Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3JBAT 1999PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
IÜPRAŞ
Geçen pazar
Hürriyet'te Yalçın
Bayer /azdı:
'izmit'ten adının
açıklanmasını
istemeyen bir
okurumuz TÜPRAŞ
Genel Müdürü Ergun
Kuran'a soruyor:
Malzeme Müdürü Sırn
Kaya, TÜPRAŞ'a mal
satan müşterilerle
çıkar ilişkisine
girdiğinden mi emekli
edildi? iddiaya göre
müdürün, müşteriler
tarafından alınmış
'üsttekiler yiyor, ben
niye yemeyeyim'
dediği bir teyp bandı
var mıdtr? Bu banttan
Yüksek Denetleme
Kurulu'nun haberi
var mıdır?"
Yalçın Bayer'e sorduk,
TÜPRAŞ'tan açıklama
yapılmamış. Bu arada
Istanbul'dan bir okur
da bizi aradı: "llişkiler
ortaya çıkınca Sırn
Kaya'nın emeklilik
işlemlerinin bir an
önce bitirilmesi Genel
Müdür Ergun Kuran
tarafından takip
edildi. Sırn Kaya'nın
yönetim kurulu s
toplantılarına <$ <
gönderdiği çiğ ^ ş
köfteler ve yakın JL
-
ahbaplık yüzünden bu
konu kapatılacaktır.
Ama bir yanlışlık olur
da konu adalete
yansırsa, TÜPRAŞ'ın
bacasından çıkacak
kara dumanlar çok
kişinin genzini
yakacaktır!"
Bektronik posta: someposta.cuniriiffiyetawn.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Huzurevinde yaşhlar
yanarak ölmüş...
"Bebekleri zatürreeden ölen
memlekete bu vakısır!"
enelkurmay'ın irticai faaliyetleri izlemek için
oluşturduğu Bati Çalışma Grubu'na karşı
Mesut Yılmaz'ın başbakan iken kurduğu
Başbakanlık Takip Grubu vardı biliyorsu-
nuz... Mesut Yılmaz, başbakan olduğunda bir dekı-
lık-kıyafet genelgesi yayımlamıştı hani... Geçen yıl
şubat ayında.
Mesut Yılmaz'ın irticayı izlemek için kurduğu Baş-
bakanlık Takip Grubu üyelerinden biri de Vakıflar
Genel Müdürü Mustafa Keten'di ve geçen yıl şu-
battan kasıma gelindiğinde Başbakanlığın kılık-kı-
yafet genelgesi henüz Vakıf Gureba Hastanesi'nde
personele tebliğ edilmemişti.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nebağh hastanedetür-
banlıların cirit attığını sağır sultan bile duymuş ama
Başbakanlık Takip Grubu üyesi genel müdür duy-
mamıştı!
Köprülerin altında sular aktı ve Bülent Ecevit baş-
bakan oldu. Ecevit de geçenlerde irtıcaya karşı bir
Ufuruk
genelge yayımladı. Genelgeden iki gün sonra Ra-
dikal'den Gülay Demirtaş'ın haberi Ecevit'in irtica
ile mücadele genelgesini yürürtükten kaldırdı.
Bülent Ecevit'in Mesut Yılmaz'dan devraldığı "Baş-
bakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon (Ece-
vit eskiden 'eşgüdüm' derdi) Kurulu"nun, yani Baş-
bakanlık Takip Grubu'nun değerii üyesı Vakıflar Ge-
nel Müdürü Mustafa Keten'in kontrolündekı Vakıf Gu-
reba Hastanesi'nin psikiyatri kliniği şefi Doç. Dr. Se-
fa Saygılı, habere göre, psikolojik rahatsızlıkları ne-
deniyle hastaneye gelenleri tedavi etmek yerine Fa-
tih Çarşamba'daki Arif Coşkun Hocaefendi ye
gönderiyordu. Hocaefendi de hastalan okuyup üf-
lüyordu. Hatta hocaefendi bir de açıklamada yapıp
"Depresyon, şizofreni, stres gibi hastalıklara cinler
neden oluyor. Bana gelen hastalan Islam'a davet edi-
yorum. Bazı kâfir doktorlar bunu reddediyer ama olan
hastaya oluyor. Bazen hastanede tedavi olan has-
talaradagidipbakıyorum"diyordu. Hastalarını üfü-
rükçü hocaefendiye gönderen doktor da Fazilet Par-
tisi'nin yayın organında "tıbbi yazılar" yazıyor, has-
talara ayet ve hadislerden yola çıkarak tedavi öne-
rilerinde bulunuyordu.
Evet... Ecevit'in irtica ile mücadele genelgesi mü-
rekkebi kurumadan yürürlükten kalktı. Çünkü, böy-
lesi birrezalet karşısında hoşgörü ödüllü Ecevit'ten,
Vakıflar'a bakan Devlet Bakanı ve Ecevit'in baş yar-
dımcısı Hüsamettin Özkan'dan, Saglık Bakanı Mus-
tafa Güven Karahan'dan ya da Vakıflar Genel Mü-
dürü ve Başbakanlık Takip Grubu üyesi Mustafa
Keten'den hiç ses çıkmadı.
Hocaefendiden rica etsek, Başbakanlık Takip Ku-
rulu'nun iflah olması için de bir okuyup üfler mi aca-
ba!
SESStZSEDASIZ(l)
VAV CAMtNA /
NURİKVRTCEBE
GüEAM GUSSUNCA ,
POH7Vİ2. &£Y/..
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Türküm, doğruyum, kararsızım
Halkın ratingini daha iyi ölçmek içîn!
Bütün televizyonların naklen yayın
arabaları örneğin Taksım Alanı'nda
toplansın ve her kanal canlı yayına
geçsin.
Ortada hiçbir şey olmasın.
Insanlar, kameralann önün-
den geçerken el sallasın ve ka-
meraya daha yakın olanlar da
memleketteki akrabalanna ek-
randan bir cümle ile selam göndersin.
Hepsi bu...
Canlı yayın 48 saat sürsün ve bu ara-
da el sallama-selam gönderme konu-
su üzerıne televizyonlarda ayrıca açık
oturumlar düzenlensin. oturumlara en
oturaklı insanlar katılsın, gelişmeleri ga-
zeteler manşetten haber yapsın.
Bu durumda ne olur?
Taksim Alanı'na yüzbinler hatta mil-
yonlarca insan toplanır, Taksim'e çı-
kan bütün yollar tıkanır, Anadolu'nun
dört bir yerinden Taksim'e özel turlar
düzenlenir, "7'den 77'ye" insanlar
kendilerini ekrana taşıyacak bir kame-
ra bulmak için sabaha kadar ayakta
durur.
Sırf televizyonda boy göstermek
için Boğaziçi Köprüsü'nün parmaklık-
lanna çıkıp intiharı bile göz alan hal-
kımız, kendisine sunulan bu imkân
karşısında rating patlaması yaratır,
"halkın rating"i Çarkıfelek ya da Bay
Turnike'nin bile üzerine oturur.
Son günlerdeki "halkın rating"i üze-
rine kafa yoranlar inanmıyorlarsa Tak-
sim Alanı'na bir canlı yayın arabası
göndersinler!
Sonucunu hep birlikte görelim...
ÇED KOŞESİ
OKTAY EKİNCİ
Bir 'ütopyanın' ilk adımlan...
Bir kent düşünün, her yönüyle
"tarih", heryanıyla "doğa" cen-
netı olsun... Böylesi bir kentin de
tanhinı ve doğasını korumaya gö-
nül vermış bir "vakfi" bulunsun...
O kenttekı belediye başkanı
adaylannın. öncelikle bu vakfın
-"ûyeJettvhatta "•ySneticüeri»1
-»*"
sından belirlenmesini istemez miy-
diniz?..
Bu bir "ütopya" ise; sıkı durun.
Türkiye'de sanki gerçekleşiyor gi-
bi... Ûstelik hiç kımsenin zorla-
ması ve önceden kurgulaması fa-
lan da olmadan... Tamamen "ken-
diliğinden..."
• • •
Tarihi kentımızın adı Milas...
Öylesine tarıhsel kı.. adını Pose-
idon'un oğlu Aiolos'Ia aynı soy-
dan gelen mitoloji kahramanı
Mylassos'tan alıyor... Karialılar
tarafından 10 5. yüzyılda "Myla-
sa" ismiyle kuruluşundan bu ya-
na. yani "2500 yıldır" da adını de-
ğiştirmeden. şimdi 3. bınyılı selam-
lamava hazırlanıvor...
rulu" üyesı CHP'den belediye
başkanı "aday adayı" olarak. di-
ğer aday adayı (ve eski Belediye
Başkanı) Fevzi Topuz'la 14 Şubat
1999'daki "önseçimde" yanşa-
cak...
lşte böylesi bir "siyasal ortam"
rçiode-.'MİÇEVİn 1999 yıh ılk
Mütevelli Heyet Toplantısı 30
Ocak 1999 günü Milas'ta yapıl-
dı. Çevre ve kültür dostlannm Tür-
kiye'yi kucaklayan belgesellerde-
ki imzasından tanıdıklan film yö-
netmeni Hasan Özgen divan baş-
kanıydı. Özgen'in önerisiyle ka-
leme alınan \e oybirliğiyle kabul
edilen "MİÇEV Deklarasyonu",
vakıf üyesi adaylara yönelik şu
vurgulamayı yapıyordu:
"Mütevelli Heyet; Milas'ın ta-
rih, kültür ve doğa değerlerinin
korunarak 21. yüzyıla taşınma-
sı hedefinde yerel yönetimlerin
büyük sorumluluk taşıdığını tes-
pit ederek. yaklaşan seçimlerde
değişik partilerden adayların
aynı zamanda MİÇEV üyesi ol-
Milas kentsel SİT alanında "'Karacahisarlı" sokak \e solda-
ki sıvanmış eski ev ise Turhan Selçuk'un doğduğu, Mantocu
İsmail Evi... (Fotoğraf: OKTAY EKJNCt)
Vakfimızın adı ise; "Milas Çev- malarını Milas için önemli bir
re ve Kültür Değerlerini Koru-
ma ve Tanıtma Vakfi..." lCısaca
"MİÇEV" deniyor... Öneki >ıl
ÇEKlUün Milas'ta düzenlediği
Prof. Dr. Metin Sözen yönetımin-
deki bir toplantıda karar verilmiş-
ti bu "yerel vakfin" kurulmasına...
Derken Belediye Başkanı. Mi-
marlar Odası Temsilcisi. Ticaret
Odası Başkanı. Bayındırlık Müdü-
rü. dığer resmi ve si\ il kışı ve ku-
rum temsılcileri kollan sıvadılar.
MİÇEV ı kurarak ılk olağan ge-
nel kurul toplantılannı da 4 Tem-
muz 1998'de yapıp. çalışmalara
başladılar...
Şimdi. 18 Nisan 1999 yerel se-
çimlen için bu tarihi kentin Bele-
diye Başkanlığf na "aday" olan-
laragelince... Hemen "tümü" Ml-
ÇEV üyesi. Hatta MİÇEVin"Yö-
netim ve Yürütme Kurulu" üye-
leri... lşte ısimlen:
Ali Doğan Serçek. Şımdikı Be-
ledive Başkanı ve MlÇEV'ın de
Başkanı. DTP'den yeniden aday
oldu...
Nevzat Çağlar Tüfekçi. Bu is-
mi. Cumhurijet'in tartışma kö-
şesındeki yazılanndan da anım-
sayabilirsiniz. MlÇEV'in kurulu-
şunda büyük emeğı var ve DSP'nın
Milas Belediye Başkan adayı...
Halil Gümüşel. Aynı göreve
ANAP'tan aday. Yine MlÇEVin
diğer bir yönetim kurulu üyesi...
Dursun Çetin. MİÇEV in hem
yöneticısi hem de "denetleme ku-
şans ve tarihsel bir yükümlülük
olarak değerlendirmiştir...
Bu çerçevede Mütevelli He-
>et, \akıf ü>esi yerel yönetim
adaylannın seçilmeleri duru-
munda, öncelikle Milas"ın ta-
rih, kültür ve doğa değerlerini
koruma yönünde hizmet vere-
ceklerini önceden ilan etmeleri-
ni önemle tavsiye etmekte ve ken-
dilerine başarılar dilemekte-
dir..."
•••
Şimdi Milas'ta (eğer CHP'nin
önseçimini Çetin kazanır, ya da
diğer aday Topuz da MlÇEVe
üye olursa) kentin 5 yıllık yönetı-
mine, aynı kentin 2500 yıllık geç-
mişten gelen değerlerini koruma-
ya "gönüllü olarak söz vermiş"
vakfın birüyesi seçilecek. Üstelik,
hangi partiden olursa olsun. önce-
likle üyesi olduğu kuruluşun
"amaçlanna" uygun hareket et-
mek de "etik görevi" olacak...
Evet; Milas'ta, bütün Türki-
ye'nin dikkatle izlemesi ve daha-
sı katkı koyması gereken, "örnek
olabilecek" bir süreç başlıyor. Bu
sürecın "ilk büyük sınavını" ise
Koruma Kurulu'nun "SİT sı-
nırlarını genişlettiği" son kara-
nnda gözleyeceğız. Eğer MİÇEV
üyesi adaylann tümü, bu karan da
"destekle\r
erek" seçim yanşına gı-
rerlerse, umutla başlayan bu ütop-
yanın gerçekleşme coşkusunu da
yaşamaya adayız demektir...
HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ
KİM KÎME DLM DLMA BEHIÇ AK behicak@turk.net
ÇİZGİLİK KİMtL MASARACI
H A R B İ SEMÎH POROY
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 7 Şubat
SON fMPARATOR'" PU-Yt'..
1312 'PS 8U6UM, ÇtM ıMPAGATVKLAIZtNlH SOMUNCUSU OLAU
HSÛAN T'aA/e, VEYA YAYGtN -ADlYU* f*U-Yi', TKHTTAN
INDİB.İLMİÇTI- SUAJ yAr SEN V/V ÖNPEISUĞIMOB
U4N CUMHtJGİYET YÖNeTİMI, G£NÇ /Mf>AB/)TO&lJN
SULMUÇTU- Bü KOA/un/ rs*z*:ErıW££r /ST€-
eS/^J, 12 Y/L *&PALf K4PTI/I/S AeDfAiM YAŞA -
•/AN PU-Ylj PAHA &OKTGA -TAPOAJLARA S/g/MM'fT/.
•1332. 'P£, JA/>OMCA/Ç, ONU /fSÂL ETT/KLe/eı MAMÇtlB-
YA'YA KUIO^A /MPAISATUR Oİ-AjeA/t: Ar/^MffCAfSO/.
134S YtLI/VDA,Zr. OÜMYA GAI/AÇI SOMA ERlPJAPONYA
YENILİNCE, PU-Yt', ÜUSLABIN EUfdE SEÇTİ- YILLAR-
CA SlS>G-Y*'C>A TlirUI-AN ESKİ İMPHeATZX, SONUNDA
ÇtN'E SÖNOERJLDl- KOMÜA/f£T ÇlN'lN OMU APFETMBSl
OE AZ. ZAMAN AUUA&t- PU-Yİ,£OU YILLA/BfNI BAHÇIVAHUKLA GEÇ/gPI
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
'Televizyonculuk'
Televizyon kanallarının izlenme oranları, Türki-
ye geneline yayılmış, toplam 8.900 kişihk bir "de-
ne/cnüfus"unyaşadığı 1.952 "hane"yeyerleşti-
rilmiş ölçüm aygıtlarıyla saptanıyor. Toplanan bil-
gilerdeğerlendirilerek, hangi kanallann ne oran-
daizlendiği "saatsaat", "programprogram"be-
iirleniyor. "Reklam verenler", yıllık hacmi 800 mil-
yon dolarolan "reklampasfas;"nı bu verileri kay-
nak alarak kanallara, programlara, saatlere gö-
re dağıtıyorlar. "Çok izlenen" kanallann sürdür-
dükleri "reyting savaşlan"n\n gerisinde reklam
verenleri kendi kanallarına yönlendirmek kaygı-
sı yatıyor.
Bu yanş televizyon yayınlannın düzeyini düşü-
rüyor. Programlar çirkinleşiyor. ölçüm verilerine
göre "çok izlenen" kanallann yöneticileri bu ge-
lişmeyi, "Halk böyle istiyor!" sözleriyle gerekçe-
lendiriyorlar. Programların düzeyi ne kadar dü-
şerse, cinselliğe. şıddete ne kadar çok yer veri-
lirse, "halk"\n oraya yöneldiği söyleniyor. 63 mil-
yonluk nüfusunun yaklaşık yüzde 70'i 35 yaşın
altında olan, "cinsel açlığın" kol gezdiği, giderek
derinleşen toplumsal eşitsizliğin bireylerde "po-
tansiyel şiddet"\ filizlendirdiği, ortalama "okul
görmüşlük" düzeyinin 3.2 yıl olduğu bir ülkede,
"Halk böyle istiyor!" mantığından yola çıkarak
televizyonculuk yapmak doğru mu?
Türkiye'de "tekel" konumundaolan ölçüm ku-
ruluşu, ölçüm aygıtlannı, Edirne'den Kars'a, (ran-
dom sample) yöntemiyle "rastlantısal" olarak
seçtiği ve topiumun genel sosyo-demografik ya-
pısını yansıttığına inandığı 1.952 haneye yerleş-
tiriyor. Denek haneleri, reel nüfus dağılımına gö-
re köylerden, kasabalardan, irili ufaklı kentler-
den, büyük kentlerin varoşlarından seçiliyor. Ör-
neğin, "Cumhuriyetokurian'run "Cumhuriyetça-
lışanlan"run, kısacası sizin, bizim "hanelerimiz"\n
bu ölçümlerde temsili söz konusu değil. Çünkü
denek nüfus içindeki sayımız, taş çatlasa. bir
elin parmaklannı geçmiyor. ölçümleretemel oluş-
turan "denek nüfus" ise, genel nüfusta olduğu
gibi, ortalama 3.2 yıl okul yüzü görmüş bireyler-
den oluşuyor. Toplumumuzda hangi oranda mes-
leksiz, issiz, niteliksiz insan varsa bunlar 8.900
kişilik denek nüfus'ta da aynı oranda temsıl
ediliyor. Bu nüfusun erkek çoğunluğu ise bir ay
içinde 63 kez çıkanldığı televizyon ekranlarında
"Neremi, neremi?"diyesoran "şuh" kadınları iz-
lemek isteyen, izlerken de "Neresi" sorusuna, için-
den yanıt vererek "tatmin olan" bireylerden olu-
şuyor. "Çok izlenen" kanalların programları so-
nuçta bu bireyler göz önüne alınarak hazırlanı-
yor.
ölçüm kuruluşunun yöntemi yanlış mı? Hayır!
Çünkü bu tür ölçümler, gelişmiş ülkelerde de ay-
nı yöntemlerie yapılıyor. Ancak, burada farklı bir
durum var. Gelişmiş bir sanayi toplumunda, ör-
neğin 6.000 hanelik bir "denek nüfus"un verile-
ri değerlendirilerek, 22 milyon haneden oluşan
60 rnilyonluk bir nüfusun "tüketim eğilimleri" yüz-
ı de^-J[^lj^ir.."/)a^pay;''ilesa^an3bıİ!yjQr. Ne
var ki, ğeıışmiş
1
sanayi toplumlari, İDireyleri ara-
sındaki gelir farklılıklanna karşın ortalama "okul
görmüşlük" süresi 9-11 yılın üzerinde olan, bü-
yük çoğunluğu "meslekli", üretim sürecinde ak-
tif olarak yer alan, birbirleriyle "sosyo-kültürel"
açıdan görece uyumlu bireylerden oluşuyor. Bu
ülkelerde, "genel"], düzeysizlik belirlemiyor. "De-
nek nüfus"un alt katmanlarında da, hiç kuşku-
suz, "pornografi" sınırlannı zorlayan cinsellik ve
şiddet eğilimleri var olmakla birlikte, bu egilim-
ler orada, televizyon kanallannın gece yarısı son-
rası programlarında karşılıklannı buluyor. Bu tür
yayınlann arasına çamaşır tozu ya da banka rek-
lamı sıkıştırmayı hiçbir reklam veren düşünmü-
yor.
Türkiye'de ise reklam verenler arasında büyük
ağırlığı olan çokuluslu kuruluşlar, Batı'da topiu-
mun ahlakına ters düşen yayınlara reklam ver-
mezlerken, Türkiye'de, bu tür yayınları destek-
leyerek, düzeysizliği özendiriyoriar. Biryandan rek-
lam verenler, öte yandan salt kâr amaçlı televiz-
yonculuk anlayışı genel yozlaşmaya ivme ka-
zandırıyor. Bu kısırdöngünün bir yerde kırılması
gerekmiyor mu?
"Cumhuriyet gazetesi niçin televizyonculuğa
soyunuyor" sorusunun yanrtı da işte burada ya-
tıyor.
(Faks:0216-418 8410)
BULMACA SEDAT YAŞAYA\
1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDAN
SAĞA:
1/ Bir önerme-
den. düşünce
yoluyla bir baş-
ka önermeye
geçme ışı. 2/
Mayhoş bir
meyve.. Bartın
ilınin bir îlçesi.
3/Bölmeyada 6
paravana...Ke-
man yapunıyla
ünlübırltalyan
aiIesi.4/Aktin-
yum elementi-
nın simgesi... Bir işe
gönlü olma. 5/ Oynar
eklemlerde oynaldığın
kalmamasıyla eklemın 2
işlemez duruma gelme- 3
si. 6/ Bir işin yapıldığı
an... Israil'in plaka işa-
reti. II Büyük hanta,
plan ya da modeli oluş- 6
turan ayn parçalardan
herbın...Mert,kalender
ve babacan kimse. 8/
Safran, amber ve misk
karıştınlarak yapılan güzel bir koku... Çok se\ ılen kım-
se ya da şey. 9/ Hastanelerde, yatacak hastalann kayıt
ve kabul edıldiklen yer.
YLKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Eski ve usta gemicı... Temız, an. 11 Erzurum'un bir
ilçesi... Yünden dövülerek yapılan kalın ve kaba kumaş.
3/ Koyun, kecı ya da deve pislıği... Boynuzdan yapılmış
bir çeşıt boru. 4/ Yiyecekbulamayan. yoksul kımse... En
iyi, üstün nıteliklı. 5/ Temizlik işlennde kullanılan bir
cins toprak. 6/ Trabzon'daki "Meryemana Manastı-
n"na verilen bir başka ad... Köpek. II Texas'm Meksı-
ka"dan bağımsızlığını kazanma mücadelesınde, arala-
nnda efsanevı kahraman Davy Crockett'in de bulundu-
gu 200 gönüllünün öldüğü ünlü kale... Sıradan, bayağı.
8/ Ellı şiniklik tahıl ölçeği... Üçlü ya da dörtlü gruplar
halinde birbinnin içıne girebilecek bıçimde yapılmış
sehpa takımı. 9/ Hatay ilinde bır ırmak... Şebiadelerin
özel eğitmenleri.