Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALJK 1999 ÇARŞAMBA
HABERLER
• Sadullah Usumi
taburcu oluyor
« • ANKARA
, (Cumhuriyet Bûrosu) - 16
i Aralık günü ameliyat olan
• gazetemiz yazan Sadullah
Usumi bugün taburcu
- oluyor. Hacettepe
- ÜniveTSİtesi Rektörü Prof.
Dr. Tunçalp Özgen
i tarafından başanyla
gerçekleştirilen
• ameliyatuı ardından
tedavisi Hacettepe
' Üniversitesi Tıp Fakültesi
' Beyin Cerrahi Servisi'nde
sûrdürülen Usumi'nin
sağlık durumunun iyi
olduğu bildirildi.
Usumi'nin bir an önce
eski sağlığına kavuşarak
1
okurlanyla yine
" gazetemiz sayfalannda
buluşmasuıı dilıyoruz.
TBMVrde
anayasa
değişikliği turu
, • ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
: TBMM'de gnıbu bulunan
r partiler arasında
anayasadakı değışıklıkler
- ûzerinde bir uzlaşma
sağlamak amacıyla
kurulan Partılerarası
- Uzlaşma Komısyonu
, üyelen, Türkıye'nin AB
adaylığının ardından
anayasada yapılması
gereken değişıklikler
konusunda Başbakan
Bülent Ecevit"i ziyaret
ettı. Ziyaretin ardından bır
- açıklama yapan
- Komisyon Başkanı Nejat
• Arseven, Ecevit'in de
uzlaşma sağlanması
• durumunda bazı
: değışikiiklerin gündeme
/ gelebileceği görüşünde
olduğunu kaydederken
"Sayın Başbakan"dan
'• aldığımız bu destekle
' diğer sıyası partı genel
" başkanlannı da ziyaret
edeceğiz" dedi.
Devlet Bahçefi
• •••••• • •
hukumetı
savundu
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türkıye-Gürcıstan Karma
Ekonomik Komisyonu
(KEK) 2. dönem
toplantısının açılışını
yapan Başbakan
Yardımcısı Devlet
Bahçeli, gazetecilerin
çeşitli konulardaki
sorularını yanıtladı.
Bahçeli, bir gazetecinin,
bütçe görüşmeleri
sonunda "hükümette
yaşanan aynlıklann
herhangi bir hükümet
krizine yol açıp
açmadığını" sorması
üzerine, "Hükümet içinde
herhangi bır kriz söz
konusu değildir, olmasına
gerek de yoktur" diye
konuştu. Bahçeli, ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ın MHP ile ilgili
son değerlendırmeleri
konusundaki görüşlerinin
sorulması üzerine,
"Kendisinin güzel bir
değerlendirmesidir"
yanıtını verdi. .
Turbatı davası
• MALATYA
(Cumhuriyet) - İnönü
Üniversitesi Senatosu'nun
"kılık kıyafet
genelgesi"ne uymayan
öğrencilerin derslere
alınmayacaklanna ilişkin
karannın ardından,
ûniversite kampusu ve
Akpınar Meydam'nda
yapılan gösteriler
sonrasında haklannda
davaaçılanve çeşitli
hapis cezalanna
çarptınlan 76 sanıkla
ilgili Malatya 1 No'lu
Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nin gerekçeli
karan açıklandı. 51'i
hakkında idam istenen 76
sanıklı türban davasının
gerekçeli kararda,
"sanıklann eylemleri
önceden tasarlamadıklan
ve organıze olma
birlikteliğine
rastlanmadığı" belirtildi.
Cumhurbaşkanı Demirel, Öcalan konusundaki görüş aynlığını önemli görmedi
'Koalisyonda sıkuıü yole gktemez* diye konuştu.
Çankaya Köşkü'nde Ankara
Sanayi Ödası tarafından, 1998 yı-
lının en çok vergi veren, ihracat
yapan ve ürün geliştiren sanayici-
lerine ödül verildi. Demirel, tören-
de yaptığı konuşmada, kamu ma-
liyesındekı bozulmaya dikkat çe-
kerek, "Türkiye'de sanayi erbabt-
nın,ticareterbabınınvepekçokki-
şinin şikâyeüerinin kökünde ya-
tan, kamu maliyesinde meydana
gefen bozulmadır" dedi.
Demirel, ticari ve ıktısadı işle-
rin içinde yer alan devletin; eğium,
sağlık, güvenlik ve sosyal güven-
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Abdullah Öcalan' ın ida-
mı konusunda görüş aynhğına dü-
şen hükümette bir sorun olmadı-
ğını savunarak. "Bunlar ayn şey-
ier. Koaüsyonda herhangi bir a-
kmt olduğu kanaatinde değiliın.
Koalisyon ortaklan taşıdıklan so-
rumluİuğun değerini biliyorlar.
Türidye'ninistikraraihtivaavar"'
dedi. Demirel, 2000 yüı bütçesin-
de 24 katrilyonluk gelirin 21 kat-
riryonunun faize gittiğine de dik-
kat çekerek, "Türkrye, 2000'Myrt-
iara girerken bu kamu maüyesiy-
1100 yeni dosya
Hizbuüah'la
mücadeletek
elden yapılaeak
• 12 ilin emniyet müdürlûklerinin
terörle mücadele ve istihbarat
şubeleriyle il jandarma
komutanlıklannın yetkililerinin katıldığı
toplantı devam ediyor.
lik gibi asli görevlerini tam olarak
yerine getiremediğinı söyledi.
Devletin hem ülke içinde hem de
ülke dışuıda girişim gücüne eşit
olanaklan sağlaması gerektiğini
belirten Demirel, şunlan söyledi:
"Yapamrvorum, devlet destek-
lesin.iyiyapaımyorum farkını dev-
let ödesin aıüayışı yanhşür. Devlet
neredetı ödeyecektir? Devlet bunu
vergi parasından ödeyecektir. A-
ma hep ohnaz. O zamaD meydana
getecek açıklan nerden karşuava-
caksuuz? Eğer geliriniz çok fazla
ise oradan karşüarsnuz. Âma böy-
le bir hareket dünyanuı hiçbir ye-
rinde yok. İşte gele gele gektik, bi-
raz önce Malije Bakam anlata,
içinden çıkıbnaz kamu maüyesi-
ne_"
Demirel, törenden sonra da ga-
zetecilerin sorulannı yanıtladı.
Önceki gün koalisyon partilerinin
genel başkanlanyla 4 saat görüş-
tüklerini söyleyen DemireL, "Ben
koalisyonda herhangi bir sıkmtı
görmüyorum. Hükümet başkanı
olarak sayuı Ecev ıL gayet dikkat-
k çahşmalannı sürdürüyor. Gerek
Sayın Mesut Yılmaz, gerekse Sa-
ym Devlet Bahçeli De koalisyon so-
rumluruğu içinde ülke meseieten-
nicokanbyışlagötürüyoriar. Her-
hangi bir şey görünmüyor" dedi.
Demirel, koalisyonlann kolay
olmadığına dikkat çekerek, "Her
kişinin ağzmdan çıkan şeyi koaüs-
yonçaürdryor diyemütaba etmek
yantaş" diye konuştu.
Demirel, ANAP Genel Başkanı
Yılmaz'ın "AB'nin yohı Diyarba-
kır'dan geçer" sözlerine MHP'nin
tepki gösterdiğinin anımsatüması
üzerine "Birisininbirşey söyieme-
si durumunda, öbürlerinin kendi-
lerine söytenmisgibi saymalannııı
mümkün olmadıgını" savunarak
u
Koalisyonda bunlar ohır" dedi.
MAHMUTORAL
DtYARBAKIR-
Diyarbakrr'da devam
eden Hizbullah
zirvesmde örgüte
yönelik operasyonlann
tek elden koordine
edılmesi kararlaştınldı.
Toplantıda, Hizbullah'la
ilgili olarak açılan
araştırma dosyalanrun
yeniden ele almması da
karara bağlandı.
Olağanüstü hal
kapsamına gıren
Diyarbakır, Şırnak,
Hakkâri, Siirt ve Van,
mücavir il kapsamına
giren Bingöl, Batman,
Tunceli, Bitlis, Elazığ ve
Muş ile Hizbullah'ın
yoğun faaliyetlerde
bulunduğu Şanlrarfa
olmak üzere toplam 12
ilin emniyet
müdüıiüklerinin terörle
mücadele ve istihbarat
şubeleriyle il jandarma
komutanhklannın
yetkililerinin katıldığı
toplantı devam ediyor.
Toplantıda, Hizbullah
örgütüne yönelik olarak
özellikle son bir yıldan
bu yana yoğunlaştınlan
operasyonlarda iller
düzeyinde ortaya çıkan
koordinasyon
efcsikliğınin giderilmesi
planlandı. Bundan böyle
12 ılde Hizbullah'a
yönelik olarak
gerçekleştirilecek
operasyonlan koordine
etmekle Diyarbakır
Emniyet
Müdürlüğü'nün
görevlendirüdiğİ
belirtildi. Öte yandan,
geçen yıllarda söz
konusu 12 ilde emniyet
ve jandarma ekiplerinin
yaptığı çahşmalar
sonucu açılan araştırma
ve soruştunna
dosyalannın yeniden ele
alınması kararlaştınldı.
Bu dosyalann sayısınnı
tüm bölge için 1100
dolayında olduğu ifade
edildı. Toplantıda,
Hizbullah'a Iran
tarafından verilen
desteğin halen de
sürdüğüne dikkat
çekildi. Bu arada,
Hizbullah içinden çıkan,
sayılannın 8 ile 10
arasında olduğu
bildirilen itirafçılann
verdikleri bilgiler de
değerlendirildi. Bu
kapsamda. özellikle
Diyarbakır başta olmak
üzere Hizbullah'ın
propagandasuıa açık
olan kent
merkezlerindeki
camilerde sivil
görevlilerin
bulundurulması
kararlaştınldı.
Toplantıda aynca
emniyet ve jandarma
istihbarat birimlerine
ulaşan "HizbulbuYuı
dağaçıkoğıve
sflahhuıdığı''
haberlerinin ne
ır
'M'<
5
-'
derece gerçek ' i
f 1
- ' "
olduğunun araştınlması
da istendi.
1ĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Baştürktnezm başındacınıldı
istanbulHaberServisi-Eskı DİSKGenel Baş-
kanı Abdullah Baştürk, ölümünün 8. yıluıda dün
Zincirukuyu'daki mezan başında aruldı. Bu par-
lamentoda geleceğe dönük çok olumlu işlerin
olmayacağıru belirten eski DlSK Genel Başka-
nı ve DSP Istanbul Milletvekili Rıdvan Budak.
tüm emek örgütlerine "Gûçkrinizi büieştiruı''
çağnsı yaptı.
Emekçilerin haklannı ödediği ağır bedellere
karşın her koşulda kararlüıkla sürdüren, Türkı-
ye işçi sınıfinın unutuhnaz
önderlerinden Baştürk,
mezan başında anıldı. Tö-
ren, Rıdvan Budak, DlSK
Genel Başkanı Vahdettin
Karabay, DlSK Genel
Sekreteri Murat Tokmak,
Genel-lş Sendikası Genel
Başkaru lsmaD Hakkı Ö-
nal, Baştürk'ün eşi Ayten
Baştürk ile çocukları Ay-
ten ve Bülent Baştürk ile
sendikacılann da aralarrn-
da bulunduğu grubun saat
11 .OO'de saygı duruşunda
bulunmasıyla başladı. Tö-
rende konuşan DlSK Ge-
nel Başkanı Vahdetin Ka-
rabay, işçi sınıfinın demok-
rasi mücadelesınde Baş-
türk'ün hep ön planda ol-
duğunu belirtti. Karabay,
12 Eylül faşist cuntasının ardından DlSK'e açı-
lan dava karşısında onurlu bir mücadele veren ve
arkadaşlanyla bu-likte ışkencelerden geçen Baş-
türk'ün, DlSK'in adrnı işçi sınıfi tarihine yazdı-
ğını söyledi. Baştürk'ü, 12 Eylül sonrasında
DlSK'i eski gücüne kavuşturmak için verdiği
mücadele sırasında kaybettiklerini belirten Ka-
rabay, yeni dönemde işçi sınıfinın Baştürk'e la-
yık olmak için çalışması gerektiğini vurguladı.
Baştürk'ün uzun yıllar genel başkanlığını yap-
Törende konuşan DİSK Genel Başkanı Vahdettin Karabay, işçi sınıfinın demokrasi
mücadeksinde Baştürk'ün hep ön planda oktuğunu belirtti. (HATİCE TUNCER)
üğı Genel-lş Sendikası Genel Başkanı Ismail
Hakkı Önal da konuşmasuıda Baştürk'ün işçi sı-
nıfinın büyük bir önderi olduğunu belirtti.
Konuşmalann ardından Abdullah Baştürk'ün
mezanna karanfıller bırakan DlSK yöneticileri,
sendikacılar ve işçiler daha sonra ölümünün ikın-
ci yıldönümü nedeniyle eski ASİS Genel Baş-
kanı RrfatKendeıügD'in Feriköy'deki mezan ba-
şrna giderek saygı duruşunda bulundular.
Anma töreninin ardından gazetecilerin soru-
lannı yanıtlayan DSP Istan-
bul Milletvekili Rıdvan Bu-
dak, çalışanlann ekonomik
haklannda büyük bir gerile-
me olduğunu belirterek, 12
Eylül'de sendikal örgütien-
meye getirilen engellerin
sürdüğüne dikkat çekti.
Mecliste çalışanlann hakla-
nnı koruyan çok az sayıda
milletvekili bulunduğunu ve
parlamentonun, çalışanlann
haklanna duyariı ohnadığuu
anlatan Budak, çalışanlann
da siyasetûzerinde yeterince
etkin olmadığını söyledi.
Gücü başkalannda aramak,
başkalanndan ıstemek yeri-
ne üretimden gelen gücün
zaman zaman siyaset karşı-
sında kulanılması gerektiğini
vurguladı.
SIFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
Füsun Demirel, Italya Dramatik Sa-
natlar Akademisi mezunu, iyi eğitim
göımüş bir tiyatro oyuncusu ve tiyat-
ro tutkunu. O, Italyan tiyatrosunun
dünya çapındaki ismi, oyun yazan,
oyuncu, yönetmen Dario Fo'nun
oyunlannın da çevirmeni. Füsun, yıl-
lardır bir kuyumcu titizliğiyle Dario
Fo'nun eserlerini çevirip Türkçeye ka-
zandınyor. "Açılım Yayınlan'ruöasan-
ki Dario Fo için kurmuş gibi onun eser-
lerini basıyor. Bugüne kadar Fo'nun 24
oyununu içeren 9 kitabını yayımladı.
Dario Fo'nun ülkemizde daha çok
kadın ağıriıklı oyunlan sahnelendi. Tür-
kiye'de geçen yıllarda sahnelenen "Bir
Anarşistin Kaza Sonucu ölümü" ilgi
çeken oyunlanndan birisiydi. 15 yıl ön-
ce bir trafik kazasında yitirdiğimiz sev-
gili arkadaşım, büyük oyuncu Erkan
Yücel'in en çok oynamayı istediği
oyunlardan birisiydi "BirAnarşistin Ka-
za Sonucu ölümü".
Dario Fo, halyan tiyatrosunda gün-
lük siyasi eieştiriyi, esprilerie süsleyen
bir çizgiye sahip. Onun devrimci eleş-
tirileri, zaman zaman her çizgideki si-
yasi partiyi rahatsız edecek kadar siv-
ri dillidir. Dario Fo, ttalyan muhalefeti-
Dario Fo'nun Şiiri
nin sanat alanındaki vicdanı gibidir.
Dario Fo, genç bir ekip tarafından
Kadıköy yakasında sahnelenen bir
oyunuyla yeniden gündemde. Tufan
Karabulutyönetimindeki "Tiyatro Fo-
ra", tiyatro tutkunu bir ekibin adı. Bu
sezon Dario Fo'nun "Klakson, Borazan
ve Bırtlar"\n sahneliyoriar. Haftada bir
çarşamba geceleri sahnelenen yeni
oyun, Fo'nun siyasi taşlamasının çok
güzel ömeklerinden birisi. Bu oyun ftal-
ya'da sahnelendiği dönemde, Hıristi-
yan Demokratlardan Komünist Parti-
si'ne kadar etkili siyasi partiler, Fo'nun
keskin eleştirilerinden rahatsız olmuş-
lar, oyunun yasaklanmasını istemişler-
di. Oyun, Italyan Paıiamentosu'nda
uzun tartışmalara neden olmuştu.
"Klakson..." oyunu 1978 yılında ka-
çınlan halyan siyasetinin tanınmış isim-
lerinden Aldo Moro'nun öldürülme-
sinden esinlenerek yazılmış. Aldo Mo-
ro, Hıristiyan Demokrat bir siyaset ada-
mıydı. Ülke içindeki gerilimi azaltmak
ve bir banş havası yaratmak amacıyla
Komünist Partisi'yle bir iç uztaşmaya
hazırtanıyordu. Tam bu sırada Kızıl Tu-
gaylar isimli bir şiddet örgütü tarafın-
dan kaçınldı. Kızıl Tugaylar, Italyan dev-
letinden Moro'nun özgürlüğü karşıh-
ğında siyasi tutuklulann serbest bıra-
kılmasını istedi. Moro'nun yakın arka-
daşı ve iktidar sahibi Andreotti (Şim-
di Mafya ile işbirtiği yaptığı ve Gladio'ya
bulaştığı gerekçesıyle yargılanıyor), bu
tatebi kabul etmedi. Moro'nun cesedi
bir gece parti merkezinin bulunduğu
meydana bırakıldı.
Dario Fo, 1979 yılında devletin Mo-
ro'yu nasıl gözden çıkardığını anlatan
"Moro Olayı" başlıklı bir oyun yazmış-
ti. "TTyatro Fora"nın Kadıköy Banş
Manço Kültür Merkezi'nde sahneledi-
ği "Klakson Borazan ve Bırtlar" bu
oyunun devamı niteliğinde. Fo, "Kızıl
Tugaylar Aldo Moro yerine, Italyan
burjuvazisinin en önemli ismi Fiat'ın
patronu Agnelli'yi kaçırsalar ne olur-
du" sorusuna cevap anyor.
Italyan isimlerinin yerine Türkçe
isimleri koysanız, olaylann Tûrkiye'de
geçtiğini sanabilirsiniz. Polisin olayla-
ra bakışı, yargının iştevi, çetelerin dev-
let içindeki etkinliği bizlere öylesine ta-
nıdık geliyor ki! Dario Fo'nun bir espri
ve tiyatro ustası olduğunu bir kez da-
ha hayranlıkla saptıyorsunuz. Füsun
Demirel'in Fo'nun ruhuna hâkim olan
çevirisinin de hakkını vermeden geç-
memeli. Gerçekten, argo konuşmalar,
küfürier, siyasi dil öylesine ustalıklı çev-
rilmiş ki!
Rosa'yı oynayan Ayşegül Ünsal, iş-
çi Antonio ve Fiat'ın patronu Agnelli'yi
yani iki karakteri birden canlandıran
Tufan Karabulut, Komiser Arda Ka-
vaklıoğlu ve Doktor Canan Çiftel,
olağanüstü etkili bir oyun sergiliyoriar.
öylesine zor ve karmaşık bir oyunu
genç bir ekiple hiç teklemeden yürüt-
mek, Fo'nun şiirsel dilini büyük birus-
talıkla sahnelemek kolay iş değil. Ke-
yifli ve tempolu bir oyun çıkanyorlar.
Onlan içtenlikle kutluyorum
Çarşamba geceleri saat 20.30'da Is-
tanbul'daysanız, gidip bu oyunu gö-
rün. Dario Fo'nun şiirsel diline tanık ol-
un. Hararetle öneririm.
GLOBALPOLITÎKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Küreselleşme
ve Egemenlik d
Türkel Minibaş pazartesi yazısında "ABD-Tür-
kiye iki taraflı ticaret anlaşması"r\a değindi, dikkat-
leri, anlaşmanın 5. maddesine çekti. Bu anlaşmay-
la ortaya çıkan durum "küreselleşme ve ege-
menlik" tartışmalanna ışık tutacak önemli bir ör-
nek oluşturabilir. Ama, önce söz konusu tartışma-
nın eksenini oluşturan argümana bir kez daha bak-
mak istiyorum.
Bu argüman şöyle özetlenebilin Son dönemde,
örnegin 25yıldır, uluslararası alanda ortaya çı-
kan gelişmeler (küreselleşme ve teknolojik
devrim) devletlerin egemenliğini aşındınyor,
yeni bir uluslararası ortam yaratıyor. Bu argü-
man içinde bir seri çok özel varsayım gizli. önce-
likle, "küreselleşme devletlerin egemenliğini aşın-
dınyor" tespiti, devletler arasında bir aynm yap-
madan ileri sürülüyor. Sürecin tüm devletleri aynı
yönde etkilediği varsayılıyor. Ikincisi, bu argüman,
söz konusu sürecin, tüm devletlerin dışında bir
yere yerleştirerek, bunun kendiliğinden gelişen,
doğal-evrimsel bir süreç olduğunu varsayıyor. Ni-
hayet, bu argüman, devletlerin egemenliklerinin
aşınmasını bir seri "yeni", daha önce olmayan,
küreselleşme, teknolojik devrim ("bilgi çağına"
geçiş vb) gibi gelişmeye bağlayarak yeni bir du-
rumla karşı karşıya kaldığımızı savunuyor. Ben, ta-
rihsel olarak yepyeni bir durumla karşı karşıya ol-
duğumuza ilişkin, yukardaki varsayımlann hepsi-
ne belli bir mesafeyle ve kuşkuyla yaklaşmaktan
yanayım. Şimdi bu tutumumu desteklediğini dü-
şündüğüm kimi yeni çaltşmalan aktarmak istiyo-
rum.
Stephen Krazner'in Sovereignty: Organized
Hypocrisy (Egemenlik: örgütlü Ikiyüzlülük.), kfta-
bı, "Küreselleşme egemenliğiaşındınr" tespitini ir-
deliyor. Krazner, egemenlik kavramını açıklığa ka-
vuşturmaya çalışarak işe başlıyor. Kavramın, çe-
şitli anlamlan arasından ikisinin ûzerinde duruyor.
Ulusal egemenlik (devletin kendi sınırian içinde-
ki egemenliği) ve uluslararası egemenlik (başka
devletler tarafından eşit özne olarak tanınmaktan
doğan, uluslararası anlaşmalar yapma olanağı
sağlayan egemenlik). Krazner, bu tariflerden ha-
reketle, ikinci egemenliğe ilişkin "VVestfalia mode-
lini", devletlerin birbirinin içişlerine kanşmama
prensibini irdelemeye başlıyor, çok sayıda örneği
inceleyerek, aslında bu modelin gerçek yaşamda
karşılığı olmayan bir varsayıma dayandığını, dev-
letlerin hiçbir zaman bu modelde varsayılan düzey-
de egemenliğe sahip olmadığını, her devletin, gö-
cü oranında diğerinin içişlerine karıştığını, ege-
menliğini ihlal ettiğini gösteriyor. Kimi kez, devlet-
lerin kendi iradeleriyle bu egemenliklerinin kimi
yönlerinden vazgeçtiklerini de örnekliyor. Özetle
Krazner, bugün yeni bir durumla karşı karşıya ol-
madığımızı ileri sürüyor. Küreselleşme bağlamın-
da, sunutan "yeni" gelişmeleri de irdeleyen Kraz-
ner, birçok araştımnacı gibi, bunlann aslında yeni
ve tarih açısından o kadar da çarpıcı gelişmeler
olamadığına, ekonomik, siyasi açıdan, geçen yüz-
yılın sonunda, en az bugünkü kadar küreselleşmiş
bir dünya olduğuna örnekter vererek dikkati çeki-
yor. Krazner devletlerin önemini yitirdiği, aşındığı
tezini reddediyor. Aksine küreselleşme dönemin-
de devletlerin ekonomik siyasi etkinliğinde belir-
gin bir artış olduğunu gösteriyor.
Tom Standage'in The Victorian Intemet (Krali-
çe Vıktorya döneminin Internet'i) isimli kitabı ise
tam anlamıyla insanın gözünü açan bir çalışma.
Dünya ekonomisinin yakın tarihiyle ilgilenenler bi-
lir, geçen yüzyılın son çeyreğinde de, küreselleş-
meye paralel, büyük bir teknolojik devrim atılımı
yaşanmıştı. Ulaşımda, haberieşmede yaşanan atı-
lımlar, zamanı ve mekânı hızla sıkıştınyor, yeniden
tarif ediyordu. Standage, telgrafın nasıl birdenbi-
re, gerçek zaman içinde haberleşme olanağı sağ-
layan iletişim ağlannın oluşmasına yol açtığını,
adeta bugün Internet'i tarif edermişçesine anlatı-
yor, Internet mucizesinin, yüzyıl önce bir telgraf
mucizesini yaşayanlar açısından hiç de yeni bir ol-
gu olmadığına, hatta telgrafın göreli etkisinin Inter-
net'ten çok daha güçlü olduğuna dikkati çekiyor.
20 Aralık günü Le Monde'da, bir yazı bilgi eko-
nomisi olarak saptanan sürecin bekleneni verme-
diğine, yarattığı düş kınklığına değindi. Ekim
1999'da Matisse-lsys (Paris-1/CNRS) araştır-
ma grubunun düzenlediği bir kolekyumun bulgu-
lannı aktardı. Bu bulgular, sanayi kapitalizminin ar-
dından geldiği düşünülen, bilgiye özel birönem ve-
ren, üretim sürecinin merkezine koyan bir kapita-
lizmin, öncekinden özü itibanyla farklı olmadığı-
nı, benzer çelişkileri taşıdığını gösteriyormuş. Ça-
lışma, yeni teknolojinin kap'ıtalizmde bir mûtasyon
yaratmadığını, buna karşılık, kapitalizmin bu ye-
ni teknolojiyi kendine uydurduğu sonucuna var-
mış. Bu anlamda, çalışma, bu "yeni kapitalizmin"
(yeni bir üretim tarzı olmamasının yanı sıra), eşit-
lik, demokrasi, yabancılaşma konulannda düş kı-
nklığı yaratmış olduğunu tesp'rt ediyor. Daha da il-
ginci, söz konusu çalışma, bugün yüksek vasıflı
bilgiye dayanan emeğin kapitalist üretime çekiliş
tarzıyla, geçen yüzyılda zanaatkânn emeğinin üre-
time çekilişi arasındaki paralelliklere dikkat çeki-
yor.
Tüm bunlann, ABD-Türkiye BIT anlaşmasıyla il-
gisi ne? Bu anlaşma da gösteriyor ki ortada, ken-
diliğinden oluşmuş, radikal olarak değişik bir du-
rum yok! Devlerin egemenlikleri her zaman oldu-
ğu gibi bugün de, zoria veya kendi iradesiyle, güç
iiişkilerine bağlı olarak sınırlanıyor. Bu egemenliğin
ne kadar sınırianacağı ise, varsayıldığı gibi, siyasi
iradelerden bağımsız, doğal süreçlere değil, örne-
ğimizde olduğu gibi, hükümetlerin iradesine bağ-
lıdır. Hükümetlerin, hele milliyetçiliği kimseye bırak-
mayan partilerin hükümetlerinin, ulusal egemen-
likten nereye kadar vazgeçebileceklerine gelince,
bunu önce, temsil ettikleri varsayılan kendi halk-
lanna sormaları gerekmez mi? Yoksa Krazner,
"Egemenlik, örgütlü ikiyuzlülüktür derken ger-
çekten haklı mı? .
Emniyetin Aczmendl tanmı
• ANKARA (ANKA) - "Sındirme ve tehdit yoluyla
Cumhuriyet'in anayasada belırtüen laıklik ılkesıni
değiştirmek isteyen örgüt" üyesi olduklan gerekçesiyle
128 Aczmendi sanığın, ilk karann Yargıtay'ca
bozulması üzerine ikinci kez yargılanmasına devam
edildi. Sanıklann katümadığı duruşmada avukat Hacı
Ali Özhan, Istanbul 3 No'lu DGM'de yargılanan
Aczmendiler için Emniyet Genel Müdürlüğü'ndeo ..•
gelen 'gızh' yaayı Ankara 1 No'lu DGM'ye sundu.
Yazıda Emniyet Genel Müdürlüğü, Aczmendilerin bir
tarikat veya terör örgütü olmadığını bildirdi.