Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 ARALJK 1999 CUMARTESİ
V E C J O R U Î Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Avrasya Satranç Tahtası ve Ulusal Çıkarlanmız
Dr. Alev COŞKUN
Amerika için anajeopolitik ödül Av-
rasya'dır.Dünya olaylan, beşyüzyıl bo-
yunca, bölgesel egemenlik için Birbir-
leriyle dövüşen küreseliktidar peşinde-
h Avrasyalı güçler ve halklar tarafın-
dan belirienmisti. ŞimdiAvrasyalı olma-
yan bir güç, Avrasya 'da öncüdür ve
Amerika 'nm küreselönceliği doğrudan
doğruya Avrasya kıtasındaki hâkimi-
yetinin ne kadar süreyle ve nasıl bir et-
kiyle sürdürüleceğine bağlıdır.
Zbigniew Brzezinski (*)
G!
eçen ay CHnton'ın Tür-
kiye'de beş gün kalma-
. SL, TBMM'de konuşma-
sı, 55 ülkenin devlet ya
da hükümet başkanlan-
nınkatıldığıAGlTtop-
lantısının Istanbul'da gerçekleştınlme-
si Türkiye 'yi bir anda dünya politik are-
nasının önemlı aktörlennden birisi ha-
line getırdı.
Bütün dünyada gazeteler, dergiler,
TV'ler bu gelişmeleri yorunıladı. Hat-
ta Türkiye'nin AB'ye (Avrupa Birli-
ği'ne) alınmasının gerekli lığı ortaya ko-
nuldu. Sekiz yıldır üzerinde uğraştığı-
mız Bakû-Ceyhan boru hattının önem-
li bir aşaması gerçekleşti, AGİT gözlem-
cileri önûnde bu projenin siyasal irade
boyutu imzalandı.
Ne oldu da, Türkiye'ye karşı tüm dün-
yada birdenbire olumlu bir hava esme-
ye başladı? Nasıl oldu da, bütün engel-
ler aşılarak AB'ye girmemiz gerektiği
vurgulandı, Avrasya'daki kilitpozisyo-
numuz birdenbire ön plana çıkanldı?
Tüm bunlara karşı bizden ne gibi
ödünler kopanlıyor? Bu konuda çok çe-
şitli sorular sorulabilir. Birçok kuram
üretilebilir. Bu işin altında ne var soru-
suna cevap şu yalın cümlede yatmakta-
dır: "Tüm bu geüşmelerm albnda dfin-
ya enerji poütikası yatmaktadtr."
Dünya petrol rezervlerinın büyük bö-
lümüne sahip olan Ortadoğu, Sovyetler
Birliği'nin dağılışından beri yeni bir
petrol savaşının merkezi haline dönüş-
müştür. Körfez savaşının temelinde pet-
rol çıkarian vardır. ABD liderliğindeki
koalısyon ortaklannın Irak'a savaş aç-
malannın ardında petrol savaşı vardır.
ABD'nin Kuzey Irak'ta yapay bir Kürt
devleti kurmak isteyişinin altında da bu
vardır. 15 yıldır Türkiye'yi uğraşüran,
binlerce insan kaybına ve kardeş kanı-
nın dökülmesine, miryarlarca dolann
harcanrnasına neden olan PKK macera-
sının altında da bu küii petrol çıkarian
vardır.
Özellikle Körfez savaşından sonra
ABD güçleri petrolün doğuş ve geçiş böl-
gesi olan Ortadoğu'da konuşlanmışur. 6.
Filo soğuk savaşta dolaştığı Akdeniz'de
değil, artık Basra Körfezi'nde devriye
gezmektedir. ABD böylelikle Irak'a so-
luk aldırmıyor. tran'ı çok yakından gö-
zetliyor. Suudi Arabistan, Kuveyt ve
Körfez emirliklerini denetiminde tutu-
yor.
Dünya petrol kartelleri açısından sa-
dece Körfez'indenetimi yetişmez. Dün-
ya enerji sisteminin güvenlik altına alın-
ması için gerek Kafkas bölgesinde, ge-
rekse Orta Asya'dakı enerji kaynaklan-
nın da denetim attma almması gerekmek-
tedir.
Türkiye Seçeneği
Avrasya petrol ve doğalgazının kul-
lanımı için gerekli geçışler Rusya, tran
ya da Türkiye üzerinden sağlanabilir.
Halen Gürcistan Supsa-Novorosisk
hattı Rusya'nın denetimindedir. Hazar
petrolünün geçiş yollan için kimi büyük
petrol şirketlerinin daha az maliyetli ol-
duğu varsayılan Iran seçeneği üzerinde
gizli-açık çalışmalar yaptıklan da bilin-
mektedir.
Avrasya ve Hazar enerji kaynaklan-
nın Ban'nın kullanımına sunuhnası için
güzergâh olarak Rusya ya da Iran yeri-
ne Türkiye'nin seçilmesi, Türkiye'ye
yeni bir rol yüklemektedir. Bu gelişme-
ler "stratejikortakhk" adı verilen yeni
bir kavramın ortaya atümasına neden
olmuştur.
Yazmuı başında Z. Brzezinski'den al-
dığımız paragraf, ABD'nin Avrasya
enerji koridoruna neden bu derece önem
verdiğinin en güzel kanındır.
Türkiye ile stratejik ortaklık kavramı-
nın (konseptinin) hem yukanda belirti-
len Avrasya enerji koridorunun güven-
Kğmi ve gelişünıni sağlamayı hem de Ha-
zar ve Avrasya coğrafyasındaki enerji
kaynaklanna yönelerek, bu bölgeyi kont-
rol altında tutmayı içerdiği anlaşılıyor.
Halk deyimiyle, işte zurnanın zırt dedi-
ği yer bu noktadır. Bu "stratejikortak-
hk"ın içeriğinde acaba neler vardır?..
Bakû hattı bittiğinde yılda 50 milyon
ton petrol Bakû'den Ceyhan'a taşına-
caktır. Aynca, Türkmen doğalgazı da
aynı güzergâhtan gelecekrir. Yılda 1.5
milyar dolar değerinde, 16 miryar met-
reküp doğalgaz alacağız. Eşit değerler-
de, doğal gazın Avrupa'ya da saülması
olanaklan yaranlacakur.
Bakû-Ceyhan anlaşması için New
York Times "Bu bir dıs politika zaferi-
dir. ABD'nin uhısal çıkarlanna hizmet
eden biranlaşmadır' yorumunu yapmış-
ür.(")
Oyle anlaşılıyor ki, Bakû-Ceyhan an-
laşması bu bölgedeki stratejik enerji
lcaynalclannm kııllanılmasinı gıivmliV al-
üna alıyor.
Sanki ABD ile AB (Avrupa Birliği)
arasında gizli bir anlaşma bağıtlanmış.
Bir yandan ABD, Avrasya enerji potan-
siyellenni AB'nin kullanımına sunma-
yı üstlenirken, AB'ye de 'Bnisiçin Tür-
kiye bize gereklidir, Ono dışbunayuuz,
O'nun istikrara kavuşması böJgenin ba-
nşı için gereklidir' mesajını veriyor.
Yeni Haritalar - Yeni Sourlar: Sov-
yetler Birliği'nin dağılmasından sonra
ortaya çıkan yeni haritalarda yeni sınır-
lar, yeni olanaklar doğmuştur.
Bir kez daha coğrafya, siyaseti ve ta-
rihi belirliyor. Nasıl Kafkaslar, Musta-
fa Kemal'e Anadolu'yu Anayurt kabul
edip Mılli Misak sınırlannın belirlenme-
sinde etkin olduysa, bugün de Kafkas-
lar 2000'li yıllardakı çıkarlanmıza etki
yapıyor.
Aslında bugün Balkanlar, Kafkaslar
ve Orta Asya'daki yeni Türk kökenli
devletler dünya politikasmın şeküknme-
sinde etkin rol oynuyor.
Bu durumlar Rusya'yı rahatsız ediyor.
AGÎT'in hemen arkasından Rusya Sa-
vunma Bakanı Igor Sergeyev, Bah'yı
"Rusya'yı Kafkasiardan ve petrol ya-
taklan zengin Hazar bötgesinden dtşb-
maya çabşmakla suçlamıştır.^***)
Ulusal çıkarlanmız ile bu büyük kav-
ga arasında paralellikler var mı? Ya da
Türkiye'nin ulusal çıkarian bu kavga-
nın neresinde yer almayı gerektirir?
ABD'nin küresel liderliğini korumak
için yaşamsal önemdeki bu projede ül-
kerruze biçilen rol nedir? Sadece ener-
ji koridorunun bekçiliği midir?
Bölgesel ilişkıler, ekonomik Uişkiler,
uzun dönemli çıkarlar son derece önem-
lidir. Bu oluşumda ne AB'yi ne de
ABD'yi dışlayarak, her ikisınin de ya-
nımızda yer almasını ve ulusal çıkarla-
nmızı destekleyecek duruma gelmele-
rini sağlayacak akılcı oluşumlann yara-
tılması gerekmektedir. Rusya bu olu-
şumlardan memnun değil. Gerçekten
Rusya, hemen AGtT sonrası PKK'ye
olanaklar sağlayan bir yaklaşım benim-
sedi. PKK'nın 21. yıldönümünü Mos-
kova'da bir sinemada kutlamasına ola-
naktanıdı.
Bunun yanında Rusya Dışişleri Baka-
nı Igor Ivanov, Kasımın son haftasında
tran'a bir ziyaret yaptı. Hazar-Türkiye
bağlantüı petrol ve doğalgaz boru hattı
projelerine Rusya ve tran'ın karşı olduk-
lannı belirten bir bildiri yayımladılar.
Bu satranç tahtasında Türkiye Rus-
ya'yı da dışlamayan bir politika izle-
melidir. Mavi Akim projesi bir seçenek
olarak ve Rusya ile ılışkilenn sıcak tu-
tuhnası açısından desteklenmelidir.
Ulusal Çıkarian Ulusal çıkarlanmız
açısından ABD ile çatışma içerisinde
olduğumuz özellikle iki konu vardır. Bi-
rincisi bütün bu oruşumlardan sonra,
ABD'nin Kuzey Irak politikası ne ola-
caktır? ABD Kafkasya'da bize yeni rol-
ler biçerken Kafkasya'nm tam güneyin-
de, kuzey Irak'ta bir Kürt devleti oluş-
turma politikasını sürdürecek midir?
lkıncı önemli olgu, ABD'nin Türk iç
politikasında siyasal Islama bıçtiğı rol-
dür. ABD siyasal Islama olanaklar ta-
nıyan eski politikasında ısrar edecek
midir? Fethullah Gülen'i bir iç politik
unsur olarak kullanmayı ve özellikle
GrahamFuBer,PaulHenze gıbieskıCIA
uzmanlannın dile getırdıklen anti laik
politikalan sürdürecek midir?
Türkiye Balkanlar'dan Orta Asya'ya
kadar uzanan bu bölgede, kilit bir ko-
numa, ohnazsa olmaz derecede strate-
jik bir öneme sahiptir. Türkiye bu ko-
numunun ayırdında olmalıdır.
Eğer Türkiye bu konumunu yetenek-
le ve ustahkla kullanabilecek bir politi-
ka izleyebilirse, ulusal çıkarlanmız açı-
sından hem bu olanaklardan yararlan-
mış olur hem de bu bölgede bir banş ve
istikrar unsuru olarak gücünü büyüterek
sürdürür.
(*) Büyük Satranç Tahtası, Sokak Ya-
yınları, s.3J
(**) New York Tımes, 19JÜ.1999
(***) Cumhuriyet, 20X1.1999
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Inadına Yaşamak
Ne demişti Nâzım Hikmet?
"Yaşamakta/ayak direyeceksin/ Belki bah-
tiyarlık değildir/ artık/ boynunun borcudurfa-
kat/ düşmana inat/ bir gün fazla yaşamak."
ölüm kapımızda, tepemizde, her yerde. Bunu
biliyoruz. Ama bir amansız hastalık çıkıp gelme-
sin, hemen umutlar, yaşama istekleri yok oluyor.
Oysa tam tersi olmamalı mı?
Dostum Dr. Coşkun Özdemir geçenlerde bir
kitap vermişti. "Oku " bunu diyerek... Okudum,
bunca otay, sorun, güncel üzüntii arasında birya-
na itilmiş kalmış: "Inadına Yaşamak". Oysa, yal-
nız bir hastanın anıları değil, hepimize bir yasam
dersi veren, hem de yazınsal değeri olan bir kü-
çükyaptt...
Coşkun özdemir krtaba yazdığı kısa bir tanıt-
ma yazısında yazarını şu sözlerte tanıtmış:
"Ergün Dokuzoğlu bir kas hastası, onun so-
lunum gibi yaşamsal fonksiyonlannı bozan
ciddi bir hastalığı var. Ergün direnryor bu in-
safsız hastalığa, bununla kalmıyor "Inadına
Yaşamak" adını verdiği ilginç krtabı hazııiıyor
onunla pençeleşirken. Örnek bir insan o, onur-
lu bir savaş veriyor. Bilim bir gün bu hastalık-
lann sırnnı çözecek ve çaresini bulacaktr.
Bugünden çok önemli gelişmeler var. Ergün
Dokuzoğlu ve onun gibilerin bilimin bekledi-
ğimiz zaferinde önemli payları olacaktır. On-
lar bilim insanına moral ve heyecan veriyor-
lar."
Ergün Dokuzoğlu 48 yaşında bir Inşaat Mü-
hendisi. 1977 yılında düşüncelerinden dolayı üç
yıl hapis yatmış. 1992 yılında yakalandığı kas
hastalığı yüzünden felçli ve yataga mahkûm...
Umutsuz bir hasta, ama başkalanna umut ve-
riyor. Bilinç gücü her şeyi yenmektedir. Gerçek bir
öykücü... "ınadına Yaşamak", acı veren bir kitap
değil, okuyana yaşama gücü, sevinci, yaşama-
ya bağlanmak direnci veriyor.
"Belki biraz da çocuklaşmıştım. Hani çocu-
ğun elinden en sevdiği oyuncak alındığında
ağlamaklı ağlamaklı kabuğuna çekilir ve bir
türlü anlam veremez dünyasına yapılan bu
acımasız müdahaleye. Kimsenin, hiçbir şeyin
hakkı yoktur o savunmasız dünyaya zarar ver-
meye."
Ama o yedi yıllık hapishane yaşamı, ardından
ameliyatlari.. Insanda derin yaraJar bırakmaz mı?
Düşünce suçlusu olmak, öylesayılmak, neden ye-
di yılını kişinin elinden alsın, silinmez izler bırak-
sın? Kimin hakkı var, 'Sen bizim gibi düşünmü-
yorsun' diye genç insanlan taze bir dal gibi kır-
maya?.. Ama gün getir, zorbalık egemen olur,
gencecik çocuklar asılır, yollarda öldürülür, ya da
Dokuzoğlu gibi amansız bir hastalığa mahkûm edi-
lir...
"Toplumsal kavgada 'yaşamak en büyük in-
tikamdır' sözü benim için bir rehber obnaya baş-
lamıştı. Şimdi de savaşryorum yaşamak için.
Yoksa ölümden korkmak, samimi davranmak
gerekirse korkmak değil, sevgiliden aynlmak,
dostlardan, kahkahalardan, yaşanacak her
şeyden yoksun olmak. İşte beni üzen bunlar.
Olüm bir anda derin bir uykuya dalıp toprak
olmak, bedenindeki tüm acılann bir anda öl-
mesi. Fakat ben şimdilik buna izin vermeye-
ceğim."
Inadına Yaşamak"\ okumanızı isterdim. Birya-
yınevinin bu küçük kitabı basıp dağrtmasını...
Üzücü, acı, ama kişiyi, direnmeye, iyiltği kötülü-
ğüyle yaşamı değerlendirmeye götürüyor. Tıpkı
Nâzım Hikmet'in dizelerindeki gibi:
"Yaşamak şakaya gelmez/ büyük bir ciddi-
yetle yaşayacaksın/ Bir sincap gibi mesela/
yaniyaşamanm dışındave ötesinde/hiçbir şey
beklemeden/yani, bütün işin gücün yaşamak
olacak."
Yaşam savaşını sürdürmekte mi Dokuzoğlu? Bil-
miyorum. Dileğim, onun yazarak, yaratarak ken-
dine de bizlere de "ınadına yaşamak" gücü ver-
mesi...
ıstanburun Ulaşım Sorununa Çözüm
Prof. Dr. Atlf URAL^ocae// Üniv. Kurucu Rektörü, îst. Üniv. Öğr. Üyesi
0 stanbul keno 10 miryo-
I
na ulaşan nüfusuyla
bir ülke görünümün-
dedir. Böyle büyûk bir
kentın sorunlan dabü-
yüktür. Istanbul'un
ulaşun sorununun düzelebil-
mesi için "düzehüınesr ge-
rekir. Bu iş de ancak bu işle-
ri bılenlerce, elektrikli toplu
taşıma sistemlerine biran ön-
ce bütün bölgelerde geçmek-
le olur. Her gün milyonlarca
vatandaşın taşıtlarda çektığı
eziyet çok büyüktür. Aynca,
trafiğin kilitlenmesiyle olu-
şan gereksiz yakıt giderleri
trilyonlarca TLsı değerinde-
dir ve üstelık "çevre" kirlet-
mektedir. Traflk kargaşası
yalnız kent içinde değil, ken-
te ulaşan yollarda da vardır.
Karayollan on binlerce
kamyonun ve yolcu otobü-
sünün yanştığı bir arenadır
adeta. Genelde Türkiye'de
300'ü aşkın otobüs şırketi
vardır ve her gün bu fırma-
lann otobüsleri plansız, prog-
ramsız kente girerier ve çıkar-
lar. Otobüs Fırmalannın ya-
sal düzenlemelerle şirketle-
şıp sayılannı en aza indirme-
leri trafik kargaşasmı büyük
oranda düzelteceğı gibi, çok
büyük oranda da bakım, ona-
nm, personel, yakıt, malze-
me gıderknnde de azalma
sağlayacaktır.
Kent trafığıru düzeltmede
ilk aşamada yapılabilecek
olanlar ana hatlanyla şöyle
özetlenebılir:
* Trafiğin yoğun olduğu
saatlerde (7-10) ve (17-20)
trafığe, TIR, kamyon, kam-
yonet, çekici gibi araçlann
gınşıru yasaklamak.
* Çeşitli kuruluşlarda ise
başlarna ve işten çıkış saat-
lerini aşamalı olarak ayarla-
mak. Herkesin aynı saatte işe
başlaması ve işten çıkması
gerekmez.
* Büyük meydanlann ve
ana yollann trafık akışını ye-
niden düzenlemek, fakat bu
işi trafikçi görünümündeki-
lere değil, uzmanlanna yap-
ortrnak.
* Öncelikle trafiğin yoğun
olduğu yollarda trafik kural-
lannı kesin olarak uygulat-
mak.
* Taşıt trafiğini kesin ola-
rak düzene sokmak. Yoğun iş
saatlehnde şimdilik özel ara-
balarda tek ya da çift numa-
ralı arabalann sırayla trafiğe
girişine müsaade vermek.
* Trafik sinyalızasyon de-
netim birimleri (kontrol üni-
teleri) kurmak. Böylece tra-
fik akışı düzenlenebilir.
Uzun vadede, 2'oci aşama-
da yaptlması gerekenler ise
şöjie özettenebitir:
* Tüm kaynaklar araştın-
larak, gerekirse zorlanarak
bütün fstanbul'u içine alan
birelektrikli toplu taşıma şe-
bekesi kurmak: Genellikle
kentın dış yörelerini bırbiri-
ne bağlayan ring hatlar biçi-
minde olan ve kentın nüfus-
ça ve iş merkezleri bakımın-
dan yoğun iç bölgelehne kol-
Yılbaşt ve bayram tebrik
kartlanmızdan
alarak çalışmalarımıza destek olun)
TÜRKİYE AİLE SAĞLIĞI VE PLANLAMASI VAKFI
Kataloğumuzda yer alan tüm sanatçı dostlarımıza
teşekkür ederiz.
Sipariş için
Tel: 0212 257 79 41-42
Faks: 0212 257 79 43
larla uzanan bir ulaşun ağı
bir. an önce kurulmazsa ya-
nn Istanbul içinde bir yerden
bir yere gidebilmekte "bu-
günler aranacaknr!" Kilo-
metresı, yaklaşık taşıt dahil
ortalama 1 triryonTL'yeçık-
sa bile bir elektrikli ulaşun
ağının İstanbul'a maliyeti
toplam şebeke 120 km ise,
120 triryon TLdır. Böyle bir
sistemin kurulması ülkemiz-
de var olan bir teknolojinin
de zoriandığında daha da çok
işleryapabileceğinı de kanıt-
layacaktır. Gerekirse yeni bir
ulusal elektrikli yakın mesa-
fe toplu taşıma sistemleri üre-
tecek fabrikalar kurulmalı-
dır.
Istanbul'dabaşlatılan hafif
metro çalışmalan umut veri-
cidir, ama yeterlı değildir.
Gerçek tramvay hatlan da
kurubnahdır. Biran önce esas
ana yollardaki (arterlerdeki)
metro ve hafif metro hatlan-
na geçmek gerekir. Istenilir-
se fınans kaynaklan buluna-
bilir Bu sorunlann çözümün-
de Fınans kaynaklan kadar
önemli olan etmen (faktör)
"zaman"dır. Kurulması çok
gerekli "metro hathn", ku-
ruluş ve gehştirihnekte olan
"hafif metrohathn" ve kent
içinde karma trafikte hare-
ket edecek "cadde tramvtyı
hadanyla'' bir bütün oluştu-
rulmahdır.
* Şayet yeni bir köprüku-
ruiacaksa, üzerinden bir kat
"eiektrflditoplutaşıma hat-
üna" aynlmalıdır. Tüp geçrt
maliyeti yüksek olsa bile şa-
yet köprü kurulacaksa, bu çö-
züm daha gerçekçi ve bilim-
sel bir çözümdûr.
* Kunılacak köprüJerin
kente ayak basan ayaklann-
dan kente girecek yoilar hiç-
bM-şekUekeBtnanaınerkez-
I i i l l
r. Tarihı kentin iç yapısı,
yann bugüne göre 3-4 kan-
na çıkacak taşıt trafiğini ala-
bilecek kapasitede değildir.
Bu kollardış yörelere bağlan-
malıdır.
* Çauşma günlerinde gün-
düz saatlerinde (6-19 arası)
kentdtşmdangetentaşıüann
kentegiri^nisuurlandınnak.
Bukonudabir düzenleme ge-
tirilebihr.
* Şehir hanan vapurtan-
nm, sayı ve kapasitelerini art-
tırmak ve yeni hatlar açarak
toplu taşımacılıktaki paymı
artOrmak gerekir.
* Toplu işyerterinibelirli
bir program gereğince ken-
tin dış yörelenne yaymak.
* lstanbul'dakı yüksek öğ-
retim kurumlan olan üniver-
sitelerde öğrenim görmekte
olan yaklaşık yüz bin öğren-
ci için üniversite kampusla-
nnda yeterli nitelik ve nice-
likte büyükyurt binaJan aç-
mak. Bugün ömeğin, bir yurt
bulamadığı için Pendik'ten,
Avcılar, Ayazağa'ya giden
öğrenciler vardır.
* Kentinbuyükticaret,ahş-
\vriş merkezJerini iş saatte-
rinde trafiğe kapatmak. Ör-
neğin, Kapalıçarşı, Mahmut-
paşa. Şişli, Nişantaşı bölge-
leri gibi... Ve istanbul'a gö-
çü durduracak önlemier al-
mak.
* Yeterlı nicelik ve nite-
lıkte otoparklar açmak. Kal-
dmmlan.otoparkdurumun-
dankurtam)ak.kimiğibeir-
sizki^erinbekçlğindenann-
dmnak gerekir.
* Kadrolan ve donanımla-
n güçlü "trafik denetim bi-
rimteri" kurmak. Sembolik
ücretlerle görev yapan bir
genç emekliler fahri grubu
denetim ve gözetimde görev-
lendirmek.
* Istanbul'un "trafık-ab-
şnn soruraı"nu komputerize
etmek.
Ana hatlanyla açıklanan
bu hususlar nesnel (objektıf)
olarak seçilen, bu konularda
yetişmiş değerli uzmanlar.
bilim adamlan ve idarecıler-
den oluşacak kadrolarla bir
program içinde uygulanabıl-
diği takdirde Istanbul ulaşım
bakımından 2000'lı yıllara
daha rahat birşekılde girebi-
lir.
Böylece Istanbul'da yaşa-
yanlar, cağdaş birkentte "ula-
şnn" bakımından da "ç*ğ-
daş" çözümlere erişmenin
sevinci ve gurunınu duyabi-
lirler. İşte o zaman Istanbul'da
çağdaş bir Avrupa kenti yo-
lunda çok olumlu adımlar at-
ümış olur.
TEŞEKKÜR
Rahatsızlığımın teşhisinde yardımcı olan aile
doktorumuz
Dr. BETİCÜL ERKAN'a,
Kadın Hastalıklan Uzmanı
Op. Dr. MEHMET YİNANÇ a
Nisaiye Uzmanı
Dr. VEDAT ÖZCAN'a,
Şifa Hastanesi Anestezi Uzmanı
Dr. Mellh OKTAY a,
Şifa Hastanesi çalışanlanndan
Hemşire AYTEN KEKEÇ'e ve
Personel SEVİM KARADUMAN'a
teşekkür ederim.
CÜNSELABDÜLHAYOĞLU
PENCERE
Dinci Bankacılık!..
Ankara'da Meclis'te bir kavga var...
Islamcı sermaye üstüne...
Nedir Islamcı sermaye?..
Senmayenin dini, milliyeti, mezhebi, siyaseti olur
mu?..
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz bir süre-
dir, dincilere göz kırpıyor; çünkü son seçimdeki ye-
nilgisini laik cumhuriyete zoraki sahip çıkmasına
bağlıyor. Bu yoldaki düşüncesinin doğru olup ol-
madığı ilerde anlaşılacak!.. Dinci seçmen bu işin
gerçek sahibi Fazilet Partisi'ne mi oy verecek?..
Yoksa ANAP'amı?..
Göreceğiz.
•
"Sermayenin vatanı olmaz" derler...
Doğrudur.
Bugün parasaJ dünyanın bilgisayariı ekranlann-
da baş döndürücü bir aktşkanlıkla sınırlan hiçe sa-
yarak yer değiştiren sermayenin dini de milliyeti de
"kâr güdüsü"nöen başka bir şey değil; ama, ser-
mayecinin vatanı, dini vardır; Suudi Arabistan'da
odaklanan sermaye şeriatçılık siyasefi'ne yatınm ya-
pan Türkiye'deki Islamcı sermaye de kendisini gö-
zeten siyasal partilere trilyonlan akrtmaktadır.
•
Şeriatta faiz yasak!..
Çöl şeriatının kumazı, buna bir çare buldu; al-
kolsüz bira gibi sözüm ona faizsiz bankacılık ya-
pıyor; saf Müslümanlar bu dalavereye kanıp pa-
ralannı Islamcı saydıklan bankalara ve kurumlara
yatınyorlar.
Islamcı bankalar ya da özel finans kurumlan da
laik cumhuriyeti yıkmak isteyen partiler, politika-
cılar ve kurumlann para deposu...
Türkrye'de bankacılık konusunda "rerbrm'şart!..
Ankara'da buna hazırlanılırken "faizsiz bankacılık"
kaldınlmak ısteniyordu; koalisyon ortağı Mesut
Yılmaz karşı çıktı.
•
ANAP'ı en iyi tanıyan kişilerin başında kuşkusuz
Bedrettin Dalan gelir, partinin kuruculanndandır,
Turgut Bey'in ciğerini bilir. Dalan'ın yayımladığı
"Türkiye'de Siyasal Kilitlenme ve Çıkış Yollan"
adlı kitaptan ilginç satırlan aktarmakta yarar var.
Dalan diyor ki:
"Rahmetli özal tarikatçı birinsandı; Türkiye'de
tarikatçılar 1983'ten 1989'a kadar, hatta 1990-
1991'e kadar, güçlü bir şekilde devletin içinde ol-
dular.
Rahmetli Turgut özal'ın daha güvenoyu alma-
dan ilk imzaladığı kanun hükmünde karamame,
faizsiz bankacılık sistemidir. Islami bankacılık sis-
teminden sonra yüksek enflasyon ve yüksek fa-
izin girişiyle bihikte muazzam bir olay çıktı orta-
ya!.. Islami ekonomi modeli çıktı. Islamcı dinci fir-
malar inançlan gereği hayat boyu bankalardan
faiz almamışlardı. Ama enflasyon yükselip para-
lelinde faizler de yükselince, dinci sektör muaz-
zam para kazanmaya başladı. Dinci olmayan ke-
simin firmalan yüksek faizden dayakyediler. Çün-
kü enflasyonun karşısında ödedikleri faiz korkunç-
tu. Çoğu battı, sıkıntıya girdi, dinci kesim faiz al-
bnda kalmadı. Tam tersine 'murabaha' veya 'ri-
bâ' dediğirrüz sistemle, yani gizli faiz ve vadefisa-
tış yoluyla kâriannı ikiye üçe katladılar. Çoğu za-
man 'dar-ül harp' ilan ettikleri devlete vergi ver-
medikleri için Tün\ ekonomisi dinci ekonomiye
muazzam para kaydırdı. Bu, benim hesaplanma
göre aşağı yukan 50 milyar dolardır; bundan son-
radırki 'dinci holdingler, dinci ticarethaneler' pey-
dahlanıverdi."
•
199O'lı yıllarda PKK ile koşut olarak irticanın
yükselmesinde para kaynaklan önemli!.. Parası
olmayan, bu düzende siyaset yapamaz.
Mesut Bey bunu iyi bilir.
Ama hesabı tutacak mı?..
OKTAY EKİNCİ
RANT DEMOKRASİSİ ÇÖKTÜ
Deprem Yazılan
EMRE KONGAR'ın önsözü
ve
MUSA KART'ın çizgiteriyle...
ÇIKTI
Anahtar Kitaplar Yayınevi
Klodfarer Cad. lletişim Han Cağaloğlu/lstanbul
Tel: 0 212 518 54 42
ARHAVI
KADASTRO MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 1991-297
Davacı Onnan lşletme Müdürlüğü taratından davalılar aley-
huıe açılan kadastro tespıtıne ituaz davasının yapılan açık yargı-
laması sırasmda venlen ara karan uyannca. Aşağıda açık kımli-
ği belirtilen davalı adına çıkanlan bütün davetiyelenn bıla ikmal
gen dönmcsı neticesınde duruşma gününün kendısıne ılanen teb-
ligat yoluyla bıldırilmesıne karar venlmıştir. En son duruşma
26.01.2000 günü saat 9.00'a talık olunmuştur. Davalının belirti-
len gün ve saatte mahkememızde hazır bulunması ve dava ile il-
gılı varsa delıllen ıbraz etmesı. aksı takdirde lebligatın yapılmış
sayılaıak, toplanan delillere göre bir karar v enleceğı Uaneo duyu-
rulur. 19.11.1999 Basın: 62979
SATILIK
1997 Model Rover 416 Si ful
Tel: 0532 767 47 76