22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ŞUBAT 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİYAZI 1 r '» • • SosyalDaire'den yarchm alıyorlar Âcılı Kuşak -2- 7 987 yılında Bielefeld kentinde 21 Türk emeklinin bir araya gelişiyle ilk emekliler kulübü kuruluyor. Böyle bir kuruluşun gerçekleşmesinde aktif rol oynayan Sosyal Demokrat Partı Bielefeld 11 Yönetım Kurulu üyesi ve tşçi Yardımlaşma Kurumu'nun (AWO) Yabancı Yaşlı ve Emekliler Kulübü yöneticisi Nebahat PohlreklTle, deneylerinden yararlarunak ve kulüp kurmadaki amaçlannın ne olduğunu öğrenmek amacıyla görüştük. - Nebahat Hanım. bildiğim kadanyla Almanya"da, emekli vatandaşlanmız için Uk yaş.hlar kulübünfl siz kurdunuz. Bu nereden aklınıza geldi, ne amaçla kurdunuz? - Kulübiin kuruluş teklifı Türk emeklüennden değil. şefim Eckhardt Günzel'den geldi. Almanlar bu konuda bizden çok çok daha deneyliler. Kentımizde Alman emeklilerinin gittigı kulüp sayısı 99. Bizimkı yüzüncü. Esas amacımız onlan yalnızhktan kurtarmaktır. Ne yazık kı tüm düşündüklenmızi yerine getirebilmiş değiliz. Bizitn emeklilerimizin gelecekte yaşlılar ve babtn evlerine gereksinmeleri olacağını bildiğimiz için daha şimdiden harekete geçümesini istiyoruz. - Bielefeld'deki emekli Türklerin sayısı ne kadar? Size üye olanlan da aynca söylerseniz sevinirim? - Malulen ve yaşhlık nedeniyle emekliye aynlan vatandaşlanmızın sayısı 500"ün üstünde. Bize gelenlerin sayısı giderek artıyor. Şu ana kadar üyeolanlar418. - Cyelerinizin morali ve parasal durumları üzerine izlenimlerinizi alabilir miyim? - Moralman bir çöküş dönemi içindeler. Çok az para alıyorlar. Ayda ellerine geçen, ortalama 650-700 mark dolaylannda. ÇalışmışUk sürelentıın ortalaması da 20 yıh geçmiyor. Baba-oğul çalışırken paralan aynı bankaya, kontoya geliyordu. Ama baba emekliye pynldı rrUjOjJu kontosunu ayınyor. Çûnkü eşitlik yok. Öyle gençler vaı kı. baba-ana emekli olunca, onlardan aynlmak için kavga çıkanyorlar. Bu yüzden sıkıntıdalar. - Erkek emeklilerin eşleriyle Uişkileri nasıl bir gelişme gösteriyor? - Çalıştıklan dönemlerdekı sertlik içinde değiHer. Birbirlerine daha yumuşak davranıyorlar. Gerçek hayat arkadaşhğı orurmuş artık. - Geleceklerine nasıl bakıyorlar? Yeni yaşamlannda endişeli olduklan ve korktukları neler var? - Ölümden korkuyorlar. Adamlar daha doğru dürüst yaşamadılar. Kulübümüze gelmeye başladıklan sırada, 'Almanlar bizi buradan atarutrsa!' korkusu vardı. Çalışmalanmızın etkisi sonucu şimdi bu korkulan kalmadı. Sık sık seminerler düzenliyor. Alman yetkilileri konuşmacı olarak çağınyoruz. Belediye başkanı ve vali geldiklennde emeklilerin burada ^ocuklanma güvenmiyorum. Şu zamandaki çocuklara güvenilmez. Söylediğimi yerine getirmiyor, dışanya gidip bir Alman gibi geziyorlar. Ağzımı açıp da nereye gittiklerini, ne yaptıklannı soramıyorunı. Ayda yılda bir sormaya kalksam, "Seni alakadar etmez, biz geziyoruz" derler. Saygı, hürmet kalmadı. Sözümü tutsalar, kûçüklerini büyüklerini bilseler yeter. Dedeme, babama, benden büyük olanlara saygı ve hürmetim vardı. Büyüklerimiz eve gelince ellerini öper, hal hatır sorar, çoraplannı çeker ayaklanm yıkardık. Akşam olunca onlar yatmadan yatmazdık. Yatarken yorganlannı üstlerine örter, 'Size iyi geceler' der gider yatardık. Biz böyle büyüdük." yaşayacaklannı söylediler. - Bu kadar az aylıkla Almanya'da nasıl yaşayacaklar? - Sosyal Daire'den para alıyorlar. Ev kıralan ödeniyor, otobüs. tramvay biletlen yan yanya. Parası çok az olanlara yıyecek parası da veriliyor. Yirmi iki yıldır Bielefeld'de oturan emekli Ali Polat Emekliler Kulübü'nün üyesi. Günlerinin nasıl geçtiğini anlatırken Sosyal Daire'deki işlerinı takip ettiğini, okuldan gelen çocuklanyla birlikte olduğunu. hasta olan kızına ilaç verdığini söyledikten sonra sözü kulüpte ilişkısine getiriyor, "Türk kahveterine hiç gjtmem. sevmiyorum. Kulübümüze gkierim. Orada kahvemiz kaynıyor, caymuz kaynryor. Arkadaşlaria konuşup egteniyoruz" diyor. 1927 yıhnda Malatya'nın Akçadağ kazasında doğan Ali Polat okul yüzü görmemış. Adını yazmayı askerde öğrendiğıni söylüyor. 14çocuk babası. 1969 yıhnda Fransa'ya gıden Polat. bir yıl inşaatlarda çalıştıktan sonra Almanya'ya geçiyor, Bielefeld'deki akrabalanmn yanına yerleşıyor. Varlıklı bir aıleden gelmiş. Neden yurtdışına çıkmak zorunda kalışının ilginç öykiisünü şöyle anlatıyon "Bizün kabikden biri. köyden başka birini öMürdii. .\ramıza kan davası girdi. Bir çift sürmeye bfle 10-15 kişi gkkrdik. Ekio biçerken 10 kişiden az ohnazdık. o da. iki silahlı kişi gözcülük \apüğı halde. Böyle alti yıl devam etti. Biz de ezildik, maddi sıkıntılara düştük. onlar da... Ne olacak, akı yıl çakşmadık, hep birbirimizin ardındaydık. Bu yüzden bLrim kabüeden en az 50 hane Almanya'ya göçtü." Almanya'da toplam 18 yıl çalışan Ali Polat 63 yaşında malulen. bundan birkaç ay önce 65 yaşına girdığı için yaşhlıktan emekli olmuş. Emeklilik ayhğı 737 mark. - Ali Bey, bu aylıkla geçinebilecek misiniz? - Geçinemem. $u an 8 kişiye bakmak zorundayım. Sosyal Daıre yardım ediyor, ev kirası yardımı alıyorum. Çocuklara üç ayda bir elbise parası veriyorlar. Bu yardımlar olmasa bizim halimiz ne olur!.. Hükümetin kesesmden almayı hiç istemezdim, ama ne yapayım, çaresiz kaldım. - Okuyan çocuklannız \ar mı? - Altı çocuk okutuyorum. lkısi üniversiteye gidıyor. Üniversiteye gidenler okul tatillerinde çahşıyor, bana yük olmuyorlar. - Çalışırken bu kadar az emekli aylığı Sosyal Demokrat Parti Bielefeld Ü Yönetim Kurulu üyesi ve İşçi Yardımlaşma Kurumu'nun (AV\O) \abanci Yaşh ve Emekliler Kuİübü yöneticisi Nebahat Pohlreich, Ali Polat ile birlikte poz verirken "Moralman bir çöküş dönemi içindeler. Çok az para ab- yorlar. Av da ellerine geçen, ortalama 650-700 mark dolaylannda. Çalışmışuk sürelerinin ortalaması da 20 yılı geçmiyor. Baba-oğul çalışırken paralan ayra bankaya, kontoya geliyordu. Ama baba emekliye ayrüdı mı oğlu kontosunu ayınv or. Çünkü eşitlik >ok. Oy- le gençler var ki, baba-ana emekli olunca, onlardan aynlmak için kavga çıkanyorlar. Bu yüzden sıkintıdalar" şekünde konuşuyor. alacağınızı düşfinebih'yor muydunuz? - Hayır, fazla verirler diyordum. Kendi kazancımla geçinebileceğimi düşünüyordum. Allah razı olsun, hükümet yine besliyor! - Emekliliğe, evde oturmav a alıştınız mı? - Yavaş yavaş ahşıyorum. Çahşsaydım daha iyiydi. Hiç değilse maddi durumumuz iyi olur, sağa sola boyun eğmezdik. - Eski iş arkadaşlannızla itişkileriniz var mı? - Yok, emekli arkadasjar buldum. Onlarla tanışıyor, ailecek gidip geliyoruz. - En çok neyi seviyorsunuz? - Kovboy filmlerini seyretmeyi! - Evde çok kalınca eşinizle ilişldleriniz bozuluyor mu? - Evet, iyi gitmiyor. Ben. "Benim söylediğim doğnı" diyorum, o "Benim söylediğim doğnı" diyor. "Hannn, yastayım, görmüş geçirmişim'* diyorum, ama o da, "Benim bildiğim bu" diye karşılık veriyor. - Çocuklannıza güveniyor musunuz? - Valla güvenmiyorum. Şu zamandaki çocuklara güvenilmez. Söylediğimi yerine getirmiyor, dışanya gidip bir Alman gibi geziyorlar. Agzırru açıp da nereye gittiklerini. ne yaptıklannı soramıyorum. Ayda yılda bir sormaya kalksam. "Seni alakadar etmez, biz geziyoruz'' derler. Saygı, hürmet kalmadı. - Herhalde onlardan çok şeyler bekliyorsunuz? - Sözümü tutsalar, kûçüklerini büyüklerini bilseler yeter. - Siz küçükken nasddınız? - Dedeme, babama, benden büyük olanlara saygı ve hürmetim vardı. Büyüklerimiz eve gelince ellerini öper, hal hatır sorar. çoraplannı çeker ayaklanm yıkardık. Akşam olunca onlar yatmadan yatmazdık. Yatarken yorganlannı üstlerine örter, "Size iyi geceJer" der gider yatardık. Biz böyle büyüdük. - Bu koşullar altında geleceğinizi nasıl görüyorsunuz? - Kötü görüyorum. Bana kimse sahiplik etmez... Yalnız kalınm! Şöyle düşünüyorum. sıkışınca malımı mülkümü satar. ölünceye kadar yerim. - Tûrkiye'ye dönme konusunda bir fikriniz var mı? Bundan sonraki yaşamınıa nercde sürdüreceksiniz? - Çocuklanmdan üçü daha küçük. Burada doğdular, buraya alıştılar. Tûrkiye'ye dönsek bu aylıkla onlan okutamayız. Büyüsünler de döneriz. - Geç de olsa neden dönmek istiyorsunuz? - Türkıye'nin yemeklerinin tadı başka. Burada yıllık etleri yiyor. tadını bulamıyoruz. Orada serbest gezerim. Havası, iklimi daha iyi. Orası bizim vatanımız. Orada doğduk. orada öleceğiz. - Çalışırken mi daha çok kendinize güveniniz vardı, yoksa şimdi mi? - O zaman işim vardı, kimseye muhtaç değildim. Yasjanınca neye güvencim kalacak! Çocuklar beni sorarlarsa Allah razı olsun derim. Allah"tan başka kimseye güvencim kalmıyor artık!.. - Unutamadığımz bir anınızı dinleyebilir miyim? - Bana kahrsa hep unuturum. DUZ\AZI Sürecek ORHAJN BIRGTT Apo Adalet Önünde... Geçen yıl, 10 Ekim günü, Suriye'nin Kam/ş/ı kasabasında baş- layan 129 günlük zorunlu yolculuk, örvcekı gün sabaha karşı Eti- mesgut Askeri Havaalanı'nda sona erdi. Dünyanın sayılı terönstierinden Abdullah Öcalan, artık bir an önce Türk adaletinin önüne çıkanlmak üzere, güvenlik güçleri- nin elindedir. Öcalan'ı Suriye'nin başkenti Şam'daki karargâhından çıkaran da, 129 gün süren bir turdan sonra Kenya'nın başkenti Nairo- b/'de kıskıvrak yakalayarak havaalanında motorian çalışır halde bekletılen Falcon 900-B tipı özel uçağa bindırerek getınlişini sağlayan da, bütün aynntılan ıle hesaplanmış bilınçli ve başanlı bir planın sonucudur. Bu yüzden, zaman zaman kendı özeleştırimızı yaparken, o eleştirilerde insaf sınınnı aşsak da devletın gücünü saptayan böylesine bir sonuçtan dolayı övunç duymalıyız. Ocalan'ın nasıl bir çıbanbaşı olduğunu, son yirmi yıldır evlat- lannı dönülmez yolcutuğa gönderen, evleri yıkılıp yakılan, top- raklannı, doğduklan yerieri terk eden yüz bınlerce vatandaşımız yüreklerini kavuran ateşin açtıği derin yaralarda duydu. O, doğduğu topraklara göz dıken komşu bir devletin sarsak bir piyonu olarak Şam'da kendısine venlen villalarda oturur ve etini değil silaha, soğuk sudan sıcak suya bile sürmezken, terör için dağlara yönetttiğı kandınlmış soydaşlan, her gün sabıka si- cillerine yenı bir günatıın çetelesini eklemek için olumte burun buruna geliyoriardı. Şimdi bunlardan hemen Avrupa başkentlerinde gösteriler ya- parak kendilerini yakma tehditlen savuran, bin, bılemediniz üç bin fanatiğin sözüm ona gösterdiğı tepkılere bakmayınız. P- KK'nin paralı askeıiığini ya da uyuşturucu ticaretinin kasalıgını yapanlann djşında sayılan milyonlan bulan Kürt soylu ınsanlan- mız da dün Ocalan'ın yolunun sonuna geldığınin müjdesini ve- ren Bülent EceviVi, ötekiyurttaşlan gıbı, "Çokşükür, nihayet bit- ti" dıyerek izlemışlerdir. ••• Kaç kez yazdım bilmiyorum. öcalan'ı Şam'daki üssunden söküp atan plan, elli beşincı hü- kümetin bilinçli bir stratejisinin sonucudur. Apo yerinden edildıkten sonra Rusya. Yunanistan, Italya üç- geninde gidip gelirken, başta Tansu Çiller olmak üzere kımı li- dertere göre PKK'nın başını bulunduğu yerden çıkarmanın hıç- bır anlamı yoktu. Tam aksine. Ocalan'ın Roma günleri, terör ba- şının Avrupa kamuoyunca tanınmasına ve örgütün siyasallaşma- sına yol açacaktı. Bu yüzden de Çiller kaç kez. Baykal da bir defa bu sonucun, bir gensoru nedeni olduğunu bıle demeçle- rinde söylediler. Turk Tıcaret Bankası kasetlen patlamasaydı, öyle bir gensoru için düğmeye basılmış olacaktı. Ellı beşinci hü- kümet de, özellikle bugünkü sonucu planlayıp başan ile uygu- layan elli altıncı hukümet de, bu eleştirileri polemik aracı yapma- dı. Sabırlı bir ız sürme ıle "av"ın yorulmasını, özellikle gözden uzak yertere doğru gönderilmesıni beklediler. Öcalan, Roma'dan sonra bazen Rusya Federasyonu'nda, bazen onun komşu top- raklannda gösterildı. Hükümet bu haberlenn üzenne bilinçli bir bıçimde gitti ve o ülkelerin nezdınde resmı gınşımlerde bıılun- du. Bunların tümü, bilinçli bir planın sonucuydu ve terör başının Roma'da uzun süre kalmaması için, aynı plan uyannca bir ya- kalama tımının Italya'ya ulaştığı haberi de "sızdınlmıştı". Italyan gazetesi"// Messegero" birkaç gün önce Apo'nun Afrika'ya git- tiğının habennı verdı. Bu habenn doğruluğu ıçın kendiskie ga- zetecılertarafından yöneltilen sorular karşısında Başbakan Ece- vıt'in yüzündekı tevekkülle kanşık hafif gülümsemeyi şimdi tek- rar görüyormuş gibtyim. "Nereye gıderse gıtsın. Devletimiz kendıstnı mutlaka yakala- yacattır" diyordu. Başbakan dün, tanhı açtklamasını yaparken de "Devlet verdiği sözü yenne getirdi" sözleriyle gunlerdir nıçin yuzünü gülümsemeyle kanşık bir beklentinin ışaretlennin kapia- dığını da, belkı de farkında plmadarvaçıklıyor otmalı^dı. ' Başbakan'ın dünkü açı'klâmasında, blayin palısıye yönünüj aşan mesajlar var. Bunlardan en önemlısi. "bö/ücü terörle birye- re vantamayacağmı artık herkesin anlaması" gerektiğidir ve Ece- vıt özellikle örgütün tuzağına düşmuş gençlere çağn yaparak, teslim olmalan halinde TBMM'nin gundeminde bulunan "Piş- manhk Yasası"ndan yararianmalannı ıstemektedir. Kımı polıtikacılar, gorevinı tamamlayan paıiamentonun gün- deminde bekletilen o yasanın yunjrluğe gırmesı halinde, eşkrya- ya prim tanınacağından söz ederek direnmışlerdir. Aynı türdekı polrtikacılann gundeminde bir süreden ben, Çiller'in başbakan- lığı sırasında Apo'yu öldürmek ıçın hazırlanan bir özel görev ti- minin operasyonundan, Mesut Yılma2'ın terörist başmı haber- li kıldığı soylentilen bilinçli ve maksatlı bir seçim propagandası olarak yayılıyordu. Dün, eşkıya başının Nairobi'de yakalanarak apar topar bın- dırildiği özel uçak ile Tûrkiye'ye getirildiğinı söyierken. Başbakan Bulent Ecevıi "neApo'ya nedeyanındakilere en küçük bırzarar venimeden" operasyonun tamamlandığını özellikle vurguluyor ve Ocalan'ın hesabını adalette vereceğinı belırtıyor. Sağduyu, birisı vareayım aşamasında da kalsa bu iki yakala- ma eylemi arasındaki aynntıyı hemalde değeriendırecektir. Nitekim, dün öğle saatlerinden bu yana belli bazı çevreler sokaktaki vatandaşlann, yakalanma olayından duyduklan mut- luluğu yansıtan göstenler beklemışler, ama çok şükür bu bek- lentilen gerçekleşmemiştır. Herkese yakışan soğukkanlı olmak, vakariı olmaktır. Terör örgütünün başının yakalanması, yıllardan beri sürege- len bir kanamayı durdurmak için kullanılacak bir olanak olarak değeriendirilebilırse, bundan Türtc'ü ile, Kürt'ü ile hepimiz kazanınz. Türkiye kazanır. Faks: 0212-677 07 62 E-Mail: obirgitcâ cumhuriyetcom.tr Cumhuriyet k i t a p 1 a r ı Hoa Bektaş: Efsaneden Gerceâe Irene Melikoff Türkiye'nm Şeyton Üçgeıri Hikmet Çetinkaya Sosyal Demokraside I vHffvi Eğifimler Deniı Kavuk^uoğlu BKOV Sırtındaki Dünya ve Törkiye Erol Manisalı Paylaşılan Tutku Sinema Gönöl Donmez Colin Cumhuriyetin Bireyi Oİmak Türkân Saylan Söz Uçları Yazı Bırçlan Feridun  Osmanlı İımaratorluğu'nun YuKseTış ve Çöküş Tarihi ' Dimitri Kantemir ucıı güîlü \ Aydınlanmanın Kodmbrı Yoy. Haz. Neda Arat Bir Günlük Dost üstün Akmen Cumhu Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 kulübü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96 riyet jlübü Ucu GiHi Kundura Muzaffer Buyruk^u Enel Hakk'ın Hakkı İlhaıt Sel^uk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle