24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı- Orhan Erinç # Genel Yaym Koordinatörû Hikmet Çetinka) a 0 Yazıışlen Müdürii. İbrahim Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret tlkiz • Haber Merkezi Müdürü. Hakan Kara • Görsel Yönelmen Fikret Es«r tstıhbarat. Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı: Özlem V'iizak 0 Kultür Handan Şenköken 0 Spor: Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotograf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge: Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen .Mehmet Faraç Yaym Kurulu İlhan Selçuk (Ba$kan), Orhan Erinç, Okta\ Knrtböke. Hikmet Çetinkava. Şükmn Soner. Ibrahim Yıldız, Oriun Bursab, Mustafa B»Jb»y, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No 125. Kat 4, Bakanhklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks 4195O27 0tzmırTemsıIcisı:SerdarKıak, H ZiyaBh 1352 S 2/3Te! 4411220, Faks:4419117 0 AdanaTemsılcısi: Çetin Yiğenoğlu, lnönü Cd 119 S. No:l Kati.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Müessese Mudüni Üstün AJcmen # Koordmator Ahmet Koruban % Muha- sebe Bülent Yener • Idare Hüseyin GürerC Bılgı-I^iem Nail ln»l»Bılgı- sa>ar Sıacm Mürihct ÇUer • Saüş FtnktKua MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkaru - Genel Müdür Gülbin Erduran # Koordmator Reha tytman # Genel MüdürYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 0-513846ft«l.Faks 5138463 \ı>H\an ve Basan: \ enı Gün Haber Ajan>ı Basın \e Yayıncılık \ Ş. Tjrt.^ıCaA39 41Cağaloglu34334lstanbul PK 246 - Sukecı 34435 lstanbal Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0212)51385 95 www.cumhuriyet.com.tr 21 HAZİRAN 1999 tmsak:3.22 Güneş: 5.25 Öğle: 13.13 Ikindi: 17.11 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.40 Agdan çocuk • WSHINGTON (AA) - Ag^ian yapılan çocuk felcu-şısı uygıamasından, ufak bir ihtiralle de olsa bu hastnğa yol açabildiği için elecek yıldan itibarn vazgeçilmesi planuııyor. ABD hükünetine bağlı olarak çalışn Hastalık Kontrol ve Öleme Merkezi (CEK) uzmanlannın oluştrdugu bir komiyon, ülkede her yıl ortay. çıkan yaklaşık 10 çocul felci vakasının tamanının agızdan yapılaı aşıdan kayn&landığını belirtti. Komt>yon, 19501i yıllarlan kalan bu yöntenin terk edilerek iğneye aşı yönteminin gelectk yıldan itibaren ülkenn tamamında uygulınmasını beninsedı. başarısı • ISfARTA(AA)- Isparü Özel Altınbaşak ErkekLisesi öğrencileri Ali Çvril ve Okan Yıldınm'ın, "'Ulusal Matenatik, Bilgisayar ve Fizik Olimpiyatı Akdeniz Bölge Yanşması"nda dereceye girdikleri bildirildi. 8-9 Mayıs tarihlerinde Isparta'da düzen.enen bölge yanşrnasına Isparta, Burdur, Antalya, Mersin, Adana \e Kahramanmaraş illerinden 400'e yakın öğrenci katıldı. TÜBİTAK tarafından düzenlenen yanşmada, Ali Çivril'ın "Ulusal Matematik Bilim Olimpiyatı" l.aşama sınavmda ılk sırayı aldıgi, bilgisayar sına\inda ise ikJnciliği elde ettiği açıklanırken, Okan Yıldınm'ın ise "'Ulusal Fizik Olimpiyatı" 1. aşama sınavında bölge üçüncüsü olduğu bildirildi. Cumalıkızık şenliği • BURSA(AA)-Bursa Büyükşehir Belediyesi'nce Yerel Gündem 21 Projesi çerçevesinde bu yıl ikincisi düzenlenen "Cumalıkızık Şenliği", renkli görüntülere sahne oldu. Yıldınm Belediye Başkanı Ramazan Altınöz ve Osmangazi Belediye Başkanı Hilmi Şensoy'un da katıldığı şenlikte konuşan Bursa Vali Yardımcısı Emre Ayman, bir tarih ve kültür mirası olan Cumalıkızık'a, Osmanlı tmparatorluğu'nun 700. yılında. korunarak yaşatılması için sahip çıkılacağını söyledi. Sivrisinekle savaşım • ANKARA (AA)- Sıcaklann ve nem oranı yüksekliğinin insanlan nefes alamaz hale getirdiği Adana'da. sivrisinekle mücadele yapılmamasının kenti yaşanamaz bir duruma soktuğu belirtildi. Adana Muhtarlar Derneği Başkanı Ramazan Özûnal, belediyeleri ve sağlık kuruluşlannı göreve çağırdı. 40 dairenin, oturulamayacak durumda olduğu gerekçesiyle yıkımma karar verildi Yatağan lojmaıılan çürük çıkb ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Yatağan Termik Santralı lojmanla- nna "oturulamaz" raporu verildi. 12 yıl önce ya- pımına başlanan lojmanlann 40 dairesinin oturu- lamayacak durumda olduğu gerekçesiyle yıkımı- na karar verildi. TEAŞ Genel Müdürlüğü'nün Muna Inşaat aleyhinde 3 yıl önce açtığı davadan bir sonuç alınamadı. Yapılan incelemeler sonucu, 215 dairede demir ve çimentonun eksik kullanıldığı belirlenirken, dairelerden 175'inde ek malzeme kullanımına gi- dildiği ve "oturulur" raporu alındığı öğrenildı. 40 daire için de her ne olursa olsun yıkılması karan verildi. Yıkılması onaylanan 40 daıre için şu ana kadar herhangi bir işlem yapılmazken; "oturu- hır" raporu verilen 175 daire için de ilçe sakinle- • TEAŞ Genel Müdürlüğü'nün Muna Inşaat aleyhinde 3 yıl önce açtığı davadan bir sonuç alınamadı.Yatağan Belediye Başkanı Işık, "Rapor ve karar açık. Yıkım hemen yapılmalı. Eğer bir biçimde inşaatı tamamlarlarsa böyle bir yapıya oturma ruhsatı vermemiz mümkün olamaz" dedi. ri her an yıkılacak gözüyle bakıyor. Çocuklannın bu çürük yapıda oyun oynadıkla- nnı belirten mahalte sakinleri, "Çocuklara engel olamıyoruz. Bina yıkıldı yıkılacak. Her an bir fe- laket vaşanabilir. Bu yıkım işi bir an önce gerçek- leştirUmeu"" dı> erek tepkılerini dile getirdiler. Ya- tağan Belediye Başkanı Haştnet Işık da, "Rapor vekarar açık. Yıkım hemen yapılmalı. Eğer bir bi- çimdeinşaatı tamamlarlarsa böyle biryapıya otur- ma ruhsatı vermemiz mümkün olamaz"dedi. TE- AŞ Genel Müdürlüğü'nün üç yıl önce Muna In- şaat aleyhine açtığı davadan da halen bir sonuç alı- namadı. Bu konuda kendisiyle görüştüğümüz Ya- tağan Termik Santralı Müdürü Mehmet HoşojHu. " Binalann yıkımı ik ilgili rapor alındı. Muna In- şaat fırmasL haklannda açılan davayı genel mü- dürtüğümüz nezdinde kaybettL Çürük binalann yıkımı işi ise birim değil. inşaat daire başkanlığı- mızuı tşLGerekenherhaldeyapUacaktır" dı >e ko- nuştu. Geçen yıl yaptınlan Gökova (Kemerköy) Ter- mik Santralı yolunun bu sene çökmesi sonucu devietin 247 mılyar lira zarara uğratılmasınm ar- dından 250 milyarlık Yatağan Termik Santralı loj- man inşaatımn da yıkımla karşı karşıya kalması Muğla'da gözleri TEAŞ ve Kömür tşletmeleri in- şaatlanna çevirdi. İnşaat Mühendisleri Odası Muğ- la Şube Başkanı Alifer Atasever, Sağlık Bakanlı- ğı'nca Milas'ta yaptınlmakta olan ınşaatta da, mü- teahhit fıımalara fazla ödeme yapıldığını arum- satarak şunlan söyledi: -kamu inşaatlarında fazla ödeme veya eksik malzeme kullanımı gibi olay larla sık sık karşdaşı- lıvor. GeneDikle bu ihaJeierde >asanan. yüksek lo- runlann bir sonucu. Devkt ihale sonunda 'Bu ış bu rakama yapılabılır mı?' diye bir yertere sora- bilmelL Aynca iş bitinıinde güvenilir kunıma ya da kurumlara denerim görevi verilmelL Bu ku- rumlann başında meslek odaları gefiyor." Pamııkkale y dedolıüuk oranıyüzde 15OMERYLfRTSEVTN DENİZLİ -Türkturizminin en önem- li merkezlerinden biri olan doğa hari- kası Pamukkale de bunahmdan nasibi- ni aldı. 6 bin yatak kapasiteli tesisler- deki doluluk oranı yüzde 15'e düşer- ken binden fazla çalışanın işlerine zo- runlu olarak son verilen otel, motel ve pansiyon gibi tesislerin de satılığa çı- kanldığı bildirildi. Her yıl ortalama 1 milyon turistin konakladığı Pamukkale'de turizm can çekişiyor. Işletmecilerkan ağlarken iş- ten çıkarmalar büyük bir hızla sürüyor. Denizli Turistik Otel lşletmecilen Demeği (DENTUROD) Başkanı Ha- Kt Pblat, Pamukkale "nin 1999'da yaşa- dığı olumsuzluğu "kayıpyıP niteleme- siyle değerlendirerek. 2000 yıhnın da yitirilmemesi için gerekli önlemlerin bugünden alınması gerektiğini vurgu- ladı. Polat, gelecek yillarda da aynı sı- kmtının yaşanmaması için öncelikli olarak tanıtıma agırlık verilmesinin ka- çınılmaz olduğunu belirterek şunlan söyledi: "Turizmde krizin simalleri önceden alınmışü. Herkes terör ve savaşı baha- ne ediyor. Turizme bu iki olayın yansı- ması bize göre yüzde 20"yi geçmez. An- cak şu anda viizde 80-85'lik bir kayıp var. Bunun temel nedeni tanıüm eksik- Kğkür.Omeğin İspama'da39mOyon nü- fusa karşın rurist savısı 47 milyon. Ne- den? İspanya yıllardır tanıtuna > aünm yapmış, şimdi nıey\esini topluyor. Biz ise mevcutlaria yetinmeye çalışbk. Sonuç- ta krize girdik." Kampanya ytirütülmeli DENTUROD Başkanı Halit Polat, Pamukkale için termal turizmin canlan- dınlmasını, inanç turizmı için de mev- cut tesislerin restore edilmesini isteye- rek "Bunlar.2000 yılmın turizmi için alt- yapı çahşmalandır. ,\ncak bu da yetmez. Türkiye'nin turizmde lobisi yok. Bu yüzden tanıtıma yeterli kaynak av nla- rak etkin bir kampanya yürütülmelidir" diye konuşru. Polat. yöreye gelecek rurist sayısının sezon sonuna kadar 200 binı geçmeye- ceğini savundu. Yüzde 15-20dolayın- dakı doluluk oranının maliyetleri bile karşılamadığmı ifade eden Polat gerek- li önlemlerin ahnmaması halinde Tür- kiye için 'aran yumurtlayan tavuk' olan turizimden elde edılen gelinn kaybedi- Jeceğini öne sürdü. Her yıl ortalama 1 milyon turistin konakladığı Pamukkale'de bir an önce tanıtıma ağırlık verilmesi istendi. Şişmanlık tedavisinde diyetin kişiye özel olması gerekiyor En çok 6 kalp9 öldürecek • 2010 yılında koroner kalp hastalıklannın hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde en önemli ölüm nedeni olacağı belirtilerek, düzenli beslenmenin önemine dıkkat çekildi. tstanbul Haber Servisi - Bilim dünyası tarafından artık hastalık olarak kabul edilen şişmanlığı pek çok hekim ta- nımıyor. Prof. Üstün Korugan. hastalıkta uygulanması ge- reken diyetin kişiye özel olması gerektiğini vurgularken "Hekimler yazılmış olan beslenme diyetierini taklit edi- yorlar" dedi. Hekimleri obezite (şişmanlık) konusunda bilgilendirme- yi, yanlış uygulamalan önlemeyi amaçlayan Obezite Ça- lışma Grubu, Istanbul'da hekimlere yönelik bir toplantı dü- zenledi. Obezitenin bir estetik sorunu olmadığını vurgu- layan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabo- lizma Bilim Dah'ndan Prof. Üstün Korugan. "Hekimle- rin tıpkı birtifoyu,diyabeti tedavi eder gibi bunu da etme- >i öğrenmekri gerek" diye konuştu. Şişmanlığın yaşam kalitesini ve süresini azalttığına dik- kat çeken Korugan, insanlann bu nedenle kilo vermeleri gerektiğini söyledi. Görünüşte normal ağırlıkta, ancak metabolik olarak şişman kişilerin bulunduğunu da belir- ten Prof. Korugan şöyle devam etti: "Bunlann derialtı yağ dokulan normaün üstündedir. Bu Idşiler damar sertüğine yakm insanlardır ve UerkJe potansiyel şişmanlardır. Aile- sinde şeker hastalığu şişman kişikr ve damar sertüği olan- lar risk gnıbu içindeler. İnsanlann >iizde 25'i obez kişfler- dir. Yüzde 15'i ise ideal kilonun üstündeki insanlar. Meta- bolik şişmanlar için ise bir araşorma >ok." Uludağ Tıp Fakültesi Endokrinoloji \e Metabolizma Bilim Dah'ndan Prof. Dr. Şazi İmamoğhı da zayıflamak isteyen kişilerin en büyük hatasının öğün atlamak oldu- ğunu vurguladı. Imamoğlu, "NormaK 3 öğün yemektir. Ancak diyet söz konusuysa yiyecek miktan azalacağmdan bu öğünier arasmda kişi acriar. Yenmesi gerekenin en az 6 öğüne bölünmesi doğru olacakür"' dedi. Beslenmede yağlar "Beslenmede yağlar. değişim ve 2000" ko- nulu toplantıda konuşan Unilever Vlaar- dıngen Laboratuvan Beslenme Merke- zi Yönetim Kurulu üyesi Paulus Versc- huren. 9O'lı yıllarda, gelişmiş ülke- lerde ölümün en çok koroner kalp hastahklanndan kaynaklandığını söyledi. Verschuren. "Gefişmekte olan ül- kelerde solunum enfeksiyonlanndan ötüm daha fazla. 2010 vılında koroner kalp hastalıklan hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde en önemliölüm nedeni olacak.Bu nok- tadadüzenh'beslenmenin rolüor- t taya çüayor" diye konuştu. Pa- ; ulus Verschuren, beslenmede çok- lukJa doymamışyağ asitlerinin (sı- vı yağlar) kullanılmasmı önerdi. Biri seker hastası Viagradan uçkışı daha öldü Haber Merkezi - ıktidarsızlı- ğa çözüm olarak piyasaya sunu- Ian Viagra ile ilgili belirsizlikler sürüyor. ABD'de Viagra'nın şe- ker hastalanna zararlı ohnadığı açıklanırken. Avusrurya'daeylül ayından bu yana Viagra'dan, bi- ri şeker hastası olan üç kişinin öl- düğü bildirildi. Şeker hastalığına bağlı ikti- darsızlıktan şikâyet eden erkek- lere uygulanan Viagra tedavisi- nin genelde olumlu sonuç verdi- ğı ve hastahğın seyrine olumsuz bir etkısinin bulunmadığı bildi- rildi. California Üniversitesi uzman- lanndan Dr. Stanley Korenman, açıklamasında, yaş ortalaması 57 olan ve ereksiyona ulaşamamak- tan şikâyet eden 252 şeker has- tasına uygulanan testlerde, has- talann yansına Viagra, diğer ya- nsına da deneyin psikolojik fak- törlerle bağlantısının saptanma- sı amacıyla "boşhap" verildiği- ni söyledi. Dr. Korenman, Viagra tedavi- si uygulanan hastalann yansın- dan fazlasında ereksiyon açısın- dan oiumlu sonuç alındığını, ha- pın şeker hastalığının gidişine olumsuz bir etkisinin de görülme- diğını belirtti. Uzman, "sonucta VTagra'nın,ereksiyon sorunu bu- lunan şeker hastalanna öneril- mesinde hiçbir sakınca bulun- madığmı soyteyebUirim" dedi. Üçölüm Avusturya 'da eylül ayından bu yana Viagra'dan üç kişinin öldü- ğü bildirildi. Kurier gazetesinin haberine göre, eylülde piyasaya sürülme- sine izin verilen iktidarsızlık ha- pı Viagra kullanarak ölen kişiler- den birinin yüksek tansiyonu ol- duğunu, diğerinin kalp ve böb- rek sorunu bulunduğunu, üçün- cüsünün de şeker hastası olduğu- nu belirtti. SÖYLEŞİ ATTİL İLHAN v ... Terorizm, Siyasi Umutsuzluğun Kesinleşmiş Biçimi'!ı /"reori, -ama iyi anlaşılmış, koşullara iyi uygulan- ( I mış olanı-, önde yürürse; 'devrimci eylem' bi- reysellikten de çıkar, yöresellikten de; magnezyu- mun ateş alması gibi, toplumsallaşır: 1917'de Sov- yet, 1919da Anadolu Ihtilâli, bu 'sıçramayı'yaşa- mışnr Ptekhanof, Lenin ve Trotsky, Marksizm'in 'em- peryalizm' çağındaki rolünü ve yerini, iyi tayin etmiş- lerdi; Gâzi Mustafa Kemal ve arkadaşlan ise, as- keri bir cuntacılık imkânı ellerine geçmiş iken, 'Ulu- sal Demokratik Devrim'e, 'halkın nıhu ve vicdanın- daki' ileri atılımı sezdikleri için geçtiler: Gâzi'ye ait san- dığımız nice özdeyişin, Fransız Devrimi'nin 'babala- n', ansiklopedistlere ait olduğunu bilir miydiniz? Klasik sınıflandırma, galıbaşöyledir: Kuram, prog- ram, bilinç, örgüt ve eylem! Şimdi onlar ne derse de- sin, 68 Kuşağı, bu ise tersinden başlarr»ştı: Önce 'ey- lemleri' koydular, sonra onu açıklayacak 'kuramı' aradılar; örgüt küçük ve yetersizdi; bilinç derseniz, sanınm yok derecesindeydi! Tek başına 'eylem', eğer bilinç ve kuramla iç içe değılse; herhangi bir 'suçtur; bunun 'suçlusu'da, ne yaparsayapsın. toplumda tek başına' kalır 70'li yıllann başında, Avrupa'da 68'i başlatıp sürdürenlerin çoğu, bu yalnızlığın bilincine çoktan vanmışlardı: Türk 68'i, çok gecikmiştir.) Aklın yolu bir! ağnşım/4"... ne de olsa, eski kuşağın adamla- \ y ı z Nelergördük! Ortalıkta sürvlen 'şiddet ey- lernleri'ne: bunu onaylamayan bazı solcularca, 'ye- nifaşizm'denmes/', biziyadırgatmadı. Niyeyadırgat- sın? Birkere, ünlü 'eski tüfekçiler'in, terör 1 aleyhine konuşurken, benzer sözler söylediklerini unutma- mışızdır. Ömek mi, 'Hangi Sol'da vermiştim, akta- rayım: 1938 'de FKP Genel Sekreteri MauriceTho- rez, Merkez Komitesi önünde konuşurken şunlan söy- ler: "... tarih boyunca 'şiddet'in rolü olduğunu ka- bul etsek de, bireysel şiddetin resmen karştsın- dayız. Sosyalistler, teröristJerin bireysel suikast- lannı hiçbir zaman onaylamamışlardır. Vaktiyle Ju- les Guesde, kişisel çatışma, olay çıkarma, yıldır- ma yöntemleriyle propagandaya kalkışan anar- şistlerle mücadele etmişti. Sosyalizm adına, on- kan savunmaya kalkışanlardan aynlmıştı. (...) Tam tersine, şunu belirtmek gerekir ki suikastyapmak, cinayet işlemek, en mükemmel faşist metodu- dur..." Işin tuhafı nedir dersiniz? 1968 'de Thorez'in par- tisini 'sistem'e uymakla suçlayıp öğrençi eylemle- rinin lideriiğiniyapan Daniel Cohn-Bendit'/n son olay- lar karşısında, aşağıyukarı Thorez 'in düşüncelerini paylaşması. Ee, eskiler ne demiş, 'Aklın yolu bin" Cohn-Bendit Schlayer, olayı ve sonuçlannı, 'dev- let'/n zaferi olarak nıteliyor: "... bütün iğrençliği ve bütün pislikleriyle dev- ietin zaferi. RAF hapisteki yöneticilerini, yalnız- ca kendisinin, kendi yöntemleriyle kurtarabilece- ğini kanıtlamak istiyordu, ama ne oldu, başan- sızlığı iman şiddet mantığına inanılmaz yarariar sağladı. (...) Bu başansızlığın, müthiş ve havsa- lanın alamayacağı şiddette yeni terör hareketJe- ri doğurması olasıdır ama, silahlı eylemin tem- silcileri olan RAF'ın kesin bir savaş yenilgisine uğ- radığı da gerçektir, rehinelerin kurtanlması ge- rilla hareketlerinin siyasal ve moral sonu oldu..." Tborez'le biıieşt)ğiyandemiştim,öyleya!Ben bu- nu AJman Devleti'nin yapısı, devlet terorizmi ile bi- reysel terorizmin bırbirinin aynı olduğunu söylediği zaman hissediyorum; çünkü Cohn-Bendit, kimse- nin üstünde pek durmadığı bir noktaya ilişmiş, di- yor ki: "... savaştan bu yana ilk defa Almanya ekono- mik düzeyde oynadığı bir rolü, askeri düzeyde de oynadı; ilk defa olarak ünlü AJman ekonomik mo- deti, askere ve polise dayalı bir toplum modeli ni- teliğine büründü." Haksız sayılır mûPek sanmıyo- rum; onun kanısınca bu olay Alman politikasında giz- li bir sürecin, bir anda ortaya çıkışıdır. Ne gibi mi? "... teknokratik bir kapitalizm, hatta bazen, tota- liter bir kapitalizm eğilimi ile, usul usul yerli ye- rine konmuş, polis baskı mekanizmalannın, eko- nominin askerileştirilmesinin, düğmesine basıl- mış gibi ortaya çıkması ki; aslında bunlar, tero- rizmin de, onun şiddetle bastınlmasının da do- ğurucusudurlar..." Cohn-Bendit de, aynı tanımla- maya gelip bağlanıyor: "... Terorizm, siyasi umut- suzluğun kesinleşmiş b*çimidir" ama, "... içbükey bir aynanın içi ve dışı gibi, Alman Devleti'nin şid- det eğilimi ile Baader/Meinhof çetesinin şiddet eğilimi birbirinin içindedir". Yani, 'kapitalist' dev- ietin faşizanlaşması, ona karşı çıkbğınıiddia eden ted- hişçi' (terörist) örgüüerin faşizanlaşması, demek ol- muyormu?.." "... şunun bunun oyununa gelmek!..' "... son olaylar yüzünden Alman sağı'nın birden kızıla boyadığı Heinrich Böll, bunu bildiğimiz doğ- ruttuda dile getiriyor: "... Yuıttaşlann kaçınlması ve kattedilmesi, sos- yalizmin değil, ancak faşizmin işine yarar!" Ama en güzelı, adına bu eylemler düzenlenen, bir yerde kuramlan gerçekleştirilen, fılozof Marcuse'n/n de karşı çıkması: "... birtakım kişiler, kapitalist toplumda ne ka- dar önemli yer tutariarsa tutsunlar, bunlann or- tadan kaldınlması düzenin işleyişini etkilemez, yer- lerini başkalan alır. Baskı, baskıyı doğurur. Ama toplumun desteğinden kopmuş bu baskılar, sol düşünceyi öldürmekten başka işe yaramaz!.." Nihayet, 'kızıl' Rudy Dutschke'nin katılmayapek yatkın olduğum ağıryargısı: "... terörist eylemler işçi sınrfına ve onun hare- ketine zarar vermektedir, bunlan yapanlarsolcu- lar değil, egemen sınıfın ajanlandır." Nedenyatkın olduğumu siz de elbetanlamıssınız- dır, zira ClA'in 'Bissel Raporu'nu beraberce ele alıp irdelemiştik..." 'Buhara inkılâp eden su..." "... Son bir soru: İyi ama tarihte devrimci şiddetin rolünü yadsıyacak mıyız? Hayıri Devrim'in nesnel koşulları oluştu mu, şiddet, 'buhara inkılâp eden kaynayan suyun' şiddetigibi, içinde bulunduğu top- lumsal kabın, heryanında birden variığını kendiliğin- den duyurur. Nasıl mı? Halk, kendiliğinden silaha sanlır. En yakın ve en önemli iki ömeğini, hep hatır- lanz: Bizim Kuva-yı Millrye, son Yugoslav Devri- mi/ Mustafa Kemal devrimi örgütlemeye başladığın- da, Türk halkı silahlı eyleme çoktan başlamıştı. Hem de, kendiliğinden! Aynı şey, Tito için de söylenebi- lir. Bu gibi hallerde şiddetin zorunlu olup olmadığı tartışılmaz artık, sadece örgütlenmesi ve yararlı hedeflere yöneltilmesi düşünülebilir. Ötesi, şunun bunun oyununa gelmektir..." http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle