Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 A R A U K 1 9 9 9 C U M A * * * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK
H Baştarafı 1, Sayfada
mediği gün yaşamında eksiklik duya-
cak. türk-lş'in son taze zamlardan ön-
ce yaptırdığı aylık geçinme limiti, dört ki-
şilik bir aile için 300 milyon lirayı aşıyor.
Dün iki kaîemde zam. Elektkğe yüz-
de 5, tüpgaza yüzde 6.8.
Hükümete, art arda gelen zamlardan
insanlara bir gün olsun rahat nefes al-
ma olanağı sağlanmasını soylediğiniz
an, sorumluluğu üzerinden atrveriyor
Tüpgaza zam hesabını Tüpraş'tan,
elektriğe zammı TEK'ten ve günübirlik
yaşamımıza zam rengi katan akaryakıt
zammınt otomatiğe bağlayan bürokrat-
lardan sonmamızı salık veriyor.
Zam sarmalına aJışan toplumu, yöne-
ticiler istediği hedefe bağladı: Tepkisiz
toplum!
Memurlar arada sırada Kızılay Mey-
danı'na çıkjyor, sesleri kısılıncaya dek
bağınyoriar. Ceplerinde para yok, ama
evlere rahatiamış dönüyortar.
Hükümet bu eytemlere polisin müda-
hale etmesini istemiyor.
Çünkü felsefesi gayet açık: "Bırakınız
toplansınlar, bırakınızbağtrsınlar". Top-
lanıyorlar, bağınyorlar, dağılıyorlar.
Sonuçta hükümetin dediği oluyor. Iş-
çinin, memurun yaptınm gücü yok. Ya-
salar genel grevi önlüyor. Grevli sendi-
ka hakkı memurdan esirgeniyor.
Hükumetlerin memura vermek ister
göründükleri grev hakkı günlerdir, ay-
lardır, yıllardır askıda.
Tepkisiz toplum, bir iki özel TVde bir
yılda aynı vergiyi ikinci kez veremeyece-
gini kısa söytemlerte anlatıyor. O kadar!
Fakat, vergi bûyük sermayeye doku-
nunca medyada sayfalar açılıyor. Hü-
kümete ufak büyük tehditler. En kolayı
gıkı çıkmayan işçiyi ilgilendiriyor.
"Bu vergi baskısı altında yapacağı-
ma tek iş, işçi çıkaımaktrr" diyor işa-
damlanmız.
Başbakanımızın söylediklerine kulak
veriniz. Diyor ki: "Insanlanmız ek vergi
zorunluluğunuanlamayabaşladılar. Bu-
na alışıyorlar".
Oldu-btttiyle cebine elini sokan dev-
lete karşı toplumun, vergiye aiışmaktan
başka hemangi biryaptınm gücü varmış
gibj.
Yavaş yavaş
Hükümet, halkı vergiye alışmaya ya-
vaş yavaş alıştınyor.
Marmara depremi, geçen yıl getire-
mediği vergileri canlandırdı. Vergiye
duygulan sömüren bir isim de bulundu:
Deprem Vergisi! Milyonlarca insana
devtet elini uzatırken elbet vergi sala-
caktı. Karşı çıkan? Yok!
Genel kanı; Deprem Vergisi deprem-
zedelere yardıma koşacaktı.
Deprem Vergisi 48 saatte gerçekleş-
ti. Yeni vergiler yasallaştıktan sonra hü-
kümette değişik bir anlayış yavaş yavaş
su üstüne çıktı. Hükümete dışandan üye
Mesut Yılmaz Bey biraderimiz, Dep-
rem Vergisi'nin -yeni adı ek vergi- "büt-
çe dengelerini kurmak için kullanılaca-
ğını" açtkladı.
Depremzedelereyardım?.. Mesut Yıl-
maz'a göre asıl hedef bütçe açığı; ne var
ki ANAP lideri, "tabil tabii" diyor, vergi-
lerte "deprem yaralan da san/aca/rtı.
Gerçi hükümet susuyor, sorumsuz
Yılmaz konuşuyor ve "ek verginin asıl
hedefinin, geçen yıl aşın kâr elde eden
finans kesimi" olduğunu söylüyor.
1970'lerde bir kez daha Başbakanlı-
ğa gelen Ecevit, TBMM'de Adalet Par-
tisi sıralanna, "Muhalefeti de biz yapa-
cağız" diye seslenmişti.
Zaman değişti, şimdilerde Mesut Yıl-
maz soiculuk kokan tfadeter kullanıyor.
Bağınp çağırmanın "zamanı" olma-
dığını söyleyen Bülent Eczacıbaşı ise,
marifetin kazı bağırtmadan yolmâk ol-
duğuna değindikten sonra, "Biz de iyi
kaz olacağız" diyor.
Nasıl bir sonuç çıkarabiliriz bu söy-
lemden: Belki çağdaş bir masal:
Bir zamanlar bir ülke varmış, o ülke-
de tüyü bol kazlarla tüyü âz kazlar ya-
şarmış.
Bir gün kazlan yönetenler... Ülkenin
kalkınması için kazlardan daha çok
yumurta vermelerini isteyince...
Masal bu ya... Sürüp gidiyor!
'Türkiye önlem alsın'• Baştarafı 1. Sayfada
Onyıh çerçevesınde
başlatılan inisiyatif, Ja-
ponya tarafindan finanse
edildi ve üç uluslararası
kuruluş tarafindan yürü-
tüldü. Bunlar Japonya'dan
Oyo Corporation, Âmeri-
ka'dan GeoHazards Inter-
nationa) ve Fransa'dan
Burcau de Recherees Gi-
ologiques et Minires. RA-
DIUS ınisıyatifı, Izmir'le
birlikte Addis Ababa (Eti-
yopya), Antofagasta (Şi-
li), Bandung (Endonezya),
Guayaquil (Ekvador),
Skopje (Makedonya), Taş-
kent (Özbekistan, Tijuana
(Meksika) Zigong (Çin)
şehirlerde de aynı bilimsel
çalışmalar yapıldı.
Tamamıyla Japonya ta-
rafindan finanse edilen,
100 ülkenin çahşmalara
kaüldığı RADIUS inisiya-
tifının başkanı Kenji Oka-
zaki ve projenin Izmir ile
birlikte Afrika, Ortadoğu
ve Doğu Avnıpa bölü-
münden sorumlu olan Dr.
PhüippeMasure, Cumhu-
riyet'e yaptıklan açıkla-
malarda, Marmara Bölge-
si'nde üçûncü bir deprem
olasılığının çok yüksek ol-
duğunda birleşerek Tüıki-
ye'nin öncelikle atması
gerektığı adımlan açıkla-
dılar. Tûrkiye'nin müm-
kün olan en kısa sürede
harekete geçmesi gerekti-
ğini belırten uzmanlardan
RADIUS Projesi Başkanı
Kenji Okazaki'nin Cum-
huriyet'in sorulanna ver-
diği yanıtlar şöyle:
-Istanbul'da tahmini 7.7
büyüklüğünde birdeprem
bekteniyor. Türtdye ne
yapmalı?
OKAZAKİ - RADIUS
Projesi çerçevesinde, ge-
rekli ön tahminierin yapıl-
ması sırasında uygulana-
bilecek örnek bir plan
oluşturuldu. Türkiye'de
iyi yetişmiş bilim adarnla-
n ve tamamlanmış bilim-
sel çalışmalar var. Prof.
Mustafa Erdik de bunlar-
dan binsi. Detaylı bir risk
çalışması yapdması bu ko-
şullarda çok güç değil. 7.7
büyüklüğûndeki bir dep-
remde ne kadar binanın yı-
kılabileceğı, kaç kişının
ölebileceği hesaplanır.
Ancak büyüklüğûn kesin
olarak söylenmesi çok
güç-
-Şu anda Türidye'nin
atması gereken Uk adım
nedir?
OKAZAKİ - Önemli
olan ilk adım, tahmini ra-
kamlann çıkanlması, bir
hareket planı hazırlanma-
sıdır. Yani depremden et-
kilenecek kişi ve bina sa-
yısının belirlenmesi, bu
bölgelere ne kadar süre su
verilemeyeceği, ıletışimın
ne kadar sürede kurulabi-
leceği gibi konular çok
önemli. Bundan sonrakı
adım ise, altyapının güç-
lendirilmesi. Yani elektrik,
su, doğalgaz merkezleri-
nin depreme dayanıklı ha-
le getirilmesi ve bu sis-
temlerin merkezi kontrol
mekanizmalanmn güçlen-
dirilmesı gerekiyor.
Önemli olan, depremın
hemen arkasından olacak-
lann tahmın edilmesidır.
Neler olacağı bilinirse ona
göre önlem alınır ve hızlı
hareket edilerek kayıplar
azaltılabihr. Istanbul'da ve
diğer bütün deprem riski
olan şehirlerde bazı işle-
yişlerin ve yapılann değiş-
mesi zaman alabıleceğin-
den, mümkün olan en kı-
sa zamanda çalışmalar
başlatılmak zorundadır.
-Türkiye'de binalann
inşasına ilişkin yasalar
neler?
OKAZAKİ-Yasalar iyi
olabilir, ancak uygulan-
ması önemli. Binalar ba-
zen uzmanlar tarafindan
değil, sıradan kişiler tara-
findan inşa ediliyor. Insan-
lann yasalan uygulaması
birçok ülkede, kültürel,
ekonomik ve diğer sebep-
lerden dolayı zor olabiîi-
yor. Ancak bu, değışmek
zorunda ve etkili çalışma-
larla değiştirilebilir. Örne-
ğin şehirlerde, Istanbul'da
milyonlarca ev var. lstan-
bul Belediyesi bu evleri
güçlendirmek istese bile
bu ekonomik olarak müm-
kün değil. Herkesin kendi
evi için kendisinın hareke-
te geçmesi gerekiyor. Her-
kes kendisi için bir şeyler
yapmak zorunda. Buna
evlerindeki eşyaları gü-
venli yerleştirmekle baş-
lamalılar ve evlerin kolay-
ca yıkümaması için kolon-
larla, duvarlarla güçlen-
dinneliler. Insanlar ço-
ğunlukla konuyu önemse-
miyor, deprem gelene ka-
dar depremde ölebilecek-
lerini düşünmüyorlar, an-
lamıyorlar. Bu yüzden yet-
kililerin insanlan duyarlı
hale getirmek için bilgiler
vermesi gerekiyor.
-Izmir'deRADIUS Pro-
jesiçerçevesinde yaptiğnuz
çahşmayı evlül ayında ta-
mamladınız. Tûrkyetkin-
leriyle RADIUS arasında-
ki ilişldler devam ediyor
mn?
OKAZAKİ - 9 şehirde
yapılan çalışmalar tama-
mıyla o ülkelerin insanla-
n ve yerel yönetimlerin
çabalanyla gerçekleştiril-
di. Izmir'de çalışmalann
başlatılması için belediye
başkam bizımle bir anlaş-
ma yaptı. Diğer bilimsel
ve yönetsel kuruluşlar bir-
leşerek çahşmalan yaptı-
lar. Bundan sonra yapıla-
cak olanlar da, yıne yerel
yönetimlerin kontrolünde-
dir. Merkezi yönetimle
kurulması gereken diya-
loglar varsa bunu da onlar
zaten yapacaklardır. Çalış-
ma yaptığımız şehirlerde
hazırlıklar başladı. Bir kıs-
mı master plan çalışmalar
yapıyorlar ve merkezi yö-
netimle diyaloğa gırilerek,
ülke genehndekı sıstemler
gözden geçiriliyor.
Izmir'de belediye baş-
kanı çalışmamn tamam-
landığmı açıkladığında
birçok insan ılgi göster-
mişti. Eğer elde edılen so-
nuçlar diğer şehırlerde uy-
gulanmaya başlamış ol-
saydı, birçok şey değişti-
rihniş olabilirdi. Şimdi
RADIUS Projesi'nin me-
todolojisı Türiaye'deki di-
ğer şehirler için çok yarar-
lıdır ve Izmir'deki "Case
Study" sadece Istanbul'a
değil, dünyanm diğer ül-
kelerindeki şehirlere de,
şehirlerin de özelliklerine
göre küçük değişiklikler
yaparak uygulanabilir.
Çok kısa bir süre için-
de, tahminen ocakta RA-
DIUS homepage'inde ge-
liştirdiğimiz RADIUS tıpi
'deprem risk yönetimi ve
zarar tespiti kılavuzunu'
hızmete sokacağız. Umu-
yoruz yaygın olarak kulla-
mür. Aynca ısteyen şehir-
lere, yaptığımız 'case
stuıty' sonuçlannı ve Ka-
panış Raporu'nu göndere-
biliyoruz.
-Depremin önceden sap-
tanabflmesi için kurulacak
erken uyarı sistemleri et-
kili mi? tstanbul'da kuru-
lacak bir uyan sistemi ya-
rarü olabilir mi?
OKAZAKİ- Bukonu
hakkında konuşmak çok
zor. Temel olarak, birçok
bilim adamına göre, dep-
remin nerede, ne zaman,
ne büyüklükte olacağınnı
önceden tahmin edilmesi
neredeyse hiç mümkün
değil. Japonya bunun için
milyarlar harcadı ancak
hâlâ tahmin edemiyorlar.
Meksiko City'de deprem
şehirden 200 kilometre
uzakta olduğu için, şehre
ulaşması 50 saniye sürü-
yor. Depremin merkezi ci-
vanna yerleştirilen cihaz-
lar sinyal göndererek, dep-
remin gelmekte olduğu
uyansını yapıyor. Ama ör-
neğin Japonya'da Kobe'de
deprem şehnn tam altında
oluyor ve haber verecek
zaman olmuyor. Izmit'te
de belki aynısı oldu. Yani
depremlen önceden tah-
min etmek mümkün değil.
Istanbul'un durumunu
tam olarak bilmiyorum.
Genel olarak söylemek
gerekirse, bir yandan er-
ken uyan sistemleri ile il-
gili çalışmalar yapılıyor.
Ancak çoğunluğa ve bana
göre, depremi tahmin et-
mek mümkün değildir.
Bazen depremin önceden
sinyaller gönderdiği olabi-
lir, ama çoğunlukla dep-
rem aniden gelir ve mev-
cut teknolojilerle yüzde
100 tahmin mümkün de-
ğildir. Yapılması gereken
en kolay şey, şehirlerin gü-
venli hale getirilmesidir.
Teknik olarak söylemek
gerekirse, Dr. Masure'un
da söylediği gibi, Istanbul
civannda büyük bir dep-
remin olacağı neredeyse
yüzde 100 kesin. Zaman
konusunda tahminde bu-
lunmak ise ımkânsız.
- Istanbul civanndald
depremin kısa bir süre içe-
risinde gerçekleşme ihti-
maline karşı, uluslararası
kuruluşlann ve sizin acil
olarak katkı planuuz var
mı?
OKAZAKİ- Dünyanm
birçok yeriode, Çin'de
Hindistan'da da durum
Türkiye'den farklı değil.
Onun için önemli olan,
deprem tehlikesi olan ül-
kede yaşayan insanlann
bir şeyler yapmaya ıstekli
olmalandır, uluslararası
kuruluşlann yapacaklan
değil. Türkiye'de de, var
olan değerli bilim adam-
lannın, merkezi ve yerel
yönetimler ile halkın bir-
likte bir şeyler yapmalan.
Türkiye'de teknolojı de bı-
lım adamı da var ve dışa-
ndan yardım beklememe-
leri gerekir.
Depremin etkılerini
azaltacak önlemler tama-
mıyla yerel olanaklarla
alınmak zorunda.
hlfemo fıediye çekleri
Alfemolannızı çoklaştıracak,
yaşamınızı güzelleştirecekl
ın fiyaüna
Ataksitie
f* maya varan
fvadelerîe
Kalite, uygun fiyat ve ödeme
seçenekleri gibi en iyi kampanyada
Alfemo'da]
Şımdi. yatak odası takımlan, yemek odası
takımlan, oturma gruplan, kanepeler,
bebek ve genç odalan, yataklar,
çok özel hediye çekleriyle
sizi bekliyor
Seçtiğiniz Mfemo'ya. hediye çekınizle
dilediğimz Alfemo hedıye\
Üstelik, peşin fiyattna taksitle
ya da 14 aya varan vadelerlel
Böyle kampanya gördünüz mü?
Gerard: Nüfusunuz Avrupa için sorun
A L F E M O
o
u
O
E
II
b i r ö m ü r b o y u"
Ekonomi Servisi - Banque de France Pa-
ra Politikası Konseyi üyesı Jean-PierreGe-
rard Türkiye'nin AB üyeliğı için "çok
açık" konuşamayacağını belirtmesine kar-
şın Türkiye'nin mevcut sorunlannı iyi ana-
liz etmesi ve çözüm yolunda çok açık bir
politika izlemesi gerektiğini bildirdi. Ge-
rard'a göre Türkiye'nin kültür ve din fark-
lüığı ile nüfusunun yoğunluğu AB'ye tam
üyelik konusunda "aşılması gereken güç-
lükler" arasında yer aİıyor.
Yabancı Sermaye Derneği tarafindan
düzenlenen ve konuşmacı olarak Banque
de France Para Pohtikası Konseyi üyesi Je-
an-Pıerre Gerard'ın davet edildiği "Eurove
Küresel Para Sistemi Reformu" konulu
konferans Hilton Oteli'nde gerçekleştiril-
di. Gerard, Türkiye'nin büyük bir nüfus ve
ekonomik dinamızmi olduğunu ıfade ede-
rek. "Ama ekonominin dinamizmi ile nii-
fusta sorunlar çUoyor. Bunlan da dikkate
almamz gerekiyor'' uyansında bulundu.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
sun derken, Fransa ince bel hareketleriyle bizi dan-
sa davet ediyor... Oryantalin etkisiyle belimizi faz-
laoynatıyoruz, bukezuyumsuzlukortayaçıkıyor...
Az öteden Ispanya el-kol hareketleriyle "haydi"
derken sol eiimiz çiftetelliye uygun biçimde ağır-
ca yana açılıyor, sağ eiimiz havada halay vaziyeti
alıyor... Durumu çatıdan gözleyen Iskandinav ül-
keleri ne dansa geliyor ne flgür beğeniyor... Bu sı-
rada Kalya müziği değiştirip "(N)apoliten" şarkıla-
ra başlıyor... Karşımızdakilerin tümü Italya'ya el
çırpıp bize sesleniyor
- Sizinle dans ne güzel!
Kavalyesiz kalan biz, ellerimiz havada, ayakla-
nmız trompet, durumu yorumluyoruz:
"Avrupa bızsız yapamayacağını anladı!"
Bu kadar dans yeter, masaya oturalım.
Şu temel soru hâlâ yanıtlanmış değil:
- Avrupa bizi içine alarak mı eksiklerimizin gide-
rilmesini isteyecek, yoksa 'şunlar şunlar eksik, iyi-
leştirin ondan sonra gelin' mi diyecek?
AB bu soruyu yanıtlamadı, ama görünen du-
rum, ikinci şıkkın öne geçeceği yönünde. Son ola-
rak dün Avrupa Pariamentosu'nun aldığı kararlar
da yine bozuk rttimli dansı anımsatıyor. Hem Ab-
duilah Öcalan'ın durumunun AB'ye üyelik süre-
ciyle ılintilı olmadığı söyleniyor, hem Türkiye'den
üstü kapalı da olsa terör örgütünün durumuyla il-
gili ödünler isteniyor.
Gerek Türkiye'ye gelen AB üyesı ülke temsilci-
lerinin verdiği demeçler gerekse Avrupa'dan ge-
len haberier, başta terör olmak üzere, Kıbns, Yu-
nanistan'la ilişkiler ve benzeri konulara, neredey-
se bir tek ülkenin dahi, Türkiye penceresinden
bakma eğiliminde olmadığını gösteriyor.
Asma-askı senaryoları
Avrupa'yla dansın en önemli ayağını öcalan'ın
durumu oluşturacak. AB'nin bu konuda izlediği
tutum şu gerçeği bir kez daha gözler önüne ser-
di:
Türkiye, terörie mücadelenin sadece birinci ra-
undunu kazandı!
Bu raund çok önemliydi, başardık. Şimdi biz
ikinci raunda aklımız binnci raundda çıkarsak, kay-
bederiz.
Son birkaç gün içinde gelen haberier, AB'nin,
Türkiye öcalan'ı asarsa ne yapanz, asmazsa ne
yapanz" senaryolannı yazdığını ortaya koyuyor.
Ecevit'in şu değerlendirmesi Türkiye'nin senar-
yoyu sezdiğini ortaya koyuyon
Türkiye 'yi terör örgütüyle karşı karşıya getirme-
ye çalışmak, AB'ye yakışmıyor... Türk insanının
onurlu olduğunu biliyorlar, sankibirhatayaptırma-
ya çalışıyorlar... Tahrike varan inciticisözleriyadır-
gıyorum..."
Görünür verilerle senaryoyu netleştirmek gere-
kirse; öcalan'ın idamı söz konusu oldugunda Av-
rupa şunu söyleyecek:
"Bu Türkiye AB üyesi olamaz. Aramıza almamız
mümkün değil. Tam üyeliğı unutsun."
Idam infaz edilmezse, askıya alınırsa arkası ge- •
lecek:
"Etmediniz, güzeeeeel. Şimdi gelelim bundan
sonra ne yapılması gerektiğine. Kürtler sizin ulu-
sunuzun bir bütünü değil, azınlıktır... Bunun ge-
rekferini ysrfne getirin..."
Bu yolun ucu azırrfık haklanyla kalmaz. Zira na-
sıl bizim Avrupa'yla dansımızda uyumsuzluk var-
sa; Doğu, Güneydoğu komşulanmızla oyunun ku-
rallan 180 derece farklı. Avrupa müziğiyle güneyi-
mizdeki ülkelerle dans, at üstunde valse benzer!
Kritik bir ay başladı. 10-11 Aralık'taki Helsinki zir-
vesinin zemin kaplaması, ABD'deki Kıbns görüş-
meleri tezgâhında örülecek. Yunanistan Başba-
kanı Simrtis Türkiye konusunda "ülkesine rahat
dönebileceği" bir karar istiyor.
Başta Isveç olmak üzere Iskandinav ülkeleri ta-
vandan bakmayı sürdürüyor.
AB, artık bir Lüksemburg lüksünün olmadığını
biliyor.
Bu çokgen karşısında Türkiye'nin tutumu ise,
"Hele bir zirve sonuçlansın, pozisyonumuzu on-
dan sonra belirteriz. O güne dek hiçbir konuda gü-
rültü çıkmaması iyidir" politikası izliyor.
Bu durum, "Hele bir denize açılalım, başımıza
bir şey gelirse çaresine bakanz" d&meye benziyor!
HelsKtıkTye Ege gölgesi
• Baştarafı 1. Sayfada
çıkarmaya çalışan Yuna-
nistan, aylar sonra ilk kez
Türkiye'yi protesto etti.
Ege'deki hava sahası ih-
lallerinin gerekçe göste-
rildiği notayı Yunanis-
tan'uı Ankara Büyükelçi-
liği yetkililerinden Danae
Kumanakou dün Dışişle-
ri Bakanlığı Yunanistan
Dairesi'ne iletti. Edinilen
bilgilere göre notada,
Türk savaş uçaklarının
son dönemde hava sahası
ihlallerini giderek arttır-
dıklan, adalar üzerinde
uçuşlar gerçekleştirdikle-
ri belirtüdi. Notada özel-
likle geçenpazartesi günü
yaşanan olaylara ağırhklı
yer verildiği öğrenildi.
Buna göre, F-16, F-4 ve
F-5'lerden oluşan savaş
uçaklan Girit ile 12 Ada
arasında kalan bölgeye
girdi ve 6 Yunan adası
üzerinde ucuş yaptı. Yu-
nan savaş uçaklarının ih-
lale yamt olarak havalan-
malan üzerine de birçok
bölgede "it dalaşı'7
yaşan-
dı.
Yunanistan da bunun üze-
rine Türkiye'yi protesto et-
me karan aldı. İki ülke ara-
sında depremlerin ardın-
dan yaşanan dönemde ilış-
kiler yumuşamaya başla-
mıştı.
Yunanistan, T ü r k sa-
vaş uçaklarının hava saha-
smı ihlal etmesi Türki-
ye'nin Yunan topraklan
üzerindeki amacuun bir
ifadesi" değerlendirmesi-
ni yapıyor. Dışişleri Ba-
kam Ismail Cem geçen
günlerde yaptığı yazılı bir
açıklamada, "Türkiye'nin
Yunan topraklannda gö-
zü yoktur" demışti An-
cak Yunanistan, sözlerden
çok icraatın dikkate alın-
ması gerektiğini belirte-
rek, Türk uçaklan ve ge-
milerinin Ege'deki faali-
yetlerinin kaygı verici ol-
duğunu iddia ediyor.
Yunanistan'ın Ege Deni-
zi ile ilgili iddialannı Hel-
sinki zirvesinden sadece
bir hafta önce yansıtması
dikkat çekti. Avrupa Bırlı-
ği'nin (AB) yoğun baskısı
altında bulunan Yunanis-
tan, Helsinki zirvesinde
Türkiye'ye aday ülke statü-
sünün verihnesini onayla-
mak karşılığında özellikle
Ege ve Kıbns'ta ödünler
sağlamak istiyor. Ege so-
nınlannın çözümü için
Türkiye'nin Uluslararası
Adalet Divanı'na başvur-
masını isteyen Yunanistan,
Güney Kıbns Rum Yöne-
timi'nin (GKRY) Kıbns
adı altında tam üyeliğinin
sağlanması için AB'ye
"Kıbns'ı almazsamz tüm
genişleme programını veto
ederim'* şantajında bulu-
nuyor.
Yunanistan, Türkiye'nin
Kardak ve Gavdos adala-
nyla ilgili girişimlerini ör-
nek göstererek AB'ye
"Türk hükümeti saldırgan
amaçlanndan vazgeçme-
di" mesajım da vermeye
çalışıyor.
Diplomatik kaynaklar, i-
ki ülke arasuıdaki ilişkile-
rin belirgın bir ilerleme
göstermesine karşın taraf-
lann Ege ve Kıbns konula-
nndaki pozısyonlannı de-
ğiştirmediğini bildinyor-
lar.