17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 MAY1S 1999 ÇARŞAMBA 14 KULTUR Abidin Dino'nun Paris'teki son kişisel sergisinde her dönemine ait çalışmalan sunuluyor ^Eşzamanh' ve farkh yorumlar NECMİ SÖNMEZ RA.RİS - 'Paysages' başlığı altında, Abidin Dino'nun Paris'teki Galerie YT- eiUeduTemple'de açılan son kişisel ser- gisı. sanatçının hemen hemen her döne- mine ait çalışmalanndan örnekler sun- makla beraber, onun şimdiye dek hiç- biryerde sergılenmemiş olan ilginç re- simlerini de içeriyor. Dino"nun ıster so- yut, ister gerçeğe bağlı olarak, doga, yakın çevresine, yaşadığı kentlere ba- kış açısını retrospektif bir kaygı taşı- madan yan yana getıren bu sergının ön- celıkle ortaya çıkardığı özellik, Dino'nun gördügü form ve renklen kompozıs- yonlanna aktanrken birçok yorumlama biçimıni 'eşzamanlT olarak kullanma- sı. Sergide yer alan 60 resmin önemli bir bölümünün sanatçının degişik dö- nemlenne ait çalışmalannın blok blok sergilenmesi. izleyicilere Dino'nun 'eş- zamanlı' yorumlannı farkh açıhmlany- la inceleme fırsatını tanıyor. 'Eşzaman- ulık' derken tartışmaya açmak istedı- ğim. sanatçının aynı yıllarda aynı tema- yı ele alan çalışmalannda, aynı tekniği kullanmasına rağmen, birbirinden epey- ce farkh sonuçlara varması. Serginın, sa- natçının aynı dönemlerde tuval ve kâ- gıt üzerine yaptıgı resimleri belli bir grup mantıgıyla sunması. Dino'nun ken- disıne belirli yoğunlaşma alanlan seç- mek yerine, malzemenin getırdigi im- kânlardan da yararlanarak oldukça ge- niş bir skala ıçinde, kendinden oldukça emin bir flamenko dansçısı gibı bir fi- gürden ötekine geçtigıni açıkça göste- riyor. Galerinin ikınci odasında tamamı 1954 y ılma ait olan beş adet sepya tek- nigiyle gerçekleştırilmış olan çalışma- lar, sanatçının aynı manzaraya, aynı açı- dan bakarken birbirinden ne kadar fark- lı kompozisyonlara vardığını duyum- satıyor. Ilginç kâğıt çalışmalan var 7 Aralık 1993'te kaybettiğımiz sanat- çının ardından düzenli aralıklarla açılan tematik sergiler. sadece onun az bilı- nen resimlerini teker teker günışıgına çı- karmakla kalmayıp Dino'nun önemli 64x54 cm, tuval üzerine yağhboya. Sergide yer alan 60 resmin önemli bir bölümünün sanatçının değişik dönemlerine ait çalışmalan, izleyicilere Dino'nun 'eşzamanh' yorumlannı farkh açıhmlanyla inceleme fırsatını tanıyor. 'Antibes resimlerinden' 'Paris' resimlerine. 'paysages visionnaires' dizisine kadar Dino'nun sıra dışı bir gelişim çizgisi olmasına rağmen, ortak yaklaşım açılan, leitmotivleri de var. Dino'yu 1993'teyitirmiştik.(Fotoğraf: BENNU GEREDE) çalışmalannı, egılimlerini toplu olarak ortaya çıkaracak olan bir 'cataloque ra- isonne'ye ne denli ihtiyaç duyulduğu- nu da sürekli olarak gündeme getiriyor. Bu opus magnum elbette bir gün yayım- lanacaktır. Paris sergısınin sürpnz res- mine geçmeden önce gösterilen çalış- malann Dino'nun daha önce de sergi- lenmiş olan Antibes. Paris temalı tuval- lerinden. 'Bu Dünya' dizisine ait küçük guajlarına. ılk kez izleyıcılere sunulan birbirinden ılginç kâğıt çalışmalanna dek oldukça genış bir skalaya yayıldık- lannı. "A,demek bunlan da yapmtş" de- dirten birçeşitlilik gösterdiklennı belırt- mek gerekiyor. 1951 yılında >apılan politik baskılar > r üzünden yurtdışına gitmeye karar ve- ren Abidin Dino. epeyce mücadele ve- rerek edindiği bır pasaportla önce Ro- ma'ya gider ve kesin olarak yerleşmek amacıyla 1952'nın ortalannda Paris'e \arana dek bu kentte yaşar. Guttuso. Gatto başta olmak üzere birçok önem- li Italya entelektüelıyle tanışır ve aynı yıl Venedik Bıenali'ne davet edilerek 'İtalya'da Yaşayan Yabancı Sanatçılar" bölümünde bır resmı sergilenır. 'Paysa- ge' temalı bu serginın sürprizi, sanatçı- nın pek azı günümüze dek ulaşmış olan Roma'da gerçekleştirdigi çalışmalann- dan bınnı ilk kez izleyicılere sunması. 20x30 cm büyüklügünde. şiirsel soyut- lamanın ızlerinı taşıyan bir tuval bu. Ortasında. ne olduğu anlaşılamayan iki beyaz yumrunun etrafında açık turku- \az mavısi. kirli çağla yeşili ve duman- lı griler, neredeyse monogrom bir kom- pozısyon araştırması olarak nıtelendi- rilebilecek olan resme gızemli biratmos- fer kazandınyorlar. Yeni arayışlardan çekinmedi Doganm büyüteç altına alındıgı bir te- maolan 'paysage'. Dino'nun farkh tek- nıklerle bıkmadan. usanmadan ele aldı- ğı. kımi kez yalın çızgilerle (sergıdekı 'İtalyan Bahçesi 1 ve II' kompozisyon- lannda oldugu gibı) kımi kez de soyut- la somut arasında konumlanan lekeler- le (sergideki *Gemi I ve II' çalışmala- nnda oldugu gibi) adeta içselleştirdigi bir konu. Sergide yer alan yağlıboya. ak- rilik. çini mürekkebı, guvaj, suluboya, keçelı kalem ve sepya teknıklerinde ger- çekleştirilmiş olan çalışmalara, soyut, gerçekçı, semifıgüratif gibi kategori- lerden uzaklaşarak yaklaşmak gereki- yor. Çünkü Abidin Dino gözlemledik- lenni çalışmalanna aktanrken her tür- lü sınırlayıcı öndüşünceden uzak dur- maya çalışarak görsel deger karmaşa- sının getirecegi olumsuzluklan da göz önûnde bulundurarak 'görüntüyü açım- larken' ıki temel Fıilin dolaylannda ge- zıniyor: Görmek, dönüştürmek. Sergide yer alan çalışmalann birço- gunu özyaşamsal açıdan değerlendir- meye, sanatçının o dönemlerinde ilgi- lendigi, yazdığı, üzerinde durdugu ko- nulan göz önünde bulundurarak yorum- lamaya çalışmak mümkün. Ama üç aşa- ğı beş yukan. bildik kıyılara çıkanr iz- leyicileri bu türcabalar. Önemli olan. res- min aktöresıne sadık kalarak Dino'nun çalışmalanna egilmek. Böylece onun özgünlük/öykünme kutuplannda hangi tarafta durdugunu saptamak. Bu sergi- nin sürprizli, bilinenle bihnmeyenı yan yana getirerek farkh tekniklerde üretil- mış olan çalışmalan içermesi, Dıno'nun birçok döneminde etkıleyici bir resim dili kurdugunu, ama bu dili yetkinleş- tirerek farkh bir boyuta taşımak yerine, yenı yaklaşım açılanna, kurgu ve dil arayışlanna girmekten çekinmediğini gösteriyor. 1%0'lardaki 'Antibes reshn- lerinden' 1975'li yıllardakı 'Paris'resim- lerine, oradan da 1980 döneminde ger- çekleştirdigi 'paysagesvisionnaires' di- zisine kadar Dino'nun belli bır göz kar- maşası yaratan sıra dışı bır gelişim çiz- gisi olmasınarağmen,ortak yaklaşım açı- lan, leitmotivleri de var. Buniardan il- ki çizgisellik. Yaghboya, guvaj, akrilik gibi tekniklerle çalışsa da, Dino'nun iç- deneylere tutarak geliştırdigi bir çizgi- si var. Kendi içinde, etrafında farkh bi- çımlerle dönen bu çızgiler bir hareket- lihk (mouvements perptuels) oluşturu- yorlar. Sergilenen resimlerin ortak pay- dasını oluşturan özellik de bu Sergı, Galene Vieılle du Temple'de 21 Mayıs 1999 tarihine dek izlenebilir. RtCKY MARTİN'LE DÜET YAPAN SERTAB ERENER 'Sesimi ve yeteneğimi ortayakoyacağım' Sanat Kurumu'nun 1997-1998 ödülleri açıklandı 6 Mutlu Son'a üç ödül • Şarkı söyleme meselesi içime düştüğü andan itibaren hayalim buydu. Avrupa projesi kapsamında çok ciddi bir şirketle çalışıyorum. Eğer bir aksilik olmazsa ve doğru şarkılar bulunursa başan bence çok yakın. NURDAN CİHANŞÜMUL 'Vuelve' atbümüyle 'En lyi Latin Pop Şarkıcısı' dalında Grammy Ödülü'nü kazanan ve birçok ülkede şarkılanyla bir numaraya yerleşen Rkky Mar- tin'ın ilk lngilızce albümü Rkky Martin '99 tüm dünyada piya- saya sürüldü. Albümün ilk single'i 'Livin' La V kla Loca da şu anda ünlü Billboard listelerinde en üst sı- rada. Ricky Martin. yeni albü- münde sürprız ısimlerden de destek görüy or v e Madonna ile 'BeCarefuP (Cuidado Con mi Corazon) adlı parçayı, Private Emotions'ı da Sertab Erener ve \1ea ile düet yaparak yo- rumluyor. Temmuz ayı içinde albümü- nün promosyonu içirr Türki- ye'ye gelecek ve 2000 yılının bahar aylannda ülkemizde kon- ser verecek Martin gibi Sertab Erener adlı son albümüyle listelerin üst sı- ralannda gezinen Sertab Erener ise 22 Ma- yıs Cumartesi günü saat 20.00'de Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda konsere çıkacak. Sertab Erener'le 'Ricky Martin 99' al- bümü ve yeni projeleri üzerine konuştuk. - Ricky Martin ile aynı albiunde yer alma projesi nasıl oluştu? Sony Şirketi'nin Ricky Martin'le hazırla- dığı dünya projesi kapsamında oluştu, Ingi- lizce albümü daha iyı sunmak için bir şey- ler planhyorlardı. Albüm için bir düet iste- diler sonuçta. Bu düeti iki kişiyle yaptı Rıcky; Mea ve benle. Albümün iki ayn versiyonu çıktı. Seçımi ise pazarlann kendılerine bı- rakıyorlar. Yavaş yavaş hangi pazann kimi istediği belli oluyor. Asya tarafi benim söy- ledigim versiyonu çıkaracak örneğıa - Private Emotions için videoklipçekilecek mi? Sanıyorum klip çekilecek. Bu parçayı dün- ya pazanna üçüncü single olarak sunacak j lar. Bu da bu parçaya önem verdiklerini gös- teriyor. ANKARA (AA) - Sanat Kurumu'nun 38 yıldır da- ğıttıgı ve artık gelenekselleşen ödülleri açıklandı. Sa- nat Kurumu'ndan yapılan açıklamada. 1997-1998 yılı ödüllerinın Plastik Sanatlar ve Tıyatrodalında venldı- ği bildirildi. Tıyatro alanında "Mutlu Son"daki başansı ile yönet- men Yücd Erten "En İji Yönetmen" ödülüne layık gö- rüldü. 14 En lyi KadınOyuncu" ödüllen "Balkon" adlı oyun- dakı rolüyle ZuhalOlcay'a ve "MutJu Son"dakı rolüy- le Tülay Günal Çimenser'e verilirken "En İyi Erkek Oyuncu" ödüllen. "Mutlu Son^daki rolüyle ÇetinTe- Idndor ve "Goya"daki başansıyla Erol Kardeseci'nin oldu Eşber Yağmurdereli "Akrep" adlı oyunuyla "En İyi Oyun Yazan" ödülüne hak kazanırken. ADT'nın "Ge- yiİder Lanetier" oyunu "En İyi Yapım Ödülü"ne layık görüldü. u Lysistrata"daki rolüyle Esra Bezen Bilgin ile "5. Frank"daki rolüyle Devrim Yakut "Övgûye Değer Ka- dın Oyuncu" ödüllerinın sahibı olurken Tayfun Erars- bn da "5. Frank"daki rolüyle "Övgüye Deger Erkek Oyuncu" ödülünü aldı. "En İyi ÇevirT ödülü "Mşne Bahçesi" adlı oyunla Ataol Behramoğlu'na. "En İyi Dekor-Kostüm" ödülü "Mutlu Son" ve "5. Frank" oyunlanyla Gûl Emre've, "En İyi Sahne Müziği*' ödülü "5. Frank" ve "Akrep" oyunlanyla Kemal Güniiç'e. "Övgüye Değer Işık Ta- sanmı" ödülü ise "Yöicu" adlı oyunla Osman Sefim Yıl- dız'a verildi. DTCF Tiyatro Bölümü ise "Cumhuri- • yet'e Selam" adlı oyunuyla Seçici Kurul Özel Ödü- 'Mutlu Son'da ovnayan Tiilav Çimenser ve Çetin Tekindor, Kn İyi Oyuncu Ödûlleri'ni paylaşûlar. lü'ne layık bulundu. Sanat Kurumu Onur Ödülü Prof. Hikmet Şimşek'e venlırken. resim dalında Bilal Erdogan. heykel dalın- da Meriç HızaL özgünbaskı dalında Mürşide Içmeli "Yılın Sanatçısı'' seçıldiler. Seramik dalında Mtıthı Başkaya "Övgüye Değer Sanatçı" ödülüne layık görü- lürken Galeri Nev, Ankara Alman Kültür Merkezi ve Çağdaş Heykeltıraşlar Derneği ile Lütfü Giinay, "Sa- nat Kurumu Özel Ödülü" ile ödüllendirildi. Sanat Kurumu ödülleri, 24 Mayıs Pazartesi günü dü- zenlenecek törenle sahiplerine verilecek. Fotoğraflarla 'Popun Ikonları' Sertab Erener, daha geniş bir kitleye ulaşmak amacında. - Avrupa'ya açılma projenizden söz eder misiniz? Bunu Avrupa'ya açılma olarak görmüyo- rum. Şarkı söyleme meselesi içıme düştü- ğü andan itibaren hayalim buydu. Ne kadar büyük düşünürsen o kadar büyük şeyler ba- şanrsın. Bunun ilk yolu kendi doğduğun memlekette bir şeyler yapıp var olmak. Be- nim daha adımlanm bitmedi. Yapmak iste- diğimi yapmak ve daha geniş bir kıtlev e şar- kılanmı dinletmek için ilk adım bu. Avru- pa projesi kapsamında çok cıddi ve güveni- ltr bır şirketle çalışıyorum. Bu iş için çok ciddi bir ekip gerekli ve bu ekibi de burada kurduğumuzu düşünüyorum. Ben sadece yeteneğimi ve sesimi ortaya koyacağım. Eğer bir aksilik olmazsa ve doğru şarkılar bulunursa bence başan çok yakın. - Avrupa projesi dışında yeni projeleriniz var mı? Bütün yaz boyunca konser vermek istiyo- rum. Bunun dışında 22 şehirde ımza günle- n olacak. Avrupa projesi zaten yeterince bü- vük. Kûltür Servisi - Londra'da- ki ünlü National Portrait Gal- lery. son kırk yılda müzik ta- nhıne damgasını vurmuş tn- gılız pop yorumculannın fo- toğraflannı bir araya getiren sergiye ev sahipligi yapmaya hazırlanıyor. Beaties'tan Cata- tonia'ya kadar. Ingılız pop kül- türünü oluşturan 50 kadar yo- rumcunun fotoğraflannın yer alacağı serginin adı 'Popun tkonlan'. Ancak sergiyi diğer fotoğ- raf sergilerinden ayıran çok önemli bir özelliği var: Sergi, estetik açıdan değer taşıyan ya da tarihsel bir belge nıteli- ğındeki fotoğraflan değil, pop sanatçılannın kendi müzik se- rüvenleri boyunca dinleyicile- rine yansıttıklan imajlan öne çıka- ran fotoğraflan içeriyor. Serginin küratörlerınden Terence Pepper yirmı yıl önce Sex Pistols grubu. pop endüstrisinin 'dinazor'la- nna karşı itaatsizliklerini ilan ettik- leri sırada isyankâryeni kuşağı, fo- toğraflann yardımıyla dınozorlarla birlikte aynı mekânda buluşturmayi düşünmüştü Sergı için iznın çıkmasıyla bir- likte, ünlülenn 'imaj'larını en belir- gın biçimde yansıtacak fotoğraflar Sex Pistols'un imajı serginin çıkış noktası. arşivlerden. ünlülenn kişisel eşya- lan arasmdan, müzik kütüphanele- rınden derlenerek bir araya getiril- di v e elemeler y apıldı. Serginin öte- kı küratörü de yazan Philip Hoare oldu. Hoare \e Pepper. fotoğrafla- nnı sergiye taşıdıklan ünlülenn mut- laka bırcr 'pop ikonu' olması koşu- lunu getırdiler tkilıye göre bır 'pop ikonu', imaı sahibi olmayı her şey- den çok önemseyen kişi anlamına ge- lıyor. Seçtikleri fotoğraflann, ıkon- lann halkın kafasındaki ımajlannı en iyi yansıtan kareler olma- sına özen gösterdiler. "Yal- nızca ünajın peşindeydik" diyor Pepper. "Gerçek ha- yatta ilgisiobnaşan, bol mak- yajlı görüntüler bulmaya çabşük." Bu nedenle de pek çok sanatçının fotoğrafi ser- gi kapsamı dışında kaldı. Küratörlennbir diğer öl- çütü ise fotoğraflann, pop- çulann kariyerlennın ilk dönemine ait olması. Hoare. "Bize, insanlann onlar gi- bi olmak, onlar gibi giyin- mek istedikleri döneme ait fotoğraflar gerekiyordu" di- yor. 'Popun Ikonlan' sergi- sinin önemli bir özelliği de Roxy Music'ın ilk şarkısı Remake Remodel'e çekıl- miş ilkel ve acemıce klibi gibi pek çok hoşluğu sunacak olması. Açıhşı 4 Haziran'da gerçekleşe- cek olan sergi, Sex Pıstols'ın 'kötü şöhret'inin doruğundayken çekilmiş fotoğraflanndan tutun da onlann 'di- nozor' diye nıtelendirdıklerı Tom Jones, Sandie Shaw. Rolling Stones gibi ünlülenn fotoğraflarına; David Bowie. Oasis ve Jarvis Cooker gibi yeni kuşağın ikonlannın göriintüle- nne dek pek çok kareyı aynı me- kânda buluşturacak. DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ İki Anlayış "Üç Denizin Dalgalan" adlı yazariar kuruluşunun oluşum süreci, Isveç Yazariar Birliği Başkanı Pe- ter Curman'ın girişimiyle başladı. Bu kuruluş Bal- tık, Karadeniz ve Ege'de kıyısı olan on yedi ülke- nin yazar ve sanatçılarını bir araya getirmeyi amaç- lıyordu. İlk etkinlik olarak, Kasım 1994'te 450 yazar ve çevirmenin katıldığı bir gemi gezisi yapıldı. On gün süren gezi boyunca Pire, Odesa, Köstence, Var- na, Istanbul ve Izmir limanlarına uğrandı. Gemide çeşitli tartışmalı toplantılar oldu. Bu toplantılar sı- rasında, bölgede birkaç yazariar ve çevirmenler evi kurulması kararlaştınldı. Bu gezinin hemen ardından Selanik kenti giri- şim kurulunu davet etti. Orada Rodos Belediyesi görevlileri, ilk merkezin Rodos'ta açılmasını iste- diklerini söylediler. Yedi kişilik bir kurul Rodos'a çağ- rılarak çeşitli mekânlar gösterildi. Bunlar içinden, eski bir Osmanlı paşasının konağıyla yanındaki ikinci bir yapı seçildi. Yapılardan yeni otanı sekiz ayda onanldı ve açıldı. Paşa konağı için ise resto- rasyon projeleri başlatıldı. Bugün açık olan Ulus- lararası Yazariar ve Çevirmenler Merkezi'nde bü- rolar ve yazarlann ücretsiz olarak kullanımına ay- nlmış on oda bulunuyor. Burada çalışanlann ve ya- pının tüm giderleri Rodos Belediyesi'nce karşıla- nıyor. "Helios" adlı Ingilizce-Yunanca bir dergiçı- kanlıyor. Son sayısında, ülkemizden Can Yücel, Ece Ayhan ve Küçük Iskender'in şiirteh var. Paşa konağının restorasyonu için ise Yunanis- tan Kültür Bakanlığı bir milyon dolar ödenek ayır- dı. Bir yıl içinde bu yapı da hizmete açılacak. Mer- kezi ziyaret eden Maçka Sanat Galerisi sahibesi Rabia Çapa da, bir odayı Osmanlı bıçemiyle dö- şemeyi üstlendi. Bu merkezdeki etkinlikleri yedi kişilik bir Ulus- lararası Kültür Komitesi düzenliyor. Ülkemizi bu ko- mitede Sezer Duru temsil ediyor. • • • Benzer bir yazariar evinin, Yunanistan'dakiyle eş- zamanh olarak Istanbul'da da açılabilmesi için Tür- kiye PEN Yazariar Derneği de Dışişleri Bakanlığı Tanıtma Dairesi'ne başvurarak Büyükada'da bu amaçla bir yapı tahsis edilmesini istedi. Ancak hiç- bir sonuç alınamadı. Ardından, Heybeliada'daki Hüseyin Rahmi Gür- pınar evi gündeme geldi. Ev, yazan tarafından, ölümünden sonra müze yapılması için devlete bı- rakılmış. Bu evin, restorasyonu yapılarak ulusla- rarası yazariar evi olarak kullanılması için Türk PEN'ine verileceği bildirildi. Ancak Kültür Bakanlığı, evle hiç ilgilenmeyerek yapının harap bir duruma gelmesine, camlann kı- rılıp, ıçindeki antika eşyalann çalınmasına, martı- lann evin içine yuvalannı yapmalanna yalnızca se- yırci kaldı. Evin bahçesindeki yere atılmış bir ta- belada, "Kültür Bakanlığı Hüseyin Rahmi Gürpı- nar Evi Restorasyonu" yazıyor, ancak yapılan hiç- bir şey yok. Kaç yıl geçti. Her yıl Rodos'ta yapılan genel ku- rul toplantılannda, Istanbul'daki merkezin ne za- man açılacağı soruluyor. Istanbul'a gelecek, burada kalacaklan süre için- de ürün verecek yazariar ülkemiz için az bir tanı- tım mıdır? Başbakanlık Tanıtma Fonu, geçen yıl Pink Floyd konseri için milyonlarca dolar ayınrken, Türk PEN'in konuya ilişkin mektuplarını yanıtlamak gereği bile duymuyor. Sonra da Yunanistan'ın uluslararası etkinliğinden yakınılıyor. Yakınmadan önce, eldeki fırsatlann nasıl değer- lendirildiğıne bir dönüp bakmak gerekmez mi? İTÜ'de mimarlık semherleri • Kültür Servisi - İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Tanhı Anabihm Dalı Başkanı Prof. Dr. Semra Ögel'in fiilı çalışma süresinin sona ermesi nedeniyle Ögel'in ögrencileri ve arkadaşlan 20-21 Mayıs günlerinde bir dizi seminer düzenledi. Yann 09.30'da başlayacak ilk bölümde Metin Sözen 'Günümüz Türkiyesi'nde Sanat ve Mimarlık Tarihi Eğitiminin Önemi". Burcu Özgüven Osmanh-Batı Sanatsal Ilişkilerine Dair Araştırmalara Genel Bir Bakış', Aygûl Ağtr "Seyyid Nuh'un Venedik Haritası', Aykut Gürçağlar 'Avrupa Sanatında Osmanh-Türk Imgesinin Dönüşümü', llknurKolay 'Bir Oryantalist Figür: Bıyıklı Adam', Şule Yum 'Osmanlı Resim Sanatı ve Müzik', Süleyman Kınmtayf'Osmanlı Sarayı ve Sanatçılan', Aydın Polatkan "Süleymaniye Camıi ve Ayasofya: Bir Atıf, Afıfe Batur 'D'Aronco'nun Çeşme Onanmlan'. Turgut Saner 'Beykoz'da tshak Ağa Çeşmesi', Aras Neftçi '18. Yüzyıl Kuşevleri" başhklı konuşmalan sunacaklar. Cuma günü ikinci bölümünde ise Metin Ahunbay 'Dara Araştırmalan', Ali Uzay Peker 'Anadolu'nun 13. Yüzyıhnı Anlamak', Günkut Akın 'Perili Köşk: Tekinsiz Olan ve Modernite', Zeynep Kuban 'Frida Kahlo ve Kmk Sütunu', Fulya Eruz 'Mimari Form Kullanımının Küçük Sanatlara Yansıması" ve Filiz Özer 'Çagdaş Eşya Tasanmında Tarihsellik' konulannda inceleme ve değerlendirmelerini aktaracaklar. K Ü L T Ü R I Ç t Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle