16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ŞUBAT 1999 PA2AR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Marmara Üniversitesi GSF'nin özgün baskı koleksiyonu 'Müzesini Düşleyen Sergi'de Yaşachğımız yüzyıbn yansıması ESRA ALİÇAVÜŞOĞLL Marmara Lnı\ ersitesı Güzel Sanatlar Fa- kültesı bir ılke daha imza atmaya hazırla- nıyor. Fakülte, 90"a vakın sanatçınm 200 yapıtından oluşan özgün baskı koleksiyo- nu ile çagdaş Türk sanatında kuşaklan buluşturmayı hedefliyor. 'Müzesini Düş- leyen Sergi" sloganıv la > ola çıkan sergının en önemlı amacı ise bu sergiyı bır müze- ye dönüştürmek. Sergi. koleksiyonu mü- zeye taşıyarak gelecek kuşaklara aktar- mayı ve çagdaş sanatımızın özgün baskı- ya yansıyan yüzünü bütünlük ıçınde sun- rnayı amaçlıyor. Prof. Mustafa Asher. Prof. Süleyman Sa- im Tekcan \e Prof. Fevzi Karakoçtan olu- şan bır kurul tarafından belırlenen kolek- siyonun başlangıcı 1973 yılınadeginuza- nıyor. Serginin çekirdegı, Cumhuriyetin 50. yıl kutlamalan nedenıyle Mustafa Aslı- er'den bir özgün baskı sergisı düzenleme- sı istenerekoluşturulmuş. Aslıer'ino dö- nem yaklaşık 30 kışının 100 yapıtını bir araya getırdığı sergi dünjanın çeşıtlı ül- kelerinı dolaşmış. Üniversıte yetkılileri o yıllarda bu koleksıvonun müzeye dönüş- türelmesı amacıyla kendılenne bağışlan- masını saglamışlar. Koleksıyonun çekır- değı Bedri Rahmi Eyüboğlu. Alhe Berger, Femıh Başağa gıbı o dönem özgün bas- kıyı yogun olarak yürüten sanatçılann ya- pıtlanndan oluşuvor. Daha sonra bağışla- nan yapıtlarla ıse koleksıyon daha zen- ginleşmış. Marmara Cnı\ ersitesı Güzel Sanatlar Fakültesı Sanat Galensı'ndeaçı- lacak olan sergi P Şubat-7 Nısan tarihı- ne dek ızlenebılecek. MÜ Güzel Sanatlar Fakültesı Dekanı Ftof. Hüsamettin Koçan ile sergi üzerine görüştük. Sanatçüar emeğirıi bağışhyor - Üniversitenin özgün baskı koleksno- nunu gün ışığına çıkarma fikri nasıl doğ- du? Dekan olduğum dönem Mustafa Ash- er bana. kurumun bir özgün baskı kolek- siyonu oldugunu belirten bir mektup gön- derdi ve koleksıyona sahip çıkmamızı is- tedi. Asher. kendi dekanlıgı sırasmda ko- leksiyonu demırbaşa kaydetmıştı. tlk baş- larda 49 vapıttan oluşan koleksiyona.son- radan dönemin genç sanatçılarının yapıt- ları da ılave edilmiş. Hatta bunların içın- den benım de bir çahşmam çıktı. Kolek- siyon 1973'te yurtdışına gıden yapıtlann tümünü içermiyor. Bız heyecanla bunlan çerçeveleyıp.-üniversitede sergilemeye başladık. Abidin Dino - Serigrafi, 1913. -Pekimuzekurma fikri naslye- niden gündeme geldi? Müze kurma fikrının ılk orta- >açıkması Cumhurıyetimizin 50. yıl kutlamalan çerçevesinde or- tay a atılmış. Biz de Cumhunyetin 50. yıhnda gerçekleştırilemeyen müze projesınin 7 5. yılda yapıla- bıleceğini düşündük. Sergi kuru- lu, özgün baskı üreten 60 sanatçı saptadı. Ve her sanatçıya mektup yazarak. koleksiyonu müzeye dö- nüştürmeyı amaçladıgımızı. bize ikişer yapıt bagışlamalannı iste- dıgimizı belırttık. 20 gün ıçinde Fransa'dan. Almanya'dan, yurdun dört bir yanından büyük bir coş- kuyla karşılandı bu ıstegımız. Ya- pıtlan yan yana getırdiğimizde eksıgimız nedir demeye başladık. Çünkü koleksiyon ılk başta sade- ce özgün baskı üreten sanatçıla- nn yapıtlanndan oluşurken yavaş yavaş özgün baskıyı teknık olarak kulla- nan tüm sanatçılara dogru yayılmaya baş- ladı. Bu da sonuçta büvük bır zengınlık sag- ladı. - Koleksi\»na sanatçılar dışında bağış>a- panlar oldu mu? Elbette. Olağanüstü bır ılgiyle karşı- landık. Bazı eksıkleri Süleyman Saim Tek- can ve Mustafa Asher kendı koleksiyon- lanndan yapıtlarla giderdiler. Bunun ya- nı sıra Maçka Sanat Galerisi'nden Rabia Çapa. Galen Nev den Haldun Dostoğlu, SinanGenin mkatkılanda var_MeneüEr- tel kendi yapıtlannın yanı sıra. kendrko- • Fakülte, 90'a yakın sanatçının 200 yapıtından oluşan özgün baskı koleksiyonu ile çağdaş Türk sanatında kuşaklan buluşturmayı hedefliyor. 'Müzesini Düşleyen Sergi' sloganıyla yola çıkan serginin en önemli amacı ise bu sergiyi bir müzeye dönüştürmek. Sanatçılann da destek verdiği sergi, çağdaş Türk sanatınm bugüne kadar yan yana gelebilecek, yaşadığımız yüzyılın en geniş skalasını oluşturuyor. Marmara Üniversitesi GSF Dekanı Hüsamettin Koçan. leksı>onundan Bedrı Rahmı \ e Cihat Bu- rak' ın yapıtlarını da gönderdi. Tahmıa et- tigımizin dışında bır destek ve yapıt akı- şı oluşmaya başladı. 60 sanatçı sayısı bır- denbıre 90'a. 100 yapıt 200"ün üstüne çık- tı. Bu destek sanatçılann bırçok oluşuma yapıtlanyla destek verdigıni de gösteri- yor. Türkıye'de emegını en çok bagışlamış olanlar sanatçılardır. -Sergi •Müzesini Düşleyen Sergi' sloga- nıyla çıkıvor \ola_. Düş ve gerçek bırbinne neredeyse zıt _ kavramlar gibı görünüyor. Hatta aralann- dâ*zamansal bir hıyerarşi de var. Önce Özdemir Altan - Litografı. 1995. düş, sonra gerçek... Düşün bır ger- çege susamışhgi da vardır hep. Bu slogan. 1973'teki gırişimin bır düş olarak kalması nedenıyle çıktı orta- ya. Ve biz bu düşü gerçekleştirme- ye çalışıyoruz. Ortaya çıkan sergi çagdaş Türk sanatının bugüne ka- dar yan yana gelebilecek. yaşadığı- mız yüzyılın en genış skalasını oluş- turuyor. 1906 dogumluAliye Berger ile başlayan koleksıyon 1973 do- ğumlu EdaTekcan Tomba'ya kadar sürüyor. Zamansal birakış \ ar. Bu ser- gi bır bakıma çagdaş sanatımızın baskıya yansıyan yüzünü bir araya getıriyor. Bu anlamda da çok büyük bır buluşmaya dogru gidiyor. Sergi- yi dolaşırken Türk sanatındakı soyut- lama sürecinı. sanatçının kendi için- de yaşadıgı serüveni de görmek müm- kün. Kısaca v aşadıgımız yüzyılı yan- sıtıyorbu sergi. - Sergide baskı türlerinin hemen hepsini de görmek mümkün. Ilk koleksı>onun tümü gravürden olu- şuyordu. Şimdı ıse baskı teknıklerinın he- men hepsi var; litografi. serigrafi.. Özgün baskı çok üretilebildıgı ıçın ınsanlann bü- yük bir kısmının ulaşabılecegı bır yakın- hkta. - Sergiyi başka şehirlere götürmeyi dü- şünüvor musunuz? Sergının taşınabıhrlik kolaylığı var. An- kara ve Izmır"de sergilemeyi düşünüyoruz. Bunun yanı sıra üniversitesi olan bütün kentlerde de sergilemeyi amaçlıyoruz. *Baskı, son derece toplumsal olan. son de- rece insanla beraber olmak isteyen bir alan. Müzemizın arkasmda büyük bir in- sani amaç var dıye düşünüyorum. Özgün baskının taşınabilirliği nedenıyle Anado- lu'yu sürekli dolaşmasını düşünüyoruz. Şu an uykuda olan müze-tren projesinin de önünü açacak. Hedef müzenln kapısını açmak - Müzeyi ne zaman açmayı planhyorsu- nuz? Hedefimiz 2000 vılına girmeden bu müzenin kapısını açmak... Bu koleksiyon belki dünyada bagışlarla oluşturulmuş ilk koleksıyon. Müthiş bir duygvısal boyutu da var. Örneğin Ferruh Başağa 1973'te yapıtının altına; "Bütün kalbimle işimi okula bağışhyorum" diye yazmış. Bütün bunlar çok kıymetli bir bellek oluşturuyor. Bu sergının badirelerden geçmiş çok gü- zel bır tanhı var. - Müzenin kurulmasıyla Türkhe'de her şeyin bire>sel çabalaria meydana geldiği bir kez daha kanıtlanacak. Bu proje başka projeterin de önünü açabiHr mi? Türkıye'de hâlâ bir çagdaş sanatlar mü- zesi yok. Bu sergi belki çagdaş sanat mü- zesinın kurulmasına yardımcı olur. Müze kurma planlan hep yanm kalıyor. Bu mü- zenin kurulmasıyla toplumumuza Türki- ye'de de müze kurulabilir mesajı vermiş olacagız. Sanat alanında kurumsallaşma- larolmadıgı ıçin güven eksenlen de oluş- muyor. Bu yüzden de insanlar bunun içi- ne girmek ıstemıyorlar. - Peki kültür alanında siyasetçflerin fist- lendiği rol nedir? Ne yazık kı yerel yönetimler kendi sı- yasal yelpazelerinin gerektirdigi yatınm- lan yapıyorlar. Türkiye kültür alanmda sahıp olduğu binkımleri kullanamıyor. Türkiye'de asıl tayın edicı unsuryetkıyi elin- de buîunduran siyasetçılerde. Siyasetçi ne düşünüyorsa öyle oluyor. Partilerin kültür politikalan yok. Sanatı güncel çıkar halı- ne dönüştürmek çok yanlış. Heykeller kal- dınlıyor. tükürülüyor, nü yapıtlar sergi- den kaldınlıyor. Tarihimiz ashnda bir san- sür tanhıdir. Böyle olunca da ortaya çıkan hiç ıç açıcı olmuyor. Artık yerel düşünme- memız gerekiyor. Anadolu insanına sa- natı götürme sorumlulugumuzun yanı sı- ra Batı'dakı insanlar için de aynı sorum- luluğu taşımalıyız. Hep onlardan bir şey bekliyoruz bu biraz özgüven sorunudur. Artık farklı bır alana taşınarak onlann da bizden yararlanmasını saglamalıyız. Ge- niş tabanlı mekanizmalar oluşturmak zo- nındayız. Sadece bıreysel çıkışlarla bir yere varamayız. Filmin 12 Şubat'ta izleyiciyle buluşması tekrar sansüre gidip gitmeyeceğine bağlı 'YoVungösterinu için kararyann ahnacak Yılmaz Güney, filmi yönetmen ve ekibin yaptığını belirtmişti 'Ses getirdiyse başan onlann' 'Yol'daki farklılıklar varsa, Gören kop\a>ı ona>lamazsa. fılm veniden sansüre gönderilecek. • Filmin yönetmeni Şerif Gören. Yol'un üzerinde teknik değişiklikJer yapıldığını öğrenince SESAM'a başMirarak yeniden izlenmesini istedi. Fatoş Güney ise filmin özüne hiç dokunmadıklanm, Gören'in yanlış bilgilendirildiğini söyledi. CUMHUR CANBAZOĞLL Senaryosunu Yılmaz Gü- ney'in yazdıgj, Şerif Gören"in yönettigi Alnn Palmiye ödül- lü Yol fılminin 17 yıl aradan sonra 12 Şubat'ta ızleyıci kar- şısına çıkıp çıkamayacagı ya- nn belli olacak. Yann SES.AM adma Yü- maz Atadeniz, Telif Haklan Sinema Genel Müdürlü- ğü'nde SESAM adına filmin 1993 yıhnda sansürden geç- miş kopyasıyla cuma günü Yılmaz Güney Kültür ve Sa- nat Vakfrnın salonlarda gös- terime sokmaya hazırladıgı kopyayı izleyecek. Arada farklılıklar olduğu saptanırsa Şerif Gören'in ye- ni kopyayı da onayiaması ıs- tenecek. Gören onay vermez- se film yeniden sansüre gön- derilecek. Prosedüre göre. sansürden onay alacak film- leT önce SESAM'dan geçe- rek Küluir Bakanlıgı'na ulaş- tınlıvor. Filmin yönetmeni Şerif Gören, bir süre önce basın aracılığıyla Yol'un üzerinde teknik degişiklıkler yapıldı- ğını öğrenince SESAM'a başvurmuş, yeniden izlen- mesini ve jenerikte 'Yöne- tim: Şerif Gören' yazısıyla afışteki yerinin düzeltilmesi- nı istemişti. Y'ılmaz Güney Kültür ve Sanat Vakfi. filmin ses düze- ninin günümüz koşullanna göre uygulanması için uzun süren çahşmalar yaptırmış- tı. Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Vakfi adına konuşan Fatoş Günev şunlan söylü- yor: "Pazartesi günü bir so- run çıkacağını zannetmiyo- rum. çünkü filmin özüne hiç dokunmadık. Sadece seslen- dirme yenidenyapıldı.müzik- ler zenginleştirildi ve kapı açıp kapama gibi efektler dü- zeltildL Şerif Gören vakti ol- madığı için restorasyona ka- tılamayınca yanlış bilgilen- dirme üzerine böyle bir ka- rar alnuş. Filmin fragmanla- nnda vanuşhkla \aalan \6- netim: Şerif Gören', fumin asıl kopyasında \önetmen ola- rak geçivor zaten. Aynca afi- şe de Gören'in isteği üzerine ismini daha büyük \azdik." Şerif Gören de konuyla il- gıli şulan söylüyor: "Beni re- torasyna davetettiler ama di- n çahşmam vardı, ardından annem v^fat ettü gidemedim. Onlar da bekley emediler. Ba- sında filmin üzerinde o>nan- dığını okuyunca bağlanOya geçtik, konuştuk. Gerekli de- ğişikliklerin yapılacağını söy- lediler. Fragmanlannı da de- ğiştiriyorlar. Şu andaki duru- magörepazartesi günü birso- run çıkacakmış gibi gözük- müyor, bekle\elim göreüm. Filmedokunulmamışsa hak- kı devTettigimize dair sözleş- me yapacağız... V'akıfla ko- nuştuktan sonra daha rahat- ladım. galava da katılacağım. Ydlaıtür söylüyorum, Yol bü- tün ekibin özverishie yapdmış bir filmdir. Yılmaz Güney, 'Bu filme ihtiyacım var, çek" demişti. ben de çektim. Hala filmin kimin oldugunu tarü- şan varsa. Cannes'ın 50. Yü törenlerinin kaseti var elim- de. izlettirebilirim". Yol'un kimin filmi ol- duğu, Altın Palmiye'yi Yılmaz Güney"in alma- sından (Costa Gavras'ın Missing-Kayıp filmiyle ödülü paylaşmıştı) sonra sürekli tartışma konusu olmuştu. Şimdi film gös- terime girmeden aynı po- lemik yine gündeme ge- tirildi. Yapıtın Fransızca afışinde 'Bir Ydmaz Gü- ney Fihni' diye en üstte yazılması. ŞerifGören'in adının oyunculannınkin- den daha küçük kullanıl- ması tartışma yaratırken, Fransız dagıümcilann Gü- ney'in politik karizması- nı kullanmak için böyle bir yola başvurduğu söy- lenerek konu kapatılmış- tı. Yıllar yılı Yol'un sahi- bi olarak Yılmaz Gü- ney'in gösterilmesine ses çıkarmayan Gören, geç- mişte yaptığımızbir söy- leşide ödülün verildi|i dö- nemde yasaklı olduğu için zaten yurtdışına çıkama- dığını belirtmiş, imece usulü yapılan filmde ki- min ne yaptığının değil, böyle bir yapıtın yaratıl- masının önemli oldugu- nu vurgulamıştı. Her fir- satta aynı sözleri tekrarlar- ken, ödül kazanmış yö- neönen diye iki yıl önce Cannes Film Fesrivali'nin 50. yılı kutlama- lanna katılarak polemiğe son nok- tayı koymuştu. Ancak son günlerde basının yak- laşımma bakıhrsa konunun uzun süre sıcak tutulacağı anlaşılıyor. İtalya'da düzenlenmiş Ulusla- rarası Nuovo Cinema Sergi si sıra- smda Yılmaz Güney adına hazır- lanan tanıtım kitabının 71. ve 72. sayfalannda ^iansEichenlaub'un Mayıs 1982'deCannes'da Yılmaz Güney'le yaptığı söyleşinin ko- nuya açıklık getireceğini umuyo- • Yol'un kimin filmi olduğu Yılmaz Güney'in Altın Palmiye'yi almasından sonra sürekli tartışma konusu oldu. Şerif Gören, Cannes'a katılarak polemiğe son verdi. ruz: Güney, Eichenlaub'un aynı konudaki sorusunu şöyle yamtla- mış: *Senaı>wıungerçekleştirflme- si aşamasuıda, üç ay boyunca fil- miçekecek yönetmenle(Erden Kı- ral) bağlantı halindeydîm. Ona sahneleri teker teker anlattun; se- nar>o> la ilgili duygulanmı aktar- dun. Ancak on gün sonra çekim- lere ara verdirmek zorunda kal- dım: çünkü işlerin iyi gitmedigini hissettim. Zaman kısahyordu ve yeni bir yönetmen arayacak ka- dar vaktim kalmamışü. Tek uy- gun isim,yıllardır asistanhğıını ya- pan Şerif Gören'di Beni, hapishane ortamını ve mahkünılann psikolojisi- ni iyitanıyan birine gerek- sinimim v'ardı.Gören,bu- na uygun biriy dL Sendikal bir sorunnedenhfc bir sü- re hapiste yatmıştı. Pro- jeyle ilgili düşüncelerimi aktarmak ve senaryoyu tartışmak için aşağı yo- kan üç günü birlikte ge- çirdik. Neyiçekeceğini iyi- ce anladı ve sonuç olum- luydu_ Hazırladıgım se- naryoçokaynntriıydı,sah- ne sahne. Kameranm ha- reketleri,kadraj, oyuncu- lann yerterine kadar her şey belirtilnüşti. Ban ha- reketleri Şerif Gören'in karşısuıda canlandırmış- tım. O durumda ne yapı- labüirse yaptım fOm için. Hattahalkia nasıl iletişime girfleceğini bilegösterdim. Ancak bu anlattıkJanm hiçbirşekOde yönetmenin veekibin emeğini küçüm- süyOTumanlamınagelme- sin.Filmionlar yapü, ben de bir rehber gibiyol gös- terdim. FOm ses getirdiy- se başan oıüanndır.Mon- taj ve müziklemeyi yapar- ken elimde gerçekten çok çok iyi bir malzeme var- Eichenlaub Istanbul'a gelerek ŞerifGören'in de düşün-* celerini ögrenmek istemiş. O gü- ne kadar filmini izleyememiş Gö- ren'le Yol hakkında konuşmanın kolay olmadığını, montajcılıktan yönetmenliğe geçmiş Gören'in fılmlerinin montajmı da yaptığı- nı, ancak Yol için bu hakkını kul- lanamamasmm acı verici bir du- rum oldugunu aktaran Eichenla- ub yönetmenden sadece birkaç kelime alabılmiş-. "Bırakalnn bun- lan, filmi Güney için yapüm. Bü- tün bu öyküyü unutalim. Beni bu- gün ügUendirryor." Y A P I Y O R L A R ? Ringo Starr 17 yıl sonra sahnede • Rlngo Starr yeniden sahnelerde... Çalışmalanna 17 yıl ara veren Starr'ın yeni albümü Vertical Man, Amerika listelerinde hızla yükseliyor. Starr, 12Şubat-25Mart tarihleri arasında gerçekleştireceği konserlerinde All Starr Band grubuyla birlikte sahneye çıkacak. • woodstock festivalinın bir kolu da bu yıl Avnıpa'da gerçekleştirilecek. 23- 25 Temmuz tarihlennde Nevv York'ta düzenlenecek festivale bağlantılı olarak 16-18 Temmuz tanhleri arasında Viyana yakınında Woodstock'ın Avrupa kolu olarak bir dizi konser verilecek. • stanley KUbriCk, yılan hikâyesine dönen filmi 'Eyes Wide Shot'ın gösterim tarihini bır kez daha erteledi. Başrollerini Tom Cruise ve Nicole Kidman'm üstlendiği filmin 15 Eylül'de gösterime gıreceğı açıklandı. • Leonardo DİCapriO çekımlen Tayland'ın Phi Phi adalannda gerçekleştirilen son filmi sırasmda adanın doğal çevresine zarar verildiği gerekçesıyle çevreciler tarafindan 20th Century Fox firmasına açılan davayla ilgili bir açıklama yaptı. Kendisini bir çevreci olarak tanımlayan DiCaprio, Fox fırmasmm adaya hiçbir zarar vermediğini, hatta çekimlerle doğanın önemini vurguladıgını belirtiyor. Ünlü sanatçıya göre film gösterime girdikten sonra ada turizmi de olumlu yönde etkilenecek. • Sinead O'Connor. kürtaj ve sivil haklar için yürütülen hareketlere öncü olmasınm ardından şimdi de kişisel bir savaş veriyor. lrlandalı şarkıcı, oğlu Roisin'in velayetini almak için gerekirse ölene kadar eski kocası John Waters'a karşı savaşacağını açıkladı. Irish Mirror gazetesi, Waters'ın, O'Connor ile oğlunun görüşmesine engel oldugunu belirtiyor. • Emlr Kusturlca, son filmi 'Kara Kedi Beyaz Kedi'nin müziklerini hazvrlayan müzisyenler grubuyla birlikte turneye çıktı. Kusturica. konserlerde sahneye çıkıp gruba katılarak gitar çalıyor. Oğlu Stribor ise bateride... • John Travolta Temmuz ayında, L.Ron Hubbard'ın romanından sinemaya uyarlanacak olan 'Batterfield Earth' filminin çekimlerine başlayacak. Travolta şu günlerde Gus Van Sant'in Standıng Room Only filminde ttalyan asılh şarkıcı Jimmy Roselli'yi canlandınyor. • ElİCk Zonca, yeni filmi' Le Petits Voleurs'ün çekimlerini tamamladı. Fransız yönetmen bu filminde sınır bölgesinde yaşayan bır adamın evini terk edişini ve daha sonra yaşadıgı olaylan anlatıyor. • U2 grubunun liden Bono Wo\, desteklediği futbol takımı için çalışmaya hazırlanıyor. VVox, lskoç takımı Celtic Glasgovv'un kulüp başkanlığını üstlenecek ve yıldız imajından yararlanarak kulübün bütçesını yük&eltmeye çalışacak. • Alan PakUla, geçen kasım ayında geçirdiğı trafik kazası sonucu yaşamını yitirmişti. Pakula'nın ailesı bir basın açıklaması yaparak, yönetmenin ölümünü aydınlatabilecek kişıye büyük bır para ödülü vereceklerini bildirdi. • Jodie Foster, Kral ve Ben filminin yeni versıyonunda, Siyam kralının oğlunu yetiştirmekle görevlendirilen tngiliz öğretmen Anne Leone'Aens'ı canlandınyor. Önceki versiyonlannda Rex Harrison ve Yul Brynner tarafından canlandınlan kral rolünü ıse bu kez Hong Konglu oyuncu Chovv Yun Fati üstleniyor. Filmin yönetmeni Andy Tennam • Nelson Mandelamn 21 yıihk hapis yaşamına başlamadan önce hayatını sürdürdüğü küçük evi. Kuzey Afrika Cumhunyeti tarafından milli müze ilan edildi. Mandela. politıka öncesi yaşamının en etkin günlerini burada geçirmiştı. Her gün >"üzlerce kışı müzevi ziyaret ediyor. • James Cameron m çalışmalan tüm hızıyla sürüyor. Terminatör 3'ünhazırlıklanna başlayan Cameron. 2000'de Örümcek Adam filminin yeni \ersiyonunu çekecek. Cameron'ın sonrakı projelen arasında Solans ve Maymunlar Cehennemı'nın yeni versıyonlan da var. Cameron, Albert Brooks'un yöneteceği 'The Muse' isimli filmde ise oyuncu olarak görev yapacak ve bir romancıyı canlandıracak. Filmde Sharon Stone ve Martın Scorsese de rol alacaklar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle