Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 MAY1S1999PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kjlis'te 22 yıl önce bir belediye başkanı öldürülmüştü, son 4 yılda ise iki başkan silahlı saldınya uğradı
Saldırıda ülkiicii mafya kıışkıısıı
SAMİHAZMİEZER
KİLtS - Önce kaçakçılıktan adı çıktı
Kili&linin. şimdi gündemde mafya var. 22
yıl önce CHP'li beledıye başkanı avukat
Mehmet Y'eşilçiroen ülkücüler tarafından
öldürülrrüştü. Son 4 yılda ıse iki beledi-
ye başkanı silahlı saldınya uğradı. 1995'te
MHP'lı başkan Burhan Kerküklü, kendi
partisinın ilçe başkanı hmailMısırfa tara-
fından makamında "rant pa>laşımı" ne-
deniyle çıkan tarnşma sonucu öldürüldü.
Şimdi deDSP'li Başkan EkremÇetinhe-
nüz tam anlamıyla aydınlatılamamasına
karşın ilen sürüldüğüne göre "mafya he-
saplaşmas" nedeniyle uğradığı silahlı sal-
dında yaralandı. Once Kerküklü, sonra
Çetin dönemindebeledıyedekikaynakla-
n kesilen ülkücü agırlıklı mafyanın, sal-
dınlann ardında bulunduğu ıleri süriilü-
yor kentte. "Eskklen bize kaçakçı derter-
di" diyor bir Kılısli \e "Şimdi de mafya
başkan vuruyor. Bu, Kilis için bü> ük ayıp"
diye yakınıyor.
Dönemın MHP'li Belediye Başkanı
Burhan Kerküklü'nün de şimdiki başkan
Ekrem Çetin'in de belediyeden çıkannı kes-
tigi gruplann saldınlanna uğradıklan ko-
Kiliste
sorusturma
sürıiyor
KtLİS (Cumhoriyet) - Belediye Başkanı
EkremÇeto'in gecencuma gûnü uğradığı si-
lahlı saldındayaralanmasıyla ügiJi geniş çap-
ü sorusturma sürdûrûlüyor. Kentin giriş çıkış-
iannda polis kontrol noktaJan oiuşturulurken
Emniyet Müdürû OrfaanKaya, olayla ilgili ola-
rak gözaltına alınan kişilerin serbesî bırakıl-
dıgını söyledi. Başkan Ekrem Çetin, "Beniyrf-
(hracaklannı sanıyorlarsa yanıtnorlar" de'dı.
Motosikletli iki kişinin silahiı saidınsı so-
nucu bacagından iki kurşunla yaralanan Ek-
rem Çetin, tedavisine evde devam edilmek
üzere önceki gün Devlet Hastanesi'nden ta-
burcuedâdi. Bu arada olaydan sonra kaçan sal-
dırganlann yakalanması için geniş çapiı ope-
rasyonlaryûrütülürken kentin giriş çıkışlann-
da oluşturulan kontrol noktalannda polis ta-
rafından arama yapılmasına dün de devam
edildi.
Olayla ilgisi olduğu sanılan çok sayıda ki-
şi de gözaltına alındı. Emniyet Müdürü Or-
han Kaya, üç-dörtkişiyi kuşku üzerine gözal-
tına aldıklannı, ancak sorgulama sonucu bu
kişileri, olayla ilgilerinin olmadığının ortaya
çıkmasının ardmdan serbest bıraktıklannı söy-
ledi. Kaya, saidmyı gerçeideştirenJerin yakaian-
malan için çahşmalan sürdürdüklerini belirt-
ti.
Olayla ilgili görüşünü aldığımız Kilis
Belediye Başkanı Ekrem Çetin, "Bu tür sal-
dınlaria beni yıkbracaklarmı sanıyoriarsa
yandtyorlar. Bırakıp kaçmak yok. Biz görev-
den kaçmayız" diye konuştu.
nuşuluyorKılis'te. "Kerküklüdedevletin
mahna sahip çıkmak istedi, Çetin de" de-
niliyor. Burhan Kerküklü'nün. kendi par-
tısıne mensup olsalar da bazı kişilere ve
kadrolara talan izni venmedigi için ceza-
landınldığı iîeri sürülüyor.
Ekrem Çerin 1973"te CHP'den Kilis be-
ledıye başkanı, 1977'de yine CHP"den Ga-
ziantep milletvekıli, 1989'da da SHP'den
Kilis belediye başkanı seçilmiş. 18Nisan
1999 seçimlenyle bu kez DSP'den Kilis
belediye başkanlıgına seçilen Çetin, halk
tarafından sevilen bir kişi. Sabah nama-
zından sonra tek başına sokaklarda dola-
şan, belediyenin işlerini denetleyen 65 ya-
şındaki başkan, yanına koruma da istemi-
yor. *Benim düşmanıın yok Id korumaya
ihtiyacun obun'* diyor. Çetin, göreve gel-
diğinde belediyeye 1044 kişinin doldu-
rulduğunu görmüş. 82 bin nüfuslu kentte
1044 belediye çalışanı. Buna karşın kim-
senin ekmeğiyle oynamaya kalkmamış.
hangi partide olduğuna da bakmamış.
"Çahşmak isteyen şu tarafa,istemeyen bu
tarafa" demiş. Çalışmak istemediğini or-
taya koyan 218 kişinin iş akdini askıya aJ-
mış, 44 kişi de zaten işe gelmemiş. Göre-
vegelirgelmez büyük projeler peşinde koş-
maya başlamış ve Suriye sınınnda içme
suyu bulup kentegetirme çalışmalanna baş-
lamış. Her şeyini bu işe adamış.
Ve göreve başladıktan yalnızca 40 gün
sonra silahlı saldınya uğradı Ekrem Çetin.
Saldınnın. belediyeden çıkan kesilen grup-
lar, kişiler tarafından yapıldığı kanısı Kı-
lis'te yaygın. Belediyenin soyulup soğana
çevrildiği söyleniyor. Belediyeyı 2 trilyon
lira borçla devralan Ekrem Çetin'in, bü-
yük projeler yürütmek, borçlan denetlemek
ve çıkar gruplan ile mafyanın haksız ge-
lirinı kesmek için çabası. silahlı saldın ile
engellenmek istendi. Saldınnın mafya ta-
rafından da, belediyede iş akitleri askıya
alınanlar tarafindan da gerçekleştirilmiş
olabileceği ileri sürülürken, Belediye Baş-
kanı Çetin, kendisini vuranlan göremedi-
ğini ymeleyip, saldırganlann beiediyeden
çıkanlanlar olduğunu sanmadığını belir-
tiyor. Çetin, "Pfeki mafya mı" sorumuzu.
"Bilemiyorum. Bu emnivetin işi. Vali Bey
geniş kapsamlı araştuma \aptldigint söy-
lüvor. Oniann işine kanşmak, olajı farklı
>önkndirmek istemi>orum. Bu anlamda
şinıdilik bir tahmindt bulunama\acagım.
Gerçek nasıl olsa birkaç gün içuıde a>dın-
lanır" diye yanıtlıyor.
Gençlerden ilginç buluşlar
Olanaksızlığın
kıskacındaki
bilim adamlan
EBRU TOKTAR
ANKARA-Bilimsel projeleriyleTürkiye'nin ufkunuaç-
mak isteyen gençlere maddi olanaksızlıklar geçit vermi-
yor. Öğrenciler. çoğu kez üniversite sınavlannda ortaöğ-
retim başan puanlannı yükseltmek için başladıklan pro-
jelerini geliştiremiyor ve üniversıtede temel ve uygulama-
lı fen bilimleri ile sağlık bilimlen yerine mühendislik bö-
lümlerini yeglemek zorunda kalıyorlar.
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araşnrma Kurumu (TÜBt-
TAK) tarafından düzenlenen "Lise Oğrencileri Arası Araş-
ürma Proieleri Yanşması" küçük mucitleri ortaya çıkan-
yor. TÜBITAK Bilim Adamı Yetıştırme Grubu Yürütme
Komitesi Sekreteri Prof. Dr. Hüsnii Ancı bu yılki yanş-
ma^404_Wroje katıldıgını, bunlardan 48'inin Feza Gür-
seyTâfero'rrda sergilenmeye değer bulunduğunu söyle-
di. Projelerin Türkiye bilımınin geleceği açısından umut
verdiğini vurgulayan Ancı, "5 ayrı dalda yapılan 1998
L'luslararası Bilim Olimpiyatlan'nda gençlerimiz toplam
22 madalya kazandı. 1998 >ılı üniversite sınavlannda de-
receye girenlerin, temei bilimleri seçip kajıt yaptıranık TÜ-
BİTAK bursuna hak kazananlann sayısı da giderek artı-
yor" dedi.
Öğrencilerin çoğunluğu ise Türkiye"deki istihdam ve ge-
lir düzeyini dıkkate aldıklannda mühendislik bölümleri-
ni seçmek zorunda kaldıklannı \oırgulayarak "Bizetemel-
fen bilimlerini secersek destek olan bulunursa devam ede-
801" diye temkinli konuşuyorlar. Türkiye'nin gündemini
yakmdan izleyerek, gerek-
sinim olduğuna inandıkla-
n a l a n d a
P
r o
J
e ü r e t e n ö
g-
rencıler ç
^Işmalanmn e k
l
n o r n i k ^ ^ dönüşmesi-
n i düşlüyorlar. Izmir Özel
YamanlarLisesi"nden Fa-
tih G«lgi ve Şiikrü Tik>
r
eş,
nesneleri tanıttıklan bilgi-
«Vara yapay zekâ veren
"KalemleÇızümısŞekılle-
ri Tanıtma" projeJen ,1e
bilgısayar dalında bınnci-
lUcödülünüaldılar. Imza. el-
yazısı, parmak ızi ile kişi-
leri tamma, robot resımle-
nn fotoğrafla eşleştirilme-
si, arabalarda bilgisayarlı yol takibi gibi alanlarda kulla-
nılacakproje, üçboyutluşekılleredeuyarlanabiliyor. .AJI-
ıcara Fen Lisesi oğrencileri Duvgu Kuzum ve Fatma Öz-
demir, yüksek sıcaklık üstün iletkenlerde oksijenin öne-
•nini araştıran projelenyle "fîzik dalında birinciliği ve y>
lın genç araştırmacısı" ödüllerini aldılar.
Süper iletkenın soğutuldugunda magnetık alanı dışla-
jığını ve üzerindeki mıknatısı havada tutabildiğini sapta-
/an öğrenciler. oksijen çıkanlan süper iletkenin de yan ilet-
<en hale geçtiğini ortaya koymuşlar. Süper iletkenle hızlı
Tenlerin yapıldığım ve beyin dalgalannı ölçen aletierin ge-
iştirikiiğini anlatan öğrenciler, bu konudaki araştırmala-
ın yoğunlaşmasını istiyoriar.
Fizik dalınm diğer birincılen. Istanbul Kuleli Askeri
Lisesi'nden FeritÇakıcıve EmrahDemir. bulduklan elek-
ronik hassas yoğun ölçer aleti ile sıvılann yofunlukJan-
ıı ölçen aletlerdeki kişisel hatalan ortadan kaldırmış ve
iaha hassas birölçmeyöntemi gelıştirmişler. fstanbul Ku-
eli Askeri Lisesi öğrencileri GökiuuıTürkmen ve Serkan
(Jygun, bordan, yangına ve çürümeye dirençli, radyasyo-
ıa karşı koruyucu sunta üretmişler.
DaVİdsOIl tUtkllSU TBri*«*ld Hariey Davidson sahipJerinin geleneksel
olarak duzenledıklen "Hariej Davidson Gunu nun
ç y
Harley Davidson Mağazası önünden hareket eden motosikletli grubun gösterisi ilgiyJe izJendi
Kurban derileri yine THK'nin
• Danıştay, kurban derilerini toplama yetkisinin Türk
Hava Kurumu'ndan alınarak sosyal yardımlaşma ve
dayanışma vakıflanna verilmesine ilişkin
düzenlemenin yürütmesini durdurdu
• Çoğunluğu fen
lisesi öğrencisi
lcüçük mucitler.
Türkiye'nin doğal
kaynaklannm
yeterince
kullanılmaması
nedeniyle dışalım
duyduklan tepkiyi
ilginç buluşlara
dönüştürdüİer.
ANKARA (AA)- Danıştay, kurban
derilerini toplama yetkisinin Türk Ha-
va Kurumu'ndan alınarak sosyal yar-
dımlaşma ve dayanışma vakıflanna
verilmesine ilişkin düzenlemenin yü-
rütmesini durdurdu.
Türk Hava Kurumu (THK), Yar-
dım Toplama Esas ve Usulleri Hak-
kında Yönetmelik'in, kurban derisi, fit-
re ve zekât toplama yeticisini THK'den
alarak sosyal yardımlaşma ve dayanış-
ma vakıflanna verilmesine ve bu yar-
dımlardan toplanan gelirin yüzde 1 'lik
payının THK'ye aynlmasına ilişkin
maddelerinin iptali istemiyle Danış-
tay 10. Dairesi'nedavaaçmıştı.
10. Daire. THKGenel Merkezi'nin,
Emniyet Müdürlüğü Özel Denetleme
Grubu tarafından yapılan denetleme-
si sonucu bazı aksaklıklann tespit edil-
tnesi nedeniyle yardım toplama yet-
kisinin değiştirilmesine yönelik de-
ğişiklikte hukuka aykınlık bulmamış-
tı. Daire, bu nedenle yönetmeliğin,
kurban derisi, fitre ve zekât toplama
yetkisini THK'den alarak sosyal yar-
dımlaşma ve dayanışma vakıflanna
veren maddesinin iptal istemini red-
detmişti. Ancak Daire, kurban derisi,
fitre ve zekât toplanması sonucu el-
de edilen yardımlardan THK'ye ay-
nlan yüzde 1 'lık payı yetersiz bularak,
yönetmeliğin ilgili hükmünü ıptal et-
mişti.
10. Daire'nin. yardım toplama yet-
kisinin el değiştırmesine ilişkin kara-
nnı THK, THK'ye aynlan paya iliş-
kin karannı ise Içişleri Bakanlığı. Ida-
ri Dava Daireleri Genel Kurulu'na
temyiz etmişlerdi.
THK, temyiz aşamasında. yönet-
meliğin. kurban derisi, fitre ve zekât
toplama yetkisinin, sosyal yardımlaş-
ma ve dayanışma vakıflanna verilme-
sine ilişkin maddesinin "•yürütmesi-
niıı durdurulması" ısteminde bulun-
muştu. Bu istemi sonuçlandıran Ida-
ri Dava Daireleri Genel Kurulu, Yar-
dım Toplama Esas ve UsulJeri Hak-
kında Yönetmelik'in, kurban derisi, fit-
re ve zekâttoplama yetkisinin THK'den
alınarak sosyal yardımlaşma ve daya-
nışma vakıflanna verilmesine ilişkin
maddesinin yürütmesini durdurdu.
Idari Dava Daireleri Genel Kurulu,
söz konusu karannın gerekçesinı da-
ha sonra açıklayacak. Genel Kurul,
esasa ilişkin karannı da daha sonra
verecek.
DEÜ'de 5 öğretim elemanı açığa alındı
İZ1VÜR(Cuınhuriyet Ege Bûrosu)-
Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eği-
tım Fakültesı Türkçe Bölümü'nde, sı-
nıflarda laiklik karşıö görüşleri ve tür-
banı savunduğu, Atarürk, Türkiye
Cumhuriyeri ve devTİmler aleyhine
propaganda yaptığı, öğrencilere bas-
kı uyguladığı öne sürülen ve öğren-
cilertarafindan haklannda şikâyette bu-
lunulan 5 öğretim elemanı açığa alın-
dı. Türk-Islam sentezci olduklan ile-
ri sürülen 5 öğretim elemanı hakkın-
da rektörlük tarafmdan açılan sorus-
turma kotnisyonunun "soruşturroa-
nın selameti veolayın ckMiyeri" nede-
niyle öğretim elemanlannın "açığa
aLnması" konusunda bir ara karar ver-
diği öğrenildi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eği-
tim Fakültesi Türkçe Bölümü'nde, 20
kadar ögrenci, bazı öğretim eleman-
lannın sınıflarda laiklik karşıtı görüş-
leri ve türbanı savunduklan. Atarürk.
Türkiye Cumhuriyeti ve devrimler
aleyhine yoğun propaganda yaptıkla-
n. kendilerine aykın görüşteki öğren-
ciler üzerinde baskı kurarak sınavlar-
da başansız not verdikleri gerekçe-
sıyle Izmir Valiliği'ne başvuruda bu-
lundular. Olayın valilik kanalıyla Do-
kuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü'ne
iletilmesi üzerine rektörlük tarafın-
dan üç kişilik birkomisyon oluşturu-
larak sorusturma başlatıldı. Komis-
yonun, ilk ıncelemesinde, haklannda
şikâyette bulunulan öğretim eleman-
lan Yrd. Doç. Dr. Şerif AB Bozkap-
lan ile araştırma görevlilerı Yusuf
Yanartaş, Omer İnce, Mustafa Tarun
ve Ali Oztekin'i. "soruşturmanın
selameti ve olayın ciddiyerT nedeniy-
le açığa aldığı öğrenildi.
Şirinler
ÇetesVne 11
tuîııklama
ADANA (Cumhuriyet
Güney tlleri Bürosu) - Ba-
zı illerde adam öldürme,
yaralama, tehditle çek-senet
imzalatma ve tahsilatlan gi-
bi olaylara adı kanşan "Şi-
rinler Çetesi" mensuplan-
nın DGM'deki ilk duruş-
ması sabaha karşı saat
02.00'de sona erdi. Meh-
met Şirin Aksoy ile birlikte
11 kişi tutuklandı.
Adana Emniyet Müdür-
lüğü'ndeki sorguları ta-
mamlandıktan sonra önce-
ki gün DGM'ye sevk edı-
len Mehmet Şirin Aksoy,
Ali Aksoy. Rıdvan Demir.
Murattşçi, AbdülazizArs-
lan. Caner Güllendi ve
Mehmet Yılmaz ile "Şirin
Aksoy GrutMi"yla bağlan-
tısı olduğu ileri sürülen Üç
KardeşlerOtomotiv Şirke-
ti'nın sahibi Hasan Ückar-
deş, Felemez Sürer, Izzet
Adtyaman, Mustafa Özkan
tutuklandı. KemaJÖztürk,
AU Kör. Murat Aydoğan.
Adem Akkaya, Şükrii Ko-
caman. Hüseyin V'ural, N.
Coşkun Özçakmalc Onur
Ergül. Banş İ'çkardeş. Ir-
fan lşük ise tutuksuz yargı-
Ianmak üzere salıverildiler.
"Şirinler Çetesi"nin li-
deri olduğu bildirilen Meh-
met Şirin Aksoy, ifadesin-
de, çete ve PKK'yle ilgisi
olmadığını, herkesin ken-
disini iyi tanıdığmı söyle-
mişti. Aksoy'un grubunda
yer alan Mehmet Yılmaz
ve Rıdvan Demir ise gale-
n sahibi fskender Gürler
ile Ali Rıza Ydmaz'ı Kalaş-
nikof'la öldürdüklerini iti-
raf etmiş, kendilerine olay
yerinde taroikat yaptınünış-
tı.
Öldürülen galerici lsken-
der Gürler'in grubundan
Vfedat Yüzgec ve Ali Alın-
mış'ın sorgulamaiarı ise
Emniyet Müdürlüğü'nde
sürüyor. 3 el bombası, bir
Kalaşnikof marka otoma-
tik tüfek. 4 şarjör. 101 Ka-
laşnikof mermisi, 8 deği-
şik çap ve markada taban-
ca, 2 el telsizi, 3 kelepçe, 5
nüfus cüzdanı, çete men-
suplannın kullanacağı mik-
tarda sahte astsubay, doktor
ve polis kimliği, tahsil edil-
mek üzere alınmış çek ve se-
netlerle birlikte yakalanan
Yuzgeç ve Alınmış'ın, sor-
gulamalannın tamamlan-
masının ardından DGM'ye
sevk edileceği açıklandı.
SffiIRMIKIAYDIN ENGİN aenginça doruk.net.tr
Nasıl "eyvah" demem?
Ne güzel bahanesini bulup tüymüş-
tüm. Tembelliğin baştan çıkancı su-
lannda kulaç atmaya negüzel alışmış-
tın.
Olmadı. Bırakmadılar.
llkin "Hazır fırsatını bulmuşken, şu
'leiften büsbütün kurtulalım" hesa-
aıyaptılar. Cebime birkaç dolartıkış-
tırp, elime bir uçak bileti tutuşturup
3ığdat yollanna saldılar. Hesap tut-
-radı. Bağdat'a ilk bombalardüşme-
/ebaşlar başlamaz tüyüp paçayı kur-
:adım.
Vdından "Belki Filistin'de intifa-
lcılarla Israil polisi arastnda kalır da
^eefolur" hesabıyla Israil'e yolladı-
a Bu da tutmadı. Ben, Kudüs-Tel
î\ıv-Nasıra-Eriha-Betlehem beşge-
^^de mekik dokurken Rlistin Arap-
a ile Yahudiler "çatışma molası"
yfmişlerdi.
Son denemeyi Kosova'da yaptılar.
O da tutmadı. "Kurtancı" NATO uçak-
lan gökten bomba yağdırmaya ve kör
nişancı pilotlar, kurtarmaya geldikle-
ri Arnavutları da telef etmeye başla-
dıklannda ben Üsküp'e kapağı at-
mış, ardından da Cumhuriyet'in "ip-
ten kazıktan kurtulmuşlar odası "nda-
ki masama çökmüştüm bile...
Sonunda yöntem değiştirmeye ka-
rar verdiler. lyice çalıştınp, olabildi-
ğince yorup öyle telef etmeyi düşü-
nüyorlar. Tırmık'\n yeniden başlama-
sı bundan dolayı.
Yani...
Eyvah yine yazıyorum!..
•••
Yazmaktan başka hiçbir hüneri ol-
mayan birinin, yazmadığı günlerde,
Eyvah, Yine Yazıyorum!..olup bitene bakıp "Ah, şimdiyazıyor
olsaydım..." diye hayıflandığı sanılır.
Yanlış.
Düşünsenize, ben tembelliğin key-
fini çıkardığım günlerde olanlan anım-
sasanıza:
Abdullah Öcalan, Kenya'da pa-
ketlenipTürkiye'yeteslim edildi. Yas-
sıada'dan bu yana Cumhuriyet tari-
hinin en önemli yargılama süreci de-
mek bu. Hukukun üstünlüğüne, hu-
kuk devleti ilkelerine "amaaa 'sız, la-
kiiiin'siz" bağlı biri için böyle bir sü-
reçte yazmak mı özlenir, yazmamak
mı?
Türk Hava Kuvvetleri'nin uçakları
Sırbtstan gökterinde. Bu savaş demek.
Anayasa, bir savaş kararının, Türki-
ye Büyük Millet Meclisi'nde alınaca-
ğını açık seçik öngörmüş. Böyle bir
dönemde yazıp çentik yemeyi mi yeğ-
lerdiniz, yazmıyor olmanın güvence-
sine sığınmayı mı?
Seçim oldu. Susurluk, Meclis'egir-
di. Birzamanlarokuyucuyu bıktırma-
casına Susurluk yazmış, "İyi güzel
anladık da senin Susurtuk'tan başka
derdin yok mu be adam" diye oku-
yucudan fırçalar yemişseniz ve Susur-
luk, gizli koruyucu zırhının üstüne bir
dedokunulmazlıkzırhı kuşanmışsa İyi
ki bugünlerde yazmıyorum. Yoksa-
aa..." demez miydiniz?
Seçim sonuçlarına tartışmaya yer
bırakmayacak bir açıklıkla yansıyan
"miiliyetçikabanş" parlamentoya ege-
men oldu. DemokratikSol terimi ses-
siz sedasız 'miiliyetçi so/'a dönüştü-
rülüp MHP ile nikâh kıyıldı. Içine sin-
diremeyenlere, "Değişti onlar, değiş-
ti... Eskiye takılıp kalma. Eskidefter-
leri kanştırma" öğütleri ayyuka çıktı.
Geçmişi unutmamız istendi ve is-
teniyor.
Yazmasan belki unutursun.
Ama yazmak anımsamaktır. Yaz-
maya oturdun mu, unutma hakkın
yoktur.
Peki "armudun sapı, üzümün çö-
pü" fetvalan verildiğinde, Abdi Ipek-
çi'nin armudun sapına, Cavit Orhan
Tütengil'in üzümün çöpüne indir-
genmesi, içini acıtırsa ve...
Ve yazmak zorundaysan!..
•••
Yazmak sorumluluktur.
Yazdıkların kadar yazmadıkların-
dan da sorumlusun.
Yani...
Eyvah yine yazıyorum!..
AYDINLANMA
EMRE KONGAft
Altan Öymen:
Bir Demir Leblebi
Altan Öymen son derece "beyefendi" bir insan-
dır.
Konuşurken sesini asla yükseltmez.
Genellikle, "üstat haklısın, ama...", "Tabii doğ-
ru söylüyorsun, ama..." gibi cümleciklerle süsler
diyaloglarını.
Herkesin bağınp çağırarak kimlik ve kişilik gös-
terisinde bulunduğu günümüzde, bu "sakin, ama
kararlı" davranış biçimi çok kişiyi yanıltır, onu za-
yıf sananlar olur.
Oysa Altan Öymen'm "çelik gibi bir iradesi" ve
"çok gelişmiş bir kişiliği" vardır.
Öyle anlaşılıyor ki, "Deniz Baykal ve ekibi" de
bu "beyefendi" kişilik görüntüsüne aldanarak,
"emanetçi genel başkan" olması için ona oy ver-
mışlerdir.
Bu ekipde, CHP'yi sadece kendi hizbi ve ken-
di iktidan için kullanmak isteyen bütün çıkar-
cı kişiler ve gruplar da yakında yanıldıklarını an-
layacaklardır.
Değerli gazeteci, yazar ve öğretim üyesi Prof. Ah-
met Taner Kışlalı, yılların verdiği hocalık ve gaze-
tecilık deneyimı ile Altan Öymen'in gerçek kimliği-
ni ve kişilığıni doğru bir bıçimde algılamış ve onun
kendisine, Mitterrand'ın son seçim kampanyasın-
da kullanılan "sakin güç" imgesini anımsattığını
yazmıştır.
Ben burada, önce pek çok kimsenın bildiği bir
özelliğinden, sonra herkesin gördüğü bir tutumun-
dan ve en sonra da pek kimsenin bılmediği baş-
ka bir davranışından söz ederek, kamuoyuna bu
"CHP'nin yeni genel başkanı"nı tanıtmaya çalı-
şayım:
Önce pek çok kimsenin bildiği bir özelliği ile baş-
layalım:
Altan Öymen, ANKA haber ajansının kurucusu-
dur.
1972'de, Türkiye 12 Mart 1971 baskısını yaşar-
ken, Altan Öymen bir haber ajansı kurar.
Kurduğu bu ajansı o denli sağlam temeller üze-
rine oturtmuştu ki, bu şirket o kargaşa ortamında
bile başanyla beş yıl yaşamış, siyasete atıldığın-
da, 1977 yıhnda Müşerref Hekimoğlu'na devre-
dildikten sonra da en önemli haber ajanslanndan
biri olarak etkinliklerinı sürdürmüştür.
Bugün de hâlâ aynı gücünü ve başansını koaı-
maktadır.
Bu olay, Öymen'in "kuruculuğu" ve "örgütçü-
lüğü" açısından önemli bir ipucu verır sanıyorum.
Ikinci olarak anımsatmak ıstediğim tutumu, her-
kesin gözü önünde, kurultay sonrasında ortaya
çıktı:
Baykal ve ekibi tarafından "kuşatılan" Öymen,
kendisinin onaylamadığı bir parti meclısı seçimi ile
karşı karşıya bırakıldı.
Bu olaya, büyük bir "sükûnet içinde" "Bu se-
çimin siyasal ve hukuksal sonuçlan olacaktır" di-
yerek tepki veren öymen, bir süre sonra, seçilmiş
olanlann "istifası" ile (komploculardan bazılarının
bar bar bağırmalarına ve tepinmelerine karşm), so-
runu "sessizce" ama "çok etkin bir çözüme" ka-
vuşturuverdi.
Sanıyorum, bu davranışı, sadece "kararlılığını"
değil, "etkinliğini" de kanıtlayan bir başka gös-
terge olarak düşünülebilir.
Şimdi son olarak gelelim, pek kimsenin haberi-
nin olmadığı, benim bildiğim bir başka olaya:
1970'li yıllarda ben, Turizm Bakanlığı'nın tüm
Türkiye'nin turizmini "fiziksel olarak pianladığı"
bir projede, Hacettepe Üniversitesi adına danış-
manlık yapıyordum.
1977 yıhnda her işi bitirdik, planlan yaptık ama
bir türlü uygulamaya geçemiyoruz.
Çünkü ulusal düzeyde fiziksel plan yapmak yet-
kisi sadece Imar ve Iskân Bakanlığı'nda ve bu ba-
kanlık planlarımızı onaylamıyor.
Işin kötüsü, bu tutum bir bakana özgü de değil.
"Yağmacılann" baskısı ile hiçbir Imar ve Iskân
bakanı bu planlan onaylamıyor.
Herkes büyük bir üzüntü ve düş kırıklığı içinde.
Bugün Türkiye'ye milyarlar kazandıran "Güney
Antalya Turizm Projesi" dahil, tüm Türkiye'nin tu-
rizm planlan yapılmış ama, onaylayan yok.
Üstelik planlar duyulduğu için müthiş bir "top-
rak spekülasyonu" da almış yürümüş.
Işte bu ortam içinde 1977 seçimleri yapılıyor.
Seçim sonrasında Meclis'teki çoğunluk olan 226
rakamından on üç sandalye eksik mîlfetvekili çı-
karan Ecevit, bir azınlık hükümeti kuruyor.
Bu hükümet cumhurbaşkanınca onaylandıktan
yaklaşık otuz gün sonra, güvenoyu alamıyor ve
düşüyor.
Ister inanın, ister inanmayın, güvenoyu alama-
yan hükümetin Turizm Bakanlığı'na atanmış olan
Altan öymen, bu 30 günlük süre içinde, deıtıal ko-
nunun önemini kavrıyor, Imar ve Iskân Bakanlı-
ğı'na atanmış olan Erol Tuncer'in koluna girip,
kendisine bir brifing verdıriyor ve planların bir bö-
lümü Imar ve Iskân Bakanlığı tarafından onaylanıp
yürürlüğe giriyor.
Işte Öymen böylesine "çabuk kavrayan", "böy-
lesine çabuk ve etkin karar alanve aldıran" bir
'devlet adamı'dır.
Öymen'in CHP'deki işi zor. Hem de çok, ama çok
zor!
Ama "hizipçilerin ve çıkarcılann" işi daha da
zor:
Çünkü Öymen "bir demir leblebidir".
web sayfası: http://remzi.com.tr/yazar.html
İLAN "-
T.C.
MANÎSA ASLİYE1. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1998/671
Davacı Meryem Erdil vekili tarafından davalı
Mukbil Erbil aleyhine açılan boşanma davasmın ya-
pılan duruşmasmda;
Mersin ili îhsaniye Mah 60. Sk. Süttaş Erimez Apt.
K: 3 D: 12'de ikamet eden Mukbil Erdil'ın adresi
meçhule gittiğinden kendisine duruşma günü tebliğ
edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar
verilmiştir.
Karar gereğince HUMK. 509. maddesine göre du-
ruşma gününde ibraz etmek istediğiniz bilcümle ve-
sikalannızla birlikte duruşma günü olan 7.7.1999 gü-
nü saat 10.05"de mahkemede hazır bulunmanız. aksi
halde gıyabınızda hüküm verilmesi davetive yerine
kaim olmak üzere ilan olunur. 15.2. 1999
Basın: 24364