Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 ŞUBAT 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Özdemir Sabancı cinayetinin sanığı Mustafa Duyar'ın öldürülmesiyle ilgili soruşturma sürüyor
^Gnayetler Sıısıırlıık'ıın uzantısı'AISKARA/ AFYON (Cumhuriyet)
- CHP tçel Milletvekili Fikri Sağar,
Sabancı cinayetı sanığı Mustafa Du-
yar'ın öldürülmesınin Susurluk Çete-
sı tarafindan gerçekleştinldiğini savu-
narak "Bu olay açıkça gösteriyor ki Sa-
bancı ciıayeti Susurluk Çetesi'nin işi-
dir" dedı. ANAP'lı E>üp Aşık, Du-
yar'ın cinayete ilişkin her şeyi anlat-
madığını, son dönemlerde de öldürül-
me korkusu taşıdığını söyledi. Afyon
Valisi AhmetÖzyurt,KaragümrükÇe-
tesi 'yle dığer tutukJu ve hükümlülerin
aynı cezaevine konulmalannm büyûk
hata olduğunu söyledi.
Afyon Kapalı Cezaevi'nde "Kara-
gümrükÇetesi'' elemanlannca Saban-
cı cinayeti sanığı Mustafa Duyar'ın öl-
dürülmesı ve "örtülü ödenek" dava-
sından hiikümJü Selçuk Parsadan'ın
yaralanmasıyla başlayan soruşturma
sürüyor.
CHP Içel Milletvekili Fikri Saglar,
Mustafa Duyar'ın öldürülmesinde yanıtsız kalan sorular
V Mustafa Duyar'ınöMöröhnesi, Selçuk Parsadan'ın yaka-
lanmasuıda kuflanılan silah cezaevine künlerin yardumyla so-
kukta?
t* Cinayeti işleyen 8 kişi talimatı "Karagömrük ÇetesT li-
deri Nuri Ergin' den aldıklannı söylöyOTİar. Ergin, bu emri, ki-
min ısteğıyle nasıl verdi?
*^ Afyon CezaeviMüdörûHalil Uygun'un EdirneKapab Ce-
zaevi Müdürü okhığn döoemde cezaevinde bulunraası gereken
ikf hükümlü. şarkrcı Muazzez Ersoy'a konseri sırasmda siiahh
satdın düzenkdiJer. Cezaevinin tkind Mudürü Mehmet Akın-
cı ise Deveti Cezaevi'nden riitbe indirimiyfe Afyon'a tayin edii-
dL Bu atamaJar tesadûf mö?
ı^ Sabancı cinayetinin diğer sanıklan Fehriye Erdai ve b-
rnaSAkköJ'un ızlendiği biliniyor. Bu saidırganiar yasıyorlarise
olayın üzennden uzun süre geçmesine karşın halen niye yaka-
lanamadılar?
v* Karagümrök Çetea'nia üyeterimn Afyon'a nakfl istekle-
rinedenkabuiedikti?
i* Duyar, Afyon'a gönderildikten sonra kendisine komplo
kurulduğunu "susturulacağuıı" söylüyordu. Duyar, Sabancı
cinayetiyle ilgili neleri gizledi? Duyar'ın bu sözleri üzerine ne-
den önlem alınmadı?
Duyar'ın öldürülmesinin Sabancı ci-
nayetinin Susurluk Çetesi tarafindan
işlendiğini ortaya çıkardığını belirte-
rek "Bu, bir Susurluk susturma ope-
rasyonudur. Taşeron bir örgiit tutul-
mustur. Sabancı'nın katilleri bu çetede
aranmahdır" dıye konuştu.
ANAP'lı Eyüp Aşık da, Duyar'ın
her şeyi anlatmadığı için tedirgın oldu-
ğunu öldürülme korkusu yaşadığını ve
kendilerinden yardım istediğini söyle-
di. Aşık, bu konuda bildiklerini cum-
huriyet savcısına anlattığını belirtti.
Işçi Partisi (İP) Genel Sekreteri
Mehmet Bedri GüJtekin, Duyar'ın Sa-
bancı'nın katıli olmadığını iddia ede-
rek cınayetin partileri tarafindan önce-
den öğrenildiğini ve halkın uyanldığı-
nı savundu. Gültekin "CIA suikastlar
dizisine en çûriik noktadan başladı. Sa-
bancı suikasö, CIA ile Susurluk Özel
Danıştay yurutmeyi durdurdu
Kuran kurskmnda
yaşsuunmkaldmuı
genelgedımlımddu
İZMİR (Cumhuriytf Ege
Bürosu) - Kuran kurslanna
katılmada "yas sının aran-
mayacağT hükmünü getiren
yönetmelik maddesi ile aynı
doğrultudaki genelgenin,
Danıştay'ın karanyla yûrüt-
mesi durduruldu.
EÇEV Başkanı a\ııkat Ba-
ki Okan, 8 Yıllık Zorunlu
Egitim Yasası'nm yayımlan-
masından iki gün sonra hü-
kümetçe Kuran Kurslan Yö-
netmeliği'nde yapılan deği-
şiklikle ilköğretimin 5. sını-
fını bitiren çocuklann hafta
sonlan ve yaz aylannda Di-
yanet Işleri Başkanlığfnca
açılan Kuran kurslanna katı-
labileceği kuralı getirildiği-
ni anımsattı. Yönetmelikte
yapıfan bu değişikliğin ama-
,«UWVftokrafiikbir sekılde 8
YıUık Zorunlu Eğıtım Yasa-
sinı daha başlangıçta uygu-
lanamaz kılmak olduğunu
vurgulayan Okan, bu amacm
Danıştay'ın, yönetmeliğm 8.
maddesiyle ilgili 27.1.1998
günlü yürütmeyi durdurma
karan ile engellendiğıni bil-
dirdi. Ancak 29.5.1998 gü-
nü Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı'nca bu kez Kuran Kursla-
n Yönetmeliğı'nin 9. mad-
; desine dayanılarak yayımla-
; nan bir genelge ile "önceld
yıflarda olduğu gibi bu yıl da
Kuran Kurslan Yönetmefi-
ği'nin 9. maddesi gereğince
yaşsınınaranmaksızuı cami-
ierde Kuranöğretimi hizmet-
lerine devam edileceği" uy-
gulaması getinldığını kayde-
den Okan, hem 9. maddenin
hem degenelgenin iptali için
Danıştay'da dava açtıklannı
söyledi. EÇEV tarafindan
Başbakanlık ve Diyanet Iş-
leri Başkanlığı aleyhine açı-
lan davada Danıştay 8. Da-
iresi'nce istek ve gerekçele-
rinin yerinde görüldüğünü
kaydeden Okan, 9. madde ve
genelgenin yürütmesinin
durdurulmasına karar venl-
diğini bildirdi. Okan, sözle-
rini şöyle sürdûrdü.
"Hukuk devleti olmanın
doğal bir sonucu oian bu \ar-
gf karan; laiklik ilkesi doğ-
rultusundaözelyasasında be-
lirtilen görevleri jerine getir-
mesi gereken \-e anayasal bir
kurum oian Diyanet Işleri
BaşkanlığVnın anayasayı,
Zorunlu Eğram Yasası'nı.
EğitimdeBirlikYasasrnı>«k
sa>an turumunun duzeitflme-
si ve göre\lerinin haarlaoJ-
ması anlamını taşımaktadır.
Cunıhuriyetimizin 75. yıhn-
da ortaya konulan, çağdışı
uygulamalan geri getirme>i
ve irtka ile mücadele edenle-
ri laşkırtmayi ya da> ıkürma-
yı amaçlavan bu ve benzeri
gnişimkre asla izinvermeve-
ceğünizi, Türknc'nin a>dın-
hk yannlannın güvencesi
oian çocuklannuza kurulan
bu tuzağı goren, 8 yıBık zo-
runlu eğitimden >ana. çağ-
daş,demokratikvelaik Cum-
hurhetc bağiı bir srvil toplum
kuruluşu oiarak kamuoyuna
saygıyla duvnnıyonız."
Danıştay 8. Daıresi'nin
yürütmeyi durdurma kara-
nnda şöyle denildi:
"YönetmeUğin 9/2. mad-
desinde yer alan 'yaş sının
aranmaz' hükmfi ve buna da-
yab genelge. 8 \ıllık temel efi-
timi tamamlama>an öğrenci-
lerin de bu kurslara kaülabi-
leceği anlamını taşıdığından
açıkça hukuka aykındır.
Açtkİanan nedenlerle,açıkça
hukuka aykın oian ve uygu-
lanması halinde teiafîsi güç
ve giderilmesi imkânsız za-
rariar doğuracağı anlaşılan
yönetmefiğin 9/2 maddesin-
de belirtilen 'yaş sının aran-
maz' hükmününvebunada-
yab genelgenin yürütülmesi-
nin durdurulmasına
2.12.1998 günü karar vçril-
di"
68'üter Bîrtiği Vakfi "Kanfa Pazar"u
30'uncu yddSnümü nedeniyle Taksim
Meydanı'na karanfîl bırakb. ÖDP'li, Kadıköy Belediye başkan adayı Bozkurt Nuhoğlu'nun da aralannda bulundugu
68 kusağuun tenısilcileri tsüklal Caddcsinin Taksim girisinde saat 13.00 sıralannda tuplandılar. Vakıf Başkanı Haş-
met Atahan burada yapöğı açıklamada "Kanlı Pazar" pnrvokasyonunun ABD emperyaiizmin gizli senisler aracıh-
ğıyla gerici örgutk-nmeleri kullanarak Türkiyc'nin geleceğini karartma ve çatısma süredni baslartıgı an olduğunu söy-
ledi. 16 Şubat 1969 günü "Empervaüzme karşı isçi yürüyüşü" düzenlendiğini anlatan Atahan, gerici basının "dhat"
çağnlanna başladıgını anunsattı. Taksim Meydanı'nda toplaoan gerici güçlerin ^çi ve öğrentilere salcUonasıyla ^M-
şinin öidüğünün ve yüzterce kişinin >aralandıgının ataı çizenAtahan şâyk devam etti:
tf
Be\1ti^0 |#önWyapnMPpro-
vokasyonu açıklamah, kıtiUeri buhnalı ve saidınlar nedenivle özür diiemelidir. Gpçraiste işlenen cinavetkr a\dınlabi~
madıkça. devlet içindeÜçetekr tasfiye edihnedikçe ülkemiz aydınhga ka>-usamaz." 68'üier olaylarda olen Turgut Ay-
taç ve Duran Erdoğan'ın posterierinin üzerine karanfBler bıraknktan sonra otnra dağıldı. ( fİATtCE TUNCER)
Orgütü tarafindan işlenmistir" dedı.
Afyon Valisi Özyurt, cezaevindeki
aramalann sürdüriileceğini belirterek
olay sırasında kalçasmdan şişle yara-
lanan adli mahkûmlardan Ercan An-
ca'nm da tedavisinin yapılarak yeni-
den cezaevine konulduğunu bildirdi.
Vali Ahmet Özyurt, olayj çıkaran
Sami Tokur, Emin Alakuş, Ömer Tu-
kut,Serkan Erdemli, Murat Ersoy, Ab-
baş Ozcan, Yasin Al ve Ahmet Yargü-
der'ın Ceza ve Tutukevleri Genel Mü-
dürlüğü'nün ıstemi üzerine önceki gün
nöbetçi mahkemede yargılanmalanmn
ardından Samsun, Trabzon ve Amas-
ya'daki cezaevlerine dağıtıldıklannı
bildirdi.
Karagümrük Çetesi elemanlannın
Parsadan ve Duyar ile aynı cezaevine
konulmasının hata olduğunu kaydeden
Özyurt "Bu kişilerin kim olduğu büi-
niyor. Hepsinin aynı cezaevine gönde-
rilmesi bence en büyük yanhştt" dedi.
Özyurt, çıkan olaylarda
yanıtı aranan en önemli
sorunun "Silahın cezaevi-
ne nasıl ve kimlerin yanb-
mı> la sokulduğu" olduğu-
na dıkkat çekerek "Cum-
huriyet Bassavcılığı soruş-
turmayı sürdürüyor. Ada-
let Bakanlığı'ndan geien 2
müfettiş de idari soruştur-
mayı sürdürih or. Cezaevi-
ne silahın girmesinde, bu
kişilere yardım ve yatakhk
yapmada birilerinin rol
oynadığı kesin" dıye ko-
nuştu.
Soruşturma nedeniyle
açığa alınan görevli bu-
lunmadığı belirtilirken
Duyar'ın otopsisi sonucu
vücudundan 5 meımi çe-
kirdeği çıkanldığı öğrenil-
di. Mustafa Duyar'ın eşi
Sema Polat Duyar'ın baş-
ka bir cezaevine nakli yö-
nünde bir isteminin olma-
dığı, buna Ceza ve Tutu-
kevleri Genel Müdürlü-
ğü'nün karar verceği be-
lirtildi.
Ağır yaralanan Selçuk
Parsadan'ın sağlık duru-
munun ise iyiye gittiği bil-
dirildi. Ankara Numune
Hastanesi Bashçkim Yar-
tiŞ sv
Pârsadah'ın 'bûgün \ogun,..« «,
bakım ünitesinden çıkan-
larak mahkûmlar koğuşu-
na konulacağmı söyledi.
Halkevleri aydınlanmanın güvencesi
OZANYAYMAN
İZMİR - Emperyalızme karşı kazanılan Kurtu-
luş Savaşı'nın ardından Anadolu'da başlatılan Ay-
dınlanraa DevTİmleri'nm en sağlam ayaklarından
bırisı oiarak kabul edilen halkevlerinin kuruluşu-
nun 67. yılında, bu kurumlann çağdaşlığa gıden
yolda büyük ışlev ler taşıdığı belırtildi.
Herdevrim, kendı iç dinamıklenni korumak ve
geliştırmek için farklı yöntemler uyguladığı gibi
Aydınlanma Devnmlen de Anadolu'nun sahip ol-
duğu kazanımlan korumak ve daha da ileriye ta-
şımak için adımlar attı. Bu adımlann birisinin Köy
Enstitüleri bir diğerinin de halkevlen olduğu bili-
niyor. 19 Şubat 1932'de kurulan halkevlennin ide-
alı. cumhuriyetın altı okunda belirtilen cumhuri-
yetçilık, halkçılık, ulusçuluk, laiklik. devnmcilik
ve devletçılik ılkelennı benimseyen bir gençlik
yaratmaktı. Dil, edebıyat, tarih, güzel sanatlar,
folklor araşörmalan vespor üzerine kurslar düzen-
lenen, kütüphanesiyle geniş bır kitleye ulaşan, ki-
taplar ve dergiler yayımlayan halkevleri, gerçek-
leştirilen devnmlenn uygulama alanlanydı.
Halkevlennin açılmadığı küçük yerleşim birim-
lerinde de halkodalan bu ışlevi üstlendi. 1950 yı-
lına gelindiğinde ülke çapında478 halkevi ve4bin
332 halkodası idealleri doğrultusunda faaliyetle-
rinı sürdürüyordu. Çok partili sisteme geçilmesi-
nin ardından, iktidara gelen Demokrat Parti bu
eğitim kurumlannı Cumhuriyet Halk Partisi'nın
yan örgütü olduğu gerekçesiyle 1951 yılında ka-
patn. Ortaya çıkan kültürel boşluk karşısında 1961
yılında UNESCO'nun önerisiyle milli kültürder-
nekleri kuruldu. Budemeğin adı 1963 yılında hal-
kevleri derneği oiarak değıştinldi. Ancak bu olu-
şum da 12 Eylül 1980'deki askeri darbesonucuka-
patıldı ve yöneticileri tutuklandı. Halkevleri Der-
neği 1987 yılında tekrar faalıyete geçti.
Ulus devlet modelini oluşturmak ve çağdaşlı-
gın önünü açmak için başlatılan halkevleri hare-
ketinin, Köy Enstıtülerinin kentlerdeki ışlevini ta-
şıdığını belinen halkevlerinin eski genel sekrete-
ri FerhatAslantaş halkevlerinin, "Ordabirköyvar
uzakta, gitmesek de görmesek de o köy bizim kö-
yümüzdûr" söylemini degiştirdiğini söyledi. Hal-
kevlerinin Anadolu'nun tüm kültürel değerlerinı
sahiplenip bu değerlerin yerinde yaşamasına yol
gösterici olduğunu belirten Aslantaş sözlerini şöy-
le sürdûrdü:
"Aydınlanmanın gerektirdiği sanat, edebivat
güzel sanadann her dah, folklorik içerik taşıyan
tüm anlaamlar halknkrinin çaûsı altında birleş-
tirüdi. tnsanlann büyük bir kısmı Idtapia ilk kez
buralarda buiustu. Tophımun enerjisi aktif hale
getirildL Gençcumhuriyetin bire\ leri a>dınlanma-
nın motifkrini buralarda işledüer. Üretenlerin na-
sıl örgütleneceğini öğreten gerçek birer de\ rimci
yerler oiarak şekfllenen halkevleri, acak birer yu-
vaoMu."
Aslantaş, halkevlerinı Türkiye Cumhuriyeti'run
laboratuvanna benzeterek "Çağdaş bir tnplumun
nasıl olması gerektiği bu mekânlann sahipleri ta-
rafindan,karşrtgöriişlülereöğmikli" dedı. Ferhat
Aslantaş, halkevlerine, Türkiye Solu'nun bir ara-
ya getirileceği örgütlenme modeliyle tekrar ivme
kazandınlması gerektiğını de sözlerine ekledi.
HAFE {AKI!
AHMET TANER KIŞLALI
'Maskeler Düşsün!'
Hürriyet gazetesi, Avrupa baskısında, benim
"Kral Artık Çıplak!" yazımı yayımlamış. Yanına da
"MaskelerDüşsün!"başlığıyla kendi yorumunuek-
lemiş.
Yoaımun altında imzası bulunan Sayın Ahmet
Pertev'in de O. Pamuk'un hiçbir romanını sonuna
kadar okuyup bitiremediği anlaşılıyor. Hürriyet'in
yorumunun son tümceleri şöyle:
"Bazı çevreterin nedense ön plana çıkarmak için
çaba gösterdikleri Orhan Pamuk, kitaplannın ora-
sına burasına Atatürk'ü ve Kurtultış Savaşı'nı aşa-
ğılayan cümleler sıkıştıran, sinsice Atatürk düş-
manlığı yapan bir kişi. Böyle bır zavallının, olağa-
nüstü neklam kampanyalanyla şişirilerekgerçek yü-
zünün Türk okuhanndan saklanmasını ben de ah-
laksızlık oiarak nitelendiriyonım. Kışlalı'nın dediği
gibi, maskelerin artık düşmesi gerek."
• • •
Konu, benim başlangıçta düşündüğümün çok
ötesinde bir boyuta ulaştı. Çok anlamlı mektuplar
geliyor. Onlara köşemde yer verememekten dola-
yı, gerçekten de iizgünüm.
Ama içlerinde iki tanesi var kı tıpkı Tahsin Yü-
cel'inkı gibi, altlanndaki imzalar onlan okurlanmla
paylaşmamı kaçınılmaz kılıyor. Yazın ve eleştiri dün-
yamızın saygın ısmi, dilbilimci Emin Özdemir'in
mektubunu bugün köşeme alıyorum. Ünlü yazar
Mahmut Makal'ınkini ise cuma günü okurianma
sunacağım.
* • •
"Sevgili A. Taner Kışlalı,
O. Pamuk üzerine yazdıklannı okudum. Bunlann
okuriararasında uyandırdtğı ilgıye veyankıya hiç şa-
şırmadım. Bu kısa değinılenn iki önemli yaran ol-
du. Birincisi türiü etkilenmelerle O. Pamuk'un ro-
manlannı alan, bunlan okuyup anlamada zorlandı-
ğı için biryana bırakan birçok kişiyi, kendilerine ya
da okuhuk donanımlanna yönelik kuşkulanndan
kurtardın. 'Eh, A. Taner Kışlalı gibi yazar da O. Pa-
muk'u okumada zorlandıysa biz haydi haydi..' di-
ye düşündürüp rahatlattın. Ikincisi de, kimi kav-
ramlann kabuklannı kırma, bunlar üzeripde düşün-
me gereklıliğini ortaya koydun.
Çok söylenmiştir ya, bir de ben söyleyeyim: Bi-
zim baş eksığimiz eleştirel düşünuşten yoksunluk-
tur. Kendi aklımızı, beğenimizi kullanamayız. Bu
yüzden deyanılgılara, yanılsamalara düşeriz sıksık.
O. Pamuk konusunda da böyle oldu bu. Birçoğu-
muz, boyalı ve görsel basının 'yağlama-yıkama'
yöntemleriyle ülkede estirdiği O. Pamuk fırtınası-
mn etkisine kaptırdık kendimizi. Görkemli tanıtı
kampanyalanntn hava raporu verircesine her gün
yineledikleriyüksek rakamlı satış rapohannın çağ-
nsına uyduk.
Varsayalım ki, kitaplann satışıyla ilgili söylenen-
lerin tümü doğrudur. lyide neyikanıtlarbu? Yazın-
salyaratının değeri satışla ölçülemez ki.. Yazın ta-
rihi kitapçı sergenlerinde yıllarca okurunu bekle-
miş soyyapıtlann öyküsüyle doludur. Bu biryana,
çok satış kimi durumlarda yazınsallıktan uzaklığın
bir ölçütüdür. Asıl sorun, senin de belirttığin gibi bu
değil elbette. Sorun, O. Pamuk'un romanlannı alan-
lann çoğunun bunlan sonuna değin okuyamayış-
lan, okumm*Qhminm&derek bir tür işkenceye dö-
nüşüşü. ' «*
Peki, neden böyle oluyorbu? Sorunun bir değil,
birçok nedeni var. Başta O. Pamuk'un Türkçesi.
Türkçenin sözvaıiığmı yetennce tanımadığı gibi,
söz değerlerinı de elyordamıyla kullanıyor. Sözdi-
zinini kanatan, şiirselliğini kurutan, savruk, kekeme
birsöylemi var. Bu söylem, sözde postmodem di-
ye nitelendirilen bir kurguyla birleşince, okuyanı
bunaltan bir roman evreni çıkıyor ortaya. Bırbirin-
den kopuk, yan karanlık alanlarda dönüp duruyor
okur. Bunu da bilerek yaptığını söylüyor bu üstün
yetenekli romancımız: "... konuyu muğlak bırak-
maktan, okurlara nerdeyse olağanüstü acı verme,
işkence etme zevki' aldığını söylüyor. Dahası, ken-
di sözcükleriyle söyleyeyim, romanlanna 'itçe, şey-
tanca bir aynntı koyup muzırlıklar yapmaya' yöne-
liyor. Bu yönelim, O. Pamuk'u salt tartışmalı yazar
değil, takıntılı yazar konumuna sokuyor. Yazdıkla-
nnı da ister istemez bir sürû 'hurda aynntı'yla şişir-
tiyor.
O. Pamuk uzmanı bir yazınbilimcimiz şöyle de-
mişti: 'Karizmatik kimliği, medyatik yaklaşımlanyla
Türk romanında fenomendir O. Pamuk. Modernist
ve postmodernist egilimleri bırbirine harmanlayan..'
Değişik yöntemleri harmanlamak, bunlan birdenli-
ğe dönüştürmek güç bir iştir. Kişilerin dengeleri iyi
kurmasını gerektirir. Yoksa harmanlayayım derken
sapla samanı kanştınverir, bundan da ötesi sap yi-
yip saman çıkanr...
Sevgiler, esenlikler."
• Peşin fiyatına 1 +4 talcsit
•11 aya varan vadeler
Ozel indirim
Eve teslim
25 Şubat son gün
Acele edin
BESTE Tek Kışılık Sandıklı Baza,
Bella Yatak
Bu Uomponya, T.C. Senoyi lakanlrğı'mn 2S.05.1994 tarih ve 21940 soyılı fefaliğ hükümterine uygun olorok yopılmo>t««fır. Paşın ödvmelerde
% 7 indirim ge<»Hidir 01.12.1991 torihınde boıloyan kampanyo, 2S.02.I999tarihindesona erecek olvp, üretim ve stok imkonkjnylo
ııfiırl'dır Ürtfıfi lirmo öntctkn belirtmeksiıin, ürünlrrde değisiklifc yopmo hokkına iohiptir. lu ilondo karsılosılabilecek tipografik hotolar
6on lellona lorumlu hJfulomoJ t*\\ono BOYTAS A.S. oin testilli morkosıdır
0 800 361 8986
com tr BELLONÂ