Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 ARALIK 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
'Yeşil Danny' ve danışmanı
Fransız Yeşiller Partisi
parlamenterlerinden Daniel
Cohn Bendit, AB Karma
Parlamento Komisyonu
Eşbaşkanı olarak Ankara'ya
geldi.
Arkadaşımız Ayhan Şimşek,
Bendit ile özel bir
görüşme yapabilmek
için danışmanı Ali
YurttagüTe başvurdu.
Kendini bilmez Yurttagül,
"Cumhuriyet" adını
duyunca, sözüm ona
gazetemizi küçümsemeye
kalkıştı:
"Türkiye'de Cumhuriyet
okunuyor mu yav!"
Parlamenterine bak,
danışmanını tanımla!
Alpaslan Işıkiı'nın son kitabı
"Devlet ve Demokrasi"de
1968'leredönüp "Kızıl
Danny" olarak anılan Daniel
Cohn Bendit'in kimliğine bir
göz atalım:
"Daniel Cohn Bendit, bir
anarşisttir; yani bizde değişik
türieri görüldüğü gibi,
kendisini anarşist olarak
tanımlayan, çoğu kendisini
sosyalist sanan, fakat
anarşist çizgide tavır ortaya
koyanlardan değil; taşıdığı
bayrakla, elini kaldınşında
sürdürdüğü gelenekie ve
ifade ettiği fikırierle Daniel
Cohn Bendit, tabir caizse,
bilinçli bir anarşisttir."
Işıklı, Bendit ile ilgili bir anıya
da yer veriyor kitabında:
"Fransız Komünist Partisi'nin
önde gelen
entelektüellerinden ünlü şair
Louis Aragon, gençlerin bir
toplantısına katılıp orada
konuşmak istediğinde
Bendit, 'Burada herkes
konuşabilir, hatta hainler bile
konuşabilir' diyebilmiştir. 20
yaşındaki bir delikanlı,
Aragon gibi saygın bir
ozana karşı böyle bir tepki
ortaya koymuştur."
Bendit'in son dönemde
çizgisini de Alpaslan Işıklı
şöyle özetliyor:
"Bendit, kapitalist topluma,
sanayi toplumuna radikal bir
biçimde karşı iken,
68'in hemen ertesinde
kovboy filmleri çevirmeye
başlamış; ardından,
Yeşillerie flört etmiş;
nihayet Tayyip ErdoğanVn
davetlisi olarak Türkiye'ye
geldiğinde, 'Ben kendimi
Marksizmden çok,
Refah'a yakın hissediyorum'
demek noktasına
savrulduğunu görmüş
bulunuyoruz."
Bendit, bizde kimlere
benziyor dersiniz?
ISIK KANSU
SSK'yi öptüren kim?Kendisini "imalat hatası" olarak ni-
telendiren Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanı Yaşar Okuyan, Istan-
bul'da SSK hastanelerini denetlerken
basına açıklamalar yapmış:
"Istanbul Üniversitesi Tıp Fakülte-
si'nde birSSK'li hastanın 1 günde 4
bin 303 kez muayene edildiğine, bir
başka SSK'lihastanın ise 1 günde 134
kez tomografısinin çekildiğine ilişkin
faturalar elimde."
Yaşar Okuyan eklemiş:
"SSK'yi böyle öpüyorlar."
Sayın Okuyan, öpene değil, öptü-
rene baksın öncelikle. ANAP Genel
Merkezi'ne uğradığında lideri Me-
sut Yılmaz'ın kapısını tıklatıp içeri
girsin ve şu soruyu sorsun:
"Sayın önderim; sizin başbakanlı-
ğınız dönemınde bir tasanvf genel-
gesi çıkmış. Buna göre, SSK'nin bir
kurşunkalem alması için bile Başba-
kanlık'tan izin almak gerekiyormuş
da, dışandan örneğin üniversite ve
devlet hastanelerinden ya da özel
sağlık kuruluşlanndan, özel tomogra-
ff merkezlerinden hizmet alma karşı-
lığı SSK'nin kaynakaktanvası ise ser-
best bırakılmış. Oyle mi?"
Okuyan, Mesut Yılmaz'ın gözünün
içine baka baka, hiç sakınmadan bir
soruya daha yanıt arasın:
"Sevgili liderim; yine sizin başba-
kanlığınız döneminde çıkanlan bir
başka genelgeyle SSK'nin paralan
halen rakamla '0', yazıyla 'srfır* faiz-
le Ziraat Bankası'na yatıyormuş, bu
yûzden kurumun aylık faizzaran yak-
laşık 2 trilyon liraymış. Doğru mu?"
Okuyan, hızını alamazsa, geçmiş-
te selefi olan ANAP'lı bakanları bui-
sun. Desin ki, "Değerii partidaşlanm;
sizlerin döneminde SSK, dışanya,
özel şirketlere para akıtmamak için
kendisi işletmek üzere bilgisayarlı to-
mografı merkezleri kurmak istemiş,
ama bu istek engellenmiş. Neden?"
SSK'nin bağlı olduğu Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı makamın-
da oturan Sayın Okuyan'ın görevi,
SSK'nin nasıl öpüldüğünden yakın-
mak değil, öpülmemesini sağlamak-
tır. Ama, galiba amaç başka! Perde
arkasındaki istem, "SSK öpülüyor,
SSK hastaneleri kepazelik" diye di-
ye, kurumun sağlık hizmetlerini tü-
müyle piyasaya açmak, paralı hate ge-
tirmek ve özelleştirmek.
Sayın Okuyan, bu amaca ulaşma-
nın zeminini hazıriıyor olmasın...
Sertel Vakfı Demokrasi ödülü'nü,
bombalı bir saJdırı sonucu
yitirdiğimiz yazarımız Prof. Ahmet
Taner Kışlalı ile birtikte
"Utanıyorum Ama Gazeteciyim"
adlı kitabın yazarı, gazeteci
dostumuz Doğan Tılıç aldı.
Doğan Tılıç ile küçük bir söyleşi
yaptık:
- Nasıl bir medya ile karşı
karşıyayız?
- Genel anlamıyla gazetecilikte
yapısal sorunlaria kuşatılmışız. O
sorunlardan birtanesi, elbette
demokrasimizin körtopal işleyişi
ile açıklanabılir. Bir diğer sorun da
medyanın sahiplik yapısından
kaynaklanıyor. Bize özgü değil bu
sahiplik yapısı. Dünyanın hemen
Utanmamak için utanmak gerekiyor
hemen her yanında medya, farklı
sektörierde faaliyet gösteren üç-
beş dev kuruluşun eline geçmiş
durumda. Böylesi bir egemenligin
altındaki medyanın, bu
kuruluşlann çıkarian dışındaki
gerçekleri savunacağını dile
getinmek safdillik olur. Bu
saptama bizi şu sava mı
götürmeli: Bu alanı bırakıp
gidelim, bir çıkış yok.
- Çıkış yok mu? Varsa nerede?
- Gazetecilik farklı faktör ve
aktörlerin bir arada otduğu bir
alan. Buntann içinde bir tanesi
gazeteciler. Ben, gazetecilerin
olumsuzluklara tepki gösterecek
asıl unsur olduğu kanısındayım.
Diğerierinden pek umut yok. lyiye
gidiş, olması gerekene gidiş
gazetecınin kendisinden olacak
ya da olmalı.
- Nasıl olacak?
- Gazetecilerin, böfen faktörieri
dışlayıp, meslekteki her insanın
anlaşabileceği ilkeleri saptayıp, o
ilkeler üzerinden birlikteliğe
ulaşmaya çabalamaları gerekiyor
sanırım. llkesel davranışları
mutlaka refleks haline getinmek
gerekiyor...
- Peki, utanmamak için ne
gerekiyor?
- Sorunlann çoğunluğu
gazetecilerin örgütsüzlüğünden
kaynaklanıyor. Tüm Türkiye
çapında 53 meslek örgütü
saydım.
Bu denli örgüt çokluğu, aslında
örgüt yokluğu demektir.
Gazetecilik adına ses
çıkaracaksak eğer, problemlerden
söz ediyorsak; o ses çıkarmayı,
eleştirmeyi, yanlışlan görmeyi
yönlendirecek güçlü bir çatı
altında beraber olunması
gerekiyor.
Mesieğimizden utanmaya
gelince... lyi ki utanıyoruz. Dilerim,
utananların sayısı artar. Eğer
utanma duygusu da ortadan
kalkarsa hiçbir çıkış noktası
kalmayacak.
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMÎROĞLU
• Az Sonra!
• Müjde! Türkiye, sonunda
Avrupa Birltği'ne alınıyor! Konu
hakkında açıklama yapan, ünlü
Dr. Oetker'in kardeşi olduğu öğ-
renilen Jonathann Oetker adlı
yetkili "Türkıye'yı elbette Avru-
pa Birtiği'ne alacağo. Çünkü Tür-
kiye sayesinde bir sürü Avrupa-
tıgeçiniyor. YıllardırTürkiye hak-
'"ktrtdaAyrupa Insan HatöanMah-
kemesi'ne o kadar şikâyet geldi
ki, bu konuda neredeyse birsek-
tör oluştu. Yargıcı, savcısı, avu-
katı, sekreteri, arşivcisi bu sek-
törden besleniyor. Bu noktadan
sonra Türkiye'ye vefasızlık ya-
pamazdık" şeklinde konuştu! Az
sonra!
• Ramazan işgali! Istanbullu
beş aile, Şişli Belediyesi'nin Me-
cidiyeköy'e kurduğu iftar çadı-
nnı işgal etti! Işgalciler adına ko-
nuşan Reşat Güllebaz adlı şa-
hısşunlarısöyledı: "Evlenmizde
çatlaklar var. Istanbul'da dep-
rem korkusundan eve giremez ol-
muştuk. Bu çadırilaç gibi geldi.
Kralı gelse çıkartamaz bizi bur-
dan!" Az sonra!
• Bir giyim mağazasının açı-
lışı için Türkiye'ye gelen, Kari
Mant'ın üçüncü kuşak torunu,
fotomodel ve tiyatro oyuncusu
Katherina Marx Lorieux üginç
açıklamalarda bulundu! Basın
toplantısı düzenleyen Lorieux
"Evet dedem Marx, ama ben
Marksist değilim! Hatta anti-
Marksist bile sayılabilirim. Birza-
manlar öyleydim ama artık ikjim
yok" dedi! Genç fotomodelin ya-
kınlan tarafından "Aman Türki-
ye'de dikkat ett Istanbul'un bo-
ğazı, camileri ve dönek Mark-
sîstleri meşhurdur! Marx karşıtı
olduğunu söylersen kalabalık bir
kitleden büyükikji toplarsın' şek-
linde uyanldığı öğrenildi! Az son-
ra!
• Asansör filmine ödül! Oriji-
nalbirfilmitaklitederekcekilen,
Mustafa Arüoklar'ın ftlmi Asan-
sör, üzbon Ikınci El Film Festi-
vali'nde altın ödül kazandı! Altı-
oklar "Çokmutluyum. Gerçiödül
altın değil, altın suyuna batınlmış
ama olsun. Sıradaki projem Bi-
siklet Hırsızlan 'dır" dedi! Az son-
ra!
• Beşiktaş futbol takımı top-
lu halde Italyan vatandaşlığına
geçtı! Kaptan Mehmet konuy-
la ilgili olarak "Pazargünü G.Sa-
ray'la maçımız var ve fazla bi
umudumuzyok. G.Saray'a her-
hangi bir Italyan takımı olarak
yenilip, olayısıradanlaştırmakis-
tiyoruz! Beşiktaş olarakyenilirsek
taraftarlanmız üzülür" şeklinde
konuştu! Az sonra!
Densizliklerden seçmeler
Çevirmen ve redaktör ola-
rak bir televizyon kanalında
iş buluyorsunuz. Işinizi de
iyi yapıyorsunuz. Çalıştığı-
nız kanal. bir belgesel kana-
Jf ve doğru çevirilere, doğru
redaksiyona çok ihtiyaa var.
Kanal için önemli bir kişisi-
niz. Kanalın yöneticileri de
bunun farkında. Fakat bir
gün, kanalın patronu, açık
ofis sistemiyle çalıştığınız ye-
re geliyor ve sizi görünce,
sorumlu müdüre "Onu bura-
da istemiyorum, çünkü ge-
nel görüntüyü bozuyor" di-
yor. Sizi işten atmıyorlar ama
"Çalışmaya evden devam et"
diyoıiar. Gerçeksebebi söy-
lemedikleri için şaşınyorsu-
nuz ama öneriyi kabul edi-
yorsunuz. Işler kanşınca si-
zi tekrar çağınyorlar, işyeri-
nin en ücra köşesinde, kü-
çük bir oda veriyortar ve "pat-
ronun gözünden uzak" şekil-
deçalışmanızı istiyorlar. Da-
ha sonra gerçek sebebi öğ-
reniyorsunuz: Patron, sizi
"fazla kilolu" bulduğu için
genel görüntüyü bozduğunu-
zu düşünüyor! Bunun üzeri-
ne, her onurlu insan gibi is-
tifa ediyorsunuz. (Densiz pat-
ronun adı Ali Karacan, ka-
nalın adı Discovery Chan-
nel. Ayrıntı bu haftaki Le-
man'da.)
İTO Başkanı Mehmet Yıl-
dırtm, Demirel ve Ecevit'i
kastederek "Birkaç yıl ömrü
kalmış liderierte yönetilmek
tstemiyonız" demiş. Demi-
rel ve Ecevit'i politik olarak
sevmeyebilirsiniz (kendi adı-
ma ben sevmiyorum), ama
bu kimseye, bir başkasının
hayatı üzerine saçmalama
hakkını vermez. 32 yaşında-
yım ve yaşarsam, 50 yıl son-
ra da yazarlık yapmak iste-
rim. Her meslekten insanla-
nn da bunu istemeleri ve
yapmaları çok doğaldır. Ga-
liba Hıncal Uluç yazmıştı,
"70yaşını geçenlerin hukuk-
sal olarak bazı engelleri var,
biz bu durumdaki lideriere
mahkûm muyuz?" diye. O
zaman, Uluç'la aynı gazete-
de yazan üstad Çetin Al-
tan'ın yazdıklannı da hiç cid-
diye almayahm! Gazetecilik-
te "50 yıl" doldurmak onur,
politikadayaşlanınca "dino-
zor"\ Lafa bakınız: "Birkaç
yıl ömrü kalmış!" Bu ne şom
ağızlılıktır, bu ne moral bozu-
cu bir makam sahibi adam-
dııi
TPAO Müdür Vekili Os-
man Demirağ da °bazı dep-
remzedelerin, devletin oto-
htesini sarsmak için çocuk-
lannı bile bile yaktığını" iddia
etmiş. Doğrudur sayın mü-
dür vekili, zaten faili meçhul
cinayetler de aslında intihar,
onlar devleti sarsmak için in-
tihar ettiler, Sıvas'ta aydınlar
devlet düşmanı olduklan için
kendilerini yaktılar, Gökte-
pe kendini döverek ötdür-
dü!
Imaj saplantılı, şımarık
medya patronlan, insan ha-
yatına saygısı olmayan tica-
ret odası başkanları, insan-
lan "çocuklannı kasrtlı ola-
rak yakmakla" suçlayacak
kadar gözü dönmüş müdür
vekilleri! Işte memleketin
"önemli şahsiyetleri!"
(Son dakika: Cuma saba-
hı atv'de "Galatasaray, spa-
getti beyinliItalyanlar'ı eiedi"
denildi! Densizliğin dibi yok.
Türkler'den "ekmek beyin-
//"diye bahsedilse, rnanşet-
lere çıkar, birinci haber olur,
bu programı sunan Hakan
Aygün bas bas bağınrdı!)
HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ
KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇA& behicak@turk.net
ÇtZGİLÎK KAMtL MASARACI
HARBÎ SEMtH POROY
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIV 11 Aralık
SAVAŞt GENİŞLİYORİ
üM, Zt. DÜ
ALMAtJYA VE f'
4- 6Ü/V O/VCE, JAPONiM, HAU/Att "OÇKİ PEA&.
HA&6OU&. ı4MeBJK4N P&VİZ ÜSCÜNE <4tJİ
Bi& s*uxe/ rAP/ıeAK su t>EVLEr/M SAVA-
f/t GiKMESİNe N£&etJ OLMUÇTV. DAHA SON-
&t, JAPOMlA*,"ÜçUİ PAKT"/MZ4L4DIĞ/ 4L-
MAUYA VE rr*L>X'rf, AMS&KA'yA KAGff
KApe/e. S//£L/ĞtME çAS'&Mtçrr. ArNt SÛN
ASP P£ MtSİLLEMEPE BULUfiJUfJCA, E. OÛN
?A SAVAÇf £>ev SorunAK AİLA4AYA SAÇIA-
Mtçrf f.
So/da, Mussod'm v» MiHer ge*era/ttrte. scnnş
plan/orını görjfürıten ğörufuuo/:
GÖRÜŞ
Dr. EMtN GÜRSES
IRA ve ETA'nın Çıkmazı
IRA (Irlanda Cumhuriyetçi Ordusu) ve ETA'nın
(Bask Ülkesi ve Özgürtük) lider kadrolan Avrupa'da-
ki gelişmeler arasında örgütlerinin saf dışı bıra-
kılmakta olduğunu görünce elden geldiğince so-
nuçtan kârlı çıkmanın yollarını aramaktadırlar.
IFlA'nın siyasi kanadı ve Katolik radikal milliyet-
çilerin temsilcisi Sinn Fein partisi, VVashington'un
dayattığı banş görüşmelerine direnemedi. Fakat
IRA liderliği bu gelişmelerin kendini de aştığını gö-
rünce, marjinalleşerek tasfiye olmamak için bö-
yük bir çaba içerisine girmiştir.
ETA liderliği de aynı marjinalleşme tehlikesiyle
karşı karşıyadır. IRA'nın tasfıyesi Londra, VVashing-
ton ve yerel ılımlı milliyetçi partilerin diğer siyasi
partilerle işbirliğine girmeyi kabul etmesiyle baş-
larken. ETA'nın tasfiyesi yolunu Madrid, Paris ve
Bask bölgesindeki ılımlı milliyetçi partilerin diğer
siyasal partilerle işbirliğine girmesi açmıştır.
Kuzey Irlanda yükünü sırtından atmak için gi-
riştiği çabasında Londra, VVashington'un yardımıy-
la önemli bir aşamaya geldi. 1973 yılındaki ilk ba-
şarısız girişimden sonra "güç bölüşümü" politl-
kasıyenidenuygulanmayakonuldu. 1973'tekigi-
rişim, Protestanların baltalamasıyla sekteye uğ-
ratılmıştı. Bazı Ingiliz güvenlik görevlilerinin Pro-
testan terör örgütlerine verdikleri destekle IRA'ya
karşı mücadele yıllar boyu sürdurülmüştür. Ta ki
Londra artık bu yükten kurtulmaya karar verince-
ye kadar.
2 Aralık'ta yetkiler Londra'dan Kuzey Irianda'ya
(Stonmont'a) geçti. Şubat 1994'teki açıklamasın-
da silahlarla masaya oturacaklannı söyleyen Mar-
tin McGuinness IRA'nın silahları gölgesınde Eği-
tim Bakanı oldu. IRA'nın siyasi kanadı Sinn Fe-
in'in lideri Gerry Adams ise 27 Kasım'da Stor-
mont'daki konuşmasında birleşik ve özgür Irlan-
da kurma amaçlarından vazgeçmediklerini, "Go-
od Friday Anlaşması"n\ bu amaca varmak için
geçici bir yapı olarak gördüklerini ifade ederek ta-
raftaıiarına mesaj venmeye çalışmaktadır.
Protestan ve Katolikler arasında var olan düş-
manlıklann ve güvensizliğin sona erdirilerek IRA'nın
tasfiye edilebilmesi için banş sürecinin sürdürül-
mesi zorunludur. Londra 196O'lı yılların sonu ve
1970'li yıllann başında yaptığı hatalan tekrarlamaz-
sa banş ortamı IRA'yı marjinalleştirecektir. Yeni olu-
şumları hem Katoliklerin hem de Protestanların
memnun olacaklan bir yönde şekillendirmek ise
zaman alacak.
IRA'nın kullandığı ateşkes ve saldın taktiği Lond-
ra'nın hesaplarına uyunca başanlı oldu. Fakat ör-
gütün banş sürecine katılması, tasfiyesini hızlan-
dıracaktır. ETA, IRA taktiği uygulamayı denıyor.
Uzun süre pasif kalmasının kendi tasfiyesine yol
açabileceği kuşkusuyla ETA liderliği 14 aylık ateş-
kese son vermek karan aldı. Fakat koşullar Ku-
zey Irlanda'nınkiyle aynı değil. Avrupa'da, Bask
Bölgesi'ne verilen genişletilmiş otonomi hakkı
olumlu karşılanmış ve ETA'ya eskiden var olan Pa-
ris desteğı kalkmıştır. Bask Bölgesi'ndeki siyasi
partilerin büyük çoğunluğunun var olan yapılan-
madan memnun olması ETA liderHğıni rahatsız et-
miştir. Ilımlı "Bask Milliyetçi Partisi" PNV'nin lide-
ri Xabier Arzallus, Bask Bölgesi'ndeki milliyetçi
partilerin aralanndaki anlaşmaya uymayarak Mad-
rid'le yakınlaşmaya devam ettikleri gerekçesiyle
ETA liderliğince eleştirilmelerini ve bu nedenle
ateşkese son vermelerini "aptalcabiroyun" ola-
rak nitelendirmiştir. Bölge halkının refahına önce-
lik veren politikaiar üretme çabası içerisinde olun-
masını savunan PNV gibi partilerin Bask Bölge-
si'ndeki merkez sağ ve sol partilerle birlikte ça-
lışması ETA gibi radikal milliyetçileri rahatsız et-
miştir. Bunlar ancak dumanlı havada etkinlıkleri-
ni sürdürebileceklerini bildiklen ıçın yeniden ça-
tışma ortamı yaratma çabasındadırlar.
Etnik şiddet bir çıkmazdır. Profesyoneller yenı
meclislerdeki koltuklarda yerierini alırlarken, ça-
tışmalarda ölen ya da yaşam boyu örgüte karşı-
lıksız hizmet edenlerie sıradan halk faturaları çok-
tan ödediler. Geri kalanlar çoğunlukla, IRA ve
ETA'nın bağımsız devlet kurma mücadelelerinın
kendi günlük yaşamlanna ne tür bir iyileştirme ge-
tirip getirmediğine bakmaktadırlar artık.
Not 1: Geçen haftaki yazımızın 5. paragraf, 3.
satırında "...alıkoymaktadır" kelimesi, "alıkoyma-
maktadır" olacaktır. Düzeltir, özür dileriz.
Not 2: Ingiliz Konsolosluğu'na: ingilizakade-
mısyenlerin Türkiye'de araştırma yapmalarına
Türk yetkililerin sağladığı kolaylığa rağmen, kü-
tüphane araştırması için vize isteyen Türk akade-
misyenlere çıkartılan engellerin amacı nedir?
E:mail: emingurses@yahoo.com
BULMACA SEDAT VİŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
:
9
I I I I U
\mwf]
ı n n ı1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAĞA:
1/ Hidrojenin,
atom çekirde-
ğindebirproton
vebirnötronbu-
lıman izotopu. 2/
Göriinüşe göre
olacağısanılan...
Uyanık, gözü
açık 3/ Hiç
emek vermeden
ele geçirilen
şey...Holmiyum
elementinin
simgesi... Bir
nota 4/ Şaşma
belirten bir ûn-
lem... Bir iskambıl oyu-
nu. 5/ Kimliği saptana- 1
mayanuçancisimlerive 2
uzay olaylannı incele- 3
yen bilim. 6/Birdenbire
ortaya çıkan nıhsal dar- ^
be... "Neyj'ire—-"Ti- 5
yatro ve sinema oyun- 6
cumuz. 7/ Dans... Fazıl j
Hüsnfi Dağlarca'nın bir
şiir kitabı 8/Notadadu-
8
rak işaretı. . Hastalıklı, 9
sakat. 9/ îki ya da daha
çok kişinin yüz yüze gelerek oynadıklan halk oyunlan-
nın genel adı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ 1956-1958 yıllannda llhan Selçuk tarafından yayım-
lanan haftalık mizah dergisi... Katılmış, ulanmış parça.
2/ "Bu denız bir—• denız / lnsanlar ey nerdesiniz
9
" (N.
Hikmet)... Gemilerde kürek çeken tutsak ya da hüküm-
lü kimse. 3/ Manyok kökünden çıkanlan nişasta 4/ Bi-
linç.. Bir renk.. Yağı alınraış sütten ya da yoğurttan ya-
pılan peynir. 5/ Mürekkebı kunıtmakta kullanılan çok in-
ce kum Bir tartı birimi. 6/ Nesne... " — Pacino":
ABD'li sinema oyuncusu. 7/ Akıl... Osmanlı donanma-
smda tümgenerale eş rütbe. 8/ Afrika'da bir ülke... Ad.
9/ Saplı tencere