17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
.SAYFA CUMHURİYET 4MAYIS1999SALI HABERLER DUIVl^DA BUGÜN ALİ SİRMEN Türbanın Ardındaki... Büyük Millet Meclisi, yetmış dokuzuncu yılını doldurduktan birkaç gün sonra, 2 Mayıs 1999'da, laikliğe karşı gösterinin odağı haline getirildi. Oy- r nanan fitne ve yalan dolu oyun herkesin gözleri önünde cereyan etti. Eski Refah'ın resmî, Fazilet adı altında ortaya çı- kan yeni Refah'ın fiili Genel Başkanı Necmettin Erbakan ın tezgâhının aleti Merve Kavakçı, tür- ban ile yemin etmeye kalkınca kıyamet koptu. Önce yalanlardan söz edelım: FP'liler, özgür- lük ve insan hakları mücadelesi verdiklerini söylüyoriar, kimsenin kılığına karışılmaması _ gerektiğini ileri sürüyorlar. Bu birinci yalandır. Çünkü herkes biliyor ki Re- -fah Partililer, geçen dönemde, Meclis'te çalışan ka- dınlann etek boylarını uzatmışlar. bununla da ye- tinmeyip yaz mevsıminde, TRT'nin etekleri uzun, ama çorapsız hanım kameramanını salondan çı- karmışlardır. Şimdı herkesin bu olayı unutacak ka- dar enayı olduğunu sanıyorlar. Ikinci yalan ise içtüzükte türbandan söz edilme- miş olması gerekçesidir. Evet, içtüzükte türbandan I'söz edilmiyor, bu doğru, ama içtüzükte pantolon- -dan da söz yoktur. Şimdi bu durumda. bir millet- vekili kravat ve ceket altında da don veya şortla Meclis'e girebilır mi? Yasalann ve kurallann yorumu yapılırken, bun- lann getinlmelerindekr amaca bakılır, dar lafzi yo- rumlarla, kanuna karşı hile yoluna sapılmaz. Bu de- ğişmez bir hukuk kuralıdır. Yalanları böylece saptadıktan sonra, pazar gün- kü oturumda ortaya çıkan öbür gerçeklere geçe- lim: - Orta sağ denen DYP ve ANAP'ın tavırlarını gör- - dünüz, onlarla laiklik korunamaz. Zaten laikliği ke- mirecek davranışlar iki partinin geçmışınde de var- dır. - - Aynı şekilde, MHP ile FP'ye karşı laikliği koru- manın imkânsızlığı da dünkü oturumda yine orta- ya çıkmış bulunmaktadır. - Dün ortaya çıkan bir başka gerçek de FP'nin, RP'nin devamından başka bir şey olmadığı ve ikin- cinın eski resmî, birincinin ise yeni fiili başkanı olan Necmettin Erbakan'ın, laikliğe karşı saldırılarını sürdürmekten vazgeçmeyeceğıdir. Meclis'te laikliği savunacak bir çoğunluğun bu- lunmaması, olayın en dehşet verici yönüdür. Bu gerçeği hiç unutmayıp gevşememekte yarar var. Türbanın ardına sığınarak laikliği kemirmek is- teyenlerin oyunu bütün çıplaklığıyla açığa çıkmış- tır. Ama türbanın ardında bir başka gerçek da- ha yatıyor. Merve Kavakçı'nın türbanı ardında başka şeyler saklanıyor, o da birbirlerinin de- vamı olan Refah ile Fazilet'in, kimi yolsuzluk- lan, kimi hırsızlıkları gizlemek istemeleridir. Evet, Istanbul'dakı Akbil skandalı, İSKİ yolsuz- luğundan çok daha büyük bir hırsızlıktır. Eğer tür- ban sorunu ortaya atılmamış olsaydı, şimdi bütün Türkıye'nin dikkatleri bu noktada toplanacak, te- rniz, namuslu imajı venmek isteyenlerin neleryap- tığı daha dikkatle düşünülecek, Bosna paralan ve Mercümek olayı bir kez daha anımsanacaktı. işte tam bu noktada dikkatler başka bir yöne çe- kilmek için türban sorunu çıkarıldı ortaya. Amaç bir taşla ikı kuş vurmaktı. Görüyorsunuz, Merve Kavakçı'nın türbanı, kendi saçlarını değil, FP'nin rejime yönelik amaçlarım ve de birbirinin devamı olan iki kumpanyanın Istanbul'daki hırsızlıklannı ört- meye yöneliktir. CHPliler ne diyor? 'Temsil heyeti partiyi yeniden yapılandırsın' vısı CHPli- ler. eskı CHP mılletvekılı Tarhan Erdem'ın ortaya attığı önerı doğrultusunda. 22- 23 Mavıs kurultayında "Heyeti temsilçe" oluştu- rulmas! gerektiğinı belirte- rek CHP'yi bu oluşumun yönlendirmesını istediler. CHP'lılerin görüşleri özetle şöy le: DursunHoloğlu:18\i- san seçımleri sonuçlan CHP açısından doğru ana- -hzedılebılırse.2000"liyıl- ların u sosyaldemokrasinin aftuı çağT olması kaçınıl- ]mazdır. Sosyal demokrat kimlık. parti içinde kirli "rant ka\ gasına bulaşmışla- «n ayıklandığı örgüt yapı- %ı. katılımcı yönetım anla- yışını yaşama geçirmenin startı 22 Mayıs kurultayın- da verilmelıdir. Emekten. demokrasiden yana olan- lar birleşın! Birleşelim kı 76 yıllık gemıyi karaya orurtmavı başaran Baykal ve tayfasının. halkın tıkadı- gı sandıktan çıkmalarına ,'fırsat \ermeyelim. Beyoğ- İU' Piyalepaşalı gençler. emekçiler olarak e\Tensel sol değerleri özümsemiş, CHP'yi yeniden kurmak amacıyla ktvılcımı mahal- lemizden. ılçemızden ya- kıyoruz. Haydı Bakırköy, Sarıyer. Kartal. tüm tstan- bul ve Türkiye! Yangını büyütelim. ülkeyi aydınla- talım. Hüseyin Yıldınm. Ah- met BakJacL Ayşe Taş, Fat- ma Yurtbilir. Kibar Kayış, Murtaza BaL Ahmet Ka- ya, Ahmet ÜnverdL, .Ahmet Bilgeç, Hüseyin Kılıç, V- Jati Kava. Âlaaddin Cö- İstan- nıert.Sulhi>eMenlikfi.Ök- bul Ha- bas Eran, Kadriye YükseL ber Ser- Mustafa Demirtaş, Şükrü Yurtbifir-AntaJya:18Ni- san seçımleri sol ve sosyal demokrat partiler içın bir felaket olmuştur. Çumhu- riyetle yaşıt olan, Mustafa Kema) Atatürkün kurdu- ğu parti, yöneticilerin basi- retsizlıgi ve yanlış politi- kalan yüzünden baraja ta- kılmıştır. Sayın yöneticile- ri uyanyoruz: Aldıklan bu karardan derhal vazgeçe- rek CHP'nın eski milletve- kiilennden saym Tarhan Erdem'ın ısrarla işaret etti- ğı ve öngördüğü bir heyeti temsıhye meclisinin kurul- masının önünü açsınlar. Bu meclisin il il kuracağı ko- mitelerle Altı Ok ilkelerini esas alarak sosyal demok- rat çizgide sıfırdan örgüt- lenme seferberliğinin baş- latılmasmı engellemesin- ler. Bu düşüncelerle tüm sosyal demokrat ve diğer sol yelpazelerde olan hal- kımızdan da bu kez birliğe katkı koymalannı beldiyor ve herkesi duyarlı olmaya çağınyoruz. Güner Samlı - Gazian- tep: Deniz Baykal ve arka- daşlannın tümü Disiplın Kurulu'na verilerek örgüt- ten anndınlmalıdır. Disip- lin Kurulu da hemen sonra kendiliğinden partiden uzaklaştınlmalıdır. Parti Meclisi üyeleri ihraç edil- melidir. Olağanüstü bırku- rultaydan önce olağanüstü bır danışma kongresi ya- pılmalıdır. Kongreye sek- sen ilin CHP'sinden birer temsilci katılmalıdır. Yine kongreye üniversitelerden, meslek örgütlerinden, hol- dinglerden. aydınlardan, sosyalistlerden, sendika- lardan. derneklerden tem- sılcıler çağrılmalıdır. Tarihsel çevreye duyarlı seçmenler, yerel yönetimlerde CHP 'yi ve DSP 'yi yeğlediler Korumacılar'solcıüan' seçtiOKTAY EKÎNCİ Tarihte kültürel mırasın 'gelecek rçin korunması" kavramı. ancak "aydınlan- ma devrimiyle" birlıkte insanlık bilinci- ne çıktı. Çünkü ınsanoğlunun 'kul' değil. bin- lerce yıldır 'düşünen ve yaratan' bırey- ler olarak tarihe uygarlık kattığını ilk fark edenler 'devrimdler' oldular. Bu müthiş gerçeğirî elle tutulur, göz- le görülüren çarpıcı 'kanıtlan' ise eşsiz güzelliklerde tasarlanmış 'mimarlık' ürünlenydi. Böylesine 'akılhca', böyle- sıne 'hünerii' ve böylesine 'hatasız' ya- pılan kentlere ve dünyaya armağan e- den, bunu yaparken de işi 'yazgıya' bı- rakmayıp yine akıl ve telcnik neyi gerek- tiriyorsa ona uyan insanlar, bugünü ve geleceği kurmak için de aynı yaratıcılık güçleriyle yaşama ortamlannı 'kendile- ri' tasarlayamazlar mıydı?.. tşte. o ünlü deyişteki "EUerimiz hü- nerlL akhını/yaratıcıdır" bılıncının ge- lecek kuşaklara da taşınabümesı içın kültürel mirasa en güçlü 'esin kaynağı' olarak sahip çıkan devrimciler, ilk 'Auıt- lar Koruma Kurulu'nu da aydınlanma sürecindekı Fransa'da, daha 1830'larda kurdular Izleyen yıllarda a>Tiı kurumun benzerlen dığer A\rupa ülkelerine de yayıldı. Uygarlıklarbeşiği Anadohı ise tarihin en köklü sanat ve yaratıcılık bırikimle- rine sahip olmasına rağmen, bu kültür zenginliğı geleceğe de aktarma görevı- ni üstlenmiş 'Eski Eserleri Koruma En- cümeni'ne ancak 'Cumhuriyet de\ri- miyle' biriikte ve ilk kez 1924'te Istan- bul'da kavuşabildi. Cumhunyet'in "aj- dınlanmacı' ve 'halkçı' kadroları bir yandan antik çağdan Osmanh'ya dek tüm uygarlık değerlenni avnm yapma- dan kucaklarken, devrimin önderi Ata- tiirk de bugün sadece Kültür Bakanb- ğı'nın duvarlannda kalan şu tanhsel sö- zunü dile getıriyordu: "Türkiye Cumhu- riyeti'nin temeli kültürdürJ" • • • Bir 'seçim' yazısında. daha önce de kimbilir kaç kez vurguladığım bu 'çag- daş koruma bilinci tarUüni' neden yine özetlıyorum 1 'Tarih', MHP'nın rekor oy aldığı bu seçımde bile 'konımacıla- n hakb çıkarttı' da ondan... Beledıye başkanlıklanyla ilgıli so- nuçlarda CHP ve DSP'lı adaylann ka- zandıklan kentlere bir bakınız. Büvük çoğunluğu, son yıllardakı "tarihsel çev- reyi koruma etkinliklerinin' yapıldığı. hatta kültürel kimliklenni sürdürmek için 'konımacı imar poötikalannın' ge- liştirildiği, bu süreçte SlT kararlanna da tepki gösterilmek yerine 'sahip çıkdan' kentler... Benzer şekilde koruma yerine beton- laşmayı özendiren "muhafazakâr" yerel yöneticiler de yine yerlerini CHP'li ve DSP'lj adaylara bırakarak seçim kay- bettiler. (Dahası, kimi belediyelerde de örneğin ANAPlı adaylar "Betonlaşma- ya son, tarihsel çevreyi koru> acağtz" di- yerek. imar konusunda duyarsız kalan sosyal demokrat başkanlardan daha çok oy aldılar...) Hele CHP'li seçmenin, bir yandan 'parti yönetimini' Ankara'ya gönderme- yerek mılletvekıli adaylanyla biriikte 'veto' etmesı, ama öbür yandan aynı par- tinin 'kenderde" yönetime gelmesi için Tarih boyunca farklı kültürlerin ortak kenti olarak yaşayan Antakya, 21. yüzyılı da ay- nı coşkunun aydınlık görüşleriyle seçimi kazanan "bayan başkanıyla" karşılıyor... olitikada 'siyasal tarihe' öykünenler betonlaşmamn rantına sevdalanırken, 'uygarlık tarihinde sürekliliği' savunanfar ise kültürel çevre değerlerinin geleceğe de aktarılması için uğraşıyorlar. 18 Nisan'daki 'yerel seçim' tercihleri, işte bu farkın oylara da yansıdığı örnekler yarattı... gün'ü getirdıler. Böylece sadece siya- sal değil. 'kültürel geleneğin' de sürme- sınekarar verdiler.. Çanakkale Yerel seçimi bır kez daha kazanan CHP'li Beledıye Başkanı İsnudlÖzay'ın da geçen dönem destek \erdıöi en önemliproje, 'kentselSİTalanı koruma planı' çalışmasıydı. ÇanakakJe Boğa- zı'na öngörülen karayolu köprüsüne de tarihı ve doğal çevreyi konımak için 'açıkçükarşıçıkan'lsmaılÖzav aduvu- lan güven, İcent halkının kente karşı du- yarlılık konusundaki tercihini belgelı- yor... Eskijehir beledıye başkan adavianna ise 'tanıdes- teğjni' vermesı. inanç yenne 'aklın \e bilincin 1 ürünü değil mıdir? İşte, son yıllardaki çabalarla tarihsel çevre korumasının kent gündemlenne taşındığı kimi belediyelerdekı seçim so- nuçlanndan örnekler Antakya Antakyalılar. eşsız kent kimliklerinı 21. yüzyıla da armağan etmek için sa- dece 'sokuT bir adayı değil. aynı zaman- da 'tek kadın ada>ı' yeğlediler. CHP'lı Iris Şentürk, 80 il merkezınden sadece Antakya'ya bu 'ajncalığı' kazandırır- ken. M. Ali Solak'ın haberine göre ken- tın mıtolojıdekı 'koruyucusu" olan tan- nça Tykhe'ye benzetilmeye başlanmış bile. (Cumhuriyet. 24.04 1999) Şentürk ise Perikks'in 2400 yıl önce Anadolu düşünce tarihine kattığı 'kente karşı yurttaşbk bilincini" şimdı de çağdaş ye- rel yönetime 'kaülımcı süreçlerle' taşı- yacağını söylüyor. Yanı kısaca Antakya. geleceğinı de artık 'tarih bilinciyle' ay- dınlatıyor... Antalya Turizm Bakanlığf nın KaJeiçi proje- si dışında hemen hıçbiryenı koruma ör- neğının geliştınlmediği ve geçen yıl da elde kalan son tanm alanlannı bile be- tonlaşmaya teslim edecek bir imar pla- nıyla sanki artık 'bttirilmek'ıstenen An- talya'da CHP'lı Bekir Kumbul'un elde ettiği seçim başansı, öncekı dönemın bu rant polıtıkasına karşı gelışen 'kenth'tep- kisinin' de bir sonucu. Sağ partilere bağ- lı hemen tüm adaylar meslek odalannın dava açarak durdurduklan 'yağmaa i- marplanını' savunurlarken, Kumbul'un kente sahip çıkan rutumu CHP'den ve hatta 'Antalyalı genel başkandan' bile daha çok ov almasına neden oldu... AkSekİ Birkaç yıldır eski evlerinin ve tarihı dokusunun korunması için mi- marlık öğrencılenne 'yazokulu' olana- ğı sunan Akseki ilçesinde de geçen ay- larda ilan edilen 'kentsel SlT' karanna Koruma Kurulu'nda "imza atarak" des- tek veren CHP'li Başkan Osman Saüh Çelikelyeniden seçildı. StT karannı se- çim malzemesi yapıp halka 'imar ranti sözteri' veren diğer partilerin adaylan ise Akseki halkınca tercıh edilmediler. Şavşat DoğuKaradeniz'in 'en doğusundaki" \iiksek yaylalann bekçısı olan bu tarihi kentimizde de yerel yönetimi DYP'li v e eski ülkücü başkan Hasan Yılmaz'dan devralan aday CHP'lı Adil Aydın oldu. 'Anadolu aydınlanmasuıa' hızmet eden biröğretmen olarak tanınan Aydın, bun- dan böyle de SaharaIMilü Parkı'na kom- şu ve ormanlık dağlarla çevrili bir kent- teki betonlaşma salgınına karşı 'yurtgü- zelligimizi' korumaya çahşacak... Bartın Tarihi kent dokusu ve doğal güzellik- leriyle konımacı çevrelerin bir başka ıl- gi odağı olan Barün'da da bu değerlere karşı yeterlı duyarlılığı göstermeyen •^NAP'lı yerel iktidara son veren aday, DSP'li Rıza YaJçınkavaoldu Tarihı ken- tin korunması görevi de 'solcu' bir bele- dıye yönetımine devredıldi... Burdur Kültür ve doğa değerlerine sahip çı- kan belediyecilik anlayışının 'simge' isimJerinden CHP'li eski başkan Anna- ğan Öd'y 1 . kendisi gibi çevTe savaşçısı olan kardeşi ve Cumhuriyet muhabıri Gülçin Üci'yle biriikte trafik kazasında yıtiren Burdurlular, yerel yönetime yi- ne solcu bir adayı. CHP'li Necdet Ö- Beledıyenın son yıllardaki imar du- yarsızlıklanna 'Bir Kentin Çığuğı' baş- lıklı raporveetkinlikleriyletepkı göste- ren sivil örgütlenmeler. DSP'li aday Yü- mazBüyükerşen'in seçilmesıvle 'umut dolu' bir döneme gırdiler. Kentin tarih- sel semtinı oluşruran Odunpazan'nın il- çe belediyesıni de yine solcu bır adav. D- SP'li İsmail Aşar kazandı. Ciresun Tarihi 'ZeytinBk' mahallesinde az sa- yıda kalan eskı evlerin dışında neredey- se tüm kentsel dokusu 'apartman >ığı- ıuna' dönüştürülen Gıresun'da da bu du- yarsız imar polıtikasının yarattığı rant- lar 'muhafazakâr' yerel yönetimin de- vamına yetmedi. CHP'lı Mchmet Işık, kültür ve çevre değerlerine sahip çıkma sözüyle beledıye başkanlığına seçildi. Muflia Yıllardır "Kentsel SİT kalkacak" di- yerek halktan oy ısteyen sağ parti aday- lanna 1970'lerden bu yana yüz verme- yen Muğlalılar. bu kez de geleneği sür- dürdüler ve "Kentsel StT onurumuz- dur" diyen CHP'lı aday Dr Osman Gü- rün'ü belediye başkanlığına seçtıler. Ta- rihı evlere 'apartman iznf sözü veren di- ğer adaylar ise umutlannı bu kez de 2004 yılına ertelediler... Ve izmir... Kent kültürüne sahip bir belediyeye 'susamış' olan Izmirlilerin de 'ittifak' içinde DSP'li Ahmet Pirişrina'ya oyla- nnı vermış olmalan. aynı zamanda 'kül- türel ve doğal değerlerin gözetilmesine' yineen geniş 'gü\enovu'vermelen an- lamına geliyor. Seçim öncesinde Mi- marlar Odası'yla da işbirliği yapacağı- na dair 'ön protokol' imzalayan Pirişti- na. sağcı yönetimde 'tahrip' olan Iz- mir'de sol anlayışın neler yapabileceği- nı kanıtlamak gibı 'tarihsel bir sınavın" sorumluluğu altında göreve başlıyor. • • • Görüyorsunuz ki kentsel koruma, ay- dınlanma bilincinin de 'mayası'... Zaten bu yüzdendir ki politikada 'sivasal tari- he' öykünenler betonlaşmamn rantına sevdalanırken 'ıngarhk tarihindesürek- liliği' savunanlar ise kültürel değerlerin geleceğe de taşınabılmesı içın uğraşı- yorlar. 18 Nisan seçımleri işte bu farkın artık 'fark edilmeye' başlandığının önemli örneklerini de yaratmış oldu... Aydmlanmamn 'unuıtlan'... 18 Nisan 1999 seçimlerinde CHP'li ve DSP'li adaylann seçildiği diğer bazı "tarihsel'' kentlerimiz ve örenyeri niteliğındeki yerleşmeleri- miz ise şunlar: tL MERKEZLERİ: Artvin: Emin Özgün (CHP), Bolu: Yüksel Ceylan (DSP), BUecik: Yaşar Tüzün (CHP). Bursa: (Büyükşehir) Erdoğan Bilen- ser (DSP), Gaziantep: Celal Doğan (CHP), Mersin: Macit Özcan (DSP). fzmit: Sefa Sirmen (CHP). Tunceli: Hasan Korkmaz (CHP). ZonguJdak: İsmail Eşref (DSP). Ardahan: Te- oman Güngör (DSP). Kilis: Ekrem Çetin (DSP). tLÇELER: Devrek (CHP). Kunı- caşile(CHP), inönü(CHP). Emirdağ (CHP). Derbent (Konya - CH P). Ava- nos (CHP). Hacıbektaş (CHP). Ür- güp (CHP). Görele (CHP), Eğirdir (CHP). CihanbeyU (Konya - CHP). Bodmm (CHP), Datça (CHP). Ören (Muğla- CHP). Köyceğiz(CHP). Mi- las (CHP). Ula (Muğla - CHP). Ber- gama (DSP). Foça (CHP). Aliağa (CHP). Osmangazi (Bursa - DSP), Yüdınm( Bursa- DSP). Nilüfer(Bur- sa - DSP). Se>han (Adana- DSP). Şa- hinbey (Gaziantep - CHP). Çeşme (CHP). Marmara Adası (DSP), Tiıt, Besni. Gölbaşı (Adıyaman - CHP). Bayat (Afyon - CHP). Gazipaşa (CHP). Morgul(Artvın - CHP). Çine (Aydın - CHP). Sındırgi(CHP). Bur- haniye (Ören - DSP). Bandırma (D- SP). Mudurnu (CHP). Mudanya(D- SP). Mustafakemalpaşa (DSP). Bay- ramiç (DSP). Ayvacık ( Ç K a l e - CHP), Biga(CHP). Mecitözü(Çorum - CHP). Çameli(Denizli - CHP). tp- sala(CHP). Uzunköprü (DSP). Enez (CHP), Meriç (DSP), Karakoçan (Elazığ - CHP). Karayazı (Erzurum - DSP)."Odunpazan(Eskışehir- DSP) Bulancak (CHP). Mut (Içel - CHP). Ödemiş (CHP), Selçuk (CHP), Ke- malpaşa(CHP). Balçova(DSP),Men- deres (DSP). Buca (DSP). Cide (CHP), Babaeski(CHP). VTze(CHP). Elbeyli (Kılis - CHP). Domaniç (Kü- tahya - DSP). Hekimhan (Malatya - CHP), -Aldiisar (DSP). Ortaca (M'uğ- la - CHP), Yatağan (CHP), Ayancık (Sinop - CHP). Halfeti (Ş.Urfa - CHP). Beytüşsebap (Şırnak - DSP). Havrabolu (DSP). Sarav (Tekirdağ - CHP). Şarkö> (DSP). Çemişkezek (CHP). Hozat(CHP), Pülümür(D- SP), Sivash Uşak - CHPl. Menemen (CHP), Bejdağı (DSP). Değirmende- re (CHP).Sara>bahçe (CHP). ıVUsis (Adana - CHP).Polath(DSP). Ulutaş- la.(CHP). Gö>-nük(Nevşehır- CHP), Hereke (CHP). Güre (CHP). Arano- luk(CHP).Çan(CHP).Kepez(DSP). Çal(CHP). Gökova (Muğla - CHP). Turgut (Mugla - CHP). Üzümlü (Muela-CHP). Eskişehir'in tarihi Odunpazan'na da huzur geldi, çünkü belediyeye kültür mirasına duyarlı bir başkan seçildi. 18 Nisan seçimleri sonrasmdan bazı kesiüer ERHAN KARAESMEN Seçim denen, o olağanüstü tılsımlı ve sarsıcı olayın öncesinde hep düşler ku- rulur, sonrasında da kimileri için büyük hüsran. ötekiler için mutluluk yaratıcı gerçeklere ulaşılır. Seçim öncesindeki yazılanmızda ışın bu boyutunun ısrarla altı çizilmişti. Taraflann gördüğü düş- lerle 550 kişilik Meclis'e 900 milletve- kili bile az geliyordu, herkes tek başına iktidarolmanın gızli hayalini besliyordu. Iş dünyası ve medyanın ağırlıklı kesimi. şöyle 300'e yakın milletvekilıne dayalı bir ANAP + DSP koalisyonu düşünü ya- şıyordu. Sonra gerçekler geldi. Geçen hafta içinde çeşitli kaynaklarca birkaç kez ve- rildi, ama burada özetle yinelemekte ya- rar görüyoruz. 18 Nisan 1999 genel ve yerel seçimlerinde yüzde 86.9'luk bir ka- tılma oranıyla 32 milyon 578 bin yurt- taş oy kullandı. Bu büyüklükler. uzman- lann tahminlenne çok yakın düzeylerde ofuştu. Geçerli oy sayısının ise 30 mil- yonun biraz üzerinde olması bekleniyor- du. Gerçekleşen 31 milyon 51 binlik ge- çerli oy sayısı da tahminlere ve beklen- tilere son derece yakın düştü. Ama elbette tahmin ve beklentilere yalan düşmeyen gerçekleşmeler de oldu. Kısaca hatırlarsak. CHP'nin sadece 2 milyon 717 bın oy ile yüzde 8.75'te ka- lan oy oranına. beklentilerin altında gö- züyle bakıldı. Buna karşılık MHP'nin 5 milyon 593 bin oy ile ulaştığı yüzde 18'lik oy oranına tahminlerın epey üs- tündebır sürprızgözüyleyaklaşıldı. Di- ğer partilerin performanslan ise beklen- tilere epeyce uygun biçimde gerçekleş- ti. Öy le büyük seçim uzmanı olmaya fa- lan gerek kalmaksızm. düz yurttaş sez- gisı ve sağduyusu ile ANAP. DYP ve FP'nin belli ölçeklerde gerilemesi bek- leniyordu. DSP'nin ise sıçramalı birgelişmegös- tereceğini. ancak oy oranındaki büyük artışını, milletvekili sayısında çok an- lamlı bır artışa dönüştüremeyeceğini herkes bıliyordu. (ANAP+DSP'nin bir koalisyon oluşturacağını düşleyen iri medya ile iş dünyasının hayalci bir ke- sımi bile seçımlenn üç-beş gün öncesin- de ayılıp "Bu .4NAP+DSP gahba olmu- yor: şu MHP'liler de aslında can çocuk- lar \e onlan da katarsak üçlii koalisyon- la bu işi sıy ınnz" teranesini tutturmuşlar- dı.) Son günJerde çeşıtlı televizyon ka- nallannın ekranlannda bazı seçim son- rası yorumlan yapmaya çalışırken. deği- şik ve şaka ile kanşık dramatik bır soruy- la da karşı karşıya kaldım. Deneyimli ve zeki bir sunucu olarak bilınen Erkan O- yal şöyle diyordu: "Sizin deprem mühendisliği alnında- ki çahşmalannızdan da çağnşımla, bu 19 Nisan şokunun Richter ölçeğJndeki kar- şılınığı açıklamanıabekleyebilirmiyiz?" Anında verdığim ve doğru olduğunu sandığım yanıtta, seçim sonuçlarının toplumun tüm katmanlan için şok ola- rak algılanamayacağını, kımilerinın bu sonuçlardan mutluluk duyduğunu dile getirmiştim. Toplum katmanlan ve bı- reyler ile siyasal partiler, seçim sonuç- larının belirlediği sosyo-politik tabloya kendilenru uyduracaklardır. Yoğun sis- mık etkinlık ülkesi Türkiyemizde çok amansız ve vurucu görüntüleri ile biriik- te depremlerle burun buruna yaşamayı ögreniyonız. Belki tam öğrenemiyoruz; ama uyum çabası gösteriyoruz. Seçim sonuçlarının belirlediği titreşimli pers- pektif içerisinde de uyumu yakalamaya çalışacağız. Aslında. 'depremsel şok' çağnşımına gazete başlıklannda da yer verildi. An- cak bu denli bir şaşırtıcılığı yaratan un- surlann sadece MHP ve CHP ile ilgili ol- duğu. diğer partilerin sadece çok küçük sapmalarla tahminler ve beklentilerle uyumlu performans gösterdiği gerçeğı- nın hatırda tutulması gerekir. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle