Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordınatöru. Hikmet
ÇetinkayaO Yazıışlen Miidurü Ibrahim
Y'ıldız # Sorumlu Müdür Fikret flkiz
9 Haber Merkezı Müduru- Hakan
Kara • Görse] Yönetmen: Fikret Eser
tstıhbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomı Özleın
Yüzak 9 Kültur Handan Şenköken 0 Spor:
\bdülkadir \ ücclman • Makalelcr Sami
Karaören 0 Oüzeltme Abdullah Va/.ıcı A
Fotofraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge-
Edibf Buğra # Yurt Haberlen Vfehmet Faraç
Vayın Kurulu llhan Selçuk
iBaşkan). Orhan Erinç. ükta>
Kurtböke. HiJanrt Çetinlun a.
Şükran Soner, Ergun Balcı,
thrahim Yüdız, Orhan BursaJı.
Mustafa Baltmy, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa BaJbay AtaturkBuKan
No 125, Kat.4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel. 4195020 (7
hat). Faks 4İ 95027 •LzmırTemsıIcisı SerdarKızık.
H.ZiyaBK 1352 S 2<3Tel 4411220. Faks-4419117
# Adana Temsılcısi: Çetin YiğenoğJu, lnönü Cd. 119
S No.l Kat.l,Tel:363 12 11. Faks. 363 12 15
Muessese Muduru Cstün Aknen #
Koordmatör Ahmet korukıın • Muha-
sebe Büieol YCTICT • Idare Hüseyia
GûrerC Bılgı-lşlon .N*illna]#Bıig]-
sayarSıstem Mûrüvet Çiler#S3Hş.
FuOetKııza
MEDYA C: • Yonetım Kunılı
Baskanı - Genel ıMudur Gûlbiı
Erduran • Koordınaıör Rehı
Işıtman 0 Genel MüdurYardımciSi
SevdaÇoban Td 514 07 53
513 95 80 - 5138460* 1. Faks: 513S463
\ ayımla\an *e Basao: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş
TurkocagıCad 39 41 Cagaioğlu 3-4334 Ist PK 246 Istanbul fel (0 212) 512 05 05 ı20 hat> Faks (0 212)513 85 95 3MART1999 İmsak:5.04 Güneş: 6.30 Ögle: 12.23 ikindi: 15.29 Akşam: 18.03 Yatsı: 19.24
Milano'da deffle
• MİLANO(Reuters)-
Milano'da bu yılın
sonbahar-kış giysilerinın
tanıtıldıgı defileler dizisi
dünyanın her köşesınden
modacılan kente topladı.
flgiyle izlenen defilelerin
dünkü bölümünde
Erreuno'nun tasanmlan
podyumlara çıktı. Giysiler
kadar modellerin de
vücutlannı cömertçe
sergilediği defile büyük
ilgi çekti. 5 Mart'ta sona
erecek Milano moda şovu
ünlü tasanmcı Versace'nin
eserlenyle kapanacak.
Sigana
akciğerlenin
düşmanı
• İstanbul Haber Servisi -
Amenkan Hastanesı
Gögüs Hastalıklan
Uzmanı Prof. Dr. Tuğrul
Çavdar, Amerikan
Hastanesi Hemşirelik
Okulu Konferans
Salonu'nda verdigi
"Kronik Obstruktif
Akciger Hastalıgı" konulu
konferansın ardından
yaptığı basın toplantısında.
Türkiye'de 4-5 milyon
kişinin, solunum yolunun
tıkanmasıyla oluşan.
zamanla kronik bronşite,
solunum ve kalp
yetersizlığine neden olan
"kronik obstruktif akciger
hastası" olduğunu bildirdi.
En büyük
Atatüpk rölyefi
• DİYARBAKIR
(Cumhurhet Bürosu) -
Türkive'dekı en büyük
bakır Atarürk rölyefi
Dıyarbakır'da yapıldı.
Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği ve 7. Kolordu
Komutanlığı'nın
katkılanyla tarih
araştırmacısı ve sanatçı
Ersal Yavı'ya yaptınJan
Atatürk rölyefi dün
düzenlenen bir törenle
açıldı. Olağanüstü Hal
Bölge Valisi Aydın Arslan
törende yaptıgı konuşmada
Atarürk'ün izinde
yürümeyi ve onun ilke ve
ınkılaplan dogrulrusunda
hareket etmeyi görev
bildiklerini ifade etti.
Üzennde 1 ila 25
santımetre arasında
değişen yüksekJikte
kabartmalann yer aldıgı 14
metre yüksekliğindeki
'Atatürk Kocatepe'de
rölyefi. Dagkapı
Meydanı'ndaki
Orduevi"nin dogu cephesi
üzenneyaptınldı.
Temel İngilizce
Akademisi
• İstanbul Haber Servisi -
Marmara LJniversitesi
Mühendıslik Fakültesi
tarafından çocuklara
yönelık Temel İngilizce
Akademisi (ELA)
programı başlatıldı. ELA
Koordinatörü Deniz
Hamade. programla 6-12
yaş arasındaki ilkögretim
öğrencilerine tngilizce
ögrettiklerinı söyledi.
Yabancı dıl ögrenmek için
en ideal yaşın çocukiuk
çağlan olduğunu belirten
Hamade. program
dogrultusunda bilgisayarla
İngilizce ögrettikjerini
kaydettı.
Merkezi Sinir
Sistemi Günleri
• İstanbul Haber Servisi -
Pfizer tarafından
düzenlenen
nöropsikiyatrideki
gelişmelerin işlendigi
Merkezi Sinir Sistemi
Günleri'nde yeni tanı ve
tedavi yöntemleri tartışıldı.
300 hekimin katıldığı
etkinlikte yapılan
araştırmalar sayesinde
beyin ile ılgili pek çok
hastalığın tedavi
edilebildigi anlarıldı.
Avrupa'da mutsuzluk oranı hızla artıyor, uzmanlar sorunun çözüm yollannı anyor
Ylııtlu olmak zor değil
• Türldye'de
kendisini
'çok mutlu'
hissedenlerinl
oranı yüzde
39'a ulasıyor.
Çeviri Servisi- Özel-
likle gelişmiş ülkelerde
refah düzeyı günden gü-
ne yükseldıgi halde in-
sanlar yaşamlannı sürek-
li sorguluyor ve mutlu
olamıyorlar. Focus der-
gisinde yayımlanan ha-
bere göre, dünya çapın-
da ve yüz btnlerce kişi
üzerinde yapılan araştır-
ma, insanlann sadece
yüzde 25'inin çok mutlu
olduğunu düşündügünü
ortaya koydu. Mutsuzluk
oranlannın özellikle Av-
rupa ülkelerinde şaşırtı-
cı düzeydeyüksek olma-
sı dikkat çekiyor. Araştır-
ma yapılan 54 ülke ara-
sında Türkiye 9. sırada
yeralıyor ve 'çok mutlu'
olan Türklerin oranı yüz-
de 39'a uJaşıyor. Yıllar-
dırmutlu olmanın yolla-
nnı araştıran ve bu ko-
nuda sayısız kitap yaz-
mış olan psikolog Prof.
Dr. MihahCsikszentmi-
haJy'ye göre ekonomık
refah düzeyi ile kişılenn
mutlulugu arasında mut-
laka bir bağlantı bulunu-
yor, ancak insanın gerek-
sinimleri karşılandıktan
sonra artan para. onun 'mutiuluğunda' faz-
la rol oynarmyor. Gelişmiş ülkelerde mut-
suzluk oranlannın sürekli artması bu ger-
çeğe dayanıyor.
Csikszentmihaly, birçok insanın mutlu
olabilmek için gerçekçı ve ulaşılabilir ol-
mayan hayallerpeşınde koştugunu, bu ha-
yaller gerçekleşmediğı için de mutlu ola-
madığını belirtiyor. Tnsan mutiu olmak
için öncelikle içinde yaşadıgı koşullan.
kendi gücünü ve sınıriannı ne kadar aşa-
Ülkelere göre mutluluk sıralaması
Ekonomik refah ne kadarmutlu BĞiyor? Yüzbinterin katıldığı
istatistikler şaşırtıcı sonuçlar veriyor
• 1. Verazuela
1 2. Nijerya
1 3. tztanda
1 4. Irlanda
1 S. Holtanda
1 6. FHipinler
1 7. Avusturatya
1 8. ABD
1 9. Türkiye
1 10. Isviçre
1 11. IngiKem
I 12. Beiçüca
I 13. isveç
* 14. Danimarka
ı 15. Kanada
. 30. Finlandiya
1 31. Ispanya
1 32. Bangladeş
I 33. Almanya (Bat)
1 34. Polonya
I 35. ItaJya
1 50^ Estonya
51. Utvanya
* 52. Slovakya
- 53. Moldova
* 54. Utonya
Çok
mutfuyum
55
45
42
42
40
40
39
39
39
38 .
38
37
36
36
32
20
20
18
16
14 İ
13
4
4
4
4
3
Zamanzaman Mutiu değilım/
muöuyum
39
28
55
53
55
56
53
46
57
55
55
59
60
55
72
64
87
fe 73
59
51
48
40
60
Mutsuzıım
7
27
2
5
5
7
5
8
15
6
7
7
5
5
12
8
16
15
14
13
18
37
45
48
56
37
bıleceğinı doğru olarak tanımlamak zo-
runda. Bu dogrultuda zevk alabılecegı ve
kendinı gelıştirebilecegi etkınlıkler üze-
rinde yoğunlaşarak yaşamı keyiflı bir ha-
le dönüştürmey i ve yaşamıy la gelecegine
olumlu bakabilmeyı ögrenmesı gerekiyor.
Csikszentmihaly. mutlu olabilmek için en
önemlı etkenlerden bınnın. insanın ulaşıl-
maz hayaller kurmak yenne önüne küçük
hedeflerkoyması, bunlarabirerbirer ulaş-
maya çaiışması ve amacına ulaştıkça kü-
çük zaferinın keyfini çıkarması olduğunu
vurguluyor.
Mutlulugun formülü kişiden kişiye de-
ğişmekle birlikte, insanın genel anlamda
mutlu olması için önerilenler ise şöyle:
• tnsan nelerden hoşlanchğmı, neleri
\aparkcn ke>if aldıgını \e bunlan havatın-
da ne kadar sık vapngını beUriemeli Bu et-
kinlikkrini vogunlaştırnıalı.
• iş yaşamında başanlı olmak için mut-
laka çok yaratıcı mesleklere sahip olmak
gerekmiyor. Önemii
olan ne yapıldığı değil,
nasıl yapıldjğıdır. Işın-
de başanlı olan insan ne
ış yapıyor olursa olsun.
keyifalacaktır.
• YapdanetkinlikJer.
buna çalışma yaşamı da
dahü.para >a da kamer
mothasyonlu olmama-
hdır.Para vekamer rut-
kusu insanıgeçici bir sü-
re için başanlı kılsa da,
mutiu etmez. Y'apdan iş-
ten zevkalmak. berabe-
rüıde hem kariveri hem
parav ı bero de muüulu-
ğugetirir.
• Herkes. rahat. faz-
la çalışmak zorunda ol-
madığı ve sorumluluk
üstlenmek zorunda kal-
mayacağı biryaşam düs-
leyebılır. Ancak bunlar
olsa olsa 15 günlük ta-
tıller boyunca insanlan
mutlu kılar. Böylesı bir
yaşam uzun vadede hiç-
lik ve değersızlik duy-
gulanyla depresyonu be-
rabennde getırir.
• Hobiler insanlan
yaşama bağlar. dostiar
edinmesini sağiar. Spor
aktiıiteleri, koleksi} on-
culuk. bahçeyle uğraşmak ya da müzik. in-
sanın kencĞsi için bir sevlcr yapöğı ve de-
ğerii olduğu duygusunu güçlendirir.
• Yeni arkadaşhklar kurmak ve arkadaş-
larla ilişkileri geliştirmek de insanı mutlu
kılar ve yaşama baglar.
• Yaşamda (sakâtjıklar. yetersizn'kler,
sevdiklerin Ölümü gibi) değiştirilemeyecek
gerçekler vardır. Bunlara ha> ıflanıp yaşa-
ma küsmek yerine, yaşanun tadını her şe-
ye rağmen do> a doya çıkarmak gerekir.
Mimarlar Odası, Pamukkale'de yıkımlann devam etmesini istedi
6
Beyaza gölge diişmesin
9
İstanbul Haber Servisi - Pamukka-
le SİT alanında varlığını sürdüren Ko-
ru Motel, Pamukkale Motel. jandar-
ma binası ve satış barakalannm bir an
önce yıkılması: Karahayıfta kaygı ve-
rici boyutta çarpık yapılaşan turizmin
disipiin altına alınması istendi.
Mimarlar Odası Genel Merkezi ve
Denizii Şubesı tarafından 20 Şubafta
Pamukkale'de düzenlenen "Beyaza
Düsen Gölge" başlıklı panel ve fo-
rumda ortaya çıkan görüşler. sonuç bil-
dırgesi ile kamuoyuna açıklandı. Mi-
marlar Odası Genel Başkanı Oktay
Eldnci ve Denizii Şubesı Başkanı Tah-
sin Bayar'ın ımzasıyla yayımlanan
bildirgede. Pamukkale Doğal StT Ala-
nı ile antik Hierapolis kentı arkeolo-
jik SİT alanının. tarihsel ve doğal bü-
tünsellifı içinde korunması yönün-
deki gırişimlerin başanlı sonuçlar ver-
mesınin hedeflendıği belirtildı.Bil-
dirgede, geride bırakılan 10 yıl için-
de korumanın temel ilkesi olarak bas-
langıçta karar verilen mevcut tesisle-
rin kaldınlması hedefi çerçevesinde,
SİT alanını işgal eden üç büvük tesi-
sin yıkıldığı arumsatıldı. Yine bu on
yılda aynı plana göre, kuzey ve güney
kapılan ile yeni yol bağlantılannın
gerçekleştirildiği, traverten teraslan üst
gezi güzergâhı ve dınJenme terasla-
nyla birlikte dış giriş ve kontrol nok-
talannın planlanarak arkeolojik ka-
zılar ve Roma hamamlannda restoras-
yon çalışmalannın da sürdürüldüğü be-
lirtildi.
Il Özel fdaresi'ne ait Koru Motel
başta olmak üzere, Pamukkale Motel,
satış barakalan vejandanma binası nm
Pamukkale Doğal SİT Alaııı ile aıuik Hierapolis kenti arkeolojik StT ala-
nının. tarihsel ve doğal bürünsdliği içinde korunması gerekiyor.
da bir an önce kaldınlması istenen
bildirgede, korumacılık adına yapıl-
ması gereken işler özetle şöyle sıra-
landı:
Vâpılması gerekenier
- Termal suvu Pamukkak'nin -Hi-
erapobs'in ve Karaha> ıt'ın- varlık ne-
denidir. Bu nedenle füm önlemler ter-
mal suvunun korunması ve \aşatıl-
ması ilkesi temel almarakgeliştirilme-
lidir
- Karahayıt'taki turizm yapılaşma-
sı kaygı verici bir gelişme içindedir.
Karahayıt'ta kaçak sondajlann önlen-
mesi ve imar faaliyetlerinin disipiin
altına alınması gerckmektedir.
-1. derece SİTteki Ören Mahalle-
si, eski mahalk sakinleri mağdur edil-
meden ve yeni iskân olanaklan sağla-
narak bir an önce kaldınlnıabdır.
- Hierapolis'e gelen tunstlerin ay-
nı bölgedeki antik yerleşmeler olan
Clossasia. Laodikya ve Tnpolis'i de
tanımalanna yönelik yeni planlama-
lara başlanmalıdır.
- Bölgede aile pansivonculuğu tes-
vik edilmelL çevTevi zorlavan çok ya-
taklı ve büyük kürteli tesisler yerineyö-
resel nıinıari dokuvu ve ökjekleri gö-
zeten, doğa ile uv umlu konaklama te-
sisleri vavgmlaşbnlmalıdır.
"6ÜM OLUB. RA^İALİ CLHA.K DEĞER!
Adana'da Ağaclandırma Bayramı
Orman Bakanı: Çevre
düşmanı insanlar var
e-posta : tan (Q prizma. net. tr
ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Orman Bakanı
ArifSezer, ülkede yasalann
boşluğundan yararlanan
çevre düşmanı insanlar ol-
duğunu belırterek, "Diki-
len ağaçlann yerini inşaat
alamna çevirmişk'r*" dedi.
Adana'da Ağaclandırma
Bayramı dola>ısıyla 100.
Yıl semtınde bir tören dü-
zenlendi. 25 dekar alana
1200 ağacın dikildiği tö-
rende konuşan Doğu Ak-
deniz Bölge Müdürü Ah-
met Ali Aydın, ormanlann
bugünkü verim gücünün ül-
ke gereksinimıni karşılaya-
cakgüçteolmadığını belir-
terek "Ormanlardan bek-
lenen yarariann sağianma-
sı için orman alanlannın
> üzde 30'lara çıkarılnıası
ve verimsiz alanların kıs-
men iyileştirilmesi gerek-
mektedir" dıye konuştu.
Valı Oğuz Kağan Koksal
da ağaclandırma çalışmala-
n konusunda özellikle genç-
lere büyük görevler düştü-
ğünü anlattı. Çevreciliğin
Türk tarihinin geçmişinde
olduğunu belirten Orman
Bakanı Arif Sezer ise şöy-
le dedı:
"Ülkemizde yasalann
boşluğundan yararlanan
çevre düşmanı insanlar var.
Istanbul'a bakıyoruz; or-
man bölgesine dikmiş oldu-
ğumu/ ağaçlann yerini in-
şaat alamnaçevinmişler. İs-
tanbuDulann dinlenecekye-
ri kalmadt Ormanlann ko-
runması için orman köyle-
rine jöneÛk bir dizi çalış-
malannıızvar. Benim aklım-
dan Doğa Akademisi'nin
kurulması geçiyor, Böylebir
eğitim yuvasının oluşması
için elimden gelen çabavı
göstereceğim. Gençterimlze
yeşil alanlann korunmasın-
da büyük görevler düşüyor."
Cargill için durdurma kararı
Iznik Gölü
nefes aldıLEVENTGENCELLİ
BURSA - Dünyanın en
verimli tanm topraklanyla
yeryüzünün kirlenmemiş
en iyi sulak alanı konumun-
daki Iznik Gölü yakınlan-
na yaptınlan Cargill Mısır
îşleme Fabrikası için Bur-
sa 2. Jdare Mahkemesi ta-
rafından yürütmeyi durdur-
ma karan verildi. Bursa Ba-
rosu Başkanı Ali Arabacı.
Bursa 2. idare Mahkeme-
si'nin oybiıiiğiyle aldığı ka-
rann hemen uygulanması
gerektiğini söyledi.
Bursa'dakı kamu kurum
ve kuruluşlanylapartilerin
yerel örgütleri, çevreciler.
Ziraat Odalan ve Bursa Ti-
caret ve Sanayi Odası'nın
yapımma karşı çıktıgi Car-
gill Mısır İşleme Fabrika-
sfyla ilgili Bursa Baro-
su'nun önderliğinde dava
açılmıştı.
Ruhsat geçersiz
Bursa 2. Jdare Mahke-
mesi'nde görülen dava için
seçilen bilirkişiler, İznik
Gölü havzasındaki bu fab-
rikanın yapılması durumun-
da giderilmesi olanaksız za-
rarlann ortaya çıkacağını,
izin alımlanyla birlikte plan
değişiklilderinde de yasala-
ra karşı gelindigi savunul-
muştu. idare Mahkemesi
12 Ocak 1998'de oyçokiu-
ğu ile aldığı kararda, Bur-
sa Valiliği'nin 194 bin 072
metrekarelik alanda Cargill
Nişasta Fabrikası 'na verdi-
ği ruhsatla ilgili işlemin dur-
durulmasını karadaştırdı.
Mahkeme Başkanı Sabri
ÜnaL Danıştay'da da bu fab-
rikayla ilgili birbaşka dos-
yanın bulunduğunu, karann
idari mahkeme tarafından
değil Danıştay tarafından
verilmesi gerektiğini ön sü-
rerek karşı oy kullandı.
'TorpülT karariar
Yüksek Planlama Kuru-
lu (YPK) tarafından alınan
Cargill'e özel kararla İznik
yakınlannda inşaatına baş-
lanan fabrikaya yönelik peş
peşe "torpini" karariar alın-
mıştı. Bu kararlardan bin
de bölgenin 1. sınıf tanm
topragı özelliginin Bayındır-
lık Bakanlıği tarafından ma-
sa başında kaldınlması ol-
muştu. Bursa'daki çevreci-
ler. bu karann iptali için de
Danıştay'da dava açmışlar-
dı. Danıştay bu plan deği-
şıkliğinin durdurulmasını
kararlaştırmıştı.
Bursa Barosu Başkanı
Ali Arabacı. Bursa 2. İda-
re Mahkemesi'nin, Ameri-
kan firması Cargill tarafın-
dan yaptınlan Mısır İşleme
Fabrikası ile ilgili karan-
nın hemen uygulanması ge-
rektigını söyledi. Arabacı.
bu karann. çevre korumay-
la birlikte Türkiye'nin
"müstemleke olmadığTnı
gösterdigini savundu.
SÖYLEŞİ ATTllA İLHAN
'Yeni' Cumhuriyette 'Eski' Sendrom!
umhuriyetin ilk yılları, Şevket Süreyya Bey,
'Istiklâl Mahkemesi'nde yargılanıyor. Mahke-
me Reısi, 'Kel' Ali Bey (Çetinkaya). Hatıraları ara-
sında, insanın tüylerinı diken dıken eden, bir pasaj
vardır, acaba aklınızda mı?
"... başkanın suallerine cevap verryordum. Bu
cevaplanm arasında, bir de 'inkılâp' kelimesi
geçti. Bu sefer Başkan hakikaten kızdı. Kan yû-
züne öylesine hücum etti ki, ağzından kelime-
ler zorlukla ve insicamsız çıkıyordu:'... inkılâp
mı? Bu ne mugarta? İnkılâp bitti. Bu memleket
inkılâbını brtirdi! Artık yapacak inkılâp yok! Ne
demek inkılâp? Hepsi hayâl, hepsi saçma!..'
('Suyu Arayan Adam', 6. basım. s. 375. Remzi Ki-
tabevi. 1976).
Doğan Avcıoğlu, olayın hemen arkasından ila-
ve ediyor: "... o tarihlerde inkılâbın istiklâl Mah-
kemesi Başkanı, aynı zamanda Ithâlat/İhracat
Şirketi İdare Meclisi Başkanı'dır. Adana Valili-
ği'nden aynlıp, Şirket Müdürlüğü'ne gelen Hil-
mi Uran, şirket hakkında şu bilgiyi vermektedir:
'O vakitler Ankara, yeniden tnşâ ve ihyâ hâlin-
deydi ve hummâlı inşaat her işe hâkimdi. Bu in-
şaat işlerine şirket de kendisini kaptırarak, Ye-
nişehir'de birkaç ev inşası taahhüdüne girmiş
bulunuyordu..." (Türkiye'nin Düzeni'. s. 156. Bil-
gi Yayınevi. 1968).
Fâlih Rrfkı Bey'in, böylelerine 'inançsızlar' dedi-
ğini hatriadınız mı? Bir başka IstikJâl Mahkemesi Baş-
kanı ve Iş Bankası Idâre Meclisi azası. Bahriye Ve-
kili Ihsan Bey, ünlü Yavuz/Havuz davasmda; ken-
disine, ticarete neden girdiği, neden yolsuzluğa göz
yumduğu sorulunca, fena halde öfkeleniyor:
"... bunu bana neden soruyorsunuz? Hepi-
miz, başta Reisimiz olmak üzere, zenginleşmek
lâzımdın Demokrasi zenginliğe dayanırdemiyor
muydunuz? Hepiniz aynı şekilde işlere girme-
diniz mi?" Doğan Avcıoğlu, hemen ılave ediyor:"...
ne var ki, ticaret ve politikayı birlikte yürütmek
isteyen bu kişiler, yabancı silâh tekellerinin ağı-
na düşmüşlerdir. Yabancı silâh tekelleri, Bahri-
ye'nin siparişlerini kazanmak amacıyla, Ihsan
Bey'in çevresini rüşvete boğmuşlardır. Oivân-ı
Ali'de Ihsan Bey'in ortağı, iş Bankası İdare Mec-
lisi üyesi Dr. Fikret Bey, 55 bin lira rüşvet aldığı-
nı açıklamıştır..." (Aynı eser, s. 203).
Cumhuriyet sonrası, 'Solcu Kemalistler'in ağır
hayal kırıklığı dönemidir: sadece Fâlih Rıfkı'yı, ya
da Yâkup Kadri'yi okumak, durumu anlamaya ki-
fâyet edecektir. 'Yön', Cumhuriyetin sonraki ku-
şaklanna, asla bilmedıkleri bir 'rezilliği' bütün açık-
lığıyla anlatmıştı: Ismet Paşa'nın 'affairiste' ÇKö-
şe dönücü' mü diyeceğiz?) adını taktığı bir işada-
mı kesimı, 'nüfuz ticareti'ni gündeme sokmuştu.
Eh, genç devletin 'yeni' bürokrasisi de, Bâbı-
âli'nin eski 'kulağı kesikleri' olunca?..
İnkılâbafren, eski bürokrasi...
Doğan Avcıoğlu nun şu tahlili, az mı yürek ya-
kıyor:
"... Ankara, Avrupa uyduluğu geleneğinde ye-
tişmiş Bâbıâli bürokratlarına da kucak açacak-
tır. Cumhuriyet'in daha ilk günlerinden başlaya-
rak, devlet kadrosu, 'milliyetçi' genç memurla-
nn yanısıra, Bâbıâli bürokratlarını da barındı-
ran ikili bir karakter taşıyacaktır. Bürokrasinin
'milliyetçi' kanadı, reform hareketlerinde, Bâbı-
âli kanadını daima karşısında bulacaktır. Işbir-
likçilerin pek azı ihanetlerinin cezasını çeke-
cektir. 16 Nisan 1924 tarihli kanunla iç savaş sı-
rasında düşmana yardım edenler affolunacak-
tır. Birçok üçüncü plandaki kişileri kapsayan
'yüzellilikler' listesi, son derece dar tutulacak-
tır. Bu tutumun devrimci yönelişin hızını kestiği
açıktır..." (aynı eser, s. 155).
Yön, 47. sayısında bir açık oturum düzenlemiş-
ti; konu şu: "Atarürk'ün özlediği Türkiye'yi kura-
bildik mi?". Katılanlann çoğu, o dönemi yaşamış
adamlar: Yâkup Kadri, Cevat Dursunoğlu, Kemal
Tahir, Cemal Hüsnü Taray, vs. Aralarında Dersa-
adet'ten gitme Bâbıâli bürokrasisinın. Ankara'da-
ki etkisini tartışıyortar. Yâkup Kadri dıyor ki: "...
Bütün idare kadroları Bâbıâli'dendi. inkılâbın
başını bunlar yedü". Cemal Hüsnü Bey'in tanık-
lığı. daha az dramatik değil:"... Atatürk Bâbıâli'nin
şöhretlerinden kaçındı. Yeni ve genç bir kadro-
yu iş başına getirdi. Meselâ ben 22 yaşında Zi-
raat Bankası'nın başına geldim, 29 yaşında Mil-
li Eğitim Bakanı oldum; fakat eski zihniyetli bü-
rokrasi, büyük engeldi; eski kanunları değiştir-
mek, reform yapmak meseteydi...'' Kemal Tahir'in
fikri de budur:"... bence Osmanlı kadrosu işe hâ-
kim oldu. Baştan itibaren gevşeklik olmuş!".
'Osmanlı Kadrosu', ne? Tanzımat 'alafrangası', her
türlü irtikâp, irtişa ve rüşvet içindeki, 'Batılılaşmış'
eski 'bürokrasi'l Şevket Süreyya Bey, sanki neden
genç Cumhuriyet'e yeni bir 'kadro' önermişti?
'Tanzimât' bahsinde, 'Kadro' ile 'yön'ün 'değer-
lendirmesi', hemen hemen aynıdır; ikisi de doğru!
Doğan Avcıoğlu diyor ki:
"... dün olduğu gibi bugün de, Batılılaşma ay-
dın çevrelerin özlemidir. Fakat 'Batılılaşma' ne-
dir, nasıl Batılılaşılır?' konusunda fikirler, dün
olduğu gibi bugün de karışıktır. Tanzimât ile
başlayan harekete -ki 'sömürgeleşme' süreci-
dir- hâlâ 'Batılılaşma' adı verilmektedir..."
"... Batı'da yetişmiş Türkçüler'den Yusuf Ak-
çura, 1921 yılında yayınladığı bir yazıda, Tanzi-
mât'ı eleştirmenin bir cesaret işi olduğunu söy-
lemektedir. 'Efendiler, yakın zamana kadar Tan-
zimât'a, Tanzimât-ı Hayriye deniliyordu. Tanzi-
mât'ın yaptıkları, hayırlı ve mukaddesti. Tanzi-
mât'a dil değdirmek, terakkişikenlik (ileıieme-
yi engellemek), mürtecilik sayılıyor idi.' Akçura,
'zannımca artık', Tanzimât'ın iktisadi nedenle-
rini ve bu alandaki eytemini efeştirmeye 'vakit
gelmiştir' demekte ve Tanzimât'ın, birkaç yıl
sonra, Türk milletine yararlı olmadığının bedâ-
het sayılacağından şüphe etmediğini belirtmek-
tedir. Aradan elli yıla yakın zaman geçmiştir.
Tanzimât Batıcılığı hâlâ gerçek yerine oturtula-
bilmiş değildir. Oturtulamamıştır, çünkü Türki-
ye hâlâ Tanzimât'ı ilericilik ve Batıcılık diye ta-
nıtan emperyalist hegemonyanın etkilerinden
ve bunun zihinlerde yarattığı karışıkiıktan kur-
tulabiimiş değildir..."
"... Tanzimât Batıcılığı ile Menderes Batıcılığı
arasında, pek az fark vardır..." (Aynı eser, s. 106).
inkılâbı', 'dondurmak'!...
t\Yeri\' Cumhuriyette, 'eski sendrom: 'nüfuz ti-
T careti'! Şimdi içinde debelendiğimiz, 'bürok-
rasi/burjuvazi' suç ortaklığını iyi kavrayabilmek için;
ucu hkp kuşkusuz, rttihatçılar'ın 'Millilktisat'üöne-
mine dayanan, bu 'suç ortaklığını', nedenlerini ve
sonuçlarını, iyi bilmek lâzımdır. Eğer inkılâbı yap-
ması gereken sosyal sınrf (ulusal burjuvazi), he-
nüz ortada yoksa; yukardan aşağrya yaratılmak
istenildiği takdirde, 'komprador' burjuvazinin
boşalttığı yere, fakat onun tikleri ve kötü alış-
kanlıklarıyla yerleşecektir. Bu, 'inkılâbın' dondu-
rulmasına yol açıyor; inkılâbın 'dondurulması',
bürokrasi-ı-burjuvazi 'oligarşisine'!
'Kadro' da, 'Yön' de, neden ısrarla 'inkılâbı' ta-
mamlamaktan, onu son neticelerine ulaştırmaktan
söz ediyorlardı, sanıyorsunuz?
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htfm