Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenr. Orhan Erinç
# Genel Yayın K.oordinatörü Hikmet
Çetinkaya • Yazuşlen Müdurü tbrahim
Y'ddız '• Sorumlu Müdüf Fikret Ükiz
0 Haber Merkezı Müdüru Hakan
Kara # Görsel Yönetmen. Fikret Eser
tstıhbarat: Cenjpz Yddınm 9 Ekonomı Öziem
Yüzak • Kultur: Handao Şenkoken • Spor
Abdülkadir Vücelman • Makaleler Sarai
Karaören • Duzeltme Abdullah Y azıcı #
Fotograf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bügı-Belge.
Edib« Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yayın Kurulu Ilhao Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç. Okta>
Knrtböke. Hikmel Çetinkaya,
Şflkran Soner. tbrahim YıMız,
Orhan Bursalı, Mustafa Balba),
Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No 125. Kat4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel 4195020(7
bat), Faks 4195027 • iznurTemsılcısı SerdarKızık,
H.ZıyaBlv. 1352 S Z'3Tel 4411220, Faks.4419117
• AdanaTemsücısı Çeün Yiğeooğlu. tnönüCd. 119
S.No lKat:I,Tel 363 12 11. Faks. 363 12 15
Müessese Müdüru Üstün Akmen
# Kcordınatör Ahmet Korulsan
• Muhasebe Bûknt Yener • 1da-
re Hüseyin Gürer# Bılgı-Iş-
lem Nail tnal • Satış. Fazilet
Kuza
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Cülbin
Erduran • Koordmatör Reha
lşıtman • Genel MüdürYarduncısı:
SevdȂoban Tel 514 07 53 -
51395 8O-51384«Wl.Faks.5l384ö
\ l>tmta\sa \e B&saa*. Yem Gûn Habet Ajansı, Basın ve Yavıncılık A 5
Türkocajb Cad 39 41 Cağaloglu Î4334 lstanbul PK 246 - Sukecı 34435 Istanbul
Tel (0 2121 511 05 05 120 has I
Faks 10 212ı 513 85 95 www.cumhunvet.cora.tr 3 ARALIK 1999 tmsak 5.31 Güneş: 7.04 Öğle: 12.01 tkindi: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.11
Pars Tuğlacı'dan
I Haber Merkezi-Dilve
tanh uzmanı Prof. Dr. Pars
Tuğlacı, resmi davetli olarak
gıttiğı Kahire'deki Amerikan
Universitesi'nde, Balyan
ailesinin Osmanlı
Mitnarhğı'ndakı rolü konulu
ilginç bir tebliğ sundu. Pars
Tuğlacı, her yıl dünyanın bir
ülkesınde Amerikan
Bıyografî Estitüsü Ue
Ingiltere Cambridge
Bıyografî Merkezı'nce
düzenlenen Uluslararası
Sanat ve lletışım
Kongresı'nın yakın bir
gelecekte tstanbul'da
düzenlenmesıne ilışkin
dıleğmi Kültür Bakanı
lstemıhan Talay'a
bıldirmiştı. Kongrenin 2002
yılında lstanbul Çırağan
Sarayfnda düzenlenmesi
kararlaştınlnuştı
NamıkKemal
anıMı
• TEKİRDAĞ
(Cumhumet) - Vatan ve
Hürnyet şaın Namık Kemal
111. ölüm yıldönümünde
doğum yeri Tekırdağ'da
anıldı. Anma töreni, şairin
Namık Kemal Parkı'ndakı
aıutına çelenklerm
konulması ve saygı
duruşuyla başladı. Şairin
evınde de eserlen ile ressam
Jale Onan'ın yağlı boya
resimlerinın yer aldığı
sergınin açıhşı yapıldı.
Ramazanziyafeti
• Haber Merkezi - Four
Seasons Hotel, bu yıl da
Ramazan ayı boyunca zengin
mönüsü ve geleneksel
tathlan ıle konuklannı
ağırlayacak. Geleneksel
Türk mutfağı yemekleri ve
tatlılan ile boza ve sahlebin
de yer aldığı mönüden
seçeneklı olarak sunulacak
yemeğin fıyatı kişi başına 13
milyotı 500 bin olarak
belırlendi. Rezervasyon için
Seasons Restaurant'ın
(0212)638 82 00No'lu
telefonuna başvurulabilir.
Dünya Özürlüler Günü'nae acıma değil destek, sevgi ve ilgi bekliyorlar
Oıılaı-la yaşam daha giizel
• Meslek ve bir anlamda özel
yaşamlannda da özürlülerle
birlikte olmayı seçen üniversite
öğrencileri, yaşadıklan koşulsuz
sevgi ortamından büyük
mutluluk duyuyor.
FİGENAIALAY
Bugün Dünya Özürlüler Günü. Hani so-
kakta gördüğümüzde ya başımızı çevırdi-
ğimiz ya da acıyarak uzun uzun bakugimız,
aynı ortamda bulunduğumuzda rahatsız ol-
duğumuz. yok saydığımız, bir türlü yaşa-
ma hakkı tanımadığunız ınsanlann günü.
Hiç olmazsa bu özel günden başlayarak biz
"nonnarierin de her an çizginın öteki ta-
rafina geçeceğini hiç unutmadan, bizim gi-
bi olmayanlara daha doğal davranmaya ça-
hşabılir mıyiz dersuüz?
Kimüeri özürlülerle birlikte olmayı, on-
lara ve ailelenne destek vermeyi bir yaşam
biçimi olarak seçiyor ve özürlülerle yaşa-
dıklan koşulsuz sevgi ortamından büyük
mutluluk duyuyor. Seriye Çatak, "lnsanlar
onlarla yaşamayı öğrenseler hayafın güzel-
liklerini farkedecekler" dıyor.
Otistikler Klübü Başkanı Yard. Doç. Dr.
Nevin Eracar, "Herkesin kendi gibi olma-
ya hakkı bulunduğunu unutmayahm. Bu
durumu yaşam içinde kendileri seçmedi-
fcr" dıyor ve sözü, meslek ve bır anlamda
özel yaşamlannda da özürlülerle bırlikte
Onlar içindebuhınduldan durumu kendileriseçmedi,herkes gibiyaşama hakkı istiyorlac
olmayı seçmiş öğrencilenne bırakıyor.
Mannara Üniversitesı Eğırim Fakültesi
Rehberlik ve Psıkolojık Danışmanlık bölü-
mü son sınıf öğrencısı Seriye Çatak, ikin-
ci sınıftan ben özürlülerle çahştığını ve
özellikle otıstiklerle yaptığı çalışmalar sa-
yesmde depremzedelere çok daha kolay
ulaştığını anlatıyor.
Depremzedelerin geçıcı olarak otıstık
davramş kalıbı içine girdiklerine dikkat çe-
ken Çatak, "Depremzedeter otistikler gibi
içkrine kapannuşo. Geçki olarak dış dün-
yayla bağlantılan kopuktu. Otistikler iste-
dikleri zaman kendilerini açariar. Deprem-
zedelerde bir yerde otistik da\ rantşlan gös-
teroorlardı ve otistiklerie çahşıruş oünamız
depremzedelere daha yararh olmamıza ne-
den oldu" dıyor. İnsanlann özürlülerle bır-
hkte yaşamayı denemelen hahnde hayatm
güzellıklerini farkedeceklenni belirten Ça-
tak, onlarla hırlikte olduğunda kendısini daha
doğal, daha rahat hıssettığinı ve hayata daha
cıddi baktiğını söylüyor.
A>TU sınıila öğrenci olan OytunSerin. otis-
tiklerie ilk karşılaşmasım ve sonrasını şöy-
le anlatıyor:
"Önce kafam çok kanşü. Bana çok an-
laşümaz. çok uzak, çok karanhk gekifler.
Ama zamanla bütün soru işreüeri dağüdL
Bazı zamanlar içimde üzüntü duyuyorum
ama onlarla birlikte olnıak bana çok iyi ge-
lhor. olumlu enerji alryorum. Onlan tanı-
dıktan sonra her şey çok keyifli. Koşulsuz
bir sevgi ortamı var. Birlikte olmak bir sü-
re sonra külfet değil keyif oluyor. Otjstikle-
ri tanıdıktan sonra bende hayatı dahaoidu-
ğu gibi kabüUenme duygusu otuştu."
Meltem Yöney ıse otistiklerie ilk kez bir
yıl önce karşılaşmış. Çok heyecanlandığı-
nı ve korktuğunu anlatan Yöney, "Bana b i
zarar vereceklerinL daha da kötüsü benim
onlara bir zarar verebileceğimi düşünüyor-
dum" dıyor. Karşıhklı zarar değil, yarar
sağladıklannı. otistıklerden pek çok şey
öğrendiğiru anlatan Yöney, onlarla birük-
te olmaktan çok mutlu olduğunu belırtıyor.
Behçet hastahğunn sırrı çözülemiyor
tstenbul Haber Servisi-Nede-
nı hâlâ tam olarak bılınmeyen
Behçet hastalığının Türkiye'de
en az 45 bin kişide görüldüğü
tahmin edıliyor. Uzmanlar, göz-
den eklemlere kadar vücudun
tüm bölgelenm etkileyen hasta-
hğıntüm hekımlerce bdınmesı ge-
rektiği vurguluyorlar. Genellik-
le 20-30 yaşlannda ortaya çıkan
hastalık, azgelişmış ve gelişme-
miş ülkelerde sıklıkla görülüyor.
tstanbul Tıp Fakültesi bünyesin-
de kurulan Türk Behçet Hastahğı
ile Savaş Derneği'nce düzenlenen
Behçet hastalığı kongresı The Mar-
mara Otelı'nde dün başladı. Kong-
re Sekreten Doç. Dr. Afet Akdağ
Köse, Behçet hastalığının ülkemız-
de çok sık görülmesıne karşın hiç
bılınmedığını söyledı. Hastalığın
"Ağızda aft denen yaralar, genkal
böigede ülser.gözde uçuşmalar,ek-
lem tutuunalan" gıbı belırtılerle
kendini gösterdığini söyleyen Kö-
se. hastalığın yüzde 60-70 bır ke-
simde ıyi huylu seyrettiğıni söyle-
di. Köse, hastalığın nedenınin tam
olarak bilinemediğini, ancak çev-
resel faktörlerin ve genetık geçişin
etkıli olduğunu belırttı.
Köse. hastalığın takıp edileme-
mesı durumunda gözde kayıplar, sa-
katlıklann meydana gelebıleceğı-
ne dikkat çekerek şöyle devam et-
ti "Bu çahşmada 22 bin 700 kişi-
ye ulaşdk. 1700 kişi şüpheb bulun-
du ve hastanemizedrât edSdL Şnn-
dh« kadar kabuledlengerçe0n ak-
sine hastahğın toplumu büyük bir
kesimindegörüldüğünü tespitettik.
Behçet hastahğı toplumumuzun
yüzde l"i ile binde3"üarasındagö-
rûlüyor.''
Yokohama Ünıversitesi Öğre-
tım Görevlısi ve Japonya Behçet
Hastahğı Komıtesı Başkanı Prof.
Dr. Sbigeaki Ohno. "Bizde arük
yeni >-aka pek yok. Ancak Türki-
ye'de hâlâyenivaka görülüyor" dı-
ye konuştu. Prof. Dr. Ohno, hasta-
lığın nedenıninbilinemediğini, an-
cak Japonya'dakı düzehnenin ha-
yat şartlanndaki iyileşmeye bağlı
olabıleceğini söyledı.
Bitkilerle tedavi
Yeşilçay kanseri
önlüyormu?
Haber Merkezi - 'Ca-
meUia- Suıesüı' ağacmdan
elde edılen ve Çinlıler ıle
Japonlann geleneksel içe-
ceği olan yeşil çayın kan-
ser ve kalphastaİıklan baş-
ta olmak üzere çok sayıda
hastalığın önlenmesınde
etkili olduğu ileri sürüldü.
Günde dört pardak içi-
len yeşil çayın aynca yük-
sek tansiyon ve kan şeke-
rini düşürdüğü, mıgreni
geçirdiği, bakterileri ve
grip virüsünü öldürdüğü,
depresyonla ve yorucu ya-
şam temposunun yol açtı-
ğı stresle mücadele ettiği,
dış çürürnelenni ve kemik
erimesüıi önlediği, ıdrar
söktürücü olduğu belirtü-
di.OTC Farma tarafından
Türkıye'ye getirilen ve sa-
dece eczanelerde sanşa su-
nulan Additiva Green Tea,
bilım çevrelerinin de ince-
lemelerine konu ojmuş. Ja-
ponya Shizuoka Üniversi-
tesi Beslenme Bılimleri
Profesörü Itago Oguni ve
pek çok bilım adamınm
polifenollerin kanseri ön-
lemedeki rolü üzerine yap-
tıklan araştırmada. *poB-
fenolkrin antioksidan et-
kisinin £ vitamininden 20
kat daha etkili' olduğu be-
ürtıliyor.
e-posta : tan (a prizma. net tr
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
"Osmanlı' Konusımda İnce Ayar'
Gidiş, 'Cumhupiyerten Tanzimâfa mı?
(Osmanlı'nın 'safvet'i, Müslümanlığından mıdır;
yoksa, ağır zırhlı şövalyeye karşı, hafrf ve seyyal, 'tı-
mar' süvarisinin, 'üstünlüğünden' mi? Ya da, şöyle so-
rulamaz mı: Osmanlı, sonraki yüzyıllarda,"daha da 'Müs-
lüman' kesildığı halde; niye süreklı gerilıyor: 'kefe-
re'nin 'ateşlı silâh' üstünlüğünden mi; yoksa, Do-
ğu/Bab ticaretınin, Ipek Yolu'ndan, okyanuslara in-
tikalinden mi? Cevapsız olarak, bu sorular bile, ışın içi-
ne 'bilinç' kanşınca, değerlendimnenin ne kadar fark-
lı olacağını göstermiyor mu? Oysa, 700. yıl tartışma-
lannda, hâlâ aynı 'inanç' disiplini içinde görünmekte-
yiz: Osmanlı, ya her şeydir, ya da hiçbir şey!
Fark nerede, 'Küreselteşme'nin, fufucu'nun (mu-
hafazakâr) ve 'geric/'nin (mürteci), ekmeğine tereya-
ğı sürmesınde mı? Eğer 'Kemafet' Türkiye, yanm yüz-
yıldır süreklı 'küresellesmese'ydı; günümüzde oldu-
ğu gibi, zilzuma bir 'dotar küftürü' içinde kaybolur muy-
duk? Bundan çeyrek yüzyıl once, kım çıkardığı gaze-
teye ya da dergiye, Ingilızce bir ad koyabilirdi? Hangi
yayınevi, 'küreselleşmiş' yazarları 'pazarlayarak',
'ulusal kültürü', bu kadar rahatlıkla torpilleyebilirdi?
Bu kadar 'vakıf üniversite, garip birşekilde, devlet üni-
versitelerinin karşısına çıkanlır, çoğunda, 'ulusallığın'
çanına, böyle ot tıkanır mıydı? Daha ilginci, yirmi beş
yıl önce, Iğrap'ta mahalli olmayan 'ılımlı Islâm' tezle-
rinin, bu arada 'devreye sokularak'; 'Osmanlı'nın -özel-
likle, çöküş dönemindeki 'kozmopolıt' yaşantısının- bir
hoşgörü sembolu gibi sergilenmesi!
'Osmanlı' konusunda 'ince ayar' söyleşilerinde, ne
yapmak istedım: biryandan, yirmı beşyıl öncesine oran-
la, Türk irrtelligentsia'sıntn, ilerlemtş olmaktan çok,
gerilemiş olduğuna işaret etmek! öbür yandan, çey-
rek yüzyıl önce kaleme alınmış, bazı düşüncelerin, bu
ortamda, handiyse 'militan' bir 'kimlik kazandığını
saptamak! Zıra, bu 'ayar'da, size aktardığım düşünce-
lerin 'girizgâh'lan sonra gelen kısmı, o yıllarda yazdı-
ğım çeşitli yazılardan, bölümler içeriyordu. Oysa, ne
kadar 'güncel' görünüyorlar.
Bu 'güncellik', Cumhuıiyetten, Tanzimât'a doğ-
ru bir gerileytşin, açık kanıta sayılamaz mı?
Tanzimâf öncesi, çok mu iyi?
Şöyle bir inanç seziliyor, bazılanmızda; Türklük,
Müslümanlığa sımsıkı sanldığı dönemlerde, ye-
nilmezbirgüç, 'c//ianşümû/'birdevletti; Hristiyan Ba-
tı'yı duman ediyor, hertarafa damgasını basıyordu; o
ki, Tanzimat ile Hristiyanlık, Osmanlı üzerinde nüfuz
sahibi oldu, devlet yöneticilerine kadar herkese el at-
mayı becerdi; sonunda hem devtetin çökmesine, hem
de Hristiyan Batı kafasına uygun yeni bir devletin or-
taya çıkmasına neden oluşturdu. Ne dersiniz? Doğru
olabilir mi bu? Isterseniz, bazı şeyleri hatırlayarak, işe
başlayalım.
Böyle bir düşüncenin temeli, Tanzimât'ın Bat'hla-
nn etkisiyle yapılmış, Hristiyan azınlıklara büyük ödün-
ler getiren bir anlaşma olmasına dayanmaktadır; bu
kafaya göre, Tanzimât'tan önce Türklük, Osmanlılık
attından kocaman bir imparatorluktu; kimse onun gü-
cüne karşı koyamıyordu. Bu da, Islâm sayesinde ger-
çekleşmişti.
Sanınm yanlışlığın temeli buradadır Osmanlı Dev-
leti, sanıldığı ya da okutulduğu gibi, on dokuzuncu yüz-
yılda sallanmaya başlamamıştır; kimsenin hesaba kat-
mak istemedıği dönem, 1699'dan 1830'lara kadarki
dönemdir ki, ortada Tanzimat da, Hristiyan etkisi de
olmadığı halde, Osmanlılann savaş üstüne savaş kay-
bettikleri, aralıksız geriledikleri koskoca bir zaman par-
çasıdtr. Demek ki yanlış, devletin gücünü Islâmlıkla bir
tutmak yanlışıdır. Osmanlı güç olmasına güç ol-
muştu, gerçekten büyük bir imparatorluk kurmuş-
tu ama, bunun toplumsal ve ekonomik nedenleri
vardı; bu nedenler ortadan kalkıp, koşullar tersi-
ne dönünce; yine eskisi kadar Müslüman olduğu,
Halifeyi bağrmda taşdığı halde, Kaıiofça, Pasarof-
ça, Kaynarca vs gibi hep aleyhine olan sözieşme-
leri kabul etmek zorunda kalmıştı.
Palavrayı bırakır, 'Osmanlı tarihi'ne gerçekçi bir
gözle bakarsak, ne görürüz; XV11 .yy.'dan XX.yy ba-
şına kadar, üç yüz yıl aralıksız gerileme, savaşlarda ye-
nik düşme, durmadan toprak venme! Tanzimât'la ön-
ceki yükseliş (satvet) devri arasındaki bu dönem-
de, 'bütün insanhğı kardeş sayan' ulvî Müslüman-
tığın, neden dolayı Osmanlı'yı kurtaramadığını dû-
şünmeliyiz.
Dahası var.
İşin içindeki iş'
Sözüne inanılır tarihçilere göre, Osmanlı Devle-
ti'nin 1300 ile 1600 yıllan arasındaki gelişmesi
ve yükselmesi, dininin Müslüman olmasından çok,
o dönemlerde Asya ticaret yolunu eline geçirmiş
olmasına, denizlerde egemenliğini kurabitecek bir
gemi inşa teknolojisini kazanmasına; Bat'lı, Or-
taçağ tipi, ağır Avrupa Hristiyan ordulanna karşı,
hafrf zırlı suvari güçlerinden oluşan, çağına göre
modem ordusuna; fakat en önemlisi, Osmanlı 'Dir-
lik Düzeni'nin, hâlâ Ortaçağ kalıntsı birderebey-
lik/serflik düzeni yaşayan; hâlâ kilise ile derebey-
ieri arasında ezilen Doğu ve Orta Avrupa halkla-
nna, son derece ileri gelmesine bağlıdır, öyle ki, Os-
manlı'nın yönetimine geçer geçmez, bu halklar hem
Kilise, hem derebeylik baskısından kurtuluyor; dinini
serbestçe taşıyabildiği gibi, güçlü bir devletin mutlu
yurttaşı haline gelıyordu.
Osmanlı Imparatorluğu'nun 'bellnikıran' olayın
da, dinle diyanetle bağlantısı yok; bu olay, çeşitli
görünüşlerde meydana çıkan, Amerika'nın keş-
fi; ticaret yollarının, Avrupa ile Hindistan ve Çin
arasından; Avrupa ile Amerika arasına dönüşü-
dür, Amerika'dan Avrupa'ya akan servet, bu-
nunla Merkantilizm'in doğuşu, Kilise'yi de tah-
tndan indirecek, laik Fransız Devrimi'nin hazır-
lanışıdır, ki bu devrimi soylu, feodallere ve kral-
lara karşı, zenginleşen burjuvalar hazırlamış-
lardır. Bu arada Akdeniz'de ticareti Ingilizler,
Hollandalılar, Fransızlar ele geçirdiler; daha
1500'lerde bu, kaprtülasyonlann doğmasına; Os-
manlı ekonomisinin, ticaret açığı vermeye baş-
lamasına yetmiştir; bunu, ödeme açığı izlemiş;
değeri düşük ve kalp para salgını da üstüne ek-
lenince, Osmanlı maliyesi çökmüştü. Giderek
'Dirlik Düzeni'nin bozulduğunu, ülkenin Dersa-
adetve yakın çevresinden ibaret, bir 'çiftlik' ha-
line geldiğini, yine tarihçiler söylüyor.
Demekki 'Y(j/cse//ş'gibı, 'Gen/ey/ş'indeMüslüman-
lıkla ikjisi yok, olamaz dazaten, dinler insanlarta inan-
dıklan Tanrı arasındaki ilişkiyi düzenler; yeryüzünde-
ki rjlaylar ise ekonomik, toplumsal, tek kelimeyle 'dün-
yevi' nedenlere bağlıdırlar. Onun için Tanzimat gel-
di, Müslümanlık bozuldu; ondan önce çok iyiydi id-
diası, gerçeği yansrtamaz; 1600 yılında da Tanzimat
mı vardı, gerilemenin kökeni ta oralara uzanıyor.
httpy/www.prizma.nettr/AlLHAN
http7/www.bikjiyayınevi.com.tryailhan
Faks/0-212/26019 88