10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 1999 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI dishab(â cumhuriyet.com.tr Başkentte ambasızbirgün12 milyon nüfuslu bir kentin merkezınin yaklaşık yüzde 20'lik bir kısmını bir gün aniden (hani yani pek aniden olmasa da, önceden tanhi biliniyordu) hem de hafta ortasında trafiğe kapatirsanız ne olur? 200.000 kişinin oturduğu. en azından bir o kadarıntn da çalıştığı, toplam 160 km'lik bir yol şeridinde ulaştırmanın düğümlendiğı bir ağda •'sevrüsefer* sabahın 7sinden akşamın 21 'ine, toplu taşımacılık. taksi, bisiklet, paten-roler ve benzeri "vesait" hariç "yasaklanırsa" ilgili insanlar, semt sakinlen ne düşünür? En önemlisi böyle bir girişim ne getirir. ne götürür? Fransa'da 1998"de ilki dûzenlenen. Pans de dahil 34 beledıyenın ıştirak ettigı "envülesans ma voiture-kentte arabamsız" kampanyasının alanı ve kapsamı bu yıl genişledı. Her 22 Eylül'de düzenlenmesine karar verilen bu çevrecilık seferberliğine bu kez Fransa'dan 66, Italya'dan 92 kent ve tsviçre'nın Cenevre kantonuna bağlı 5 yerleşim merkezi katıldi. Pans Belediyesi yetkililerinin açıklamalanna göre bu yeni deneyim de bir önceki gibi bir hayli başanlıydı. Paris'ingörkemli resmi geçit meydanı Concorde'un da içinde bulunduğu "yaya bölgesine" sabahın ilerleyen saatlerinde gelen turistler herhalde bu beklenrnedik değişimden en fazla yararlananlar oldu. 100 metre öteye ünlü Champs-Elysees caddesinin girişine göz atıldığı zaman, ama yine görkemli bir polis kordonunu (yalnızca bu meydanin etrafmda 1200 polis görevliymiş) çaresizce aşmaya çabalayan "mahşeri araba" karmaşası görrnemezlikten gelinemezdi. Fransa'da yaklaşık 8 milyon insanı doğmdan ilgilendirdiği ileri sürûlen bu **sayg»değer çaba" sonucunda Parıs'te arabalara kapatılan yörede hava kirlenmesı yüzde 30 oranmda düşmüş. Pekı, bu alanın hemen dışında kalan çemberde kirlenmenin yüzde 25"i aşan oranda artmasına ne demeli? Otomobil. kamyon, motosiklet gibi motorlu taşıt trafiğinde kent genelinde yüzde 30'luk bir hafifleme yaşanırken girilmez bölgede ulaştırma yüzde 60'ın üstünde azalmış. Paris'in merro. otobüs gibi toplu taşımacılık araçlan alışılagelmışten yüzde 10 fazla yolcu taşırken taksilerin müşteri sayısı yüzde 180 oranmda yükselmiş. PARİS UĞUR HÜKÜM Paris'i bir anda yaya cennetine çeviren bu "arabasız kent" girişimınin en çok sevindirdiklerinin başında turistlerin dışında çocuklar ve yaşlılar geliyor. Paten- roleri ve bisikletleriyle sokaklara dökülen çocukJar (çarşamba günleri ilk ve orta eğitünde ya hiç ders yok ya da öğleden sonra serbest) ve evlerinin önüne oturabilen veya ortahkta huzurla dolaşabilen emeklilerin kentin yoğun görüntüsünü neredeyse bir taşra kasabasının havasına dönüştürüyordu. Örneğin, 4 şeritli ve tek yönlü olmasına karşın sabahın ilk saatlerinden itibaren tam bir düğüm olan Reamur sokağı (göçmen Türklerin de yoğun olarak çalıştığı konfeksiyon atölyeleri \e teksril depolannın bulunduğu Sentier mahallesinin ortasından geçen cadde) sakinleri pazar sabahlannda bile rastianmayan bir mutluluk yaşıyorlardı. Zira tek tük geçen vasıtalann (elektrik ve LPG'yle çalışan arabalara "kısmen yasakh" bölgeye girme hakkı tanınmıştı) hızı da saatte 30 km'yle rüm kentte sınırlanmıştır. Hafıften serpiştiren yağmura aldınş etmeden kafedeki kaldınm masasına oturmuş, kahvesini içmekte olan ihtiyar bayan "Hayatlannın en keyifli günlerinden birini yaşadıklannı" yanlannda oturan "cafe" patronuna söyleyınce, patron bu girişimden hiç memnun kalmadığını, Fransızlara özgü mizahla kanşık şikâyet tonuyla ifade ediyordu. "Çevreyi böyle bir hafta devamlı temizlemeye kalkarlarsa, hafta sonunda bia de temizlemeleri gerekir. Kapıya anahtan asanz." Çünkü özellikle turistik semtlerden uzak olan esnafın (lokanta, kahvehane, büfe, vb...) ana gelir kaynağı civarda çalışan veya buraiardan nakliye maksadıyla geçen müşterilerden sağlanıyor. Yeşil Çevre Bakanı, girişimin (doğal) öncüsü bayan Dominique Voynet bakanlar kurulu toplantısına bisikletiyle gelirken "Seferberliğin uygar bir toplum yolunda atılması gereken temel adunlardan olduğunu ve Avrupa çapuıda butipçabalann en kısa zamanda yaygınlaşması" gerektiğini savunuyordu. Bakanlar Kurulu toplantısına başbakan Lionel Jospin elektrikli bir arabayla avdet ederken hükümetin 2 numarası eski Avrupa Komisyonu Başkanlanndan Jacques Delors'un kızı. Istihdam ve Dayanışma Bakanı .Martine Aubry, meslektaşı Şehirden Sonımlu Bakan yetkisinde Devlet Sekreteri Claude Bartolone'la *^andeme"e (ikı kişılik bisikJet) binmeyi yeğliyordu. Komünist Ulaştırma Bakanı Jean- Claude Gayssot ise toplantıya bir korurnası eşliğinde yaya gelmişti. Hepsinin dileği toplu taşımacılık ve çevre kültürünün gelişmesi. "Kentte arabamsız" yaşayabilir miyız, bilmiyoruz? Ne var ki rüm curcunasına karşın seferberliğe bu yıl katılan 14 milyon ttalyan veya 250.000 tsveçreli'den de pek de hiddetli tepki yükselmedi... Dansı 2000 yılında "arabasız kent" olmaya çalışacak yeni kentlenn başına.. Söz gelimi yalnızca Karaköy'den Mecidiyeköy'e bir büyük tstanbulköy fıkrine ne dersiniz? Merak etmeyin, bir günlüğüne canım... Dünyanın en güzel kahvesiMatanzas, Küba'nın kuzeyinde küçük bir şehırdir. Öyle tunstlerin uğrama âdetı olduğu yerlerden bile değil. Cılız bir derenın etrafına kurulmuş eskı bir Anadolu kasabasını andınr. Oraya giderken belli bir amacımız yoktu. bu yûzden emekli korist Feüpenin gönüllü rehberliğine kolayca bıraktık kendımizi... Felipe öğle sıcağında bizi ısrarla uzun ve dik bir yokuşa sürüyor. çöl ortasında su vaat eden bir kervancıbaşı gibi parmağıyla yokuşun tepesinde bir yerleri gösteriyor ve "Semafore...'* diyordu sürekîi. "Semafore*... Biz başımız önde nefes nefese yürürken. emekli korist Felipe, ayağında tertemiz makosenleri, üzerinde ütülenmekten sararmış. tüvit ceketi \e eğıtımlı nefesı ile dimdikti. Sonunda güneş en tepedeyken Semafore'ye vardık. Burası büyük bir mezarlığı, okuldan bozma bir kilisesi ve parmakhklann ötesinde uzanan enfes bir deniz manzarası olan ağaçlıklı bir ~ " ~ " ~ " ~ bahçeydi. Kilisenin içinde yeni ergen bir kızcağız annesinın gözyaşjan eşliğinde kutsanıyordu. Ancak kilisede papaz, anne ve kızdan başka hiç kimse yoktu. Neresinden bakılırsa bakılsın öksüz bir törendi bu. Tombul kız ve sulu gözlü anasının şen bir Katolik ülkeye yakışacağını düşündüm bir an; o küçük kilisedeki yalnızlıklan hüzünlüydü. Dar sokaklar boyunca yokuş aşağı ınerken Felipe aniden eski bir evi ışaret etti: "Bakın burası öğretmenimin evi..." Kısa bir sessizlik oldu, çünkü o anda herkes şunu fark etmişti: Hiçbirimizin parmağımızla evini gösterebileceğimiz öğretmenlerimiz yoktu. Bütün öğretmenler adına ihtiyar Felipe'nin evi belli olan öğretmenine saygı duyduk. Güneş azıcık tepemizden etegini çektiğinde kahve istedi canımız. Felipe küçük bir evin mutfak camını tıkladı. Kübalı bir kadın termosundaki kahveden camdan su bardaklannın dibine ikı parmakcık koydu ve pencereden uzattı. Daha damaklanmıza değdiğinde anlamıştık; bu hayatımızda içtiğimiz en lezzetli kahveydi. Burukluğu, koyuluğu ve tadı tam kıvamındaydı. Felipe kadına biraz bozukluk uzattı. yolumuza devam ettik. Bir Küba e\ i görmek istediğimizi söyleyince iç avTusa*--•'• mavı çintlerle donatılmış eski bir evin demir kapısını \urdu Felipe. Ölmüş bir radyoloğun eviydı burası: şimdi yalnızca yaşlı kansı, evlenmemiş kızı ve köpekleri yaşıyordu. Köpeklerin hav lamalan eşliğinde taş avlunun labirent gibi iç içe geçen odalannda dolaşıyoruz. Evin - ^ ^ — • — • kızına göre: Onlar bir cehennemin içındeler... Doktorun çalışmâ odasındaki kitap dolu raflar ilişiyor gözüme. Evet, onca yoksulluk varken, kitaplar yine de yerli yerinde. Marx"ın Kapital'i bile dimdik ayakta! Çuvallara tıkıştınlarak evlenn rutubetli bodrumlannda ceset gibi çürümeye terk edilen kitaplar geliyor aklıma: "Yazıyooor! Kitap cinayetlerini yazıyor_" Derken cennet olmak uğruna yakıp yıkılan kitaplar... lliklerime kadar ürpererek kitaplann ölümsüzlüğünü duyumsuyorum. Derken küllerinden yeniden doğanlan... "Burası bir cehennem™" Anne kızını azarlıyor, kız oralı olmadan teyzelerinin Miami'de yaşadıklannı söylüyor. Felipe avlunun demir kapısını açıyor. MATANZAS ŞANŞIN TÜZÜN İ Rugbyşaınpiyonası renkligörüntülere sahne oluyor Dürrya Rugby Şampiyonası'nın önceki gün yapdan açüışında Galli taraftarlar, biralannı keyifle yudumlayarak Arjantin-Galler karşüaşması öncesinde heyecanlannı yatıştırmava çahştılar. Rugby sporuna özellikle İngiltere. Fransa ve bu ülkelerin eski koionilerinde Ugi çok büyük. (RUETERS) Rus mafyası artık her yerdeRus mafyası sonunda Stuttgart'a da el attı. Artık el atmadığı büyük Alman kenti kalmadı gibi bir şey. Yapmadıklan "iş" yok. Irili ufaklı soygunlar, çalıntı mallann pazarlanması, Doğu Avrupa'dan kaçak sigara, insan tıcareti, "bağtş" ve alacak toplama, çek "tahsil etme".. hep onlann başının altından çıkıyor. Frankfurt'tan sonra yeni başkent Beriin'de de "yeraltı" artık ^ — ^ ^ ~ " - onlardan soruluyor. Geçenlerde Stuttgart'ta yakayı ele veren Yladimir'i gündüz görseniz, gece uykunuz kaçar. Dev yapılı, kapı gibi. görünümü dehşet verici. En ünlü plastık cerrahi uzmanı bile Vladımir'de başanlı olamaz. Polis onu basına, "En zor işJerin üstesinden gelen örgüt adamı" diye tanıtırken çok öfkeli bakıyordu Vladimir. Söylentilere göre Rusya'da 6500 çete var. Yüz bine yakjn "eleman" bu çetelere çalıyor. Hdmut Kohlün 1980'li yıllarda Alman asıllı Ruslara ülkenin kapılannı açması sonucu bugüne kadar Almanya'ya 1 milyon civannda göçmen yerleşti. Daha geldikJeri gün ellerine Alman pasaporru tutuşturulan bu insanlann çoğu. STUTTCART \HMET VRPAD aradan geçen yıllara ve tüm devlet desteğine karşın topluma pek uyum sağlayamadı. Yaşlan 14-18 arası Rus çocuklannın oluşturduklan irili ufaklı gençlik çeteleri gittikçe daha çok polisiye olaya kanşmakta. Almanya'dakı Rus mafyasına da bunların arasından "eleman" seçiliyor. Devam ettikleri dıskolara sık sık ani baskmlar ^ ^ - » — ^ — gerçekleştiren Alman polisi, bunu engellemek, çıban başını büyümeden kesmek uğraşısında. Benzeri toplumsal sorunlar, Almanya"nm Rusya'dan yıllardır aldığı Yahudi asıllı göçmenlerle de yaşanıyor. Bu ülkeden göçmek isteyen Yahudilere Almanya'nın kapılan açık. Berlin Yahudi cemaatinden tarihçı Julius Schoeps'ün "Almanya'ya gelen Rus Yabudilerinden yüzde 4O'ı Yahudi değil" açıklaması çok ilginç! Moskova'da bu işin de karaborsası varmış. Schoeps'e göre. "4 bin marta bashran, Yahudi olduğunu kanttiayan betgeleri elde edebiliyor. Alman polisi. Rus nıafyasının ülkeye böylece 'yasal yoldan' adarn soktuğuna inanıyor Üniversite Adayları Gelecek elinizdei ergı BAYILERDE 4Ekim 1999 Saat: 20.30 Atatürk Kültür Merkezi Büyük Sa T a k s i m/lSTANB T.C KültürBakanlığı'nın katkılanyla şaire saygı. gecesiÇ o c u k l a r ı m ı z i ç i n Biletsatışlan; AKMTel: (0212)251 56 00/254 Vakkofama Taksim Tel: (0212)251 15 71 Suadiye Tel: (0216) 360 90 90 CumhurtyC Kitap Kulüpleri'nde TÜRK SİLAHLI KUVVETLERtNt GÜÇLENDİRME VAKFI VAKFIN BANKA BAĞIŞ HESAP HTHARALARI HOLLA.NDA FLORINİT C Zıraa! Bankası Yenışelur Ankara Şubesı 47100 no'lu hesap AMERİK.4MK)LARiT C ZıraalBankaM Venısehır .\nkara Şubesı64826 no'lu hesap ANAMUR ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1998 84 Davacılar Ayşe Kantar ve arkadaşlan tarafmdan davalılar Ebe Patoğlu. Fatma Patoğlu ve Dursun Patoğlu aleyhine mahkememıze açılan dava sonunda. Hüseyin ve Fatma'dan olma, 1317 dogumlu Mehmet Patoglu'nun. Anamur ilçesi Korucuk Köyü Cilt: 0035, Kü- tük Sıra No: 0014'te kayıtlı 1936 d.lu Ayşe Kantar, aynı yerCilt: 035-01, Sıra No: 2. Sı- ra No: 23'te kayıtlı Döne (Fatma) Demir ile Anamur lİçesi. Emirşah Köyü Cilt: 0022, Ka- yıt Sıra No: 0Ö99'da kayıtlı 1927 dogumlu Fatma Türkay'ın babalan olduğunun tespıti- ne karar verilmıştır. Bu davalılar tüm aramalara rağmen bulunamadığından. işbu ilanın yayımlanmasından itibaren 15 gün içinde temyiz için mahkememize başvurmalan, aksi fıaİde karann kesinleşmiş sayılacağı ılan olunur. 9.9.1999. Basın: 43323 SATILIK DAİRE Çengelköy Altınköy-1 Sitesi'nde sahibinden Tel: 0216 - 335 55 40 Stockholm'e eylül gençlerle birlikte geldi Aylann en nazlısı. en alımlısıdır eylül. Meğer sevgili yazar ve ^gazetedaşun" Işıl Ozgentürk de eylül vurgunlanndanmış. tki hafta önceki yazısında bunu okuyunca sevindim. Zaten bu konuda fazla yalnız olmadığımı biliyordum. Stockholm'e eylül, çok beklenen bir sevgili gibi geldi. Alışılmamış bir güzellikte geçen yazdan sonra bu güzelim ayda bu başkentin yemyeşil doğası güz renklerine dönüşmeye başladı: Koyu san, açık kahverengi, kırmızımsı kahverengi, san. kavuniçi ve portakal rengi. Bu kente sevgilim eylül. lzmir üzümüyle ve Ege'nin mor incirleriyle de geldi. Komşu bakkal Lübnanlı, sağ olsun, çingenepalamudu, sivribiber de bulunduruyor. Geçenlerde sarma yapmak için asma yaprağı aldım. "Bu böyle yenmez ha" dedi kasada. Güldüm. O zaman sordu ülkemi. Söyleyince "Pardon" dedi, "Biz yemek pişirmeyi zaten sizden ögrendik." Sabahları ışe giderken şu çiçekçi kızın yaz başında olduğu yerde bir dondurmacı var. Bu sabah gördüm. Dondurma çeşitleri ve fîyatlannın olduğu listenin yanına iri harflerle yazmış: "Arük sonbahar! Bütün fîyatlar pazarhğa açıkör!" Eylül, bu kente öfkeli gençleriyle geldi. Zaten okullann açıldığı her dönemde burada gençler biraz hareketli olur. Bu kez gençler kenti i«tiyot1arV " Oluşturduklan hareketin adı "Reclaim the cfty." - Neden Ingilizceyse- Özel otolann kenti doldurmasma, merkezi yerlerde gıderek daha çok sayıda yüksek gelirliler için "yuppie bariar" açılmasına -hani şu koyu renk takım elbiseli. beyaz gömlekli. siyah ya da lacivert kravatlı, kısa tıraşlı ve "nead-sefli cep telefonlu. geleceğin fînans yıldızı gençlerin gittikleri yerlere- ve kendilerinin kentin sapa yerlerindeki baraka diskolara mecbur bırakılmalanna karşı çıkan gençler. "Kent merkezini geri istiyonız 1 " diye ızinsız bir sokak gösterisi yaptılar. Sokakta dans eden, ayaküstü mutfaklardan aldıklan yemeği yiyen gençlere kalkanlı polis saldırdı. Çevreden kazayla geçenler bu saldından paymı aldı. Gençlerin bir kısmı polise taş attı ve bir Mercedes hasar gördü. ama 200 'den fazla gencin yaka-paça gözaltına alınması, yerlerde sürüklenmesi, polis köpeklerine ısırtılması ve coplanması için bir neden yoktu. Şimdi olay üst makama aksetmiş durumda. Son 3 yılda 11 binden fazla "aşın polis şidded" şikâyetinden yalnızca 100 kadannın bir üst makama ulaştığı düşünülürse Eylülcü gençler, yedikleri dayakla. karako1larda çınlçıplak soyundurulup aranmalanyla ve evlerine 10-12 saattelefon edememiş olmalanyla kalacaklar. Kuzeyin takvimi güzelim güneyden epey geridir. Burada artık elma ağaçlan meyveye duralı birkaç hafta oluyor. Bırçok kişi bahçesindeki ağaçtan meyve toplamıyor. Oysa kuşburnu, böğürtlen, çayüzümü, ahududu gibi "küçük" yemişleri bin bir zahmetle toplarlar. En geç çiçek açan çalı, STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN kırmızımsı meyvesiyle kuşburnu. Hakiki Çingene pembesi bir çiçek. Hiç düşünmemiştim, uzun sabah yürüyüşlerimden birinde birazını kopardım, kokladım. Bayağı güzel ve yoğun bir koku. Kent merkezinde bile parklarda meşe palamutu ^ryen, taşıyan sincaplar var. Benim dış semtte de karaca. ceylan, oğlak ve çayır tavşanı. Pek kolay görülmeyen ama olan diğer vahşi hayvanlar arasında tilkı, kunduz ve sansar var. Eylül, renkleriyle sevgi saçıyor bu kente. Ben Ankara'nın eylülüne de çok tutkunumdur. Bu yıl gelemedim. Bu ay şöyle bir KavakJıdere'de, Çankaya'da, Botanik Bahçesi'nde yürümek, Atakule'rün altında. Sevilla'da, bu bahçeye ve sevgilil Ankara'ya bakarak bir cin- tonik içmek, artık bir başka eylüle kaldı. Aslına bakarsanız bu sayfanın sevgili okurlan, eylül ayında herkese, içine kuşburnu çiçeğinin yapraklannı koyduğunuz mektubu gönderebileceğiniz bir sevgili gerek... Ne dersin, sevgili Işıl, seninle bir "Eylül vurgunlan derneğj" mi kursak?.. ANADOLU LİSELERİ VE KOLEJLERE H.4ZIRLIK KURSLARINDA BAŞARIYA GİDEN YOLDA "SEÇENEKLERtV EN ÎYİSİ" İSJANBUL ERKEKLİSESİ İlk öğretim 7. ve 8. sıruflar için, Anadolu Liseleri ve Kolejlere Hazırlık Kurslanmızn KAYITLARI DEVAM ETMEKTEDİR. Not: Kursumuz 09 Ekim 1999 tarihinde başlayacaktır. Kurs kontenjanımız sınırlıdır. İSTANBUL LİSESİ KURS YÖNETİMİ Istanbul Lisesi Türkocağı Cad. No: 4 Cağaloğlu 34440/lstanbul Telefon: (0 212) 527 01 52 514 15 70 /4Hat CATERING ve TÜM ZİYAFET ORGANİZASYONLARINIZ ÇOK SEÇENEK, ÖZEN, KALİTE İLE HAZIRLANIR VE SUNULUR. Tel.: O.212 657 32 85 Romanlannız ve ansıklopedilerıniz yerinizden alınır. Tel: 554 08 04
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle