Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA \\x
CUMHURİYET 21 HAZİRAN 1999 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Yatırımlann Gittiği YQL..
Prof. Dr. Nuri KARACAN
9 ktısatta yatınm deyınce, ılende ve-
I
nmı ve gehn arttırmak ıçuı bugun va-
pılması gereklı ekonomık faalıyetler
anlaşılır Orneğın bugun daha fazla
tasarruf edılıyorsa ve bu tasarrufla
bır traktor sattn alınıyorsa, ılerde da-
ha fazla uretım elde edılır Uretım artışma
yol açan şey traktorun v enmlıhğı \ e onun-
labırlıkte uretıme katılan emeğın venmlı-
lığındekı amştır Nerede venm artışı var-
saorada>atınmvardır Omeğın venmı art-
üıdığı ıçın eğıtım de ınsana yapılan yaü-
nm sayılmaktadır Ne vark], somut olarak,
yatınm denınce, söz konusu yılda yapılan
şu uç kalem anlaşılır l) Makıne, fabnka,
baraj gıbı sabıt sermaye yatınmlan, 2) Aşı-
n envanter stoklann değen 3) Konut ya-
pımı harcamalan Bınncıdekı harcamala-
nn üretımde venmı arttırdığını ve yatınm
harcaması olduğunu herkes kabul etmek-
lebırlıkte 2 ve 3'dekının yatınm sayılma-
sı ıstatıstık zorunluktan doğmaktadır Za-
man içinde emeğin veriminin artması için,
verimli yaunmlann artış hızmın nufusun
(emck gucunun) arnş hıanı aşması gerekır.
Turkiye'de bu koşul gerçekleşmektedır.
Yatınmlann ulusal gelır ıçındekı payı
ekonomının üretkenlığı ıle yakından ılgı-
lıdır Yatınmlann ulusal gelır ıçındekı pa-
yı zaman ıçınde artıyorsa ekonomının uret-
kenlığı deartar Yannmlann ulusal gelır ıçın-
dekı pavı zaman ıçınde düşuvorsa ekono-
mının üretkenlığı de duşer Yatınmlann
ulusal gelır ıçındekı payı, pek az ülkede su-
reklı olarak dûşer Turkıye'de bu pay za-
man ıçınde sabıt gıbıdır \e yaklaşık yuz-
de20'dır 1973-93 dönemmde gerçek(enf-
lasyondan anndınlmış) yatınmlann arttı-
ğı yıllarda ortalama yatınm artışı yaklaşık
yûzde lO'dur Ne var kı Turkıye'de bu dö-
nemı kapsayan 21 yılda gerçek yatınmlar,
bır oncekıyılaoranla 6 yılda (1978,1979
1980, 1988, 1989, 1991)duşmuşfür Ger-
çek toplam yaünmlardakı en buyuk gen-
leme yüzde 10 ıle 1978 ve 1980 yıllann-
dadır Bu süre ıçınde gerçek ozel yatınm-
lar 6, kamu yaünmlan 5 yılda genleme
göstermıştır Özel kesım yatınmlanndakı
en buyuk genleme yüzde 17 ıle 1980'de,
kamu kesımındekı en buyuk genleme yuz-
de 14 ıle 1988'de gerçekleşmıştır Bubul-
gulardan kamu kesbnindetd vaonmJann,
özel kesınıe oranla biraz daha ısükrarü ol-
duğu sonucuna varabiHriz.
Vaünmlann birleşımi. ekooomide veri-
mı ölçmekte büvuk onem taşır. Bır ekono-
mıde > atınmlann gıderek venmlı mı, yok-
sa venmsız dunınıa mı geldığını, toplam
yatınmlar ıçınde venmlı yatınmlann pa-
yının gıderek arttığına mı, yoksa azaldığı-
na mı bakarak anlayabılınz Venmlı alan-
lardakı yannmlann toplam yatınmlar ıçın-
dekı payı zaman ıçınde artıyorsa, ekono-
mıde yatınmlann venmının gıderek arttı-
ğı sonucuna varabılınz Sanayı yaünmla-
nnın venmı, konut yatınmlanna oranla
çok yuksektır Öyleyse zaman ıçınde sana-
yı yaünmlannın toplam yatınmlar ıçınde-
kı payı yukselıyorsa yatınmlann daha va-
nmlı duruma geldığını, konut yaünmlan-
nın toplam yatınmlar ıçındekı payı yukse-
lıyorsa toplam yatınmlann daha venmsız
duruma geldığını soyleyebılınz. Turkıye'de
sanayı yatınmlannın sabıt sermaye yaurım-
lan ıçındekı payı 1981 -83 donemınde yüz-
de 53 1984-88 dönemmde yuzde 37,1989-
93 donemındeyüzde 28,1994-95 dönemm-
de yüzde 25'tır Sanayı yatınmlannın top-
lam yatınmlar ıçındekı payı gıderek düş-
mektedır Buna karşılık. konut yatınmla-
nnın sabıt sermaye yatınmlan ıçındekı pa-
yı gıderek artmaktadır Nıtekım bu pay
1981-83 dönemmde yüzde 11, 1984-88
donemınde yüzde 19, 1989-93 dönemm-
de yüzde 25, 1994-95 donemınde yüzde
33'tür Bu bulgulardan, Turkıye'de yan-
nmlann veriminin giderek azaİdığı sonu-
cuna varabitiriz.
Turkıye'de söz konusu dönemde sanayı
yatınmlannın sabıt sermaya yatınmlan
ıçındekı payının duşmesınde en onemlı ne-
den, Turgut Özal donemınde alınan, dev-
letm sanayı yaünmlanndan çekılme ve ıl-
ke olarak yatınmlarda özel kesıme önce-
hk tanıma karandır Buna göre devlet, ulaş-
ürma, haberleşme gibı altyapı yaünmlany-
la yetınecektı Nıtekım devletın sanayı ya-
tınmlannın toplam devlet yatınmlan ıçın-
dekı payı gıderek azalmışür Devletın sa-
nayı yaünmlannın zaman ıçındekı azal-
masının bır nedenı de, devlet borçlan faız
ödemelennın devlet butçesı harcamalan
ıçınde gıderek büyümesıdır Devlet bütçe-
sındekı faız ödemelen payı 1981-83 döne-
mınde yuzde 6 ıken, bu pay geçen yıl yuz-
de 40'a yükselmışür Yatınm harcamala-
nnın devlet butçesı ıçındekı payı 1981 -83
dönemmde yuzde 20, 1984-88 dönemm-
de yüzde 18,1989-93 donemınde yüzde 13.
1994-95 dönemmde yuzde 7'dır
Konut yaünmlannııı sabit sermave ya-
ünmlan içindeki payının artmasında (1)
düşük niteİikli konutlar (gecekondular) ve
(2) yazlık evlerdekı. lüks vdlalardakı arbş
önetnti rol oynar. Bu ıkı grup yatınmı be-
lırleyen etkenler farklıdır Nüfusun artış
oranının duşmesme karşın gecekondu ta-
lebınm artmasma yol açan en onemlı ne-
den köyden kente akındır Zamanla büyük
aıle yerme küçük aıle düşüncesımn yer-
leşmesı de gecekondu ıstemını (talebmı) art-
üran onemlı bır etkendır Buna karşılık
lüks vılla ıstemmm artmasına yol açan en
onemlı neden, enflasyonun olumsuz etkı-
sınden kaçınma ısteğı ve gelınn yüksek
gelırlıler lehıne yenıden dağılımıdır Bu
ıkı etken ne kadar guçlüyse luks konut ta-
lebı de o kadar buyük olmaktadır
Eneıji üretimi.verteşim binmkrininay-
dmlanmasını ve sanayide makinelerin ça-
hşmasını sağlar. Enerjı uretımın artması da
enerjı yaünmlannın artmasını gerekünr
Turkıye'de zaman ıçınde nufus artmakta
ve yerleşım yerlen buyümekte, sanayı ure-
ürru artmaktadır Bu nedenle sanayı yaü-
nmlannın sabıt sermaye yaünmlan ıçın-
dekı payının gıderek artması gerekır Buna
rağmen Türkıye'da bu pay gıderek küçül-
mektedır Nıtekım bu pay 1981-1983 dö-
nemmde yuzde 17, 1984-88 dönemmde
yuzde 13, 1989-93 dönemmde yuzde 10,
1994-95 donemınde yuzde 4'tür Eneıji
vaünmlanndakı bu bunahm (kriz) önu-
müzdekı viDardagerek ayduılatmayı, gerek
sanayı ureümı artışmı olumsuzyönde etkı-
leyeceknr.
Gerek teksttl üretımının, gerek tunzmın
gehştınlmesı sanayıleşme ve yabancı dö-
vız kazandırma stratejısı olarak düşünul-
müş ve geçen yıllarda çok olumlu sonuç-
lar vermışür Bu kesımlerde üreümın hız-
la artması, bu alanlarda yatınmlann sabıt
sermaye yaünmlan ıçındekı payının artma-
sma yol açmıştır Oraeğın tunzm yatınm-
laraıda bu pay, 1981 -83 donemınde binde
6,1984-88 dönemmde bınde 21,1989-93
donemınde bınde 38,1994-95 donemınde
bınde 24'tur Ne var kı içinde bulunduğu-
muz ydda gerek turizm. gerek ttkstil ala-
nında ıstek yetersızuğınden doğan önemli
genlemeJer oimuştur. Nıtekım. dokuma-
gıyım alanında yatınmlar, bu yılm ük 3
ayında geçen yılın aynı donemıne oranla
vaklaşık yüzde 90 duşmüştür
Tunzm gelırlenmızın bu yıl, geçen yıla
oranla yüzde 50'den fazla azalacağı kestı-
nlmektedır Istek yetersızlığıne yol açan şey,
tunzm kesımınde bolucü teror korkusu,
teksül kesımınde kuresel ekonomık buna-
lımdır Bu ıstek yetersızlığt, ıçmde bulun-
dugumuz yılda oldugu gibı önümuzdekı yıl-
larda, bu alanlara yapılacak yatınmlan
olumsuz vönde etkıleyecektır
Yatmmlann bölgesd dağthmı da büyük
önem taşır. Yatınmlann daha çok, ekono-
mık bakımdan gen kalmış bölgelere yonel-
tılmesı gerekır Oysa bızde, Marmara böl-
gesmde bırey başına gelır, Doğu Anadolu
bölgesıne oranla yaklaşık 11 katı büyuk-
tür Geçmışte bu ücı bölgeye yapılan yatı-
nmlar arasındakı fark daha da büyük ol-
muştur
Bızde nasıl doğu ıle batı arasında gehş-
me farkı varsa Italya'da da zengın kuzey ıle
yoksul güney arasında fark vardır Bu ül-
kede kuzeylıler, kuzeyde toplanan vergıle-
nn daha çok guneye yaünlmasından, gü-
neyhler ıse kendı gelışürdıklen semıaye ve
ernek gucününkuzeye akmasından şıkâyet-
çıdır Bızde ıse toplanan vergılenn çok bu-
yuk kısmı baüya yaünlırken, sermaye ve
emek gucu doğudan batıya akmaktadır
Turkıye de 1973'ten bu yana enflasyon
ıçmdedır Enflasyon sıse benzeülebılır, sıs
gıbı ılenyı görmeyı guçleştınr O nedenle
de, enflas\on donemlennde. uzun \'adeh
yaanmlar \vnne kısa \adelı>aünmlar >ap-
maeğDiınıortayaçıkar.Ehmızde Türkıye'de
enflasyon dönemmde uzun vadelı yaünm-
lann azaldığını, kısa vadelı yatınmlann
arttığınıgösterenkesinvenleryok Nevar
kı enflasyon bır hastalıktır Hmdıstan'da
tüberküloz hastalannm gece terlemedıkle-
nnı, ya da hareket ederken soluk soluğa kal-
madıklanm öne surmek ne kadar gülunç
ıse enflasyonun Turkıve'de kısa \ adelı ya-
tınmlan one çıkarmadığını öne surmek de
o denh gulunçtür
Turkıye'de özel kesımın kısa vadelı ya-
ünmlara yönelmesıne omek olarak enf-
lasyon ve aşın devlet borçlanması nedenıy-
le gerçek faız hadlen joıkseldıkçe, buyük
sanayı kuruluşlannın yatınlabılır fonlan-
m devlet tahvıllenne yonelttnesı ve speku-
lasyona (ucuza alıp pahalanmca satmaya)
yönelık satın almalann artması göstenle-
bılır
Yukarda değinflen noktalar. vaünmlar
konusunda ızlenecek ıküsat pobnkasuu da
befirier. Vannmlann ıvileşOnlmesı fçın eni-
las>onun iyUestirilmesL gelır dağıiımımn
düzettilmesL devlet borciamun azalnhna-
SL \vrgılerle lüks vılla >apunınuı caydınl-
masu sanavi yaünjniannuı teş>ik edilme-
A, tanmın çeldci(cazip)duruma getinlerek
köyden kente akuun }^vaşlablması. devle-
tin eneıji )^ünmJarına \v doğuda vapda-
cak vaonmlara ağırlık vçrmesı gerekır. Ne
var kı bu onlemler de ekoDomuun >enıden
düzenleamesı demeknr Buna karşılık, tu-
rizm ve tekstil kesunlennde ıstemın w ya-
ünmlann yenıden canlanması daha çokdış
etkenkre bağudır. Gerçı bu gereklı öniem-
len aljH-agı?, ne var ki bu kesımlerde tam
bir canlanma. bölücu terörun ve küresel
hunalımın sona ermesrv le sağlanacakür.
ARADABtR
VEDAT GUNYOL
İnsan Gibi Yaşamak
Nedır, kımdır ınsan denen yaratık''
İnsan, eskılenn, yanı atalanmızın deyışıyle, bır hay-
vandır, konuşan bır hayvan hayvan-ı natık Demek,
bızı obur hayvanlardan ayıran şey konuşur olmamız-
dır Ne var kı, bu tanım yarım bır tanım Çunku, in-
san sadece konuşan değıl aynı zamanda duşunen
bır varlıktır da Descartes (Dekart), Cotıgo ergo
sum (Duşunuyorum, oyleyse vanm) derken, ınsan
olmanın koşulunu, konuşma yanında, belkı ondan
da daha bır onemlısı, duşunen bır variık olmasında
buluyor Bunun yanı sıra, ınsanın araç uretme yete-
neğını de (teknık yeteneğını de) hesaba katmak ge-
rekıyor
Pekı, ınsanı tanımladık ya, bır de onun ınsan gı-
bı, yanı yemesı ıçmesı sevmesı sevılmesı yolunda
nelervaronumuzde, ona bakalım Şımdı burada, bır
ayraç açıp, ınsan kavramını erkek-kadın açısından
değerlendıreyım dıyorum
Insan kavramı, doğu Musluman dunyasında, sa-
dece erkek egemenlığıne dayalı (kadına ıkıncı sınıf
yaratık gozuyle bakan) bır ustunluk anlayışında ge-
lışıp, bu yonde bır çeşıt yasallık kazanmıştır
O ovup ovup goklere çıkardığımız Eskı Yunan
dunyasında, Platon'ların, Sokrates'lenn ımrenıle-
sı dunyasında, kadın sadece bır doğurma makıne-
sı ıdı, eşcınsellığın golgesınde Bu durum, Doğu
dunyasında da geçeriıydı, kadın, bır kole durumun-
da, erkek erkeğe sevgı dunyasında, ıkıncı planda yer
alıyordu
Doğuda kadın hep ıkıncı plandaydı Ömekse,
1867 tanhlı, onemlj bır yapıt olan Kınalı Zade Alı
Efendı'nın Ahlâk-ı Âlâı adlı yaprtı var elımın altında
Kolelerie kadınlan aynı kefeye koyan bu yapıtta ba-
kın neler yer alıyor "Curetlı ve gayretlı kole alınma-
sın, çünku, cüret gazabın harekete geldığı za-
manda hümyet nedır, kolelık nedır unutulur "
Bunun yanında, kan-koca konusunda şu oğutler
var 1) Kadın kocasından korkacak, 2) Efendı de ha-
tununu yuksek tuta ve ona lyı muamele ede, 3) Ak-
rabalara hurmet ve nayet
Kocanın sakınacağı şeyler Son derece muhab-
bet gostermemelı, âşık olsa dahı, bıraz gızlemelı,
1) Muhım meselelerde onunla müşavere etmeye,
sıriannı soylemeye,
2) Hatunlan daha başlangıcından rtıbaren zapte-
dıp, guzel erkeklere gostermemelı, Ferhat ıle Şınn
gıbı âşık ve maşuk hıkâyelerı okutmamalı Duğun-
lere gondermemelı, fena kadınlann yanında fena
huytar edınır, eve gelınce gorduklennı ıster"
Işte, alın sıze, o kadar da uzak olmayan Muslu-
man dunyasının kadını hıçe sayan bır belgesı1
Bugun kadın-erkek bırlıktelığını ve de eşrtlığını ön
plana alırken, polıtıka alanında, daha doğrusu are-
nasında, o hıç de onemsenmemış olan kadınlığı bır
polıtıka aracı yaparak one surme gınşımı, ınsanlığa
aykırı bır gırışım olarak yuz karası ve utanılası bır tu-
tumdur
Atatürk, ınsan kavramını, kadın-erkek aynmı yap-
mayan bır duşunce duzeyınde değeriendınrken, gu-
nun bınnde, laık duşunceyı çurutmek uğrunda, ge-
ncı, alçakça gencı guçlenn saldırısına uğrayacağı-
nı da hesaplamış ve bu tur ayaklanmalan onlemek
yolunda Dıyanet Işlerı Başkanlığı'n kurmuştu Za-
manla bu dıyanet, hıyanete donuşmuş ve gerta guç-
lere teslım olmuştur
Neyse bırakalım bunlan Bugunun dunyasına do~
nelım Ataturk'un onuriandırdığı Turk kadını, kendı-
nı yok sayarak gencı guçlere teslım olup, turban re-
zaletı ıle kendını hıçe ındırmekte ve Turk Inkılabına
sırt çevırmekle ne denh alçaldığının aynmına vanr bır
gun dıye umutlara kapılıyorum Insan gıbı yaşama-
nın koşulllarına gelınce, Insan Haklan Evrensel Bıl-
dırgesı'ne bakmak gerekır Ne dıyor bu bıldırge
Tum ınsanlar ozgur, onur ve haklar bakımından
eşıt doğariar Ne var kı, eşıt yaşamıyoriar, yaşatılmı-
yoıiar Insan gıbı yaşamanın tek koşulu ıse sadece
ozgurluk, omur boyu ozguriuktur
Adıson, bu konuya şoyle bır açıklık getırıyor ve
dıyor kı "Yunımek, nefes almakya da güneşe bak-
mak yaşamak sayılmaz Ancak özguriuğe kavuşan
ınsan yaşar "
Işte asıl sorun, ozgurluk ıçınde korkudan uzak ya-
şamak ınsan gıbı yaşamaktır
Hepsı bu kadar
21. Yüzyıl Yumuşamak Zorunda
Gözde DEDEOĞLU
K
abul etmemız gerek, yanhş olan bır şey-
ler var Dunyanın değışık koşelenn-
de bırbınne yakm ya da uzak coğraf-
yalarda farklı toplumlarda msanlar,
aym şeyı yapıyor; bırbınm boğazlı-
>or, gözlennı oyuyor, kafalannı kesıyor Bunlar,
dığer ınsanlar tarafindan olağan haberler olarak ga-
zetelerde okunuyor, televızyonlarda seyredılıyor Du-
rumun ırdelenmesı, nedenlenn araştınlması bır ya-
na, sorunsal sonucun çozumlenmesı ıçın bıle ye-
terlı düşunce ve eylem zamanında uretılemıyor
"Yaşanan gerçekfiğin değiştiğini anlamak uzun
sürer ve bu, yadsınıaktan çok kav ra> amamanın so-
nucudur. Gerçek, arnk ınkâr edilemez olduğunda
yokular, butün cesaret ve kahramanlıklannı göster-
düer. Sonuçta, gerçek ınkâr edilemez otdu. TTtanic,
15Nısan 1912 gunu sabah erken saatkrde 1500yol-
cusuyla bırhkte bato."
"GezegenimiziKurtannak" kıtabı bu cumleler-
le başlıyor
"Dunya çöküyor" görüşünü doğuran sorunlan,
sanıyorumşubaşlıklaralündatoplayabılınz 1 Sa-
vaş, 2 Açlık, 3 Ekosıstem, 4 Işkence, 5 Insanca
yaşanvyaşam standartlan, 6 Mutsuz/doyumsuz ın-
san 7 Insan haklanna karşı başka ıhlaller, ınsan-
lık suçlan
Vohaire ın "Zad^"kıtabınm "Mkroıuegas-bo-
lümunde, dunyalı fılozoflar ıçınde obürlennden
daha ıçten olan bın, pek fazla saygı duyulmayan
çok az sayıda ınsanın dışında butün gen kalanlann
delı, kotu yureklı ve mutsuz olduklarma kesınlık-
le ınandığünı ıtıraf etükten sonra şöyle der "Eğer
kötüluk maddeden geüyorsa, kötülük yapmak için,
bize gerekenden çok maddeye. zekâdan geüyorsa,
gerekenden çok zekâ.va sabibiz. Sizinle bunlan ko-
DU$^ufumuzşuaı>da,biziratûrümüzdenşapkagry-
miş yüz bin yttgmm, sankh yüz bin başka bayvanı
öidifa-nıekteveyaonbırtara&iKİankadedflmekte ol-
duğunu ve dünyanın her tarafinda,çokeski zaman-
lardan beri birbirimizeböyleda^Taıunaktaoldugu-
muzu bıKyor musunuz?"
1747 yılından bu yana bu konuda çok fazla se-
ym degışmedığmı düşünerek. gelışmenın uygariaş-
mak demek olmadığım soyleyebıhnz
"Dünyada \çhk" kıtabmın yazan SophieBessis,
"YoksuBuk tum dunvada mevcut olmakla beraber,
açhk, buna mutlaka refakat etmevebilu". Zıra vok-
suMuk,her zaman acı doğursa da. goreh bu- kavram-
dır. ABD'de yıihk gelin 12.000 dolardan az olan 4
idşflik bir aik yoksuttuk eşiğinin alünda vasarken
MozambiklL, ntevcudıyetûu 2000 dolardan daha az
bir gelirk sürdümıekttdir" derken, 1989 yılına aıt
bır rapora gore (son on yılda artmış olduğunu ön-
görmek herhalde gerçekçı bır yaklaşım olur) açlık
coğrafyasmı, Latm Arnenka 100 mıryon, Guney As-
ya 350 mılyon, Doğu Asya 150 mılyon. Afhka
Sahra'nın güneyı 300 mılyon ve ötekı bölgelen
toplam 100 mılyon kışı olarak vermektedır
Kabaca değerlendırdığımızde, samyorum dün-
ya gelınnm adü olmayan dağılımından söz edebı-
lınz OECD ulkelennın kışı başma gelın dunya or-
talamasından 5 kat düşuk gelırlı vearaduzeydege-
lırlı ulkeiennkınden 23 kat daha yuksekür Yine baş-
kabırkaynağa göre 1960'ta dunyanın en zengm yüz-
de 20'sının gelır payı, en yoksul 20'nın 13 kaüy-
ken 19% sonunda bu fark 18 kata çıkmıştir Aynı
kaynağa gore, dünyanın en zengın yuzde 20'sı, dun-
ya gelınnın (üreümırun) yüzde 84 7'sıne sahıp, ü-
carettekı paylan yüzde 84 2, yaünmlardakı payla-
n ıse yüzde 85'tır Bu oranlar en yoksul yuzde 20'de
yüzde 1 4, yüzde 0 9 olarak sıralanmaktadır
Gelışmekte olan, yoksulluk çeken, hatta açlık-
tan kınlan ulkelenn nufus arüş hizlan ıse, gelışmış-
lenn önunde 1980-1988 arasında OECD ülkelen-
nm nüfusu yılda yüzde 0 6 artarken, gelışmekte
olan ulkelenn nüfusu yuzde 2 0 artmış Artan nu-
fusla bırhkte, ellenndekı parayı kullanma alanlan
da yoksulluklannı aşabıhnelenne olanak tanıya-
cak gıbı değıl ne yazık kı Sıena Leone, Ruanda,
Sudan. Kongo DC (Zaıre) ve bazı dığer ülkelenn-
de suren ıç savaşlarda Afnka son 30 yılda 20 mıl-
yon ölü venrken, bebek ölüm oranında bınncı sı-
rada ve hükumetlen ülm paralannı asken harcama-
larayaünyor
Açlık, yoksulluk, savaş gıbı çok onemlı sorun-
lann, felaketlenn yambaşmda uzanan başka bır ın-
sanlık ayıbı "işkencer
'ye ılışkm Alünda 48 ülke-
nın ımzası olan, 1948 yıhnda açıklanan İnsan Hak-
lan Bıldırgesı'nın 5 maddesme göre "Hk; künse-
yetşkenceyadazalimce,uısanlıkdışı>adaonurk]-
nadavTanışyada cezauygutanamaz." Oysa son gun-
lerde vayımlanan bır rapora gore dunyada "yılda
500 bın kışı ışkence görûvor" Dünya ulkelennın
v aklaşık uçte ıkısınde ışkence, bunlardan ellısınde
ıse sıstematık ışkence uygulanıyor Bu ulkelenn
çoğu ışkenceye karşı bıldınlere ımza atmış bulun-
makta Bunlann yanı sıra, aıle ıçı şıddet, fuhuş ü-
careü,uyuşturucutıcaretı gıbı bırçok farklı olay-
la, değışık şekıllerde ınsan ınsana acı çektınyor
Butün bunlar olup bıterken, soluduğumuz hava
daha da kırlı, ıçüğımız su daha bulanık, yedıklen-
mızın bır kısmı hastalık nedenı, daha çok ınsan da-
ha çok aük üreüyor, onnanlar tutuşuyor, bazı hay-
vanlann soyu tukenıyor, ınsanlar daha mutsuz ve
dahadoyumsuz
Savaş, gelır dağılımındakı adaletsızlık ve dığer
bozukluklann nedenlenne baküğımızda. dm, emık
aynlık. para, ıküdar-guç sahıbı olma ısteğı, ruhsal
bozukluk, ahlaksızlık gıbı tek kışıye ya da bır kıt-
leye aıt farklı ozelhkler durtulerbuluyoruz Kanım-
ca, bütün duny anın ıçınde bulunduğu kaoük ve so-
runlu durumu, bır super güç ya da guçlenn ısteğı
ve uygulaması olarak bağlanülandırmak veterh
olamaz. "ftşgüçkr'm "ıçende" ışyapabılmesı ıçın,
yerel halktan ortaklannın olması gerekır buda pa-
ra ıçın, güç ıçın ulkesıne ıhanet edebılecek ınsan
sayısı kadardır
Ancak, saydığımız butun nedenlenn üzenne çı-
kan ıkı özellık sanınm her durumda geçerhdır Is-
ter emık aynlık gütsun, ıster güç sahıbı ohnak ıs-
tesm, ıster paraya tapsın, ıster dın-mezhep ayrun-
cılığı yapsın, bır ınsanın bır ınsana acı çekürmesı,
hakkını yemesı, gözunü oyması, kafasını kopar-
ması, ıçmahlaksızve'veyaruhhastası olması ge-
rekır
Bu yuzden, sanryorum kı, ınsanlık sağlam bıretik
temele oturursa. zıhınsel ve yurekbel yelpazesı ge-
mş ınsanlar yeüşünlebılırse çokuş durabılır Inan-
cım, 21 Yüzyıl'ın yumuşayacağı şeklındedır
Doğru, dünya bunu belkı "zonınhı" olduğu ıçın
yapacakür Aklımız, ıyı-doğru ve güzelm, sadece
ıyı-doğnı ve güzel olduğu ıçın seçılmesınden ya-
na olsa da, çaresızlıkten dolayı kabul edeceklere de
razıolacağiz
Samsun Valisi'nin açıklaması
Gazetenızm 09 06 1999 tanh ve
26908 sayılı nushasmda 2 sayfasın-
da yer alan "Samsun Vaüliği'ne" baş-
lıkJı. Prof Dr AhmetSataktarafından
yazılan yazıda gerçek dışı ve kamu-
oyunu yanıltarak yanhş bılgılendır-
me ve valıyı kuçük düşürmeye yöne-
lık ıfadeler kullanılmıştır
Şöyle kı
Buyuk önder Ataturk'un Samsun'a
çıkarak mıllı mücadeleyı başlahşının
80 yıldönümü nedenıyle ılımızde,
üîm kamu, ozel kışı ve kuruluşlar ıle
sıvil toplum örgutlenmn kaülımı ıle
tl Kutlama Komıtesı oluşturulmuş, bu
komıte aylar süren çalışma sonucun-
da 84 etkınlıkten oluşan programı ıc-
ra etmışür
Bu program çerçevesmde Atatürk-
çu Düşunce Derneğı Genel Başkanı
Sayın YektaGüngörÖzden'ın konfe-
rans verme talebı degerlendınlmış ve
programa dahıl edılmıştır
Ancak afış, salon, konaklama gıbı
her türlu hazırlığı tamamlanan, hatta
davetıyelen basünlarak dağıtımı ya-
pılan ve tum masraflan Samsun Valı-
lığı'nce karşılanan konferansa Sayın
Özden sağlık durumunu one sürerek
bır gün once kaülmayacağım bıldır-
mışür Fakat aynı tanhte yazıda dabe-
lırüldığı uzere 3-4 saat ayakta dur-
mak sureüyle tstanbul'dakı programa
ıştırak etmışür Sayın Özden'ınkaül-
dığı bu program sonuçlandınlamamış
ve temsılı olarak Yavuz Fırkateynı'ne
bınen kışı Samsun "a gelmeden gemı-
den aynlmıştır
Program hazırlığı esnasmda gerek
ADD Genel Merkezı gerekse Sam-
sun Şubesı yetkılılen ıle yapılan ya-
zışma ve gorüşmelerde demek uyele-
nnden kaç kışının kutlamalara kaüla-
cağı yönünde bır bılgı alınamamış ve
planlama yapılamamıştır Bu neden-
le fizıkı olarak çok dar bırmekân olan
lnnanalanındayapılantörenlereolduk-
çakalabalık bırşek:lde ıştırak edender-
nek üyelenne yer venlmış, ancakprog-
rama kaülan öğrencılenn ve asken
bandonun görev yapmasmı onleye-
cek şekılde yerleşen demek üyelen
görevlıler tarafindan ıkaz edılerek tö-
renın başlaması sağlanmıştır Buna
rağmen demek üyelen resmı bır tören-
de bulunduklannı unutup, bırmıtıng-
de bulunduklanm zannederek slogan-
lar aünışlar, toremn ahenk ve duzenı-
nı bozmuşlardır
19 Mayıs 1999 günü Samsun'da
bırbın ardına pek çok etkınlık sahne-
lenmışür Bu nedenle Samsun Valılı-
ğı'nm hıçbırkuruluşa özel ılgı goster-
mesızatenbeklenemez Yazıda dabe-
lırüldığı şekılde Ataturkçu Duşunce
Derneğf, TEMA Vakfı ve törene ka-
ülan dığer kışı ve kuruluşlann yeten
kadar tanıtıcı pankartlan bulunduğu
ıçın aynca anons edılmesıne gerek
duyulrnamıştır Valınm hıtabında ge-
nel ıfadeler kullanılmış, hıçbır özel
kışı veya kuruluşun adı zıkredılmemış-
ür
Ataturkçü Düşunce Derneğı Yöne-
üm Kurulu üyelen 19 Mayıs 1999 gu-
nu akşamı ılımız polısevınde konuk
edılmışler ve tüm masraflan Samsun
Valılığı'ncekarşılanmıştır ADDuye-
lennın bır kısmı ıçın de kamu mısa-
firhanelennden yer tahsıs edılmışür
Buna rağmen ADD mensuplannm bu
tür önyargılı yaklaşımlannın nedenı an-
laşılamamışür Aynca kendılenneBan-
dırma Vapuru ıle Samsun'a çıkarak
mıllı mücadeleyı başlatan Büyük Ön-
der Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) ve
bukutsal volculukta kendısıne refakat
ederek karargâhını oluşturan 18 arka-
daşının lstanbul'dan başlayarak yaşa-
moykulennı ortaya koyan "DağBaşı-
nı Duman Abnış" ısımlı tıyatro oyu-
nunun galasmda yer aynlmış, ancak
kaülmamışlardır
Yazıda söz edılen, Büyük Önder
Ataturk'un karaya çıkış mızansenı ıse
yukanda belırülen tıyaüx) grubu tara-
findan gerçekleşünlmış, tanhı bır mı-
zansen çerçevesmde Mustafa Kemal
Paşa ve arkadaşlannı karşılamak uze-
re o gunku kıyafetlen ıle Samsun Mu-
tasarnf Vekılı ve Samsunlular yer al-
mışür Bu tablo o gunün koşullan ıçın-
de yapıldığı ve karşılayan da o günku
kıyafeüyle mutasarnf vekılı olduğu
ıçm protokole mensup zevaün ayağa
kalkmasınıngereldılıgıvoktu Bumı-
zansemn hemen arkasından yapılan
geleneksel bayrak torenınde valı ve
protokol zaten gereklı selamlamayı
yapmışlardlr Bu mızansen. gazetenı-
zın 1 sayfasında 20 Mayıs 19°9 gü-
nü yer almışür
Buyük Önder Atatürk'ü kendı te-
kellennde olarak gören Ataturkçü Dü-
şünce Derneğı üyelen, gereksız yere
slogan atarken protokol tribununde
oturan Ataturk'un manevı kızlan ılk
kadın mlot Sayın Sabiha Gökçeh ve
Sayın Ulkü Adatepe ıle Buyük önder
ıle bırlıkte Samsun'a çıkan 18 sılah ar-
kadaşınm kızlan, oğullan ve torunla-
nndan oluşan gnıbun kendılenne gös-
tenlen ıhtımam ve kabulden dolayı
duyduklan memnunıyetı vekaraya çı-
kış mızansenı sırasında ıçm ıçın ağ-
layışlannı görmelenne ımkân yoktu
Işte, Türkıye Cumhunyeti'nm kuru-
luşuna ıflc harcı koyanbu ınsanlannya-
kınlannın 80 yılda ılk defa bır araya
gelışını sağlavan ve onlara hak etük-
len onemı veren Samsun Valısı ve
Samsun halkıdır
Tum buçalışmalann dışında Büyük
Önder Atatürk ve berabennde Sam-
sun'açıkan 18 arkadaşının bıyografi-
lennm yazıldıgı ve her bınnın adına
bırer ağacın dıkıldığı park projesı TE-
MA Vakfi ıle etkırJıkler çerçevesm-
de gerçekleşünlmış, 48 m boyunda,
8 5 m enınde bulunan 292 gros ton-
luk Bandınna Vapuru'nun yapıhnası
ıçın proje çalışmalan bıünlme aşa-
masınageünlmıştır 29Ekım 1999 ta-
rihınde açılacak olan Bandırma Vapu-
ru Muzesı ıçınde Buvuk Onder ve 18
arkadaşı ıle Ismail Hakkı kaptanın
heykellen bırtoplantı mızansenı ıçın-
de yer alacak ve gelecek kuşaklara
ışıktutacakür Bandırma Vapuru Mu-
zesı'nın alt katında ıse Atatürk ve Mıl-
lı Mucadele ıle ılgılı konferans ve tem-
sıllenn venleceğı bır salon buluna-
caktır Bunlar ve burada sayılamayan
onlarca projenın gerçekleşmesını fı-
kır olarak ortaya koyan, destekleyen
ve bızzat uygulayan Samsun Valısı'nm
Ataturkçuluğünu, değerlı Samsun hal-
kınm ve Türk mılletının takdırlenne
bırakıyorum, o guzel Atatürk ısmını
Atatürk'ü gerçekten seven ve ılkele-
nnden aynlmayan msanlara karşı kul-
lananlan da kınıyorum
Metin tlyas Aksoy
Valı
CUMHURİYET'TEN
OKURLARA
ORHANERhVÇ
\..Ne Oldi?'
Fethullah Gülen'ın atv'de ızlenen kasetının er-
tesı gunu yayımlanan gazetelen gorunce, aklıma
once Hikmet Çetinkaya, sonra da Karadenızlı
vatandaşın unlu mezartaşı geldı
Hanı şu, "Hastayım tedum, tedum ınanmadı-
nız /veo/d/?"yazılıolan Hikmet Çetinkaya (Ege-
lıdır ama), yıllardır yazdıklannı gormezden geien mes-
lektaşlannın halıne bakıp, "Fethullah tedum, te-
dum, ınanmadınız Ne oldt?" dese yerden goğe
kadar haklı olmaz mı''
Tabıı bu sozden nasıbını alması gerekenler yal-
nızca Fethullah Gulen'ı ove ove goklere çıkaran
koşe yazılarının yetersız kaldığını sanıp dızj yazı-
lar doşenen meslektaşlanmız ve medyamız değıl
Cumhurbaşkanından başlayarak meclıs başkan-
ları, başbakanlar, bakanlar, genel mudurler, valı-
ler, kaymakamlar, daha nıce devlet gorevltlen..
Ve tabıı demokrası havansı olarak ortaya doku-
lup demokrasıyı şenat duzenınde yaşayacaklan-
nı sanarak şenatçı mollalara goz kırpan "demok-
rat mollalar"
Ancak, medyanın son tutumunun yadırganma-
sı doğaldır, ama yararsız olduğunu soylemek de
başka bır haksızlık olur
24 yıl sonra ayakJannın suya erdığını gormek, ge-
lecek ıçın ümıt vencıdır
Laık Cumhurıyetın savunulmasında, bundan
boyle kenanndan kosesınden tırtıklamadan, şen-
atçılara arka çıkmadan yayın yapacakları bekle-
nebılır Gunu gelınce "sırtımtzdayumurta kufesı yok
ya" deyıp yan çızme alışkanlığını bu kez yıneleme-
yeceklennı dılenz
Kasetın ıçenğının hukuk açısından değerlendı-
nlmesı gorevı once savcılara, sonra da yargıçlara
duşer
Ama ışın bır de polıtık yonu var 1950'den son-
ra dın olgusuna umut bağlayarak once Saıdı Nur-
si'ye sonra da tılmızlen arasında one çıkan Fet-
hullah Gülen'e bende olan sağcısı ve solcusuy-
la polrtıkacılara ne demelı'
?
Fethullah Gülen'ın kasetındekı goruş ve emırie-
nn ulke gundemınde yer almasını yadırgayanlan
yadırgamak yanhş mı olur'
Erbakan Hoca da Susurluk skandalı ıçın "fasa
fiso" demıştı, fakat yanılmıştı
Fethullah Gulen bakalım kendısını nasıl savuna-
cak Ilk açıklaması hıç de yeterlı değıl Konuyu
çarpıtmaya yonelık olduğu hemen anlaşılıyor
Sankı kendısıne, "devlete karşısın" dıyen var-
mış gıbı "Ben devlete karşı değılım" dıyor
Oysa kasetle ortaya çıkan, "Devletı şenat dü-
zenıne göre kurumlaştırarak, bunca emek ve pa-
ra harcayarak yetıştırdığı yandaşlan elı ıle yönet-
me nıyetı "
Takke duştu, şenat ozlemı somutlaştı
•
Cumhunyet'ın yayın polıtkasının saygınlığı, yal-
nız yurtta değıl dunya ölçeğınde de guven duyul-
masını sağlıyor Bunun son orneklennden bın de,
NATO Genel Sekreten Bay Javıer Solana'nın de-
ğerlendırmesı oidu Bay Solana'nın Kosova soru-
nuna ılışkın yazılan, dunyanın seçkın gazeteleny-
le aynı gunde Cumhunyet'te yer alıyor.
• _
Ekonomı Servısı Şefımız Özlem Yüzak, "Koso-
va 'dan Yenı Dunya Düzenıne" başlığı altında ulus-
lararası polıtıka ve ekonomık ılışkılerdekı güncel
uygulamalan gundeme getırdı
•
Yargıtay Ceza Kurulu'nun Manısalı gençlere po-
lıslenn ışkence yaptığını tescıl etmesının yarattığı
sevıncı ve gençlenn yıllardır çektığı sıkıntılan Ne-
catı Aygın yazdı
•
Dunyamızda yaşanan su sorununun, 2000'lı yıl-
larda ulkeler arasında en onemlı çatışma nedenı
olacağını Celal Yılmaz duyurdu
•
Memura yuzde 20 zam ongoren hükümetın son
beşaydaTHYbıletlenne yuzde 41 5, akaryakıt urun-
lerıne ıse yuzde 53 oranında zam yaptığını ve ka-
mu çalışanlan arasındakı ucret yapısının baştan so-
na adaletsız ve çarpık bır tablo sergıledığını Ali Er
haberteştırdı
•
önumüzdekı pazartesıye kadar gonlunuzce bır
hafta geçırmenız dıleğı ve saygılanmızla
oerinc@cumhuriyetcom.tr
tLAN
T.C.
ANKARA 5. NOTERLİĞİ'NDEN
Noterlığımız aracılığıyla keşıde olunan 17 03 1999
tanh ve 07448 sayılı ıhtarname ısımlen aşağıda yazılı
muhataplanna adreslen meçhul olduğundan teblığ edı-
lemedığı cıhetle ılanen teblığı gerekmışür
KEŞIDECl Türkıye Vakıflar Bankası TA O Ana-
fartalar Şubesı
MUHATAPLAR 1) Denız Demırcan
Emek 8 Cd 58 Sk No 47/8 Emek/Ankara
2)1 BülentÖztürk
439 Sk.No lOLmıtköy/Ankara^
OLAYLAR 1) Muhatap Denız Demırcan ıle banka-
mız arasında aktedılen ıstûıaden adı geçene kredı açıl-
mış ve kullandınlmışür
2) Dıger muhataplar sözleşmelerde müşterek borçlu
ve müteselsıl kefil sıfatını taşıdıklanndan borçtan so-
rumlu bulunmaktadırlar
3) Sözleşmelenn bankamıza verdığı yetkıye ıstına-
den kredı hesaplan 14'06/1999 tanhı ıtıbanyla kesıl-
mış 2 300 427 474 -lıra borç bakıyesı tespıt olunmuş
Fazlaya daır haklanmız saklıdır (Veya varsa yürürlük-
te bulunan temınat mektuplanndan doğacak alacak
hakkımız saklıdır)
4) Sözleşmeler hükümlenne göre muhataplar muac-
cel olan ışbu borcu ıhtamamenın teblığı tanhınden ıü-
baren 7 gün ıçmde odemek zomndadırlar Bu süre ıçın-
de borç ödenmedığı takdrrde takıbe geçıleceğını ıhtar
edenz
SONUÇ VE ISTEK Fazlaya daır talep haklanmız
ıle kanun. sözleşme ve saır mevzuattan doğacak talep
haklanmız saklı kalmak üzere, 14/06/1999 tanhı ıtıba-
nyla 2 300 427 474 -TL tutan borcun ödemenın yapı-
lacağı gune kadar ışleyecek % 210 Faız, Banka Mu-
amele Vergısi, Fon Payı, Komısyon ve masraflar vs ıle
bırlıkte ödenmedığı takdırde muhataplar hakkında ka-
nunı takıbe geçıleceğını ıhbar ve ıhtar edenz
Işbu karar ıhtamamenın ılan tanhınden ıtıbaren 7
gün sonra teblığ yapılmış sayılacağı, teblığ tanhını ta-
kıp eden 10 gün ıçınde borçlannı ödemesını aksı halde
haklarmda kanunı takıbe geçıleceğı hususu muhatap-
lara ılanen teblığ olunur
Basın 29159