23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 A R A U K 1 9 9 9 C U M A * * * * CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK H Baştarafı 1, Sayfada mediği gün yaşamında eksiklik duya- cak. türk-lş'in son taze zamlardan ön- ce yaptırdığı aylık geçinme limiti, dört ki- şilik bir aile için 300 milyon lirayı aşıyor. Dün iki kaîemde zam. Elektkğe yüz- de 5, tüpgaza yüzde 6.8. Hükümete, art arda gelen zamlardan insanlara bir gün olsun rahat nefes al- ma olanağı sağlanmasını soylediğiniz an, sorumluluğu üzerinden atrveriyor Tüpgaza zam hesabını Tüpraş'tan, elektriğe zammı TEK'ten ve günübirlik yaşamımıza zam rengi katan akaryakıt zammınt otomatiğe bağlayan bürokrat- lardan sonmamızı salık veriyor. Zam sarmalına aJışan toplumu, yöne- ticiler istediği hedefe bağladı: Tepkisiz toplum! Memurlar arada sırada Kızılay Mey- danı'na çıkjyor, sesleri kısılıncaya dek bağınyoriar. Ceplerinde para yok, ama evlere rahatiamış dönüyortar. Hükümet bu eytemlere polisin müda- hale etmesini istemiyor. Çünkü felsefesi gayet açık: "Bırakınız toplansınlar, bırakınızbağtrsınlar". Top- lanıyorlar, bağınyorlar, dağılıyorlar. Sonuçta hükümetin dediği oluyor. Iş- çinin, memurun yaptınm gücü yok. Ya- salar genel grevi önlüyor. Grevli sendi- ka hakkı memurdan esirgeniyor. Hükumetlerin memura vermek ister göründükleri grev hakkı günlerdir, ay- lardır, yıllardır askıda. Tepkisiz toplum, bir iki özel TVde bir yılda aynı vergiyi ikinci kez veremeyece- gini kısa söytemlerte anlatıyor. O kadar! Fakat, vergi bûyük sermayeye doku- nunca medyada sayfalar açılıyor. Hü- kümete ufak büyük tehditler. En kolayı gıkı çıkmayan işçiyi ilgilendiriyor. "Bu vergi baskısı altında yapacağı- ma tek iş, işçi çıkaımaktrr" diyor işa- damlanmız. Başbakanımızın söylediklerine kulak veriniz. Diyor ki: "Insanlanmız ek vergi zorunluluğunuanlamayabaşladılar. Bu- na alışıyorlar". Oldu-btttiyle cebine elini sokan dev- lete karşı toplumun, vergiye aiışmaktan başka hemangi biryaptınm gücü varmış gibj. Yavaş yavaş Hükümet, halkı vergiye alışmaya ya- vaş yavaş alıştınyor. Marmara depremi, geçen yıl getire- mediği vergileri canlandırdı. Vergiye duygulan sömüren bir isim de bulundu: Deprem Vergisi! Milyonlarca insana devtet elini uzatırken elbet vergi sala- caktı. Karşı çıkan? Yok! Genel kanı; Deprem Vergisi deprem- zedelere yardıma koşacaktı. Deprem Vergisi 48 saatte gerçekleş- ti. Yeni vergiler yasallaştıktan sonra hü- kümette değişik bir anlayış yavaş yavaş su üstüne çıktı. Hükümete dışandan üye Mesut Yılmaz Bey biraderimiz, Dep- rem Vergisi'nin -yeni adı ek vergi- "büt- çe dengelerini kurmak için kullanılaca- ğını" açtkladı. Depremzedelereyardım?.. Mesut Yıl- maz'a göre asıl hedef bütçe açığı; ne var ki ANAP lideri, "tabil tabii" diyor, vergi- lerte "deprem yaralan da san/aca/rtı. Gerçi hükümet susuyor, sorumsuz Yılmaz konuşuyor ve "ek verginin asıl hedefinin, geçen yıl aşın kâr elde eden finans kesimi" olduğunu söylüyor. 1970'lerde bir kez daha Başbakanlı- ğa gelen Ecevit, TBMM'de Adalet Par- tisi sıralanna, "Muhalefeti de biz yapa- cağız" diye seslenmişti. Zaman değişti, şimdilerde Mesut Yıl- maz soiculuk kokan tfadeter kullanıyor. Bağınp çağırmanın "zamanı" olma- dığını söyleyen Bülent Eczacıbaşı ise, marifetin kazı bağırtmadan yolmâk ol- duğuna değindikten sonra, "Biz de iyi kaz olacağız" diyor. Nasıl bir sonuç çıkarabiliriz bu söy- lemden: Belki çağdaş bir masal: Bir zamanlar bir ülke varmış, o ülke- de tüyü bol kazlarla tüyü âz kazlar ya- şarmış. Bir gün kazlan yönetenler... Ülkenin kalkınması için kazlardan daha çok yumurta vermelerini isteyince... Masal bu ya... Sürüp gidiyor! 'Türkiye önlem alsın'• Baştarafı 1. Sayfada Onyıh çerçevesınde başlatılan inisiyatif, Ja- ponya tarafindan finanse edildi ve üç uluslararası kuruluş tarafindan yürü- tüldü. Bunlar Japonya'dan Oyo Corporation, Âmeri- ka'dan GeoHazards Inter- nationa) ve Fransa'dan Burcau de Recherees Gi- ologiques et Minires. RA- DIUS ınisıyatifı, Izmir'le birlikte Addis Ababa (Eti- yopya), Antofagasta (Şi- li), Bandung (Endonezya), Guayaquil (Ekvador), Skopje (Makedonya), Taş- kent (Özbekistan, Tijuana (Meksika) Zigong (Çin) şehirlerde de aynı bilimsel çalışmalar yapıldı. Tamamıyla Japonya ta- rafindan finanse edilen, 100 ülkenin çahşmalara kaüldığı RADIUS inisiya- tifının başkanı Kenji Oka- zaki ve projenin Izmir ile birlikte Afrika, Ortadoğu ve Doğu Avnıpa bölü- münden sorumlu olan Dr. PhüippeMasure, Cumhu- riyet'e yaptıklan açıkla- malarda, Marmara Bölge- si'nde üçûncü bir deprem olasılığının çok yüksek ol- duğunda birleşerek Tüıki- ye'nin öncelikle atması gerektığı adımlan açıkla- dılar. Tûrkiye'nin müm- kün olan en kısa sürede harekete geçmesi gerekti- ğini belırten uzmanlardan RADIUS Projesi Başkanı Kenji Okazaki'nin Cum- huriyet'in sorulanna ver- diği yanıtlar şöyle: -Istanbul'da tahmini 7.7 büyüklüğünde birdeprem bekteniyor. Türtdye ne yapmalı? OKAZAKİ - RADIUS Projesi çerçevesinde, ge- rekli ön tahminierin yapıl- ması sırasında uygulana- bilecek örnek bir plan oluşturuldu. Türkiye'de iyi yetişmiş bilim adarnla- n ve tamamlanmış bilim- sel çalışmalar var. Prof. Mustafa Erdik de bunlar- dan binsi. Detaylı bir risk çalışması yapdması bu ko- şullarda çok güç değil. 7.7 büyüklüğûndeki bir dep- remde ne kadar binanın yı- kılabileceğı, kaç kişının ölebileceği hesaplanır. Ancak büyüklüğûn kesin olarak söylenmesi çok güç- -Şu anda Türidye'nin atması gereken Uk adım nedir? OKAZAKİ - Önemli olan ilk adım, tahmini ra- kamlann çıkanlması, bir hareket planı hazırlanma- sıdır. Yani depremden et- kilenecek kişi ve bina sa- yısının belirlenmesi, bu bölgelere ne kadar süre su verilemeyeceği, ıletışimın ne kadar sürede kurulabi- leceği gibi konular çok önemli. Bundan sonrakı adım ise, altyapının güç- lendirilmesi. Yani elektrik, su, doğalgaz merkezleri- nin depreme dayanıklı ha- le getirilmesi ve bu sis- temlerin merkezi kontrol mekanizmalanmn güçlen- dirilmesı gerekiyor. Önemli olan, depremın hemen arkasından olacak- lann tahmın edilmesidır. Neler olacağı bilinirse ona göre önlem alınır ve hızlı hareket edilerek kayıplar azaltılabihr. Istanbul'da ve diğer bütün deprem riski olan şehirlerde bazı işle- yişlerin ve yapılann değiş- mesi zaman alabıleceğin- den, mümkün olan en kı- sa zamanda çalışmalar başlatılmak zorundadır. -Türkiye'de binalann inşasına ilişkin yasalar neler? OKAZAKİ-Yasalar iyi olabilir, ancak uygulan- ması önemli. Binalar ba- zen uzmanlar tarafindan değil, sıradan kişiler tara- findan inşa ediliyor. Insan- lann yasalan uygulaması birçok ülkede, kültürel, ekonomik ve diğer sebep- lerden dolayı zor olabiîi- yor. Ancak bu, değışmek zorunda ve etkili çalışma- larla değiştirilebilir. Örne- ğin şehirlerde, Istanbul'da milyonlarca ev var. lstan- bul Belediyesi bu evleri güçlendirmek istese bile bu ekonomik olarak müm- kün değil. Herkesin kendi evi için kendisinın hareke- te geçmesi gerekiyor. Her- kes kendisi için bir şeyler yapmak zorunda. Buna evlerindeki eşyaları gü- venli yerleştirmekle baş- lamalılar ve evlerin kolay- ca yıkümaması için kolon- larla, duvarlarla güçlen- dinneliler. Insanlar ço- ğunlukla konuyu önemse- miyor, deprem gelene ka- dar depremde ölebilecek- lerini düşünmüyorlar, an- lamıyorlar. Bu yüzden yet- kililerin insanlan duyarlı hale getirmek için bilgiler vermesi gerekiyor. -Izmir'deRADIUS Pro- jesiçerçevesinde yaptiğnuz çahşmayı evlül ayında ta- mamladınız. Tûrkyetkin- leriyle RADIUS arasında- ki ilişldler devam ediyor mn? OKAZAKİ - 9 şehirde yapılan çalışmalar tama- mıyla o ülkelerin insanla- n ve yerel yönetimlerin çabalanyla gerçekleştiril- di. Izmir'de çalışmalann başlatılması için belediye başkam bizımle bir anlaş- ma yaptı. Diğer bilimsel ve yönetsel kuruluşlar bir- leşerek çahşmalan yaptı- lar. Bundan sonra yapıla- cak olanlar da, yıne yerel yönetimlerin kontrolünde- dir. Merkezi yönetimle kurulması gereken diya- loglar varsa bunu da onlar zaten yapacaklardır. Çalış- ma yaptığımız şehirlerde hazırlıklar başladı. Bir kıs- mı master plan çalışmalar yapıyorlar ve merkezi yö- netimle diyaloğa gırilerek, ülke genehndekı sıstemler gözden geçiriliyor. Izmir'de belediye baş- kanı çalışmamn tamam- landığmı açıkladığında birçok insan ılgi göster- mişti. Eğer elde edılen so- nuçlar diğer şehırlerde uy- gulanmaya başlamış ol- saydı, birçok şey değişti- rihniş olabilirdi. Şimdi RADIUS Projesi'nin me- todolojisı Türiaye'deki di- ğer şehirler için çok yarar- lıdır ve Izmir'deki "Case Study" sadece Istanbul'a değil, dünyanm diğer ül- kelerindeki şehirlere de, şehirlerin de özelliklerine göre küçük değişiklikler yaparak uygulanabilir. Çok kısa bir süre için- de, tahminen ocakta RA- DIUS homepage'inde ge- liştirdiğimiz RADIUS tıpi 'deprem risk yönetimi ve zarar tespiti kılavuzunu' hızmete sokacağız. Umu- yoruz yaygın olarak kulla- mür. Aynca ısteyen şehir- lere, yaptığımız 'case stuıty' sonuçlannı ve Ka- panış Raporu'nu göndere- biliyoruz. -Depremin önceden sap- tanabflmesi için kurulacak erken uyarı sistemleri et- kili mi? tstanbul'da kuru- lacak bir uyan sistemi ya- rarü olabilir mi? OKAZAKİ- Bukonu hakkında konuşmak çok zor. Temel olarak, birçok bilim adamına göre, dep- remin nerede, ne zaman, ne büyüklükte olacağınnı önceden tahmin edilmesi neredeyse hiç mümkün değil. Japonya bunun için milyarlar harcadı ancak hâlâ tahmin edemiyorlar. Meksiko City'de deprem şehirden 200 kilometre uzakta olduğu için, şehre ulaşması 50 saniye sürü- yor. Depremin merkezi ci- vanna yerleştirilen cihaz- lar sinyal göndererek, dep- remin gelmekte olduğu uyansını yapıyor. Ama ör- neğin Japonya'da Kobe'de deprem şehnn tam altında oluyor ve haber verecek zaman olmuyor. Izmit'te de belki aynısı oldu. Yani depremlen önceden tah- min etmek mümkün değil. Istanbul'un durumunu tam olarak bilmiyorum. Genel olarak söylemek gerekirse, bir yandan er- ken uyan sistemleri ile il- gili çalışmalar yapılıyor. Ancak çoğunluğa ve bana göre, depremi tahmin et- mek mümkün değildir. Bazen depremin önceden sinyaller gönderdiği olabi- lir, ama çoğunlukla dep- rem aniden gelir ve mev- cut teknolojilerle yüzde 100 tahmin mümkün de- ğildir. Yapılması gereken en kolay şey, şehirlerin gü- venli hale getirilmesidir. Teknik olarak söylemek gerekirse, Dr. Masure'un da söylediği gibi, Istanbul civannda büyük bir dep- remin olacağı neredeyse yüzde 100 kesin. Zaman konusunda tahminde bu- lunmak ise ımkânsız. - Istanbul civanndald depremin kısa bir süre içe- risinde gerçekleşme ihti- maline karşı, uluslararası kuruluşlann ve sizin acil olarak katkı planuuz var mı? OKAZAKİ- Dünyanm birçok yeriode, Çin'de Hindistan'da da durum Türkiye'den farklı değil. Onun için önemli olan, deprem tehlikesi olan ül- kede yaşayan insanlann bir şeyler yapmaya ıstekli olmalandır, uluslararası kuruluşlann yapacaklan değil. Türkiye'de de, var olan değerli bilim adam- lannın, merkezi ve yerel yönetimler ile halkın bir- likte bir şeyler yapmalan. Türkiye'de teknolojı de bı- lım adamı da var ve dışa- ndan yardım beklememe- leri gerekir. Depremin etkılerini azaltacak önlemler tama- mıyla yerel olanaklarla alınmak zorunda. hlfemo fıediye çekleri Alfemolannızı çoklaştıracak, yaşamınızı güzelleştirecekl ın fiyaüna Ataksitie f* maya varan fvadelerîe Kalite, uygun fiyat ve ödeme seçenekleri gibi en iyi kampanyada Alfemo'da] Şımdi. yatak odası takımlan, yemek odası takımlan, oturma gruplan, kanepeler, bebek ve genç odalan, yataklar, çok özel hediye çekleriyle sizi bekliyor Seçtiğiniz Mfemo'ya. hediye çekınizle dilediğimz Alfemo hedıye\ Üstelik, peşin fiyattna taksitle ya da 14 aya varan vadelerlel Böyle kampanya gördünüz mü? Gerard: Nüfusunuz Avrupa için sorun A L F E M O o u O E II b i r ö m ü r b o y u" Ekonomi Servisi - Banque de France Pa- ra Politikası Konseyi üyesı Jean-PierreGe- rard Türkiye'nin AB üyeliğı için "çok açık" konuşamayacağını belirtmesine kar- şın Türkiye'nin mevcut sorunlannı iyi ana- liz etmesi ve çözüm yolunda çok açık bir politika izlemesi gerektiğini bildirdi. Ge- rard'a göre Türkiye'nin kültür ve din fark- lüığı ile nüfusunun yoğunluğu AB'ye tam üyelik konusunda "aşılması gereken güç- lükler" arasında yer aİıyor. Yabancı Sermaye Derneği tarafindan düzenlenen ve konuşmacı olarak Banque de France Para Pohtikası Konseyi üyesi Je- an-Pıerre Gerard'ın davet edildiği "Eurove Küresel Para Sistemi Reformu" konulu konferans Hilton Oteli'nde gerçekleştiril- di. Gerard, Türkiye'nin büyük bir nüfus ve ekonomik dinamızmi olduğunu ıfade ede- rek. "Ama ekonominin dinamizmi ile nii- fusta sorunlar çUoyor. Bunlan da dikkate almamz gerekiyor'' uyansında bulundu. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada sun derken, Fransa ince bel hareketleriyle bizi dan- sa davet ediyor... Oryantalin etkisiyle belimizi faz- laoynatıyoruz, bukezuyumsuzlukortayaçıkıyor... Az öteden Ispanya el-kol hareketleriyle "haydi" derken sol eiimiz çiftetelliye uygun biçimde ağır- ca yana açılıyor, sağ eiimiz havada halay vaziyeti alıyor... Durumu çatıdan gözleyen Iskandinav ül- keleri ne dansa geliyor ne flgür beğeniyor... Bu sı- rada Kalya müziği değiştirip "(N)apoliten" şarkıla- ra başlıyor... Karşımızdakilerin tümü Italya'ya el çırpıp bize sesleniyor - Sizinle dans ne güzel! Kavalyesiz kalan biz, ellerimiz havada, ayakla- nmız trompet, durumu yorumluyoruz: "Avrupa bızsız yapamayacağını anladı!" Bu kadar dans yeter, masaya oturalım. Şu temel soru hâlâ yanıtlanmış değil: - Avrupa bizi içine alarak mı eksiklerimizin gide- rilmesini isteyecek, yoksa 'şunlar şunlar eksik, iyi- leştirin ondan sonra gelin' mi diyecek? AB bu soruyu yanıtlamadı, ama görünen du- rum, ikinci şıkkın öne geçeceği yönünde. Son ola- rak dün Avrupa Pariamentosu'nun aldığı kararlar da yine bozuk rttimli dansı anımsatıyor. Hem Ab- duilah Öcalan'ın durumunun AB'ye üyelik süre- ciyle ılintilı olmadığı söyleniyor, hem Türkiye'den üstü kapalı da olsa terör örgütünün durumuyla il- gili ödünler isteniyor. Gerek Türkiye'ye gelen AB üyesı ülke temsilci- lerinin verdiği demeçler gerekse Avrupa'dan ge- len haberier, başta terör olmak üzere, Kıbns, Yu- nanistan'la ilişkiler ve benzeri konulara, neredey- se bir tek ülkenin dahi, Türkiye penceresinden bakma eğiliminde olmadığını gösteriyor. Asma-askı senaryoları Avrupa'yla dansın en önemli ayağını öcalan'ın durumu oluşturacak. AB'nin bu konuda izlediği tutum şu gerçeği bir kez daha gözler önüne ser- di: Türkiye, terörie mücadelenin sadece birinci ra- undunu kazandı! Bu raund çok önemliydi, başardık. Şimdi biz ikinci raunda aklımız binnci raundda çıkarsak, kay- bederiz. Son birkaç gün içinde gelen haberier, AB'nin, Türkiye öcalan'ı asarsa ne yapanz, asmazsa ne yapanz" senaryolannı yazdığını ortaya koyuyor. Ecevit'in şu değerlendirmesi Türkiye'nin senar- yoyu sezdiğini ortaya koyuyon Türkiye 'yi terör örgütüyle karşı karşıya getirme- ye çalışmak, AB'ye yakışmıyor... Türk insanının onurlu olduğunu biliyorlar, sankibirhatayaptırma- ya çalışıyorlar... Tahrike varan inciticisözleriyadır- gıyorum..." Görünür verilerle senaryoyu netleştirmek gere- kirse; öcalan'ın idamı söz konusu oldugunda Av- rupa şunu söyleyecek: "Bu Türkiye AB üyesi olamaz. Aramıza almamız mümkün değil. Tam üyeliğı unutsun." Idam infaz edilmezse, askıya alınırsa arkası ge- • lecek: "Etmediniz, güzeeeeel. Şimdi gelelim bundan sonra ne yapılması gerektiğine. Kürtler sizin ulu- sunuzun bir bütünü değil, azınlıktır... Bunun ge- rekferini ysrfne getirin..." Bu yolun ucu azırrfık haklanyla kalmaz. Zira na- sıl bizim Avrupa'yla dansımızda uyumsuzluk var- sa; Doğu, Güneydoğu komşulanmızla oyunun ku- rallan 180 derece farklı. Avrupa müziğiyle güneyi- mizdeki ülkelerle dans, at üstunde valse benzer! Kritik bir ay başladı. 10-11 Aralık'taki Helsinki zir- vesinin zemin kaplaması, ABD'deki Kıbns görüş- meleri tezgâhında örülecek. Yunanistan Başba- kanı Simrtis Türkiye konusunda "ülkesine rahat dönebileceği" bir karar istiyor. Başta Isveç olmak üzere Iskandinav ülkeleri ta- vandan bakmayı sürdürüyor. AB, artık bir Lüksemburg lüksünün olmadığını biliyor. Bu çokgen karşısında Türkiye'nin tutumu ise, "Hele bir zirve sonuçlansın, pozisyonumuzu on- dan sonra belirteriz. O güne dek hiçbir konuda gü- rültü çıkmaması iyidir" politikası izliyor. Bu durum, "Hele bir denize açılalım, başımıza bir şey gelirse çaresine bakanz" d&meye benziyor! HelsKtıkTye Ege gölgesi • Baştarafı 1. Sayfada çıkarmaya çalışan Yuna- nistan, aylar sonra ilk kez Türkiye'yi protesto etti. Ege'deki hava sahası ih- lallerinin gerekçe göste- rildiği notayı Yunanis- tan'uı Ankara Büyükelçi- liği yetkililerinden Danae Kumanakou dün Dışişle- ri Bakanlığı Yunanistan Dairesi'ne iletti. Edinilen bilgilere göre notada, Türk savaş uçaklarının son dönemde hava sahası ihlallerini giderek arttır- dıklan, adalar üzerinde uçuşlar gerçekleştirdikle- ri belirtüdi. Notada özel- likle geçenpazartesi günü yaşanan olaylara ağırhklı yer verildiği öğrenildi. Buna göre, F-16, F-4 ve F-5'lerden oluşan savaş uçaklan Girit ile 12 Ada arasında kalan bölgeye girdi ve 6 Yunan adası üzerinde ucuş yaptı. Yu- nan savaş uçaklarının ih- lale yamt olarak havalan- malan üzerine de birçok bölgede "it dalaşı'7 yaşan- dı. Yunanistan da bunun üze- rine Türkiye'yi protesto et- me karan aldı. İki ülke ara- sında depremlerin ardın- dan yaşanan dönemde ilış- kiler yumuşamaya başla- mıştı. Yunanistan, T ü r k sa- vaş uçaklarının hava saha- smı ihlal etmesi Türki- ye'nin Yunan topraklan üzerindeki amacuun bir ifadesi" değerlendirmesi- ni yapıyor. Dışişleri Ba- kam Ismail Cem geçen günlerde yaptığı yazılı bir açıklamada, "Türkiye'nin Yunan topraklannda gö- zü yoktur" demışti An- cak Yunanistan, sözlerden çok icraatın dikkate alın- ması gerektiğini belirte- rek, Türk uçaklan ve ge- milerinin Ege'deki faali- yetlerinin kaygı verici ol- duğunu iddia ediyor. Yunanistan'ın Ege Deni- zi ile ilgili iddialannı Hel- sinki zirvesinden sadece bir hafta önce yansıtması dikkat çekti. Avrupa Bırlı- ği'nin (AB) yoğun baskısı altında bulunan Yunanis- tan, Helsinki zirvesinde Türkiye'ye aday ülke statü- sünün verihnesini onayla- mak karşılığında özellikle Ege ve Kıbns'ta ödünler sağlamak istiyor. Ege so- nınlannın çözümü için Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'na başvur- masını isteyen Yunanistan, Güney Kıbns Rum Yöne- timi'nin (GKRY) Kıbns adı altında tam üyeliğinin sağlanması için AB'ye "Kıbns'ı almazsamz tüm genişleme programını veto ederim'* şantajında bulu- nuyor. Yunanistan, Türkiye'nin Kardak ve Gavdos adala- nyla ilgili girişimlerini ör- nek göstererek AB'ye "Türk hükümeti saldırgan amaçlanndan vazgeçme- di" mesajım da vermeye çalışıyor. Diplomatik kaynaklar, i- ki ülke arasuıdaki ilişkile- rin belirgın bir ilerleme göstermesine karşın taraf- lann Ege ve Kıbns konula- nndaki pozısyonlannı de- ğiştirmediğini bildinyor- lar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle