22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 1999 PAZAR O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyetcom.tr Bilim Adamlan Smıfta Kaldı Hüsnü A. GOKSEL Buyazı, yılın onuryazarı sevgili Tanil- li 'ye armağamm olsun. E skı Yunan"dan beri, felsefenın üç ana kuramı vardır: Varlık kuramı, bılgı kuramı. değerler kuramı... Bu üç kuram birbırlerini tamamlayarak bir düşünce sentezıne vanr. Varlık kuramı insanın kendı varlığırun bihncine varması ıle başlar. Var oluşunun nedenlennı, başka varlıklan. dünyanın, ev- renin \arlığını. var oluşlannı. var edeni dü- şünür. Bu düşüuceden, dınler, doga dinle- ri patlar, tek tann dınlen, Allah ve kulluk sonuçlan da doğar. Din bu görkemli evren- de insanın yalnızlıktan. güçsüzlükten, kor- kudan kurtulma arayış ve ışgüdüsünün sı- ğınağıdır. Insan evrende. kendi varlığınrn bi- lincine varan belkı de tek canlıdır. Insan olmanın değert, ınsan olmanın onurudur bu. Doğanın insana verdiğı en büyük arma- ğandır. Varlık kuramı, felsefenın olduğu kadar bilimın de çıkış noktasıdır. Bılgi kuramı, varlık kuramınm bir ürü- nü ya da devamı olarak yorumlanabilir. Kendi varlıgının bılincine varan insanın başka varlıklan. bu varlıkiar arasındakı iliş- kilen, olaylan sezmesi ile bilimsel düşün- ce başlar. Sezi disiplınli birdüzen ıçindebir- birini izleyen aşamalann ateşleme mekaniz- masıdır. Bu ateş tüm aşamalar boyunca hiç sönmemelidir. Söndüğü anda sistem bilim olmaktan çıkar, bilim nıtelığim yitirir, şar- latanlığa, maskaralığa dönüşür. Sezi ıle baş- layan bihmsel düşünce sıstemi gözlem, yi- neleme, deney, bilimsel verilerin saptan- ması. toplanması, yorumu aşarnalanndan ge- çerek bilimsel sonucavanr, böylece "biüın- $61509" doğar. Herbilgrbilimsel bilgi de- ğildir. Örneğin insanın elini ateşe sürerse yanacağım, ağn duyacağını bilmesi bilim- sel bilgi değildır. Ateşin neden sıcak oldu- ğunun sıcaklığın ne olduğunun, el ateşe do- kunursa neden yandığının, neden acıdığı- nın, yanmanın ve acımanın ne olduğunun bilimsel yöntemlerle araştınlarak vanlan sonuçlar kı "Bifimsel bügi" anlam ve değe- n taşır. Her bilimsel bılgı, "yüzyıllann ka- hü (mirası) olan. kendinden önceki bilgile- re eklenerek insanbğm "bilgi birikimi"nı oluşturur. Yirminci yüzyıhn pek ünlü, pek akılh bilim felsefecisi Karl Popper'in de- yimiyle ^lnsanhğuı bugün sahip olduğu bfl- gi birikimi hiç kuşkusuz e\Tendeki en bü- yük mutizelerden biridir." Mucize deyimi elbet sadece olayın büyüklügünü behrtmek için kullanılmıştır burda. Çünkü doğada mucize yoktur. Popper'in doğuşundan bir EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Şiip Gribi Yener! iğne de olmuştum! Geçen yıl grip aşısı yaptırdığı- mı, sonunda hastalıktan yakayı kurtaramayıp hasta- nelik oluşumu unutarak!.. Bilmem ne işe yarıyor o grıp aşısı? Birilerine belki, ama bana değil... Eskıden nezleyken, başım ağnrken, ateşimin otuz dokuzlara çıktığı anlarda alırdım küçük yazı makine- mi yatağa; öyküter, denemeler yazardım. Eskiden!.. Ya- ni yirmi otuz yıl önceleri... Şimdi, nerde? Her şey dü- zenlı olacak. Hava yağmurlu ya güneşli, arada bir kal- kıp dolaşacağım, pencereden bakacağım, gidip birşey- ler içeceğım, sonra yine daktılo başına... Kıtap, gazete okumak da zor! TV'ler yetiyor haber almaya... Kimilerinın duydurmak ıstediklen haberier! Varsın öyle olsun. Hiç değilse medya denen gücün bizlere neleri vermek, duyurmak, inandınmak ıstedik- lennı anlıyorum ya, ne doğru ne yanlış, değerlendire- biliyorum ya!.. Böyle yanm hastalıklı günlerde tek vazgeçemedi- ğım, şiir!.. Ne ararsan orda; ne duyarsan, yaşarsan, yaşatırsan orda... Şiirlerde... Memet Fuat şu günlerde birbiri ardına kitaplar ya- yımhyor. İlk kıtabı bir uzunca öyküydü: "Yaşadığımız". Sanmıştım kı, bu güzel başlangıçtan sonra öykü ya- zarlığını sürdürecek... Olmadı. Kendini eleştinye, de- nemeye verdi. Daha da çok çeviriye, derken yayıncı- lığa... Zaman geçtı, sözlüğe baktım, inanılır gibi de- ğil, yetmış dört yaşına gelmiş! Gençlikte bizden iki üç yaş küçük olanlara "onlar daha çocuk" derdik de Ataç kızardı. • Nürültah Atâç'ın Memet Fuat için yazdıklannı anım- sadım: « "Beğeniyorum Memet Fuat'ın yazdıkrannı, ner- Üe bulsam okuyorum. İyi yazıyor, temiz yazryor. Bir konuyu ele aldı mı, onun üzerine düşünüyor, özü- nü kavramaya çalışıyor, jşj edebiyatçılığa vurma- ya çalışmıyor, parlak lakırdılara gitmiyor." Ne kadar ısterdım öyküler yazmayı sürdürmesini! Ne var kı denemeleri, anı yazıları, hatta eleştirileri de bır çeşit öykü... Hele son günlerde çıkan futbol anıla- rı bir içımde okunan bır kitap... Hepimiz o günleri ya- şadık, ama Memet Fuat futboldan, voleyboldan gel- miş bir yazar... Son zamanlara kadar voleybol antre- nörlüğü yapıyordu. Belki hâlâ yapıyor. Geçmiş yılla- nn futbol dünyasını, o unutulması zor Lefter'leri Fik- ret'leri, Recep'leri getınyor bugüne, bir sinema per- desinde hepsinı görür gibi oluyoruz. En önemlı yanı bence, şiirseverliği, şiiri sevişi, an- • layışı, yorumlayışı, değerlendirişi... Böyle birinin Türk şiirinin en güzel derlemesinı yapmasını hep istemişim- dir. Sonunda bunu da başardı. "Çağdaş TürkŞıiriAn- fo/o;/S)"nin genişletilmış yeni baskısı. Adam Yayınla- n'nda çıktı. Başucu kitabım... Seçkınin ilk baskısı 1985... Memet Fuat ilk baskı- nın önsözünde şöyle yazmış: "Seçmeteriyaparken ge- nel değerlendırmelerden kaçınmak gıbi bir kaygım ol- madı. Tersine, beğenısiyle öne gkmaya, Mmseiere ben- zememeye çabalayan bir seçkı durumuna düşmek- ten kaçındım. Gene de okurlar bu antolojiye girebi- lecek nitelikte gördükleri bazı şiirieri bu antolojide bulamayabilirler... Üstelikbu seçmeleriyaparkenher şaire aynı anlayışla yaklaşmadım." Ahmet Haşim'den Refik Durbaş a kadar yirmin- ci yüzyıhn bellı başlı şairlerinin en güzel şiirieri iki cilt- tetoplanmış... Hangisinden bir alıntı yapmalı? Zor bir seçım!.. En iyisi Oktay Rifat'tan bır alıntı yapmak: "Şiır olmasaydı yaşama dedığimiz oluşun çarkla- rından bıri eksilırdı. Belki kıyamet kopmazdı, ama in- sanlarsevişemez, öpüşemez, beğenemez, yannlann yeni düzenıne şiihi dünyanın hızryla kavuşamazdı." Derken derken, şu grip denen şey uzaklaşıyor gir bi... işte şiirin insana bir katkısı da bu... yıl önce ölmüş olan başka bir bilim adamı- nın, Henri PBİncere'nın deyişi ile "Evren- de en büyük mucize, mucizelerin otmayışı- du"." Evet doğada mucize yoktur Mucize yoksa. nedır bu görkem? Bu evren, bu ev- renler nedir? Bilim işte bu sorulann yanı- tını aramak, anlamaya çalışmaktır: Sennek, bulmak, anlamak. Bilimsel yöntemlerle vanlan sonuç, edı- nilen bilimsel bılgı, yüzde yüz gerçek bil- gi midir acaba? Hayır, değildır Pekiyi, ne kadan gerçektir, ne kadan gerçeği yansıtır? O da bihnmez. Bunun gibi sezgimizin, bul- gumuzun, yorumumuzun, anlamamızın ne kadar gerçek olduğu da bihnmez. Newton bilimsel araştırmalarla vanlan sonucu. "Kumsaldaki istiridye kabuklannı inceleye- rek uçsuz bucaksız bir okyanusu anlama- ya" benzetıyor. Gerçek ya da gerçekler, sonsuz doğanın karanlıklannda gızüdir. Bi- lim doğanın bu gizlerini, karanhktan çekip çıkanr. Bu nedenle her bilimsel bilgıye az ya da çok karanlık da bulaşrtuştır. Her bi- limsel doğru bır oranda *yanlış''ı da içenr. EinsteuTın sözleri ile "Gerçekyoktur,ger- çek gibi görönen vardır bffiinde.r Bffim adaniLbidiklen ile değil, bilmedik- lennı bilmeyışiyle değer taşır. Çünkü ara- nan gerçek bildiklennde değil bilmedıkle- rinde saklıdır. Bunun içındir kı "bilim ada- mı" kendisini hep gerçeği kovalayan bir "öğrend" olarak görür. "bilimadamı" ola- rak değil, "biKm öğrencisi" olarak tanım- lar kendisini. Başkalan onubildıkleri ilede- ğerlendirirken o kendisini bilmedıkleri ile değerlendirir. Değerler Kuramı, "etik" ve "estetik" ola- rak iki ana bölümde incelenir. Etik değer- ler, topluma. toplumu oluşturan bireylerin ekin düzeylerine göre değişiklikler göste- rir. Her mesleğin kendine özgü, uyulması gereken yazılı ve sözel kurallan, akitleri vardır. Bu kurallara. bu akitlere uyulma- ması, ters düşülmesi, hem mesleğin hem de bireyin saygınlığını zedeler. Bilimin de ken- dine özgü etik kurallan. akıtlen vardır. Bu kurallar, bu akitler, bilim felsefesinin çiz- gilen içinde kendiliğınden oluşmuştur. Bır öğreti değildir bilim etıği, bır yaşam biçi- mı, bir yaşam felsefesidir. Hoşgörülüdür bilim öğrencisi, alçak gönüllüdür, sabırlı- dır, yenilığe açıktır, bildiklerinin ne kada- nnm doğru olduğundan çok, ne kadannın yanlış olabileceğını bulmaya çalışan kişi- dir. Bilimde iddıa yoktur, anlamaya çalış- mak vardır. Saldın değil, saygı vardır. So- rumluluk vardır. Bilim öğrencisi, kendisi- ne karşı meslektaşlanna karşı, topluma kar- şı sorumluluklar taşır. Bilim öğrencisi, her aklının köşesine, her dilinin ucuna geleni söylernek hakkına sahip değildir. Bilimsel verileri vulgarize etmek, o bilim dalına ya- bancı, hele ekin (kültür)düzeyi suurlı olan- lara anlatmak, açıklamak başka bir sanat, başka bir hünerdir. Politikacı ağzı ile bilim konuşuhnaz. tşte burda değerler kuramının estetik öğesi de konuya katılır, güzellik verir. Ekranın çekiciliğine kapılıp, sorum- suz medyanm ağma düşen, görevi kavgayı kızıştırmak olan sunucuİann oyununagelen bilim adamlannın sorumluluklannın bilin- cine varmalan ıçin politikacılann uyarması mı gerekirdi? TBMM Deprem Araştırma Komisyonu üyelennin "Bilim adamlannın disiplinc edilmesi. gerekirse engellenmesi konusunda anJaşmaya varmış olmalan" mı gerekirdi? Yine aynı komısyonda bılım adamlanna "deprem tel&luğı, felaket tei- lalbğı" deyımlennın yakıştınlması mı gerekirdi? Biliyorum kem söz sahibine ait- tir. Arna bunu söyleyebilecek bir kerteye getınlmeli miydi insanlar? Bilim bu düzeye düşürülürse, çirkinleşirse, çirkinleştirilerse bilim adamının yerinı üfürükçüler, med- yutnlar, meczuplar, din tacirlen alır. Bilim de sanat gibi aşktır. Büyük aşktır. Karşılığı beklenmeyen, ama çokbüyük kar- şılığı olan büyük bir aşktır. Sorumsuzca harcanırsa karanlığa dönüşür bu aşk, bu büyük aşk. Onu sorumsuzca harcayan, bilim- sel tarnşmalan horoz dövüşüne indirgeyen bilim adamlan karştsında ayağa kalkmak kimsemn ıçınden gelmez sonra. Türkiye'nin ilk ve tek İnternet kredi kartı .ne yazık kı sadece VeezyGo'cularda var. Yeni binyılın hayat tarzı, alışveriş alışkanlıkları, dünyaya bakışı... Tamamı Türkiye'de türünün ilk ve tek örneği, Veezy İnternet Kredi Kartı'nda biçimlendi! Denizbank güvencesindeki Veezy İnternet Kredi Kartı'na, sadece VeezyGo aboneleri sahip olabiliyor. Hem de kefilsiz, formalitesiz! Onlar bu kartla, sadece çarşı pazarda değil, sanal ortamda bile alışveriş yapmanın kolaylıklarını yaşıyor. Yakında kendilerini bekleyen yepyeni avantajların prestijini de yaşayacaklar! Detaylı bilgi için: www.veezy.com Vestelnet Müşteri lletişim Merkezi: help@veezy.com M A ı N VESTELKHJ PENCERE Ocalan'ı Asmak Ne Demek?.. "Emperyalizm" sözcüğü bir süreden beri med- yada tu kaka oldu; yerine "SüperGüç" benimsen- di. Ne demek "Süper Güç"?.. Önce "emperyalizm"\n ne demek olduğunu, dünyanm en geçerli ansiklopedilerini tarayarak, öze- tin de özeti tanımlamakta yarar var: "Birdevletin başka bir devletya da devletler top- luluğu üstündeki ekonomik, askeri, siyasal, kül- türel, vb. egemenliği..." Emperyalizm, egemen güç... Süper güç... Herkes biliyor ki bugün kapitalizmin doruklann- da tşbiriiği yapan üstün güçlerin coğrafyasında koz- metik ürünlerine ya da çikolataya harcanan para- larla insanlığın aç kesimi doyurulabilir. Batı'da yaşayan vicdan sahibi kişiler de bu ada- letsiz düzene isyan ediyorlar. • PKK'nin bu dünyada işlevi ne?.. YaApo'nun?.. Sen kalk toplumdaki sınıfsal adaletsizliğe karşı demokratik savasım bayrağını açacağına, Anado- lu'daki etnik çelişkiyi körükleyip kan dökmeyi yeğ- le!.. Ne sosyalizme sığar bu... Ne insanlığa!.. Sevr hortlatılsa da Anadolu bölük pörçük edil- se, kimin işine yarar?.. Ülkedeki Kürt emekçi ile Türk emekçinin boğazlaşması, yoksul halkımızın birbirine kırdınlmasından başka ne anlam taşır?.. Apo kurulacak bir "halk mahkemesi"nüe de yargılansa, idamı hak etmiştir. • Ne var ki ölüm cezası uygarlığın defterinden si- liniyor. Ocalan'ı darağacına çekmek zalimi mazluma dönüştürmenin en kestirrtie yoludur; üstelik PKK'nin başı ömür boyu sürecek bir ağır cezadan otuz sa- niyede kurtulur. Peki, şehit aileleri ne olacak?.. Yüreği cayır cayır yansa da, şehit yakını, kan da- vası gütmeyecek soyluluğu benimseyecektir, çün- kü bilinçli vatansever kimliğine sahiptir. Ya Avrupa?.. Avrupa'nın Apo'ya sahip çıkması, Öcalan'ın ne kara kaşından, ne de kara gözündendir. Avrupalı yöneticiler Amerika'nın kimi eyaletinde ölüm ce- zasına çarptınlan kişilere karşı neden ilgisizler de PKK'nin başı için şamata ediyorlar?.. 21 'inci yüzyıhn eşiğinde Cumhuriyet Türkiyesi Tanzimat Osmanlısından beter oldu; kişiliğimizi neredeyse Avrupa'ya ipotek edeceğiz; Apo'yu idam etmek için sabırsızlanan nice mehter politi- kacısı şimdi kıvranıyor: - Ah Avrupa!.. • Apo'yu asmak, Türkiye Cumhuriyeti devleti ba- kımından ne anlam taşıyacak?.. Bilindiği gibi ül- kemizde 1984'ten bu yana idam cezası uygulari". mıyor, 53 idam dosyası Meciis'te bekltyor. Hukukta duyguya yer yoktur; adalet karşısında kişiler eşrttirler; suçlulara infazda farkli~yaklaşıla- maz; 53 idam cezası dosyası Meclis'te beklerken öcalan'ın dosyası öne alınabilir mi?.. 53 idam cezasını erteleyerek Apo'yu asmak hangi hukuka sığacak?.. Yoksa salt Apo'yu asmak için ülkede 54 darağacı birden mi kurulacak?.. Sorunu çözmenin en uygar, adaletli ve akılcı yo- lu, idam cezasını toptan kaldırmaktır. İLAN T.C. GAZİANTEP 2. Sq.H HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1997/558 KararNo: 1999/1097 Davacı Ejder Seyla tarafından Maliye Hazinesi ve Cevdet Arsan ve arkadaşlan aleyhine açılan davanın ya- pılan açık duruşması sonunda verilen karar gereğince. Gaziantep ili, Şehitkamil ilçesi. Karahüyük köyü kü- tük: 852, pafta: 26, parsel: 862 nolu taşınmazda malik görünen Mustafa oğlu Ferit Arsan'm ismi Mustafa Fe- rit Arsan olarak düzeltilmesine ve tapuya bu şekilde tes- ciline karar verilmiş olup, Davahlardan Ferit Arsan, Es- ra Naime Kızılkale Arsan, Emel Arsan, EnveT Gökhan Arsan, Esme Nevin Arsan ve Cevdet Arsan tüm arama- lara rağmen bulunamadığından işbu metin tebligat ye- rine kaim olmak üzere, ilanın gazetede yayımlandığı ta- rihten itibaren 8 gün içinde temyiz edilebileceği, 8 gün geçtikten sonra temyiz etme hakkından vazgeçmiş sa- yılacağı hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 58383 Oda arkadaşı...Düşlerinize, sevinçlennize eşlik edecek-. kimi zaman yalnızlığmaı paylaşacak eşsiz bir dosttur o.. fct«.l Alfemo! Yarattıgı eşsiz dünyada rahatlık ve keyif ön planda.. "Pratik ve rahat" Özgün tasarımlarına, renk ve desenleri özenle seçilmiş-, birinci sınıf kumaş ve üstün Alfemo kalitesi eşlik ediyor. Her zevke göre bir Alfemo, her Alfemo'da mükemmel işçilik, ileri teknoloji, deneyim ve sağlamlık var! 30 Kasım'99 tarihine kadar Alfemo'ya gelln, çok uygun ödeme seçenekleriyle slz de yaşam kalitenlzi yükseltin! A L F E M O DTr o ifTUT fidfemo'da iulacağma başka şeyler de var: Satıj sonrası (ralKetı sems hızmeti. yedek parça garantısı ve iicretsa montaj avantaji Alfemo'ya güvenmekte kakhsma'.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle