25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3ARAUI 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükûmet, sistemi değiştirmemekte direnen YÖK Başkanı'nı gözden çıkardı OSSa• YÖK başkanlık yanşında Ankara Üniver&tesi Rektörü Prof. Dr. Günal Akbay, Gazi Ütiversitesi Rektörü Prof. Dr. Enver Hasanoğlu, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Sağlam ve tTÜ Rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer'in adlan öne çıktı. t ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - -lükümet programı, "Ben oldığum sürece sistem değişıneytcek" dıyen Yükse- köğretım .Curulu (YÖK) Baş- kanı Pro:'. Dr. Kemal Gü- rüz'ün 6 Aralık'ta yenıden göreve secilme şansının azal- dığını ve hükümet tarafından gözden çıkanldığmı ortaya koydu. ÖSYM ıse 2000 yılı ÖSS Kılsvuzu'nu hazırladı. Kılavuzda, yenı sıstemin üze- nnden bır yıl geçmeden bazı programlann puan türlen ye- ruden düzenlendi. Özellıkle Eşıt Ağırlıklı (EA) puan tü- rûnden Sözel ağırlıklı puan türiine (SÖZ) geçırilen ana- okulu öğretmenlığıni 1999 ÖSS'de tercih eden, ancak ye- terlı puanı alamayan binlerce adayın hakkı yenmiş oldu. ÖSYM'nin, hükümetin isteği doğrultusunda yapılacak sı- nav değışıkliğı konusunda temkınlı davTanacağı da öğre- nildi. Mılb Eğitım Bakanhğı'nda 8 genel müdür taraiindan ha- zırlanan ve bakanlığın ÖSS sıstemı hakkındakı görüşlen- nı içeıen raporu, 21 Kasım 1999 tanhınde Resmi Gaze- te'de yayımlanan 2000 yılı hükümet programına yansıdı. Bakan Metin Bostancıoğ- lu'nun gızledığı rapor, mes- lekı ve teknik lıse mezunlan- nın ugradığı haksızlık nede- niyle yenı sınav sıstemını eleştınyordu. Bostancıoğlu, raporu 3 Kasım günlü sayı- sında haberleştıren Cumhuri- yefe yalanlama ıçeren bır açıklama göndenniştı. YÖKyanşı Hükümet programı, 5 Ka- sım'da gazetemızdekı açıkla- masmda 'sistemin kesialikle değişmeyeceğini' savunan Güıüz'ün hükümet tarafından yalnız bırakıldığını ve artık DSP tarafından da desteklen- medığım gösterdı. YÖK baş- kanlık yanşında böylece An- kara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Günal Akbay, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Enver Hasanoğlu, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Sağlam ve Istanbul Teknik Ümversitesı Rektörü Beymen y den depremzedeleryararına sergi Getiri, Türkiye Eğhün Gönüllüleri Vakfi'nın (TEGV), depremzedelerin ihtiyaçlannın karsüanması amacryla oluşturduğu 'Hayat Projesi'ne aktanlacak olan 'Beymen Tasanmcılar SergreT Akmerkez Beymen'de açıldı. 250 depremzede ailenin bannma, eğitim ve sosyal ihti>açlannın karşüanmasının hedeflendiği sergide , dünyadan \e Türkiye'den 62 tasanmcuun eserkrine yer veriliyor. 9 Aralık tarihine kadar gezüebikcek olan sergide Jean Paul Gaultier, Versace, Moschino. Christian Dior, Karl Lagerfeld, Donna Karan. Alev Ebüzziya, Dice Kayek, Hussein Chalayan, Rıfat Özbek gîbi isimlerin 2000 yüına ait özel tasanmlannın yanı sıra sergi için hazuiadıklan özgün tasanmlara da yer veriliyor. (Fotoğrafı ft Ğ Prof. Dr. Gülsün Sağlamer'in adlan öne çıktı. ODTÜ Rek- törü Prof Dr. Suha Sevük'ün YÖK başkanı olmak ısteme- diği öğrenildi. 2000 hükümet programın- da, liselere "paraheğram" de ıstenerek "8yülıkzorunlueği- tim dısındaki okuflarda, öğ- rencflerin ödeme gücü seviye- lerine göre eğitim harcamala- nna katüımı için yasal dûzen- leme yapılacak Ödeme gücü olmayan öğrencüer için de özel kesimin katkısryla darge- tuü afle çocuklanna kredi ve biırs sistemi verüecek" denil- dı. Programda YÖK'ün yeni- den yapılandınlacağı belirti- lerek ÖSS'de vapıhnası iste- nen değışıklıkler de şöyle sı- ralandı. "Yükseköğretime öğrend seçme ve yerleştirme sistemin- de yapüan yeni düzenJemeter sonucunda, özellikle mesteld ve teknik lise mezunlan, ken- di alanlanyla Ogfli bötüm ve- ya branşa uygun tisans prog- ramlanna \erlestirilmelerin- de, normal program uygula- >an lise mezunlanna göre de- zavantajh konuma düşmûş- lerdir. Yükseköğretime öğren- ci seçme ve yerleştirmede öğ- rencflerin ügivekabüi>etlerie- sas ahnarak, kendi alanlann- daki bölüm \e branşlarda uy- gun lisans programlanna yer- leştiritmeleri avantajlı konu- ma getirilecek. \ ÖK sadece koordinasyondan sorumlu tu- rulan bir kurum haline getiri- lecek, merkeziyetçi ve börok- ratik yapıdan kurtanlacak." 2000 ÖSS Kdavuzu ÖSYM ise 2000 ÖSS Kda- \Tizu'nu hazırladı. Geçen yıl- kı kurallann geçerlı olduğu kılavuzda, turizmde bilgısa- yar teknolojileri, okul öncesı öğretmerüiği, anaokulu öğret- menliğı ve reklamcılık prog- ramlannın puan türleri değış- nrildı. Okul öncesi öğretmen- liği EA puan türünden SÖZ puan türüne, reklamcılık SÖZ'den EA'ye geçiş yaptı Kurtuluş Savaşı ye- ni bitmiş. Cumhuriye- tin temel taşlan ko- nulmaya başlamıştı. Daha sonra Ingilte- re tahtına oturacak olan Prens Edward, ülkesinin sömürgesi olan Hindistan'ı ziya- ret ediyordu. Top ve trampet sesleri arasında ge- misinden indi. Ve buyuk bir düş kınkltğı yaşadı. Kendisini karşılamaya, sadece birkaç mihrace ile birkaç yerli görevli gelmişti. Üzgündü. Babası Beşlnci George'a bir mek- tup yazdı. "Acaba bu durum, Gartdi'nin dûzenlediği bir aşağılama gösterisi midir?" Ingiliz kralından gelen yanrt tanhe geçmiştin "Hayııi Bunun nedenıni Mustafa Kemal'in aç- tığı Kurtuluş Savaşı'nda aramak daha doğru olur..." ••• Batı'nın büyük devletieri, Kernalizrnin kendile- ri için yarattığı tehlikenin bilincinde idiler. Bugün Ortadoğu'nun çağdışı krallıklarını, şeyhliklerini kendi çıkaıianna uygun görenler o günlerde de Vahdetfnı destekliyoriardı. 1922'nin şubatında, Mustafa Kemal Avrupa'ya bir kurul gondermeye karar vermişti. Amaç Ro- ma, Paris ve Londra'yaTürk görüşünü anlatmak- tı. Padişahın ajanlan, kurul üyelerinden Kâtip Ke- mal Bey'in evine gızlice gırdiler. Gizli belgelerin fotoğraflarını çektıler. Ve Vahdettin bu belgeleri, 6 Mart 1922 tanhinde, mabeyincisi ile Ingiliz Yük- sek Komiserliğı'ne gönderdi. O dönemle ılgiii olarak, Yüzbaşı Armstrong'un bir raporunda şu satırlar yer almaktadır: "Padişahın lehinde bulunmak bize göre en sağlam siyasetti. Her emrimizi yenne getirmeye hazırdı..." Vahdettin'ın güdümündeki Islamı Yüceltme Derneğı'nin bildirilerinde şöyle deniyordu: "Yunan ordusunun, halifenın ordusu sayılma- sı gerekır... Asıl kafalan kopanlacak mahlûklar Ankara 'dadır... Kim millıyetçılerte bırlikte Yunan'a karşı giderse, şeran kâfirdir..." Vahdertin'in Adlıye Nazın Ali Rüştü ıse, "Yu- nan ordusunun başansı için dua edilmesıni" is- tiyordu. ••• Şu sözler, ünlü Ingiliz tarihçisi Arnold Toyn- bee'ye ait: "Yeryüzündehiçbirdevrim, Kemalist TürkDev- rimi kadar dünyada şaşkınlık yaratmadı." Toynbee birkaç kez Türkiye'ye gelip inceleme- leryapmıştı. Koşullan hazır olmadığı hakte, kök- lü bir devrimin hızla yüksetmekte olduğunu gör- müştü. "Mazlum mılletler"\n kalbi ve kulağı artık Ankara'da idi. Dahaşimdiden, "dünûn harap ka- sabası" Ankara, Londra'nın önüne geçmişti. Atatürk hiçbır yurtdışı geziye çıkmadığı halde; zamanın ünlü devlet adamlan, krallar, şahlar, baş- bakanlar Ankara'yı zıyaret kuyruğundaydılar. Batı, Atatürk'ten sonra devrimin yaşayabilece- ğine inanmryordu. "Tek engel" ortadan kalkınca devrim çökecek ve Batı "Lozan'da verdiklerini birer birer geri alacak" beklentisi yaygındı. Ba- tı'nın en büyük umudu da, Türkiye'deki "gerici güçler"d\. Yani Atatürk'ü -ölümünden sonra- bizzat ken- di ulusunun reddetmesiydi! Batı Atatürk'ü istemedi, çünkü çıkartanna ay- kın idi. Ama bükemediği eli öpmek zorunda kal- dı... Zamanın Ingiltere başbakanı, kendi paria- HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Atatürk ve Batı mentosunun önünde çaresiz bir itirafta bu- lunacaktı: "Böyle bir dâhi an- cak yüz yılda bir çıkar. O da bize rastladı..." • • • Atatürk, Batı'nın desteğini alarak Batı- lılaşma yolunda adımlar atmadı; tersıne, Kema- lızm bir anlamda Batı'ya karşın Batılılaşma anla- mı taşıdı. Ama bu noktada, Atatürk'ün "Batılılaş- ma"dan ne anladığını lyı görmek gerekir. Daha 1923'te şöyle diyordu: "Biz Batı uygahığını, bir taklitçilikyapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördûklerimızi kendi bünyemıze uygun bulduğumuz için, dünya uy- gartığı seviyesi içinde benimsıyoruz... Ülkelerçe- Şitlidir, fakat uygarlık btrdır ve ulusun ilerlemesı için de bu tek uygartığa katılması zorunludur. Os- manlı Imparatorluğu'nun duraklaması, Batı'ya karşı elde ettiği zafeherden çok guruıianarak, kendisiniAvrupa uluslanna bağlayan bağlan kes- tiği gün başlamıştır. Bu bir hata idi, bunu tekrar etmeyeceğız... Türkler bütün uygar uluslann dostlandır..." Peki Türk devrimı, acaba Fransız devriminin bir taklidi midir? Atatürk bunu da şöyle yanıtlıyon "Fransa devrimı bütün dünyada özgüriük dü- Şûncesinı estirmişti. Ama o tarihten berı ınsanlık ileriemiştir. Türk demokrasıs/ Fransa devriminin açtığı yolu izlemış, ama kendine özgü seçkin özellığı ile geiişmiştir. Çünkü her ulus, devnmıni toplumsal olan hal ve durumuna, dûzenın değiş- tirilmesı ve devrimin oluş zamanına göre yapar... Her ne kadar uluslann ve demokrasilerin ışbırli- ği etmeleri gerekli ve olası ıse de, işbıriiğı ancak bır tek amaçla, yanı banşa yönelık gerçekleşir ve yararlı olur." Atatürk, Neue Freie Presse muhabinnin bir so- rusunu yanıtlarken de, Avrupa'ya bakış açısını şöyle özetliyordu: "Bizi aşağı olmaya mahkûm sayan Avrupa bu- nunla yetınmemiş, yıkılışımızı hızlandırmak için ne gerekiyorsa onu yapmıştır. Batı ve Doğu zı- hinlennde birbirine karşı ıki ilke sözkonusu oldu- ğunda, bunun en önemlı kaynağını bulmak için Avrupa'ya bakmalı... Işte Avrupa'da daıma mü- cadele ettığimiz bu zihniyet vardır... Biz ulusse- ver, gözleri açık adamlanz. Gözlerimizi her gün daha açıyor, içte ve dışta olup bıtenleri görüyo- ruz. Ulusumuzun uygar uluslaria ilişkılerinı kolay- laştırmak yaranmızın gereklerindendir." • • • Aslında Atatürk'ün kafasında olan, "Batılılaş- ma"değil "uygariaşma"dır. Üstelikde, kendi ulu- sal özelliklenmizı koruyarak uygaıiaşmadır. Türk tarihinin gün ışığına çıkarılması çalışma- lannı Atatürk başlatmıştır. Bir yandan Orta As- ya'ya, öte yandan Hititlere, Anadolu'nun tarihsel dennlıklerine kadar gidilmesınin öncüsü Ata- türk'tür. Taklttçi saray külturünden Anadolu'nun bin yıllık kültür sentezıne dönüş Atatürk'ün ese- ridır. Atatürk ne yabancı sermayeye karşı olmuştur ne de başka uluslaria işbirlığine... Ama -her ko- nuda olduğu gibi- bu konularda da vazgeçilmez bir önkoşulu vardır Toplumun ortak yaran ve eşit- lik! Yabancı sermayeye evet; ulusal çıkarlann ve bagımsızlığın zedelenmemesi koşuluyla! Bir kez daha yınelemekte yarar var: Kemalizm, Batı'nın destegi ile değil, Batı'ya karşın bıç uygar- iaşma hareketidir. '' ctariıgı iın ts Mayıs 1994 tarıh ve 21940 sayılı Resmı Gazete'de yayinlanan tebliğıne uygundur rıhinde başiamış alup, uretim ve stok imkanlanyta sınırlıdır İstıkbal, urünleri üzerınde, önceden Bu kompc Kampony belırtmeksızın degıjmnk yopma hokkıno sahiptır. isfıkbal A Ş. O S B 14 Cad No 13, 38070 Kayserı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle