18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 1999 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ StRMEN B. Bardot'ıuın Fokları D. Mitterrand'ın Apo'su Brigitte Bardot, 1950'li yıllann seks ilahesiydi. Fransa'da parlayan genç kızın ünü, kısa sürede, büîün Avrupa'ya ve dünyaya, hatta Atlantik'in öte yakasının değerlerine, beğeniierine çok kapalı olan Yeni Dünya'ya bile ulaşmıştı. Bardot'nun bir yerde görünmesi olaydı. Bardot şarkı söylese, ekranlar, antenler peşine düşüyordu. Kocalan, aşklan dillere destandı. Bütün dünyada kızlar, saçlannı, etekliklerini ona benzetmek istiyor, onun jestlerini, mimiklerini bo- şuna taklit ediyorlardı. Bardot, Akdeniz kıyısındaki Saint Tropez'e gidin- ce, bu küçük kasaba birden, dünya sosyetesinin yeni odağı haline geliyordu. Ama zaman geçiyor ve geçerken insanda izJer bırakıyordu. Üstelik Brigitte için, kimi başkalanna olduğundan daha amansızdı zaman. Yüzü kırışı- yor, göğüsleri sarkıyor, bacaklan gevşiyordu ilahe- nin. Bu, onu önce hırçınlaştırdı, bir yandan yeni aşk- larda teseili ararken, bir yandan huysuz geçımsiz olmaya itti. Daha sonra, esrarengiz ilahe Garbo gibi, kara gözlüklerin arkasına ve inzivaya çekildi Bardot. Artık etli dudaklar, dolgun göğüsler ile çekici ila- he kimliği geçerliliğini yitirmişti. Bardot çılgın par- tileri geride bırakmış, kendine bir meşgale arar o(- muştu. llahenin inatçı, dirençli bir kişiliği vardı. En ünlü zamanında, terör örgütü sağcı OAS'a kafa tut- muştu. Şimdi boş zamanını neyte dolduracaktı? Bardot çevrecıliğe soyundu. Dava asildi. Bizim yıldız kürkü ıçin avlanan fokları korumasına aldı. Ünü bütün dünyanın konu ile ilgilenmesine neden oldu. Ne var ki Brigitte'cik, konulan çok iyi bilmiyor- du. Onun korumasındaki fokların, artık birnevi do- kunulmazlıklan olmuştu olmasına da, kimi kıyılar- da, kimi denizlerde, fokların dokunulmazlıkları, ekolojiyi etkiliyor, bunlar dokunulmazlıklanyla ge- lişiyor ve başka türleri tehdit eder hale geliyorlar- dı. Brigitte'in boş kalbini doldurmak, giden şöhre- tinin yerine bir yenisini koymak yolundaki iyiniyet- li çabası, istenen sonucu vermemişti. Koruyucu ders verici Batılı, kendi avunuyor ve iyi bir iş yaptığını sanarak tatmin buluyordu, ama sonuç pek onun sandığı gibi olmuyordu. Bayan Danielle Mitterrand, savaş sırasında di- renişe katılmış, solcu bir kadındı. François ile ev- lendı ve siyasal yaşama daha da yogun biçimde katıldı. Ama kahrolası zaman da, Danielle'in yaşamın- da yapacağını yapıyordu. Genç kadın yaşlanıyor, hercai kocası başka dallara konuyordu. Kadın ken- dine yeni meşgaleler, yeni konular aramak zorun- daydı. Brigitte'in tersine o fokları değil, Apo ile PKK'yi seçmişti. Iki kadının da ortak noktalan, rterşeyin üstünde tuttuklan egolannı, yüksek bir gururta tatmin etmek, başkalarına yardım ettiği duygusunu yaşamak ve üstünlük duygusuyla herkese ders vermek, kimi- lerini azarlamak, kimilerini koruduğunu sanarak ahir ömründe kendine bir amaç, bir ideal edinmek isteğiydi. Ikisinin bir başka ortak noktalan da, ilgilendik- leri konuyu derinıne bilmemek yüzünden, pekfay- dalı sonuçlar doğurmamalarıydı. Madame Mitterrand, Apo'yu ziyarete gelecek- mış. Gelsin bakalım! Belki bu arada Mudanya'da şehit ailelerine gözü takılır. Inşallah kafasının için- deki at gözlükleri onlan görmesini engellemez. Türkiye'de Bayan Mitterrand'a çok kızıyorlar; doğrusu ben kızamıyorum. Ne yapsın garibim, Bardot'nun foklan var, onun da Apo'su. Herkes bir şeyle oyalanacak tabii ki. Hukukcular 'Türkiye adil yargılama sınavı veriyor tstanbul Haber Servfei- Hukukçular, Devlet Gü- venlik Mahkemeleri"ndeki askeri yargıç konusunun bir an önce çözülmesi ge- rektiğinı yineleyerek Tür- kiye'nın terör örgütü eleba- şı Abdullah Ocalan dava- sı ile dünya kamuoyu önün- de adil yargılama sınavı verdığinı belirttıler. Ord.Prof.Dr. SuflıiDÖD- mezer, DGM'lerin sivil mahkemelerolduğunu, so- runun bu mahkemelerdeki askeri yargıçtan kaynak- landığmı belirtti. AİHM'nin DGM'lerde askeri yargıcın bulunma- sını "adil vargılamava ay- km* değerlendırdiğıni ve bu konuda Türkiye'yi taz- minata mahkûm ettiğini anımsatan Ord. Prof. Dön- mezer. "Biranönceanaya- sadaveDGM yasasında de- ğişiklik yapılması ve aske- ri hâkimin çıkanlması la- zundı. Bu değişikliğin şim- di.Öcalan davası dolayısıy- la değiJ. Türkiye için yapd- ması gereld>ı or" dedi. Prof. Dönmezer. med- yanın "paralelyargılanıa" yaptığını savunarak, med- yanm görevinin objektif haber yapmak olduğunun altını çizdi. Galatasaray Üniversite- si Hukuk Fakültesi Anaya- sa Hukuku Kürsü Başkanı Prof. Dr. EnloğaiJTeziç de, ılk aşamada DGM'lerde yer aian askeri yargıcın sta- tiLsünûn, sivil yargıcın sta- tüsüne yaklaştınlması ge- rektigini belirtti. "Türki- ye, Ocalan davasıyla dün- ya kamuoyu önünde adil yargılama sınavı veriyor" diye konusan Prof. Teziç. "Bir süre sonra DGM'leri deanayasadan kakbnp,bu tür davalann Ağır Ceza Mahkemeleri'nde görul- mesi uygun olur" dedi. tstanbul Üniversitesi Si- yasal Bilgiler Fakültesi Anayasa Hukuku Profesö- rü Bakır Çağlar ise AÎHM'nin, DGM'lerde as- keri hâkım bulunması ne- deniyle, terör örgütü ele- başısı davası için "tedbir" karan aldığını belirtti. Çağlar, Avrupa Insan Hak- ları Sözleşmesi'nde yer alan "adOyaı^gdanma" ku- ralı gereğı "matakemeierin bağunsız vetarafitz" olma- lan ilkesine dıkkati çekti. Prof Çağlar, askeri üye- nin değıştirilmesinin tek başına yeterli olamayaca- ğını, DGM'lerin yargıla- ma usulünün de değiştiril- mesi gerektiğini savuna- rak,"Bu sorun sadeceÖca- lan'ın yargdanması soru- nu değÜdir.AİHM'de Tür- kiye akyhine açılmıs 1924 dava var. 2 ay 15 gün için- deDGMdeğ^kiiğisonınu çözüunezse, AIHM'de Tür- kiyegene mahkûm olacak- ür" diye konuştu. Öcalan'm sözleri üzerine Yunan TV'leri yaymlannı keserek Mudanya'daki muhabirlerine bağland Rıısya ve Yıınanistan'ı suçlad• Yunan televizyonlan, muhabirlerine sık sık "Uyuşturulmuş bir hali var mıydı" diye sordular. Aynca muhabirlerine "Che Guevara gibi miydi" sorusunu yönelten televizyonlann aldığı yanıt ise "Hayır, çok korkak bir hali vardı. Açıİdamalan ölümden kurtulma çırpınışlan gibiydi" oldu. HaberMerkeri-AbdulahÖcalan myar- gılanması konusu yabancı basında geniş yer aldı. Gazeteler muhabirlerınin Mu- danya izlenımlerine ve davayla ilgili Tür- kiye'deki tartışmalara yer verdiler. Yuna- nistan'da ise dün Öcalan' m duruşma sıra- sında Rusya ve Yunanistan'ı suçlamasmın şoku yaşandı. Yunan televizyonlan yayın- lanru keserek Mudanya'daki muhabirleriy- le bağlantı kurdular ve sık sık "Uyuştiı- rulmıış bir hali var mıydı" diye sordular. Aynca muhabirlerine "Che Guevara gibi miydT sorusunu yönelten televizyonla- nn aldığı yanıt ise "Hayır çok korkak bir hali vardL Açıklamalan ölümden kurtul- ma çırpınışlan gibi\di" oldu. Yunan telev izyonlan bununla yetinme- yerek Öcalan'ın duruşmadaki halini psi- kologlara ve onu daha Atina'da görenlere değerlendirttiler. Muhabırimiz Murat tlemın bildirdiğine göre, Atina'da Öca- lan "ı görenler "Uyuşturulmuş bir hali var- dı" yorumunu yaptılar. Belçika gazetelerinden La Libre Belgi- que, yargılamayı Türkiye için büyük otov" olarak niteledi. Gazete, "TürkDev- ieti'ne karşı silahlı miicadele veren ve 28 bin kisinin ölümünden sorumlu olan Oca- lan'ın. 20 \ ıl sonra \ akalanarak mahkeme huzunınaçıkanlacağmı'' yazdı. Gazete, bu yargılamanın. "TürkivT e'nin,terörörgütü PKK ile ilgili görüşlerinin doğruluğunu Avrupa'ya anlatması için bir nrsat oklu- ğu" görüşünü yansıttı. Öcalan'ın idamistemiyleyargılanaca- ğını belirten ve bu cezayı alacağını kesin gören La Libre Belgique, "Tiirk parlamen- tosu idam karannı ona>lar mı, yoksa ka- muovunun baskısına rağmen. 30 kadar mahkûm için olduğu gibi askna mı aür?" sorusunu gündeme getırdı. Yargılamayla ilgili olarak geniş güvenlik önlemlerini ve DGM'lerle ilgili tartışmalan da anla- tan gazete, terör örgütünün başının hayat hikayesini yansıtırken, PKK'nm şiddet eylemleri hakkında da bilgi verdi. Le Soır gazetesi de, "Öcalan Türkada- letininönünder başlıklı haberinde, Mudan- ya sokaklanna asılmış Ingilizce afişlerden alıntılaryaparak, terör örgütünün başı hak- kındaki görüşleri yansıttı ve "Ocalan, in- sanlık suçu işkmiş bir cankfir" ifadeleri- ne yer verdi. Gazete, "Türkiye'de bir nu- maralı halk düşmaıu" olarak adlandırdı- ğı Öcalan'ın örgütünün Türkiye'de ışledi- ği cinayetleri yansıtırken, şehıtler arasın- da öğretmenler. mühendisler ve diğer si- villenn de bulunduğunadikkat çekti. Fransız Le Figaro gazetesinin, "Ocalan yargı önünde" başlıklı haberinde, Öca- İan'ın avukatlannın, dunışmayı Türki- ye'nin siyasi politikalannı eleştirmek için kullanabilecekleri ifade edildi ve avukat- lann, duruşmanın ilk gününde davanın er- telenmesini isteyecekleri belirtildi. Libe- ration gazetesi de. "Ocalan, Türk vargısı Daha önceden duruşma salonuna kâğıt ve kalemin dahi alınma> acağmın açüdanmasına karsın şehit y-akınianna, çoculdannın fotoğraflan ve t ü r k bajTağı taşımalan için izin verildi. (Fotoğraf: ERDOGAN KÖSEOÖLU) önünde" başhğıyla verdiği haberinde, danya ve Imralı Adası'nda çok geniş venlik önlemleri alındığına işaret edil Türkiye'de kamuoyunun Öcalan'ın i edilmesinden yana olduğunu belirtti. berde, DGM'de askeri yargıç bulunı yüzünden. bu mahkemenin tarafsız nın Avrupa Insan Haklan Mahkemes rafından sorgulandığı belirtilerek. bu nuda yapılması düşünülen yasa değı liğinin, Tûrkıye'deki hükümet kurma lışmalan yüzünden geciktiği ifade ed ltalyan II Gıornale gazetesinin ver haberde de. "Öcalan bugün hesap \ wr" baslığı altında; "Terörist Abdu Ocalan'ın yapüklan unutulmadı. Mal me önünde bunlann hesabını verec< sözlen yer aldı. Haberde, ltalyan gazı cilerin duruşmaya alınmamasıyla ilgili pılan yorumda da; "Gerçek,Itahan hü metinin Ocalan'ı lnfern< mahallesinde misafir etn ve yapbğı terbiyesizlikter münasebetsiziikten dolavı la özür dilememesidir" niidi. Öcalan'ın yakınlannı ve avukatlannı duruşmaya götüren tekne İmralı yakınlannda anza yaptı MıuUuıyagııne crkeıı başkulıMUnAJVYA/GEMLİK (Cumhuriyet) - Tarihi duruş- ma öncesi Mudanya güne dün erken başladı. Ilçede ilk hare- ketlilik saat 04.00'ie duruş- mayı izleyecek gazeteciler, şe- hit yakınlan vegazilerden olu- şan müdahiller. avukatlan ile Avrupa ülkelerinden temsil- cilerin güvenlik kontrollen- nin yapıldıfı Jandarma Ko- mutanlığı'nda yaşandı. Öca- lan'ın yakınlan ve avukatlan ise tmralı'ya Gemlik Iskele- si'ndengötürüldü. MudanyaflçeJandarma Ko- mutanlığı'na önce gazeteciler geldi. Öncekı gün doku ve re- tuıa örneklen alman gazete- cilere duruşma salonuna gi- rişte kullanacaklan güvenlik kartlan dağıtıldı. Güvenlik kartlannı alan gazeteciler mi- nibüslere bindirilerek Mudan- ya Irtibat Büro Amirliği'ne getirildi. Geniş güvenlik ön- lemlen altında kontrolleri ya- pılan gazeteci ve müdahiller, saat 06. 00'dan itibaren iske- lede detnirieyen ve erzak yük- lenen deniz otobüsüne bindırildiler. Duruşmalan her gün 8'ı yabancı toplam 20 gazeteci izleyebilecek. llkgünküduruşmayı yerli basından gazetemiz yazarı HikmetÇe- tinkava. Uğur Dündar (Hümyet ve Kanal D), AJİ Kırca (ATV), Güneri Cıvaoğlu (Mil- liyet^ Abdurrahman Keskin (TRT). Demir- can Ulger (AA). Uğur Şevkat (NTV). Işın Gürel (Star), Reha Muhtar (Shovv TV), Ke- nan Alan (Türkiye), Emin Pazarcı (Akşam) ve Alparslan Esmer (Turkhish Dail News) ız- ledi. Yabancı basından ise Androv Finkel (CNN), CristopberMorris(BBC),SelcanHa- caktğhı (APX Burak Akıncı (Af P) ile Step- han Kinzer (New York Times) izledi. Mudanya İlçe Jandarma Komutanhğı'na önce gazetecüer geldi. Önceld gün doku ve retina örneklen alınan gaze- teciler duruşma salonuna dûn sabah dağıülan güvenlik kartlanyla girdfler. Daha önceden duruşma salonuna kâğıt v e kalemin dahı alınmayacağının açıklanması- na karşın şehit yakmlanna, çocuİdannın fo- toğraflan ve Türk bayrağı taşımalan için izin verildi. Bütün izleyicilerin gelmesinin ardın- dan deniz otobüsü saat 07.40'ta iskeleden de- miraldı. lskelenin karşısındaki Mudanyaspor Lokali'nde ve lokalin arkasındaki sokakta bekleyen çok sayıda şehit ailesi, yakını de- niz otobüsünü alkışlarla uğurladı. Öcalan yakınlan ve avukatlannın adaya götürüleceği Gemlik iskelesindeki hareket- lilik ise saat O3.3O'da başiadı. Geniş güven- lik önlemlerinin alındığı Gemlik'tejandarma karakolunun karşısındaki tepeye de asker ve jandarma konuşlandınldı. tlçeye önce gaze- teciler geldi. Öcalan'ın ailesi ve avukatlan ise sabah 05.00'te bir minibüs ve üç otomobille eskort eşliğinde geldiler. Jandarma karako- lunun önünde kendilerine a>Tilan böliimde du- ran araçlar arandıktan sonra önce avukatlar sonra da Öcalan'uı ailesi tek tek. isim isim çağınlarak karakola alındı. Dedektörle aran- dıktan sonra karakola giren grup, retina ve do- ku taramasından geçti. Karakolda bir saat sü- ren işlemlerden sonra grup, üç jandarma mı- nibüsü, eskort ve ambulans eşliğinde Gem- lik Liman ve Depolama tşletmeleri AŞ (GEM- PORT) limanına götüriildü. Grubu ızleyen basın mensuplannın takibi ise emniyet görev- lilerinceengellendi. Imrah'ya Öcalan'ın avukatlıgını üstlenen Ercan Kanar, Hasip Kaplan, Mükrune Tepe. Nhazi Bulgan. İlhan Dündar, Fehim Günes, Doğan Erbaş,MahmutŞakar. Haöcc KorkutKemal Bijgiç ve Enver Büyükçulha gıderken avukat Ahmet Avşar'a "yazı grfmediğiicin"' izin verilmedi. Öcalan'ın duruşmasını ızle- mek üzere ailesinden kardeş- leri Havva Keser. Fatma ve Mehmet Öcalan, amcaoğul- lan Abdullah ve Hacı Ayduı Öcalan. dayılan Sülevman ve Sait Aslan. yeğenleri Hikmet ve Menderes Keser. Fatma Ay- nev katıldı. Öcalan'ın amcası MehmetEminÖcalan da "ya- zı geunediğT ıçın Imralı'ya götürülmedi. Öcalan'ın ailesi- nin ve avukatlannın adaya gi- dişini izlemek üzere Hamburg Üniversitesi Anayasa Profe- sörü Norman Phach ve BM adına Bnıce Kent'in aralann- da bulundugu yabancı heyetde Gemlik'te hazır bulundu. Ba- sın mensuplannın sonılannı Catn kafeste yargı önüne çıkarılanlar ERZURUM (AA) - imralı Adası"nda başla- yanjiavada mahkeme önüne çıkanlan Abdul- lahOcalan, tarihte insanlık suçu işleyen ve bin- Ferce insanm katili olduğu belirienen suçlular gi- bi cam kafes ardında yargılanıyor. Daha önce IsraiPde binlerce Yahudinin katliamından so- rumlu tutulan ve yargılanan Nazi Adolf Ekfa- mann, etnik temizlik yaptığı gerekçesiyle yar- gılanan Hırvat General Timohir Blaskic, 30 kişiyiacımasızcaöldürmekle suçlanan Sırp Du- sanTadic. kurşun geçirmez cam kafes içinde yar- gı önüne çıkmışlardı. Tarih önünde işledikleri cinayetleryüzünden "insanhksuçu^leyenler" olarak kabul edilen ve yargılanan suçlular, dava süreçlerinde herhan- gi bir saldırıya maruzkalmamalan düşüncesiy- lc hep kurşun geçirmez cam bölme içinde yar- güanmışlardı. 1940'da Avrupalı Yahudileri Ma- dagaskar'a sürme planını hazırfayan Nazi Adoff Eichmann. gettolara toplanan 300 bin Yahu- di'ye işkence etmek ve öldürmek suçundan 31 Mayıs 1962 yılında Kudüs'teyargılanmıştı. in- sanlık suçu işleyen Eichmann, 1945 yılında kaç- tığı Amerika'da yakalanmış, ancak yine kaç- mayı başarmıştı. Daha sonra Israilli görevliler tarafından 1950'de yakalanarak Kudüs'e geti- rilen Eichmann, burada yargı önüne çıkanlmış- tı. Kudüs'te cam kafes içinde ilk kez yargılanan Eichmann, dort ay süren duruşmalar sonrasuı- da 100 kadar sahidin ifadeleri dogrultusunda, işlediği suçlardan dolayı idam cezasına çarptı- nlmışü.Eichmann'ıncezası.31 Mayıs 1962de infaz edilmişti. Timohir Blaskic adlı Hırvat General, Ikinci Dünya Savaşı sonrası ilk kez kurulan Uluslara- rası Savaş Suçlan Mahkemesi'nde, Hollan- da'nın The Hague kentinde 1997 Ekimi'nde yargı önüne çıkmıştı. Mahkeme salonunda cam kafes içinde tutulan Blaskic, 1993 yılında Bos- na 'da askerlerinin cinayet işlemelerine engel ol- mamak ve etnik temizlik yapmak suçundan yar- gılanmıştı. insanhk suçu işleyen bir başka suçiu da 40 yaşmdaki Sırp Bar Sahibi Dusan Tadiç. Tadiç de yargılandığı Hollanda'nın The Hague ken- tindeki, sanıklann dinleyicilerden kurşun ge- çirmez cam bölme ile aynldığı bir mahkemede hâkim karşısma çıkanlmışdı. Kurşun geçirmez cam böhne arkasında yargılanan Tadiç, Bos- na'mn kuzeybatı bölgesinde gözlem altına alı- nan 30 kişinin ölümüve daha fazla kişiye işken- ce yapmak suçundan yargılanmışn. Âbdifpekçinin katılı MehmetAKAğcada, 13 Mayıs 1981 'de Vatikan'ın Saint-Pierre Mey- danı'nda Papa 11. Jean Paul'e suikast gınşimi sonrası yakalanarak yargılanmıştı. Ağcada cam birkafes içinde mahkeme huzuruna çıkanlmış- tı. Araştırmacı-gazeteci Jean-Maria Stoerkel tarafından kaleme alınan"Me»h Papa'yı Neden \^ırdu" adlı araştırmasmda. Ağca'nın özel bir cam bölme içinde yargılandığını belirterek, 20 Temmuz'da Roma'nın en büyük adaletsarayı Vît- torio Occorsıo'ndaki duruşmayı anlatmıştı. yanıtlayan Kent, Öcalan'ın avukatlannın ka- çınhrcasına götürüldüğünü savunarak bunun savunmanın güvence altuıa alınması açısın- dan yanlış olduğunu söyledi. Kent, "Bu da- va poiitik davadır. Türkive devteti de buna poh'tik vaklasıvor" dedi. Öcalan'ın Türkıye'ye getirihş şeklinin ulus- lararası hukuk kurallanna aykın olduğunu savunan Phach da, bu aşamadan sonra yar- gılamanın adil olamayacağını ileri sürdü. Phach. Öcalan'ın uluslararası mahkemede yargılanması gerektiğini, DGM'nin ise ulus- lararası mahkeme standardında olmadığını söyledi. BM Güvenlik Konseyi'nin davanın sonucunu izleyeceğini. davanın konseye ka- dar gidebileceğini söyledi. Sanık yakınlannı ve avu- katlannı taşiyan tekne İmralı yakınlannda anza yaptı. Bu nedenle şehit yakınlannı, ga- zetecileri, Avrupalı temsilcile- ri taşiyan deniz otobüsü de Ada açığında bir süre bekle- tildi. Teknedeki anzanın gi- derilmesinden sonra Ada'ya önce buradakı kişiler alındı. Sonra da deniz otobüsünde- kiler Ada'ya çıktı ve saat 09.00'dan itibaren izleyicilerin duruşma salonuna alınması- na başlandı. Mahkeme salonundan sa- dece TRT ve AA'nın görüntü almasına izin verildi. Adadan Mudanya'ya ilk dö- nen kişi 11.30'da Anadolu Ajansı'nın fotomuhabiri Mus- tafa Abadan Unat oldu. Iske- lede gazeteci ordusuyla karşı- laşan Unat, her şeyin yolunda olduğunu beiirterek, bir soru üzerine 470 kare fılm çektiğiru söyledi. 'Ankara karar veriyo Corriere della Sera ga tesi "Öcalan'ın yolu kap. Ankara karar v«riyor" b. lıklı haberinde: "3Öbinlc nin ölümü ile suçlanan Öı lan'ın idam edikceğini" c sürdü. FPmilletvekili Haş Haşuni de Corriere della S ra gazetesıne verdiği dem< te: Öcalan'a mahkeme s nunda idam cezası karan \ rileceğini ve sanık Öcalan asılacağını iddia etti. Ha mi. "Türklerin çogunluğu < nek olabilecek adil bir ma keme istiyor" dedi. La Repubblica gazetesi haberini, "Ölüm adasın Öcalan jüri karannı beh yor" başhğıyla verdi. lngiliz gazeteleri ise Ti kiye açısından yüzyılın c vası sayılacak söz konusu y, gılamanın dıkkatlen ülke Ü2 rine çektiği yorumunda b lundular. lngiliz basınını "adil yargılama olup olm yacağT yolundaki kaygıla da yer verdiği haberlerde. yi gılamayı yapacak mahker heyetindeki askeri hâkim varlığına dikkat çekildi. . The Tımes, Öcalan'ın av Xati Hasip Kaplan'ın Türkl rin ve Kürtlerin yıllardır" arada yaşadıklanna, kar Mehmet Öcalan'ın ise " beyim Türkiye'yi seviyr de seviyorum" sözler verirken bir yandan da rumu yaptı: "Butipaçık lar Türkleritatminetme ğe benzivor. Çünkü bu£ kadar 14 vıl boyunca 29 kişinin öldiiğünü veÖcal* bunlann sonımlusu olaı gördükterini belirtivürla 'Yaşam mücadelesi' The lndependent da h rinde. "Türkiye kdn yüzjı. davası olanyargdamada.Oc lan yasam mücadelesi veı vxır" başlığını kullandı. Gi zete. sanık avukatlannın e teleme isteğinde bulunacal lannı ve böylelikle mahkı me heyetindeki askeri hâk min yasal değişiklikle heye ten çıkanlması için zama kazanmaya çalışacaklarıı öne sürdü. The G_uardian ise "ölüı istekleri Ocalan davasını saı mahyor" başhğıyla habenı verirken. Fatma Yaşarba adlı şehit yakınmın, "Yabaı cılar bizim neler hissettigim zi anlasalar.insan haklarmda bu kadar çok bahsetmezleı di. 211 \aşındaki oğlumu PKJ yüzünden şehit \erdim.Öcs İan insan haklannı haketm yar" dedığine dikkat çekti. Alman Die Welt gazetes "Öcalan'ın yasamaya hakl yok" başlıklı haberinde, Tüı kiye'nin başlayan davanın hı kuk devleti prensipleri çeı çevesinde yapılmasına öze gösterdiğini belirtti. Frank furter Allgemeine gazetes ise "Öcalan'ın hesap verecc ği gün geldi" başlığını kul landı. Jorgensen de tmrah'da iHD'nin düzenlediği Dü şünceye Özgürlük Karnpan yası'nı desteklemek için Tür kiye'ye gelen eski Danimar lca Başbakanı ve Danimark, İnsan Haklan Merkezi Baş kanı Anker Jorgensen. dava ile ilgili olarak endışeli ol duklannı söyledi. "L'mann yargılama adil olur" diyeı Jorgensen. ölüm cezasının in san haklanna aykın olduğu nu vurguladı. Jorgensen "OiümcezaanakesmlOdekar JIVTZ.Ohlmcezası tüm dünya da kaldınhnabdır" dedi. İHD Genel Merkezi'nd* basın toplantısı düzenleyeı Jorgensen, IHD Genel Başka nı Akm Birdal a Dünya Ba nş Günü'nde yaptığı konuş- ma nedeniyle hapis cezası ve- rilmesıne de tepkı gösterdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle