoksulsa tepesine bûıiyoruz. Ermeni zengin işadamıysa çokuluslu ortakhklar kuruyoruz, yoksulsa ezmeye öJdürmeye çalışıyoruz. Böîücülük mü? lşte kaynaklan burada_." Kahramanmaraş olaylannın ardından Mumcu. 28 Aralık 1978'de "Oyuna Gelmeyin" başlıklı yazısında. "Terörist eylemlerin belli bir plan içinde yürütüldüğü görülü>or. Bu eylemleri profesyonel çeteler yonetiyor. SUah kaçakçılığından kanh ayaklanmalara kadar, halka halka gefişen eylemlerin arkasında bu gibi işlerde hüner kazanmış çetelerin bulunduğunu anlamamak için kör ve sagır obnak gerekir! Bu çete ya da çetelerin belli taktik ve stratejileri biliniyor-" diyor. "çete" ve "çeteler" gündemde yerinı alıyordu. Türkiye. 1979'a acılarla gıriyor. yenı yıhn her günü, acıya acı katıyor, Kahramanmaraş olaylan Türkıye'de "irtica" yoktur diyenlen yalanlıyordu. Mumcu, 15 Ocak 1979 günlü "Neyin Savaşı?" başlıkh yazısını şöyle bitiriyordu: "Türkiye'deki kavga, Kürtk Türkün. inananla ağur Mumcu, 28 Aralık 1978'de "Oyuna Gelmeyin" başlıklı yazısında, "Terörist eylemlerin belli bir plan içinde yürütüldüğü görülüyor. Bu eylemleri profesyonel çeteler yönetiyor. Silah kaçakçılığından kanlı ayaklanmalara kadar, halka halka gelişen eylemlerin arkasında bu gibi işlerde hüner kazanmış çetelerin bulunduğunu anlamamak için kör ve sağır olmak gerekir! Bu çete ya da çetelerin belli taktik ve stratejileri biliniyor..." diyor, "çete" ve "çeteler" gündemde yerini alıyordu. Öğrenci olaylanndaki arûş etnik katliamlar ve körüldenen terorizm Türldye'yi 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar götürdü (üstte). Uğur Mumcu, Abdi tpekçi ci- nayeti a> dınlanırsa. birçok karanlıkilişldnin çözükceğine inanmakta, Maitepe As- keri Cezaevi'nden kaçırılan Mehmet Ali Ağca'mn izini sürmektedir (sağda). inanmavanın, Sünni ile Alevinin kavgası değil, egemensınıflarlaemekçüerin kavgasKhr. Ve bu çelişküerle yaşadığımız olaj lar. faşist diktatörlük için kollan srvayanlann kanh sakünlany la biçimlenmektedir. Temel hak ve özgürlükleri korumak. anayasal düzene yönelmek. şiddet eylemlerinin kökünü kazunak, doğrudan doğnıya faşist odaklann köklerinin kazınmasına bağbdır." Uğur Mumcu'nun Cumhunyet'teki köşesınde, terör konusu sık sık yer alacaktır. Çünkü terör sokaktaki yurttaşı da bılım sanat insanlannı da politikacılan da güvenJikçıleri de ayırmamakta, gazeteler her gün ölürn haberlen, suikasta uğrayanlan yazmaktadır. 21 Şubat 1979'da "Kaynağa tnmek" başlıklı yazısında "Ülkede banş ve esenhği sagiamak için terorizmin kay nağına inmek gerekiyor'' der. Mumcu'nun bulgularına gore, terorizm kaçakçılıkla beslenmektedır. Uluslararası ağı kuran silah kaçakçılan için, sağ ve sol ayrım Terörü kimfinanse ediyor sorusuna yanıt aramak 'Kan Götö" başlıklı yazısında Mumcu, birkaç hafta içinde öldüriilenleri saydıktan sonra u Bu kan gölünün kıyısmda şimiddeB iki milyar Türk lirahk silah ve mermi görünüyorsa, sağcısrvia sokuaıyta, 'Bu terörü kim finanse ediyor' sorusuna yanıt aray-ahm. Ve yine sorahm: 'Neden bunca kanıta karşm bir tek silah kaçakçısı mahkûm ya da tutukiu değil?' Neden, neden, neden?»(21Kasıml979). Mumcu silah kaçakçılığı üzennde çalışmalannı yoğunlaştınr. Özellikle Aralık 1979'dan sonra onun yazılannda kimi adlar sık sık >-er almaya başlar. Abuzer Lğurhı'lar, San AvniTeı; Behçet Cantürk'ler, Çaytrovah Osman'lar ve daha niceleri yurtiçı ve yurtdışı ilişkileriyle irdelenir. Mumcu'nun araştırmalan kimi siyasileri, kimi örgütleri rahatsız eder. Adı kaçakçılık eylemlerine kanşan kimilerinin ûlkücülerle ılişkili olduğunun ortaya çıkması, doğudaki sılahlı eylemlerde dinci örgütlerin de anılması. bunlarla ilgili kimi belgelerin açığa çıkması, Mumcu'ya tehditlerin yönelmesıne neden olur. Aralık 1979'da Paris'teki Türk Turizm ve Tanıtma Bürosu Müdürü sokak ortasında Ermeni ırkçılarca öldürülür. Mumcu'ya göre "Türkiye bir ucu uyuşturucu madde, öteki ucu silah kaçakçıhğuıa bağh kanh bir zincûie sunsıkı sanlmıştır. Bu kanlı zincirin halkalan arasında ırkçı Ermeni örgüderinin de bulunduğu gün gibi açıknr. (_.) Irkçı Ermeni örgütleri Türk diptomaüanna karşı işfedflderi cinayederi, bireysel terör yönüyie sürdürüyorlar. Türkiye'de de cinayetkr aynı yöotemk işteniyor. SOah ve uyuşturucu madde kaçakçıhğımn Baü ülkelerinde pazan buhınmaktadır. Baü ülkeleri ve şirketieri. Ortadoğu'dan geJen uyuşturucu madde karşıhğında kaçak silah satmaktadırlar. (_) Bütün bunlar göz önüne alırursa, bu tür flişkflerin içine çeşitii çıkar çevreleri, çeşitii devlet çıkarian ve böyte ırkçı Ermeni örgüiieri de girebflir. Bunlar hukuk düinde kanıt olarak nhetenen türden sağlam ve geçerli bflgi ve bulgular değDdir elbette ki Fakat her oJasıkk, en ince ayrmusma kadar değerlendirikcekse, ırkçı Ermeni örgütierinin ülkemizde köprü başlan tutup tutmadüdan da iyice araştırümaudır. Hem Ermeni örgütieri hem de Yunan faşizmini destekleyen uluslararası Rum serma>*sinin Türkiye'deki serpinriteri... Ve Afanama'dan tran'a kadar mal götürüp getiren TIR Tdolan, prifietkri bu TIR kamyonlannın sürücüleri teker teker mcdeme konusu ohnahdır. Bu kanlı zincirin halkalannı tek tek sayarsanız, hiç ununadığınız zamanda karşuuza bir miryarük eroin ile narkatik şubede çahşouş emniyet amirteri de çıkabilir. (_) tran olaylan üe birfikte Ortadoğu yeni kavgalann. yeni bir kargaşanm esiğine geuniştir. Bu kargaşalardan ve kargaşanm temeündeki petrol kavgasmdan kaynaklanacak bir kaptşma, Ortadoğu haritasuu belki de yeni baştançizdireccktir.- (24 Aralık 1979) Türkiye siyasal cınayetleri. kaçakçılıkla terörün bağını araştmyormuş gıbı yaparak 1980'e girer. 1980 başında TBMM "önteme paketi" hazırlamaktadır. "Birçok insan sanı>or 10" der Mumcu, "Bu önlem paketi çıkarsa terör öntenecektir. (._) Terör sfianla yapdır. (_) Terörü önkminin yasal önkm i^ ouaadığını anlamak için demek ki daha çok bekteyeceğiz. Çünkü yasalan değistirmek, kafatan değistinnekten daha koiay göratmektedir." (5 Ocak 1980) yoktur, ıdeolpji yoktur, bır tek şey vardır. Mumcu, 29 Mart 1979 günlü yazısını "Türkiye'de Terör" konulu bır açıkoturuma katılmak için gittıği Almanya'da yazar, 2 Nisan 1979 günlü yazısında da "Değirmenin Suyu"nun nereden geldiğını sormaktadır: "Türkiye'de terörün parasal desteği nereferden ka\'naklanrvor" sorusu yanıtlanabılse, kirli iüşkıler yumağı çözülecektir. "Türkiye'de yülardır silah kaçakcıhğı yapıhyor, bir >ıl içinde ele geçen sflahlann piyasa saüş fh-atı bir milyon TL'vi aşû. Nereden geliyor, dersiniz bu değirmenin suyu? Adam Türkiye'de cinayet iştiyor. Sonra Kıbns'a kaçıyor, oradan da Federaî Abnanya'yn geliyor. Kim planhyor bunlan? Kim para sağhyor?" Uğur Mumcu 1979'un ikınci yansmda terör ve kaynağı konusundaki sorulannın yanıtlannı buldukça bunlan okurlanna aktanr. Ancak terörün kanlı eli Ankara, Istanbul gibi kentlerle birlikte Malatya, Tokat, Kahramanmaraş, Adana ve başka yerleri boş bırakmamaktadır. Önce Sünnı-Alevı çatışması çıkarmak isteyenler, Kürt- Türk aynmcılığını körüklemektedir. Mumcu'nun "Silah kaçakcıhğı ve terör" araştırması yoğunlaşmaktadır. 9 Ekim 1979 günlü "Seçime Doğru" başlıklı yazısında "Dış güçler. dünyanm en duyarh bölgesi olan Ortadoğu'da ırk ve mezhep ayrunı konusuna iyice el attüar" dıye yazar. Eylülde Adana Emniyet Müdürü delik deşik edilerek öldürülmüştür. Ortalıkta birtakım eylem örgütierinin adı dolaşmaktadır. öldürülenlere her gün yenisi eklenirken kimi katilleri kimi yetkılilerin sakladığı söylentileri duyulur. "tki ydda iki mUyarhk silah!- TüıidyeHk estirtten terör rüzgâruun ardındaki gerçekleri açıklayan en kısa ve kahn yamftır. (4 Ekim 1979) Siyasal cınayetler sürerken doğu ve güneydoğuda dikkatle izlenmesi gereken kimi çalkanülar yaşanmaktadır. Çoklan ÇHP ile AP'nin bir araya gelip terörü önleme yasalan başta olmak üzere birçok sonına çözüm için "diyalog" kuramamasından yakmmaktadır. Uğur Mumcu, Abdı lpekçı cınayeti aydınJanırsa, birçok karanlık ılişkinin çözüleceğine inanmakta, Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçınlan Mehmet Ali Ağca'mn izini sürmektedır. Dikkat edilirse, buraya değin siyasal ıktidarlara, kimlerin iktidarda olduğuna hiç değinmedik. Uğur Mumcu'nun terörü mercek altına aldıgı zaman diliminde siyaset sahnesinde bugün de taıudığımız yüzlerin çoğu bulunmaktadır. Kısa aralıklarla yaşanan Bülent Ecevit ıktıdan dışında Süleyman Demirel çoğunlukJa başbakan koltuğundadır. Bu sahnedekı değişiklik 12 Eylül'de darbeyle olacak. sahneyı önce asker ya da askerin onayladıgı politikacılar alacak, Kenan EvTen'in devlet başkanlığı döneminde 1983 'ten sonra sahneye Turgut Özal ve ekibi eklenecek, 1987'den sonra da darbenın siyaseti yasakladığı eski oyuncular topluca yerlerinı alacaktır Türkeş ölümle sahneden ınecek, Erbakan Anayasa Mahkemesi karanyla sahne arkasına çekilecektir. 1990'larda Süleyman Demirel cumhurbaşkanı, Bülent Ecevit başbakanhk koltuklanna oturacaklardır. Bu nedenle Imralı duruşması, Türkiye'nin dününü ve bugününü karşılaştırma ve siyasetçilerin dünkü bugünkü sorumluluklan açısından çok önemlıdir. Ancak terörün yok ettiği birçok insanın Imralı duruşmasını izlemesi, bu karşılaştırmayı yapması, yazık ki olanaksızdır. Onlardan biri de Uğur Mumcu'dur. Kimi gazetecilerle kimi aydınlar Imralı'da konuşan terönst başını dinledikçe "Uğur Mumcu hakh çıkn" demektedirler. Ancak Uğur Mumcu, lmrairda konuşulanlardan daha çoğunu araştınnış, kitaplanna geçırmiş, tarihe bırakmıştır. Susurluk kazası da Uğur Mumcu haklı çıktı dedirtmışti kamuoyuna, gelgelelim Susurluk bilmecesi, bilmece olma özelhğinı hâlâ koruyor. Uğur Mumcu edindiği belge ve bulgular arasındaki ilişkileri çözme, parçalan bütünleştirme ustasıydı. Biz yine Mumcu'nun bulgu ve belgelerine dönelün. Çünkü bunlar bir bakıma Türkiye'nin siyasal günlüğü... Sürecek tlFIRNOKTASI IORAL ÇALIŞLAR [email protected] Herkesin derdi farklı. Bir grup ınsana göfe, Türkiye'nin başının derde girmesi- nın asıl nedeni, her kesimin kendisini öz- gürce açıklayamaması. Toplumsal grup- lar arasında bir hoşgörü ve uzlaşma sağ- lanamaması. Böyle bir uzlaşma, birçok sorunu çözebilır. Uzlaşma içinse en te- mel şart demokrasi. Bir başka grup insanımıza göre ise Cumhuriyet tehdit altında. Bazı kötü ni- yetli siyasi gruplar ve toplumsal cema- atler, demokrasi bahanesi altında Cum- hurıyeti ortadan kaldırıp şeriatı getirmek ıstiyorlar. Eğer demokrasi Cumhuriyeti ortadan kaldırmak isteyenlerin ekmeği- ne yağ sürecekse -kı bugün öyle gözü- küyor- demokrasiden vazgeçebiliriz. Demokrasi isteğı de, Cumhuriyeti ko- ruma endişesi de samimi. Çeşitii toplu- luklar, kendi yaşam alanlarının ortadan kaldırılmaması endişesiyle belli savun- ma refleksleri gösteriyorlar. Savunma ref- leksinin de kendısine göre bir mantığı var. Bu Ülkeye Neden Demokrasi Gelemiyor? Türkiye'de çok partili sisteme geçildi- ğinden bu yana demokrasi sürekli ulaşıl- ması gereken bir hedef olarak gündeme geliyor. Demokrat Partı (DP) ile Cumhu- riyet Halk Partisi'nin (CHP) yarıştığı ilk çok partili seçimde, 1946'da demokrasi isteyen taraf DP idi. 1950'de DP'nin ikti- dara gelmesıyle, demokrasi talebi adım adım CHP'lilere geçti. 1960'ta DP bir as- keri müdahaleyle devrıldiğinde, tarihimi- zin en demokratik anayasası CHP'lilerin katkılanyla hazııiandı. 1960'larda DP'nin yerini Süleyman Demirel'in Adalet Partisi (AP) almıştı. Sözde demokrasinin savunucusu Demi- rel, 1960'lar boyunca 1961 Anayasa- sı'nın özgürlükçü hükümlerinden yakın- dı. 12 Mart 1971 askeri darbesi onun is- tediğı fırsatı sağladı. 1961 Anayasası'nın özgürlükçü hükümleri, darbecilerin ön- cülüğünde ve Demirel'in desteğinde ger- çekleşti. 1990'lardan sonra farklı bir süreç ya- şıyoruz. Erbakan önderliğindeki siyasi fslamcı hareketin oyu yüzde 20'leri aşan bir noktaya ulaşınca ve Erbakan başba- kan koltuğuna oturunca, demokrasi ve Cumhuriyet arasındaki ilişki yeniden tar- tışılırhalegeldi. Demokrasiyi savunanlar, özgürlükleri savunanlar bazı kesimlerce "şeriatçılann ve bölücülerin" ekmeğine yağ sürdükleri düşünülerek eleştirildi. Türkiye, herkesin demokrasisinin ken- disıne ait olduğu ve demokrasiye de bu nedenle birtürlü ulaşamayan garip birül- ke. Kime sorsanız, kendisinin özgür ol- madığını ve özgürlüğünün tehdit altında olduğunu söylüyor ve düşünüyor. örne- ğin, Fazilet Partililer, son dönemde de- mokrasiye ve özgürlüklere fazla vurgu yapar hale geldiler. Bizim yıllardan beri dile getirdiğimiz bazı temalan savunma- ya başladılar. Buna sevinmek mi gerekiyor, yoksa üzülmek mi; bu konuda da bir ortak an- layış oluşamıyor. Kimilerine göre, onlar bu görüşleri savunurken samimiyetsizler. Onlar yalnızca kendilerine dokununca demokrasiye vurgu yapmak gereğini du- yuyoriar. Böyle düşünenleri haklı çıkara- cak birçok bulgu ve bilgi önümüzde du- ruyor. Geçenlerde Fazilet Partisi gelene- ğinin en tecrübelilerinden Süleyman Arif Emre, Milli Gazete'deki bir yazısında, benim TCK'nin 312. maddesinden mah- kûm olduğumu yazıyor ve 312. madde- nin kaldınlmasını istiyordu. Ben TCK 312. maddeden değil, Terör- le Mücadele Kanunu'ndan mahkûm edil- dim. Ama onlar, düşüncesi nedeniyle her mahkûm olanın 312. maddeden yargı- landığını düşünecek kadar, soruna ben merkezli bakıyorlar. Çünkü Tayyip Er- doğan TCK 312. maddeden mahkûm edildi, Erbakan ve bazı arkadaşlan 312. maddeden yargılanıyorlar. 312. madde- yi bir kaldırsalar Türkiye'ye demokrasi gelecek, diye düşünüyoriar. Yann Terörle Mücadele Yasası'ndan veya başka bir maddeden, örneğin TCK 159. maddeden yargılansalar, bu mad- delerin de demokrasiye aykırı olduğu gerçeğini öğrenecekler. Geçen günlerde Kültür Bakanlığı büt- çesi görüşülürken FP Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu ne kadar demok- rat olduklannı (!) gözler önüne serdi. Eş- ber Yağmurdereli'nin oyununun Dene- me Sahnesi'nde oynanmasını eleştirdi. Devlet Tıyatroları'nda "ideolojik" oyunla- nn oynandığından şikâyet etti. Garip değil, ama gerçek: Türkiye'deki siyasi güçlerin hiçbirısi demokrat değil. Fakat hangisine sorsanız demokrasi is- tiyor, ama yalnızca kendisine. Onun için de Türkiye bir türlü demokratik bir ülke haline gelemiyor. Bu da bir başka gerçek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle