20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Karar oylanacak Erdost'un dosyası incelemede AJNKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yargı- tay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, yayımcı- yazar Muzaffer Ühan Erdost'un 9. ceza da- iresince onanan mahkûmiyet dosyası hak- kında inceleme başlattığı öğrenildi. Temyizde değerlendırmesini Erdost le- hine sunan başsavcılık, inceleme sonunda onamaya ıtiraz edip etmeme konusunda ka- rar verecek. Dosya Yargıtay cumhuriyet savcılannca incelendikten sonra başsavcılık, 9. ceza da- iresinin onama karanna itiraz edebilecek. İtiraz durumunda dosya Yargıtay Genel Ce- za Kurulu' na gidecek. Raportörün hazırla- yacağı raporun okunması ve dava hakkın- dakı ıncelemelerden sonra karar içın oyla- ma yapılacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı. Er- dost lehine olan tebliğnamesinde "'yazann kitapta bölücülük propagandası yapmadı- ğı" görüşünü bildirmişti. Kitap lehine rapor PEN Yazarlar Derneği Başkanı Alpay Kabacalı. Türk hukuk düzeninin düşünce suçunun gündeme geldiği her olayda suç- luluk kompleksi içensinde olduğunu, sanı- ğın aklından bile geçirmediğı şeyler söy- leyen bilırkışı raporları bulunduğunu ve lehteki raporlann görmezlikten gelinerek suçlayıcı yeni raporlarla dava açan savcı- lara tanık olunduğunu anımsattı. Erdost'un 'Üç Sıvas' adlı kitabı nedeniy- le Terörle Mücadele Yasası gerekçe göste- rilerek mahkûm edildiğini ve dava dosya- sında kitap lehine bir rapor bulunduğunu belirten Kabacalı, "Üstelik kitapta 'Sevr dayatmasına karşı Türkiye'nın bütünlüğü- nün savunulduğunu' göz öniine aldığımız- da şaşkınhktan şaşkınlığa düşmemek elde d e p " dedi. Davayla ilgilı önemli bir kanıt olan bilir- kişı raporunun yok sayılarak mahkûmiyet karannın verildiğini vurgulayan Kabacalı. "Yargılamanın yenilenmesi gerckriği öne sürülebilir. Bu kuşkusuz ki bir çözümdür. Ama ideal çözüm değildir. Çağdaş çözüm öncelikle 8. maddenin. ardından düşünce su- çu yaratan bütün çağdışı kanun maddele- rinin kaldınlmasıdır" görüşünü dile getir- di Seçkin bir diiştin adamı İHD Genel Sekreteri HüsnüÖndüldedü- şüncedeçeşitliliğintoplumsalzengınlik ol- duğunu belirterek Türkiye' nin anayasal ve yasal yapısının daha fazla ertelenmeden demokratikleşmesi gereğinin her olayda ortaya çıktığını bildirdi. Erdost'un ürettigi insan haklan çalışma- lannda yurt ve insan sevgisini, duyarlılığı- nı gösteren seçkin bir düşün adamı ve in- san haklan savunucusu olduğunu vurgula- yan Öndül,u Erdost veniden düşünce 'suc- lusu'. Düşüncedeçeşitiilik toplumsal zengin- liğimizdir. Erdost, aydınlanma geleneğinin sürdürücüsü veTürkiye'nin külriir ve sol dü- şünce hazinesine unutulmaz katkılarda bu- hınmuş bir külrür, sanat ve düşün insamdır" dedi. Erdost'un 196O'lı yıllardan bu yana dü- şünce tarihine hem bizzat ürettikleriyle, Sol \e Onur Yayınlan arasında çıkan bılim- sel sosyalızmin temel yapıtlannı sunuşu ile unutulmaz katkılarda bulunduğunu be- lirten Öndül. yazann IHD kuruculanndan olduğunu, birdönem Ankara şubesi başkan- lığını yürüttüğünü anımsattı. Erdost, 1995 yılında tHD'den aynlmıştı. 'Sonunda anlaşüacak' Araştırmacı-yazar INedim Şahhüseyinoğ- lu, "ÜçSrvas" kitabında Türkiye"deki olum- suzluklann nedenlerinin gerçekçı gözlem ve değerlendirmeler yapılarak sorumlula- nn uyanlmaya çalışıldığını vurgulayarak "Ne yazık ki gerçekleri yazmanın, çözüm önermenin suç sayıldığı bir ülkede yaşıyo- ruz" dedi. Erdost'un düşünce gücünün çete-mafya gücünden üstün olduğunun sonunda anla- şılacağını belirten Şahhüseyinoğlu. "Kon- füçyüs,' Bir adam yumruk dövüşünü kazan- dı dıye onu devlet besler de, bunlar akıl gücünün yumruk gücüne üstün olduğunu anlamazlar' diyordu" değerlendırmesini yaptı. DİE acıkladı Turist sayısı yüzde 3 arttı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ge- çen yıl sektörde yaşanan bunalınun ardın- dan turist sayısı 1999 Ocak ayında 1998'e oranla yüzde 2.8 arttı. Devlet İstatistik Enstitüsü (DtE) verile- rine göre ocak ayında Türkiye'yi 358 bin kişi ziyaret etti. 348 bin 164 kişinin geldi- ği 1998 "in aynı ayına göre turist sayısı yüz- de 2.8 artış kaydettı. Turistlenn yüzde 57.8'i havayolu, yüzde 36.7'si karayolu, yüzde 3.8'i denizyolu, yüzde 1.7'sı de demiryo- lunu kullandı. 1999 yılı Ocak ayı içinde en çok ziyaretçi gönderen 10 ülke de şöyle sı- ralandı: "Almanya (83 bin 206 kişi), Romanya (53 bin 933 kişi). ABD (15 bin 296 kişi). Rusya Federasyonu 13 bin 701 kişi), Gürcistan (13 bin 60 kişi), Azerbaycan (12 bin 635 kişi), lran(12bin 19kişi),Yunanistan(ll bin 740 kişi), Fransa (11 bin 724 kişi), İsrail (10 bin 987 kişi)." Ocak ayında gelen Türklerin sayısı da geçen yıla oranla yüzde 10.8 artarak 305 bin 84İ'e ulaştı. 2000 ydı sorununa çözüm Bir Türk işadamının da aralannda bulunduğu bir grup mühendis, Microtech programı ile zaman ve bilgi kaybı olmaksızın bir saniyede bilgisayarlan 2000 yılırıa hazırlıyor BONIS (AA)- Dünyada 2000 yı- lında bilgısa\ar konusunda yaşa- nacak olan sorunu. Tanju Karabu- naradlı bir Türk işadamı çözdü. Karabunar. Belçıkalı ve tngiliz bilgısayarmühendisi arkadaşlany- la gerçekleştırdığı Microtech 2000 programı ile zaman kaybı ve bilgi kaybı olmadan bir saniyede bilgi- sayarlan 2000 yılına hazırlıyor. Almanya'nın Düsseldorfkentin- de çalışmalannı sürdüren ve ilk de- fa Federal Krimınal Dairesi. Fede- ral Anayasayı Koruma Teşkilatı ve çok sayıda banka temsilcisinin ka- tıldığı toplantıda çeşıtli bilgisayar- lar üzerinde programı tanıtan Tan- ju Karabunar, bir dfsketten oluşan programın bütûn bılgisayarlardaki 2000 yılı sorununu çözeceğini söy- ledi. Dünya bilgi sayarlannın yüzde 56'lık bir bölürnûnün henüz 2000 yılına hazırlanmıamış olduğunu be- lirten Karabunar. tamamlananlann ise yeni bilgisayarlar olduğunu kay- detti. Microtech 2000 ile ilgili ça- lışmalann üç yıl sürdüğünü ifade eden Karabunar şunlan söyledi: "Bir disketin içinde olan progra- mımız, bilgisayarın Bios bölümünü 2000 yılına hazırlıyor. Bilindiği gibi bilgisayarlar 31 Aralık 1999 tari- hinden sonra 2000 yılını gösterme- yecektir. Geç kalındıgı zaman, sani- yenin onda birinde 100 bin işlem yapabilen bilgisayarlar 1999'dan 2000 yılına geçişte bu yeni rakamı tanımayacak ve milyonlarca bilgi de yok olma tehlikesi ile karşı kar- şıya kalacak. Bizinı gerçekleşrirdi- gimiz program ile bilgisayar bir sa- niye içinde 2000 yılına hazır olu- yor." 2000 y ılına ayarlanacak 400 mıl- yon bilgisayar olduğunu belirten Karabunar. sistemin değerinın bir milyarmark olduğunu, kendilennin de 16 milyarlıkpiyasaya sahıp ola- bileceklerini söyledi. Geçen yıl Almanya'da yapılan genel seçımlerden önce Başbakan Gerhard Schröder'in mektup gön- derdiği \e seçimlerden sonra ya- yımlanan kitabında yer verdiği 26 önemli kişiden biri olan Tanju Ka- rabunar 30 yaşında. Bankacılık eği- timi gören Tanju Karabunar, Al- manya'daki Türk gençlenne de çağ- nda bulunarak "Almanya'da A1- manlardan daha üstün olmamız la- zun. Bunun için de okuyup ilklere imza atmahyız. Kendimizi her za- man olumlu yönde vetiştirmemiz gerekivor"" dedi. uruç TMO'datahdvurgunuŞANLILRFA (Cumhuriyet) - Şanhurfa'mn Suruç ilçesinde Toprak Mahsulleri Ofısi'ne {TMO) ait depolardan 122 ton buğday ve arpa çaldıklan belirlenen, aralannda bir yüzbaşinın da bulunduğu 5 kişilik bir çete ortaya çıkartıldı. Suruç Cumhuriyet Başsavcısı Ce\-at Işlek, TMO'daki hububat vurgununun jandarmaya yapılan bir ihbar üzerine ortaya çıktığını bildirdi. Işlek. yapılan araştırma sonucu TMO depolanndan çahnan 110 ton buğday ile 22 ton arpanm traktörlerle köylere götürülerek satıldığının belirlendiğini söyledi Olayla ilgili 10. Hudut Bölük "Komutanı Yüzbaşı bzet Çokçetin'ın tutuklandığını belirten tşlek, ÇokçetnVin. köyde kendisine ait koyun sürüsü olduğunu ve çahnan arpalann bir bölümünü koyunlanna yedirdiğini söyledi. Savcı Cevat tşiek. olayla soruşturmanın derinleştirilmesi scnucu Suruç'ta gözaltına alınan ErdaL Serdar ve İbrahim Halil Yüksel ile M. Sabri Geyhaıı'ın da tutuklandığını. IVL Faik Yüksel hakkmda da gıyabi tutuklama karan çı<anldığını belirtti. lşlek. vurgunla ilgili Mûrşıtpınar Jandarma Karakol Komutanı o'aT! bir başçavuş ile ilgili soruşturma açuklanm. olayı zamanında bildirmeyen TMO Soraç Şube Müdüra, depo teknisyeni ve 2 bekçi hakkında da dava açıldiğını biidirdi. Savcı Cevat lşlek. olayla ilgili ifadelerine başvurulan TMO Şube Müdürü \e diğer görevlilerin,"Hırsıriık oiaymı neden zamanında savcıhğa inrikal crdrmedinrz" sorusuna, "Müfettişler geliyordu, biz kendi aramızda hallediyorduk" yanıtını verdıklenne dikkat çekti. Suruç TMO'daki hububat vurgunuyla ilgili soruşturma genışletilerek sürdürülürken, olayla ilgili olarak tutuklanan 5 kişiyle ilgili bir dosya, eylem organize suç kapsamında olduğu gerekçesiyle Diyarbakır Devlet Güvenlık ,. . MahkemesPne gönderildi. .{3 SEKA DaliuııaııMa çevreci protokol Muğla Üniversitesi ile SEKA tesisleri arasında yapılan işbirliğiyle atıklar denetim altma alınarak denizsuyu ve çevreyi kirletmeden üretim yapılacak ÖZCAN ÖZGLIR MUĞLA - Muğla Üniversitesi ile SEKA Dalaman Tesislen ara- sında denız deşarjının sürekli iz- lenmesı \e envantennin tutularak. analızlennin yapılması için proto- kol imzalandı. Işbirliğinden SEKA'nın denız su- yunu ve çevreyi kirletmeden üreti- me de%am etmesinin amaçlandığı bildinldı Çe\ reyi kirlettiği veturizm alanına dönüştürülmesinde yarar olduğu gerekçelenyle özelleştırme kapsamına alınan SEKA Dalaman Tesisleri'nde kiıtiliğin önüne geçi- lebilmesi için adım atıldı. Muğla Üniversitesi ile yapılan anlaşma sonucu. bundan böyle SE- KA'nın atıkları sürekli denetim al- tına alınıyor. İnzalanan protokol uyannca denize deşarj edilen su- yun fıziksel. biyolojık ve kimyasal özelliklerine ait envanterler tutula- cak, ölçümleryerinde yapılarak üni- versıte laboratu%- arlannda tahlılle- ri gerçekleştirilebilecek. Muğla Üniversıtesi ile SEKA ara- sında çevre işbirliği protokolü üni- versite rektörü Prof. Dr. Ethem Ru- hi Fıglah ve SEKA Dalaman Tesis- leri Müdür Yardımcısı Çetin Kar ara- sında imzalandı. Protokol ile ilgili bilgi veren Kor, şunlan söyledi: "Dalaman, Akdeniz ve Ege'nin kesişme noktasuıda buhınup hem je- olojik hem de meteorolojik bakım- dan ilginç yörelerden birisi. Y örenin bir diğer özelliği ise sanayi kuruluş- lan ile turizm kuruluşlannın bir arada bulunması. Bu kuruluşlaruı kıyı bölgelerinde yer almalan deni- zin etkilenmesini gündeme gerir- mektedir. Bu protokol sa\esindc has- sas deniz ekosistemi için bir veri bankasıoluşturmuşolacağız. Deniz ortamında fiziksel, kimyasal ve mik- robiyoiojikçabşmlarnıevsinısel ola- rak gerçekleşdrilebilecek. Deniz su- yu dip tortulu ve deniz canlılannda gerçekleştirilecek olan çalışmalaria değerlerin değişimi perivodik olarak incelenecek \e deni/ ortamının han- gi yönde değişime uğradığı saptana- cak. Akdeniz'in diğer ke$imleri ile karşılaştırması vapılabilecek." Istanbul Bombalı saldında bulunanlar yakalandı İstanbul Haber Servisi - Terör örgütü PKK'nin lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinin ardından örgütün dağılmadığını göstermek amacıyla Istanbul Barosu ve Etiler'deki Harvard Cafe'nin de aralannda bulunduğu birçok yere bomba ve molotofkokteylli saldında bulunduklan ileri sürülen 17 kişi yakalandı. tstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinden sonra örgüt içinde meydana gelen dağılma ve paniğin önüne geçmek için aralannda Istanbul Barosu'nun da bulunduğu bazı binalara bombalı ve molotoflu saldtn düzenleyen 15 kişi yakalandı. Sorguları sürüyor Açıklamada. bu kişilerle birlikte 1 adet Kalaşnikof marka otomatik rüfek. bir tabanca ve bu silaha ait 2 şarjör, 1 adet Rus yapımı savunma tipi el bombası ve 5 adet molotofkokteylinin ele geçırildiği belirtildi. Sorgulan yapılan bu kişilenn. tstanbul Barosu'na bomba atılması ve 2 yurttaşın yaralanması, Beylikdüzü'ndeki Türk Telekom binası ve Esenyurt'taki bir muhtarlığa molotofkokteylli saldında bulunulması olaylanna kanştıklannı itiraf ettikleri kaydedildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan bu kişiler daha sonra Istanbul DGM Cumhuriyet Savcılığı'na teslim edildi. Etiler'deki Harvard Cafe'ye, 3 kişinin yaralanmasına neden olan bombalı saldınyı gerçekleştirdikleri ileri sürülen 2 PKK üyesinin de yapılan operasyonlarda 2 adet ruhsatsız tabancayla birlikte ele geçirildiği açıklandı. Fatih-Zeyrek 4 Öksüz' Kahııasuı... OKTAY EKİNCİ Eski Fatih Beledıve Başkanı Sa- dettin Tantan. Istanbul 2. Bölge'de ANAP'ın 1. sıradakı milletvekilı adayı olarak"Ankara'ya tasınma- ya" hazırlanıyor. Eğer olağanüstü bir durum yasanmazsa. kesine ya- kın birolasılıkla nisanayından son- ra Zeyrek sokaklannda artık "par- lamenter" olarak dolaşacak. Bele- dıye başkanıyken başlattığı ''koru- ma vekurtarma"projelerini yeni ye- rel yöneticılerelindeki "akıbetini'1 ızleyecek . Tantan'la daha avlar önce (hat- ta geçen yıl) yaptığımız söyleşi- lerde. sadece tstanbul için değil. Türkiye acısından da çok büyük önem taşıyan Fatih'teki "tarihi kent dokusunu yaşatma" çabalannın. seçim nedeniyle bir "kazaya" uğ- ramaması gerektığini vurgulamış- tık. Uzun yıllardan sonıa "ilkkez" tstanbul'daki bir "Suriçi" belediye- sinin imar denilince "rant" yerine "kûltürel kent kimliğini sürdür- me" hedefıni benimsemesi, ne pa- hasına olursa olsun kesintiye uğramamalıy- dı.. Bunun başlıca "güvencesi" ise böylesi bir coşkulu süreci başlatan belediye başkanınm, dönem sonunda görevi bırakmak yenne "de- vam" etmesıydı. Çünkü Türkiye'de, özellik- le kente ve tarihe karşı "sorumluluk"bağla- mında ender de olsa gözlenebilen bu tür umut verici çabalann süreklilıği için ne yazık kı hâ- lâ "kişiselduyarlüıklar"geçerliydı. Aynı du- yarlılıkların "kalıcı bir kurumsallaşmaya" dönüşmesı ise hünez yeterli güveni verebile- cek bir düzeyde değildi... Nitekim, Fatih'teki bu çabalar ve özellikle İstanbulu yönetraey e aday olan herkes. "kenrin tarihini kurtarma projelerine" de arök sahip çıkmaü. de Fener-Balatsemtlenndeki kentsel \e toplum- sal rehabılıtasyon projelerini desteklemeye baş- layan L^NESCO ve AvTupa Bırliği temsilcile- ri ve uzmanlar da bir >andan çalışmalara katı- lırken öbür yandan her fırsatta hep şunu dile getirdıler- Başkamenidenadayolupprojeyisür- dürecei mi; yoksa bırakacak mı?" Işte ibciylesi bir hava içinde günler hızla ge- çıpde "seçim ortamnıa''girildığinde. İstanbul'un kimliğıtje ve değerlenne Fatih ölçeğınde bü- >ük önem veren bir ılçe belediye başkanının. aynı çabayı bu kez "kentölçeğinde" sürdürme- si yönûndeki beklentiler de giderek "Brara" dönüştü. Derken bilinen "siyasalsüreç"' başla- dı ve ANAP lideri Mesut V ılmaz. yine bilinen şekilde tercıhinı yaparak. haftalarca derin bir "parti disiplini sessizliğJ" içinde sonucu bekle- yen Tantan'ı mıllervekilliğıyle "ödüllendir- Pekı şımdı Fatih ne olacak? Zeyrek'i kurtar- ma projelennı kım yürütecek? Fener-Balat semtlenni kurtarma \e yaşatma çabaları nasıl sürecek? UNESCO ve Avrupa Birliğı'yle ku- rulan "uygarlık dayamşmasında" nasıl mesa- fe alınacak?.. Tantan'ın adaylık nedeniyle istifasıyla bir- likte yerine "geçki olarak" oturan yeni başkanın akıl almaz bir *S«fa- sızlık" içinde ilk iş olarak belediye- deki UNESCO bürosunu ve mıma- n seksıyonu kaldırmak istemesine bakılırsa, korktuğumuz başımıza gelıyor demektir. Hele 18 Nisan'da seçılecek başkan da Tantan'ı kıs- kanıp "Ben farkh olacağım" diye- rek tıpkı "eskileri gjbi" olursa. bü- tün çabalar belki de "anılara" terk edılecek. tanh ve kent yine yok olu- şaterkedılecek... "Demokrasinin" böylesi bir ka- ranlığı başlatmaması için. galiba şimdi en büyük görev de yine "aday- lara" ve onlan zorlayacak u seçmen- lere"düşü\or... Ömeğin Fatih'te beledi\ eye seçil- mek isteyen tüm adaylar: "Taıı- tan'ın başlattığı projeİer aksama- dan jTİriitülecek" biçimınde sözler vermeliler. Bu sözü vermeyen ya da "mınn lann" edenlere ise "qy ve- rilmemesi" ıçın kampanyalar yapıl- malı. Benzer şekilde özellikle ANAP'ın bü\ükşehir belediye başkanı adayı AB Taüp Özdemir'ın de hem İstanbul'a karşı hem de partili arkadaşı Tantan'a karşı tanhsel bir borcu. hatta "yükümlülüğü" \ar. Özdemir de her şeyden önce "Fatih projelerinin sahibi olacağım" ilan etmelı ve tüm kente hizmet ederken de bütün lstanbul'un "tarih, külrürve çevredeğerlerini korumayı temel alacağını1 ' bi- rinci sözü olarak açıklamalı... Hatta diğer par- tilenn adaylan da "Tantan ANAP'lıydT falan demeden. aynı hedeflenn takipçılen olacakla- nnı sö>leyebilirlerse.2600yaşındakı tstanbul. yeni bir yüzyılm eşiğinde belki de en huzurlu seçimi yaşayacak demektir... Tv kapatma RTUK'ten tepMer nedeniyle geriadm ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararlan doğrultusunda çok sayıda yayın kuruluşuna verdiği uyan ve kapatma cezasını, tepkilerden çekinerek uygulamaya koymadı. Başbakan Biilent Eccvit, öncekı gün yaptığı basın toplantısım yayımladıklan gerekçesiyle bazı televizyon kanallannın kapatılacağı iddiasını yalanlarken "Bakanlıkve hükümet çaiışmalanv ta ilgili her türiü açıklamayi yapmak bizim görevinüzdir'' dedi. YSK'ye başvuru TBMM Başkanvekili Utaç GUrkan, YSK'ye başvurarak üst kurulun, radyo ve televizyonlann seçim dönemi yayınlannı, haksız ve yersiz bir sansür uygulamasına dönüştürdüğünü ileri sürdü.YSK'nın, radyo ve televizyon yayınlannda uyulacak seçim yasaklanna ilışkin karan, RTÜK ile yayın kuruluşlan ve siyasiler arasında tartışma yarattı. RTÜK. geçen hafta ve dün yaptığı toplantılarda, seçim yasaklanna uyulmadığı gerekçesiyle verdiği yayın durdurma cezalannı, yayın kuruluşlan ve siyasilerden gelen tepki ve itirazlar üzerine henüz yürürlüğe koymadı. RTÜK'ün YSK'nın kararlanna herhangi bir esneklik getirip getirmeyeceğini beklediği bildiriidi. RTUK'ten bir üye, son 2 toplantıda alınan kapatma kararlannı bir süre bekleteceklerini kaydederek şöyle konuştu: "ttiraz edenkrin bizim \erdigimiz karan kaldırtmak yerine, \'SK*nin o karannı değiştirmesim saglamalan lazım. Aldığımız kapatma kararlannı henüz uygulamaya kovmadık. Belki bir gelişme olur diye bir iki gün bekleyeceğiz. Biz YSK'nin polisi durumundayız. Kuralı o koyuyor biz de takip ediyoruz. Burada bizi sansürcülfikle suçlamak doğrudep.- Ecevit'ten yalanlama Başbakan Bülent Ecevit, konutundan a>nlışında gazetecilerin sorusu üzerine, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'ya yönelik ekonomik önlemlerle ilgili önceki gün yaptığı basın toplantısım yayımladıklan gerekçesiyle bazı televizyon kanallannın kapatılacağı iddiasımn doğru olmadığını söyledi. Ecevit, "Açıklamam, devlet, hükümet açıklamasıydı. Eğer, bir yasal yaptınm uygulamaya kalkışırlarsa >asalar, devletten yanadır bu konuda. Bakanlık ve hükümet çabşmalam la ilgili her rürlü açıklamayı yapmak, görevimiz bizim. Buna aykuı bir karar alınabilmesine ihtimal bile vermem" dedi. TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan da YSK'ye yaptığı başvuruda, RTÜK'ün sansür uygulamasının demokratik rejimin işlerliğinı tehdit edici boyutlara ulaştığını savundu. Yasaklann 11 Nisan 1999'dan önce uygulanamayacağını kaydeden Gürkan. RTÜK'ün. yayın esaslanna uyan yayınlar nedeniyle bazı televizyonlar için anlaşılması ve demokrasiyle bağdaştınlması güç kapatma kararlan verdiğini öne sürdü. Öte yandan RTÜK seçim yasaklannı ihlal ettiği gerekçesiyle ilk kez bir yerel TV'yi cezalandırdı. RTÜK, 25 dakika süre ile DYP'li milletvekili adayı Mehmet Ydmaz'ın propagandasını yaparak Seçim Yasası 'nı ihlal ettiği gerekçesiyle Bolu'da yayın yapan Köroğlu TVye üç gün süre ile kapatma cezası verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle