15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ŞUBAT1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 19 iyi vatandaş Sonunda bu da oldu... Atatürk'ün adını, halka yönelik uyarı panolarında da kullandılar. İstanbul'daki Şehir Matlan İşletmesi, yolcu vapurlarına astığı renkli posterlerde aynen şöyle diyor: "Elinizdekini yere atmayın... Yeriere tükürmeyin... Koltukları kesmeyin... Cep telefonunuzla bagıra bağıra konuşmayın... Sigara içmeyin... Çevrenizi temiz tutun ki 75 yıl önce yüce atamızın cumhuriyeti kurarken düşlediği iyi vatandaş olun." Kendi beceriksizliklerini Atatürk'ün adını kullanarak örtmeye çalışan kafalar yakında şöyle bir vecize üretirse hiç şaşmayın: "Ben vatandaşın, yeriere tükümneyenini, koltuklan kesmeyenini ve cep telefonu ile bağıra bağıra konuşmayanını severim." Hatta, Atatürk iyi bir tiryaki olduğu halde, "Ben vatandaşın sigara içmeyenini severim" bile diyebitirler! Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: [email protected] - Cezaevindeki infazdan sonra Afyon Valisi "devlet güçlüdür" demiş... "Içerive ceo telefonu ve silah sokacak aüc kimde var ki!" ksoy Yayıncılık'tan çıkan "Saltanat'tan Cum- huriyet'e Giden Yolda/ Kurtuluş Savaşı'nın Perde Arkası", Osman Özsoy'un 12 yıllık çalışmasının ürünü... Yerli ve yabancı çok sayıda kaynağın taranmasıyla oluşan ve her satırı belgelere dayanan 520 sayfalık kitaptan bir kesit: "Istanbul 16 Mart 1920 sabahı Itilaf Devletleri ta- rafından fiilen işgal edilmeye başlandı. Itilaf Devlet- leri sabah erken saatterde karaya asker çıkardılar ve saat 05.45 sularında doğruca Şehzadebaşı'nda bu- lunan 10. Kafkas Tümeni karargâhına yöneldiler. Kapıda bir nöbetçi vardı. Sayıları 60 kadar olan In- giliz askerieri nöbetçi askerin ikazına aldırmayarak içeri daldılar ve o sırada uyumakta olan 61 Türk as- kerinin üzerine ateş açtılar. Bu ateş sırasında beş ki- şi öldü. Saat 09.00'a geldiğinde denizden karaya çı- kan askerierin üç saat içinde sayısı dört bini bulmuş- tu." "Ingilizler Kuva-yı Milliye yanlısı tavıriarından do- Osmanlı'mn sonu layı kendilerine düşmanlık besledikleri insanları ön- celikle derdest edip tutukladıtar." "Istanbul'da sabahın erken saatlerinde bunlar olup biterken Hükümetin henüz olan bitenden ha- beri yoktu. Itilaf Devletleri adına Ingiltere, Fransa ve Italyayüksekkomiserlerinin müştereken imzaladık- ları ve Istanbul'un saat 10.00'den itibaren askeri iş- gal altına alınacağına dair nota saat 09.40'ta Ingiliz Yüksek Komiserliği baştercümanı Rayn tarafından Sadrazam Salih Paşa'ya ve Fransız Yüksek Komi- serliği siyasi müsteşan Ledoulx tarafından da saat 10.15'te Saray Başkatibi Ali Fuat Bey'e verildi... "Itilaf Devletlerinin fstanbul'un işgali sonrası Hükü- mete verdiklerı ilk direktif Kuva-yı Milliye hareketi ile ilgili oldu." . . •- - "Mustafa Kemal Paşa Istanbul'un işgal edildiği haberini 16 Mart sabahı öğrenir öğrenmez derhal Ka- zım Karabekir Paşa'ya bir telgraf çekti ve ve Ra- uf Bey'in tutuklanmasına mukabil olarak Anado- lu'da bulunan Ingiliz subayı Ravvlinson'un tutuklan- ması konusundaki emrini hatıriattı ve gereğinin ya- pılmasını istedi. Bunun üzerine Ravvlinson hemen ay- nı gün tutuklandı." "Mustafa Kemal Paşa Istanbul'un işgali üzerine aynı gün Türk milletine de bir beyanname yayınla- dı ve 'Bugün, Istanbul'u zorla işgal etmek suretiyle Osmanlı Devleti'nin 700 senelik hayat ve hâkimiye- tine son verildi. Yani bugün Türk milleti, medeni ka- biliyetinin, hayat ve istiklal hakkının ve bütün istik- balinin müdafaasına davet edildi' dedi." Hiçbir belgeye dayanmayan ve sonradan uydu- rulmuş 1299 tarihine sanlarak Osmanlı'nın 700. yı- lını kutlayanlann umarım, 16 Mart geldiğinde yüz- leri biraz kızarır! SESSİZ SEDASIZ (!) MRİKLRTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Istanbul eskiden kozmopolit bir kentti. şimdi kazmapolit bir maganda yerleşım bırimı oldu. PKK'nin lideri yakalandı ya sonra... Ayrılıkçı terör örgütü PKK'nin lideri Abdullah Öcalan, Kenya'da düzen- lenen bir operasyonla yakalanıp Tür- kiye'yegetirildi. Büyük olay.... Sonyıl- ların bu en büyük operasyonunda ABD gizli servislerinin önemli payı ot- duğu söyleniyor. Doğrudur... Türki- ye'nin de katkısı büyük... öcalan, Su- riye'den çıktıktan sonra bir yeriere sı- ğınmak için Rusya'dan esen rüzgâr- ları arkasına aldı ama son sözü söy- leyen Amerika oldu. 40 yılda bir Ame- rika'nın Türkiye'ye hayrı dokundu... Şimdi, Türkiye'nin terörle mücade- lesinde yeni bir dönem başlıyor. Büyük hesapların ve pazarlıkların yapıldığı Ortadoğu'da da den- geler bundan sonra çok daha farklı değişecek ve gelişecek. Türkiye'de kamuoyu "linç psikolo- jisi"ne sokulmadan öcalan yargılan- malı ve terörün gerçek yüzü dünyaya çok iyi anlatılmalı... Türkiye, "zafer psikolojisi''ne kapılmadan Amerika'nın Kuzey Irak'taki "Kürdistan" planın- dan gözünü ayırmamalı. Geçen yıl VVashington'da Barzani ve Talabani boşuna el sıkışmadı. Ve en önemlisi Türkiye, PKK'nin al- dığı bu en ağırdarbe karşısında ASA- LA'nın yeniden ortaya çıkartılmasına seyirci kalmamalı. PALAS PANDIRAS ûzel kanallardan fazla şikâyet etmemek gerekiyor; beterin btv'si var! Müfrt Bozacı AYDINLANMA ATEŞİ tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 'Yurttaşlar Yasası'nın 73. yıldönümü kutlanıyor Beşiktaş ÇYDD Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin 10. kuruluş yıldönü- mü etkinjikjçıj >ppf»mjoda. b.u- gün saat 21.30'da Ankara Sanat Ti- yatrosu tarafından sahnelenecek "Kayıplar" adlı oyun, Harbiye Kenter Tiyatrosu'nda yapılacak bir gala gecesi ile da\ etlilere gös- terilecek. Gecede, Prof. Dr. Tür- kân Saylan ve oyunun yönetme- nı Rutkay Aziz de kısa birer ko- nuşma yapacak. Tiyatro bitimin- de de oyunculann ve davetlilerin katılacağı birkokteyl düzenlene- cektir. 'tşlevsel Yetişkin Okur- Yazarlık Programı' Beşiktaş ÇYDD ve AÇEV iş- birliği ile yürüttüğümüz tşlevsel Yetişkin Okur-Yazarlık Programı (1YOP) çerçevesinde Beşiktaş Şu- besi gönüllüögretmenlerinden üç tanesinin okur-yazar formasyo- nu kazandırdtğı 35 hanıma serti- fikalan dün düzenlenen bir tö- renle verildi. Beşiktaş Halk fiğitim Mûdiı. > lüğü'nün katkılarıyla dün saat 11,00'de yapılan tören POPSAV Beşiktaş Evlendirme Dairesi'nde yapıldı. Doğa Yttrüyûşleri 21 Şubafta Istıranca Dağla- n'na doğa yürüyüşüne gidiyo- ruz.Parkur her yaş ve deneyim grubundaki okurlar için uygundur. Dönüşte Çatalca'nın Gökçeali Köyü'nde bulunan Nesin Vak- fı'nı da ziyaret ediyoruz. lmzalı kitap armağanımız sürüyor. Ge- zilerimizeöğrencilerdahaaz ka- tılım payı ödeyerek katılıyor. Ço- cuklu aileler çocuklan için bedel ödemiyorlar. Başvuru için tel: 0.216.3806677 -0.532.326 46 76. KÎM KtME DUM DLMA BEHÎÇ AK Oetnei OoöRf 6öö ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACl Y u r t t a s l a r Y a s a s ı İçel ADD Tanzimat döneminde Islam iç- tıhatlanna göre hazırlanan Mecel- le"nın yerine 17 Şubat 1926 günü kabul edilen "Yurttaşlar Yasası" (Medeni Kanun) dönemin en son yasası ve sosyal yapımıza en uy- gun, akılcı, eşıtlikçi ve demokra- tik yapıda bir yasadır. "Yurttaşlar Yasası" • Kadın-erkek eşitliğım dönemin en iteri düzeyınde gerçekleştiren bir yasadır. Kadınlann sosyal, eko- nomik yaşama girmesine yol aç- mıştrr. •Yasanın yürürlüğe ginnesiyle Lozan'da azınlık haklan korun- muş olan Ermeni, Rum ve Yahu- di tophılukları bu haklanndan vaz- geçtıklerini bildirmişlerdir. Böy- lece ulusal egernenliğin temelle- rinden olan Yargı Birlığı sağlana- tak sıyasal bağımsızlığın yanında hukuksal alanda da bağımsızlık geTçekleştirilmiştir. • Kuran ve hadislerden çıkartılan dinsel kurallan kapsayan şeriat hukukundan akılcı hukuk sistemi- negeçilmesi laiklik ilkesinın top- hnn düzenme yerleşmesinde önem- li işler görmüştür. Yurttaslar Ya- sası'nın 73. yıldönümü Içel Sanat Kulübü. Çağdaş Yaşamı Destek- leme Derneği Mersin Şubesi ile bir- likte 20 Şubat saat l4.00"te ADD Muammer Akso> Gençlik Mer- kezi'nde kutlanacaktır. Toplantı- ya konuşmacı olarak Av. Süley- man Sevim ve Yard. Doç. Dr. Fev- •û Demir katılacaktır. Müzik din- letisiyle toplantı sürecektir. Kadın Araştırmaları Derneği Turk Medeni Kanunu'nun 73. yıldönümünü bugün, "Şeriattan Laikliğe: Çağdaşlığa Açdan Ka- ^ " adı altında bir toplantı ile kut- hıyoruz. Kadın Araştırmalan Der- neği'nin Istanbul Kadın Kuruluş- lan Birliği'nin etkinlikleri çeîçe- vesinde düzenlediği ve dernek baş- kanı Gülsevil Erdem'in sunuş konuşması ile başlayacak bu top- * îantının açış konuşması eski Ada- letBakanı Hasan Denizkurdu ta- rafından yapılacaktır. Saat 14.30'da AKM'de başla- yacak toplantı üç bölümden olu- şuyor. 1. bölümde; araştırmacı-yazar Meriç Velidedeoğlu tarafından hazırlanan "Şeriattan Laikliğe" adlı saydam gösten yer alıyor. Ti- yatro sanatçısı Ffisun Kostak'ın sunacagı gösterinin saydam so- rumlusu tiyatro sanatçısı Özlem Özkaram. 2. bölümde; "Çağdaşlığa Açı- lan Kapı" konulu açık oturum. Oturum Başkanı: Türk Hukukçu Kadmlar Derneği Başkanı Av. Ay- deniz Alisbah Tuskan. Konuş- macılar: Prof. Dr. Lale Sirmen, Prof. Dr. Aysel Ekşi, Av. Nazan Moro^u ve Prof. Dr. Necla Arat. 3. bölümde: tÜ Devlet Konser- vatuvan Nefesli Sazlar Orkestra- sı'nın dınletisi yer alıyor. ÇYDD cenel Merkezi ÇYDD bugünden itibaren tüm yurtta bir yıl sürecek "Toplu Ni- kâh" kampanyası başlatıyor. ÇYDD. Medeni Kanun'un ka- bulünün 73. yıldönümü nedeniy- le bugün 14.00-17.00 saatleriara- sında Beşiktaş Evlendirme Daire- si'nde tüm şubelerin katılımı ile "Toplu Nikâh Kampanyası" baş- latıyor. ÇYDDnın hedeft Türki- ye'de "resmi nikâh"a sahip ol- mayan hiçbir ailenin kalmaması. Istanbul'un çeşıtli ilçelerinden ÇYDD şubelerinebaşvuran 36 çif- tin nikâhlan Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay tarafından. bugün kıyıîacak. ÇYDD, bugüne kadar Antalya'da 70 çiftin nikâhı- nm kıyılmastna destek oltnuş, tz- mir'de 32, Çeşme'de 5 çift ÇYDD'ye nikâh için başvurmuş- tur. ÇYDDGenel Merkezi'nin yap- tığı çeşitli araştırmalarda toplum- daki pek çok ailenin "resmi ni- kâh" a sahipofrnadtgı ortaya çıka- nldı. Aile içinde, özellikle kadm- lann haklannın devlet tarafından güvence altına al ınmasını sağlayan resmi nikâh, geleceknesillerin ne- sep ve miras açısından güvenliği- nı de beraberinde getirmektedir. HARBİ SEMtH POROY TARÎHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 17 Şubat AÛNANMENDERES'İN UÇAĞI DÛSTÛf. , 19S9'M BUGÜM,ZAMANIKJ SAÇBAkANı At>NAN M&J-u 'İ Pe İÇİAJDC BUIMMCHJĞU TTJK.K HAVA YO(_- MSGOUNTÇyAYKANT*) TfPi YOLCU UÇAGl B'Pe &ÜŞTTJ. L-ONDG/I'PA YAPtLM/\St i PLAHLANAU KtS&S GÖ&Ü$MeLEG.( İÇJM YOCA '• ÇIKAN TÜfZK HEYBTİhJİ TAŞtYAU UÇAfC, SİS NE- O£N(YLE GATWICK HAVAALAAI/NA İMMEK OU- fZUMUNDA KALMlŞrt. AMC/VC, ALÇAU&KEN, HAVAALAKIt yJKtN/NMKİ OPMAAJA PÜŞMÜŞ- TÜ. Y&SOB ZSO MBTTS£ SÛ/SÛ/tU-£AJ£fJ UÇAK PABÇALAUMIŞ, KAZAPA 14- KİŞİ ÖLMÛŞ 4O Auf/ ı>e /au/eruLMafru. MeMDe/zes, UÇAĞ//V KOPAN KLIYRUK MSMINDA On/0- OĞ İJPEK YAXA ALAAAPAN ÇftCA&IL- İ.Ü. EDEBtYAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞI SINIF ÖĞRETMENLİĞ1 SERTİFİKA PROGRAMINA AİT SEMtNER DUYURUSU: I.Ü. Edebiyat Fakültesi Döner Sermaye Saymanlığı tarafından 22.02-24.12.1999 tarihleri arasında sınıf öğret- menliği sertifika programı semineri açılacaktır. Sınıf öğretmenliği sertifika programı dersleri Milli Eğitim Bakanlığı'nın 01.07.1996 tarih ve 2456 sayılı Teb- liğler Dergisi'nde belirtilen fakülte ve bölümlere verilmesi için YÖK'ten gerekli uygun ahnmıştır. Kontenjan sınırlı olup, gerekli bilgiler aşağıda belirtilen telefonlardan edinilebilir. Tel: 520 75 40/1074-1075 522 5178.519 49 75,519 29 39 Basın: 5592 PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Seçimler Üzerine Gelişigüzel Notlar Geçen pazar günkü yazımızın çıkış noktası, si- yasal kişiliğin tanımlanmasında kişinin mülkiyet bağlannın olduğu kadar bu bağların, söz konu- su kişi tarafından kullanımının da belirleyici oldu- ğu görüşüydü. Siyasal davranışlarda "sıntfa iha- net" bir gerçeklilik olmasaydı, toplumlarda tüm işverenleroyiannı "liberal, muhafazakâr, faşist"par- tilere verirler, emekçi oylan da "komünist, sosya- list, sosyal demokrat" partilere giderdi. Ama bu- nun böyle olmadığını, insanların siyasal davranış- lanyla sınıfsal konumlan arasında çelişkilerin, ay- kınlıkların olduğunu görüyoruz. Toplumbilimi, in- san davranışlarında matematiksel kesinlikte mut- lakhklara yer vermiyor. Sınıf çelişkilerinin, toplumsal katmanlar arasın- daki sürtüşmelerin gerçekliğinde insanlar, yaşam deneyimlerini, gözlemlerini kimi zaman "gönül", kimi zaman "ak//", kimi zaman da ikisinin birden süzgecinden geçirerek davranışlanna yansıtıyor- lar. Benzer sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel ko- şullardayaşayan insanlann davranışlannı farklı al- gılanmalar, farklı yansımalar yönlendiriyor. Özel- likle, toplumsal sınıf ve katmanlann henüz olgun- laşıp yerleşmediği, kerıdi özgün kurumlarını ku- ramadığı, geleneklerini oluşturmadığı geçiş top- lumlarında, insanlann bilincini altyapıdan, nesnel koşullardan çok, üstyapılar ve öznel koşullar be- lirliyor. Bu tür toplumlarda "din", "medya" ve ge- çiş toplumlarına özgü "geçici kültürakımları" gi- bi olgular insan davranışlannı yönlendirmede da- ha belirleyici olabiliyor. Bu nedenlerie, salt bizim toplumumuzda değil, gelişmiş diğer toplumlarda da insanların "öznel" düşünce vedavranışlan, toplum içindeki "nesnel" konumlarına aykırı düşebiliyor. Ne var ki, bu top- lumlar, kurduklan "işler demokrasiler"üe söz ko- nusu aykırılıkları belli bir dengeye oturturlarken, görece azgelişmiş toplumlarda bu aykırılıklarde- mokrasinin "işlemezliği" ölçüsünde daha da çar- pıcı sonuçlar üretiyor. Dengeler tümüyle bozulu- yor. Örneğin, Türkiye'yi ele aldığımızda, "toplum- sal ve siyasal istikrar" adına getirilen yasal önlem- lerin tümünün, söylenenin tam tersine, ülkedeki istikrarsızhğı yoğunlaştırdığını, temsili demokra- sinin önünde yıkılmaz bir duvar oluşturduğunu gö- rüyoruz. Yürürlükteki "önlem yasalan"nın öngör- düğü yüzde 10'luk "baraj"\n bile tek başına "an- tidemokratik bir karmaşa"ya yol açtığına tanık oluyoruz. Dünyada, Türkiye'den başka hiçbir "de- mokrasi"de görülmeyen yükseklikteki bu baraj, genel seçimlerdekullanılan milyonlarca oyu "boş" kılarak, bu oylann sahiplerinin kendilerinı Türki- ye Büyük Millet Meclisi'nde ifade etme olanak- lannın önünü tıkıyor ya da milyonlarca yetişkin in- san her genel seçimde tercihini "ehven-i şer" doğrultusunda kullanmaya zorlanıyor. "Kötünün iyisini seçmek", insanlara bir "yöntem" olarak su- nuluyor^ ^ " h ~~ ' * n ^ " " - • ^ Köşeye sıkıştırılan, gönlünden, aklından geçe- ni değil de "kötünün iyisi"n\ seçmek zorunda bı- rakılan insanlardan, seçimler sonrası çağdaş top- lumların bireyleri gibi oy verdikleri partiler üzerin- de "demokratikdenetim" kurmaları beklenir mi? İnsanlar özdeşleşmedikleri, kendilerini temsil ede- ceğine inanmadıklan, "hasbe/fcader" oy verdik- leri "kötünün iyisi" siyasal yapılanmaların geliş- meleri ile politikalarıyla, gelecekleriyle "bilinçli yurttaslar düzeyinde" ilgilenirler mi? Eğer her iki sorunun da yanıtı "Hayır!" ise bu yanıtla birlikte, ülkenin hiçbir temel sorununa çözüm üreteme- yen siyasal partilerin, "siyaset arenası"nda nasıl böyle fütursuzca kılıç sallayıp at koşturabıldikle- rinin yanıtı da verilmiş oluyor. Çünkü seçmen kit- lelerinin siyasal denetiminden uzaklaşan partiler, kaçınılmaz olarak kitlelere yabancılaşıp "kariz- matik lideherin çevresinde toplanan çıkar örgüt- leri" durumuna geliyorlar. Bu siyasal yapılanma- lar için siyaset, bir "araç" olmaktan çıkarak, kit- lelerin "araçlaştınldığı" sürekli bir "amaç"a dönü- şüyor. Bugün parlamentoda temsil edilen parti- lerin "baraja dokunmama", partiler arası ittifak- ları engelleyen yasalan "koruma" gibi antidemok- ratik tavıriarı da bu kaygılardan kaynaklanıyor. Yıllardır konuşan ağızlar yine "Aman, oylannız boşagitmesin!" diyecekler. Seçmenleri "istikrar- sızlıkla" korkutacaklar. İnsanlann korkulan, "bek- lenmedik birtakım olaylaria" güçlenecek. Ürken, korkan, aldanan insanlar da bir kez daha onlara oy verecekler. Yine hiçbir şey değişmeyecek. Bu döngüyü bir yerinden kırmak gerekmiyor mu? Faks:0216-4188410 B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3 4SOLDVN SAĞA: 1/ Bır ışi başka binne vükleme. 1 başına sarma an- n lamında argo sözcük. 2/ Bü- 3 yük ve süslü ça- dır... Arıtmetık hesap yapmakta kullanılan, bir- çok devingen parça dızisiyle donatıImış düze- nek. 3/ Tehlike durumu, ımdat, yardım... Kuru- tulmuşringabalığı. 4/ Ki- raya verilerek gelir geti- ren mülk... Bir renk. 5/ 2 Uzun ve kıvırcıktüylü bir köpek cinsi. 6/ llenme, \^cddua... Kırmızı renkli > L lezzetli bir balık. II Henüz mayalanmamış üzüm suyu... Arazi üze- rınde seçilmiş bir işaret noktasmın dûşeyini gös- teren ve yön belirtmek için uzaktan gözlenen geometrik biçimli tahta lata. 8/ Bir mal ya da paranın emek verilmeden sağladığı gelir..."— tut- muş söylemez olmuş/ Ağızda dilleri gördüm" (Yunus Em- re). 9/ Yer çatlağı... Altınköktt de denilen kusturucu kök, YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk dilinde pancara venlen ad. 2/ Düşüncesizce her işe atılan... Çok viyen, obur. 3/ Yazılı kâ- ğıt... Demiıyolu. 4/Balıkyakalamaaracı... Yurdumuzdabirpet- rol bölgesi. 5/ "Minnet Hudâ'ya devlet-i dünya — bulur1 Bâ- ki kalur sahife-i âlemde adımız" (Baki)... Boru sesı. 6/1837- 1848 yıllan arasında Büyük Bntanya'nın siyasal yaşamını can- landıran ve işçi özgûrlüğünden yana olan leformcuhareket. 7/ As\ a da bir ırmak.. Bir şeyden kalan kötü iz. 8/ Üstün bir yet- kinin gücünü simgeleyen değnek.. Bir işletmenin ani batışı. 9/Bilgiçlik taslâyan kimse..."—Güler": Fotoğrafsanatçımiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle