22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3JBAT 1999PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 IÜPRAŞ Geçen pazar Hürriyet'te Yalçın Bayer /azdı: 'izmit'ten adının açıklanmasını istemeyen bir okurumuz TÜPRAŞ Genel Müdürü Ergun Kuran'a soruyor: Malzeme Müdürü Sırn Kaya, TÜPRAŞ'a mal satan müşterilerle çıkar ilişkisine girdiğinden mi emekli edildi? iddiaya göre müdürün, müşteriler tarafından alınmış 'üsttekiler yiyor, ben niye yemeyeyim' dediği bir teyp bandı var mıdtr? Bu banttan Yüksek Denetleme Kurulu'nun haberi var mıdır?" Yalçın Bayer'e sorduk, TÜPRAŞ'tan açıklama yapılmamış. Bu arada Istanbul'dan bir okur da bizi aradı: "llişkiler ortaya çıkınca Sırn Kaya'nın emeklilik işlemlerinin bir an önce bitirilmesi Genel Müdür Ergun Kuran tarafından takip edildi. Sırn Kaya'nın yönetim kurulu s toplantılarına <$ < gönderdiği çiğ ^ ş köfteler ve yakın JL - ahbaplık yüzünden bu konu kapatılacaktır. Ama bir yanlışlık olur da konu adalete yansırsa, TÜPRAŞ'ın bacasından çıkacak kara dumanlar çok kişinin genzini yakacaktır!" Bektronik posta: someposta.cuniriiffiyetawn.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Huzurevinde yaşhlar yanarak ölmüş... "Bebekleri zatürreeden ölen memlekete bu vakısır!" enelkurmay'ın irticai faaliyetleri izlemek için oluşturduğu Bati Çalışma Grubu'na karşı Mesut Yılmaz'ın başbakan iken kurduğu Başbakanlık Takip Grubu vardı biliyorsu- nuz... Mesut Yılmaz, başbakan olduğunda bir dekı- lık-kıyafet genelgesi yayımlamıştı hani... Geçen yıl şubat ayında. Mesut Yılmaz'ın irticayı izlemek için kurduğu Baş- bakanlık Takip Grubu üyelerinden biri de Vakıflar Genel Müdürü Mustafa Keten'di ve geçen yıl şu- battan kasıma gelindiğinde Başbakanlığın kılık-kı- yafet genelgesi henüz Vakıf Gureba Hastanesi'nde personele tebliğ edilmemişti. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nebağh hastanedetür- banlıların cirit attığını sağır sultan bile duymuş ama Başbakanlık Takip Grubu üyesi genel müdür duy- mamıştı! Köprülerin altında sular aktı ve Bülent Ecevit baş- bakan oldu. Ecevit de geçenlerde irtıcaya karşı bir Ufuruk genelge yayımladı. Genelgeden iki gün sonra Ra- dikal'den Gülay Demirtaş'ın haberi Ecevit'in irtica ile mücadele genelgesini yürürtükten kaldırdı. Bülent Ecevit'in Mesut Yılmaz'dan devraldığı "Baş- bakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon (Ece- vit eskiden 'eşgüdüm' derdi) Kurulu"nun, yani Baş- bakanlık Takip Grubu'nun değerii üyesı Vakıflar Ge- nel Müdürü Mustafa Keten'in kontrolündekı Vakıf Gu- reba Hastanesi'nin psikiyatri kliniği şefi Doç. Dr. Se- fa Saygılı, habere göre, psikolojik rahatsızlıkları ne- deniyle hastaneye gelenleri tedavi etmek yerine Fa- tih Çarşamba'daki Arif Coşkun Hocaefendi ye gönderiyordu. Hocaefendi de hastalan okuyup üf- lüyordu. Hatta hocaefendi bir de açıklamada yapıp "Depresyon, şizofreni, stres gibi hastalıklara cinler neden oluyor. Bana gelen hastalan Islam'a davet edi- yorum. Bazı kâfir doktorlar bunu reddediyer ama olan hastaya oluyor. Bazen hastanede tedavi olan has- talaradagidipbakıyorum"diyordu. Hastalarını üfü- rükçü hocaefendiye gönderen doktor da Fazilet Par- tisi'nin yayın organında "tıbbi yazılar" yazıyor, has- talara ayet ve hadislerden yola çıkarak tedavi öne- rilerinde bulunuyordu. Evet... Ecevit'in irtica ile mücadele genelgesi mü- rekkebi kurumadan yürürlükten kalktı. Çünkü, böy- lesi birrezalet karşısında hoşgörü ödüllü Ecevit'ten, Vakıflar'a bakan Devlet Bakanı ve Ecevit'in baş yar- dımcısı Hüsamettin Özkan'dan, Saglık Bakanı Mus- tafa Güven Karahan'dan ya da Vakıflar Genel Mü- dürü ve Başbakanlık Takip Grubu üyesi Mustafa Keten'den hiç ses çıkmadı. Hocaefendiden rica etsek, Başbakanlık Takip Ku- rulu'nun iflah olması için de bir okuyup üfler mi aca- ba! SESStZSEDASIZ(l) VAV CAMtNA / NURİKVRTCEBE GüEAM GUSSUNCA , POH7Vİ2. &£Y/.. Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Türküm, doğruyum, kararsızım Halkın ratingini daha iyi ölçmek içîn! Bütün televizyonların naklen yayın arabaları örneğin Taksım Alanı'nda toplansın ve her kanal canlı yayına geçsin. Ortada hiçbir şey olmasın. Insanlar, kameralann önün- den geçerken el sallasın ve ka- meraya daha yakın olanlar da memleketteki akrabalanna ek- randan bir cümle ile selam göndersin. Hepsi bu... Canlı yayın 48 saat sürsün ve bu ara- da el sallama-selam gönderme konu- su üzerıne televizyonlarda ayrıca açık oturumlar düzenlensin. oturumlara en oturaklı insanlar katılsın, gelişmeleri ga- zeteler manşetten haber yapsın. Bu durumda ne olur? Taksim Alanı'na yüzbinler hatta mil- yonlarca insan toplanır, Taksim'e çı- kan bütün yollar tıkanır, Anadolu'nun dört bir yerinden Taksim'e özel turlar düzenlenir, "7'den 77'ye" insanlar kendilerini ekrana taşıyacak bir kame- ra bulmak için sabaha kadar ayakta durur. Sırf televizyonda boy göstermek için Boğaziçi Köprüsü'nün parmaklık- lanna çıkıp intiharı bile göz alan hal- kımız, kendisine sunulan bu imkân karşısında rating patlaması yaratır, "halkın rating"i Çarkıfelek ya da Bay Turnike'nin bile üzerine oturur. Son günlerdeki "halkın rating"i üze- rine kafa yoranlar inanmıyorlarsa Tak- sim Alanı'na bir canlı yayın arabası göndersinler! Sonucunu hep birlikte görelim... ÇED KOŞESİ OKTAY EKİNCİ Bir 'ütopyanın' ilk adımlan... Bir kent düşünün, her yönüyle "tarih", heryanıyla "doğa" cen- netı olsun... Böylesi bir kentin de tanhinı ve doğasını korumaya gö- nül vermış bir "vakfi" bulunsun... O kenttekı belediye başkanı adaylannın. öncelikle bu vakfın -"ûyeJettvhatta "•ySneticüeri»1 -»*" sından belirlenmesini istemez miy- diniz?.. Bu bir "ütopya" ise; sıkı durun. Türkiye'de sanki gerçekleşiyor gi- bi... Ûstelik hiç kımsenin zorla- ması ve önceden kurgulaması fa- lan da olmadan... Tamamen "ken- diliğinden..." • • • Tarihi kentımızın adı Milas... Öylesine tarıhsel kı.. adını Pose- idon'un oğlu Aiolos'Ia aynı soy- dan gelen mitoloji kahramanı Mylassos'tan alıyor... Karialılar tarafından 10 5. yüzyılda "Myla- sa" ismiyle kuruluşundan bu ya- na. yani "2500 yıldır" da adını de- ğiştirmeden. şimdi 3. bınyılı selam- lamava hazırlanıvor... rulu" üyesı CHP'den belediye başkanı "aday adayı" olarak. di- ğer aday adayı (ve eski Belediye Başkanı) Fevzi Topuz'la 14 Şubat 1999'daki "önseçimde" yanşa- cak... lşte böylesi bir "siyasal ortam" rçiode-.'MİÇEVİn 1999 yıh ılk Mütevelli Heyet Toplantısı 30 Ocak 1999 günü Milas'ta yapıl- dı. Çevre ve kültür dostlannm Tür- kiye'yi kucaklayan belgesellerde- ki imzasından tanıdıklan film yö- netmeni Hasan Özgen divan baş- kanıydı. Özgen'in önerisiyle ka- leme alınan \e oybirliğiyle kabul edilen "MİÇEV Deklarasyonu", vakıf üyesi adaylara yönelik şu vurgulamayı yapıyordu: "Mütevelli Heyet; Milas'ın ta- rih, kültür ve doğa değerlerinin korunarak 21. yüzyıla taşınma- sı hedefinde yerel yönetimlerin büyük sorumluluk taşıdığını tes- pit ederek. yaklaşan seçimlerde değişik partilerden adayların aynı zamanda MİÇEV üyesi ol- Milas kentsel SİT alanında "'Karacahisarlı" sokak \e solda- ki sıvanmış eski ev ise Turhan Selçuk'un doğduğu, Mantocu İsmail Evi... (Fotoğraf: OKTAY EKJNCt) Vakfimızın adı ise; "Milas Çev- malarını Milas için önemli bir re ve Kültür Değerlerini Koru- ma ve Tanıtma Vakfi..." lCısaca "MİÇEV" deniyor... Öneki >ıl ÇEKlUün Milas'ta düzenlediği Prof. Dr. Metin Sözen yönetımin- deki bir toplantıda karar verilmiş- ti bu "yerel vakfin" kurulmasına... Derken Belediye Başkanı. Mi- marlar Odası Temsilcisi. Ticaret Odası Başkanı. Bayındırlık Müdü- rü. dığer resmi ve si\ il kışı ve ku- rum temsılcileri kollan sıvadılar. MİÇEV ı kurarak ılk olağan ge- nel kurul toplantılannı da 4 Tem- muz 1998'de yapıp. çalışmalara başladılar... Şimdi. 18 Nisan 1999 yerel se- çimlen için bu tarihi kentin Bele- diye Başkanlığf na "aday" olan- laragelince... Hemen "tümü" Ml- ÇEV üyesi. Hatta MİÇEVin"Yö- netim ve Yürütme Kurulu" üye- leri... lşte ısimlen: Ali Doğan Serçek. Şımdikı Be- ledive Başkanı ve MlÇEV'ın de Başkanı. DTP'den yeniden aday oldu... Nevzat Çağlar Tüfekçi. Bu is- mi. Cumhurijet'in tartışma kö- şesındeki yazılanndan da anım- sayabilirsiniz. MlÇEV'in kurulu- şunda büyük emeğı var ve DSP'nın Milas Belediye Başkan adayı... Halil Gümüşel. Aynı göreve ANAP'tan aday. Yine MlÇEVin diğer bir yönetim kurulu üyesi... Dursun Çetin. MİÇEV in hem yöneticısi hem de "denetleme ku- şans ve tarihsel bir yükümlülük olarak değerlendirmiştir... Bu çerçevede Mütevelli He- >et, \akıf ü>esi yerel yönetim adaylannın seçilmeleri duru- munda, öncelikle Milas"ın ta- rih, kültür ve doğa değerlerini koruma yönünde hizmet vere- ceklerini önceden ilan etmeleri- ni önemle tavsiye etmekte ve ken- dilerine başarılar dilemekte- dir..." ••• Şimdi Milas'ta (eğer CHP'nin önseçimini Çetin kazanır, ya da diğer aday Topuz da MlÇEVe üye olursa) kentin 5 yıllık yönetı- mine, aynı kentin 2500 yıllık geç- mişten gelen değerlerini koruma- ya "gönüllü olarak söz vermiş" vakfın birüyesi seçilecek. Üstelik, hangi partiden olursa olsun. önce- likle üyesi olduğu kuruluşun "amaçlanna" uygun hareket et- mek de "etik görevi" olacak... Evet; Milas'ta, bütün Türki- ye'nin dikkatle izlemesi ve daha- sı katkı koyması gereken, "örnek olabilecek" bir süreç başlıyor. Bu sürecın "ilk büyük sınavını" ise Koruma Kurulu'nun "SİT sı- nırlarını genişlettiği" son kara- nnda gözleyeceğız. Eğer MİÇEV üyesi adaylann tümü, bu karan da "destekle\r erek" seçim yanşına gı- rerlerse, umutla başlayan bu ütop- yanın gerçekleşme coşkusunu da yaşamaya adayız demektir... HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ KİM KÎME DLM DLMA BEHIÇ AK behicak@turk.net ÇİZGİLİK KİMtL MASARACI H A R B İ SEMÎH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 7 Şubat SON fMPARATOR'" PU-Yt'.. 1312 'PS 8U6UM, ÇtM ıMPAGATVKLAIZtNlH SOMUNCUSU OLAU HSÛAN T'aA/e, VEYA YAYGtN -ADlYU* f*U-Yi', TKHTTAN INDİB.İLMİÇTI- SUAJ yAr SEN V/V ÖNPEISUĞIMOB U4N CUMHtJGİYET YÖNeTİMI, G£NÇ /Mf>AB/)TO&lJN SULMUÇTU- Bü KOA/un/ rs*z*:ErıW££r /ST€- eS/^J, 12 Y/L *&PALf K4PTI/I/S AeDfAiM YAŞA - •/AN PU-Ylj PAHA &OKTGA -TAPOAJLARA S/g/MM'fT/. •1332. 'P£, JA/>OMCA/Ç, ONU /fSÂL ETT/KLe/eı MAMÇtlB- YA'YA KUIO^A /MPAISATUR Oİ-AjeA/t: Ar/^MffCAfSO/. 134S YtLI/VDA,Zr. OÜMYA GAI/AÇI SOMA ERlPJAPONYA YENILİNCE, PU-Yt', ÜUSLABIN EUfdE SEÇTİ- YILLAR- CA SlS>G-Y*'C>A TlirUI-AN ESKİ İMPHeATZX, SONUNDA ÇtN'E SÖNOERJLDl- KOMÜA/f£T ÇlN'lN OMU APFETMBSl OE AZ. ZAMAN AUUA&t- PU-Yİ,£OU YILLA/BfNI BAHÇIVAHUKLA GEÇ/gPI PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU 'Televizyonculuk' Televizyon kanallarının izlenme oranları, Türki- ye geneline yayılmış, toplam 8.900 kişihk bir "de- ne/cnüfus"unyaşadığı 1.952 "hane"yeyerleşti- rilmiş ölçüm aygıtlarıyla saptanıyor. Toplanan bil- gilerdeğerlendirilerek, hangi kanallann ne oran- daizlendiği "saatsaat", "programprogram"be- iirleniyor. "Reklam verenler", yıllık hacmi 800 mil- yon dolarolan "reklampasfas;"nı bu verileri kay- nak alarak kanallara, programlara, saatlere gö- re dağıtıyorlar. "Çok izlenen" kanallann sürdür- dükleri "reyting savaşlan"n\n gerisinde reklam verenleri kendi kanallarına yönlendirmek kaygı- sı yatıyor. Bu yanş televizyon yayınlannın düzeyini düşü- rüyor. Programlar çirkinleşiyor. ölçüm verilerine göre "çok izlenen" kanallann yöneticileri bu ge- lişmeyi, "Halk böyle istiyor!" sözleriyle gerekçe- lendiriyorlar. Programların düzeyi ne kadar dü- şerse, cinselliğe. şıddete ne kadar çok yer veri- lirse, "halk"\n oraya yöneldiği söyleniyor. 63 mil- yonluk nüfusunun yaklaşık yüzde 70'i 35 yaşın altında olan, "cinsel açlığın" kol gezdiği, giderek derinleşen toplumsal eşitsizliğin bireylerde "po- tansiyel şiddet"\ filizlendirdiği, ortalama "okul görmüşlük" düzeyinin 3.2 yıl olduğu bir ülkede, "Halk böyle istiyor!" mantığından yola çıkarak televizyonculuk yapmak doğru mu? Türkiye'de "tekel" konumundaolan ölçüm ku- ruluşu, ölçüm aygıtlannı, Edirne'den Kars'a, (ran- dom sample) yöntemiyle "rastlantısal" olarak seçtiği ve topiumun genel sosyo-demografik ya- pısını yansıttığına inandığı 1.952 haneye yerleş- tiriyor. Denek haneleri, reel nüfus dağılımına gö- re köylerden, kasabalardan, irili ufaklı kentler- den, büyük kentlerin varoşlarından seçiliyor. Ör- neğin, "Cumhuriyetokurian'run "Cumhuriyetça- lışanlan"run, kısacası sizin, bizim "hanelerimiz"\n bu ölçümlerde temsili söz konusu değil. Çünkü denek nüfus içindeki sayımız, taş çatlasa. bir elin parmaklannı geçmiyor. ölçümleretemel oluş- turan "denek nüfus" ise, genel nüfusta olduğu gibi, ortalama 3.2 yıl okul yüzü görmüş bireyler- den oluşuyor. Toplumumuzda hangi oranda mes- leksiz, issiz, niteliksiz insan varsa bunlar 8.900 kişilik denek nüfus'ta da aynı oranda temsıl ediliyor. Bu nüfusun erkek çoğunluğu ise bir ay içinde 63 kez çıkanldığı televizyon ekranlarında "Neremi, neremi?"diyesoran "şuh" kadınları iz- lemek isteyen, izlerken de "Neresi" sorusuna, için- den yanıt vererek "tatmin olan" bireylerden olu- şuyor. "Çok izlenen" kanalların programları so- nuçta bu bireyler göz önüne alınarak hazırlanı- yor. ölçüm kuruluşunun yöntemi yanlış mı? Hayır! Çünkü bu tür ölçümler, gelişmiş ülkelerde de ay- nı yöntemlerie yapılıyor. Ancak, burada farklı bir durum var. Gelişmiş bir sanayi toplumunda, ör- neğin 6.000 hanelik bir "denek nüfus"un verile- ri değerlendirilerek, 22 milyon haneden oluşan 60 rnilyonluk bir nüfusun "tüketim eğilimleri" yüz- ı de^-J[^lj^ir.."/)a^pay;''ilesa^an3bıİ!yjQr. Ne var ki, ğeıışmiş 1 sanayi toplumlari, İDireyleri ara- sındaki gelir farklılıklanna karşın ortalama "okul görmüşlük" süresi 9-11 yılın üzerinde olan, bü- yük çoğunluğu "meslekli", üretim sürecinde ak- tif olarak yer alan, birbirleriyle "sosyo-kültürel" açıdan görece uyumlu bireylerden oluşuyor. Bu ülkelerde, "genel"], düzeysizlik belirlemiyor. "De- nek nüfus"un alt katmanlarında da, hiç kuşku- suz, "pornografi" sınırlannı zorlayan cinsellik ve şiddet eğilimleri var olmakla birlikte, bu egilim- ler orada, televizyon kanallannın gece yarısı son- rası programlarında karşılıklannı buluyor. Bu tür yayınlann arasına çamaşır tozu ya da banka rek- lamı sıkıştırmayı hiçbir reklam veren düşünmü- yor. Türkiye'de ise reklam verenler arasında büyük ağırlığı olan çokuluslu kuruluşlar, Batı'da topiu- mun ahlakına ters düşen yayınlara reklam ver- mezlerken, Türkiye'de, bu tür yayınları destek- leyerek, düzeysizliği özendiriyoriar. Biryandan rek- lam verenler, öte yandan salt kâr amaçlı televiz- yonculuk anlayışı genel yozlaşmaya ivme ka- zandırıyor. Bu kısırdöngünün bir yerde kırılması gerekmiyor mu? "Cumhuriyet gazetesi niçin televizyonculuğa soyunuyor" sorusunun yanrtı da işte burada ya- tıyor. (Faks:0216-418 8410) BULMACA SEDAT YAŞAYA\ 1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDAN SAĞA: 1/ Bir önerme- den. düşünce yoluyla bir baş- ka önermeye geçme ışı. 2/ Mayhoş bir meyve.. Bartın ilınin bir îlçesi. 3/Bölmeyada 6 paravana...Ke- man yapunıyla ünlübırltalyan aiIesi.4/Aktin- yum elementi- nın simgesi... Bir işe gönlü olma. 5/ Oynar eklemlerde oynaldığın kalmamasıyla eklemın 2 işlemez duruma gelme- 3 si. 6/ Bir işin yapıldığı an... Israil'in plaka işa- reti. II Büyük hanta, plan ya da modeli oluş- 6 turan ayn parçalardan herbın...Mert,kalender ve babacan kimse. 8/ Safran, amber ve misk karıştınlarak yapılan güzel bir koku... Çok se\ ılen kım- se ya da şey. 9/ Hastanelerde, yatacak hastalann kayıt ve kabul edıldiklen yer. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Eski ve usta gemicı... Temız, an. 11 Erzurum'un bir ilçesi... Yünden dövülerek yapılan kalın ve kaba kumaş. 3/ Koyun, kecı ya da deve pislıği... Boynuzdan yapılmış bir çeşıt boru. 4/ Yiyecekbulamayan. yoksul kımse... En iyi, üstün nıteliklı. 5/ Temizlik işlennde kullanılan bir cins toprak. 6/ Trabzon'daki "Meryemana Manastı- n"na verilen bir başka ad... Köpek. II Texas'm Meksı- ka"dan bağımsızlığını kazanma mücadelesınde, arala- nnda efsanevı kahraman Davy Crockett'in de bulundu- gu 200 gönüllünün öldüğü ünlü kale... Sıradan, bayağı. 8/ Ellı şiniklik tahıl ölçeği... Üçlü ya da dörtlü gruplar halinde birbinnin içıne girebilecek bıçimde yapılmış sehpa takımı. 9/ Hatay ilinde bır ırmak... Şebiadelerin özel eğitmenleri.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle