23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28KASIM 1999PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dünyanın önde gelen insan haklan savunuculan Türkiye'deki uygulamalar hakkındaki görüşlerini anlattı Türkjye'nm karnesi zayıf CPT GENEL SEKRETERİ TREVOR STEVENS CPT'nin kurulmasından bu yana geçen 10 yıl içinde Türkiye ile ilişkilerin olumlu yönde geliştiğini ve çok ilerlemeler kaydettiğimizi söyleyebilirim. Polis merkezlerinin içinde bulunduğu durumu, kötü muamelenin ve işkencenin varlığını yetkililer de kabul ediyorlar. Ancak ben sürecin olumlu yönde işlediğini görüyorum. ORALÇALIŞLAR Avmpa Konseyı lşkenceyı Önleme Ko- mıtesı (CPT), geçen gunlerde Strasbo- urg'da 10 kuruluş yıldonumu nedenıyle bır dızı toplantı düzenledi. Bu toplantıya dünyaca ünlü ınsan haklan savunuculan vehukukçularkatıldı BunlararasındaŞı- lılı dıktatör Pinochet'ın tutuklanmasını gerçekleştıren Ispanyol yargıç Baltasar Garzon. Fransa'da olüm cezasının kaldı- nlmasmı sağlayan Robert Badinter, Av - rupa Insan Haklan Mahkemesı Başkaru Luzius VVlldhaber. Ocalan'ı Imralfda, ya- kalanmasının ardından ılk zıyaret eden Avrupalı CPT heyetının Genel Sekreten Trevor Stevens ve Avnıpa Konseyı nez- dınde polıs eğıtun bolümünun sorumlusu Anita Hazenberg vardı Medyanın karşısına çıkmaktan hoşlan- mayan Baltasar Garzon'Ia ve dığer unlu hukukçu. ınsan haklan savunuculanyla Strasbourg"da görüşmeler >aptık. CPT toplantısına geldığı ıçın Pınochet dava- sıyla ilgılı konuşmaktan hoşlanmayan Baltasar'a yıne de soracaklanmızı sorduk. Bu sorulanmız arasında Türkiye"dekı as- ken darbenın lıden Kenan Evren konusu da vardı Abdullah Ocalan Kenya'da yakalanıp getinldıkten ve Imralı'ya konulduktan sonra onunla ılk görüşen yabancı heyet, Avrupa Konseyı Işkenceyı Önleme Ko- mitesı (CPT) üyelenydı. Görüşenlerden bırisi de CPT Genel Sekreten Trevor Ste- vens'dı.Tre\or Stevens'e o zamankı ızle- nımlennı ve CPT'nin Türkıye'ye bakış açısını sorduk. Stevens'e, Ocalan'ı ılkgö- ren insanlardan bınsı olarak ilk ızlenım- lennı. ınsani ızlenunlerini sorduk: "Ben bu konuda yayımlanan izleme ra- ponından öte>e bir şey sövleyemem. Ra- porda da sö> lediğimiz gibi Öcalan'da o za- man ba/ı psikolojik sorunlar gozlemiştik ve bu konuda önlem alınmasını istemiştik. Bizkr bu konularda objektif hareket et- mekzorundayız. Kendi insani kaygüanmı- a öne çıkaramayız. Çok özel koşullarda ve çok özel bir şekilde tutulan bir insanla kar- şı karşrya gekligimizi raporumuzda da be- lirtmiştik. Türkyetkilileri bizim raporumuzun ya- yunianmasını ve kamuoyunun bilgisine açdmasını kabul etmekle önemli bir adım atülar. Bu olumlu bir yaklaşımdı. Ancak biz Ocalan'ın dummunu, koşullannı sü- rekli izledik. Verilen sözlerin yerine getiri- Bp getirilmediğini takip ettik. Bu konuda divaloğa açık bir tavırla karşı karşıya gei- diğimizi söy lemeliyim. Ancak ne vazık Id Tflrkbükümetinin bize verdiği cevabın ya- ymtlanması konusunda bir anlaşma sağ- layamadık. Bizim raporumıızdan sonra ne olduğu- nu söyteyemem. Çünkü bu konudaki ku- ralkr benim bö> le bir açıklama yapmamı engelliyor. Öcalan olayı dışuıda genel ola- rak konuşursak, biz Türitiye'ye yapoğı- nuz gezüerde polis merkezlerini. cezaevle- Trevor Stevens insan haklan konusunda son 10 yılda Türkiye'de olumlu gelişmeler y aşandığıru söyledi. Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi Üyesi Trevor Stevens. rini, psikiyatri hastanekrini ziyaret ediy o- ruz. Bu konudaki raporlannuzı kamuo- yuna açıkladık. onlann cevapiannı da. Ce- vaplann doyurucu olduğunu da bclirtme- tiyim. Bu son rapor da yayunlandığında görülecektir Id birçok alanda önemli iler- lemeler kay dedildi. LTucanlar olayına getince: Türkcezaev- leri sisteminin çok uzun bir geçmişi var. Bu olayın üzerine hemen dikkane egüdik. Ya- püan araşnrmalan duyarhhkla izüyoruz. Tûrk yetkililerinin \erdikleri cevaplan gözden geçiriyoruz. Ancak buradajandar- manın uyguladığı yöntemi Türkotoritele- rine de sorduk. Jandannanın aldıği ön- temlerin ne kadar gerekli olduğunu araş- unyoruz. CPT'nin kuruluşun 10. yıldönümünde AGİT zin esi tstanbul'da toplamyor. ABD BaşkanıBıll ClımondaTürldye'ninönün- deinsan haklan konusunda sorunlaroldu- ğunu beürtti Ancak CPT'nin kurulma- suıdan bu yana geçen 10 yıl içinde Türki- ye ile ilişkilerin olumlu > önde geliştiğini ve çok ilerlemeler kaydettiğimizi sö> leyebili- rim. Polis merkezlerinin içinde bulundu- ğu durumu, kötü muamelenin \e işkence- nin varlığını yetkililer de kabul ediyorlar. Ancak ben sürecin olumlu yönde işlediği- ni görüyorum.'' Hollandalı kadın polis, Türk projesinde Anita Hazenberg'le karşılaştığrmızda onun bır polıs olmasını anlamamız ım- kânsızdı. Hollandalı Hazenberg, mini mi- ni eteği ve gûlûmseyen bakışlanyla bir pohsten çok bir TV yıldızını andınyordu. Hazenberg, CPT'nin polıslenn ınsan hak- lanna uyum sağlaması bölümünde çalışı- yordu. 18 yıllık bir polislik deneyimi var- dı. Avrupa Kadın Polısler Netvvork'unun direktörlüğünü de yapan Hazenberg, yıl- larca sokak polisligı ve detektıflık dene- yimıne de sahıpti. Nısan 1997 yılından bu yana Avrupa Konseyı'nın 'PoBs ve Insan Haklan' bö- lümünde müdürlük yapıyor, 41 üye ülke- den, polıs eğıtımi konusunda talepte bu- lunanlara nasıl bir eğitim verileceğını planbyordu. Hazenberg'nın ıkı yıldır Türk polısınin eğıtinu konusunda bir proje üze- rinde çalıştığuu duyduğumuzda onu da göriişmemız gerekenlenn lıstesine aldık. Anita Hazenberg, Türkiye ile ılişkileri- ni şöyle anlattı. "Adım Anita Hazenberg. Hollandauyım, Avnıpa Konseyi De isbirü- ği içinde çahşan üst diizey bir polis yetkili- sryinı. Ben buraya üç yıl önceAvrupa Kon- seyi'ne konsey üyesi ülkelerdeld poiis ku- rumlaruun insan haklanna uyum sağla- ması nrojesini hazıriamak üzere davetedfl- dim. Ulkeniz için anlatacağun en üginç o- lay, ben Türidye'ye gittiğimde ortada hiç- bir şey yiıkru.Yalnızca, Türkiye'nin Stras- bourg'daki büyükelçisinin, Avrupa Konse- yi tnsan Haklan Komitesi Başkanı'ndan Türk polisinin insan haklan standartian- nuı yükseltUmesiiçin bir talepte bulunma- sı ve buna ilişkin bir davet vardı. Böylece konsey nezdinde ilk resmi gezi- mi Haziran 1997'de Türkiye'ye yaptım. Beni ilk gördüklerinde biraz uzak dur- muşlardı. Çünkü CPT üyeleri Türkiye'ye geliyor, cezaev lerini ve polis karakollannı ve polis merkezlerini Avnıpa Konseyi stan- dartlan açısmdan gezip, inceliyor ve ra- por yazıyortardı. Beni de bu heyetin üye- lermden birisi sanmışlardL Gozalü mer- kezlerinin kapüannı bana açtılar. Ben on- lara, 'Merkeze gıdelım. berum başka bır görevim var, sızı kontrole değıl, sızinle birhkte çalışmaya geldım' dedim. Bu açıklamamdan sonra üst düzey po- lis yetkilikrh le, tçişleri Bakanhğı görevli- leriyle çok sayida görüşme, araştırma, tar- nşma vapma olanağını elde ettim. Once- Kkle birbirimizegü\ enmemiz gerekiyordu. Benim 41 ülke için aynı olan çanşma prog- AIHM BAŞKANI LUZİUS VVJLDHABER Türkiye, konseye üye olan 41 ülkeden birisi. Bu açıdan bakılırsa Türkiye için bizim açımızdan hiçbir özel durum yok. Yalnızca mahkememizin önüne gelen çok yüksek sayıdaki aleyhteki başvuru dışında. Bu davalann henüz önemli bir kısmı sonuçlanmadığı için Türkiye açısından ne yükseklikte bir maddi zarara yol açtığını şimdiden söyleyemem. kiyordu. Tabii böyle bir konuda değişim için uzun zamana ihtiyaç var. Dünyayı bir günde değiştiremezsiniz. Gelecek hafta Türkiye'de polis yetkiüleriyle projeyi son kez gözden geçirip toptan birorganizasyo- nun hazırtığını vapacağız. Biz şu anda gelecegin nasıl olması gerek- tiği konusunda son adımı atacağız. Benim projemin son adımı ne olacak onu karar- laştıracağız. Bürün metotlan. çevreyi ve çalışma tarzını değiştirmevi planhyoruz. Bürün gelişmiş, teknik ve insani y öntemle- ri. polisin eğitim projesi içinde uv gulama- ya çauşacağız. Ozellikle genç Türk polisleri içinde bü- yük bir değişim isteğine tanık oldum. Bun- dan mutluluk du> dum. Türk polisinin, çok olumsu/ gönintusünü silebileceğine ve in- san haklarını uvgulavan bir kuruma dö- nüşeceğine inanıvorum. Türk polisine ilişkin eleştirilerin haklı olduğunu polis yetkilileri de kabul ediyor- lar ve bunu degistirnıeve niyeüiler. Tabii burada yalnızca egitimin geHştirilmesi ye- terli degiL iç ve dış kontrol mekanizmala- nnın da iyi örgüttenip denetim görevini yerine getirmeleri gerekir. İçişleri Bakan- ugı yetkilileri ve üst düzey polis y önetkrile- ri, biz kötü muameleye izin vermiy oruz, di- \orlar. Ben de bir polis yetkilisi olarak şu- nu bilirim ki y önericUer bu konularda cid- di olduklannı gösteren bir tutum auıiar- sa alt kademe polisler kötü muamele yap- maya cesaret edemezler. Her ülkede kötü muamele ve işkence ya- pıüyor. Ne yazık Id birçok ülke yönetimi, bunu önlemek için iç ve dış denetim meka- nizmalannı geliştirmiyor. Türkiye için özeUikle orta kademe yöneticUerin bunu önlemek konusunda karartı bir tutum için- de olduklannı söy ley ebilirim. Polis, bu ko- nuda halkı ikna edecek bir davranış içine girmek zorundadır. Tekyol da budur. Evet, vargının da bu konudaki ihlallere karşıda- ha duyarlı olması ve yapanlan cezalandır- ması gerekü*. Türkiye kamuoyıında bu ko- nuda ciddi endişeler olduğunu büryorum. Halk, polisi bir korku gucü degiL bir gü- mek zorundayız. tnsan haklan sözcüğü polis için çok pratik bir anlam ifade edi- yor. Ben birçok ülkede şuna tanık oldum: Eğer polis yetkilileri kötü davranırsa, o ül- kenin insanlannın nazik ve olgun olması mümkün degil. Çünkü onlar, kendi insan haklanna saygı gösterümediğini düşüne- cekler. Oradaki kamu dü/enine, cezalan- dmna mantıgına, pratik düzene baknğı- nızda, insan haklan her yerdedir. Polisin çahşma yaptığı her alandadır. İşte bu durumda nasıl bir değişikiik >B- pacağuuzı düşüneceksiniz. Türkiye. muh- teşem bir ülke. Türk polis yetkilileri, poli- sin bu proje kapsamında eğitümesi yolu- nu seçüîer. Bu çalışma sırasında insan hak- lan konusunu egitimin içine nasıl adapte edeceğimizi planladık. Polis yetkililerinin bu amaçla yapnrdıklan araştırmaya mi- nettar okluğunıu söy ley ebilirim. Geçen ha- Anita Hazenberg 1997 yıhndan bu yana Avrupa Konseyi'nin"Polis ve İnsan Haklan' bölümünde müdürlük yapıyor ramım şöyleydi: Çahşma yapmak istedi- ğun ülkenin nasıl bü~ çalışma yürütmeye karar verdiği, ney e niyetli olduğu tayüı edi- CL Bu Strasbourg'a değfl, o ülkeye bağlıy- dL Bunun üzerine Türkiye'nin hedeflerini saptamak amacıyla uzun bir çahşma baş- latbk. Projemiz 'tnsan Haklan ve Polıs' başhğmı taşıyordu. İnsan haklan ne de- mek, ben de polisim, bilirim. Ben insan haklarını düşündüğümdefilozofik,yumu- şak bir konu olarak kabul ederim. Ancak gerçekte insan haklan oldukça sert bir ko- nudur. Eğer biz polis yetkilileri insan hak- lanna inanmazsak, çahşma için hiçbir sı- nırkabuletmeyiz. Elimizde silah taşryoruz, gücümüz var, eğer insan haklanna inan- mazsak vurttaşlara çok kötü şeyler yapa- biliriz. Benim için konu çok açık. Bu konulan poiisin çahşmasuıa aktarmak ve adapte et- ziran ayında üç Türk polis yetkilisinin de kanldığı bir seminer düzenledik. Burada Türk poHsinin daha çok teknik ve pratik alanlarda eğitildiği. beceri ve yetenek ko- nusunda ise eğitilmediği ortaya çıkn. Na- sıl yakalayacaklannı, nasıl kovalayacakla- nnı biliyorlardı. ancak önceden nasıl ön- lem alacaklannı ve nasıl konuşacaklanm bikmiyoriardı. Buradan, Türk polisinin eğhimindeyetenek konusunu nasıl aktara- cağunızı pianlamaya karar verdik. Aynı şey Polis Akademisi'ni bitiren polis aday- lan için de söz konusuydu. Bunlan söyleyince bana şöyle dediler: 'Tamam o zaman, şımdı ne yapacağız9 ' Böylece polisin çahşma ve öğrenme tarzı- na, polisük yapma tarzma yeni yaklaşım- lar getirmeye karar verdik. Buna profes- yonel polislik de diyebiliriz. Örneğin bir zanhyı dövmek yerine, daha çok bilgi ve belge nasıl toplanır, onu üğrenmeleri gere- venlik gücü olarak gönTieU." Hazenberg. sözlennı ılginç bir sapta- mayla bıtırdı "Ben hep umuthı oldum. İ lkenizi çok sev dim. Başanlı olacaklanna da inanıyorum. Ama yapüacak çok fazla şey olduğunu da biliyorum. Ben yönetici- lerin dummunu değjştirmek konusunda ciddi bir tutum içinde olduğu izlenimini edindim. Size bu* güzel haber daha verebilirim. Bu ayin sonunda Türk jandarma yetkili- leri de buraya geliyorlar ve jandarma için de özel bir eğitim programı hazuianması- nı istiyoriar. Ben bunu da çok olumlu bir adım olarak görüyorum. Önümüzde çok yüksek dağlar olduğu- nu biliyorum. Türkiye'de işlerin güllük gü- listanhk olmadığmı anlayacak kadar da aklım var. Ama biz bu yolun sonunda önemli sonuçlar elde edeceğiz. Bu umut ve inançla çahşıyoruz." AİRM Başkanı Luzius W ddhaber En çok dava Türkiye'nin aleyhinde AvTupa İnsan Haklan Mahkemesı 'nde 30 Ekım 1999 günü ıtıbanyle görülmekte olan 11984 davanın 2293'ü Türkiye aley- hine açılmış davalardan oluşuyor Avrupa Konseyı'ne 41 ülke üye olduğuna göre ül- ke başına ortalama 292 dava düşerken, Tür- kiye bu ortalamanm tam on katı fazla bır davayla yüzyüze. Bunlar henüz görülmek- te olan davalar, bir de başvurular düşunü- lürse Türkiye'nin Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'nde çokzorlandığını kabul et- memiz gerekir Konseyde görev yapan ya da bir nedenle bulunan insanlann ortak ka- naatı; Türkiye'deki yargılama ve ceza sıs- temının hızla değişmesı gerektıği yönunde. Bir yandan uygar dünya içinde yer almak ıstıyoruz, bu konuda karşımıza çıkanlan engellere kızıyoruz. öte yandan bu uygar dünyanın çok temel saydığı ıdan ve huku- kı değışiklıklen yapmamak ıçın ayak din- yoruz. Avrupa tnsan Haklan Mahkemesı Baskanı Luzius VVildhaber, bır yargıcın tı- tizliğıyle sorulanmızı dıplomatık cevaplar- la geçıştınmeye çalıştı. Ancak y ıne de temel konulardakı düşüncesını açıkhkla belırt- mekten çekınmedı. "Türkiye, konseye üyeolan41 ülkeden bi- risi Bu açıdan bakıorsa Türkiye için bizim açımızdan hiçbir özel durum yok. Yalnızca mahkememizin önüne gelen çok yüksek sa- yıdaki aleyhteki başvuru dışında. Bu dava- lann henüz önemli bir kısmı sonuçlanma- dığı için Türkiye açısmdan ne yükseklikte bir maddi zarara yol açtığını şimdiden söy- leyemem. Bizim burada dikkat ettiğimiz, Avrupa'da temelinsan haklannın asgari öl- çüleri. Sizde ölüm cezasının bulunması. si- zin çok özel bir durum içinde olduğunuzu gösteriyor. Ölüm cezasi \vnıpa İnsan Hak- lan Konvansiyonu'nun orijinal bir parçası değildL Ölüm cezasu 6. ek protokolle kon- vansiyona eklendi. Türkiye'nin insan hak- lannın temel ilkelerine daha dikkatle uy- ması gereldyor. Bu topluluğun bir parçası ol- mak bunu gerektiriyor. Bence Türkiye'nin, Avrupa Mahkemeleri ve Avrupa'nm genel kuraUan konusunda daha iyienforme edil- mesi gerekiyor. Bizim raahkemelerimizde ne gibi yeni gelişmelerolduğunun takip edil- mesi gerekiyor. Bizim için en arzu ediien du- rum, bizim burada yaptıklanmızın lürki- ye'de yapüması ve buraya çok fazla başvu- runun geunemesi Sorunlann Türkiye için- de çözülmesi en büyük bedefimiz. Bize ya- pacağmızen büyükyardım, burayayapıian başvurulan azaltacak idari ve yargısal adımlan atmanız. Yani kendi işinizi kendi ülkenizdeçözundemekten başka biryolbu- lamıyorum." Yarıti: Pinochet'nin haklmi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle