22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ŞUBAT 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIZIYAZI Eşcinselük cinslerarasıeşitsizük iirünüDOCU PERİNÇEK : Biyolojik nedenlerle eşcıns,el- liğe eğıhmli olarak doğanlann varlığından da söz edılıyor. Ancak okuduldanma göre. bunlar, eşcinseller ıçinde çok çok küçük bir oranda Kaldı ki. biyoloji, fızyoloji ve genbılımi benim bilgi alanım dışında kalı- yor. Altını çizerek belırtelım. Bu yazıda öne sürülen tezler. biyolojik özelliklen ne- deniyle eşcinsel eğilimlı olduğu söylenen o çoİc küçük azınlığı kapsamıyor. Tartışma- ya sunacağımız görüşler. toplumsal ve ıde- olojik nedenlerle eşcinsel olanlarla sınırlı- dır. Aslında ıdeolojı de toplumsal. daha doğrusu sınıfsaldır. Ancak eşcinsellikte ide- olojik boyutun önemme \urgu yapmakiçin, "tophımsal\c ideaiojik nedenlerden"söz edi- yoruz Konuya gırerken eşcınsellığin toplumsal ve tdeolojik kaynağıyla ilgıli başlıca tezle- rimizısıralayalım- 1-Eşcinsellık.uzlaşmaz sınıfsal çelişmelenn aşınya varmasının, dolayısıyla meta ekonomistnin olağanüstü derinleşmesinın ürünüdür. Başka deyişle, özel çıkar \e bireysel mülkıyet sistemı ıle insan vedoğa arasrndaki çelişmemn çok kes- kınleştiğı toplumlarda \e hâkim sınıflar içındeortayaçıkarveyaygmlaşır. 2-Eşcin- sellik, cinsler arası eşitsizlığın ürünüdür 3- Meta ekonomısmın artık ınsanı ve do- ğayı yıkıma uğrattığı çürüyen kapitalıst sis- tem. bir yandan mılyonlarca ınsanı şiddet kullanarak eşcınselligi dayatırken bir yan- dan da ıdeolojık araçlannı seferber ederek bu durumu topluma "özgûr dnsel tercüT olarak kabul ettırmektedır. 4- Eşcinselük, özel çıkar sisteminin aşınya vararak buna- lıma gırdıği kaos ve çöküş dönemlennde patlama yapar. 5- Eşcinsellık. bir yabancı- laşma olayı ve belııtısidir. 6-Eşcinsellık, sı- nıfsal ve cinsel eşitsizliklerle, yabancılaş- mayla. toplumsal kaos ve çürümeyle doğru orannlı ol- masından da anlaşılacağı uzere ınsan özgürlüğünü bo- ğan ilişkılenn ürünüdür. Bu nedenle eşcinsellık, özgür bir tercih değil fakat toplumsal bir dayatmadır ve mut- suzluk kaynağıdır. 7- Sınıfsal ve cinsel tahakkümun son bulduğu, yabancılaşmanm kaynaklannın kurutul- duğu sınıfsız toplumda, insan ile insan, kadın ile erkek, insan ile doğa arasındakı denge v e uyum olusacak. cin- sel aşk prangalanndan kurtulacak ve eşcınselliği bes- leyen zemm de büyük ölçude ortadan kalkacaktır. 1. SINIFSAL EŞİTSİZLİK VE EŞCİNSELÜK Divan şürinde sapıksevgi C Orta Asy a toplumlanndakı göz- lemlerini anlatan seyyahlar, göreh eşıtlıkçı kabüe top- lumunda eşcinselliğe hiç rastlamadıklannı belirtirler. Değerli mitoloji uzmanı Arif Acaloğlu'nun belırttıği üzere fahişelik,eşcinsel ilişkı- lervb., eski Türklerarasındakı- .y^Dietıbçlirtİsi olarak kabul edfliyor. (1) Sımflara bölün- memış toplumda, cinsler ara- sında da eşıtlik geçerlidır. Sı- nıfsal cinsel eşitügin bozulma- ya başladığı dönemin toplu- munu yansıtan Dede Korkut Hıkâyeleri. bir yandan arkada kalan kabıleeşıtlığinı, öte yan- dan filizlenen farklılaşmalan yansıtır. Bamsı Beyrek ıle Ba- nû Çıçek arasındakı aşk, eşıt- ler arası bir cinsel ıletışımın ızlennı taşır. Birbırleriyle gü- reş tutarlar. Bamsı Beyrek. an- cak Banû Çiçek'in sırtını yere vurduğu zaman gönlünü de fet- heder. Göreh eşit ilışkilerin var olduğu böyle bir toplumda eş- cinselliğe de rastlanmıyor. Bu olgu, Orta Asya Türk toplum- lanna özgü değıl kuşkusuz. Meta ekonomısinın pek geliş- mediğı. sımflara aynşmanın dennleşmedığı bütün toplum- larda, eşcmsel ıhşkıler ya gö- rülmüyor veya çok seyrek gö- rülüyor. SaA ttphMİK Pekı eşcin- sel ilişkilere hangı toplumlar- da ve hangı sınıflann içinde rastlanmaktadır • Eskı Yunan toplumunda köle sahibi soylular sınıfı için- de. • Yine kölecı Roma toplu- munda soylu smıfı içinde ve zengin konaklannda • Bızans, Iran. Emevı. Ab- basi, Osmanh sarayında. • Japonya'da Samuray denen savaş ağalan zümresinde. vb. smıfı. maddi üretimde köle emeği kullanırken insan üre- tıminde de kadın emeğıni kullanmaktadır. Kadına yer verilmeyen Platon'un Devlet'i erkek erkeğedir. Bu du- rumdacinsel aşkın da erkek erkeğe olması sistemm fel- sefesinde mevcuttur. Sıstemin efendisi olan köleci soy- lular. kendi hayatlannı meşrulaştıran ıdeolojıyi de fi- lozoflan aracılıgıyla üretmişlerdır Platon, Devlet adlı eserinde kutsal aşkın ancak erkekler arasında olacağı- nı savunur Sıstem.eşcınsel ilişkıyı "devletbüyüğü"ol- manın şartı olarak kabul etmektedır Aristophanes şöy - le der "'Yalnızca beden ve ruhuyia kendini crkeklerin aşlana veren genç detikantüar ileride devlet büyükleri olabilirfcr." Aynı Yunan toplumu. kölecilik öncesı dönemde, eş- cınsel ılışkilen yaşamıyordu. Eşcinsellık. sımflara bö- lunmenin dennleşmesi ve köle emeğinın sömürüsüne dayanan sıstemle birlikte ortaya çıktı. Nitekim yeryü- Araştırmacı yazar İsmet Zeki Eyüboğlu, "Di- vanŞiirindeSapıkSevgr adlı yapıtında. divan şi- irinin az araştınlmış bir yönünü, bu şiirde yansı- yan eşeinsellik ilişkilerini irdeliyor, örnekleriyle sergiliyor, nedenlerini araştınyor. Divan şiiri üze- rinde fran ve Arap etkilerini inceleyen Eyüboğ- lu, Osmanh toplumunun özünü biçimlendiren başlıca etkenin din olduğunu, din dışında bir Os- manlı kurumu düşünütemeyeceğini. bu dunım karşısında şürin de kendisine aynlmış ortamda gö- revini yapma gereği ile karşı karşıya bırakılnuş olduğunu belirtiyor. Din tarafından sınırlan çızil- miş böyle bir ortarnda kadın-erkek ilişkilerinin durumunu irdeleyen Eyüboğlu, yapıtında şu dü- şündürücü saptamalan yapıyor: "Şimdi bu sınır- lıortamda kadın-erkek ûişkilerine gelelim. Kadı- nın bir insan olarak erkek karşısında özgürlüğü- bağımsızhğı yoktur. Erkeklekadın birbirierini an- cak aile arasında (>akınlann birtakunı içinde) gö- rebilir. Sözgetişi adına hısım denen kadınla kuru- luafleyakınlan arasında birbirinineşüü knanıgör- mek, erkek için dince yasaklanmışur. Baba, kuo- nın befli bir yaştan sonra saçını şöy\e dursun. ku- lağını. dirseğini bik göremez. Kadın bütün alan- larda kapahhk içimledir. Erkeğin her bakımdan buyruğu altındadır. Kadın bağımsız olmayuıca erkekler arasında başka türlü iiişkiler kurulnıa- sına doğru bir yol açünuş oluy or." Elimizde bulunan dıvanlann pek çoğunda er- keklerin birbirine karşı derin bir sevgi ile bağlan- dığını, birbirleriyle düşüp kalktıklannı, seviştık- lerini gösteren sayısız örnek bulundugunu belir- ten Eyüboğlu, ilk örnekleri divan şiirinin üç ku- rucusundan Necati, Ahmed Paşa ve Zati'den ve- riyor... XV. yüzyıl divan şairi Necati'nin ^Göz yaşı zündeki efendilenn düşünsel planda Olimpos Dağı'nın tepesıne taşınmasıyla yaratılan Yunan tannlan da eş- cınsel ılişkilerde bulunurlar. Efendı-kul ılışkısının do- ğuşu ile tannlann doğuşu ve eşcinselhğin doğuşu ay- nı dönemde oluyor. Ancak eşcinselliğin kölecı soy lular içinde yaygınlaş- ması, sistemin çöküş dönemme rastlamaktadır. Tüccar- lar sınıfı i!e köleci soylular arasındakı hâkimıyet mü- cadelesınin sertleştığı dönemde, genciliğı temsıl eden köleci soylulann filozofu olan Sokrates, zamanın ile- rici sınıfı tüccarlara karşı darbe ginşimine katıldığı içın yargılanmıştır. Öğrencisi Platon da, gerici köle sahip- lerinın fılozofudur. Bu sınıfın eşcinselliği. kölelik sis- temıyle ve sıstemin çöküş dönemıyle bağlantılıdır. tl- ginçtır. Yunan uygarhğının yükseliş döneminın önde- n Perikfcs. çöküş dönemi fılozoflan gıbı oğlancı değil- dır. kadınlarla cinsel beraberlık yaşamaktadır. İ l V L " M t İ n î n t * » l < r r î l f *>Vİff»TTiİ SağukwSosyalHizmetEmekçileriSendikası'ııa(SES)bağlıBakH-- U H v l l l 1^111 i t ^ I g F c t i t î y i d l l l köy, Şişli Aksara>,.\nadoluşubeleri genel başkanlan Ali Urküt'ün serbest bırakılması için Adalet Bakanlığı'na toplu hakle telgraf çekme eyiemi yaptı. SES temsilcileri Şişli Postanesi'nden saat 12J0 sıralaruıda telgraf çektikten sonra basın açıklaması >apmak istedi. Şişli Postanesi çevresinde geniş güvenh'k önlemi alan emniyet yetkililere yürii>üş yapma- malan ve slogan atmamalan koşuluyta basın açıklamasına izin verdl Istanbul subeleri adına yapılan basın acıklâmasında, "Genel Başkanımız AH Urküt'ün adresi bellklir. Bir sendikanın genel başkanı deliUeri yok etme gibi bir durumu oîmazken cezaevine atılması shasi bir tavırdır. Ge- nel başkanımızm bir an önce serbest bırakılmasııu istiyoruz7 " denildi. Sağlık çalışanlan daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı. SES GeneJ Başka- nı AH ürküt, 28 AraJık'ta yapOğı bir konuşma nedeniyle Ankara DGM Savcdığı tarafindan tutuklanniıştL (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) sanmabenümseyl-irevanûmŞeyhi/Lebüniyâd idecek kaynadı kanum Şeyhi" dizelenyle başla- yan bir şiirinin günümüz Türkçesine çevirisi şöy- ledir: "Akan sellerimi göz yaşı sanma ey Şeyhi Dudağıru anarak kaynaâı kanun Şeyhi Öhirüm deyüzünün güneşine havadar ohmm Benden geriye bir hnntıak kahncaya değin Şeyhi Ben aşhnın üzüntüsüyle kocakhmartıkyiğitlikbumu Hele sen de bir kocalasın benım gibi Şeyhi S'e dersen öyle olaytm. öleyim, dirileyim Canım da cihamm dayolunafeda olsun Şeyhi Sensiz kaimca denedim ÖDJmü ölürüm vallahi Ey canım Şeyhigel şu aynlığı btrakdayammagel." Yukandaki şiirin özünde dile getirilen sevgi- nin bir kadın için söylendiğinin ileri sürüleme- yeceğini, Şeyhi'nin düpedüz bir delikanlı oldu- ğunu. Necati'nin ona bir gün onun da kendisi gi- bi kocalacağını söylediğini belirten Eyüboğlu, bir erkeğin bir başka erkek için dile getirdiği bu sevginin çağın ahlak anlayışına uygun olup oma- dığı konusunda şu görüşleri ileri sürüyor "Bu sev- ginin,çağının insan davTantşJanna, ahlak anlayış- lanna uygun olup ohnadığun söylemek gereİdr- se, uzanın düşünceterinin açıkfağmdaa, saklaya- cak sözii oimadığından doia>i pek de yasakohna- dıgını ileri sürebiliriz. Divan şiirinin gdistigi or- tam bunaazçok elverişlidir. Birçok tanntannnaz- lann öklürüJdüğünü, asüdığnu, derisinin yüzül- düğünü biliyoruz da sapık sevgi ile sannaş dolaş otaıüann asitap kesildigini bilmiyoruz. Bu bir çağ anlayişıdır. O çağın ahlak kurallan buna pek >«- saklayicı yargriar koy mamış demektir." SÜRECEK KİKİ Rma'da: Köleci sistem. kadının cinsel köleli- gı yanında erkeğin cinsel köleligım. yanı oglan kullan- mayı da doğuruyor. Bunun ilcmcı önemli ömeğı Roma'dır. Roma'da eşcinsellik. ımparator saraylannın ve zengin konaklannın ilışkisidır. Sezar'dan dönemin yazılan, "Kleopatra'nın kocaa ve bütün Romahlann kansı*' di- y e söz eder. KJeopatra'nın diger kocası, Imparator An- tonuis da eşcınseldir. Roma tmparatorluğu çökuşe gıt- tikçe. ımparatorlann cinsel hayatlan da "renklenir".MS 47 yıhnda tahta çıkan CaiguU, kızkardeşinin ırzına geçer, diğer üç kızkardeşıni ise fahişe yapar. Kızkar- deşi Agrippina yı metres tutar. Bu Agrippina'nm oğ- lu daha sonra imparator olacaktır: Hepimizin tanıdığı Neron. Roma'yı ateşe veren Neron, kendisine koca olarak kölesini seçmiştir. Bütün bunlan, "cinsel terah özgürlüğü" diye anlatanlar bulunmaktadır. Hem de ya- zılanru Bilün ve Ütopya gıbı saygm bilim dergilerin- de yayımlatabıliyorlar. (2) Oysa Roma Imparator Sa- rayrndakı bu cinsel hayatın "cinsel tercih 5zgürlüfü"yle en küçük ılgisı yoktur. Caligu- la'dan Sezer ve Neron"a kadar hepsinin cinsel hayatı, tıpkı Yunan köle sahıplerininki gi- bi toplumsal ve ıdeolojiktir. Roma ımparatorlan, eşcinsel- liği özgürce seçmemişlerdır. Onlann bu "terdhlerini'',efen- disı olduklan sistem belirle- miştir. Gerçı onlar, köle sahip- leri sınıfınm ımparatorudur ama cinsel hayatlanyla efen- disi olduklan sistemin kölesi- dirler. Insanı alınır satılır mal ha- lınegetiren sistem, köleylebir- likte kadını da aşağılara iter- ken kölecı soylular smıfinı da eşcinselliğe mahkûm etmiştir. Köleci toplumsal sistem, erkek- lerden oluşan köleci sınıfı, ken- di arasındacinsel ihşkiye ve kö- leleriyle cinsel ilişkiye hapset- mıştir. Sistemin ideologlan ıse bu hayatı meşrulaştırmışlar- dır "Cinsel tercih özgürlü- ğû'"nden eski Yunan ve Ro- ma da kölelerin paylanna dü- şen de unutulmamahdır. Kö- le, çocukluk yıllanndan itiba- ren. efendisinın aynı zamanda cinsel kölesidir. Çürüyen ka- pıtalizmin ideologlanna göre bu da "özgürlük" oluyor. Özelleştirme Karsıtı Platform, BEDAS için protesto gösterisi diizenledi • Eşcinsellık. meta ekono- misinin gelişmesi sonucu insa- nın da alınır satılır mal haline geldığı köleci toplumlarda gö- rülüyor. • Kölecı toplumda eşcınsel ilişkilere gırenler, köle sahibi soylular sınıfıdır. Genç köleler ise onlann malı olduğu için bu ilişkilere mecbur bırakılmak- tadır KüacinmtoptanMdKEş- cınselliğın propagandasını ya- panlar, Eskı Yunan fılozoflan Sokrates, Platon ve Aristota- les'm eşcmsel olduklannı sü- reklı yineliyorlar. Tarihsel ger- cektır, her üçü de eşcinseldir. Dahası, Yunanköle sahibi soy- lulan sınıf olarak eşcınseldir. Bu gerçek. eşcınselliğın köle- lik sıstemiyle ve cinsler ara- sındaki eşitsizlikle bağını or- taya koy ar Platon"un ıdeal dev - letinde köleler dışlanmıştır. Çünkü köle, yurttaş değil. fa- kat maldır Hayvanlar gibi ah- nan satılan kölelerin devletin uyTuğu olmaması, sıstemin ge- reğıdir. Platon'un ıdeal devle- tınde kadın da dışlanmıştır; ka- dın da kölenin konumunupay- laşır; sıyasal bir varlık olarak kabul edılmez. Çünkü kadın da bir üretım aracıdır, ınsan üretimindekullanıhr Soylular 'Halkın mallarıyağmalaniyor' Istanbul Haber Servisi - KESK'e bağlı Enerji Yapı Yol-Sen ve meslek odalannm oluşturduklan "OzeUestirme Karşıtı Platform" temsilcileri, Boğaziçi Elektnk Dağıtım AŞ'nin (BEDAŞ) özelleştirilmesini protesto etmek amacıyla gösteri yaptı. Platform üyeleri. özelleştirmeyle çok sayıda çahşanın sokağa atılacağını ve elektrik fiyahnın artacağını v^ırguladılar. KESK Istanbul Şubeler Platformu, kamu çalışanlannın sendikal istemlerini gündeme getirmek amacıyla bu haftadan itibaren bir dizi etkinlik hazırladı. Kamu çalışanlan ve meslek odalan temsilcilen dün 11.30 sıralannda Taksim'deki BEDAŞ binasına "Aktaş halkı çarptı şimdi sıra tüm tstanbul'a geldi". "Halkın mallan yağmacüara. çetecilere peşkeş çekiliy or" yazılı dövizler astılar. Özelleştirme Karşıtı Platform adına yapılan basın acıklâmasında KİT'lerin, hastanelerin, enerji santrallannın, okullann özelleştirilmesınin çalışanlara hiçbır fayda sağlamadığı belirtilerek "Enerji santrailan, karayoUan, petrol rafinerileri, uluslararası serma\eve ve emperyalizme peşkeş çeklidi. Yaratüan tüm değer ve kaynaklar, kurulan kirti ilişkilerk tekellere ve sermaye gruplanna y^ğmalatıldı" denildi. Açıklamada, 19901ı yılların Anadolu yakası elektrik dağıtımının Aktaş'a devredilmesiyle halkın zarara sokuldugu belirtilerek özetle şu ifadelere yer verildi: "Şimdi BEDAŞ'ın özel şirkete devredflmesryk birlikte tstanbul yakasındaki enerji tüketicileri de aynı ırygulamalarla yü> yüze kalacaklar. Özel şirketler, maliyetteri düşürmek için taşeron işçi çahştıracak ve kalitesiz mabeme kullanacaklar. Enerji nakil hatianndaki kayıpiar artacak. Elektrik birim fiyatlan sûrekli zamlanacak. Bütün bunlan yaşamak istemiyorsanız enerji çahşanlannın özeUeştirme karşLsındaki mücadelesini destekleyin." Kamu çalışanlan ve meslek odalan temsilcileri. "Özelleştirme yalan gerisi tatan". "KİTler btdmdir Wzinj kalacaktır", "Söz yetki karar çalışanlara'" sloganlannı attıktan sonra olaysız bir şekilde dağıldılar. KESK Istanbul Şubeler Platformu "grevli toplusödeşmeli sendika yasasının bir an önce çıkanhnasu sürgün ve cezalann gcri alınması. tasarnıfa teşvik fonunda biriken nemalann ana parası ile birlikte ödenmesT talepleriyle bir dizi eylem programı hazırladı. Buna göre 5 Şubat Cuma günü Ali Sami Yen Stadyumu önünde toplanan memurlar DSP il binasına yürüyecek. Talepfcr doğrultusunda toplanan inızalar, 11 Şubat gü- nü Sirkeci Postanesi'nden toplu halde gönderilecek. {Fotoğraf: HATİCE TUNCER) 4c Eşcınselliğin sınıfsal ve ıdeolojik karakterini, Ortado- ğu'nun kulluk sistemlerinde de görüyoruz. Oğlancıhk, Is- lamiyetin yasaklanna rağmen Emevi, Abbasi ve Osmanh Sa- rayı°run Tnunulukkaynağı<1 dır Osmanlı Saray şaırleri, en muh- teşem gazellerinı erkekler içın yazmışlardır YakınKüçük'ün "Aydm ÜzerineTezter*kitabın- da ömekleruzun uzun verilmiş- tir. Osmanlı hâkim sınıfinı, eş- cinsellikten kurtaran, 19. yüz- yılda başlayan demokratik dev- rimdin Yeni Osmanlı-Jöntürk- Kemalist devrim hareketidir. Bir ilkçağ ve ortaçağ özeti çı- karalmı: Eşcinsellik, aşın smıf- laşma, kölecilik, saray ve zen- gınhkle bağlantılıdır; köle ve kul sıstemlerinin ûrCnüdür. Bu sıstemler, kadını meta haline getirirken insan statüsünü bir tek erkeğe bırakmıştır. Cinsel aşk ise insanlar arasında ola- cağına göre erkekler arasın- dadır. Bu sistemlerin çöküş dönemleri ideolojisi. cinsel aş- kın tahtına, erkek erkeğe iliş- kiyi oturtmuştur. SÜRECEK (1) Arif Acaloğlu'nun ay- dınlatıcı yazısı için bkz. "Tûrk mitolojisinde eskatoloji. top- lumveetikdeğerler". Papıriis, sayı23,Ocakl999,s.20vd (2) Bkz. Ayhan Korkmaz. -E^dnseflikâdetleri''. Bıhnı ve Ütopya, sayı 42, Aralık 1997. s. 53 vd. DUZYAZI ORHAN BIRGIT G-74=18NisanPazar Dağ taş yerinden oynasa, Türkıye Büyük Millet Meclisi'nin toplanamayacağı gerçeğıni, herkesin içine sindirmesi gerekiyor. Dolayısıyla, ülkenin gündemine birdenbire dü- şen ünlü 'yerel seçimlerin ikı turlu olarak yapılma- sını' isteyenlerin de, bu isteklerinin hiç değilse 18 Nisan seçimlerinde gerçekleşmeyeceğini bilerek hareket etmek için önlem almalan da. Dün, iki par- tinin parlamento gruplarının toplanacağı biliniyor- du. Ikisi de muhalefeti temsil eden bu partılerin, yani CHP'nin de, Fazitet Partisi'nın de yöneticile- ri son dakikada genel kurul toplantılarının iptal edildiğini açıkladılar. Oysa, mesela CHP'liler, geçen hafta milletveki- li dokunulmazlığının kaldırılmasını öngören birdü- zenlemeyı gerçekleştirecek olan Anayasa'nın 83. maddesindeki değişikliğin ikinci görüşmesinin ya- pılabilmesi için en başta iktidar grubu olan DSP'nin üyelerini uyarmak amacı ile genel kurulda oturma eylemi gerçekleştirmişlerdı. Ama görülüyor ki, muhalefet milletvekilleri de, iktidan temsil eden ya da destekleyen partilerin üye- leri de artık parlamento yerıne gözlerini seçim böl- gelerine çevirmek gereğıni duyuyorlar. O yüzden de sadece dokunulmazlık ile Anaya- sa'nın ilgili 83 ve 100. maddelerindeki düzenleme- leri ele almak değil, ekonomık yaşamın selameti için olağanüstü yaşamsal birzorunluluk olduğu bi- linen Bankalar Yasası'nı da ele almak olanaksız gö- rünüyor. Bunlar gibi, gaziler ve şehıt ailelerinin maaşları ile ilgili yasa tasarısı da seçimlerden sonra gele- cek parlamentoyu bekliyor. Yerel yönetımleıie il- gili tasan kadük oluyor. 1999 Mali Yılı Bütçe Ta- sarısı da, kapağı açılmadan yenı oluşacak Mec- lis'i ve onun içınden çıkacak ellı yedinci hüküme- ti beklemek için, yerini aylık geçıci bütçelere bı- rakmakla karşı karşıya kalıyor. Bütün bunlar, birerken seçimi isteyenlerin, o is- teklerini TBMM'nın üzerine bir Demokles kılıcı gi- bi sallandırırken düşünmeleri gereken öğeler ola- rak görülmelidir. Doğrudur, sokaktakı yurrtaşlar, par- lamentodaki kimı politikacılar gibi, zamanından önce bir erken seçim için istekli değillerdi ve her şey, bu yılın Nisan ayında yapılacak yerel seçim- ler için ayarianmalı, genel seçımler ise önümüz- deki yıla bırakılmalıydı. Ama seçim isteği, bir bombanm fünyesini çe- kip hedefe atılmaktan farksızdır. Bu yüzden de, se- çimlerin öne alınması kampanyasını öncelıkle açan- lar, artık bugünkü parlamentodan herhangi bir beklenti içine girmemelidirler. Mevcut milletvekilleri, önseçim alanını, değıştir- me birliklerine bırakmamak için haklı olarak seçim bölgelerinde olacaktır ve sesini oradan hem örgü- tüne, hem kamuoyuna duyuımanın çarelerıni ara- yacaktır. Siyasi partilere bundan sonrası için düşen asıl görevler, 18 Nisan seçımleri için seçmenlere su- nacaklan çözüm reçetelerinın neler olduğunu ay- nntılı olarak saptayarak kamuoyunun tartışması- na sunmaları olmalıdır. Kamuoyumuz, 18 Nisan seçimlerine kadar özel- likle iç politikada ve ekonomide günübirlik ya da kısa vadeli önlemlerie gitmeyi içine sindirmeli, dış politikada ellı beş ve elli altıncı hükümetlerin ba- şan ile yürüttükleri yaptırımlan desteklemelidir. Terörist başının Şam'dan çıkartılması sırasında, neredeyse elli beşinci hükümet için gensoru ver- meyi düşünen Tansu Çiller ve onun gibi düşünen- ler, Apo'yu taşıyan uçağın Avrupa havaalanlan arasındaki 'grf-ge/'lerini gördükçe, bilmiyorum, ikı ay önceki görüşlerınden mi utanmaktadırlar, yok- sa, ülkelerinin itibarını hakkı ile temsil eden bir hü- kümetin işbaşında olduğunu görerek, "Türkiye, Avrupa 'nın karşısında sözü mutlaka dinlenmesi ge- reken bir ülkedir. Bız bu gerçeğın farkına varama- mışız" diye kendi vicdanlanndan özür mü dile- mektedirier? Yinelemekte ve altını birkaç kez çiz- mekte yarar var: Türkıye, ıki turlu seçim tasarısı- nın gündeme alınmasını isteyenlerin zoraki bir ba- hane olarak ileri sürdükleri biçimde. 18 Nisan ge- nel seçimterini ertelemeyi düşünenlenn bulundu- ğu bir ortamın içinde değildır. Tam aksine, hele bir azınlık iktidan için her şey -şimdilik- o iktidarda bulunanlar için 18 Nisan'da genel seçimlerin yapılmasını isteyecek biçimde yürümektedir. Dolayısıyla, seçim meteorolojisi kendi mevsi- minin koşullarına göre politik barometrede oynaş- malara neden olacak ve bundan sadece 74 gün sonra, 18 Nisan'da sandıklara gidilecektir. Kimileri için gidip de gelmemek, kimileri için de gelip de gömnemek gibi, asla değişmeyen doğa yasalannın işleyeceğini bile bile. Faks: 0212-677 07 62 E-Mail:obirgit,u cumhuriyetcom.tr Cumhurryğt I . kitap kulübü I 1MZA GUNU « TAKSİM SERBİ SALONUNDA Su Saat:18.00-20.00 Konuklarımızla söyleşip, kitaplarını imzalayacak İstiklal Cad. (Fransız Konsolosluğu yanı) Taksim Tel: 252 38 81/82 Ist. Adli Tıp öğrencı kimliğimı. pasomu, yurt kimliğimı kaybettım, hükümsüzdür S'ESRİN BARUTÇU Ehhyetımi kaybettıra. hükümsüzdıir YEŞİM GÖKALP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle