25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2BKASIM1999PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kışlalı'nın adı Çankaya'da yaşatılıyop • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çankaya Belediyesi'nce yaptınlan ve gazetemiz yazan Ahmet Taner Kışlalf nın adının verildiği sportesisinin açılışı bugün yapılacak. Yaklaşık 11 bın metrekarelilc bir alanı kaplayacak spor tesisinin açılışma CHP Genel Başkanı Altan Öymen de katılacak. Sanatçı Rüştü Asyalı'nın da hazır bulunacağı etkinlik çerçevesinde, Ufuk Karakoç ile Selda Bagcan birer konser verecek. Balgat'taki Çetin Emeç Bulvan • Türkocağı Caddesi'ndekı spor tesisinin açılış töreni saat 14.00'te başlayacak. tğithnde özelleştirmeye • İstanbul Haber Senisi - Eğitım-Sen 2 No'lu Şube . Başkanı Alaaddin Dinçer, yaptığı yazılı açıklamada, istanbul'daki bazı okullann - doğalgaz, su ve elektriğinin borç gerekçesiyle kapatılmasının, eğitimdeki , özelleştirme politikalannın bir ürünü olduğunu belirterek yerel yönetimlerin, eğıtim ve öğretım kurumlannın bu tür sosyal hizmet giderlerini karşılaması gerektiğini bildirdi. MSB'den 'bedelli' açıklamast • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Milli Savunma Bakanlıği Genel Sekreterliği. önceki gün Akit'te yayımlanan "Bedelli'de çapraz kur zulmü" ve "TL geçmez, Mark getir" başlıkh haber ve köşe yazısıyla ılgili bir açıkJama yaptı. Bedelli askerlik uygulamasına ilişkin usul \e esaslann Bakanlar Kurulu karanyla belirlendiği anımsatılan açıklamada şöyle denildi: "Bedelin, ödeme tarihindeki karşılığı TC Merkez Bankası'nca belirlenen çapraz kura göre hesaplanacak konvertibl yabancı ülke parası ya da TC Merkez Bankası döviz satış kuru üzennden hesaplanacak Türk Lirası ile ödenmesi öngörülmüştür. Yine aynı kararda, •yükümlülerin yatırdıklan paralar Alman Markı olarak banka hesabına ıntikal ettinlir" hükmü - .. bulunmaktadır.'" Tekin'in kitabı toplaüldı• ANKARA (Cumhurfyet Bürosu)-EskiMtT mensuplanndan Yılmaz Tekin'in 'BirGizli Servis Mensubunun Anılan' adlı kitabı toplatıldı. Ümit Yayıncılık'tan yapılan yazılı açıklamada, biray önce piyasaya sunulan kitabın toplattınlması için MİT Müsteşarlığı'nm Adalet Bakanhgı'na başvuruda bulunduğu vurgulandı. Açıklamada, "Adalet BakanlığVnın talimatıyla açılan dava sonunda kitabın toplattınlması ve yazar ile yayıricı hakkında devlet sırlanni ifşa ettikleri gerekçesiyle dava açılması kararlaştınldı" denildi. Açıklamada. karann ardından polis tarafından basımevindeki kitaplar ile bazı yayınevlerindeki kitaplann da toplattınldığı bildirildı. Demirel'den ek ödeneğe onay • ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı SüleyTnan Demirel, depremin neden olduğu hasann telafisinde kullanılmak üzere Maliye Bakanlığı"na 500 trilyon lira eködenek verilmesine ilişkin yasayı onayladı. Söz konusu yasa, Maliye Bakanlığı'na 500 trilyon liralrk ek ödenek verilmesini öngörüyor. Hizbullahçılar, işkence gördüklerinin doktor raporuyla belgelendiğini söyledi EMncfler iskenceden MAHMLTORAL DtYARBAKIR- Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'ın çeşitli hapis cezalanna çarptınlmış 50 militanı. sorgulamalan sırasında işkence gördüklerini ileri sürerek bu yıl sonunda Türkiye aleyhine Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'ne (AİHM) başvurmaya hazırlanıyor. Diyarbakır 3 No'lu DGM'de toplam 30 yıl hapis cezasına çarptınlan 4 Hizbullahçı da kendilerine sorguda işkence yapıldığını ileri sürerek Bingöl'de görevli 19 polis memuru hakkında da\aaçtı. Hizbullahçılann avukatı Hüseyin Yılmaz. tüm müvekkillerinin işkence gördüklerinin doktor raporuyla belgelendiğini ileri sürdü. Müvekkillennin yalnızca kolluk ifadelenne dayanılarak cezalandınldıklannı ve Hizbullah'a üye olduklanna ilişkin bir belge bulunmadığını öne süren Yılmaz, ifadelerin baskı altında almdığını ve işkence raporlan bulunduğunu söyledi. Yılmaz, yaklaşık 50 Hizbullahçının dosyalanru bu JTI sonunda AtHM'ye götürmeye hazırlandıklannı bildirdi. • . Hüseyin Yılmaz, halen Diyarbakır 2 No'lu DGM'de yargılanan Sedat Şeran adlı bir başka müvekkilinin de gördüğü işkence sonucu erkeklik organını yitirdiğini doktor raporlanyla belgelediklerini iddia etti. Polislere dava Diyarbakır 3 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesı'nde yapılan yargılama sonucu 12 Ekım 1999 tarihinde toplam 30 yıl hapis cezasına çarptınlan Hizbullahçılar Rıza Baysan, Gryasettin Ekineker, Muttalip Setami ve aynı davada beraat eden Mahsum Karlı. sorgulan sırasında işkence gördüklerini öne sürerek Terörle Mücadele Şubesi'ndegörevli 19 polis hakkında Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundular. Bingöl Cumhuriyet Savcısı Talip Akgedik tarafından sanık polis memurlan için hazırlanan iddianamede şöyle denildi: "TEM şubesinde görevli 19 polis memurunun samklara tazyikli su sıküklan, copla vücutlanna vunılduğu, küfürier edildiği mağdur sanıklar tarafından beyan edilmiştir. Sanık polis memurlan yapöklan ÇİZMEDEN YUKARI Gökçek'in bürokratlannın da yargılandığı davanın temyiz edilmesi bekleniyor 90 ihalede yofcuzhık SERTAÇ EŞ ANKARA - MeHh Gökçek yö- netimindeki Ankara Anakent Be- lediyesi bürokratlannın 1994. 95 ve 96 yıllannda yapılan ıhalelere 'fesat kanşürdıklan' gerekçesiyle yargılandıklan davanın temyiz edilmesi bekleniyor. Dava dosyasında yer alan bilir- kişi raporunda toplam 90 ihalede yapılan yolsuzluklar gözler önüne serildi. Raporda, park inşaatınm mali müşavırlik firmasına verildi- ği. bazı ihale evTaklannda tahrifat yapıldığı ve teklıf mektubu olma- yan firmalara ihale verildiğine dikkatçekildi. Raporda, ihaleyi veren komis- yonun görevlilerinden AB Osman Kürklü'nün 'Belediye Başkanı MeBh Gökçek'in zatnan zaman kendilerini arayarak ihaleyi gön- derdiği kişiye vermesini istediğini' açıkladığı vurgulandı. Ankara 9 Agır Ceza Mahkeme- sı'nde. ihaleye fesat kanştırmak gerekçesiyle yargılanan ve sanık- lann aldıklan cezalann paraya çevrilen davanın temyiz edilmesi bekleniyor. Dava dosyasında da bulunan bi- lirkişi raporunda, Gökçek yöneti- mindeki belediye bürokratlannın da katıldığı yolsuzluklar gözler önüne serildi. Raporda. ihalelerin verildiği fir- malann bazılannın adres olarak Muradiye Vakfi'nın adresini gös- terdikleri, bir kısmının da. yine bu vakfin kullandığı bir yeri adres olarak gösterdiklerinin belirlendi- ği bildirildi. Ihaledeki yolsuzluklann Gök- çek ile bağlantjsmı da ortaya ko- yan raporda. "Sanık Ali Osman Kürklü ve diğer bazı sanıklar po- lis ifadderinde, Belediye Başkanı Melih Gökçek'in zaman zaman kendilerini arayarak ihaleyi gön- pitedildi. Evraklarda bazı imzala- nn aslına bakılarak taklit edildiği. kriminal inceleme sonucu ortaya çıktı. • Iskitler yeşilbant 1011 ağaç- iandırma işı ve spor tesisleri dü- zenleme ışi için açılan ihaleye, ana sözieşmesinde böyle bir iş yapma- ya uygun olmadığı görülen Çiftas Firmasrnın katılmasına izin veril- di. • Plevne, Bentderesi ve Tıp Fa- kültesi caddelerinin ona refüj bit- ki bakım yapı tesisat onanmı için açılan ihaleye Sargınal, Tayfur ve • Bilirkişi raporu, usulsüzlükleri gözler önüne seriyor. Park inşaatı mali müşavirlik firmasına verildi. İhale evrakında tahrifat yapıldı. Teklif mektubu olmayan firmaya ihale verildi. derdiği kişryevermesini istediğini'' beyan etmektedır denildi. Toplam 45 sayfada anlatılan ihale yolsuzluklan satır başlanyla şöyle: • Hemen hemen bütün ihaleler- de, ihale mektubunu düzenleyenin imzası ile firma yetkililerinin im- za sirküleri arasında fark bulunu- yor. • Birçok ihalede, ihaleye giren fırmalann teklif mektuplannın ay- nı kişinin el yazısıylayazıldığı tes- Detin firmalan teklif verdi. İhale. Emanet Komisyonu karannda nu- maralandınlan teklif mektuplan sıralamasında adı geçmesıne kar- şın dosya içerisinde teklif mektu- bu buiunmayan Tayfur Proje'ye verildi. • Tayfur Proje'ye verilen Kur- tuluş Parkı bakım onanm işininin ihale dosyasında da bu firmanın teklif mektubunun bulunmadığı belgelendi. • Kızılca mevkii ağaçlandırma savunmalannda, söz konusu kişilerin emniyet güçlerini yıpratmak amaeıyla bu yolu denediklerini ve Avrupa tnsan Haklan Sözleşmesi'ne a> kın hiçbir eylem yapmadıklannı beyan etmişlerdir. Ancak sanıkiann üzerine atıh müsnet suçu işledikleri doktor raporu ve tüm dosya içeriğinden anlaşıldığmdan, tüm sanık poliskrin TCY'nin 243/1. maddesi uyannca ayn ayn cezalandırılmalan talep olunur." Tutuksuz olarak yargılanan sanık polisler için toplam 95 yıla kadar hapis cezası isteniyor. MUSA KART alanı fidan bakım işini alan Kev- ser firmasmın verdiği teklif mek- tuplannda düzenleme tarihi olma- dığı saptandı. • 16. 12.1994 tarihinde köprü- lü kavşak ve refüj bakım gübrele- me işini alan Feza firmasının 16.12.1994 tarihli teklif mektupla- nndaki ihale tarihlerinde tahrifat yapıldı. • Fevzi Çakmak, Akdeniz Cad- desi, Anıtkabir cevresi kışhk ba- kım onanm ışi için düzenlenen ihale için teklif veren Özde, Efol ve Feza firmalannca verilen teklif mcktuplanndaki yazı ve rakamla- nn aynı şahıs el ürünü olduğu. her üç teklif mektubunun ihale günü tarihlerinde tahrifat yapıldığı, dü- zenleme tarihlerinin bulunmadığı ortaya kondu. • Kepekli Yıldız Kavşağı bitki tesisat onanm işini alan Muraş Fir- ması tarafından ibraz edilen geçi- ci teminat mektubunun fotokopi olduğu ortaya çıktı. • Aydeniz Lisesi önü ve AOÇ Kavşağı bitki tesisat işi için açılan ihaleye Vaka, Vak-pa ve Susam firmalan iş bitirme belgesi yoklu- ğu ve yetersizliği nedeniyle alın- madı. Yine iş bitirme belgesi olmadan ihaleye katılan Abıde Firması hem ihaleye katıldı hem de işi aldı. Kışlalı söyleşisi Ozden'den siyasilere sert eleştiri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Ata- türkçü Düşünce Demeği (ADD) Genel Başkanı Yek- ta Güngör Özden, Türki- ye'deki siyasetçilerin büyük bölümünün şeriata sahip çıktıklan kadar laikliğe sa- hip çıkmadıklanru söyledi. Dil Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerafettin Turan da "Türkiye'de Atatürk'e ah hiçbir şev kalmadı. Çiftliği giöi, partisigirti, dil kurumu, tarih kurumu, Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu gitti" dedi. Toplumsal Ekonomik ve Siyasal Araştırmalar Vakfi (TESAV), bombalı suikast sonucu yaşamını yitiren ga- zetemiz yazan ve bilim ada- mı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın anısına "Cumhu- riyet - Demokrasi - Laiklik" konulu birsöyleşi düzenledi. TESAV Başkanı Erol Tun- cer, açılışta yaptığı konuş- mada vakfi Koşlalı ile birlik- te kurduklanru anımsattı. Özden, konuşmasında cümhuriyeti korümakla ve savunmakla görevli olanla- nn aymazlıklan nedeniyle bugün cumhuriyet ve de- mokrasi tartışmalannın ya- şandığını söyledi. Özden. "Cumhuriyetçi demokrasi vardu-. Demokratik cumhu- riyet tanımına katümıyo- rum" dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in "dm- de reform" önerisıni eleşti- ren Özden, "Bir din düzen- lemesi cumhurbaşkanının görevi değüdir. Dh anet İşle- ri Başkanhğı'mn görevidir. Bu ülkede siyasetçiler şeri- ata sahipçıktiklan kadar la- ikliğe sahip çıkmadılar. La- iklik bağımsızlığuı, özgürlü- ğün vedemokrasinin ka> na- ğıdır. Akılcılığın. bilimselli- ğin. insanhğuı banşuı da en elverişliortamKÜr'' diye ko- nuştu. Özden, "cümhuriye- ti korumak için ülkenin cumhurfyeti cumhumet ot- maktan çıkaran siyasetçfler- den anndırüması ve laikliğe sahip çıkılması gerektiğini" söyledi. Turan da "Siyasetçüere saygunız sonsuz, ama son 25 jıldır sryasetçilere hâkim olan 'Biz sandıktan çıktık, her şeyi yapanz' duygusun- dan uzaklaşörnıamız gere- kir" diyekonuştu. IRMIKIAYDIN ENGİN aenginfo doruk.net.tr. Bu fıkrayı pek severim. Oğlan dışarıdan seslenmiş: - Baba, hırsızyakaladım... - Getir buraya oğlum. - Gelmiyor baba. - Bırak grtsin öyleyse... - Gitmiyor... Bu minnacık fıkrayı pek se- verim, çünküçok olaya ayna h> tar, bize "fam"uyar. ••• Örneğin: Kuzey Anadolu fay hatt kük- rüyor. Adapazarı, Gölcük, De- ğirmendere, Yalova, Izmit. Avcı- laryerle bir. Bir iki ay geçmeden fay bir daha kükrüyor. Bu kez de Düzce, Bolu, Kaynaşlı yerle bir. Bir yıkım ki devlet gücüyle bile altından kalkılmaz. Kalkılamıyorzaten. Kurulmuş kriz masalarının kendisi krizde ve kriz masaa olmayı kriz yarat- mak olarak algılıyor. Ankara felç olmuş. Başbakan, görevlilere, özel televizyon kanallarından sesini duyurmaya çalışıyor. Yıkıntılar artında ve arasında kalan çaresizlere yardım için ne- redeyse bütün halk kollan sıvı- yor. Önce ekmek - peynir - do- matesle başlayan yardım dağ- lan, gitgide genişleyip zengin- Getir, Gelmiyor - Bırak, Gitmiyor leşerek deprem bölgesine yö- neltiliyor. Ardından yurtiçinden ve dışından parasal yardım için örgütleniliyor. Sivil toplum ör- gütteri ekseninde, uzun süredir ilk kez "örgütlü yurttaş" olma- nın sevinci yaşanıyor, gereği ye- rinegetiriliyor... Demeye kalmıyor, yardımın önüne akıl almaz duvarlar örü- lüyor. Yardım malzemeleri gümrü- ğe takılıyor; gümrüğü aşıp dep- rem bölgesine doğru yola çı- kanları devletin görevlileri dur- durup "Mallar Kızılay'a, paralar Ziraat Bankası'nda açılan özel hesaba" buyuruyor. Devlete saygılı yurttaşlar buy- ruklara uyuyor. Mallar Kızılay'a, paralar Ziraat Bankası'na yatı- yor. Sonra... Sonrası malum. Mallar Kızılay depolarında çürüyor; paralar Zi- raat Bankası'nda uyuyor; dep- remzedeler de derme çatma ça- dırlarda yakıcı güneşle, dondu- rucusogukla, yağmurfa, çamur- la, karia, tipiyle boğuşuyor. Yurtdışından parasal katkı sağlayanların önüne ninem za- manından kalma yasa madde- leri çıkanlryor, "Yurtdışından pa- rasal katkı ancak Bakanlar Ku- rvlu izni ile ûlkeye transfer edi- lebilir" deniyor. Örneğin Alman SendikalarBirliği'nin(DGB), Ka- tolik Kilisesi Yardım Örgütü'nün (Caritas), Işçi Dayanışma Örgü- tü'nün (Arbeitervvohlfahrt) top- ladığı 50 milyon mark, "doğru- dan depremzedelere ulaştınla- cağından ciddi kuşkular bulun- duğundan" donduruluyor. Yurtiçinde, medya üstüne dü- şenı yapmak için bir iç örgüt- lenme oluşturuyor. "Birtuğlada sen koy" kampanyası başlatıp yurttaşların parasal katkılannı doğrudan depremzedelere u- laştıracak bir havuz oluşturuyor. Ciddi ölçekte paralar toplanıyor. Ardından bir hükümet karanyla deprem için yapılan bütün pa- rasal katkılar tek elde toplanı- yor. Yani Ziraat Bankası Ankara Merkez Şubesi'deki paralar, ge- nel bütçenin gelir kalemlerine dahil ediliyor. Artık onunla Hazi- ne bonosu alanlara yüksek faiz mi verilir, örtülü ödeneğe kay- nak mı aktanlır, Allah bilir... "Bir tuğla da sen koy" kam- panyasına tam destek veren bi- zim Fatih Attaylı'nın kafasının tası atıyor, "Tuğlayı kafalarına koymak varmış" diye hayıflanı- yor. Bütün bunlar ofup biterken depremzede soğuktan titriyor; tutuşmuş çadırda bebeği yanı- yor; prefabrike konutlan su ba- sıyor. Yani "Getir, gelmiyor-Bı- rak gitsin, gitmiyor". ••• Dedim ya pek severim bu fık- rayı. Bize "tam" uyar. Örneğin: "Şu saçmalığı bir iyi tırmıkla- yayım" diye kafasının içinde cümleler tasarlayan gazeteci, halk otobüsüyle Bostancı'dan Kadıköy'e gelirken, bir yandan da can korkusunda. Otobüs yoldaki bütün belediye otobüs- lerini amansızca solluyor. Şoför fosur fosur cigara içip, otobü- sün kasetçalarından en pespa- yesinden bir arabeski bütün yol- culara "söke söke" dinletiyor. Otobüsün biletçisi bilet vermi- yor. Israr edene "Git istediğin yere şikâyet et" diye efeleniyor; bedava seyahat kartını göste- ren emekli öğretmene "beleş- çi" gözüyle bakıp, adamcağızı iyiden iyiye azariıyor. Gazeteci, biryandan tepede- ki demire tutunup canını koru- maya çabalarken bir yandan öğretmenle arkadaşının sohbe- tine kulak veriyor - Kardeşim, belediye otobüs- leripahalıya çıkıyor, betediyenin kaynaklannı tüketiyor; memur şoförler halka saygı göstermi- yor; görevini yapsa da yapma- sa da maaşını alacağının rahat- lığıyla işini savsakladıkça sav- saklıyor, dediler... - Dediter. - Çaresi özelleştirmeymiş. özelleştirdiler. Buyur bakalım özelleştirilmiş kamu hizmetin- deyiz. Canımızı kurtanrsak iyidir. Yol boyu yediğimiz fırça, işitti- ğimizazardacabası... Yanimi- rim, hani bir fıkra vardır. Oğlan dışarıdan seslenmiş, baba bir hırsız yakaladım demiş... Gördüğünüz gibi nereyeel at- sak, "Getir, gelmiyor-Bırak git- sin, gitmiyor". POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Mavi Tebeşir Evler... Güneş yüzünü gösterdi günler sonra. Bir çocuk ağladı sabahın ilk ışıklannda... Irmak kıyılannda mavi tebeşir evler vardı... Karl Kolow'un ağıtlan tüm yüzlere yansıyordu. Düşsüz uykulanmızda kömür rengi bükülen kurşun- largörülüyordu... Bir aşk masalının orta yerindeydik oysa. Tüm se- vişmeleri yanm bırakmıştık. Ağlamak istiyor ağlaya- mıyorduk... Biryerierde birileri konuşuyordu, dar odalarda me- nekşeler büyüyordu... Hep umuda koşmuştuk, hep bir şeyler aramış- tık!.. Sen biryazboyu o deniz kıyısındaki kahvedeydin. Işıldayan gözlerinle yannlann habercisiydin... Darmadağın olmuş bir yaşamın, o olanca mut- suzluklann büyüyen hüzün çiçeğiydin sen!.. Bir geceyansı Varşova Gan'nda rüzgârda uçuşan saçlannla koşup gelmiştin... O an ne düşünmüştün bilmiyorum ama eski bir gramofonda çalan şarkı bize nice sarhoş günlerimi- zi geri getirmişti... Ve ikimiz birlikte dinlemiştik o şarktyı: "Tam ortasında göçtü kışın: Derelerdonmuş, neredeyse bomboştu havaalan- lan, Yağan kar bir başka biçime sokmuştu anıtlan; Civa düşmüştü ölen günün ağzında Elimizde bütün göstergeler birieşiyor öldüğü günün soğuk, karanlık bir gün olduğun- da." W. H. Ayden'in, Yeats'in anısına yazdığı dizeler bu kez bir Prag sabahında karşımıza çıktı. Kan ezil- miş tutkular büyüdü... O sabah bir kez daha yüzüne baktım... Şakaklannda işkence izi, gözlerinde demir sürgü vardı... Belki sen Paul Eluard'ın yasaklanmış sözcükle- rinden çıkıp karşıma dikilmiştin... • • • Biliyormusun umut paramparçadeğil, yabanıl de- ğil sevişmelerimiz... Varşova'da o karlı gece hiç bitmeyecek sanmış, nice düşler kurmuştuk birlikte... Korku veözlem!.. BelkJ de köleliğe dönüşmüş birözlem. Yrtirmeduy- gusu da korkuyu içinde saklıyor olmalı... Claude Sernet'ten Can Yücel'e, Arthur Rimba- ud'dan Edip Cansever'e dek tüm şaiherin sınırsız hüzünleri var yüreğimizde... Çığlıksız bir gecede sesler duyuyoruz... Diyorlar ki: "Çocuklar ekmekyiyoriar gibidir sesin I Ön dişle- riyle belirsiz I Bir martı kalıyor gibidir hiç olmayan- dan I Çünkü biz ikimiz de çirkin değiliz I Evet mi ha- yır mı pek anlamadım," Bir gecede mevsimler değişmişti... Sonsuzluğun acısıyla uyanmıştık alaca bir şafak- ta.. Çocuklaria, kuşlarla. ağaçlaria, çiçeklerle, çoğa- lan ırmaklarla uyanmak neyin habercisiydi? Yağmurlar kentin üstüne üstüne geliyordu...>fiH Bir çocuk hıçkırıklara boğuluyor, kuştar çiptak ağaçlann dallanna konuyordu... Neredeydin ey benim 20 yaşlı sevdalı kuşlanm? Ve biz yaşamı sevgi duvanyla örterdik, tıpkı Can Yücel gibi: "Baktım gökte bir kırmızı uçak I Boi çelik bol yıl- dız bol insan I Bir gece sevgi duvannı aştık I Düş- tüğüm yer öyle açık öyle seçik ki I Başucumda bi sen varsm bi de evren I Saymıyonım ölüp ölüp di- rildiklerimi I Yalnızlığım benim çoğul tün\üleıim I Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi." ••• Karanlığın izinde aydınlığı anyoruz yıllardır... Bak bu iç çekişler mevsimidir... Karl Kolovv'un ağıtlannda buluşuyor, bir aşk ma- saJının içine gömülüyoruz... Neden yanm bıraktık tüm sevişmeleri? Uykulann derinliğinde yakaladığımız umutlanmız vardır bizim!.. Kimi zaman ırmak oluruz coşkuyla akan, kimi za- man sakin bir mavi gökyüzü gibi gülümseyen... Sevdayız biz, umutlanmızı gökyüzüne salanz ren- garenk uçurtmalanmızla... Kadınlan hep sevdik yaşamımız boyunca'.. Çocuklan, kuşlan, çiçekleri, kırlan, ovalan... Bir kentin çığlık çıglığa yalnızlığım on gün önce bir gece Prag'da ırmak k/yısında mavi tebeşirli evlende yaşadık; sonra Varşova Gan'ndaki o eski lokantada kırmızı şarap içtik... Sanki devrimi bekliyorduk, tıpkı 30 yıl öncesi gibi!.. Devrim gelmedi ama; biz yaşamın sonsuz oldu- ğunu öğrendik; baskının, zulmün, kıyımın, açlığın hiç bitmediğine tanık olduk... Uyandığımızda güneş yüzünü göstermişti... • Bir çocuk ağlamıştı sabahın ilk ışıklannda... Bizse iki ağaç gövdesiydik Ivanov'un; aynı yıldı- nmın yaktığı... ^ hikmet.cetinkaya(o cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 POYRAZ Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Gazetecı-Yazar Hıkmet Çetinkaya'nın içindeki futınah evrende geliştirdiği, duygu denizinde damıttığı yaalan. Bir solukta okunacak, klrai zaman bir nisan yafmuru altında. bazan povtaz yelinin soğuk saMirganhğmda ya da İaranlık bir gecenin yalnızhğında yeniden okunacak, yer yer okımacak bir kitap bu kitap f CumhurlYo( Ça§ Pazaflama A.Ş. TyrKocağı Cad. fto:39/41 kitap kulufaû «4334K;aaaSofllu-lstanbul Tet: (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle