15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ŞUBAT 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özdemir Sabancı cinayetinin sanığı Mustafa Duyar'ın öldürülmesiyle ilgili soruşturma sürüyor ^Gnayetler Sıısıırlıık'ıın uzantısı'AISKARA/ AFYON (Cumhuriyet) - CHP tçel Milletvekili Fikri Sağar, Sabancı cinayetı sanığı Mustafa Du- yar'ın öldürülmesınin Susurluk Çete- sı tarafindan gerçekleştinldiğini savu- narak "Bu olay açıkça gösteriyor ki Sa- bancı ciıayeti Susurluk Çetesi'nin işi- dir" dedı. ANAP'lı E>üp Aşık, Du- yar'ın cinayete ilişkin her şeyi anlat- madığını, son dönemlerde de öldürül- me korkusu taşıdığını söyledi. Afyon Valisi AhmetÖzyurt,KaragümrükÇe- tesi 'yle dığer tutukJu ve hükümlülerin aynı cezaevine konulmalannm büyûk hata olduğunu söyledi. Afyon Kapalı Cezaevi'nde "Kara- gümrükÇetesi'' elemanlannca Saban- cı cinayeti sanığı Mustafa Duyar'ın öl- dürülmesı ve "örtülü ödenek" dava- sından hiikümJü Selçuk Parsadan'ın yaralanmasıyla başlayan soruşturma sürüyor. CHP Içel Milletvekili Fikri Saglar, Mustafa Duyar'ın öldürülmesinde yanıtsız kalan sorular V Mustafa Duyar'ınöMöröhnesi, Selçuk Parsadan'ın yaka- lanmasuıda kuflanılan silah cezaevine künlerin yardumyla so- kukta? t* Cinayeti işleyen 8 kişi talimatı "Karagömrük ÇetesT li- deri Nuri Ergin' den aldıklannı söylöyOTİar. Ergin, bu emri, ki- min ısteğıyle nasıl verdi? *^ Afyon CezaeviMüdörûHalil Uygun'un EdirneKapab Ce- zaevi Müdürü okhığn döoemde cezaevinde bulunraası gereken ikf hükümlü. şarkrcı Muazzez Ersoy'a konseri sırasmda siiahh satdın düzenkdiJer. Cezaevinin tkind Mudürü Mehmet Akın- cı ise Deveti Cezaevi'nden riitbe indirimiyfe Afyon'a tayin edii- dL Bu atamaJar tesadûf mö? ı^ Sabancı cinayetinin diğer sanıklan Fehriye Erdai ve b- rnaSAkköJ'un ızlendiği biliniyor. Bu saidırganiar yasıyorlarise olayın üzennden uzun süre geçmesine karşın halen niye yaka- lanamadılar? v* Karagümrök Çetea'nia üyeterimn Afyon'a nakfl istekle- rinedenkabuiedikti? i* Duyar, Afyon'a gönderildikten sonra kendisine komplo kurulduğunu "susturulacağuıı" söylüyordu. Duyar, Sabancı cinayetiyle ilgili neleri gizledi? Duyar'ın bu sözleri üzerine ne- den önlem alınmadı? Duyar'ın öldürülmesinin Sabancı ci- nayetinin Susurluk Çetesi tarafindan işlendiğini ortaya çıkardığını belirte- rek "Bu, bir Susurluk susturma ope- rasyonudur. Taşeron bir örgiit tutul- mustur. Sabancı'nın katilleri bu çetede aranmahdır" dıye konuştu. ANAP'lı Eyüp Aşık da, Duyar'ın her şeyi anlatmadığı için tedirgın oldu- ğunu öldürülme korkusu yaşadığını ve kendilerinden yardım istediğini söyle- di. Aşık, bu konuda bildiklerini cum- huriyet savcısına anlattığını belirtti. Işçi Partisi (İP) Genel Sekreteri Mehmet Bedri GüJtekin, Duyar'ın Sa- bancı'nın katıli olmadığını iddia ede- rek cınayetin partileri tarafindan önce- den öğrenildiğini ve halkın uyanldığı- nı savundu. Gültekin "CIA suikastlar dizisine en çûriik noktadan başladı. Sa- bancı suikasö, CIA ile Susurluk Özel Danıştay yurutmeyi durdurdu Kuran kurskmnda yaşsuunmkaldmuı genelgedımlımddu İZMİR (Cumhuriytf Ege Bürosu) - Kuran kurslanna katılmada "yas sının aran- mayacağT hükmünü getiren yönetmelik maddesi ile aynı doğrultudaki genelgenin, Danıştay'ın karanyla yûrüt- mesi durduruldu. EÇEV Başkanı a\ııkat Ba- ki Okan, 8 Yıllık Zorunlu Egitim Yasası'nm yayımlan- masından iki gün sonra hü- kümetçe Kuran Kurslan Yö- netmeliği'nde yapılan deği- şiklikle ilköğretimin 5. sını- fını bitiren çocuklann hafta sonlan ve yaz aylannda Di- yanet Işleri Başkanlığfnca açılan Kuran kurslanna katı- labileceği kuralı getirildiği- ni anımsattı. Yönetmelikte yapıfan bu değişikliğin ama- ,«UWVftokrafiikbir sekılde 8 YıUık Zorunlu Eğıtım Yasa- sinı daha başlangıçta uygu- lanamaz kılmak olduğunu vurgulayan Okan, bu amacm Danıştay'ın, yönetmeliğm 8. maddesiyle ilgili 27.1.1998 günlü yürütmeyi durdurma karan ile engellendiğıni bil- dirdi. Ancak 29.5.1998 gü- nü Diyanet Işleri Başkanlı- ğı'nca bu kez Kuran Kursla- n Yönetmeliğı'nin 9. mad- ; desine dayanılarak yayımla- ; nan bir genelge ile "önceld yıflarda olduğu gibi bu yıl da Kuran Kurslan Yönetmefi- ği'nin 9. maddesi gereğince yaşsınınaranmaksızuı cami- ierde Kuranöğretimi hizmet- lerine devam edileceği" uy- gulaması getinldığını kayde- den Okan, hem 9. maddenin hem degenelgenin iptali için Danıştay'da dava açtıklannı söyledi. EÇEV tarafindan Başbakanlık ve Diyanet Iş- leri Başkanlığı aleyhine açı- lan davada Danıştay 8. Da- iresi'nce istek ve gerekçele- rinin yerinde görüldüğünü kaydeden Okan, 9. madde ve genelgenin yürütmesinin durdurulmasına karar venl- diğini bildirdi. Okan, sözle- rini şöyle sürdûrdü. "Hukuk devleti olmanın doğal bir sonucu oian bu \ar- gf karan; laiklik ilkesi doğ- rultusundaözelyasasında be- lirtilen görevleri jerine getir- mesi gereken \-e anayasal bir kurum oian Diyanet Işleri BaşkanlığVnın anayasayı, Zorunlu Eğram Yasası'nı. EğitimdeBirlikYasasrnı>«k sa>an turumunun duzeitflme- si ve göre\lerinin haarlaoJ- ması anlamını taşımaktadır. Cunıhuriyetimizin 75. yıhn- da ortaya konulan, çağdışı uygulamalan geri getirme>i ve irtka ile mücadele edenle- ri laşkırtmayi ya da> ıkürma- yı amaçlavan bu ve benzeri gnişimkre asla izinvermeve- ceğünizi, Türknc'nin a>dın- hk yannlannın güvencesi oian çocuklannuza kurulan bu tuzağı goren, 8 yıBık zo- runlu eğitimden >ana. çağ- daş,demokratikvelaik Cum- hurhetc bağiı bir srvil toplum kuruluşu oiarak kamuoyuna saygıyla duvnnıyonız." Danıştay 8. Daıresi'nin yürütmeyi durdurma kara- nnda şöyle denildi: "YönetmeUğin 9/2. mad- desinde yer alan 'yaş sının aranmaz' hükmfi ve buna da- yab genelge. 8 \ıllık temel efi- timi tamamlama>an öğrenci- lerin de bu kurslara kaülabi- leceği anlamını taşıdığından açıkça hukuka aykındır. Açtkİanan nedenlerle,açıkça hukuka aykın oian ve uygu- lanması halinde teiafîsi güç ve giderilmesi imkânsız za- rariar doğuracağı anlaşılan yönetmefiğin 9/2 maddesin- de belirtilen 'yaş sının aran- maz' hükmününvebunada- yab genelgenin yürütülmesi- nin durdurulmasına 2.12.1998 günü karar vçril- di" 68'üter Bîrtiği Vakfi "Kanfa Pazar"u 30'uncu yddSnümü nedeniyle Taksim Meydanı'na karanfîl bırakb. ÖDP'li, Kadıköy Belediye başkan adayı Bozkurt Nuhoğlu'nun da aralannda bulundugu 68 kusağuun tenısilcileri tsüklal Caddcsinin Taksim girisinde saat 13.00 sıralannda tuplandılar. Vakıf Başkanı Haş- met Atahan burada yapöğı açıklamada "Kanlı Pazar" pnrvokasyonunun ABD emperyaiizmin gizli senisler aracıh- ğıyla gerici örgutk-nmeleri kullanarak Türkiyc'nin geleceğini karartma ve çatısma süredni baslartıgı an olduğunu söy- ledi. 16 Şubat 1969 günü "Empervaüzme karşı isçi yürüyüşü" düzenlendiğini anlatan Atahan, gerici basının "dhat" çağnlanna başladıgını anunsattı. Taksim Meydanı'nda toplaoan gerici güçlerin ^çi ve öğrentilere salcUonasıyla ^M- şinin öidüğünün ve yüzterce kişinin >aralandıgının ataı çizenAtahan şâyk devam etti: tf Be\1ti^0 |#önWyapnMPpro- vokasyonu açıklamah, kıtiUeri buhnalı ve saidınlar nedenivle özür diiemelidir. Gpçraiste işlenen cinavetkr a\dınlabi~ madıkça. devlet içindeÜçetekr tasfiye edihnedikçe ülkemiz aydınhga ka>-usamaz." 68'üier olaylarda olen Turgut Ay- taç ve Duran Erdoğan'ın posterierinin üzerine karanfBler bıraknktan sonra otnra dağıldı. ( fİATtCE TUNCER) Orgütü tarafindan işlenmistir" dedı. Afyon Valisi Özyurt, cezaevindeki aramalann sürdüriileceğini belirterek olay sırasında kalçasmdan şişle yara- lanan adli mahkûmlardan Ercan An- ca'nm da tedavisinin yapılarak yeni- den cezaevine konulduğunu bildirdi. Vali Ahmet Özyurt, olayj çıkaran Sami Tokur, Emin Alakuş, Ömer Tu- kut,Serkan Erdemli, Murat Ersoy, Ab- baş Ozcan, Yasin Al ve Ahmet Yargü- der'ın Ceza ve Tutukevleri Genel Mü- dürlüğü'nün ıstemi üzerine önceki gün nöbetçi mahkemede yargılanmalanmn ardından Samsun, Trabzon ve Amas- ya'daki cezaevlerine dağıtıldıklannı bildirdi. Karagümrük Çetesi elemanlannın Parsadan ve Duyar ile aynı cezaevine konulmasının hata olduğunu kaydeden Özyurt "Bu kişilerin kim olduğu büi- niyor. Hepsinin aynı cezaevine gönde- rilmesi bence en büyük yanhştt" dedi. Özyurt, çıkan olaylarda yanıtı aranan en önemli sorunun "Silahın cezaevi- ne nasıl ve kimlerin yanb- mı> la sokulduğu" olduğu- na dıkkat çekerek "Cum- huriyet Bassavcılığı soruş- turmayı sürdürüyor. Ada- let Bakanlığı'ndan geien 2 müfettiş de idari soruştur- mayı sürdürih or. Cezaevi- ne silahın girmesinde, bu kişilere yardım ve yatakhk yapmada birilerinin rol oynadığı kesin" dıye ko- nuştu. Soruşturma nedeniyle açığa alınan görevli bu- lunmadığı belirtilirken Duyar'ın otopsisi sonucu vücudundan 5 meımi çe- kirdeği çıkanldığı öğrenil- di. Mustafa Duyar'ın eşi Sema Polat Duyar'ın baş- ka bir cezaevine nakli yö- nünde bir isteminin olma- dığı, buna Ceza ve Tutu- kevleri Genel Müdürlü- ğü'nün karar verceği be- lirtildi. Ağır yaralanan Selçuk Parsadan'ın sağlık duru- munun ise iyiye gittiği bil- dirildi. Ankara Numune Hastanesi Bashçkim Yar- tiŞ sv Pârsadah'ın 'bûgün \ogun,..« «, bakım ünitesinden çıkan- larak mahkûmlar koğuşu- na konulacağmı söyledi. Halkevleri aydınlanmanın güvencesi OZANYAYMAN İZMİR - Emperyalızme karşı kazanılan Kurtu- luş Savaşı'nın ardından Anadolu'da başlatılan Ay- dınlanraa DevTİmleri'nm en sağlam ayaklarından bırisı oiarak kabul edilen halkevlerinin kuruluşu- nun 67. yılında, bu kurumlann çağdaşlığa gıden yolda büyük ışlev ler taşıdığı belırtildi. Herdevrim, kendı iç dinamıklenni korumak ve geliştırmek için farklı yöntemler uyguladığı gibi Aydınlanma Devnmlen de Anadolu'nun sahip ol- duğu kazanımlan korumak ve daha da ileriye ta- şımak için adımlar attı. Bu adımlann birisinin Köy Enstitüleri bir diğerinin de halkevlen olduğu bili- niyor. 19 Şubat 1932'de kurulan halkevlennin ide- alı. cumhuriyetın altı okunda belirtilen cumhuri- yetçilık, halkçılık, ulusçuluk, laiklik. devnmcilik ve devletçılik ılkelennı benimseyen bir gençlik yaratmaktı. Dil, edebıyat, tarih, güzel sanatlar, folklor araşörmalan vespor üzerine kurslar düzen- lenen, kütüphanesiyle geniş bır kitleye ulaşan, ki- taplar ve dergiler yayımlayan halkevleri, gerçek- leştirilen devnmlenn uygulama alanlanydı. Halkevlennin açılmadığı küçük yerleşim birim- lerinde de halkodalan bu ışlevi üstlendi. 1950 yı- lına gelindiğinde ülke çapında478 halkevi ve4bin 332 halkodası idealleri doğrultusunda faaliyetle- rinı sürdürüyordu. Çok partili sisteme geçilmesi- nin ardından, iktidara gelen Demokrat Parti bu eğitim kurumlannı Cumhuriyet Halk Partisi'nın yan örgütü olduğu gerekçesiyle 1951 yılında ka- patn. Ortaya çıkan kültürel boşluk karşısında 1961 yılında UNESCO'nun önerisiyle milli kültürder- nekleri kuruldu. Budemeğin adı 1963 yılında hal- kevleri derneği oiarak değıştinldi. Ancak bu olu- şum da 12 Eylül 1980'deki askeri darbesonucuka- patıldı ve yöneticileri tutuklandı. Halkevleri Der- neği 1987 yılında tekrar faalıyete geçti. Ulus devlet modelini oluşturmak ve çağdaşlı- gın önünü açmak için başlatılan halkevleri hare- ketinin, Köy Enstıtülerinin kentlerdeki ışlevini ta- şıdığını belinen halkevlerinin eski genel sekrete- ri FerhatAslantaş halkevlerinin, "Ordabirköyvar uzakta, gitmesek de görmesek de o köy bizim kö- yümüzdûr" söylemini degiştirdiğini söyledi. Hal- kevlerinin Anadolu'nun tüm kültürel değerlerinı sahiplenip bu değerlerin yerinde yaşamasına yol gösterici olduğunu belirten Aslantaş sözlerini şöy- le sürdûrdü: "Aydınlanmanın gerektirdiği sanat, edebivat güzel sanadann her dah, folklorik içerik taşıyan tüm anlaamlar halknkrinin çaûsı altında birleş- tirüdi. tnsanlann büyük bir kısmı Idtapia ilk kez buralarda buiustu. Tophımun enerjisi aktif hale getirildL Gençcumhuriyetin bire\ leri a>dınlanma- nın motifkrini buralarda işledüer. Üretenlerin na- sıl örgütleneceğini öğreten gerçek birer de\ rimci yerler oiarak şekfllenen halkevleri, acak birer yu- vaoMu." Aslantaş, halkevlerinı Türkiye Cumhuriyeti'run laboratuvanna benzeterek "Çağdaş bir tnplumun nasıl olması gerektiği bu mekânlann sahipleri ta- rafindan,karşrtgöriişlülereöğmikli" dedı. Ferhat Aslantaş, halkevlerine, Türkiye Solu'nun bir ara- ya getirileceği örgütlenme modeliyle tekrar ivme kazandınlması gerektiğını de sözlerine ekledi. HAFE {AKI! AHMET TANER KIŞLALI 'Maskeler Düşsün!' Hürriyet gazetesi, Avrupa baskısında, benim "Kral Artık Çıplak!" yazımı yayımlamış. Yanına da "MaskelerDüşsün!"başlığıyla kendi yorumunuek- lemiş. Yoaımun altında imzası bulunan Sayın Ahmet Pertev'in de O. Pamuk'un hiçbir romanını sonuna kadar okuyup bitiremediği anlaşılıyor. Hürriyet'in yorumunun son tümceleri şöyle: "Bazı çevreterin nedense ön plana çıkarmak için çaba gösterdikleri Orhan Pamuk, kitaplannın ora- sına burasına Atatürk'ü ve Kurtultış Savaşı'nı aşa- ğılayan cümleler sıkıştıran, sinsice Atatürk düş- manlığı yapan bir kişi. Böyle bır zavallının, olağa- nüstü neklam kampanyalanyla şişirilerekgerçek yü- zünün Türk okuhanndan saklanmasını ben de ah- laksızlık oiarak nitelendiriyonım. Kışlalı'nın dediği gibi, maskelerin artık düşmesi gerek." • • • Konu, benim başlangıçta düşündüğümün çok ötesinde bir boyuta ulaştı. Çok anlamlı mektuplar geliyor. Onlara köşemde yer verememekten dola- yı, gerçekten de iizgünüm. Ama içlerinde iki tanesi var kı tıpkı Tahsin Yü- cel'inkı gibi, altlanndaki imzalar onlan okurlanmla paylaşmamı kaçınılmaz kılıyor. Yazın ve eleştiri dün- yamızın saygın ısmi, dilbilimci Emin Özdemir'in mektubunu bugün köşeme alıyorum. Ünlü yazar Mahmut Makal'ınkini ise cuma günü okurianma sunacağım. * • • "Sevgili A. Taner Kışlalı, O. Pamuk üzerine yazdıklannı okudum. Bunlann okuriararasında uyandırdtğı ilgıye veyankıya hiç şa- şırmadım. Bu kısa değinılenn iki önemli yaran ol- du. Birincisi türiü etkilenmelerle O. Pamuk'un ro- manlannı alan, bunlan okuyup anlamada zorlandı- ğı için biryana bırakan birçok kişiyi, kendilerine ya da okuhuk donanımlanna yönelik kuşkulanndan kurtardın. 'Eh, A. Taner Kışlalı gibi yazar da O. Pa- muk'u okumada zorlandıysa biz haydi haydi..' di- ye düşündürüp rahatlattın. Ikincisi de, kimi kav- ramlann kabuklannı kırma, bunlar üzeripde düşün- me gereklıliğini ortaya koydun. Çok söylenmiştir ya, bir de ben söyleyeyim: Bi- zim baş eksığimiz eleştirel düşünuşten yoksunluk- tur. Kendi aklımızı, beğenimizi kullanamayız. Bu yüzden deyanılgılara, yanılsamalara düşeriz sıksık. O. Pamuk konusunda da böyle oldu bu. Birçoğu- muz, boyalı ve görsel basının 'yağlama-yıkama' yöntemleriyle ülkede estirdiği O. Pamuk fırtınası- mn etkisine kaptırdık kendimizi. Görkemli tanıtı kampanyalanntn hava raporu verircesine her gün yineledikleriyüksek rakamlı satış rapohannın çağ- nsına uyduk. Varsayalım ki, kitaplann satışıyla ilgili söylenen- lerin tümü doğrudur. lyide neyikanıtlarbu? Yazın- salyaratının değeri satışla ölçülemez ki.. Yazın ta- rihi kitapçı sergenlerinde yıllarca okurunu bekle- miş soyyapıtlann öyküsüyle doludur. Bu biryana, çok satış kimi durumlarda yazınsallıktan uzaklığın bir ölçütüdür. Asıl sorun, senin de belirttığin gibi bu değil elbette. Sorun, O. Pamuk'un romanlannı alan- lann çoğunun bunlan sonuna değin okuyamayış- lan, okumm*Qhminm&derek bir tür işkenceye dö- nüşüşü. ' «* Peki, neden böyle oluyorbu? Sorunun bir değil, birçok nedeni var. Başta O. Pamuk'un Türkçesi. Türkçenin sözvaıiığmı yetennce tanımadığı gibi, söz değerlerinı de elyordamıyla kullanıyor. Sözdi- zinini kanatan, şiirselliğini kurutan, savruk, kekeme birsöylemi var. Bu söylem, sözde postmodem di- ye nitelendirilen bir kurguyla birleşince, okuyanı bunaltan bir roman evreni çıkıyor ortaya. Bırbirin- den kopuk, yan karanlık alanlarda dönüp duruyor okur. Bunu da bilerek yaptığını söylüyor bu üstün yetenekli romancımız: "... konuyu muğlak bırak- maktan, okurlara nerdeyse olağanüstü acı verme, işkence etme zevki' aldığını söylüyor. Dahası, ken- di sözcükleriyle söyleyeyim, romanlanna 'itçe, şey- tanca bir aynntı koyup muzırlıklar yapmaya' yöne- liyor. Bu yönelim, O. Pamuk'u salt tartışmalı yazar değil, takıntılı yazar konumuna sokuyor. Yazdıkla- nnı da ister istemez bir sürû 'hurda aynntı'yla şişir- tiyor. O. Pamuk uzmanı bir yazınbilimcimiz şöyle de- mişti: 'Karizmatik kimliği, medyatik yaklaşımlanyla Türk romanında fenomendir O. Pamuk. Modernist ve postmodernist egilimleri bırbirine harmanlayan..' Değişik yöntemleri harmanlamak, bunlan birdenli- ğe dönüştürmek güç bir iştir. Kişilerin dengeleri iyi kurmasını gerektirir. Yoksa harmanlayayım derken sapla samanı kanştınverir, bundan da ötesi sap yi- yip saman çıkanr... Sevgiler, esenlikler." • Peşin fiyatına 1 +4 talcsit •11 aya varan vadeler Ozel indirim Eve teslim 25 Şubat son gün Acele edin BESTE Tek Kışılık Sandıklı Baza, Bella Yatak Bu Uomponya, T.C. Senoyi lakanlrğı'mn 2S.05.1994 tarih ve 21940 soyılı fefaliğ hükümterine uygun olorok yopılmo>t««fır. Paşın ödvmelerde % 7 indirim ge<»Hidir 01.12.1991 torihınde boıloyan kampanyo, 2S.02.I999tarihindesona erecek olvp, üretim ve stok imkonkjnylo ııfiırl'dır Ürtfıfi lirmo öntctkn belirtmeksiıin, ürünlrrde değisiklifc yopmo hokkına iohiptir. lu ilondo karsılosılabilecek tipografik hotolar 6on lellona lorumlu hJfulomoJ t*\\ono BOYTAS A.S. oin testilli morkosıdır 0 800 361 8986 com tr BELLONÂ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle