Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 HAZİRAN 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İstanbul Tabip Odası, Oktar Babuna kampanyasıyla bilgi bankası oluşturulması aşamasma gelindiğini bildirdi
'Kuşkular gereksiz
9
istanbul Haber Servisi - İstanbul Ta-
bıp Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Prof. Dr. Orhan Anoğul, Dr. Oktar Ba-
buna'v a kemik iliği vericisi bulmak
amacıyla başlatılan kampanya sonu-
cunda ulusal bir bilgi bankası oluştur-
manın eşiğıne gelindiğini belirterek
"*Bu firsat. bakanlığın olsun, binm çev-
relerinin olsun gereksiz ve kamuyu kuş-
kuya düşüriicü tarosmalanyta yitirU-
memelidir" dedi.
Şu ana kadar yaklaşık 40 bin kişinin
doku grubundan oluşan veri kaydı top-
landığına. yurtdışında da "bedeDerinin
ödenmesini bekleyen" önemli miktar-
da kan analiz sonuçlannın bulunduğu-
na dikkatçeken Anoğul. devletin ve si-
yasi otoritenin gücünü, bu verileri Tür-
kiye'ye getirmek ve ulusal bir bilgi
bankası kurmak yönünde kullanması
L. stanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Orhan Anoğul, şu ana kadar
yaklaşık 40 bin kişinin doku grubundan oluşan veri kaydı toplandığına ve yurtdışında da
önemli miktarda kan analiz sonuçlannın bulunduğuna dikkat çekerek "Bu firsat,
bakanlığın olsun, bilim çevrelerinin olsun gereksiz ve kamuyu kuşkuya düşüriicü
tartışmalarıyla yitirilmemelidir" dedi.
gerektiğini vurguladı. istanbul Tabip
Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof.
Dr. Orhan Anoğul ile yönetim kurulu
üyeleri taraftndan dün Tabip Odası'nda
bir toplantı düzenlendi.
Toplantıda konuşan Prof. Orhan An-
oğul, Türkiye "de nüfus göz önünde bu-
lundurulduğunda lösemi konusunda
etkin bir sağlık hizmeti verilebilmesi
için bugüne dek bir milyon kişinin bil-
gilerinin kayıtlı olduğu bir kemik iliği
veri bankası oluşturulması gerektiğini
söyledi. Anoğul, Dr. Babuna olayı
gündeme gelene dek doku grubu tayi-
ni yapan laboratuvarlarda gönüllü ke-
mik iliği vericıliği için başvurunun
"neredeyse yok" düzeyinde olduğunu
belirtti.
Bu nedenle laboratuvarlann ülke
toplamında günde 40 dolayında analiz
yapabılecek bir donanımla yetindiğini
belirten Anoğul, "Butempoylabir mil-
yon kişitik bir veri bankasına ancak 68
yılda erişiiebüirdi" diye konuştu.
Dr. Babuna olayıyla birlikte başvu-
rulann kitleselleştiğine dikkat çeken
Anoğul, artan başvunılann laboratu-
varlann analiz kapasitesini aştığını, bu
nedenle kapasiteyi aşan miktann ince-
lenmek üzere yurtdışma gönderildiği-
ni bildirdi.
Bu analizlerden, bedelleri ödenen-
lerin verilerinin geri döndüğünü ve şu
ana kadar 38 bin kişinin doku grubun-
dan oluşan bir veri kaydı bulunduğu-
nu ifade eden Anoğal, "Ancak yıırtdı-
şında hâlâ önemli miktarda kan analiz
sonuçlan bulunmaktadır ve bedeDeri-
nin ödenmesini beklemektedir" dedi.
Bazı bilim adamlannın yurtdışına
doku grubu tayini için kan gönderilme-
sinin sakıncalı olduğu ve yurtdışına
gönderilmiş kan örneklerinin stratejik
önemi olduğunu iddia ettiğine dikkat
çeken Anoğul. şöyle konuştu:
"Yurtdışına doku grubu tayini için
kan gönderilmesinin hızlı bir şekilde
kemik iliği bankası oluşturma zorun-
luluğundan doğduğu görülmektedir.
Bu amaçla analizleri yapılmış doku
grubu tayinlerine Uişkin bilgiler ulusal
veri bankasına getiriimelidir. Kampan-
yada yaratılan olanaklaıia Sağlık
Bakanhğı olanaklan birleştirilmeu, ka-
mu sağhk kuruluşlan arasında işbirfiği
yapthnalıdır."
Anadolu Üniversitesi arastırması
Öğrencüer
Açıköğretim'i
isteyerek
seçiyor
tstanbul Haber Servisi -
Anadolu Ünıversitesi Açı-
köğretim Fakültesi ögrenci-
lerinin yüzde 63.3'ünûn
kendi isteğiyle açıköğretim-
de okuduğu, yüzde 78.7'si-
nin bir işte çalıştığı belirlen-
dı. Çalışan Açıköğretim öğ-
rencilerinin yüzde45.8'i ka-
muda, yüzde 54.2'si özel
sektörde istihdam ediliyor.
Anadolu Üniversitesi
Açıkögretim Fakültesi öğ-
rencıleri arasında yapılan bir
araştırma, öğrencilerin pro-
filini belirledi. Araştırma so-
nuçlanna göre öğrencilerin
yüzde 62.2'si ileri yaşlarda
ve normal öğrenim çağının
dışındeki öğrencilerden olu-
şuyor. Öğrencilerin yüzde
37.8'i ise 24 yaşın altında
bulunuyor.
Veriler. öğrencilerinin
yüzde 60'mın erkek, yüzde
40'ının kadın olduğu Açı-
kögretim"de yüzde 62.2 ora-
nındaki öğrencilerin asker-
lik çağı dışında olduğunu
gösteriyor. Araştırma. asker-
likten kaçmak için Açıkög-
retim'e kaydolunduğu iddı-
asını çürütüyor. Öğrencile-
rin yalnızca yüzde 1.6'sı as-
kerliğıni erteletmek için
Açıköğretim'de okuyor.
Araştırma sonuçlan, Açı-
köğretim öğrencilerinin
yüzde 31 'inin kırsal kesim
ve küçük ilçelerden geldiği-
ni gösterirken, yüzde 2.8
oranındaki yaklaşık 15 bin
öğrencinin özürlü, bir o ka-
dannın da mahkûmlardan
oluştuğunu ortaya koyuyor.
Araştırma sonuçlan, öğ-
rencilerin neden Açıköğre-
tim'i tercih ettiklerine de
açıklık getiriyor. Buna göre,
öğrencilerin yüzde 29'u ter-
fı etmek. yüzde 26.8'i bir
üniversite dıplomasına sahip
olmak, yüzde 22'si kendini
kanıtlamak. yüzde 14.2'si
kültürünü arttırmak, yüzde
8'i mesleki bilgi edinmek,
yüzde 5.7 si firsat değerlen-
dirmek. yüzde 5.1 "i daha iyi
iş bulmak, yüzde 1.6'sı as-
kerliğini erteletmek için
Açıköğretim'de okuyor.
Açıkögretim öğrencileri-
nin dershanelerle de ilişkisi-
nin olmadığı görülüyor.
Araştırmaya göre üniversite
hazırlık kursuna gitmeyen-
lerinoranı 73.5.
Açıkögretim öğrencileri
okullanndan memnun görü-
nüyor. Buna göre yüzde 89.9
oranındaki ögrenci için Açı-
köğretim'de okumak önem
taşıyor.
Açıkögretim öğrencilen-
nin yüzde 10.8'i başka bir
fakülteye başlamış ve bırak-
mış öğrencilerden oluşur-
ken, yüzde 8.1' i de bir fakül-
te bitirmesine karşın Açı-
köğjetim'e devam ediyor.
Öğrencilerin yüzde 63.
3'ünün kendi isteğiyle Açı-
köğretim'de okuduğu, başka
seçenek kalmadığı için oku-
yanlann yüzde 20.7, puanı
sadece Açıkögretim'e yetti-
ği için okuyanlann yüzde
10.1 oranmı oluşturduğu
saptandı.
oğaz'da dev
platform
Türkiye Petrolteri Anonim O
rikan firmasmtn, Batı Karadeniz'de ortaklaşa doğatgaz
ve petrol aramalarş için kullanacağı "Sedco 700" adlı
sortdaj platformu, İstanbut Boğazı'ndan geçerek Ka-
radeniz'e çıktı. istanbul Boğazt'na dün saat 06.30'da
giriş yapan ve 5 römorkör taraftndan cekilen dev plat-
form saat 10.00'da Karadeniz'e ulaştı. PJatformun ge-
çişi nedenıyle çift yönlü olarak transit geçişlere kapa-
ndan son-
herhangi bir aksama meycJina gelmedi, Uzunf'jğu 90,
genişliği 75 metre olan platformun köprülerin atttndan
geçebilmesi için kule yüksekliği 56 metreye düşürül-
dü. Sondaj platformunun, yarın İğneada açtklarındaki
Limanköy mevkiine ulaşması bekleniyor.
4
Üç polis işkence yaptr* iddiası
SABİTÖZKESER
ADANA - Turuklu ve Hükümlü Aile-
leri Dayanışma Demeği (Adana Daya-
nışma-Der) üyesi Zöhre Polat kendileri-
ni Terörle Mücadele Müdürlüğü'ne bağ-
lı polisler olarak tanıtan 3 kişi tarafından
"şüpheli şahıs" diye zorla bir araca bin-
dirilerek bilmediği bir yere götürüldüğü-
nü ve işkence edildiğini öne sürdü.
Kaçınlıp sorgulanmasıyla ilgili cum-
huriyet savcılığına suç duyurusunda bu-
lunacağını belirten Polat, 16 Haziran gü-
nü 19.00 sulannda Adana Dayanışma-
Der'in bulunduğu binadan çıkarken 3 ki-
şi tarafından beyaz renkli, siyah şerit bu-
lunan Toros marka araca zorla bindiril-
diğini belirterek sözlerini şöyle sürdür-
dü:
"Aracın içerisinde başımı zorla koitu-
ğun arasına koyup gözlerimi bağladılar.
Bir süre dolaşnktan sonra, karakol oldu-
ğunu ifade ettikleri, ancak kendikrinden
başka kimsenin olmadığı bir binaya geti-
rildim. Burada benim öldürüleceğimi
söytediler. Çok ağır hakaretler edildi. yak-
• Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği
üyesi Zöhre Polat, kendilerini Terörle Mücadele Müdürlüğü'ne
bağlı polisler olarak tanıtan 3 kişi tarafından "şüpheli
şahıs" diye zorla bir araca bindirilerek bilmediği bir yere
götürüldüğünü ve işkence edildiğini öne sürdü.
laşık 2 saat kadar burada tuttular. Çev-
reden tren geçiyordu, seslerini duyuyor-
dum. Daha sonra yine zorla araca bindi-
rflip epeyce dolaşbnlmanun ardından ıs-
sız bir yere getiröerek aracın içine kapa-
Gldım.
Sorulanna yanrt vermem gerektiğini,
vennediğinı takdirde başıma her şey ge-
lebileceği çirkin küfürler arasında söy-
lendL Bir ana konuşmam için başuna si-
lah dayayıp ölümle tehdit ettiler. Enseme
sert bir cisimle \ urulduktan sonrasuu
anımsamıyorum. Ayılırken ayaklannı-
dan ve kollarundan rutularak havaya fir-
lanlıyor ve yere düşürülüyordum. Bu uy-
gulama defalarca denendi"
Kendisini kaçıranlann sürekli tehdit
ettiğini ve çok ağır küfürler savurduğu-
nu yineleyen Polat, şunlan söyledi:
"Söyleyecek bir şey oimadığuu beKrt-
dğünde ise tekmeleıie vurmaya başladı-
lar. Dayak, tehdit ve küfürler ne kadar
sürdü bilmiyorum. EUerim arkadan bir
ağaca bağlandı ve beni böylece bırakıp
gittikr. Bütün geceyi böyle geçirdim. Gün
ışığında hay~vanlannı otlatan bir çoban
taranndan ellerim çözüldü ve bu kişiyle
birlikte uzunca bir yürüyüşten sonra 100.
Yd otobüslerinin son durağı olan yere gel-
dim. Araca binip eve ulastığımda saat
06J 0 olmuştu."
Üyelerinin kaçınlarak işkence görme-
sine tepki gösteren Adana Dayanışma
Derneği Başkanı Şule Sakaoğju. Zöhre
Polat'ın daha önceleri de birkaç kez ka-
çınlarak işkence gördüğüne dikkat çek-
ti. Sakaoğlu, derneğe ve üyelerine sürek-
li baskı yapıldığını ileri sürerek, tehdit ve
baskılann kendilerini yıldıramayacağını
söyledi.
Zöhre Polat, polis oMuğumı söyleyen 3 kişi tarann-
dan kaçınlarak işkence gördüğünü söylüyor.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Geçmişi Gelecekte
Yaşayamazsınız
Çeşitli yeriere "21. Yüzyılda Türkiye" konusun-
da konferanslar vermeye çağrıldığımda. sözlerime
genellikle "Geleceği aramak için bugüne, bugü-
nü anlamak için düne, dünü çözümleyebilmek
için de evvelki güne bakmak gerekir" diye baş-
ladığımı, beni dinleyenler bilir.
Ben hem birtoplumsal bilim hem de birtarih ög-
rencisi olarak, geleceği bugünün, bugünü dünün,
dünü ise evvelki günün beliriediğini çok iyi bilirim.
Tarihin geri çevrilemeyeceğini ve gelecekte geç-
mişin yaşanamayacağını da...
• • •
Dünya belırii bir çızgıde gehşiyor:
Tanmdan endüstriye, endüstriden uzaya.
Yani köyiüden kentliye, kentiiden dünyalıya.
Tanm döneminde toprak ağalıgı ve din egemen-
di:
Köylülere insan gözuyle bakılmazdı.
Endüstri döneminde insan haklan ve demokra-
si egemen oldu.
Herkesin, ama herkesin "insan muamelesi
görmesi" endüstri toplumunun ana ilkesı haline
geldi.
Tanm toplumlanntn egemen devlet biçimi, Mut-
lak Imparatorluk, geçış dönemlerinde Meşruti
Imparatorluk oldu.
20'nci yüzyıla damgasını vuran Endüstri Devri-
minin devlet biçimi ise dört ana grupta ortaya çık-
tı:
Birinci olarak, ulus-devlet anlayışına dayalı, de-
mokrasiler bu biçimin ideal tipleri idiler.
Ikinci olarak, Alman, Italyan ve Japon faşizmle-
ri ile bunların günümüzdeki uzantılan olarak görü-
len Sırpyaklaşımı, ulus-devletteki "ulus" kavramı-
nın şoven sapmasını simgeleyen faşist devlet bi-
çimi olarak zaman zaman ortaya çıktı. ama sade-
ce kan ve gözyaşı üreterek, tarih sahnesinden sü-
rekli olarak silindi.
Üçüncü olarak, ulus-devlet kavramını teoride
yadsıyan, ama pratikte Rus-Slav etnik ve milli çiz-
gisini uygulayan ve "enternasyonellik" savında
bulunan Moskovayada Pekin "komünizmi", (ya-
ni endüstrileşmeye yaklaşmış olan kentli komü-
nizm ile endüstrileşmenin uzağında bulunan köy-
lü komünizmi) insanlığın evrim çizgisini değişti-
recegi iddiası ile ortaya çıktı ve o da faşizm uygu-
lamaları gibi, arkasında sadece kan ve gözyaşı bı-
rakarak tarih sahnesinden yok oldu gitti.
Dördüncü olarak, endüstrileşme sürecini kaçır-
dığı için, "otoriter ya da demokratik çizgide,
ulusal kurtuluş savaşlan vererek ya da verme-
den, Yirminci Yüzyıla damgasını vurmuş olan
soğuk savaş sürecinde, Amerikan ya da Sov-
yet emperyalizminin merhametine sığınan" ve
bu yolla endüstrileşme sürecinin dışında kalma
kaderini aşmaya çalışan "garip yapılar" ortaya
çıktı.
Bunlar zaman zaman komünizme, zaman za-
man faşizme, zaman zaman Islama, zaman za-
man da demokrasiye sığınan zavallı diktatöriük-
ler olarak varlıklannı hâlâ sürdürüyortar.
• • •
21 'inci Yüzyıl, tanm ve endüstriden sonra uzay
teknolojisini getiriyor.
Köyfü ve kentli den sonra da dünyalı'yı...
Toprak ağalan'na ve din adamlan'na dayalı
imparatorluklann yerini alan, insan haklannın
ürettiği vatandaşlara dayalı demokrasiler, 21.
Yüzyılın uzay teknolojisi ndekı "dünyalı" vatan-
daşı üretiyor.
Türkiye'deki dinci akımlann ve şoven milliyet-
çiliğe dayalı tüm siyasal eğilimlerin (ister Türk
isterse Kürt milliyetçiliği olsun) çıkmazı burada-
dır.
Hrtler faşizmi gibi çok kan dökerek ve ancak
kısa bir süre için tarihi geri çevırdiğinızi sanabi-
lirsiniz: ama sürekli olarak geçmişi gelecekte
yaşayamazsınız.
• • •
21. Yüzyıl, yeni birteknoloji, yeni birtoplum ve
yeni bir insan yaratarak geliyor.
Türkiye ise 21. Yüzyıla gerçek ve sıcak bir sa-
vaş içinde ginyor:
Kıbrıs'ta, Bosna'da, Kosova'da, Irak'ta, Güney-
doğu'da.
Denizde, karada ve havada.
Diliyorum önümüzdeki bütün sorunlan, zoriuk-
lan, olanaklan ve seçenekleri algılayalım 21. Yüz-
yılda.
21. Yüzyılı ortaçağın tarım imparatoriuklannı yö-
neten siyasal din anlayışında aramak da, yirminci
yüzyılın kanlı faşizmlerine yol açmış bulunan mil-
tiyetçilik uzantılannda özlemek de hem topluma
hem de tarihe karşı çıkmak olur.
Türkiye'deki siyasal Islam'ın da, aynlıkçı ve
ırkçı terörün de açmazı ve çıkmazı budur.
web sayfası: httpı//remzi.com.tr/yazar.html
Banliyö trenleri 'modernizasyon' kurbam
• Demiryolu yetkilileri, "kapılar kapanmadıkça trenin
hareket etmesini önleyen" sistemin eski hantal kapılara uygun
olmaması nedeniyle verimli çalışmadığını ve sık sık anzalar
meydana geldiğini belirttiler.
tstanbul Haber Servisi -Gebze-Hay-
darpaşa banliyö trenlerinin sık sık an-
zalanarak yolculan çileden çıkarması-
na, koşullara uygun yapılmayan 'oto-
matik kapı kapama sistemi'nin yol aç-
tığı ortaya çıktı.
Demiryolu yetkilileri, 'kapılar ka-
panmadıkça trenin hareket etmesini
önleyen' sistemin eski hantal kapılara
uygun olmaması nedeniyle verimli ça-
lışmadığını ve sık sık anzalar meyda-
na geldiğini belirttiler. Sistemin eksik
kurulduğunu belirten bir yetkili, uy-
gulama için. "60'lık ihtiyara damadîk
giydirerek delikanlı yapmaya çahşa-
lar" dedi.
Haydarpaşa-Gebze arasında çalışan
banliyölerin yolculannı isyan ettiren
anzalann, trenlere 6 ay önce takılma-
ya başlanan otomotik kapı kapama sis-
temınden kaynaklandığı ortaya çıktı.
Sistemin aslında yolculann can güven-
liği açısından çok gerekli olduğunu
vurgulayan bir makinist şunlan anlat-
tı: "Trenden sarkmalar ve kapdara
asılmalar nedeniyle sık sık ölümle so-
nuclanan olaylar yaşanıyordu. Bu ka-
zalanönkmek için \agonlara otomatik
kapı kapama sistemkri taküdı. Ancak
bu sistemin verimli çahşması için kapı-
lann hafif metalden yapılnuş ve rul-
manlı lazaklar üzerinde işlemesi gere-
kiyor. Aynca, gerektiğinde yolculan
uyarabilrnek için anons sistemine ge-
reksinim var. Bunlaryapdmadığmdan
eski hantal kapılar hem seri kapanmı-
yor hem de yolculann küçük bir tnü-
dahalesi sonucu açık kalıyor. Kapı tam
kapanmayınca otomatik sistem moto-
ru devTeden çıkararak trenin hareket
etmesini önlüyor ve sistem sık sık an-
zalanıyor. Yolculan uyarmak için iç
anons sistemi bile yok."
Sistemin anza yapması durumunda,
mekanik sisteme geçerek treni çok dü-
şük hızla ve en fazla 15 km. kadar gö-
türebildiklerini anlatan makinist, siste-
min iyi işleyebilmesi için şunlann ya-
pılması gerektiğini söyledi:
"Yalnızca kapı sisteminin çalışması
için kapüann haflf metalden ve rul-
manlı kızak üzerine yapılması yeterli.
Ancak bugün kullandığnnız banliyö di-
rileri, ithaJ ettiğimiz Fransa'da 20-25
yü önce kullanımdan kaldırümış. Çok
hantal ve çok enerji tüketiyoıiar. Bİun-
lann yerine tramvay vagonlan gibi da-
ha hafif modellerin ahnması gerekiyor.
Bu modernizasyonun yapılması haiin-
de hem enerji tasarrufu sağlanır hem
de banliyö sefeıieri istenilen hıza ulaşa-
rak,örneğinpiksaaderde5-10dakika-
da bir sefer yapabflme olanağı yakala-
mr."
Banliyö seferlerinden sorumlu bir
yetkili de, öngörülen modernizasyo-
nun eksik yapılmasının anzalara ne-
den olduğunu doğruladı. Yetkili, de-
mıryollannın uzun yıllar ihmal edildi-
ğini ve ihtiyaç duyulan tadilatlann ya-
pılmadığını ifade ederek. "60'hk ihtih-
yara damamk gi> direrekdetikanhyap-
mayaçanşölar'" dedi. Aynı yetkili, ban-
liyö hatlannın 3-4 hatlı hale getirilme-
si gerektiğini, ancak hat etrafindaki de-
miryolu arazilerinin çeşitli şekillerde
talan edilmesinin projenin gerçekleş-
mesini güçleştirdiğini kaydetti.
Çağdaş Yaşamı
Destekleme
Derneği
Genel Merkezi ve
tüm şubelerinden
duyuru
21 Haziran 1919Amasya Bildirgesi'nde, MUSTAFA KEMAL
ve arkadaşlan şöyle dîyor: Ulusun bağımsızlığını yine ulusun
çaba ve kararlılığı kurtaracaktır!
21 Haziran 1999 ÇYDD şöyle diyor: Ulusça, hak ve ödevlerimizin
bilincinde yurttaşlar olarak, çağdaş, laik, demokratik, sosyal bir hukuk
dûzeninde, bir hukuk toplumunda, tam bağımsız yaşamaya kararlıyız.
Ulusal duyarlılık ve çabayla her türlü engel aşılacak ve Türk Aydınlanma
Devrimimiz sürekli gelişme içinde sonsuza dek yaşayacaktır.
ÇYDO Gmal Mtrfcazi
Şimal Sokak No:10 ŞifhaM-Bvyojlu istanbıri
Trt (212) 252 44 33 Ftks: (212) 2S2 65 96 Çoğdof Türkiye'müt Gelecek Güvencesi
A Ğ D A Ş Y A Ş A M : D E S T E K L E M E D E 1 0 Y I L