19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatöru. Hikmet ÇetinkayaO Yazıışlen Miidurü Ibrahim Y'ıldız # Sorumlu Müdür Fikret flkiz 9 Haber Merkezı Müduru- Hakan Kara • Görse] Yönetmen: Fikret Eser tstıhbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomı Özleın Yüzak 9 Kültur Handan Şenköken 0 Spor: \bdülkadir \ ücclman • Makalelcr Sami Karaören 0 Oüzeltme Abdullah Va/.ıcı A Fotofraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge- Edibf Buğra # Yurt Haberlen Vfehmet Faraç Vayın Kurulu llhan Selçuk iBaşkan). Orhan Erinç. ükta> Kurtböke. HiJanrt Çetinlun a. Şükran Soner, Ergun Balcı, thrahim Yüdız, Orhan BursaJı. Mustafa Baltmy, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa BaJbay AtaturkBuKan No 125, Kat.4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel. 4195020 (7 hat). Faks 4İ 95027 •LzmırTemsıIcisı SerdarKızık. H.ZiyaBK 1352 S 2<3Tel 4411220. Faks-4419117 # Adana Temsılcısi: Çetin YiğenoğJu, lnönü Cd. 119 S No.l Kat.l,Tel:363 12 11. Faks. 363 12 15 Muessese Muduru Cstün Aknen # Koordmatör Ahmet korukıın • Muha- sebe Büieol YCTICT • Idare Hüseyia GûrerC Bılgı-lşlon .N*illna]#Bıig]- sayarSıstem Mûrüvet Çiler#S3Hş. FuOetKııza MEDYA C: • Yonetım Kunılı Baskanı - Genel ıMudur Gûlbiı Erduran • Koordınaıör Rehı Işıtman 0 Genel MüdurYardımciSi SevdaÇoban Td 514 07 53 513 95 80 - 5138460* 1. Faks: 513S463 \ ayımla\an *e Basao: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş TurkocagıCad 39 41 Cagaioğlu 3-4334 Ist PK 246 Istanbul fel (0 212) 512 05 05 ı20 hat> Faks (0 212)513 85 95 3MART1999 İmsak:5.04 Güneş: 6.30 Ögle: 12.23 ikindi: 15.29 Akşam: 18.03 Yatsı: 19.24 Milano'da deffle • MİLANO(Reuters)- Milano'da bu yılın sonbahar-kış giysilerinın tanıtıldıgı defileler dizisi dünyanın her köşesınden modacılan kente topladı. flgiyle izlenen defilelerin dünkü bölümünde Erreuno'nun tasanmlan podyumlara çıktı. Giysiler kadar modellerin de vücutlannı cömertçe sergilediği defile büyük ilgi çekti. 5 Mart'ta sona erecek Milano moda şovu ünlü tasanmcı Versace'nin eserlenyle kapanacak. Sigana akciğerlenin düşmanı • İstanbul Haber Servisi - Amenkan Hastanesı Gögüs Hastalıklan Uzmanı Prof. Dr. Tuğrul Çavdar, Amerikan Hastanesi Hemşirelik Okulu Konferans Salonu'nda verdigi "Kronik Obstruktif Akciger Hastalıgı" konulu konferansın ardından yaptığı basın toplantısında. Türkiye'de 4-5 milyon kişinin, solunum yolunun tıkanmasıyla oluşan. zamanla kronik bronşite, solunum ve kalp yetersizlığine neden olan "kronik obstruktif akciger hastası" olduğunu bildirdi. En büyük Atatüpk rölyefi • DİYARBAKIR (Cumhurhet Bürosu) - Türkive'dekı en büyük bakır Atarürk rölyefi Dıyarbakır'da yapıldı. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ve 7. Kolordu Komutanlığı'nın katkılanyla tarih araştırmacısı ve sanatçı Ersal Yavı'ya yaptınJan Atatürk rölyefi dün düzenlenen bir törenle açıldı. Olağanüstü Hal Bölge Valisi Aydın Arslan törende yaptıgı konuşmada Atarürk'ün izinde yürümeyi ve onun ilke ve ınkılaplan dogrulrusunda hareket etmeyi görev bildiklerini ifade etti. Üzennde 1 ila 25 santımetre arasında değişen yüksekJikte kabartmalann yer aldıgı 14 metre yüksekliğindeki 'Atatürk Kocatepe'de rölyefi. Dagkapı Meydanı'ndaki Orduevi"nin dogu cephesi üzenneyaptınldı. Temel İngilizce Akademisi • İstanbul Haber Servisi - Marmara LJniversitesi Mühendıslik Fakültesi tarafından çocuklara yönelık Temel İngilizce Akademisi (ELA) programı başlatıldı. ELA Koordinatörü Deniz Hamade. programla 6-12 yaş arasındaki ilkögretim öğrencilerine tngilizce ögrettiklerinı söyledi. Yabancı dıl ögrenmek için en ideal yaşın çocukiuk çağlan olduğunu belirten Hamade. program dogrultusunda bilgisayarla İngilizce ögrettikjerini kaydettı. Merkezi Sinir Sistemi Günleri • İstanbul Haber Servisi - Pfizer tarafından düzenlenen nöropsikiyatrideki gelişmelerin işlendigi Merkezi Sinir Sistemi Günleri'nde yeni tanı ve tedavi yöntemleri tartışıldı. 300 hekimin katıldığı etkinlikte yapılan araştırmalar sayesinde beyin ile ılgili pek çok hastalığın tedavi edilebildigi anlarıldı. Avrupa'da mutsuzluk oranı hızla artıyor, uzmanlar sorunun çözüm yollannı anyor Ylııtlu olmak zor değil • Türldye'de kendisini 'çok mutlu' hissedenlerinl oranı yüzde 39'a ulasıyor. Çeviri Servisi- Özel- likle gelişmiş ülkelerde refah düzeyı günden gü- ne yükseldıgi halde in- sanlar yaşamlannı sürek- li sorguluyor ve mutlu olamıyorlar. Focus der- gisinde yayımlanan ha- bere göre, dünya çapın- da ve yüz btnlerce kişi üzerinde yapılan araştır- ma, insanlann sadece yüzde 25'inin çok mutlu olduğunu düşündügünü ortaya koydu. Mutsuzluk oranlannın özellikle Av- rupa ülkelerinde şaşırtı- cı düzeydeyüksek olma- sı dikkat çekiyor. Araştır- ma yapılan 54 ülke ara- sında Türkiye 9. sırada yeralıyor ve 'çok mutlu' olan Türklerin oranı yüz- de 39'a uJaşıyor. Yıllar- dırmutlu olmanın yolla- nnı araştıran ve bu ko- nuda sayısız kitap yaz- mış olan psikolog Prof. Dr. MihahCsikszentmi- haJy'ye göre ekonomık refah düzeyi ile kişılenn mutlulugu arasında mut- laka bir bağlantı bulunu- yor, ancak insanın gerek- sinimleri karşılandıktan sonra artan para. onun 'mutiuluğunda' faz- la rol oynarmyor. Gelişmiş ülkelerde mut- suzluk oranlannın sürekli artması bu ger- çeğe dayanıyor. Csikszentmihaly, birçok insanın mutlu olabilmek için gerçekçı ve ulaşılabilir ol- mayan hayallerpeşınde koştugunu, bu ha- yaller gerçekleşmediğı için de mutlu ola- madığını belirtiyor. Tnsan mutiu olmak için öncelikle içinde yaşadıgı koşullan. kendi gücünü ve sınıriannı ne kadar aşa- Ülkelere göre mutluluk sıralaması Ekonomik refah ne kadarmutlu BĞiyor? Yüzbinterin katıldığı istatistikler şaşırtıcı sonuçlar veriyor • 1. Verazuela 1 2. Nijerya 1 3. tztanda 1 4. Irlanda 1 S. Holtanda 1 6. FHipinler 1 7. Avusturatya 1 8. ABD 1 9. Türkiye 1 10. Isviçre 1 11. IngiKem I 12. Beiçüca I 13. isveç * 14. Danimarka ı 15. Kanada . 30. Finlandiya 1 31. Ispanya 1 32. Bangladeş I 33. Almanya (Bat) 1 34. Polonya I 35. ItaJya 1 50^ Estonya 51. Utvanya * 52. Slovakya - 53. Moldova * 54. Utonya Çok mutfuyum 55 45 42 42 40 40 39 39 39 38 . 38 37 36 36 32 20 20 18 16 14 İ 13 4 4 4 4 3 Zamanzaman Mutiu değilım/ muöuyum 39 28 55 53 55 56 53 46 57 55 55 59 60 55 72 64 87 fe 73 59 51 48 40 60 Mutsuzıım 7 27 2 5 5 7 5 8 15 6 7 7 5 5 12 8 16 15 14 13 18 37 45 48 56 37 bıleceğinı doğru olarak tanımlamak zo- runda. Bu dogrultuda zevk alabılecegı ve kendinı gelıştirebilecegi etkınlıkler üze- rinde yoğunlaşarak yaşamı keyiflı bir ha- le dönüştürmey i ve yaşamıy la gelecegine olumlu bakabilmeyı ögrenmesı gerekiyor. Csikszentmihaly. mutlu olabilmek için en önemlı etkenlerden bınnın. insanın ulaşıl- maz hayaller kurmak yenne önüne küçük hedeflerkoyması, bunlarabirerbirer ulaş- maya çaiışması ve amacına ulaştıkça kü- çük zaferinın keyfini çıkarması olduğunu vurguluyor. Mutlulugun formülü kişiden kişiye de- ğişmekle birlikte, insanın genel anlamda mutlu olması için önerilenler ise şöyle: • tnsan nelerden hoşlanchğmı, neleri \aparkcn ke>if aldıgını \e bunlan havatın- da ne kadar sık vapngını beUriemeli Bu et- kinlikkrini vogunlaştırnıalı. • iş yaşamında başanlı olmak için mut- laka çok yaratıcı mesleklere sahip olmak gerekmiyor. Önemii olan ne yapıldığı değil, nasıl yapıldjğıdır. Işın- de başanlı olan insan ne ış yapıyor olursa olsun. keyifalacaktır. • YapdanetkinlikJer. buna çalışma yaşamı da dahü.para >a da kamer mothasyonlu olmama- hdır.Para vekamer rut- kusu insanıgeçici bir sü- re için başanlı kılsa da, mutiu etmez. Y'apdan iş- ten zevkalmak. berabe- rüıde hem kariveri hem parav ı bero de muüulu- ğugetirir. • Herkes. rahat. faz- la çalışmak zorunda ol- madığı ve sorumluluk üstlenmek zorunda kal- mayacağı biryaşam düs- leyebılır. Ancak bunlar olsa olsa 15 günlük ta- tıller boyunca insanlan mutlu kılar. Böylesı bir yaşam uzun vadede hiç- lik ve değersızlik duy- gulanyla depresyonu be- rabennde getırir. • Hobiler insanlan yaşama bağlar. dostiar edinmesini sağiar. Spor aktiıiteleri, koleksi} on- culuk. bahçeyle uğraşmak ya da müzik. in- sanın kencĞsi için bir sevlcr yapöğı ve de- ğerii olduğu duygusunu güçlendirir. • Yeni arkadaşhklar kurmak ve arkadaş- larla ilişkileri geliştirmek de insanı mutlu kılar ve yaşama baglar. • Yaşamda (sakâtjıklar. yetersizn'kler, sevdiklerin Ölümü gibi) değiştirilemeyecek gerçekler vardır. Bunlara ha> ıflanıp yaşa- ma küsmek yerine, yaşanun tadını her şe- ye rağmen do> a doya çıkarmak gerekir. Mimarlar Odası, Pamukkale'de yıkımlann devam etmesini istedi 6 Beyaza gölge diişmesin 9 İstanbul Haber Servisi - Pamukka- le SİT alanında varlığını sürdüren Ko- ru Motel, Pamukkale Motel. jandar- ma binası ve satış barakalannm bir an önce yıkılması: Karahayıfta kaygı ve- rici boyutta çarpık yapılaşan turizmin disipiin altına alınması istendi. Mimarlar Odası Genel Merkezi ve Denizii Şubesı tarafından 20 Şubafta Pamukkale'de düzenlenen "Beyaza Düsen Gölge" başlıklı panel ve fo- rumda ortaya çıkan görüşler. sonuç bil- dırgesi ile kamuoyuna açıklandı. Mi- marlar Odası Genel Başkanı Oktay Eldnci ve Denizii Şubesı Başkanı Tah- sin Bayar'ın ımzasıyla yayımlanan bildirgede. Pamukkale Doğal StT Ala- nı ile antik Hierapolis kentı arkeolo- jik SİT alanının. tarihsel ve doğal bü- tünsellifı içinde korunması yönün- deki gırişimlerin başanlı sonuçlar ver- mesınin hedeflendıği belirtildı.Bil- dirgede, geride bırakılan 10 yıl için- de korumanın temel ilkesi olarak bas- langıçta karar verilen mevcut tesisle- rin kaldınlması hedefi çerçevesinde, SİT alanını işgal eden üç büvük tesi- sin yıkıldığı arumsatıldı. Yine bu on yılda aynı plana göre, kuzey ve güney kapılan ile yeni yol bağlantılannın gerçekleştirildiği, traverten teraslan üst gezi güzergâhı ve dınJenme terasla- nyla birlikte dış giriş ve kontrol nok- talannın planlanarak arkeolojik ka- zılar ve Roma hamamlannda restoras- yon çalışmalannın da sürdürüldüğü be- lirtildi. Il Özel fdaresi'ne ait Koru Motel başta olmak üzere, Pamukkale Motel, satış barakalan vejandanma binası nm Pamukkale Doğal SİT Alaııı ile aıuik Hierapolis kenti arkeolojik StT ala- nının. tarihsel ve doğal bürünsdliği içinde korunması gerekiyor. da bir an önce kaldınlması istenen bildirgede, korumacılık adına yapıl- ması gereken işler özetle şöyle sıra- landı: Vâpılması gerekenier - Termal suvu Pamukkak'nin -Hi- erapobs'in ve Karaha> ıt'ın- varlık ne- denidir. Bu nedenle füm önlemler ter- mal suvunun korunması ve \aşatıl- ması ilkesi temel almarakgeliştirilme- lidir - Karahayıt'taki turizm yapılaşma- sı kaygı verici bir gelişme içindedir. Karahayıt'ta kaçak sondajlann önlen- mesi ve imar faaliyetlerinin disipiin altına alınması gerckmektedir. -1. derece SİTteki Ören Mahalle- si, eski mahalk sakinleri mağdur edil- meden ve yeni iskân olanaklan sağla- narak bir an önce kaldınlnıabdır. - Hierapolis'e gelen tunstlerin ay- nı bölgedeki antik yerleşmeler olan Clossasia. Laodikya ve Tnpolis'i de tanımalanna yönelik yeni planlama- lara başlanmalıdır. - Bölgede aile pansivonculuğu tes- vik edilmelL çevTevi zorlavan çok ya- taklı ve büyük kürteli tesisler yerineyö- resel nıinıari dokuvu ve ökjekleri gö- zeten, doğa ile uv umlu konaklama te- sisleri vavgmlaşbnlmalıdır. "6ÜM OLUB. RA^İALİ CLHA.K DEĞER! Adana'da Ağaclandırma Bayramı Orman Bakanı: Çevre düşmanı insanlar var e-posta : tan (Q prizma. net. tr ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Orman Bakanı ArifSezer, ülkede yasalann boşluğundan yararlanan çevre düşmanı insanlar ol- duğunu belırterek, "Diki- len ağaçlann yerini inşaat alamna çevirmişk'r*" dedi. Adana'da Ağaclandırma Bayramı dola>ısıyla 100. Yıl semtınde bir tören dü- zenlendi. 25 dekar alana 1200 ağacın dikildiği tö- rende konuşan Doğu Ak- deniz Bölge Müdürü Ah- met Ali Aydın, ormanlann bugünkü verim gücünün ül- ke gereksinimıni karşılaya- cakgüçteolmadığını belir- terek "Ormanlardan bek- lenen yarariann sağianma- sı için orman alanlannın > üzde 30'lara çıkarılnıası ve verimsiz alanların kıs- men iyileştirilmesi gerek- mektedir" dıye konuştu. Valı Oğuz Kağan Koksal da ağaclandırma çalışmala- n konusunda özellikle genç- lere büyük görevler düştü- ğünü anlattı. Çevreciliğin Türk tarihinin geçmişinde olduğunu belirten Orman Bakanı Arif Sezer ise şöy- le dedı: "Ülkemizde yasalann boşluğundan yararlanan çevre düşmanı insanlar var. Istanbul'a bakıyoruz; or- man bölgesine dikmiş oldu- ğumu/ ağaçlann yerini in- şaat alamnaçevinmişler. İs- tanbuDulann dinlenecekye- ri kalmadt Ormanlann ko- runması için orman köyle- rine jöneÛk bir dizi çalış- malannıızvar. Benim aklım- dan Doğa Akademisi'nin kurulması geçiyor, Böylebir eğitim yuvasının oluşması için elimden gelen çabavı göstereceğim. Gençterimlze yeşil alanlann korunmasın- da büyük görevler düşüyor." Cargill için durdurma kararı Iznik Gölü nefes aldıLEVENTGENCELLİ BURSA - Dünyanın en verimli tanm topraklanyla yeryüzünün kirlenmemiş en iyi sulak alanı konumun- daki Iznik Gölü yakınlan- na yaptınlan Cargill Mısır îşleme Fabrikası için Bur- sa 2. Jdare Mahkemesi ta- rafından yürütmeyi durdur- ma karan verildi. Bursa Ba- rosu Başkanı Ali Arabacı. Bursa 2. idare Mahkeme- si'nin oybiıiiğiyle aldığı ka- rann hemen uygulanması gerektiğini söyledi. Bursa'dakı kamu kurum ve kuruluşlanylapartilerin yerel örgütleri, çevreciler. Ziraat Odalan ve Bursa Ti- caret ve Sanayi Odası'nın yapımma karşı çıktıgi Car- gill Mısır İşleme Fabrika- sfyla ilgili Bursa Baro- su'nun önderliğinde dava açılmıştı. Ruhsat geçersiz Bursa 2. Jdare Mahke- mesi'nde görülen dava için seçilen bilirkişiler, İznik Gölü havzasındaki bu fab- rikanın yapılması durumun- da giderilmesi olanaksız za- rarlann ortaya çıkacağını, izin alımlanyla birlikte plan değişiklilderinde de yasala- ra karşı gelindigi savunul- muştu. idare Mahkemesi 12 Ocak 1998'de oyçokiu- ğu ile aldığı kararda, Bur- sa Valiliği'nin 194 bin 072 metrekarelik alanda Cargill Nişasta Fabrikası 'na verdi- ği ruhsatla ilgili işlemin dur- durulmasını karadaştırdı. Mahkeme Başkanı Sabri ÜnaL Danıştay'da da bu fab- rikayla ilgili birbaşka dos- yanın bulunduğunu, karann idari mahkeme tarafından değil Danıştay tarafından verilmesi gerektiğini ön sü- rerek karşı oy kullandı. 'TorpülT karariar Yüksek Planlama Kuru- lu (YPK) tarafından alınan Cargill'e özel kararla İznik yakınlannda inşaatına baş- lanan fabrikaya yönelik peş peşe "torpini" karariar alın- mıştı. Bu kararlardan bin de bölgenin 1. sınıf tanm topragı özelliginin Bayındır- lık Bakanlıği tarafından ma- sa başında kaldınlması ol- muştu. Bursa'daki çevreci- ler. bu karann iptali için de Danıştay'da dava açmışlar- dı. Danıştay bu plan deği- şıkliğinin durdurulmasını kararlaştırmıştı. Bursa Barosu Başkanı Ali Arabacı. Bursa 2. İda- re Mahkemesi'nin, Ameri- kan firması Cargill tarafın- dan yaptınlan Mısır İşleme Fabrikası ile ilgili karan- nın hemen uygulanması ge- rektigını söyledi. Arabacı. bu karann. çevre korumay- la birlikte Türkiye'nin "müstemleke olmadığTnı gösterdigini savundu. SÖYLEŞİ ATTllA İLHAN 'Yeni' Cumhuriyette 'Eski' Sendrom! umhuriyetin ilk yılları, Şevket Süreyya Bey, 'Istiklâl Mahkemesi'nde yargılanıyor. Mahke- me Reısi, 'Kel' Ali Bey (Çetinkaya). Hatıraları ara- sında, insanın tüylerinı diken dıken eden, bir pasaj vardır, acaba aklınızda mı? "... başkanın suallerine cevap verryordum. Bu cevaplanm arasında, bir de 'inkılâp' kelimesi geçti. Bu sefer Başkan hakikaten kızdı. Kan yû- züne öylesine hücum etti ki, ağzından kelime- ler zorlukla ve insicamsız çıkıyordu:'... inkılâp mı? Bu ne mugarta? İnkılâp bitti. Bu memleket inkılâbını brtirdi! Artık yapacak inkılâp yok! Ne demek inkılâp? Hepsi hayâl, hepsi saçma!..' ('Suyu Arayan Adam', 6. basım. s. 375. Remzi Ki- tabevi. 1976). Doğan Avcıoğlu, olayın hemen arkasından ila- ve ediyor: "... o tarihlerde inkılâbın istiklâl Mah- kemesi Başkanı, aynı zamanda Ithâlat/İhracat Şirketi İdare Meclisi Başkanı'dır. Adana Valili- ği'nden aynlıp, Şirket Müdürlüğü'ne gelen Hil- mi Uran, şirket hakkında şu bilgiyi vermektedir: 'O vakitler Ankara, yeniden tnşâ ve ihyâ hâlin- deydi ve hummâlı inşaat her işe hâkimdi. Bu in- şaat işlerine şirket de kendisini kaptırarak, Ye- nişehir'de birkaç ev inşası taahhüdüne girmiş bulunuyordu..." (Türkiye'nin Düzeni'. s. 156. Bil- gi Yayınevi. 1968). Fâlih Rrfkı Bey'in, böylelerine 'inançsızlar' dedi- ğini hatriadınız mı? Bir başka IstikJâl Mahkemesi Baş- kanı ve Iş Bankası Idâre Meclisi azası. Bahriye Ve- kili Ihsan Bey, ünlü Yavuz/Havuz davasmda; ken- disine, ticarete neden girdiği, neden yolsuzluğa göz yumduğu sorulunca, fena halde öfkeleniyor: "... bunu bana neden soruyorsunuz? Hepi- miz, başta Reisimiz olmak üzere, zenginleşmek lâzımdın Demokrasi zenginliğe dayanırdemiyor muydunuz? Hepiniz aynı şekilde işlere girme- diniz mi?" Doğan Avcıoğlu, hemen ılave ediyor:"... ne var ki, ticaret ve politikayı birlikte yürütmek isteyen bu kişiler, yabancı silâh tekellerinin ağı- na düşmüşlerdir. Yabancı silâh tekelleri, Bahri- ye'nin siparişlerini kazanmak amacıyla, Ihsan Bey'in çevresini rüşvete boğmuşlardır. Oivân-ı Ali'de Ihsan Bey'in ortağı, iş Bankası İdare Mec- lisi üyesi Dr. Fikret Bey, 55 bin lira rüşvet aldığı- nı açıklamıştır..." (Aynı eser, s. 203). Cumhuriyet sonrası, 'Solcu Kemalistler'in ağır hayal kırıklığı dönemidir: sadece Fâlih Rıfkı'yı, ya da Yâkup Kadri'yi okumak, durumu anlamaya ki- fâyet edecektir. 'Yön', Cumhuriyetin sonraki ku- şaklanna, asla bilmedıkleri bir 'rezilliği' bütün açık- lığıyla anlatmıştı: Ismet Paşa'nın 'affairiste' ÇKö- şe dönücü' mü diyeceğiz?) adını taktığı bir işada- mı kesimı, 'nüfuz ticareti'ni gündeme sokmuştu. Eh, genç devletin 'yeni' bürokrasisi de, Bâbı- âli'nin eski 'kulağı kesikleri' olunca?.. İnkılâbafren, eski bürokrasi... Doğan Avcıoğlu nun şu tahlili, az mı yürek ya- kıyor: "... Ankara, Avrupa uyduluğu geleneğinde ye- tişmiş Bâbıâli bürokratlarına da kucak açacak- tır. Cumhuriyet'in daha ilk günlerinden başlaya- rak, devlet kadrosu, 'milliyetçi' genç memurla- nn yanısıra, Bâbıâli bürokratlarını da barındı- ran ikili bir karakter taşıyacaktır. Bürokrasinin 'milliyetçi' kanadı, reform hareketlerinde, Bâbı- âli kanadını daima karşısında bulacaktır. Işbir- likçilerin pek azı ihanetlerinin cezasını çeke- cektir. 16 Nisan 1924 tarihli kanunla iç savaş sı- rasında düşmana yardım edenler affolunacak- tır. Birçok üçüncü plandaki kişileri kapsayan 'yüzellilikler' listesi, son derece dar tutulacak- tır. Bu tutumun devrimci yönelişin hızını kestiği açıktır..." (aynı eser, s. 155). Yön, 47. sayısında bir açık oturum düzenlemiş- ti; konu şu: "Atarürk'ün özlediği Türkiye'yi kura- bildik mi?". Katılanlann çoğu, o dönemi yaşamış adamlar: Yâkup Kadri, Cevat Dursunoğlu, Kemal Tahir, Cemal Hüsnü Taray, vs. Aralarında Dersa- adet'ten gitme Bâbıâli bürokrasisinın. Ankara'da- ki etkisini tartışıyortar. Yâkup Kadri dıyor ki: "... Bütün idare kadroları Bâbıâli'dendi. inkılâbın başını bunlar yedü". Cemal Hüsnü Bey'in tanık- lığı. daha az dramatik değil:"... Atatürk Bâbıâli'nin şöhretlerinden kaçındı. Yeni ve genç bir kadro- yu iş başına getirdi. Meselâ ben 22 yaşında Zi- raat Bankası'nın başına geldim, 29 yaşında Mil- li Eğitim Bakanı oldum; fakat eski zihniyetli bü- rokrasi, büyük engeldi; eski kanunları değiştir- mek, reform yapmak meseteydi...'' Kemal Tahir'in fikri de budur:"... bence Osmanlı kadrosu işe hâ- kim oldu. Baştan itibaren gevşeklik olmuş!". 'Osmanlı Kadrosu', ne? Tanzımat 'alafrangası', her türlü irtikâp, irtişa ve rüşvet içindeki, 'Batılılaşmış' eski 'bürokrasi'l Şevket Süreyya Bey, sanki neden genç Cumhuriyet'e yeni bir 'kadro' önermişti? 'Tanzimât' bahsinde, 'Kadro' ile 'yön'ün 'değer- lendirmesi', hemen hemen aynıdır; ikisi de doğru! Doğan Avcıoğlu diyor ki: "... dün olduğu gibi bugün de, Batılılaşma ay- dın çevrelerin özlemidir. Fakat 'Batılılaşma' ne- dir, nasıl Batılılaşılır?' konusunda fikirler, dün olduğu gibi bugün de karışıktır. Tanzimât ile başlayan harekete -ki 'sömürgeleşme' süreci- dir- hâlâ 'Batılılaşma' adı verilmektedir..." "... Batı'da yetişmiş Türkçüler'den Yusuf Ak- çura, 1921 yılında yayınladığı bir yazıda, Tanzi- mât'ı eleştirmenin bir cesaret işi olduğunu söy- lemektedir. 'Efendiler, yakın zamana kadar Tan- zimât'a, Tanzimât-ı Hayriye deniliyordu. Tanzi- mât'ın yaptıkları, hayırlı ve mukaddesti. Tanzi- mât'a dil değdirmek, terakkişikenlik (ileıieme- yi engellemek), mürtecilik sayılıyor idi.' Akçura, 'zannımca artık', Tanzimât'ın iktisadi nedenle- rini ve bu alandaki eytemini efeştirmeye 'vakit gelmiştir' demekte ve Tanzimât'ın, birkaç yıl sonra, Türk milletine yararlı olmadığının bedâ- het sayılacağından şüphe etmediğini belirtmek- tedir. Aradan elli yıla yakın zaman geçmiştir. Tanzimât Batıcılığı hâlâ gerçek yerine oturtula- bilmiş değildir. Oturtulamamıştır, çünkü Türki- ye hâlâ Tanzimât'ı ilericilik ve Batıcılık diye ta- nıtan emperyalist hegemonyanın etkilerinden ve bunun zihinlerde yarattığı karışıkiıktan kur- tulabiimiş değildir..." "... Tanzimât Batıcılığı ile Menderes Batıcılığı arasında, pek az fark vardır..." (Aynı eser, s. 106). inkılâbı', 'dondurmak'!... t\Yeri\' Cumhuriyette, 'eski sendrom: 'nüfuz ti- T careti'! Şimdi içinde debelendiğimiz, 'bürok- rasi/burjuvazi' suç ortaklığını iyi kavrayabilmek için; ucu hkp kuşkusuz, rttihatçılar'ın 'Millilktisat'üöne- mine dayanan, bu 'suç ortaklığını', nedenlerini ve sonuçlarını, iyi bilmek lâzımdır. Eğer inkılâbı yap- ması gereken sosyal sınrf (ulusal burjuvazi), he- nüz ortada yoksa; yukardan aşağrya yaratılmak istenildiği takdirde, 'komprador' burjuvazinin boşalttığı yere, fakat onun tikleri ve kötü alış- kanlıklarıyla yerleşecektir. Bu, 'inkılâbın' dondu- rulmasına yol açıyor; inkılâbın 'dondurulması', bürokrasi-ı-burjuvazi 'oligarşisine'! 'Kadro' da, 'Yön' de, neden ısrarla 'inkılâbı' ta- mamlamaktan, onu son neticelerine ulaştırmaktan söz ediyorlardı, sanıyorsunuz? http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htfm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle