Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 1999
HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ StRMEN
B. Bardot'ıuın Fokları
D. Mitterrand'ın Apo'su
Brigitte Bardot, 1950'li yıllann seks ilahesiydi.
Fransa'da parlayan genç kızın ünü, kısa sürede,
büîün Avrupa'ya ve dünyaya, hatta Atlantik'in öte
yakasının değerlerine, beğeniierine çok kapalı olan
Yeni Dünya'ya bile ulaşmıştı.
Bardot'nun bir yerde görünmesi olaydı.
Bardot şarkı söylese, ekranlar, antenler peşine
düşüyordu.
Kocalan, aşklan dillere destandı.
Bütün dünyada kızlar, saçlannı, etekliklerini ona
benzetmek istiyor, onun jestlerini, mimiklerini bo-
şuna taklit ediyorlardı.
Bardot, Akdeniz kıyısındaki Saint Tropez'e gidin-
ce, bu küçük kasaba birden, dünya sosyetesinin
yeni odağı haline geliyordu.
Ama zaman geçiyor ve geçerken insanda izJer
bırakıyordu. Üstelik Brigitte için, kimi başkalanna
olduğundan daha amansızdı zaman. Yüzü kırışı-
yor, göğüsleri sarkıyor, bacaklan gevşiyordu ilahe-
nin. Bu, onu önce hırçınlaştırdı, bir yandan yeni aşk-
larda teseili ararken, bir yandan huysuz geçımsiz
olmaya itti.
Daha sonra, esrarengiz ilahe Garbo gibi, kara
gözlüklerin arkasına ve inzivaya çekildi Bardot.
Artık etli dudaklar, dolgun göğüsler ile çekici ila-
he kimliği geçerliliğini yitirmişti. Bardot çılgın par-
tileri geride bırakmış, kendine bir meşgale arar o(-
muştu.
llahenin inatçı, dirençli bir kişiliği vardı. En ünlü
zamanında, terör örgütü sağcı OAS'a kafa tut-
muştu. Şimdi boş zamanını neyte dolduracaktı?
Bardot çevrecıliğe soyundu. Dava asildi. Bizim
yıldız kürkü ıçin avlanan fokları korumasına aldı.
Ünü bütün dünyanın konu ile ilgilenmesine neden
oldu.
Ne var ki Brigitte'cik, konulan çok iyi bilmiyor-
du. Onun korumasındaki fokların, artık birnevi do-
kunulmazlıklan olmuştu olmasına da, kimi kıyılar-
da, kimi denizlerde, fokların dokunulmazlıkları,
ekolojiyi etkiliyor, bunlar dokunulmazlıklanyla ge-
lişiyor ve başka türleri tehdit eder hale geliyorlar-
dı.
Brigitte'in boş kalbini doldurmak, giden şöhre-
tinin yerine bir yenisini koymak yolundaki iyiniyet-
li çabası, istenen sonucu vermemişti.
Koruyucu ders verici Batılı, kendi avunuyor ve
iyi bir iş yaptığını sanarak tatmin buluyordu, ama
sonuç pek onun sandığı gibi olmuyordu.
Bayan Danielle Mitterrand, savaş sırasında di-
renişe katılmış, solcu bir kadındı. François ile ev-
lendı ve siyasal yaşama daha da yogun biçimde
katıldı.
Ama kahrolası zaman da, Danielle'in yaşamın-
da yapacağını yapıyordu. Genç kadın yaşlanıyor,
hercai kocası başka dallara konuyordu. Kadın ken-
dine yeni meşgaleler, yeni konular aramak zorun-
daydı. Brigitte'in tersine o fokları değil, Apo ile
PKK'yi seçmişti.
Iki kadının da ortak noktalan, rterşeyin üstünde
tuttuklan egolannı, yüksek bir gururta tatmin etmek,
başkalarına yardım ettiği duygusunu yaşamak ve
üstünlük duygusuyla herkese ders vermek, kimi-
lerini azarlamak, kimilerini koruduğunu sanarak
ahir ömründe kendine bir amaç, bir ideal edinmek
isteğiydi.
Ikisinin bir başka ortak noktalan da, ilgilendik-
leri konuyu derinıne bilmemek yüzünden, pekfay-
dalı sonuçlar doğurmamalarıydı.
Madame Mitterrand, Apo'yu ziyarete gelecek-
mış. Gelsin bakalım! Belki bu arada Mudanya'da
şehit ailelerine gözü takılır. Inşallah kafasının için-
deki at gözlükleri onlan görmesini engellemez.
Türkiye'de Bayan Mitterrand'a çok kızıyorlar;
doğrusu ben kızamıyorum.
Ne yapsın garibim, Bardot'nun foklan var, onun
da Apo'su.
Herkes bir şeyle oyalanacak tabii ki.
Hukukcular
'Türkiye adil
yargılama
sınavı veriyor
tstanbul Haber Servfei-
Hukukçular, Devlet Gü-
venlik Mahkemeleri"ndeki
askeri yargıç konusunun
bir an önce çözülmesi ge-
rektiğinı yineleyerek Tür-
kiye'nın terör örgütü eleba-
şı Abdullah Ocalan dava-
sı ile dünya kamuoyu önün-
de adil yargılama sınavı
verdığinı belirttıler.
Ord.Prof.Dr. SuflıiDÖD-
mezer, DGM'lerin sivil
mahkemelerolduğunu, so-
runun bu mahkemelerdeki
askeri yargıçtan kaynak-
landığmı belirtti.
AİHM'nin DGM'lerde
askeri yargıcın bulunma-
sını "adil vargılamava ay-
km* değerlendırdiğıni ve
bu konuda Türkiye'yi taz-
minata mahkûm ettiğini
anımsatan Ord. Prof. Dön-
mezer. "Biranönceanaya-
sadaveDGM yasasında de-
ğişiklik yapılması ve aske-
ri hâkimin çıkanlması la-
zundı. Bu değişikliğin şim-
di.Öcalan davası dolayısıy-
la değiJ. Türkiye için yapd-
ması gereld>ı
or" dedi.
Prof. Dönmezer. med-
yanın "paralelyargılanıa"
yaptığını savunarak, med-
yanm görevinin objektif
haber yapmak olduğunun
altını çizdi.
Galatasaray Üniversite-
si Hukuk Fakültesi Anaya-
sa Hukuku Kürsü Başkanı
Prof. Dr. EnloğaiJTeziç de,
ılk aşamada DGM'lerde
yer aian askeri yargıcın sta-
tiLsünûn, sivil yargıcın sta-
tüsüne yaklaştınlması ge-
rektigini belirtti. "Türki-
ye, Ocalan davasıyla dün-
ya kamuoyu önünde adil
yargılama sınavı veriyor"
diye konusan Prof. Teziç.
"Bir süre sonra DGM'leri
deanayasadan kakbnp,bu
tür davalann Ağır Ceza
Mahkemeleri'nde görul-
mesi uygun olur" dedi.
tstanbul Üniversitesi Si-
yasal Bilgiler Fakültesi
Anayasa Hukuku Profesö-
rü Bakır Çağlar ise
AÎHM'nin, DGM'lerde as-
keri hâkım bulunması ne-
deniyle, terör örgütü ele-
başısı davası için "tedbir"
karan aldığını belirtti.
Çağlar, Avrupa Insan Hak-
ları Sözleşmesi'nde yer
alan "adOyaı^gdanma" ku-
ralı gereğı "matakemeierin
bağunsız vetarafitz" olma-
lan ilkesine dıkkati çekti.
Prof Çağlar, askeri üye-
nin değıştirilmesinin tek
başına yeterli olamayaca-
ğını, DGM'lerin yargıla-
ma usulünün de değiştiril-
mesi gerektiğini savuna-
rak,"Bu sorun sadeceÖca-
lan'ın yargdanması soru-
nu değÜdir.AİHM'de Tür-
kiye akyhine açılmıs 1924
dava var. 2 ay 15 gün için-
deDGMdeğ^kiiğisonınu
çözüunezse, AIHM'de Tür-
kiyegene mahkûm olacak-
ür" diye konuştu.
Öcalan'm sözleri üzerine Yunan TV'leri yaymlannı keserek Mudanya'daki muhabirlerine bağland
Rıısya ve Yıınanistan'ı suçlad• Yunan televizyonlan, muhabirlerine sık sık "Uyuşturulmuş
bir hali var mıydı" diye sordular. Aynca muhabirlerine "Che
Guevara gibi miydi" sorusunu yönelten televizyonlann aldığı
yanıt ise "Hayır, çok korkak bir hali vardı. Açıİdamalan
ölümden kurtulma çırpınışlan gibiydi" oldu.
HaberMerkeri-AbdulahÖcalan myar-
gılanması konusu yabancı basında geniş
yer aldı. Gazeteler muhabirlerınin Mu-
danya izlenımlerine ve davayla ilgili Tür-
kiye'deki tartışmalara yer verdiler. Yuna-
nistan'da ise dün Öcalan' m duruşma sıra-
sında Rusya ve Yunanistan'ı suçlamasmın
şoku yaşandı. Yunan televizyonlan yayın-
lanru keserek Mudanya'daki muhabirleriy-
le bağlantı kurdular ve sık sık "Uyuştiı-
rulmıış bir hali var mıydı" diye sordular.
Aynca muhabirlerine "Che Guevara gibi
miydT sorusunu yönelten televizyonla-
nn aldığı yanıt ise "Hayır çok korkak bir
hali vardL Açıklamalan ölümden kurtul-
ma çırpınışlan gibi\di" oldu.
Yunan telev izyonlan bununla yetinme-
yerek Öcalan'ın duruşmadaki halini psi-
kologlara ve onu daha Atina'da görenlere
değerlendirttiler. Muhabırimiz Murat
tlemın bildirdiğine göre, Atina'da Öca-
lan "ı görenler "Uyuşturulmuş bir hali var-
dı" yorumunu yaptılar.
Belçika gazetelerinden La Libre Belgi-
que, yargılamayı Türkiye için büyük
otov" olarak niteledi. Gazete, "TürkDev-
ieti'ne karşı silahlı miicadele veren ve 28
bin kisinin ölümünden sorumlu olan Oca-
lan'ın. 20 \ ıl sonra \ akalanarak mahkeme
huzunınaçıkanlacağmı'' yazdı. Gazete, bu
yargılamanın. "TürkivT
e'nin,terörörgütü
PKK ile ilgili görüşlerinin doğruluğunu
Avrupa'ya anlatması için bir nrsat oklu-
ğu" görüşünü yansıttı.
Öcalan'ın idamistemiyleyargılanaca-
ğını belirten ve bu cezayı alacağını kesin
gören La Libre Belgique, "Tiirk parlamen-
tosu idam karannı ona>lar mı, yoksa ka-
muovunun baskısına rağmen. 30 kadar
mahkûm için olduğu gibi askna mı aür?"
sorusunu gündeme getırdı. Yargılamayla
ilgili olarak geniş güvenlik önlemlerini
ve DGM'lerle ilgili tartışmalan da anla-
tan gazete, terör örgütünün başının hayat
hikayesini yansıtırken, PKK'nm şiddet
eylemleri hakkında da bilgi verdi.
Le Soır gazetesi de, "Öcalan Türkada-
letininönünder
başlıklı haberinde, Mudan-
ya sokaklanna asılmış Ingilizce afişlerden
alıntılaryaparak, terör örgütünün başı hak-
kındaki görüşleri yansıttı ve "Ocalan, in-
sanlık suçu işkmiş bir cankfir" ifadeleri-
ne yer verdi. Gazete, "Türkiye'de bir nu-
maralı halk düşmaıu" olarak adlandırdı-
ğı Öcalan'ın örgütünün Türkiye'de ışledi-
ği cinayetleri yansıtırken, şehıtler arasın-
da öğretmenler. mühendisler ve diğer si-
villenn de bulunduğunadikkat çekti.
Fransız Le Figaro gazetesinin, "Ocalan
yargı önünde" başlıklı haberinde, Öca-
İan'ın avukatlannın, dunışmayı Türki-
ye'nin siyasi politikalannı eleştirmek için
kullanabilecekleri ifade edildi ve avukat-
lann, duruşmanın ilk gününde davanın er-
telenmesini isteyecekleri belirtildi. Libe-
ration gazetesi de. "Ocalan, Türk vargısı
Daha önceden duruşma salonuna kâğıt
ve kalemin dahi alınma> acağmın
açüdanmasına karsın şehit y-akınianna,
çoculdannın fotoğraflan ve t ü r k bajTağı
taşımalan için izin verildi.
(Fotoğraf: ERDOGAN KÖSEOÖLU)
önünde" başhğıyla verdiği haberinde,
danya ve Imralı Adası'nda çok geniş
venlik önlemleri alındığına işaret edil
Türkiye'de kamuoyunun Öcalan'ın i
edilmesinden yana olduğunu belirtti.
berde, DGM'de askeri yargıç bulunı
yüzünden. bu mahkemenin tarafsız
nın Avrupa Insan Haklan Mahkemes
rafından sorgulandığı belirtilerek. bu
nuda yapılması düşünülen yasa değı
liğinin, Tûrkıye'deki hükümet kurma
lışmalan yüzünden geciktiği ifade ed
ltalyan II Gıornale gazetesinin ver
haberde de. "Öcalan bugün hesap \
wr" baslığı altında; "Terörist Abdu
Ocalan'ın yapüklan unutulmadı. Mal
me önünde bunlann hesabını verec<
sözlen yer aldı. Haberde, ltalyan gazı
cilerin duruşmaya alınmamasıyla ilgili
pılan yorumda da; "Gerçek,Itahan hü
metinin Ocalan'ı lnfern<
mahallesinde misafir etn
ve yapbğı terbiyesizlikter
münasebetsiziikten dolavı
la özür dilememesidir"
niidi.
Öcalan'ın yakınlannı ve avukatlannı duruşmaya götüren tekne İmralı yakınlannda anza yaptı
MıuUuıyagııne crkeıı başkulıMUnAJVYA/GEMLİK
(Cumhuriyet) - Tarihi duruş-
ma öncesi Mudanya güne dün
erken başladı. Ilçede ilk hare-
ketlilik saat 04.00'ie duruş-
mayı izleyecek gazeteciler, şe-
hit yakınlan vegazilerden olu-
şan müdahiller. avukatlan ile
Avrupa ülkelerinden temsil-
cilerin güvenlik kontrollen-
nin yapıldıfı Jandarma Ko-
mutanlığı'nda yaşandı. Öca-
lan'ın yakınlan ve avukatlan
ise tmralı'ya Gemlik Iskele-
si'ndengötürüldü.
MudanyaflçeJandarma Ko-
mutanlığı'na önce gazeteciler
geldi. Öncekı gün doku ve re-
tuıa örneklen alman gazete-
cilere duruşma salonuna gi-
rişte kullanacaklan güvenlik
kartlan dağıtıldı. Güvenlik
kartlannı alan gazeteciler mi-
nibüslere bindirilerek Mudan-
ya Irtibat Büro Amirliği'ne
getirildi. Geniş güvenlik ön-
lemlen altında kontrolleri ya-
pılan gazeteci ve müdahiller,
saat 06. 00'dan itibaren iske-
lede detnirieyen ve erzak yük-
lenen deniz otobüsüne bindırildiler.
Duruşmalan her gün 8'ı yabancı toplam 20
gazeteci izleyebilecek. llkgünküduruşmayı
yerli basından gazetemiz yazarı HikmetÇe-
tinkava. Uğur Dündar (Hümyet ve Kanal
D), AJİ Kırca (ATV), Güneri Cıvaoğlu (Mil-
liyet^ Abdurrahman Keskin (TRT). Demir-
can Ulger (AA). Uğur Şevkat (NTV). Işın
Gürel (Star), Reha Muhtar (Shovv TV), Ke-
nan Alan (Türkiye), Emin Pazarcı (Akşam)
ve Alparslan Esmer (Turkhish Dail News) ız-
ledi. Yabancı basından ise Androv Finkel
(CNN), CristopberMorris(BBC),SelcanHa-
caktğhı (APX Burak Akıncı (Af P) ile Step-
han Kinzer (New York Times) izledi.
Mudanya İlçe Jandarma Komutanhğı'na önce gazetecüer geldi. Önceld gün doku ve retina örneklen alınan gaze-
teciler duruşma salonuna dûn sabah dağıülan güvenlik kartlanyla girdfler.
Daha önceden duruşma salonuna kâğıt v e
kalemin dahı alınmayacağının açıklanması-
na karşın şehit yakmlanna, çocuİdannın fo-
toğraflan ve Türk bayrağı taşımalan için izin
verildi. Bütün izleyicilerin gelmesinin ardın-
dan deniz otobüsü saat 07.40'ta iskeleden de-
miraldı. lskelenin karşısındaki Mudanyaspor
Lokali'nde ve lokalin arkasındaki sokakta
bekleyen çok sayıda şehit ailesi, yakını de-
niz otobüsünü alkışlarla uğurladı.
Öcalan yakınlan ve avukatlannın adaya
götürüleceği Gemlik iskelesindeki hareket-
lilik ise saat O3.3O'da başiadı. Geniş güven-
lik önlemlerinin alındığı Gemlik'tejandarma
karakolunun karşısındaki tepeye de asker ve
jandarma konuşlandınldı. tlçeye önce gaze-
teciler geldi. Öcalan'ın ailesi ve avukatlan ise
sabah 05.00'te bir minibüs ve üç otomobille
eskort eşliğinde geldiler. Jandarma karako-
lunun önünde kendilerine a>Tilan böliimde du-
ran araçlar arandıktan sonra önce avukatlar
sonra da Öcalan'uı ailesi tek tek. isim isim
çağınlarak karakola alındı. Dedektörle aran-
dıktan sonra karakola giren grup, retina ve do-
ku taramasından geçti. Karakolda bir saat sü-
ren işlemlerden sonra grup, üç jandarma mı-
nibüsü, eskort ve ambulans eşliğinde Gem-
lik Liman ve Depolama tşletmeleri AŞ (GEM-
PORT) limanına götüriildü. Grubu ızleyen
basın mensuplannın takibi ise emniyet görev-
lilerinceengellendi. Imrah'ya
Öcalan'ın avukatlıgını üstlenen
Ercan Kanar, Hasip Kaplan,
Mükrune Tepe. Nhazi Bulgan.
İlhan Dündar, Fehim Günes,
Doğan Erbaş,MahmutŞakar.
Haöcc KorkutKemal Bijgiç ve
Enver Büyükçulha gıderken
avukat Ahmet Avşar'a "yazı
grfmediğiicin"' izin verilmedi.
Öcalan'ın duruşmasını ızle-
mek üzere ailesinden kardeş-
leri Havva Keser. Fatma ve
Mehmet Öcalan, amcaoğul-
lan Abdullah ve Hacı Ayduı
Öcalan. dayılan Sülevman ve
Sait Aslan. yeğenleri Hikmet
ve Menderes Keser. Fatma Ay-
nev katıldı. Öcalan'ın amcası
MehmetEminÖcalan da "ya-
zı geunediğT ıçın Imralı'ya
götürülmedi. Öcalan'ın ailesi-
nin ve avukatlannın adaya gi-
dişini izlemek üzere Hamburg
Üniversitesi Anayasa Profe-
sörü Norman Phach ve BM
adına Bnıce Kent'in aralann-
da bulundugu yabancı heyetde
Gemlik'te hazır bulundu. Ba-
sın mensuplannın sonılannı
Catn kafeste yargı önüne çıkarılanlar
ERZURUM (AA) - imralı Adası"nda başla-
yanjiavada mahkeme önüne çıkanlan Abdul-
lahOcalan, tarihte insanlık suçu işleyen ve bin-
Ferce insanm katili olduğu belirienen suçlular gi-
bi cam kafes ardında yargılanıyor. Daha önce
IsraiPde binlerce Yahudinin katliamından so-
rumlu tutulan ve yargılanan Nazi Adolf Ekfa-
mann, etnik temizlik yaptığı gerekçesiyle yar-
gılanan Hırvat General Timohir Blaskic, 30
kişiyiacımasızcaöldürmekle suçlanan Sırp Du-
sanTadic. kurşun geçirmez cam kafes içinde yar-
gı önüne çıkmışlardı.
Tarih önünde işledikleri cinayetleryüzünden
"insanhksuçu^leyenler" olarak kabul edilen ve
yargılanan suçlular, dava süreçlerinde herhan-
gi bir saldırıya maruzkalmamalan düşüncesiy-
lc hep kurşun geçirmez cam bölme içinde yar-
güanmışlardı. 1940'da Avrupalı Yahudileri Ma-
dagaskar'a sürme planını hazırfayan Nazi Adoff
Eichmann. gettolara toplanan 300 bin Yahu-
di'ye işkence etmek ve öldürmek suçundan 31
Mayıs 1962 yılında Kudüs'teyargılanmıştı. in-
sanlık suçu işleyen Eichmann, 1945 yılında kaç-
tığı Amerika'da yakalanmış, ancak yine kaç-
mayı başarmıştı. Daha sonra Israilli görevliler
tarafından 1950'de yakalanarak Kudüs'e geti-
rilen Eichmann, burada yargı önüne çıkanlmış-
tı. Kudüs'te cam kafes içinde ilk kez yargılanan
Eichmann, dort ay süren duruşmalar sonrasuı-
da 100 kadar sahidin ifadeleri dogrultusunda,
işlediği suçlardan dolayı idam cezasına çarptı-
nlmışü.Eichmann'ıncezası.31 Mayıs 1962de
infaz edilmişti.
Timohir Blaskic adlı Hırvat General, Ikinci
Dünya Savaşı sonrası ilk kez kurulan Uluslara-
rası Savaş Suçlan Mahkemesi'nde, Hollan-
da'nın The Hague kentinde 1997 Ekimi'nde
yargı önüne çıkmıştı. Mahkeme salonunda cam
kafes içinde tutulan Blaskic, 1993 yılında Bos-
na 'da askerlerinin cinayet işlemelerine engel ol-
mamak ve etnik temizlik yapmak suçundan yar-
gılanmıştı.
insanhk suçu işleyen bir başka suçiu da 40
yaşmdaki Sırp Bar Sahibi Dusan Tadiç. Tadiç
de yargılandığı Hollanda'nın The Hague ken-
tindeki, sanıklann dinleyicilerden kurşun ge-
çirmez cam bölme ile aynldığı bir mahkemede
hâkim karşısma çıkanlmışdı. Kurşun geçirmez
cam böhne arkasında yargılanan Tadiç, Bos-
na'mn kuzeybatı bölgesinde gözlem altına alı-
nan 30 kişinin ölümüve daha fazla kişiye işken-
ce yapmak suçundan yargılanmışn.
Âbdifpekçinin katılı MehmetAKAğcada,
13 Mayıs 1981 'de Vatikan'ın Saint-Pierre Mey-
danı'nda Papa 11. Jean Paul'e suikast gınşimi
sonrası yakalanarak yargılanmıştı. Ağcada cam
birkafes içinde mahkeme huzuruna çıkanlmış-
tı. Araştırmacı-gazeteci Jean-Maria Stoerkel
tarafından kaleme alınan"Me»h Papa'yı Neden
\^ırdu" adlı araştırmasmda. Ağca'nın özel bir
cam bölme içinde yargılandığını belirterek, 20
Temmuz'da Roma'nın en büyük adaletsarayı Vît-
torio Occorsıo'ndaki duruşmayı anlatmıştı.
yanıtlayan Kent, Öcalan'ın avukatlannın ka-
çınhrcasına götürüldüğünü savunarak bunun
savunmanın güvence altuıa alınması açısın-
dan yanlış olduğunu söyledi. Kent, "Bu da-
va poiitik davadır. Türkive devteti de buna
poh'tik vaklasıvor" dedi.
Öcalan'ın Türkıye'ye getirihş şeklinin ulus-
lararası hukuk kurallanna aykın olduğunu
savunan Phach da, bu aşamadan sonra yar-
gılamanın adil olamayacağını ileri sürdü.
Phach. Öcalan'ın uluslararası mahkemede
yargılanması gerektiğini, DGM'nin ise ulus-
lararası mahkeme standardında olmadığını
söyledi. BM Güvenlik Konseyi'nin davanın
sonucunu izleyeceğini. davanın konseye ka-
dar gidebileceğini söyledi.
Sanık yakınlannı ve avu-
katlannı taşiyan tekne İmralı
yakınlannda anza yaptı. Bu
nedenle şehit yakınlannı, ga-
zetecileri, Avrupalı temsilcile-
ri taşiyan deniz otobüsü de
Ada açığında bir süre bekle-
tildi. Teknedeki anzanın gi-
derilmesinden sonra Ada'ya
önce buradakı kişiler alındı.
Sonra da deniz otobüsünde-
kiler Ada'ya çıktı ve saat
09.00'dan itibaren izleyicilerin
duruşma salonuna alınması-
na başlandı.
Mahkeme salonundan sa-
dece TRT ve AA'nın görüntü
almasına izin verildi.
Adadan Mudanya'ya ilk dö-
nen kişi 11.30'da Anadolu
Ajansı'nın fotomuhabiri Mus-
tafa Abadan Unat oldu. Iske-
lede gazeteci ordusuyla karşı-
laşan Unat, her şeyin yolunda
olduğunu beiirterek, bir soru
üzerine 470 kare fılm çektiğiru
söyledi.
'Ankara karar veriyo
Corriere della Sera ga
tesi "Öcalan'ın yolu kap.
Ankara karar v«riyor" b.
lıklı haberinde: "3Öbinlc
nin ölümü ile suçlanan Öı
lan'ın idam edikceğini" c
sürdü. FPmilletvekili Haş
Haşuni de Corriere della S
ra gazetesıne verdiği dem<
te: Öcalan'a mahkeme s
nunda idam cezası karan \
rileceğini ve sanık Öcalan
asılacağını iddia etti. Ha
mi. "Türklerin çogunluğu <
nek olabilecek adil bir ma
keme istiyor" dedi.
La Repubblica gazetesi
haberini, "Ölüm adasın
Öcalan jüri karannı beh
yor" başhğıyla verdi.
lngiliz gazeteleri ise Ti
kiye açısından yüzyılın c
vası sayılacak söz konusu y,
gılamanın dıkkatlen ülke Ü2
rine çektiği yorumunda b
lundular. lngiliz basınını
"adil yargılama olup olm
yacağT yolundaki kaygıla
da yer verdiği haberlerde. yi
gılamayı yapacak mahker
heyetindeki askeri hâkim
varlığına dikkat çekildi.
. The Tımes, Öcalan'ın av
Xati Hasip Kaplan'ın Türkl
rin ve Kürtlerin yıllardır"
arada yaşadıklanna, kar
Mehmet Öcalan'ın ise "
beyim Türkiye'yi seviyr
de seviyorum" sözler
verirken bir yandan da
rumu yaptı: "Butipaçık
lar Türkleritatminetme
ğe benzivor. Çünkü bu£
kadar 14 vıl boyunca 29
kişinin öldiiğünü veÖcal*
bunlann sonımlusu olaı
gördükterini belirtivürla
'Yaşam mücadelesi'
The lndependent da h
rinde. "Türkiye kdn yüzjı.
davası olanyargdamada.Oc
lan yasam mücadelesi veı
vxır" başlığını kullandı. Gi
zete. sanık avukatlannın e
teleme isteğinde bulunacal
lannı ve böylelikle mahkı
me heyetindeki askeri hâk
min yasal değişiklikle heye
ten çıkanlması için zama
kazanmaya çalışacaklarıı
öne sürdü.
The G_uardian ise "ölüı
istekleri Ocalan davasını saı
mahyor" başhğıyla habenı
verirken. Fatma Yaşarba
adlı şehit yakınmın, "Yabaı
cılar bizim neler hissettigim
zi anlasalar.insan haklarmda
bu kadar çok bahsetmezleı
di. 211 \aşındaki oğlumu PKJ
yüzünden şehit \erdim.Öcs
İan insan haklannı haketm
yar" dedığine dikkat çekti.
Alman Die Welt gazetes
"Öcalan'ın yasamaya hakl
yok" başlıklı haberinde, Tüı
kiye'nin başlayan davanın hı
kuk devleti prensipleri çeı
çevesinde yapılmasına öze
gösterdiğini belirtti. Frank
furter Allgemeine gazetes
ise "Öcalan'ın hesap verecc
ği gün geldi" başlığını kul
landı.
Jorgensen de
tmrah'da
iHD'nin düzenlediği Dü
şünceye Özgürlük Karnpan
yası'nı desteklemek için Tür
kiye'ye gelen eski Danimar
lca Başbakanı ve Danimark,
İnsan Haklan Merkezi Baş
kanı Anker Jorgensen. dava
ile ilgili olarak endışeli ol
duklannı söyledi. "L'mann
yargılama adil olur" diyeı
Jorgensen. ölüm cezasının in
san haklanna aykın olduğu
nu vurguladı. Jorgensen
"OiümcezaanakesmlOdekar
JIVTZ.Ohlmcezası tüm dünya
da kaldınhnabdır" dedi.
İHD Genel Merkezi'nd*
basın toplantısı düzenleyeı
Jorgensen, IHD Genel Başka
nı Akm Birdal a Dünya Ba
nş Günü'nde yaptığı konuş-
ma nedeniyle hapis cezası ve-
rilmesıne de tepkı gösterdi.