22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21ŞUBAT 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Türkiye'de korkak sanat yapıldığını' savunan Sinan Çetin'in 'Propaganda'sı gösterime giriyor 4 Resmi ideolojiyi eleştiriyoruz'• "Propaganda, devlete 'Sen güçlü bir devletsen hukuk devletini kur, birey olarak hayatıma kanşma, birey olarak hayatımdan çık' diyen bir film." ESRA ALİÇAVUŞOĞLU Türk sinemasında en çok tartışma ya- ratan yönetmenlerden Sinan Çetin. ken- di gibi tartışma yaratan fılmı 'Bay E'den sonra şimdi 'Propaganda' ile çıkıyor si- nema arenasına. Bay E'nin aksine, başı sonu bellı, devlete eleştirel bir bakış açı- sı ile yaklaşan bir film Propaganda... Film, doğduğu büyüdüğü Hislı Hisar kasabasına gümrûk muhafaza müdürü olarak dönen Mehdı (Kemal Sunal) ve çocukluk arkadaşı. can dostu Rahım'in (Metin Akpmar) aitelerinin kasabarun or- tasından geçen sınır telleri ile parçala- nan yaşamlannı konu alıyor. 'Propaganda'da yüzyıllardır birlikte yaşayan Hisli Hisarlılann çizilen sınır- la birlikte altüst olan yaşamlannı, sev- dalannı izleyeceğiz. 1948 yılında geçen filmde, Türk sıne- masının duayenlerinden Kemal Sunal, Metin Akpmar. gençlerden MdtemCum- bul Rafet El Roman, Ali Sunal ve Ke- nan Baydemirrol alıyor. Bay E'nin ye- teri kadar iyi değerlendirilmediğini dü- şünen Sinan Çetin, Propaganda'dan umut- lu... 2 milyon dolar gibi hayli yüksek bir bütçe ile Aksaray"ın Yalman Köyü'ne ku- rulan dekorla altı haftada çekilen film. 5 Mart"tan itibaren Istanbul, Ankara ve Izmir olmak iizere 45 sınernada izleyi- cilerle buluşacak. 'Propaganda'nın spon- sorluğunu Efes Pilsen üstleniyor. Sinan Çetin ile 'Propaganda' üzerine görüştük. - 'Gerçeküstü' olarak adlandınlabi- Filmin kadrosu Metin Akpmar, Meltem Cumbui, Ali Sunal, Sinan Çetin ve Kemal Sunal. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) lecek bir film olan 'Bay E'den sonra sos- yal gerçekliği daha ağır basan bir filme, 'Propaganda'ya imza atıynrsunuz. Pro- paganda nasıl bir film? Yoğun bir propaganda yapılan bir ül- kede, "Propagandanın artık sonu gel- süı" diye yapılmış bir film. Dünyada Soğuk Savaş biteli yıllar oluyor. Kendi kendimize "Ne kadar büyük bir devle- tiz" diye övünen bir tek biz kaldık. Ken- di milletine propaganda yapan devletle- re baktığımızda, kendıne pek güvenme- yen devletler olduğunu görüyoruz. Ay- nca kendi milletinden hafif tırsan, çeki- nen devletler propaganda yapıyor. Yok- sa neden bir devlet kendi milletine ken- dini övsün ki... Eğer gerçekten büyük bir devletse gider başka devletlere söyler bunu. 1948 yılında geçiyor film. Uluslar o yıllarda sınırlannı saptamış durumda- lar ve pasaport denilen kâğıt parçası da- ha yeni ortaya çıkıyor. Işte o yıllarda başlayan bu propaganda Türkiye'de hâ- lâdevam ediyor. Başka uluslarda bu yok. Yapsa bile kımse yemıyor, çünkü sınır- lan manasız kılan durumlar söz konu- su. Koca Avrupa bile tek bir ülkeye dö- nüştü. Sanıyorum dünya gelecekte tek bir ülkeye dönüşecek. -Söylediklerinizden 'Propaganda'nm eleştirel bir film olduğunu anlıyoruz_ Evet. Eleştırel bır film. Resmı ideolo- jinin Türkiye'de eleştınsıni yapan belki de tek film olacak. 'Vatan, Millet, Sakar- ya'edebıyatmın, resmı ağzın. devlet ide- olojisinin eleştirildiğı bir film. Halkın. "Bizler vatandaş ve birey olarak kendi- mizi devlete adamak >erine kendi hava- Metin Akpınar, Türkiye de her şeyin yeniden gözden geçirilmesinden yana 'Sinemanın krahyönetmendir'Uzun yıllar tıyatroda ve özel yaşamlannda birlikte olan Kemal Sunal ye MetinA^pjnar^'Pro- paganda'nın ıki star ismi... Iki- si de çıkardıklan işten, uzun yıl- lar sonra bir araya gelmekten memnun... Metin Akpınar. sağ- lıklı bir yapıt ortaya çıktığını dü- şünüyor. Kemal Sunal konuş- mayı pek sevmediğinden olsa gerek, Akpmar'ın söylediği her şeyle hemfikir. Akpınar, Türki- ye'de her şeyin yeniden gözden geçirilmesinden, yeniden sorgu- lanmasından yana. Çetin bir kar- maşanın yaşandığı şu günlerde, özgürlüğün de, demokrasinin de tarifının yeniden yapılması ge- rektiğinı düşünüyor deneyimlı sanatçı. "Propaganda bu tariflerin ye- niden >apılması amacıyla yola çıkıyor. F8me, para karanmak da dahiL konunun ca/ipolmasuca- zipovunculann bir araya gelme- si ve gelecekte kaynak olmak gi- bi birkaç amaçla giriklL" Gerek Kemal Sunal'ı. gerek- se Metin Akpınar' ı 'komik' oyun- cular olarak mımlemiş ızleyıcı- Kemal Sunal ileoynayan Metin Akpınar, 'Fllme çok fazla katkımız olmadı, hatta olamadı' divor. nin bu filmde pek şansı yok. Her iki oyuncu da filmde seyircıyi gülmekten kıracak boyutta ko- miklikleryapmayı hıç akıllann- dan geçirmemış. Propaganda da 'ciddi' bir konu işleniyor \e bu ısımler de filmde yer alıyor. Akpınar'ın üzerinde durduğu bır diğer nokta ise filme katkı- lannın olmamasi. "Sinemanın kralı yönetraendir. Her şeyi yö- netmen düşündüğü için filme çok fazla katkımız olmadı. hat- ta olamadı. Bunasa>gıduymak /orunda kaldık. Bunun getirdi- ği bazı eksiklikler filmde görül- dü saımorum. izleyidler bunu yakaJayaçgl-.laniır. Ozü ryivseba- ğışlayacaldandegfce bağışlama- yacaidar." Akpmar bır fılmin mutlaka iş yapabilmesi için Türkiye'nin ko- şullannın vazgeçilmezlennin her filmde bulunduğunu düşünüyor. "Türkiye'de film yeni yapdıyor adeta. Bu gelişmelerin artacağı inancında\ım. Buna yasal dü- zenlemeler de sağlıklı boyutlar- da girerse, sponsorluk kurumu daha neticşirse belki sponsora bile gerek kalmayacak gelecek- te. Böykce Türk sinemasıda çag- daş sinemaya ayak uydurabile- cek." Akpınar bunca yıl uzak kaldı- ğı beyazperdeye yıllann getirdi- ğı deneyimlerle dönüyor. Yaşa- dığı yenilıkler de filme yansıyor kuşkusuz. "Bizde daha çok ak- siyon esprilerinc yer veriBr, ko- miklik anlayışı rafuie olmaktan uzaktır. Filmde bunu denedik. Fazla bir şe> yapmamaya özen gösteıdik. Bunun bir fazlahk kat- tığını görürsek mutlu olacağtz." üınifl kunnakistiyoruz" dediği bir film. Propaganda, devlete "Sen güçlü bir dev- letsen hukuk devletini kur, birey olarak hayatıma kanşma, birey olarak haya- bmdan çık" diyen bir film. Devlete bi- reyin yaşamında fazla dolaşmaması ge- rektigini, bireyin kendi hayatını, kendi özgûrlüğünü. kendi mutluluğunu bul- ma hakkını. devletin görevinin sadece bu hakkı korumak olduğunu, bunu hukuk düzeniyle sağlaması gerektığini söyle- yen bır film. Propaganda ile büyük laf- lar eden bir devlet yerine küçük bir hu- kuk devletinın artık Türkiye için gerek- li olduğunu söylemeye çalıştım. 'Ozgürce konuşamıyoruz' - Mesajı bu kadar yüklü bir filmle, yi- ne taröşma yaratacaksınız~ Eleştinleri bekliyorum. Türkiye'de ar- tık çok korkak bir sanat yapılmaya baş- ladı. Yapılan filmlere baktıgımızda bu- günden söz edemediğimizi görüyorum. Türkiye'de üstü kapalı olarak uygula- nan çok yoğun bir sansür var. Bunun ya- nı sıra Türkiye açık bir toplum da değil, adı konmamış büyük bir otosansür me- kanizması da var. Düşün adamlanmız, yazarlanmız. bilim adamlanmız dile- diklerı gibi konuşamıyor Evlerimizin dışında hiçbır yerde özgür konuşamıyo- ruz. Yakında korkanm, evlerimızde de özgürce konuşamayacağız. - Oyuncu seçimini/e gelecek olursak; Metin Akpmar ve Kemal Sunal gibi star- buın yanı sıra genç oyunculardan Met- tem Cu mbuL AH Sunal gibi ısimler deyer alıyor filmde. Aynca müzik dünyasın- dan bir isinv Rafet El Roman da var Pro- paganda'da. Farklı sanatçıları filmde toplamak bilinçli bir tercih miy di? Bilinçli bır tercihtı... Metin Akpınar ve Kemal Sunal gibi nitelikleri olan iki oyuncuyu bır araya getirmek ve bulmak Türkiye'de çok zor. Meltem ve Rafet de onlann çocuklan olduğu için genç ku- şaktan iki yıldızı bir araya getirmek da- ha doğru geldi. Aslmda iki farklı kuşağın starlan aynı filmde bir araya gelmiş ol- du. Çok da mutluyum. Çok muhteşem bir performans sergilediler. - Filnün senaryosu Kür- şat Başar'a mı ait? Senaryonun ilk halı Kür- şat Başar'a ait. Kürşat, bir hafta-on gün içinde yazıla- bilecek en güzel senaryoyu jazdj. Fakat set koşullan, ö c B n ö a , KostûiTider- ken senaryo sette yeniden yazıldı. Kürşat beni tanıdı- ğı için onun yazdıklannı kullanmazsam adını koy- mamamı istemışti. Sonuç- ta senaryosuz çektik filmi. - Son yıllarda hareketien- me yaşayan Türk sineması içinde Propaganda'nm şan- sı ne olacak? İyi film yaparsanız mut- laka izleyiciyle buluşur bir gün. Bir film eğer sinema- tografik olarak iyiyse izle- yıci tarafından destekleni- yor. Bunca yıl sonra sınema- tografık olarak kötü bir film yapmayı kendime yedire- mem. Propaganda'nın çok şanslı olacağını düşünüyo- rum. Sezen Aksu ile fılmin müziklerini yaparken bir- çok kişi ile izledik ve baş- ta Sezen Aksu olmak üze- re herkes çok etkilendi fılm- den. Filmi izlediğinizde de göreceksiniz. müzikler in- sanın tûylerini diken diken ediyor. Ken Loach, sinemayı bu yüzyılm sanat biçemi olarak değerlendiriyor ^izleyiciyle dayamşma önemli' inema ölmüş değil, tersine çok canlı. Korkunç tartışmalar yapılıyor. Sinema bu yüzyılın sanat biçemi. En önemlısi. yaşamlanmızın anılannı vermesi bize. Sinema beni müthiş etkiliyor' GÖNÜL DÖNMEZ-COLIN Otuz beş yıldır tüm y apıtlannda dizgeli ola- rak emekçi sınıfınınsorunlannı.toplumunke- narlanna itilmiş insanlann kurulu düzenle ça- tışmalannı ve en önemlisı eyleme geçmenin zorunluluğunUjişleyen Ken Loach. son fılmı "Benim Adını Joe" ile yıne gündemde. Hiç- bır açıdan yaranna olmayan koşullar altında alkol bağımlılığından kurtulup yaşamına ye- ni bir yön vermeye çalışan Joe rolü Peter Mul- lan a En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazandırdı geçen Cannes Film Festivali'nde - "Riff Raff" filminde u\u;turucu bağımlılığının ilişkilere etkisini sergilemiştiniz. "Benim Adım Joe" da aynı konuyu işliyor. Sizce hükünıetkr bu amansıztehlikenin önüne geçebilirter mi? Uyuşturucu sorununu yabancılaşmak besler. yabancılaşmayı ise ekonomik yapı yaratır. özellikle işsizlik söz konusu olduğu zaman. Lyuşturucu yasadışı olduğu sürece. suçlar artacaktır. Sorgulanacak ıkj şey var burada: işsizlik ve uyuşturucuyu suç saymak. Blair. pantolonlu Thatcher'dır, bu konuda hıçbir şey yapmayacaktır. - Tüm filmlerinizin yapısına temel işlevi gö- ren belirii ana konular var. Örneğin. sınıflann kişüıin değeıierini beliriemesi gibi... Tehhkeli bıryol bu. Birşey dıyecekolsamz "siyasal film" diye yazılar yazmaya başlıyor- lar, ınsanlardaöğütdınlemek ıstemediklerin- den. gidip görmüyorlar ya da boynunuza bır levha asılmış oluyor ve bu da ızleyıcının fıl- mı nasıl algılayacağını önceden belirlıyor. O\- sa açık bir görüşle gelmelıdır izleyıci, sağlı- ğmıza zararlıdır, önensi ile değil. 1960'larda ilk film yapmaya başladığım sı- ralarda bir yazarlar ve yönetmenler grubumuz vardı. O zamanlar siyasa tartışmak çok daha "seksi idi". Bıze kalıt kalan. biçimlendirdiği- miz, uğruna savaşım verdiğimiz düşünceler Rusya'dakı Stalinist işkencelere karşı çıkan bir sol geleneğınden geliyor, bu olaylara nasıl baktığımıza. bu ne ABD ne de Sovyet komü- nizmi, ama başka bir yol ınancı yön veriyor- du. Yazarken olsun, film yaparken olsun, fo- toğraf çekerken olsun, en iyi işinizi dogmatik olmadığınız zaman çıkanrsınız. Dünyayaaçıl- mazsanız, ne gıbı öyküler anlatacağınızı bile- mezsınız. 'Sinema aıulanmızı verir bize' - Filmlerinizin en güçlü öğelerinden biri, ele aldığını/ konular, ama güçlü konular her za- man etkili filmler yaratmıyor. Karmaşık bır soru bu. Bir filme soyunurken önemlı soru 'nasıl' değil. 'neden'dir. Niçin bu filmi yapmak istıyorsunuz? Amacınız bir ev- rene ışık tutmak. bir öykü anlatmak ya da bir şakayı paylaşmak belki. Önemlı olan. filmi- nızde görüntülediğinız kişilere sadık kalma- nız, onlara saygı du>Tnanız Insanlık denen şe- yin paylaşılması ka\Tamındangelirbuveonun da siyasal boyutları \ardır. Bu ınsanlann kul- lanıldıklannı görmek istemezsiniz. Düzene karşı çıkmak siyasal bireylemdir. Düzenı onay- lamak ya da ona karşı çıkmak konusunda ke- sın bır karar almanız gerekir. Ikisini birden yapamazsınız. Düzene karşı çıkma algınız on- İan anlayabilmenize yardımcı olur. Bu düzen komünıst olabilır. totaliter olabılir ya da şaka olarak "'Açık Pazar" dediğımizin çıkarlar için kullanılması olabilır. Blair'e oy verip de dü- zenle çatışmaya kalkışmak çok acıklı bence. - En siyasal olmadığınız zamanlarda bile müthiş sivasalsınız-. Yapmak istediğim de bu. Bunun bir başka adı dayanışmadır. Amaç, izleyicinin dayamşma duygusu duyabilmesi. "Senin sorunun benim sorunum" diyebilme sorumluluğunu bulma- sı kendisinde. Eğer bu fılmden Joe adına kız- gın çıkıyorsanız, bir başlangıçtır bu. - Hemen her filminizde yeni yüzter görüyo- ruz— Her filme başlarken karşınızda bir boş kâ- ğıt parçası vardır. Öyküyü canlandıracak oyun- culan nereden bulacağınızı düşünürsünüz. tz- leyici, oyuncunun dediği gibi olduğunu onay- layabilmelidir. Peter Mullan ile beş-altı yıl ön- ce ufak bir rol nedeniyle çalışmış, ne denli ye- tenekli olduğunu görmüştüm. Aşağı yukan 200 kışiyi denedim, hıçbirinde aradığım nite- liği görmedım. - Bu gibi fılmlerin dağıtun şansı nedir tngil- tere'de? "FuD Monty" (Anadan Doğma) gibi fılm- lerin beklenmedik tecimsel başansı hepimiz için iyi oldu. tngiltere'de sinemayı destekleyen başorgan Film 4 televizyon kanallanna bağlı olduğundan televizyon satın alıtica bütçenin önemlı bır bölümü karşılanmış oluyor. Genel olarak her yıl yapılan filmlerin ancak üçte iki- sı gösterime giriyor sinemalarda. diğerleri fes- tivalleri dolaşıp video pazanna geçiyor. - Bir başka Ingiliz yönetmen (Peter Greena- nay), sinemanınölmüşolduğunu söyledi geçen gün. Siz ne düşünüyorsunuz? Kim olduğunu sormayacağtm. Tartışma ko- nusu açmak için yaramazlık yapmıştır sanınm. Sinema ölmüş değil, tersine çok canlı. Korkunç tartışmalar yapılıyor. Sinema bu yüzyılın sanat biçemi. En önemlisi, yaşamlanmızın anılannı vermesi bize. Sinema beni müthiş etkiliyor. A R ? Tokyo y da John Lennon Müzesi m Roberto Benigni. Yaşam Güzeldir filminden dolayı yönetmen James Moll tarafından eleştirildi. Soykınmı konu alan The Last Days adlı filmin yönetmenı Moll, Benigni"yi Yaşam Güzeldir filminde soykınmı gerçekçı bir şekilde yansıtmadığı. olaylara pembe gözlüklerle baktığı gerekçesiyle eleştirdi. • Hollywood Reporter ın haberine göre bu yıl Venedik Film Festivali'nde ilk kez para ödülü verilecek. Haberde. Alberto Barbera'nın başkanlık edeceği festivalde en iyi filme 100 milyon ttalyan Lireti ödül verileceği bildirildi. • coldie Hawn Harvard Üniversitesı öğrencileri tarafından yılın en sempatik kadını seçildi • Madonna, Ray of Lıght albümünde yer alan Nothing Really Matters adlı şarkısına videoklip çekti. Madonna, Arthur Jjpjdçn' ift kitabı Bir 'Geyşânih Anılan üzerine kurulan albüme uygun olarak videoklip'te bir geyşayı canlandınyor. Golden'ın kitabı. Spielberg'ün projeleri arasında da sinemaya aktanlmak üzere bekliyor. • Akl Kaurismakl Delphi'de düzenlenen Genç Sinemacılar Forumu'nda yeni fılmini tanıttı. Kaurismaki, Finlandiyalı yazar Juhani Aho'nun 1911'deyazdığı kitaptan sinemaya uyarladığı Juha isimli filmi tamamen sessiz olarak çekmiş. Kaurismaki. filminin sessiz sinema dönemine aitmiş hissi verdiğıni ve filmin sonlannda da 1950'lerin stilini yakaladığını söylüyor. • covent Carden'ın onanmı tamamlandı... lngiltere Kültür Bakanı Çhris Smıth, milli piyango tarafından yapılan bağışla binadaki tüm sorunlann giderildiğini, evine kavuşan Kraliyet Operası'nın bundan böyle yüksek fıyatlı biletlerle sadece varlıklı izleyiciye değil, tüm halka ulaşabileceğini bildirdi. • Julla Roberts ın yeni projesi belli oldu. Richard Gere'le birlikte başrolleri paylaştığı Runaway Bride filminin çekimleri sürerken. Roberts'ın kısa bir süre sonra Steven Soderbergh'in yöneteceği Erin Brockovich Project'de rol alacağı açıklandı. Senaryosunu Richard LaGravanese 'nin yazdığı filmde kocası olmayan ve işsiz bir annenin öyküsü anlatılıyor. • Dennis Ouaid. Peter Antonıjevıc'in yönettiği Night of the İguana'da başrolü üstleniyor. John Huston'ın 1964yapımı filminin yeni versiyonu niteliğindeki Night of the iguana'da Ouaid, daha önce Richard Burton'ın canlandırdığı karakteri oynayacak. • Tlm BuitOn yeni filmi için çalışmalara başladı. The Legend of Sleepy Hollow isimli filmde başrolü, 1990'lardaçıkış yapan oyunculardan Çhristopher Walken üstleniyor. • Shirlev Mdaine Yaşamboyu Başan Ödülü'nü alacağı Berlin Film Festivali'nde, Hollyvvood stüdyolannın artık film yapmayı unuttuğunu ve günümüzün en iyi filmlennın bağımsız sinemacılardan çıktığını açıkladı. 64 yaşındaki McLaine. bugüne dek 50 Hollyvvood filminde rol almıştı. Ancak Amerikalı oyuncu bugünlerde dıiîjük bütçeli filmterin çok "^* daha iyi öyküler anlattığını düşünüyor. Oyunculuğa 1955 yılında başlayan Oscar ödüllü McLaine, bugüne dek Jack Nicholson. Frank Sinatra ve Jack Lemmon'la unutulmaz ikililer oluşturdu. • Vaslli Plchulu, yeni filmi Sky and Diamonds'ın önümüzdeki yıl Cannes Film Festivali'nde Rusya'yı temsil edeceği bildirildi. • Paul Newman ve Joanne Woodward, 135 hektarlık bir ormanlık alanın özel bir şirkete satılmasını önlemek için mücadele eden Aspetuck Land Trust yaranna sahneye çıktılar. Connecticut'da, Gurney'in Aşk Mektuplan oyununun çok özel bir temsilini gerçekleştiren çift. gecenın tüm gelirini bağışladı. • Michael JaCkSOII Afhka'da dört üniversitenin kurulması için 75 milyon dolar bağışta bulundu. Tunus, Gana, Kuzey Afrika ve Kenya'da açılacak olan üniversitelerde ağırlıklı olarak işletme ve iktisat dersleri görecek öğrencilerden para alınmayacak. Üniversitelere Michael Jackson'ın adı verilecek. • John Lennon müzesi açılıyor.. Tokyo'da oluşturulan müzede Lennon'ın gitarlan. el yazısıyla yazdığı çeşitli şeyler ve yaptıği resimler yer alacak. Projenin. Yoko Ono ile yapılan anlaşma doğrultusunda yürütüldüğü açıklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle