18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JÂ LJK. kultur(ğ cumhuriyet.com.tr 15 Iraıı Grafik Tasanm BienaHSADIK KARAMUSTAFA 4 Mayıs -1 Haziran tarih- lerinde Tahran"da düzenlenen 6. İran Grafik Tasanm Bi- enali'ne. "özel konuk" ola- rak katılmak üzere. tran Gra- fik Tasanm Dernegi (IGDS) Başkam Morteza Motna- yez'den bir çağp aldım. Işle- nni grafik dergilerinden tanı- dığım Momayez, geçen yıl Grafıst '98'in konuğu olmuş, MimarSinan Üniversitesi Gü- zel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü'nde bir atölye çalış- ması yönetmış, bir de konfe- rans vermişti. Iran'a benden başka üç grafik tasanmcı da- vetedilmişti: Japonya'dan Shi- geo Fukuda, Almanya'dan Holger Mathiesve Fransa'dan Akx Jordan. 6. îran Grafik Re/a Abedini. İran hintnıa larihi kitap kapağı. Saed Meshld, "Siyah Çocuk" kitabı için kapak tasanıru. Tasanm Bienali kapsamında Tahran Ni- a\-aran Kültür Merkezi'nde, dört ayn sa- londa dört tasanmcının afış sergisi açıl- dı. Bu yıl alnncısı gerçekleşen îran Gra- fik Tasanm Bienali, bizde Grafikerler Meslek Kuruluşu'nun her yıl düzenle- diğı Grafik Ürünler Sergisi'ne benze- yen bir etkinlik; son iki yıl içinde Iran- lı grafik tasanmcılann tasarladığı ışle- rin toplu bir panoraması niteliginde. Bizden farkı, iki yılda bir yapılması ve önseçmeli olması. 6. bienale 3O0O'in üzerinde iş katılmış. Önseçim sonucu sergilenen iş sayısı 600'e indirilmiş. Sergi 4 Mayıs'ta Tahran Çağdaş Sanat Müzesi'nde açıldı. Miize, Tahran'ın Kuzey Kargar Bulvan üzerinde, Lale Parkı içinde yer alan büyük birtesis. Mo- mayez'in kısa bir konuşmasıyla açılan sergi son derece iyı hazırlanmıştı. Ser- gilenen afiş, logo. kitap ve dergi ka- paklan, basın ilanlan ve öteki işlerözen- le çerçevelenmiş ve müzenin geniş sa- lonlanna, rahat izlenebilecek bir dü- zende yerleştirilmişti. Işlerin altındaki etiketler hem tngilizce hem de Farsçay- dı. Sergi, Iran'ın içinde bulunduğu si- yasal, ekonomik ve kültûrel standartla- n iyi göstenyordu: farklı mesajlar, fark- lı tasanmcılar ve farklı tasanm yakla- şımlan. Yirmi yıllık Islam Cumhuriye- ti koşullannda yetişen, işlerinde "lran- h ve tslam" kimliğini ön plana çıkarma- ya çalışan genç muhafazakârlar ile ka- riyerlerine devrim öncesinde başlayan, bir kısmı yurtdışmda eğitim görmüş li- beral, çağdaş. Batılı eğilimleri yan ya- na izleyebiliyorsunuz sergide. Sergiye katılan 220 grafik tasanmcı arasmda çok sayıda kadın var. Zaten belli temel kısıtlarnalar dışında, kadın-erkek arasın- da (en azından benim izlediğim kesim- de) ayrun görmüyorsunuz. Sergide iş- leriyle dikkatimi çeken bazı tasanmcı- larla tanışma olanağı buldum. Bizim afiş sergisinin afişini ve davetiyesini tasarlayan S.Meshld, R. Abedini ile bir- likte, görsel anlatımın ön planda tutul- duğu bir grafik dergisi çıkanyorlar. M. Sepehr,İngiltere'de, ABRashkti ve Fars- hidMesghaHAmerika 'da egitim görmüş- ler ve yıllarca çalışmışlar. M. Asadol- lahi, bienalin ağır yükünü üstlenmiş. Usta tasanmcı Ebrahim Haghighi, iş- lerinde fotoğrafı çok iyi kullaruyor. Ge- Lemi Bilgin, Devlet Tiyatrolan Yasası'nm 1999-2000 döneminde çıkanlmasını istedi Dk tur tiyatro oyıınları belirlendiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Devlet Tiyatrolan. 2 sah- ne ve 40 sanatçı ile başladığı sa- nat yaşamında 50. yaştna ulaştı. Devlet Tiyatrolan Genel Müdü- rû Lemi Bilgin, TBMM'nin ku- rumu 2000 yılına perde açarken yeni yasasına kavuşturacağını umduklannı kaydetti. Devlet Tiyatrolan Genel Mü- dürü Lemi Bilgin, Devlet Tiyat- rolan Kuruluşu Hakkında Ya- sa'nın 10 Haziran 1949'da ka- bul edildiğine işaret ederek, "Böylece geçen 50 yıl boyunca çağdaş bir toplumun üıtiyacı olan, bilimsel ve demokratik bilince sahip bireylerin >etişmesinde bü- yük rol oynayan Devlet Tiyatro- lan kunıldu" dedi. Devlet Tiyatrosu'nu bugünkü durumuna getiren yolun, devlet eliyle kurulmuş bir tiyatro oku- lundan geçtiğini belirten Bilgin, " 1949'da yasası çıkmış olan Dev- let Tiyatrolan 2 sahne ve 40 sa- natçı>la başladığı yokla şimdi 2 bine yaklaşan personel ve her ge- ce 30'un üzerinde perde açarak seyircisine dünya tiyatrosunun incileriyle, Türk Tiyatrosu'nun seçkin örneklerini bir arada su- narak ısrar ve azimle yürümeye devam ediyor*' diye konuştu. Bilgin, Devlet Tiyatrolan 'nın 50. kumluş yılı etkinlikleri kap- samında, gazeteci Can Dündar ve kurumun bırlikte çalışarak ku- ruma yönelik bir belgesel hazır- layacaklannı bildirdi. Bilgin, Tûrk ve dünya izleyicilerine 2000 yılında Efes'te uluslararası bir tiyatro buluşması armağan et- mek istediklerini kaydetti. Bilgin. sanatsal ve kültûrel değerlerin buluşturulacağı bu etkinliği ge- lecek yıllarda Nemrut, Sümela. Perge ya da Harran'da sürdür- meyi planladıklannı bildirdi. Devlet Tiyatrolan Yasası'nın gereksinimlere göre yenilenme- si gerektiğini vurgulayan Bilgin şunlan söyledi: u Büyümeninda- ha sağhkh ve kalıcı olmasu sana- tın kendi kuraUannm geçerli oi- duğu biçimde özerk bir yapıyla yönetilebilmesi, memur sanatçı anlayış.ının değişmesi. dolayısıy- la emekli sanatçı kavrammın kalk- masını sağlayabilecek yasa deği- şikliğinin kaçınılmaz olduğu dü- şüncesindeyiz. TBMM'nin yeni bir binyüa perde açarken bia ye- ni yasamıza kavuşturacağını umu- yoruz." 9 yabancu 14 yerii, 23 yeni yapıt Lemi Bilgin, 1999-2000 se- zonu 1. tur oyunlannı da yönet- menleriyle birlikte açıkladı. Bu- na göre gelecek dönem 9'u ya- bancı 14"üyerliolmak üzere top- lam 23 yeni yapıt izleyici karşı- sına çıkacak. Ankara Devlet Tıyatrosu: Ta- cir (Arnold VVesker-Bozkurt Ku- nıç). 3. Richard (W. Shakespe- are-Işıl Kasapoğlu), Küçük Şe- hir (Cevat Fehmi Başkut-Ergün Uçucu), Büyük Romülüs (F. Diir- renmatt-Şakir Gürzümar). Ovunlarla Yaşayanlar (Oğuz Atay-Rüştü Asyaİı). İstanbulDevletTiyatrosu: Ar- turo Ui'nin Önlenebilir Tırma- nışı (Bertolt Brecht-Yücel Er- ten), K.ırmızı Karaağaç (Bilgesu Erenus-Metin Belgin), Kanlı Du- gün (RG. Lorca-Mahir Günşı- rav). Izmir Devlet Tıyatrosu: Banş (Aristophanes-Yücei Erten), Car- mela ile Paolina (JoseSantisSi- nisterra-Bülent ,\nn). Bursa Devlet Tiyatrosu: Kül- hanbeyi Operası (Ülkü Ayvaz- Raik Alnıaçık). Adana Devlet Tiyatrosu: Pa- zartesı Perşembe (Musahipzade Celal-Ayşenil Şamlıoğlu). Diyarbakır De\1et Tıyatrosu: Şahmeran (Erhan Bener- Coş- kun Irmak). Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası (VV.Shakespeare- Semih Sergen). Trabzon DevletTh-atrosu: Ya- şar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (Aziz Nesin-Ali Düşenkalkar). Antalya Devlet Tiyatrosu: Al- dülcanbaz (Turhan Selçuk/Ülkü Ayvaz-Ege Aydan). Othello'nun Ölümü (Aslıhan Ünlü-Sönmez Atasoy). Sıvas Devlet Tiyatrosu: Şıp- se\di (H. RahmiGürpınar/Rah- mi DUIigil-Ferdi Merter). Van Devlet Tiyatrosu: Rama- zan'la Cülide (Erhan Gökgücü- Zafer Kayaokay). Masallarla Ye- niden (Ozan Sanlı Şentürk-Ozan Yudınm) Erzurum Devlet Tiyatrosu: tbiş'in Rüyası (TankBuğra-Ser- hat Nalbantoğiu). KonyaDevietTıyatrosu: Keşan- lı Alı Destanı (Haldun Taner- Selçuk Yöntem). Söz Veriyorum (Ateksey Arbuzov-Mehmet Ege). 1)Shakespeare. 2) Bertolt Brecht,3) Haldun Taner 4)Arnold Wesker. Vîyana Oda Orkestrası üeStrauss'lu birgeceKültür Servisi - 27. Uluslararası lstan- bul Müzik Festivali bu akşam saat 19.30'da Aya Irini Müzesi 'nde Myana Oda Orkest- rası'nı sanatse\erlerle buluşturacak. Or- kestrayı yönetecek olan Ludvvig MüUer konserlerde aynca birinci kemancı olarak da yer alacak. Konserde Johann ve Josef Strauss'un yapıtlan yorumlanacak. Vıyana müzık yasamının yapıtaşlanndan biri olan Viyana Oda Orkestrası, 51 yıldır dünyanın en iyi oda müzıgi topluluklan ara- sında yer alıyor. Kurulduğu ilk yıllarda FranzLitschauer. Heinrich Hoflreiser, Pa- ul Angerer ve Carlo Zecci'nin yönetimin- de şekillendi orkestra. 1976-91 yıllanara- sında birinci şef ve günümüzde de onur- sal şef olarak görev yapan Phillippe Ent- remont'un yönetiminde Avrupa'nm en önemli festivallerinde konserler verdi, ABD ve Japonya'ya turneye çıktı. Sir Neville Marriner, Lord Yehudi Menuhin, Heinz Holliger. Peter Schreier, Adam Fischer, Heinrich Schiff gibi ünlü şeflerin yöneti- minde; MauriceAndre, BartolL Baumann. Berganza. Brendel, Buchbinder. Casade- sns, Menuhin, Zahetmair gibi solistler eş- li|inde konserler verdi. 1996-97 sezonunda 50. yılını kutlayan orkestranın birinci şefliğine atanan Entst Vîyana Oda Orkestrası, bu akşam saat 19.30'da Aya İrini Müzesi'nde. Kovacic'in yaru sıra George PehUvanian orkestranm birinci konuk şefı oldu. Önceleri Haydn ve Mozart' ın eserlerin- den oluşan daha küçük ölçekli bir reper- tuvan olan topluluk günümüzde degişik stil- leri içeren geniş bir repertuvara sahip. Or- kestra halen Viyana klasikleri üzerine yo- ğunlaşmış olmasına karşın Viyana okııhı ve çe\Tesindeki çağdaş bestecilerin eser- lerine de yer veriyor. Stil ve repertuvann- daki esnekük sayesinde Viyana Modem Fes- tivali'nin sürekli konuklan arasmda yer alıyor Viyana Oda Orkestrası. Orkestra, Kuzey ve Güney Amerika, tüm Avrupa kentleri, Japonya, Çin, Hong Kong, Hin- distan gibi Asya ülkelerinde Viyana ken- tinin bir elçisi gibi konserler veriyor. Konserde orkestrayı yönetecek olan Lud- wig Müller 1964'te Avusturya/Leoben'de dünyaya geldi. Beş yaşında keman çalma- ya başladı. 1976-78 yıllan arasmda Graz Üniversitesi'nde, 1979-89 yıllan arasmda da Viyana Üniversitesi'nde öğrenim gör- dü. Sanatçı 1986'dan bu yana Viyana Oda Orkestrasf nın, 1991'den bu yana da Ca- daques Orkestrası'nın konzertmaysterli- ğini yürütüyor. Bugüne dek Rudolf Barc- hai, Lord Yehudi Menuhin. Adam Fisc- her, Heinrich Schiff gibi ünlü isimlerle konserler veren sanatçı Thomas Hengelb- rockve Jordi SavaHile de otantik stilde kon- serler düzenledi. 1988'de piyano beşlisi Arcus Ensemb- le Wlen" i kurdu ve daha sonra bu topluluk- la Avusturya, Almanya. Japonya, Ameri- ka, Polonya, Çekoslovakya, Israil ve ts- panya'da konserler verdi. Topluluk, altı konser verdiği 1993-94 sezonundan bugüne dek Viyana IConzert- haus'ta düzenli olarak sahneye çıkıyor. Müller, Arcus Ensembe Wien'in üyesi, Vi- yana Oda Orkestrası ve Viyana Senfo- ni'nin solisti olarak birçok uluslararası fes- tivalde yer aldı. Avustur>'a Hartberg'de ve Tokyo'da keman ve oda müziği master kurslan veren Müller. 1998'denbu yana Vi- yana Üniversitesi'nde keman eğitimi veriyor. nel olarak Iranlı tasanmcılann işlerin- de fazla fotoğraf yok. Bir tasanmcı bu- nun nedenini açıkladı: "Dinikısıtlama- lar nedeniyle insan bedenini ve beden- lerarasındaki iletişunisergüemekte zor- hıldarumz varf Kaliteli işlerinı izledi- ğim Aü Vazirian çok üreten bir tasa- nmcı. LalehSottanMohamnudi, geniş espaslan kullanmakta usta. Morteza Momayez'le konuştuğum gibi, gele- cekte Türkiye 'de bir iran grafik tasanm sergisi gerçekleştirebilirsek komşula- nmızı daha iyi tanıma olanağı bulabi- leceğiz. Grafik tasanmın, farklı koşul- larda yaşayan insanlann ve farklı kül- türlerin birbirlerini anlamalan için çok iyi bir araç olduğunu biliyoruz. Bienalin uluslararası konuklannın afiş sergisinin açıldığı Niavaran Kültür Merkezi'nde bir de seminer düzenlen- di. İki yüzün üzerinde. çogunluğu ka- dın, tasanmcı ve tasanm öğrencisi var- dı salonda. îlk konuşmacı bendim. Ön- ce Icograda'yı, Türkiye'yi ve Grafist'i anlattım. Sonra bazı işlerimi gösterdim. Fukuda, Mathies ve Jordan, slaytlar eş- liğinde afışlerini anlattılar. Çok sıcak ve ilgili bir dınleyici topluluğu ile karşı karşıyaydık. Düzeyli soru- ~ ~ ^ lar sordular. Çağdaş İran grafik tasan- mının köklü bir yazı ve re- sim geleneğine dayandığını söylemek yanlış olmaz sanı- nm. Gördüğüm bazı işlerde bu gelenek biraz zorlayarak ön plana cıkanlmış. Bunun altında, "Iranh'' ve "tstom" olan bir grafik tarzı yarat- mak ve geliştirmek çabala- n yatıyor. Bu çabanın zorla- ma olduğunu hemen hisse-, . debiliyorsunuz. Bir kesim tasanmcı için bu böyle. Baş- ka bir kesimde ise İran yazı ve resim geleneğinin izleri- ni, satır aralannda okumak mümkün. Özellikle tipogra- fık tasanmda iki farİdı du- rumlakarşılaşıyorsunuz. Bi- rincisinde Arap alfabesi, mo- dernist Latin tipografisinin kurallanna, yani grid siste- mine uyarlanıyor. Oysa La- tin ve Arap yazılannın kom- pozisyon anlayışlan çok fark- İıdır. Modernist Latin tipog- rafisinde yazı düzeni yatay ve dikey esaslar üzerine ku- rulur. Arap alfabesinde, ge- rek İran ve gerekse Osman- h 'da yazı serbesttir ve hiçbir unsur biribirine doksan de- rece esasına göre bağlı değil- dir. Latin yazısı yere basar, Arap yazısı tavana asılıdır ya da havada uçar. Fotodiz- ginin ve bilgisayann keşfın- den sonra Arap alfabesinin, Latin tipografisi esaslanna göre dizilmesi zorunlu ola- rak yaygınlaştı. k Hiç şaşırmadım' Çağdaş İran tasanmcıla- nnda gözlemlediğim ikinci birtavır ise '^posanodern'' di- ye nitelenebilir. Burada mo- dernizm sonrası Latin tipog- rafisinin kural tanımaz tav- nnın, serbest düzendeki Far- sî tipogTafiyle çok iyi uyuş- tuğunu görüyoruz. Bu nok- tada gelenekten yararlan- mak, zorlama yerine doğal bir itkiye dönüşüyor ve mü- kemmel sonuçlar veriyor. Sergide, bu anlamda sayısı çok fazla olmasa bile, olağa- nüstü bazı işler izlemek mümkün oldu. Niavaran Kültür Merke- zi'nde yaptığım konuşmaya şöylebaşladım: "Konuşma- ma: 'burada karşılaştığım grafik tasanmın düzeyi be- nim için müthiş bir sürpriz oldu!' diye başbtmamı bek- Bvorsanızyanılı\nrsunuz.Ha- yır. burada gördükkrim be- ni hiç şaşırtmadL Dûn gezdi- ğün sergide tam beklediği- mi buldum. Yıne benim için sürpriz olmayan, ama beni çoketkileyen burada tamşu- ğım insanlann kaütesi oktu." Iranlı tasanmcılann eği- tim düzeyinden. sıcaklığm- dan ve dünyaya açılma is- teklerinden, lran'daki grafik tasanmın düzeyini yükselt- mek için gösterdikleri çaba- lardan çok etkilendim. lliş- kilerimiz geliştikçe birbirimi- zi daha iyi tanıyacağımız- dan ve birbirimizden öğrene- cek çok şeyler olduğundan eminim. BUAŞAMADA ŞUKRAN KURDAKUL Ölümünün 19. Yılında Ahmet Muhip Dıranas 193O'lu yıllar, özellikle iktidara yakın dergilerde çağdaş şiirimizin gelişimine ters düşen, beğeni düzeyi düşük örneklere sık rastlanıyordu. Güdümlü edebiyatın rahatlatıcı tekdüzeliğine sı- ğınan ürünlerdi bunlar. Üstelik bu ürünlerin düşü- nürlükten yoksun şairleri Miili Edebiyat Ahmı'nm ikinci kuşağı sayıyorlardı kendilerini. Hesapça hece ölçüsünü kullandıklan için "mil- li", cumhuriyetin yeni kurumlannı övdükleri için çağdaştılar. Ama bu dar çerçeveden sıkılarak tepkilerini giz- lemeyen genç bir kuşak, çağdaş şiirimizin o aşa- madaki ana damarlannı oluşturuyordu gene bu yıllar. 1926'da Milli Mecmua'da yayımladığı ilk şiirte- riyle dönemin edebiyat kamuoyunda olumlu izle- nimler yaratan Ahmet Muhip (Dıranas), bu aykı- rı gelişmeyetepkisini gizlemeyenlerden biri olarak görünür. Yücel dergisinde (1) çıkan yazısında cesaretine kılıf arama gereğini duymuyor. "Birtakım oportünistter inkılaba en çabuk fakat bayağı yoldan yaranmak için bir devrim edebiya- tı demagojisi yapmaktadıriar. Milli edebiyat tabi- rinin acayipliği asıl milli kelimesi ulusal olduktan sonra sıntmıştır. Bu tarz edebiyat, romanlanyla, şi- iheriyle, hikâyeleriyle, fıkralanyla okurun zevkini zehirieyen ve büyük devrimi hakiki kıymetinden dü- şüren lekelerdir. Bu insani ve büyük davalarda iş- leriiğini kaybetmiş kafalann çoğu da, her çağın iş sahasında muntazam pabuç eskitmiş kimselerdir. Bu dağınıklığın toplamşı büyük biredebi çığınn baş- langıcı olacaktır." (Yücel, Eylül 1935) öyle de oldu. Bu yıllarda, şimdi çağdaş klasiklerimiz olarak nitelediğimiz Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Nâ- zım Hikmet, Necip Fazıl gibi şairterin yapıtlan kendilerinden sonra gelen kuşaklann -Ahmet Mu- hip'de olduğu gibi- yeni çizgenler açmıştı önün- de. Ahmet Muhip'in 1926'dan sonra özellikle Ser- vet-iFünun -Uyanış, Variık, Ağaç, dergilerindeya- yımlanan ilk dönem yaratılanndaki ortak özelliği, Çağdaş Türk Edebiyatı- Cumhuriyet Dönemi'nde okuyacağınız satırlarla anlatmaya çalışmıştım: "Sözcükleri, tamlamalan, benzetileri yönünden özellikle Ahmet Hamdi'nin (Haşim'den kaynakla- nan) şiir çizgenine bilinçle sokulmak ister gibidir. O da öğretmeni gibi rüya, gece, bahçe, akşam, ufuk, ağaç, bahar, gökyüzü, şarkı, ışık gibisözcük- lere ve bu sözcüklerie yapılan tamlamalara büyük eğilim duyar. Şiirierin bu ikili etkiden yola çıktğı- nı düşündüren 'ışıktan kuşlan bu akşam seheri- nin' (Selam, Variık 15 Ekim 1934) biçiminde dize- lere bolca rastlanır. Nedir ki, doğa karşısında Ha- şim gibi edilgen, Ahmet Hamdi gibi 'rüya nizamı' avuntusunda olmadığı için evreni geniş boyutla- nyla algılarAhmet Muhip. ötekilerin sözcük dün- yasını başvurulan bir şiiraracı durumuna sokan bu genişleme isteğidir. Bakarken karşısına çıkanla yetinmek işine gelmez onun. Görünanin içeriğine sinmiş olanı aramaya ve daha uzağa bakmaya meraklıdır. Bu genişleme isteği, bu düşleme onu dünya gerçeklerinden koparmadığı için 'Kızıl bir ufuk', 'Kı- zıl yapraklar' türünden eskimiş tamlamalann ya- nında (Sonbahar, Variık Şubat 1934), 'Sürüsüzço- ban', 'Çıplak bozkır' ve daha önemlisi 'türkülüyor' gibi deyişlere götürürşiirlerinde. önce beiki de tür- külüyor' gibi sözcüklerde beliren, kendini arama aşamasının çekingen biryoklayış halindeki girişim- leri giderek bir çekişmeye, sessiz bir savaşa ça- buk dönüşür. Bu kısa sürecin ilk önemli ürünleri arasmda Fah- riye Abla (Variık, 15 Şubat 1935), Step (Ağaç, 30 Mayıs 1936), Ayaklar (Variık, 15 Şubat 1937) gibi özgünlüğünü içeriklerinden de alan şiirier çıkar. Şairbu kuruluşlarda ömeğin 'Üzerinden örtüyü mü çekti bu el - Gece ayaklarından akıp giden sel - Seyrine doyulmuyor ruhunun - Bir manzara gibi ay ışığında...' (Ayışığında, Variık sayı 20 1934) di- zelerinde gördüğûmüz Faruk Nafiz beğenisini çağnştıran alaturkalıktan hızla uzaklaşmıştır." Gelecek yazıda gelişen Ahmet Muhip şiirinden örnekler vererek düşüncelerimi belirtmeye çalışa- cağım. (1) Yücel, sanat dergisi. Aylık (23 Şubat 1933 - Kasım 1948). 145 sayı çıktı, yeni dizi 10 sayı, Ağus- tos 1956. Sahibi: Muhtar F. Enata). "Bugün, bü- tün Türklüğün içinde bulunduğu bir devrim sava- şında kültür ve bilgi yayımına, biz gençlerin de bir yardımı dokunursa bu bizim için birkıvanç olacak- tır" satırlanyla çıkış amacı belirtilen Yücel dergişi- nin başlıca yazarlan Vasfi Rıza, Yusuf Mardin, Mrt- hat Cemal, Yaşar Nabi, Samet Ağaoğlu, Saba- hattin Ali, Mustafa Seyyit Sütüven, Behçet Ke- mal. 1935-40 yıllarında Orhan Burian, Vedat Günyol gibi çağdaş düşün ve sanat gelişmelerini izleyen, bileşimlere varabilen yazarlann dergiye yön verdikleri görüldü. Humanizma, laik düşünce, özgürlük, ulusal kültür, eski Yunan, müspet bilim en çok tartışılan konular arasmda yer aldı. Kapak Kapikatiipteri' sergisi • Külrür Servisi - Karikatürcüler Derneği Ankara Temsilciliği'nce yayımlanan 'Karikatür' dergisinin kapaklan, 30 Haziran'a dek lstanbul Karikatürcüler Derneği Sanat Galerisi'nde sergilenecek. Genel yayın yönermenliğini Metin Peker, yazıişleri müdürlüğünü Murat Özmenek'in yaptığı dergide, karikatür sanatının grafik mizah ağırlıklı ömekleri, mizah yazılan, deneme ve eleştirilere yer veriliyor. Derginin kapaklannda Türk karikatür sanatçılannın yapıtlan yer alıyor. Yapı Kredi Bizans Sikketeri Sergisi Bursa'da • Kühür Servisi - Akdeniz çevTesi ve Anadolu'nun bin yıllık dönemine damgasını vuran Bizans uygarlığının serüveni lstanbul Yapı Kredi Kültür Merkezi'nin ardından şimdi de Bursa'da sergileniyor. 'Akdeniz'in Mor Bin Yılı' sergisi 38. Uluslararası Bursa Festivali kapsamında Büyükşehir Belediyesi Tayyare Kültür Merkezi'nde 12 Temmuz'a dek açık kalacak. Sergi, Yapı Kredi Koleksiyonu'ndaki Bizans sikkeleri ekseninde Bizans uygarlığını bilgi panolanyla anlatıyor. Sergide, Bursa civan ve özellikle iznik'teİci Bizans uygarlığının izleri fotoğraf ve şiirlerle sunuluyor. Ateşböceği turnede • Kültür Servisi - Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı ve BKM Oyunculan taraftndan sergilenen 'Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?' adlı oyun, bugün ve yann Mersin'de izleyiciyle buluşacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle