19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 12 Eylül 1980 cuntası, din eğitimini 1982 Anayasası ile ilk ve orta dereceli bütün okullarda zorunlu hale getirdi Oğretim Birliği Yasası yc m 75. yıldönümü etlünliklerle kutlanıyor istanbulHaberServisi-Tarihe "ÜçDevrim Ya- saa" olarak geçen ve halifelik ile Şeriye ve Evkaf Vekâleti'ni kaldııarak öğretim bırliğini gerçekleş- tiren yasalann kabulünün 75. yılı bugün kutlanı- yor. TBMM'nin, 75 yıl önce, 3 Mart 1924 tarihinde kabul ettiği üç yasayla, Şeriye ve Evkaf Vekâleti ile halifelik kaldınldı ve Tevhid-i Tedrisat Kanu- nu yani Öğretim Birliği Yasası kabul edildi. Bu ya- salar bir yandan genç cumhuriyetin laik niteliğini açıkça ortaya koyarken öte yandan da daha sonra çıkanlacak olan Türk Medeni Kanunu, Türk Harf- leri'nin kabulü gibi birdizi Devrim Yasası'nın te- melini oluşturdu. Ülkemizin çağdaşlaşmasında ve Kemalist Devrim'in kökleşmesinde çok önemli adımlar olarak kabul edilen bu üç yasadan 430 sa- yılı Öğretim Birliği Yasası ile öğretimde birlik ve bütünlük sağlanırken eğitim ve öğretim işleri Mil- li Eğitim BakanhğVnın denetimine verildi. 429 sa- yıh yasayla kaldınlan Şeriye ve Evkaf Vekâleti'nin vermekte olduğu şeriat ve medrese eğitimi de ta- rihe kanşti ve dinsel eğitim veren vakıflar Milli Eğitim Bakanhğı'na bağlandı. 431 sayıh yasa ile kaldınlan halifelik ise genç cumhuriyetin egemen- lik ve bunun kaynağı olan ulus konusundaki du- yarlıhğındandolayı,tarihtekiyerini aldı. Böylelik- le din ve devlet işleri bütünüyle birbirinden aynl- dı. ulus egemenliğine ters düşen bir kurum daha tasfıye edildi. Öğretim Birliği Yasası (Tevhid-i Tedrisat). ka- bulünün 75. yıldönümünde, hafta boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanacak. ÎO ve ÇYDD işbirii£iyle bugün saat 13.30'da ÎÜ Fen Fakültesi'nde "Oğre- tim Birliği Yasası'nın Yıldönümü ToplantısT ger- çekleştirilecek. Eğit-Der Cenel Başkanı Cazalcı 6 Yasayı delen kurslar kapatdmah 9 ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-TBMM'de 3 Mart 1924 tarihinde ka- bul edilen Tevhid-i Tedri- sat (Öğretim Birliği) Ya- sası'nın 75. yıldönümün- de, laik-çağdaş-demok- ratik eğitimi geliştirme gereği vurgulandı. CHPAnkaraîl Başka- nı Levent Gök, 1949 ve 1956 yıllannda din der- sinin ilkokul ve ortaokul öğretim programlanna girdiğini belirterek. "1950'tenlen sonra din dersleri ve ardından i- mam hatip okullan ile cumhuriyetin temel eğj- tim ve öğretim felsefesi dejenere edilmeye çalışıt- dı. tmanı hatip okullan adeta ünhersite \e ülke yönetimine gelmearaçia- nokhTdedı. Cumhuriyetin temel kazanımlannı delmek gi- rişimlerine dikkat çeken Gök. "Ancakcumhurrve- tin sahipsiz oknadığL bu kişi ve kuruluşlara göste- rflerek,buçabalarbüyük öicüde durdurulmuştur. Bu yoMaki en önemli adunJardan biri 8 yıluk temel eğitiınin yasalaş- masıdır. Eğitim ve Oğre- tinıin Birliği esasımn te- mel dayanağı olan laik düşünceye hep birliktesa- hip çıkacağız r görüşünü vurguladı. Eğit-DerGenel Başka- nı Mustafa Gazakı. Öğ- retim Birliği Yasası'nın ilk çıktığı y11larda yetişen gençlerin yurtdışında Türkiye'yi en güzel şe- kilde tanıttığına dikkat çekerken, 1950'li yıllar- dan sonra başlayan anti- laik uygulamalarla eğitı- min büyük zarar gördü- ğûnü kaydetti. Imam ha- tip okullan ile ikili eğiti- me yeniden geçildiğini belirten Gazalcı, son yıl- lardaki irtica tehhkesınin de ögretım birliğınin bo- zulması sonucu ortaya çıktığını anlattı. Gazalcı, son iki yıldır başlayan uyanışa işaret ederek, "Zaman geçirilmeden ders kitaplan ve prog- ramlar da öğretim birliği anlayışryia yeniden hanr- lanmalıdır. Eğitim yöneti- cilcri laik kişilerden oluş- malıdır. Öğretim birfiği- ne a> kın kurs ve okullar kapaulnıaİKİır" dedi. Kaûapayı ödemeyene 'samk'nüelemesi NECATİAYGEN İZMİR - Bornova Musta- fa Kemal Lisesi'nde. katkı payı ödemeyen 11 öğrenci- nin okul disiplin kurulunca "sanık" olarak nitelenmesi büyük tepki yarattı. İI Milli Eğitim Müdür Yardımcısı tbrahim Çiner. çocuklann ellerine verilen soruşturma belgelerinde 'sa- mk' sözcüğünün yer alması- nın yanlış olduğunu belirte- rek, gerekli incelemenin baş- latıldığını söyledi. Bornova Mustafa Kemal Lisesi'nde 19 Mayıs kutla- malan için katkı payı öde- medikleri savıyla 11 öğrenci hakkında disiplin soruştur- ması açıldı. Okulun Müdür Yardımcı- sı ve Disiplin Kurulu Başka- nı tsmail Yıkiınm. kurul üye- leri Selcan Topbasan, İnci Ayzeren, Ahmet Ayvaz ve Ayfer Yaman, öğrencilen sa- mk olarak nitelendirdiklen soruşturma belgelerinde. "Milli bayramlanmızdan olan 19 Mayıs Atatürk'ü An- ma Gençlik ve Spor Bayramı için tzmir Valiliği'nce istenen katkı payını şu ana kadar vermediğiniz tespit edilmiş- tir. Bu bayrama karşı gelmek için mi katkı payı vermiyor- sunuz" sorusunu yönelttiler. Olaya öğrenciler ve veliler büyük tepki gösterirken. Eğitım-Sen tzmir Şubeleri ile İZ-ÖVDER Bornova Şu- besi yönetıcileri de yaptıkla- n açıklamalarda. okul disip- lin kurulu üyelerinm kendi- lerini yargıç. öğrencilen po- tansiyel suçlu gördüklerini öne sürdüler. Bu uygulama- nın öğrenciler üzerinde "olumsuz etid" yapacağını savlayan Eğitim-Sen lzmir şubeleri. İZ-ÖVDER Borno- va Şubesi yöneticileri, lzmir Milli Eğitim Müdürlüğü'nü okul yöneticileri hakkında soruşturma açmaya çağırdı. Tepkiler sürerken basından sorumlu lzmir Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ibrahım Çıner, olaya el koyduklannı açıkladı. YUSUFZtYAAY Eğitimde çok başlıhğın ve dınselliğın gideril- mesi amacıyla Cumhunyet kadrolannca 3 Mart 1924'te çıkanlan Öğretim Birliği Yasası (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) bugün 75. yılına girdi. Öğretim Birliği Yasası, eski Demokrat Parti'nin (DP) irti- caya verdiği ödünlerle delinerek, günümüze dek ge- len, eğitimde dinci kadrolaşmanın yolu açıldı. Ya- sa, 1997'deki 28 Şubat Kararlan'nın ardından çı- kanlan 8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Yasasf yla özü- ne dönmeye başladı. Türkiye'de din eğitimi 1935'teki 1. Milli Eğitim Şûrasfndan 1953'teki 5. Milli Eğitim Şûrası'na dek laik cumhuriyetin ılkeleri doğrultusunda veril- di. Eğitimi dinsel temellere döndürme girişimine 1946'da çok partili döneme geçilmesıyle başlandı. 1946 yıhndaki bütçe görüşmeleri sırasında Cum- huriyet devrimlerine karşı olanlarca "GençBğe ah- laki duygu \e davranışlannı dûzenlemek ve komü- nizm tehlikesine karşı bir emniyet supabı olmak üzere din eğitimini gündeme getirmenin zorunlulu- ğundan" söz edildi. 1948-49 öğretim yılından baş- layarak ılkokullann 4. ve 5. sınıflanna din dersi konuldu. Ardından yaşanan yıllarda din derslen ortaöğretimin üst kademelerine kadar yaygınlaştı- nldı. 1956-57 öğretim yılından başlayarak ortaokul ve dengi okullann 1. ve 2. sınıflanna. 1967-68 öğ- retim yılından başlayarak da lise ve dengı okulla- nn 1. ve 2. sınıflanna seçmeli din dersi konuldu. • Öğretim Birliği Yasası'nda yalnızca imam gereksinimini karşılamak için belirli sayıda açılması öngörülen imam-hatip okulları, Demokrat Parti iktidan tarafından 1951'de Milli Eğitim sistemi içinde yaygınlaştınlmaya başlandı. Demokrasiye en ağır darbeyi vuran 12 Eylül 1980 cuntası, Öğretim Birliği Yasası'nı hiçe saya- rak din eğitimmi 1982 Anayasası ile ilk ve orta de- receli bütün okullarda zorunlu hale getirdi. 12 Ey- lül cuntasınm Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Ör- general Kenan Evren, radyo ve televizyonlarda yaptığı konuşmada, "din öğretimi ve eğitiminin dü- zenti bir şekilde devtetin denetimi ve gözetiminde il- kokuL ortaokul ve üselerde 1982-83 öğretim yıhn- dan başlayarak zorunlu ders olarak okutulacağuıı" duyurdu. Delinen laik eğitim Öğretim Bırlıgı Yasası'nda yahuzcaımam gerek- sinimini karşılamak için belırlı sayıda açılması ön- görülen imam-hatip okullan, Demokrat Parti ikti- dan tarafından 1951'de Milli Eğitim Sistemi için- de yaygınlaştınlmaya başlandı. DP iktidannm 7 il- de imam hatip okulu açmasıyla başlayan süreç hız- landı. İmam- hatip okullan 1971 yılından başlaya- rak birinci devreleri kaldınlarak ortaokula dayalı 4 yıllık okullara dönüştürüldü. Eğitimde ilkokul. or- sayıldıtaokul ve lise tanımlaması yerine ilköğretim ve or- taöğretim kavramını getiren 1973 tarihli Milli Eği- tim Temel Yasası ile imam-hatip okullan liseye dö- nüştürüldü. Milli Eğitim Yasası uyannca yalnızca erkek öğ- rencilerin öğrenun görebildiği imam-hatip lisele- rinde, yasada yapılan değişiklikle "erkek" sözcü- ğü kaldınlarak, ilk kez 1960'larda Isparta İmam Hatip Okulu'nda gizlice öğrenim gören kız öğren- cilere de bu okullara devam etme hakkı yasal ola- rak tanındı. Bunun yanı sıra imam-hatip liseleri 'hem mesleğe, hem de yükseköğretime hazıriayıa programlar uygulayan" meslek liseleri statüsüne getirildı. İmam-hatip liselerinin 1976'da verdikle- ri ilk mezunlannın yetiştırildikleri alanda yükse- köğretim kunımlanna girmeleri sağlandı. 12 Eylül yönetiminin Başbakanı Bülent Ulusu dönemi olan 16 Haziran 1983'te 2842 sayılı yasayla Milli Eği- tim Temel Yasasf nda yapılan değişiklik, imam- hatip lisesi mezunlannın tüm yükseköğretim prog- ramlanna gırebilmelerinin önünü açtı. Bu sürecin devamıyla birlikte imam-hatip lisesi mezunu ve hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, eğitim ve edebiyat fakültesini bitiren kişilerin devlet bürok- rasisi ve eğitim kurumlannda kadrolaşmalan plan- lı bir şekilde adım adım sürdürüldü. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimi getiren yasanın 1997'de çıkanlmasıyla imam- hatip liselerinin or- ta kısımlan, tüm ortaokullar gibi kapatılarak yal- nızca ilköğretimden sonra girilebilen imam-hatip liseleri varlığını koruyabildi. Üniversitelerde YÖKprotestosu Ankara CnKçrsitesi Rektörlüğü'nün ka- yıt yenileme sırasında YÖK tarafindan belirlenen tutann üzerinde harç ahnma- sına yönelik karan, öğrenciler tarafin- dan protesto edildi. Cebeci'de Ankara Cniversitesi İletişim Fakültesi önünde dün toplanan bir gnıp öğrenci, ortak açıklama yapü. Açıklamayı okuyan Ha- san Algül. yükseköğretimin parasız ol- ması gerektiğini söyledi. lstanbul Üni- versitesi Edebiyat Fakültesi öğrencileri de YÖK'ün en son disiplin yönetmeliği gereğince, "Gözaltına ahnan öğrencile- rin okuldan atılmasını \eya uzaklaşOnl- masınr dün kitiesel bir gösteriy le protes- to etti. YÖK'ün yeni disiplin yönetmeli- ğiyle üniversite kapılannı "Sesi çıkanla- ra kapatmavı hedeflediğini" belirten öğ- renciler "YOK'ün istemediği, eşit para- sız, özgür, bttimseL, anadilde eğitimi sa- viınan öğrencikrdir" dedfler. (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY) ir1R¥ 1 de BUGÜN Işte TRT'den kaliteli, düzeyli bir kabare... •# BIZDEN SOYLEMESI Günümüze ayna tutmayı amaçlayan bir kabare... Bir yandan toplumsal sorunlara eleştiri oklartnıftrlattrken, mizah yüklü şakalarla, hicivlerle birbirinden güzel şarkılarla Çarşamba gecenize renk ve eğlence katacak. Haydi ekran başına... Yaptm-Yönettm : Zeynep Esen / Sabiha Eşmedereli Metin Yazan : Ali Erdoğan Oyuncular : Sinan Bengier, Ayberk Atilla, AyşegiU Uygurer, Rozet Hubaş, Yusuj'Atala ve Hayal Atan Erdoğan Bugün ve her Çarşamba 22.30 TRT-1 HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Kürt Aydınlarının Sorumluluğu! Derste "Öcalan Olayı "nı tartışıyorduk. Bir öğrencim, uzunca bir çözümleme yaptı ve sözlerini şöyle noktaladı: "Ben Kürdüm ve biliyorum ki sorunun çözümü Kürtçe TV falan değil. Bölgenin ekonomik ve top- lumsal yapısının değişmesi gerekir. Bölgenin geri bıraktınlmış olması bugün bu sonuçlan yaratmıştır." Cumhuriyetin bölgeyi bilinçli bir tutumla geri bı- raktığı propagandasını Kürtçüler hep yapıyorlar. Bu- na inanmak da yöre insanının kolayına geliyor. Doğu'nun geri kalmışlığı acaba cumhuriyetle mi yaşıt, yoksa yüzlerce yıllık bir geçmişi mi var? Niçin yörenin vartıklılan bile yatınmlarını orada değil de ül- kenin batısında yapıyorlar? Hemen tüm cumhuriyet hükümetlerinin bu bölgedeki yatınmlan özendirecek önlemleri acaba niçin sonuç vermiyor? Ve son bir soru... Iç Anadolu'da ve özellikle de Do- ğu Karadeniz'de aynı öiçüde yoksul yerler yok mu? • • • Sorunun iki boyutu var. Ikisi de "eşitlik"\e ilgili! Birincisi bölgeler arasında... Ikincisi bireyler ara- sında.. Bölgeler arasındaki dengesizliği düzeltmeden ne "Güneydoğu sorunu"nu çözebilirsiniz.. hatta ne de lstanbul1 un sorunlannı. Istanbul'a kuşaklar önce gelmiş olan Güneydo- ğu kökenlilertoplumla bütünleşmişler. Ama hızlanan göçün yarattığı "kimlikbunalımı "nı ve aşın büyüme- yi çözemeden, Istanbul'un esenliğe çıkma olasılığı yok! Göçün hız kesmesi ve PKK'nin umut olmaktan çıkması için, GAP'ın hızlanması ve gençler arasın- da işsizliğin azalması gerekiyor. Araştırmalara göre teröre Şırnak'ta ciddi taban var, Urfa'da yok. Çün- kü Urfa, GAP'ın yarattığı umudu çoktan yaşamaya başlamış. Sorunun bu boyutunda Kürt kökenli aydınlanmız- la anlaşmamız kolay. Ama sorunun bireyler arasın- da eşitlik boyutu gündeme geldiğinde iş değişiyor. Onlann bir kesimi, bireysel eşıtlıği "etnik eşitlik" biçiminde anlıyoriar. Etnik eşitliği de giderek "ortak kimliğin" yok edilmesinde anyorlar... Şiddeti yadsıyan Kürt aydınlanndan, eski TİP'Iİ Avukat Kemal Burkay şimdi Isveç'te yaşıyor. Na- ki Özkan'ın kendisiyle yaptığı söyleşide iki nokta dikkatimi çekti. Birincisi... Sayın Burkay, Ortadoğu'daki bütün Kürtleri tek bir halk sayıyor.. "öteki ülkelerdeki halkımız" diyor. Aralannda bir dil birliği bile bulunmadığını gör- mezden geliyor. MED TV'deki bazı açıkoturumlar- da, Kuzey lraklı Kürt ile Türkiyeli Kürdün niçin çe- virmen aracılığıylaanlaşabildiklerini unutuyor. "Soy- daş" olmakla "ulus" olmayı birbirine kanştınyor. fkincisi... Sayın Burkay, bölgedeki feodal yapı ile ilgili ola- rak devtetisuçtuyor... "Şeyhliğin, ağaltğın sorumlu- su olan rejim bu kesimlehe sıkı iş ve kader biriiği içinde" diyor. 0 konuda da unuttuklan var... Doğu'daki bu ka- lıntılann Osmanlı'nın mirası olduğu gibi. Osman- lı'nın da bu bölgedeki bazı yöreleri tımar sistemine dahil etmeyi başaramaması gibi. Ve de... Devleti bugün aşiret reisleri ile, ağalarla işbirliği yapmak zorunda bırakan temel nedenin, P- KK terörü olması gibi. • • • Aydın olmanın ölçütü bilgi değildir, davranıştır. Ne her çok bilgili kişi aydındır, ne de ınandığını - sonuçlannı düşünmeden- her yerde herfırsatta hay- kıran kişi... Bilgili olmak başka, aydın olmak başkadır. Ken- dini tatmin etme arayışı içindeki "entel" başkadır. ay- dın başkadır. Aydın, kendini toplumundan sorumlu hisseden kişidiıi Aydın, attığı her adımın toplumu açısından yara- tacağı sonuçlan düşünen kişidir. Ve şimdi zaman, Kürt kökenli aydınlanmızın so- rumluluklannı üstlenmesi gereken zamandır. Artık meydanı Öcalan'lara ve onlann emir kulu siyasetçi- lerden geri almalan gereken zamandır... önyargıiardan annarak, sağduyu ile ve yüreklilik- le! îmam-hatip sayısında gerileme EBRU TOKTAR A^^KARA - 8 yıllık temel eğitim ile üniversite sınav siste- mi değişikliğinden etkilenen imam-hatip liselerinin sayısında ilk kez azalma oldu. Son dört yıllık verilere, her yıl sayılan ar- tan imam hatip okullan, bu yıl azaldı. 605 dini okul sayısı 604'e düştü. Ortaokul bölümleri kapatılan imam hatip lisele- ri, yeni sınav sisteminde alana göre seçenek sistemi getirilme- si nedeniyle de öğrencilerin en fazla kaçış yaptıklan okul türü oldu. Lisede öğrenim gördüğü alanda tercih yapan öğrencinin ortaöğretım başan puanını yükselten yeni model. ilahıyat dı- şmdaki fakülteleri yeğleyecek öğrencileri "dezavantajh" hale getiriyor. Yeni sistem nedeniyle en az 30 puanlık kayba uğra- yacak imam hatip lisesi öğrencileri. istedikleri fakülteleri seç- mek için genel liselere geçiş yaptı. Öğretmen sayısının fazla, öğrenci sayısının az olması nedeniyle daha önce özendirici olan imam hatip liseleri, yeni sınav sistemi nedeniyle kayıt oranlannda da dörtte üç kayba uğradı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın dört yıldaki istatistiklerine göre. 448 dıni okul sayısı 1995'de 561'e. 1996'da 601'e, 1997'de 605'e çıkü. İlk defa bu yıl artış azalmaya dönüşerek. dini okul sayısı 604'e düştü. Son dört yılın imam hatip liselerindeki öğ- renci ve öğretmen sayılan şöyle: • 1994-1995 öğretim yılında Din Öğretimi Genel Müdür- lüğü"ne bağlı 448 okulda 476 bin 175 öğrenci öğrenim gördü. 15 bin 494 öğretmen görev yaptı. • 1995-1996 öğretim döneminde Din Öğretimi Genel Mü- dürlüğü'ne bağlı 561 okulda (486 imam hatip lisesi, 75 Ana- dolu imam hatip lisesi) 492 bin 809 öğrenci öğrenim gördü. 17 bin 226 öğretmen görev yaptı. • 1996-1997 öğretim yılında Din Öğretimi Genel Müdür- lüğü'ne bağlı 601 okulda (464 imam hatip lisesi, 30 çok prog- ramlı lise, 107 Anadolu imam hatip lisesi) 511 bin 502 öğren- ci öğrenim gördü. 18 bin 809 öğretmen görev yaptı. • 1997-1998 öğretim yılında 464 imam hatip lisesi, 107 Anadolu imam hatip lisesi, 34 çok programlı lise olmak üzere toplam 605 okulda 178 bin 046 öğrenci öğrenim gördü. • 1998-1999 öğretim yılında 604 okuida (464 imam hatip lisesi, 33 çok programlı lise, 107 Anadolu imam hatip lisesi) 192 bin 786 öğrenci öğrenim gördü. 18 bin 145 öğretmen görev yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle