Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 NİSAN 1999 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Erbabı Kalem, Erbabı...
PARİS - Bill Clinton, Miloşeviç i uyarmayı, NA-
TO güçleri Sırbıstan ve Kosova'yı bombalamayı
sürdürür, Sırplar üç Amerikalı askeri yakalar vete-
levizyon ekranlannda teşhır edip büyük bir zafer
kazanıriarken, ünlü Monica Levvinsky de Paris'in
en büyük mağazalanndan Galenes Lafayette'ie
kitabını imzaladı çarşamba günü.
Oval Ofis'tekı oral seksiyle Amerikan tarihine
geçen, Clinton'a ecel terleri döktüren Levvinsky,
aslında kendı kitabını kaleme almış da değil. O anı-
larını anlatmış, profesyonel bir yazar da kaleme al-
mış. Kısacası, fettan Monica kaleminı değil, yine
ağzını kullanmış.
Ama doğrusu, Monica'ya kitap imzalatmak için
bekleyenlerin oluşturduğu kuyruk, nice ünlü, hat-
ta popüler yazan kıskandıracak nitelikteydi.
Nitekim öyle de oldu. 'Sınek Sarayı' yıllar önce
Fransızcaya çevrilmiş olan Mine Kınkkanat,
- Şu işe bak, dıyordu, kadın yazı yazmasını bi-
le biimeden ünlü yazar oldu.
- Eeee, dedim, şaşacak bir şey yok, artık erba-
bı kalem dönemı geçtı. Şimdi erbabı hokka daha
gözde.
Son zamanlarda züğürt tesellisıyle mi avunur ol-
dum ne, bilmiyorum, ama bu ışin, Fransa gibi,
okumanın hâlâ revaçta olduğu, yazariann saygı
gördüğü bir ülkede de bu şekilde cereyan etme-
si, benı çok sevındırdı.
Gerçi Fransızlar da son yıllarda gençlerin artık
eskisi gibı okumamalarından şikâyetçiler, ama
Christian Baudelot'nun yıllar süren bir araştırma
sonundayayımladığı kitap, ışlenn peksanıldığıgı-
bi olmadığını, yıne de gençlerin sanıldığından çok
dahafazla okuduklarını belirtiyor.
Tabii okumayanlar, kitaplara boş verenler yok
değil, işin kötüsü, gençler 15 yaşında, 18 yaşın-
da okuduklanndan daha fazla okuyorlar. Aynca
okumanın biçimi de değişmış. Kimileri bilgiye doğ-
rudan, bilgisayardan ulaşıyor, artık basılı kâğıdın
eski kutsallığı kalmamış. Kitap okumak, müzik
dinlemenin, televizyon seyretmenin, arkadaşlarla
takılmanın, sporyapmanın. dergi okumanın ardın-
dan altıncı sırada yer alıyor. 15 yaşındakilerin yüz-
de 33'ünün en sevdiği uğraş kitap okumak. Bu o-
ran 18 yaşındaki gençferde yüzde 30'a düşüyor.
Ve de kızlar, oğlanlardan daha çok okuyoriar. Ko-
lej oğrencılerı de lisedekılere oranla okuma alanın-
da daha ileriler.
Rakamlar, kımi Fransızlann endişelerinin haksız
olmadığını, ama yine de durumun abartıldığı ka-
dar vahamet kesbetmediğini de gösteriyor. Tabii
bütün bu veriler bizim için kıskandıncı.
Ama gördüğünüz gibi, burada da yazdıklannı
okutmak için illa eskilerin deyimiyle erbabı kalem
olmak, yani kaleminin gücüne güvenmek şart de-
ğil. Monica Levvinsky olayında gördüğümüz gibi,
pekâlâ erbabı hokka da başının çaresine bakabi-
lfyprHh.atta.diyşbLİiriz ki kalem erbabjnı geride bi-
İeDirakıyor."'
Türkiye'de öyle değil mi? Maşallah eski adıyla
basınımız, yeni sanıyla medyamjz, gerçekten ka-
lemlerinin gücü nıceerkeği kıskandıracak çok de-
ğerli kadın yazarlann yanı sıra bu alanda yetene-
ği herkesi güldüren birçok da erbabı hokkayı sü-
tun sahibi yaptı.
Onlann da müşterileri bol olmalı ki uğraşlannı
sürdürüyorlar. Kendi içine kapanık Türk toplumu-
nun bireyleri olan bizler de bu durumu kültürel az-
gelişmişlığımizin birsonucu olarak kabul edip üzü-
lüyoruz. Halbuki, Monica Levvinsky olayında da
görebileceğimız gibi, erbabı hokkalann itibarı da
küreselleşmiş, her yerde erbabı hokkalarel üstün-
de tutuluyor.
Yazar Fakir Baykurt
'Sermaye iktidaraıa
ÖDP son verecek'
ASUMAN ABACIOĞLL
tZMİR-
Özgürlük
ve Daya-
nışma Par-
tisi lztnır 2. bölge 1. sıra
milletvekilı adayı Fakir
Baykurt Türkıye'nın 50
yıldır sermaye iktıdarına
çok müsamaha gösterdiğı-
ni beürterek "50 yıl çok
uzun bir süredir. 50 yıllık
sermaye iktidanna son ver-
mek ve emekten yana yö-
netim için ÖDP'ye oy ver-
mekgerekir''dedı.
Köy Enstıtüsü'nübitire-
rek köy öğretmeni çıktığı
yıl aldığı politikaya girme-
me karanna 70 yaşına ka-
dar bağlı kaldığını belirten
Fakir Baykurt, Türkiye'de
geleceğe doğru büyük bir
değişımm sinyalini gördü-
ğü ÖDP'den teklıf gelınce
politikaya atılmaya karar
verdiğini söyledı. Öneriye
olumlu yanıt vermesinde
Izmır adaylığının da etkıii
oldufunu kaydeden Bay-
kurt, "1935 yıhnda İzmîr,
Hasan Âli Yücel'igönder-
di Medis'e. Onun bölgesin-
den adayukda bu karanrn-
daetkilioidu. Görüj>akın-
hğımdan dolayı ODP'yi
tertihettim" dıye konuştu.
Bu seçımlerin sürpnz
sonucları olabıleceğıne
dikkat çeken Baykurt, söz-
lerinı şöyle sürdürdü:
"Çünkû 50 yıldan beri
sürüp gelen yönetimler
ağuiıkla sağ ve sermaye yö-
netimleridir. Buna karşıhk
emekçi kesimler >eterince
desteklenmemiş, işçi hak-
lan kjsıtlanmış, tanm üre-
tkikrinin ürünlerini de-
ğerlendirme konusunda
gerekli özen ve duyaruhk
gösterUmemiş, örgütlen-
melerine, fiyaüannı betir-
lemelerine olanak gösteril-
memiştir. ÖDP'nin prog-
ramında bunlann böyleol-
mayacağı. emek ve işçi ke-
sûninin haklannı alabüece-
ğL ekonomik mücadeienin
daha özenle yürütüleceği,
tanm kesiminde üretimin
destekleneceği açıktır. 50
yıllık sermaye yönetimin-
de, eğitinı bozulmuş, sag-
lıkta çağdaş düzeye geline-
memiş, Türk parası büyük
ölçüde değer yitirmiş, so-
nuçta toplumdaki tüm de-
ğerler yok olmuş. bundan
ahlak da etkÛenmişrir.
Programımızda eğitimden
sağuğa. ekonomiden ada-
lete ve güvenHğe kadar her
alanda çözümümüzvanhr.
Bunlann hepsine çözüm
bulunabilir. Savnrganhkve
sönıürü önlenirse Türid-
ye'nin kaynaklan doğru
kuHanüırsa,sorunlarçözü-
lebüir."
50 yıhn, bir sermaye
idaresi için çok uzun bır
süre olduğunu vurgulayan
Baykurt, "Türkiye, bu ser-
maye idaresine çok müsa-
maha göstermiştir. Bizim
önümüzde TİP ömeği var.
Onunkadrolanbizimpar-
timizdedir. Aynısını şimdi
biz gercekleştireceğiz.
ÖDP, bütün Türkiye'nin
sol geçmişini, sosyalist geç-
miş'ıni kapsayan bir yapı-
dadır. Çok iyi bir birikim
vardır. 50 yühksermayeik-
tidanna son vermek için,
emekten yana yönetim için
ÖDP'ye oy vermek gere-
kir" dıye konuştu.
Bolu Kıbnscık Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nım yeni yaptmlan binası çürük çıktı
Umutlannımüteahhitçaldı
7
995 yılında
yapılan 5 katlı
sözde "görkemfi"
binanın içinde
oluşan göçükler üzerine
yeniden eski okula taşınan
öğrenciler, olanaklann
sınırlı olmasma karşın
başan grafıklerini her yıl
yükseltiyor. Mezun olan
pek çok ögrencinin
Anadolu ve öğretmen
liselenni kazandığı okula
en büyük destek yine
öğretmen ve
kaymakamdan geliyor.
Okul Müdürü Sadık
Ozbek, 439'u gündüzlü,
215'i yatıh ögrencinin
öğrenim gördüğü okulun
toplam bütçesinin 20
milyar lirayı bulduğunu
belirtiyor. Koruma
Derneği ve kaymakam
desteğını de arkalanna
aldıklannı vurgulayan
Özbek, yeni okulun
müteahhidı Kemal
Mutlu'dan yakınıyor.
1995'te devredilen okulun
zamanla göçmeye
başladığını anlatıyor:
"5 katlı okulda göçükler
ve çatlaklar oluşunca
hemen tahliye ettik. Eski
okula taşındık yenkten.
Ogrencüerin yaşamını
riske atsunazdık. Okulda
yaklaşık 2 yıl kalımşbk,
Kaymakamımız Ferhat
Kurtoğlu da konunun
ûzerinde hassasiyetle
durdu. Bayındırİık
Bakanügı'ndan
mübendisleri çağınü.
Mühendiskr, yapüklan
incekmekr sonucunda
okula oturulamaz raporu
verdi. Çimento ve demir
eksiknği saptandı.
Bakanhk, müteahhitfc
mahkemelik oldu.
Sakarya Ünrversitesi'nden
uzmanlar getirildi. Konu
şimdi Bolu Asliye Hukuk
lNiahkemesi'nde. Bu
okulun yıkdması da
büyük mahyet
gerektiriyor. Mflyarlarca
tira hav^a uçtu."
• İşsizliğin çok yoğun olduğu Bolu'nun
Kıbnscık ilçesinde kurulu Yatılı ilköğretim
Bölge Okulu (YİBO), sürekli göç veren
bölgede renkli bir pencere açıyor.
Okul, tavukçuluk ve koyun çobanlığı
mesleklerinin egemen olduğu bölgeye, eğitim
hareketliliği getiriyor, yoksul aile
çocuklanna eğitim şansı sunuyor. . ..
Müteahhidin malzemeden çaldığı okulda göçükler oluşmaya başlayınca, öfrenciler yeniden eski okula şbnmış. (Fotoğraflar: SERDAR'ÖZSOY)
ilçeye uğrayan velilerin
sürekli okula geldikJerini,
çocuklanrun okuması için
her türlü fedakârlıgı
gösterdiklerinı belirtiyor.
Özbek'in anlatımlan,
bölgeler arasındaki görüş
farklılıklannın eğitıme
etkısıni gösteriyor.
öflrencller...
Kıbnscık YÎBO'daki
öğrencilerin öyküleri diğer
yatılı okul öğrencilerinden
farklı değil. Köyierindeki
birkaç kışıyi öldürdüğü
için babası cezaevinde
olan Reşat Öncel, devlet
yardımından öncelikli
yararlanan öğrencilerden.
Öncel'e annesi ve
komşulan bakıyor.
7. sırufa giden
Fatma Kocataş da babası
cezaevındeki diğer
öğrencilerden bin. Babası,
düğünde sarhoş iken
kayınpederini öldürdüğü
için 7 yıldır
cezaevindeymiş.
Havva Akmaz. aile
durumu iyi birkaç şanslı
öğrencıden.
Anadolu liselerine
hazırlanan Akmaz, beden
egitimi öğretmeni olmak
istiyor. Babası çiftçi,
annesi ev hanımı. Havva,
okullanndaki eksiklikleri
şöyle anlatıyor.
"BUgisayar laboratuvsn
istiyoruz. Bu yıl pek çok
öğreanenimiz askere
gidiyor. Matematik
dersimiz bu nedenk boş
geçecek. Dersleri
vetiştiremeyeceğiz.
lngüizce dersini, sınıf
öğreanenimiz veriyor.
İkinci dönem tngiÛzce
öğrenmeye başladık. Burs
imkânlannın
artonlmasını istiyoruz.
Fenbilgisi
laboratuvanmızda çok
sayıda eksik var. Aslında
lstanbul'da okumak
istiyorntn. Çünkfi
oradaki imkâıuar dah»
Okullannın aşçı ve bulaşıkçılan
olmadığını belirten Özbek. bu
açıklannı koruma derneğinden tutulan
kadmlarla gidermeye çahştıklannı
söylüyor. Oğrencılere öğretim yılı
basjinda kaban, ceket. forma
dağıtılmış, ayhk 900 bin lira harçlık
verilıyor. Diğer yatılı okullarda olduğu
gibi altına işeyen çocuklan ilaçla ya da
nöbetçi öğretmenlerle tedavi etmeye
çahştıklannı aktaran Özbek,
sorunlannı şöyle özetlıyor
"Eski okula taşuımak zonında
kaldığmuzdan çocuklan banyo için
cumartesi-pazar evlerine yoUuyoruz.
Eski okulda duş sistemi \ok. Bu da
baa sorunlan gündeme getirdi. Geçen
yıl birçok ögrencinin saçında sirke
saptadık. Doktorlaıia olaya müdahale
ettik. Koğuşlan dezenfekte ettik.
Banyosunu yapmadan geleni yeniden
evine gönderdik. Eski okulda mutfak
da bulunmadığı için kendi
olanaklannuzla bir yemekhane yapük.
Öğrencilerin yüzde 8ü'i cumartesi-
pazar köylerinc giderken soğuk
aigınhgı geçirdi. Bu sorun nedeniyle de
hemşire tuttuk. Tabii bunlar
maliyetimizi artbnyor. Günde 20
öğrenci viziteye çıkryor. Her öğrend en
az 2 mflyonluk ilaç alıyor."
Bılgısayar laboratuvan sözü
verilmesine karşın ilçenin alım
lıstesinde yer almadıklannı aktaran
Özbek, "Bize verflen söz tutulmah''
dedi. Müdür Sadık Özbek, diğer yatılı
okullardan farklı olarak ilçelerindeki
velilerin öğrencilerin durumuyla
yakından ılgilendiğıni söylüyor.
Müdür, perşembe pazan nedeniyle
fyi" 2 yıl yatılı okuduktan sonra
gündüzlü eğitime geçen Yasemin
Çeltik. temizlik sorunlanndan
şikâyetçi. Çeltik, hemşire olmayı ve
Ankara'da yaşamak istediğini
vurguladıktan sonra, artık yatılı
okumadığı için mutlu olduğunu
söylüyor
İİTTİ
Örgütte kan kaybının sürdüğü ancak tehdidin ortadan kalkmadığı belirtildi
TKK siyasallaşmaya çalışıyor'ANKARA (CumhuriyetBürosu)
- PKK'nin 1992 yılından bu yana
uğradığı kan kaybı sonunda zayıfla-
dığı. ancak örgütün neden olduğu
tehdidin henüz ortadan kalkmadığı
bildırildi.
Gazi Oniversitesi Iktisadi ve îda-
ri tlimler Fakültesi Kamu Yönetimi
Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr
ÜmHÖzdağ. 'bugünedekordulaşa-
mayan PKK'nin bundan sonra si-
vasallaşmaya çakşnğııu' beürterek.
1999 yıhnın gerek PKK gerekse
Türkiye açısından bir dönüm nok-
tası olacağını söyledi.
PKK'nin 15 yılını değerlendıren
ve bu konuda rapor hazırlayan Öz-
dağ. "1984 yihndan 1990'a kadar
stratejik saviınma, 1990-1993 ara-
sında stratejik denge aşamasında
kalan PKK. stratejik dengeden or-
dulaşarak stratejik saldın aşaması-
na geçmeyi başaramamış \e yavaş
yavaş stratejik savunma dönemine
dönerken stratejik dengenin baa
unsurlannı muhafaza etmeye çauş-
nuşnr" dedi Özdağ. 1984 yvhnda
Türkiye'ye karşı açık savaş başlatan
PKK'nin. 1984-1990 yıllan arasın-
daki eylemlerinın asken açıdan ba-
şansız, fakat politik ve psikolojık
açıdan başarıh olduğunu ileri sürdü.
PKK'nin 'stratejik savunma' diye
adlandırdığı bu dönemde güvenlik
güçlennın etkin olarak kullanılama-
dığını, Kürt milliyetçihğınin yükse-
lişe geçmesınden dolayı örgüte ka-
tılımlann lcitleselleştığuıe dikkat çe-
ken Özdağ, PKK'nin 1984'te 100
civannda olan milıtan sayısının
1992'de ise 15 bıne ulaştığuu belirt-
ti.
IkinciInönü Zafeıi'nin 78.yüdönümü
törenlere gecUdi. Inönü Zaferleri Anırj vetkinci Inönü Zaferi'nin 78. yüdönümü,
Biledk'in Bozü\ük ve Eskişehir'in İnönü
ilçekrinde törenkrie kutiamh. Metristepe
Anıü'na çelenk konulması Ue başlayan törene,
Bozüyük'ün Akpınar köyündeki tnönü Şehider
Anıb'nda devam edildi. Tanm ve Köyişleri
Bakanı Mahmut Erdir, törendeki
komışmasında, tarih boyunca Türk miltetinin
hjçbir cephede mağlup edilemediğini beiirtti.
Daha sonra, Eskişehir'in tnönü ilçesinde
Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıü'na
çetenkier konuldu, say şj duruşu \ apılarak
lstiklal Marşı okundu. ınönü Zaferi'nin 78.
yıldönümü dolayısryla Cumhurbaşkam
Süleyman Demirel, TBMM Başkam Hikmet
Çetin, Başbakan Bülent Ecevit, Genelkurmay
Başkam Orgeneral Hüseyin Kıvnkogju, Milli
Savunma Bakanı Hikmet Sami Türk, Bilecik ve
Eskişehir valflerine kudama mesajı gönderdUer.
Örgütün, bu yıllarda gösterdiğı
ciddi güçlenme trendının sonucu
olarak 1989 yıluidan ıtıbaren Türki-
ye'de eğitim kamplan kurduğunu
bildıren Özdağ, daha sonraki geliş-
meleri şöyle anlattr
"1990'lann başmda sayılanyüz-
leri bulan PKK gruplan, kaçırdık-
lan binlerce küçük baş hayvandan
oluşan sürüleıie günlerce aradde
hiç bir güvenlik gücü ile karşuaşma-
dan dolaşabilmekte. gü\enlik güç-
lerinin görüş alanı içinde kamp ku-
rabilmekte idiler. Hatta güvenlik
güçleri üe PKK arasında çıkan ba-
a çaoşmalarda geri çekilen tarafîn
PKKdeğil, güvenlik güçleri olduğu
btte görülmüştür. Dağdaki PKK
unsurlanna lojistik desteğin gayet
iyi olduğu bu dönemi, 1995'ten iti-
baren PKK militanlan 'altın çağ-
lar' olarak hatuiayacaklar, 'o za-
manlar devlet gibı ıdık' diye düşü-
neceklerdir. Örgüt, 1992'den itiba-
renIdtiesel ayaklanmave dışandan
saldınlaria ele geçirme planını yü-
rürlüğe koymuştur. Bu plan çerçe-
vesinde Şırnak. İdiL, Silopi, Ulude-
re ve Cizre'de ayaklanma çabalan
1992 flkbahannda Nevruz müna-
sebeti Ue gerçekkştiritaneye çahşu-
dı. Ağustos 1992'de ise PKK, dısa-
ndan militan, içerkkn milisleri üe
Şunak'a y önelikağırbir saldın baş-
latn. Şumak saldınsu PKK ile gü-
venükgüçleri arasındaki mücadele
hem psikolojik hetn de askeri açı-
dan bir dönüm noktası teşkil etmiş-
tir. Son dönemde elde ettiği başan-
h operasyonlarile başı dönen PKK,
Şırnak'da başansızhğa uğraul-
nuşür. Ağustos 1992 başanstdığını,
örgüt için ağır bir darbe oluşturan
Ekim 1992 Kuzey Irakoperasyonu
bJemiştir"
Özdağ, PKK'nin bu tarihten iti-
baren alan hâkimiyeti stratejisi ge-
reği olarak militanlanra sınıra mü-
cavir alanlardan atarak iç bölgelere
kaydırmaya başladığını kaydettı.
Kayış alanlannın başında Tunce-
li'nın geldiğini belirten Özdağ,
'TİKKO'nun alanı' sayılan Tunce-
li çanağında ise PKK'nin pek başa-
nlı olamadığmı bildirdı.
30 yıl öncenin eylemcisi
Selvi, siyasete
çok erken girdi
SAMİHAZMİEZER
ADANA-CHPGenel
Başkan Yardımcısı ve
Adana 1. sıra milletvekili
adayı Cevdet Sehi, aktif
sendıkal mücadeleye ve
siyaset yaşamına çok
erken girenlerden. Selvi
bundan tam 33 yıl öncç,
henüz öğrenciyken ölüm
orucu eylemi yaprruş ve
bu eylemle gazetemizin
birincı sayfasına konu
olmuştu.
Harb-lş Sendikası'nda
genç yaşta başladığı işçi
haklan savaşımını daha
sonra Petrol-lş'te
sürdüren ve bu
sendikamn uzun süre
genel başkanlığını
yürüten Cevdet Selvi,
siyasal yaşamda da etkin
şekilde yer aldı. 12 Eylül
sonrasında MGK
taraftndan veto edilen 21
SODEP kurucusu
arasında bulunan Selvi,
1987'de SHP milletvekili
seçildi. Önce SHP'nin,
daha sonra da CHP'nin
Parti Meclisi üyeliğine ve
genel başkan
yardımcılığına getirilen
Selvi, halen Istanbul
milletvekili olarak görev
yapıyor. Selvi, 18 Nisan
seçimlerinde ise CHP'nin
Adana milletvekili adayı.
Birinci sayfa konuğu
Türkiye Cumhuriyeti'nin
kuruluşunun43.
yıldönümünün kutlandığı
29 Ekim 1966 günü
yayımlanan gazetemizin
birinci sayfasında bir
fotoğraf var. Önde
darağacında sallanan
ilmekli bir ip ve arkada
battaniyenin altında yatan
iki genç "İlti tekniker
kendini asacak" başhklı
resimaltında şöyle
denıyor. "Eskişehirü
Tekniker Okulu
öğrencilerinin ölüm orucu
devam etmektedir.
Öğrenciler, 10 gün
sûrecek oruç sonunda
teknikerierin haklan
verilmediği takdirde,
kendilerini yanlannda
bulundurduklan sehpa Ue
asacaklannı ifade
CHP Adana milktvekili
adayı Cevdet Sehi.
etmektedirier. Resimde,
banklann ûzerinde yatan
Tekniker Okulu Cemiyeti
Başkam C. Sehi Ue
YazmanE.Yenkefi
görütanektedir."
Akşamlan Tekniker
Okulu Makine
Bölümü'nde öğrenim
gören ve bu okulun
Talebe Cemiyeti
Başkanhğı'nı yürüten,
bugünün politikacısı
Cevdet Selvi, gündüz de
Eskişehir Hv. Ikmal
Merk. Tayyare
Fabrikası'nda 1. sınıf usta
olarak çalışıyor ve Harb-
tş Sendikası'nda
yöneticilik yapıyordu.