Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7ŞUBAT1999PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
7 I T ^
Bu Kare'ye Iyi Bakın
ÇELIKGULERSOY
S
cn günlerde okuduğum
kitaplardan en ilgmci, bir
Fransız kadın yazann ge-
zi notlan oldu. MarceDe
Tinayre, Dersaadet'te 31
MartOlayian'nı yaşamış
bir görgü tanığı. Kitabın çevirisi Ak-
soy Yayıncıhktarafindan, dönemin fo-
tolan ile donatılarak yayımlanmış.
Çeşitli anılar içinde en ilgimi çeken
bölüm, gerici ayakJanmanın dehşet sa-
çan cinayetlennden kaçarak, bir eve sı-
ğınan "Meclis-i Mebusan Reisi"nin ya-
şadığı tam birruh çökünrüsü bahsi ol-
du. Yakm tanhimiz içıne yerleştırildi-
ği zaman, çok dramatik bir konum
gösteren bu olayı, kitabın az sayıdaki
okunı ıle sınırlı bırakmayarak, Cum-
huriyet'in sayfalanna taşımakta yarar
gördüm.
Beru etkileyen sahneye geçmeden ön-
ce, söz konusu olan adamın kimliği ve
kişiliği üstüne kısa bilgiler vermeli-
yim:
Ahmet Rıza Bey, köken olarak, bir
Arnavut. Annesi, Müslüman olmuş
seçkin bir frenk hanımı. Benzeri pek
çok olan, bir Osmanlı mozayigi. Bu so-
yağacının ilk sonucu, adama sağladı-
gi kusursuz bir fizik düzgünlüğü. Bü-
tün portrelen. soylu çızgilen ıle bir
baş ve boy-bos yontusu gösterir.
Bu dış görünüşü, çok yetenekli bir
zihin kapasitesi zengınleştirir. Derin-
liğine bildığı Fransızcası ve tarih ve kül-
tür incelemelerine adadığı uzun yılla-
n, onu, çok üst bir düzeye eriştirmiş-
tir. Bu niteliklerıne, bir de karakter
sağlamhğını eklemeliyiz: Abdülhamit
despotluğuna karşı isteyerek seçtiği
gurbet acılannda ve yokluklannda ıs-
rar edişi, benzen fazla olmayan bir öz-
veri örneği idi. Paris'teki soğuk oda-
sında sırtına ancak yorganını çekerek,
bütün gün okuyup yazdıktan sonra,
gece frakını giyerek katıldığı sosyete
davetlerinde gördüğü ilgi, hatta derle-
diği hayranlık duygulan. dünyada her
kula nasip olmayan. roman sahneleri-
ni oluşturur. Bibliotheque Nationa-
le'de harcadığı uzun yıllann ürûnü olan
Fransızca yapıtı, "Batı'nın Doğu PoB-
tikasının Ahlâken Iflâsr, Avrupa'nın
amtsal bir eleştirisidir. Bu. onun gözü
kapab Avrupa ha\ ranı olmadığmın da
kanıtıdır. Yani, Payitahttaki Müslü-
man kesinıin,onu bağnna basması için,
adamın her şeyi vardı.
Bu birikim ve kimliktekı aydın ki-
şi, 1908 devrimı üzerine ülkesine dön-
dü.
Meşrutiyet çalkantılannda geçirdi-
ği kimı bocalamalannın. beni her za-
man şaşırtmış olduğunu eklemeliyim.
Abdülhamit ıle ilışkileri ve Çıragan
Sarayı'nın hiç önlemsiz Parlamento-
ya alınması ve sonra tutuşması olay-
lan gibı. Fakat bu egriler. onun tarih
içındeki yerini ancak aşındınr, yık-
maz. Zaten bu yazıdaki konumuza da
etkili olan şeyler değildir.
Bu Ahmet Rıza Bey, yeni ve güçlü
konumuna güvenerek. Batı'da beğen-
diği kurumlann hiç olmazsa birkaçı-
nı uygulamak ister. Bunlann başında,
örnek bir kız lisesi gelmektedir. Üste-
lik Halife Padişah'tan bunun için bir
konak da sağlamıştır.
Ama o aylarda, Meşrutiyet'in getir-
diği bir özgürlük havasının rüzgâria-
n da esmektedir: Kadınlannbirkısmı.
özellikle genç kızlar, peçelerini ken-
diliklerinden atmışlardır.
Çarşı-pazara ve Beyoğlu mağaza-
lanna serbestçe girip-çıkabilen hanım
sayısmda artış gözlemlenir. Ama ka-
dın-erkek aynlığı (yani kaç-göç), ka-
fes, çarşaf, imam nikâhı gibi.. bütün
öbür kurumlar ve kurallar olanca ka-
tılığıyla sürmektedir.
Kadın yaşamındaki bu üç-beş deği-
şim ve genç subaylarda başlayan bir ay-
dınlanma, softa takımının azgın tepki-
sini çekmekte gecikmez. Içten içe bir
kaynaşma başlar. Abdülhamit'in ken-
dısi değilse bile, paralı Saray çevrele-
rı. basının bir kesimini, kışlalan ve
medreseteri aylarca kışkırOrlar. Ingiliz
hükümetinin de bu hazırlıkiarda par-
mağı olduğuna dair yeni kanıtlarçıkı-
yor ortaya.
Bütün bu ters birikimler, bir sabah,
Osmanlf nın eskiden çokça yaşamış
olduğu, bir softa-asker ayaklanması-
nı patlattı. Çok masum kanı aktı ve
Payitaht yine dehşet içinde kaldı. Olay-
lar sırasında Meclis de basılmış ve Re-
is yerine, yanlışlıkla başka mebuslar
da öldürülmüştür.
Ahmet Rıza Bey, ancak kıyafet de-
ğiştirerek ve bir kenar mahalle kona-
ğına sıgınarak canını kurtarabilmiş.
Fransız hanım, çarşaf giyerek o kona-
ğa da gıtmiş.
Seçkin aydın adam,büyükbirçökün-
tü içindeymiş. Yıllar sürmüş bütün
umutlannın, özlemlerinin, birkaç gün
içinde vıkıldığını görmenin acılan için-
de. Saçlan ve bıyıklan daha bir ağar-
mış, yüzü çökmüş. "Niçin, niçin?" di-
ye sormakta. "Dinimize saygıb ve sa-
dıkız. Kadın tesettürüne de tarattanm.
Bir tek mektep için, bu kadar öfke ni-
ye?"
Fransız gazeteci, ertesi gün Osman-
irmn ünlü bir hanım yazannı da ziya-
rete gider. Fatma AKye Hanım da es-
ki geleneklerin tam bir savunucusudur.
Onun bütün arzusu. güneş güzü gör-
meyen ev hanımlannın, hava alabile-
cegi. yüksek duvarlarla çevrili birkaç
özel parkın yapdabilmesidir.
Şimditarih kitabuidan, sadece 10-15
yıhn yaprağuu çevirmeiiyiz.
Meclis Başkanrnın iki basit reform
girişimi nedeniyle, canını zor kurtar-
masından çok geçmeden, tarih ölçüsü
ile birkaç an sonra, bu ülkede sanki bir
yanardağ padadı. Bir ışık adam, 5-10
yılda, çağlan aşö. Daha önce hayali bi-
le kurulamayan değişimleri, gerçekleş-
tirdi. Bunlan Cumhuriyet okurlan bi-
Iir ya, ben bir özelliğe dikkat çekerek
vazunı bitireyim: De\rimleriyle nasıl bir
gençlik amaçlamıştı, o ışık adam? Bu-
gün her iki >anda artan sayıları ile iki
"aşın uç"tan genç tipleri ürüyor, ülke-
mizde:
Bir kümede, işin anlamıru-önemini
düşünmeyip, hatta Kuran'ın işaret et-
tiğii4
yorum" yoluna bile gftmeden, ra-
hibeler gibi örtünmeyi marifet sayan
genç kızlar.
Onlann karşısında, "zembereği bo-
şanmış" diyeceğim, alkol bağunlılan,
uçkur ve "keyiffi mekânlar" düşkün-
leri, "Pera" sevdâhlan, entel ve gentel
takımı.
Büyük Adamın özlemi ve amacı,
bunlann ikisi de değildi: Temiz ahJâk-
b, banşçL, çauşkan, aydınlanmayı ve
yükselmeyi hedef seçmiş, içi vatan sev-
gjsi ile dolu, ailesine düşkün ve tutku-
lu gençlerdi, Atatürk'ün sevgüüeri
Bunu, 15 yılda başardı da.
O yıllann Almanyası ve ttah/ası'nın
yetiştirdiği ırkçı, bağnaz, savaşçı ve ka-
tı kafalı bir kuşak da değüdi, 1930'la-
nn Türk gençüğL Bunun da alünı çiz-
mek isterim. Tam bir görgü tanığı ola-
rak . Kanrt mı istiyorsunuz? O döneme
ait, devietimizin tanrtma fılmleri var.
Ara-sıra TV'ler gösteriyor. Bir kare'si-
ni durdurup, uzun uzun seyretmetiyiz:
Açık havyda, O'nun nutkunu dinleyen
gençler. Bunlar film artistleri değildL
Halk çocuklanvdı. Ne temiz, ne duru
veen önemMsi, ne muthı yüzteri var! Ge-
lecekten umutiular ve baştaki eşaz ada-
ma, suursız güvenleri var.
Onlar, o filimlerden 10 yıl öncesin-
de, yoktular. Yazık kL engin derecede
yazık ki, o filimlerden 20-30 yıl sonra,
azaldılar, çok azaldılar. Bunun sorum-
lulan, utansınlar, o vetmez, kahrolsun-
lar!
Genel seçimlere doğnj gidiyoruz. Aday adaylan belirlendi.
Ama bir kuşku var hepimizde: Acaba seçimler belirlenen ta-
rihte, 18 Nisan'da gerçekleştirilebilecek mi?
İlk kez böyle bir durumla karşılaşıyoruz! TBMM tüm üyele-
riyle 18 Nisan'da genel ve yerel seçimlerin yapılmasını karar-
laştırmış. Yine de kimse güvenemiyor! Bir şeyler olacak, se-
çim yeni birtarihe kalacak diye bekleniyor...
Önseçim yapılacak, diyorlar, yine de bazı partilerde kesin
adaylar açıkça belirtiliyor. Örneğin CHP Istanbul Belediye
Başkan adaylığına iki kişi başvurdu. Ön seçmenler gerçek ada-
yı seçecekler, ama genel başkan bir toplantıda Galatasaray-
Inşadamı Adnan Polat'ı parti adayı olarak ilan etti! (Oysa Ali
Özcan da var önseçime girecek! Oldu mu ya? Şimdi gel de
önseçimden, önseçimlerden yarar bekle!.. Üstelikde Baykal'ın
adayı, Milliyet'te Melih Aşık'ın yazdığı gibi ne CHP'Iİ ne de
sosyal demokrat! Üstelik de eski CHP Şişli Belediye Başka-
nı Fatma Girik'le kavgalı birı!..
•••
Incirlik'in bir ABD üssü olduğu iyiden iyıye belli oldu. Orası
sanki bir Amerikan toprağı... Uçaklar kalkıyor iniyor, gidip
Irak'ı bombalıyor; ordan gelebilecek füzelere karşı Patriot'lar
tetikte tutuluyor... Bilmem buna Incirlik'te yaşayan yurttaşlar
ne diyor? Bir gün bakacaklar tepelerine Irak füzeleri yağmış!..
Irak'a ne diyebiliriz o zaman? Durmaksızın saldırıya uğrayan
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Her Şey Zenginler İçin mi?
bir ülke, elbette bir gün bunun acısını çıkarmak isteyebilir. Türk
devleti kendi topraklarındaki bu saldın yuvasını bir an önce
kapattırmamalı mı? Ne denli zor bir durum olsa da!..
•••
Turgut Özal, "Ben zenginleri severim " demişti. Zengin işa-
damlannın yatından inmeyerek bu sevgisini göstermişti. Yok-
sullarada biröğütte bulunmuştu. "Benim memunım işinibi-
lir"... Herkes zenginleri sever, zengin olmak ister. Kimse "mi-
nicik aşım kaygısız başım" demiyor artık! Eskiden öyle yer-
ler, yöreler vardı ki çocuklar muz nedir, film nedir bilmezdi. Gör-
memişti, duymamıştı... Şimdi öyle mi? TV'ler her şeyi gözler
önüne serdi. En uzak bucaklardaki insanlarımız bile güzel, ra-
hat, zengin yaşamaları izleye izleye herçareye başvurup, yok-
sulluk zincirinden kendini koparmaya da kalkıştı. Bunca hır-
sızlıklar, soygunlar, kaçakçılıklar hep daha iyi, daha güzel ya-
şamak isteğinin kaçınılmaz sonuçları...
Ortadirek ortadirek dedıler, zenginle yoksul arasındaki uçu-
rumu derinleştirdiler! Yoksul daha yoksul, zengin çok daha zen-
gin oldu. Şu politika dünyasının ön yerlerindekilere bir bakın.
Çiller'inden Yılmaz'ına, Erbakan'ından bilmem kime, hepsi
milyarder!
Bir kişinin milletvekilliğine aday adayı olması, en başta beş
yüz ya da iki yüz elli milyona bağlı!.. Ya bastırdıkları broşürier,
kitaplar, resimler; ya gezmelerde harcanacak giderler, ya seç-
menlere verilecek ziyafetler.
Demokrasi nerede kalıyor? Bir memur, bir işçi, bir aydın na-
sıl olur da bu zenginler arasındaki köşekapma yanşına gire-
bilir? ..
Bu arada, dostum Recep Bilginer'in "Zenginler Hüküme-
ti" (Dünya Yayını) adlı kitabında yazdıklannı düşündüm... il-
ginç yazılarla dolu bir kitap bu. Bilginer, gazetecilik yaşamı-
nın deneyimlerinden önemli ömekler sunmuş:
"Türkiye'yi oldum olası tuzu kuru insanlaryönetiyor. Tuzu
kuru insanlar destekliyor" diyor yazar. Belli bir mutlu azınlık
içindir her şey, milletvekili, bakanlık vb. Ya geriye kalan yüz-
de seksen doksan, onlar seyircidir, figürandır. Bilginer'e gö-
re "Seçimlerde mitinglerde bir de maazallah savaş çıkarsa
cephede. Vatanm asıl sahibi olduklannı kimi canlanyla kimi
bedenleriyle gösteririer. Savaş bitince, şehitler de gerilerde
unutulurgider. "jj^ı___
PENCERt
Sahtecilik Oyumı.
Ibni Rüşt 12'nci yüzyılda yaşadı, y ; ,
tuba imamı idi, Ibni Rüşt Batı'da 'Averroes' diye
tanınan Islam bilginidin bir gün Aristoteles'i okur-
ken iki sözcüğe takılmış:
Trajedi.. .
Komedi..
Allah Allah!.. Bilgin düşünüyor: Ne anlama ge-
liyor bunlar?..
Avluda çocuklar oynuyoriarmış; gürültüden te-
dirgin olan Rüşt pencereden bakmış: Veletlerden
birisi konuşuyor:
- Ben müezzinim!..
Cocuklardan biri minare olmuş, 'müezzinim' di-
yen onun omuzuna çıkmış, ötekiler izliyorfar, söz-
de müezzin olan yaramaz ellerini kulaklanna yak- '
laştıımış; ezan mı okuyacak?.. Ibni Rüşt çocuk-
lann oyununa şöyle bir göz atmış; ama, aklı fikri
başka yerde!..
- Komedi ne demek?..
Çünkü Rüşt, yaşamında hiç tiyatro görmemiş, ,
oyun izlememiş, ne bilsin trajedıyi, komediyi?..
Isa'dan önce Eski Yunan'da tiyatro var, Müslü-
manlar bu sanattan haberli değiller..
•
Ibni Rüşt'ün bir arkadaşı Ipek Vo/u'ndan Çin'e
gidip gelmiş; gördüğü acaip şeyleri bilgine akta-
nyor:
- Kalabalık bir yerdeki bir yükselti Cızerinde
yüzleri maskeli adamlar bir şeyleryapıyorlar; bir
öyküyü temsil ediyohar; at sırtında gidiyorlar,
ama, atlanyok; kılıç dövüşü yapıyoriarama, ger-
çekten dövüşmüyorlar; ölüyohar, ama, gerçek-
ten ölmüyorlar; seviyorlar ama, gerçekten âşık
değiller...
- AJIah Allah!..
Aristoteles'ten 13 yüzyıl sonra dünyaya gelen
Ibni Rüşt tiyatroyu bilmiyor.
Endülüslü bilgin sonunda "trajedi" ile "kome-
di" sözcüklerini çözmüş mü?.. Gerçekten tiyat-
ro öyle bir şey ki oyuncu prens rolündedir, ger-
çekten prens değildir; uşak rolündedir, gerçek-
ten uşak değildir; kral rolündedir, gerçekten kral
değildir; ölür, ama, gerçekten ölmez...
•
2000 yılının eşiğinde bizim kadar bu sanatın
"künhüne" varacak toplum var mı?.. Ülkemizde
"demokratım" diyen gerçekten demokrat değil,
"liberalim" diyen gerçekten liberal değil, "Müs-
lümanım" diyen gerçekten Müslüman değil, "li-
derim" diyen gerçekten lider değil, "namusluyum"
diyen gerçekten namuslu değil, "gazeteciyim" di-
yen gerçekten gazeteci değil, "milliyetçiyim" di-
yen gerçekten milliyetçi değil, "solcuyum"diyen
gerçekten solcu değil...
Siyasal yaşam tam bir tiyatro...
Ama gerçekten tiyatro değil.
nSİ.a ; f ı f * I $IID
1. Bölüm'e katılamayan dostlarımızı da
> aramıza alabilmek için...
CUMHURIYET MAHALLESÎ BÜYÜYORÎ
"i
14
'umhuriyet Mahallesi'nin kurulacağı 150 dönümlük arazideki
233 parsel, gösterdiğiniz büyük ilgi sonucu, kısa bir süre içinde sahiplerini
buldu. Ancak, Cumhuriyet dostlarının istekleri sürüyordu.
Şu anda, bu istekleri karşılayabildiğimiz için mutluyuz. '
Cumhuriyet Mahallesi'nin 1. Bölümü'ne istediği halde katılamayan
dostlarımızı da aramıza alabilmek için, satışı tamamlanan arazinin
hemen güneyinde bulunan 170 dönümlük bir araziyi sizlere sunuyoruz.
Cumhuriyet Mahallesi'nin 2. Bölümü'nun kurulacağı bu arazide
239 parsel bulunmaktadır. Büyüklükleri 400 m
2
ile 600 m
2
arasında değişen
parsellerin m1
fiyatı, 28 Şubat akşamına kadar 7.000.000.-TL'dir. Ödeme
yine 500.000.000.-TL peşinat ve 6 eşit taksitte olacak... Satışlar Cumhuriyet
Kitap Kulübü bürolannda yapılacaktır.
Cumhuriyet Mahallesi 1. BölümMen haberler...
Tasanm çalışmaları ilerliyor.
Cumhuriyet Mahallesi 1. Bölüm'e katılan tüm dostlarımızın, kendilerine
gönderdiğimiz anket formlarını doldurup bize bir an önce ulaştırmalarıru
rica ediyoruz. Sorularımız yarutlanıp tüm görüşler alındıktan sonra
geliştirilecek seçenekler arasmdan herkes kendisiyle en uyumlu olan ev
seçeneğini saptayacak. Böylece mahallemizin, hepimizin ortak beğenisini
ve ortak yaşama bilincini yansıtan bir mimari kişiliği olacaktır.
cumvrtrrrA " ÇANTA
•wıunl 1 BEL£DtYESI
M A R M A R A D E N I Z I
Tapu dağıtımı brtmek üzere.
Tapusunu henüz almayan 1. Bölüm
arsa sahiplerinin, aşağıda belirtilen
Cumhuriyet Kitap Kulübü
bürolarından birine bir an önce
başvurmalarını rica ediyoruz.
Bağlantı Büromuz açıldı.
Arsasını görmek isteyenlere yardımcı
olmak üzere, 1. Bölüm girişinde bir Bağlantı Bürosu oluşturduk. Ayrıca,
cumartesi ve pazar günleri saat: 12.00'de Cumhuriyet Gazetesi'nin
Cağaloğlu'ndaki merkezinin önünden araziye servis kaldırılıyor.
Ağaç dikme gezisi Şubatta!
Şubat içinde bir pazar günü, Mahallemizin kurulacağı arazide buluşup
tanışmak ve arsalarımıza kendi ellerimizle fidan dikmek için bir piknik gezisi
düzenlenecektir. Dikimde yardımcı olacak elemanları ve bedelini ödeyerek
satın alabileceğiniz fidanlan biz sağlayacağız. Kesin tarih size yazılı olarak
bildirilecek, ayrıca gazetenizde de yayınlanacak.
Cumhuriyet maha lles i
"Doğayla uygarlık buluşuyor"
DENIZ CORUNUMLU
IMARLI IFRAZLI
BACIMSIZTAPULU
Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor?
•Cumhuriyet Mahallesi istantnjl'un batısında, Tekırdağ-Çortu yolu kavşağı üçgenınde, Çanta Köyü
belediye sırarlan içinde kuruluyor. Istanbul'a uzaklığı TEM yolundan 45 dakika, E5 yolundan 55 dakıkadır.
•1. Bölümün hemen güneyinde yer alan 2. Bölüm arazisinin de elektnğı ve stabılıze yollan vardır.
•Bu arazinin de yalnızca % 14'ü evlere aynldı. Kalan % 86'nın küçük bir bölümû yol ve otopark, çok
büyük btr böJümü ise bahçe ve park olacak.
Satış yapılan Cumhuriyet Kitap Kulübü bûroları:
Istanbul: istiklai Cad.. Zambak Sok. No:4 Kat:1 Beyoğlu - ISTANBUL (Aksanat karşısı)
Ankara: Atatürk Bulvan No: 125 Kat:4 Bakanlıklar - ANKARA
Izmir Halit ziya Bulvan 1352. Sok. No: 2/3 Alsancak - I2MİR
Adana: Çınarlı Marı. 5 Sok. No: 1/1 Aksu Han Dortyolağa - ADANA
Tel: 252 38 81-252 38 82 Faks: 252 38 62
Tel: 419 50 20 pbx Faks: 417 19 57
Tel: 441 12 20 pbx Faks: 441 91 17
Tel: 363 12 12 pbx Faks: 363 12 15