13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10EKİM 999PA2AR CUMHURİYET SAYFA ö InternetsuclarıveTürkiye MEHMET SUCU Gazetemte gelen e- mailler geçen haftaya- yımlaaığımız înternette suç ve hukuk başhklı araştırmamn oldukça il- gi çehiğini gösterdi. Es- kilerin deyimiyiegelenyo- ğun istekler üzerine aynı araştırmayı sayfamızda yayımlamayı sürdürüyo- ruz. Bu arada çok önem- li bir diger konu da aras- tırmanmyazan tstanbul Uni- versitesi Hukuk Fakültesi Ce- za ve Ceza L'sul Hukuku Ana- bilim Dalı Araştırma Görevli- si Banş Erman 'ın adının geçen hafta bir teknık hata nedeniyle yer almaması oldu. Bu hafta kendisinden özür diliyoruz. Banş Erman 'ın dediğigibi, bu günlerde Internet üzerine yapı- lan hukuksal tartışmalar sür- mekte ve çokyahn zamanda or- taya çıkan sonılara yanıtlarye- tiştirilmeye çalışılıyor. tşte Ba- nş Erman 'ın bakış açısıyla bu sorunlar ve çözüm önerileri: Internet, hızlı ve zahmetsizce, kullanıcılara "tek bir tuşa bas- makla yayıncı ofana imkânı tam- makta". hatta bunların eline, dünya capında insanlara ulaşma ve onlan interaktif öğeler yardı- mıyla etkilemek gibi büyük bir gücü vermektedir. Bu güç ise, sorumluluk bilinci olmadan hu- kuka aykın yayın yapılmasına, bu yayınlann da, nicelik ve ni- telik açısından çok büyük bir et- kikyicilığe sahip olması sebebiy- le herhangi bir medyaya nazaran daha zararlı bir nitelıge bürün- ^ftmewie>ol açabilmektedir Bırei-- P bi etkenlerin. tntemet'in "yurt- * suz" niteliğınden doğan hukuk boşluğu sebebiyle hukuksal alan- da bırçok yeni sorun doğurduğu kolayca görülebilir. Bu sorunla- nn düğüm noktası, hukuka ay- kın yayın yapan kişinin çeşitli teknolojik imkânlardan yararla- narak kimliğini gizleyebilmesi veya yurt dışında bır server'ı kul- lanarak uluslararası hukuk an- lammda kendi uyruğu olduğu devletin yargı yetİcısinden kaça- bilmesidir. Bu sebeplerle, ülke- ler genellikle Internet hizmetle- rini sağlayan kişileri sorumlu tu- tarak bu sorunlan aşmaya çalış- maktadırlar. Şimdi yaygın sorun- lardan bazılannı görelim: Fikri Hukuk tnternet. "fıkri haklann çeşit- lişekfllerde ihlaüni eserlerin tah- rifinL korsan yayıru- ru. kötme kullanılmasını çocuk oyuncağına çe>jçniştir.(2)" Bu şılaşmaktayız. Intemet'te işle- nen suçlar, ne zaman Türki- ye'de işlenmiş sayılır? înternet'te yapılan bir eyle- min hangi ülke sınırlannda gerçekleştiğini tespit etmek im- kânsızdır. Bir suçun nerede iş- lendiğine dair kriterlen Inter- net'e uyguladığımızda, karşı- mıza ilk olarak, mesafe suçlan kavramı gelir. Mesafe suçlann- da. doğrudan doğruya ve aralık- sız neticenin doğduğu veya fa- ilin kast ve niyetinin, neticenin orada gerçekleşmesi yönünde bulunduğu her yerde, suç işlen- miş sayılır. Înternet'te ışlenen suçlar, mesafe suçu mudur? Ka- tıldığımız görüş, bunu kabul et- mekte, yurtdışında bulunan bir server'dan yapüan yayın dahi söz konusu olsa. sonuçlannr Türki- ye'de doğuran bir yayının netice- sinin de Türkiye'de doğduğunu, dolayısıyla bu eyleme TCK'nin uygulanabileceğini savunmak- tadır(3). Eğer bir Internet suçu Türki- ye'de işlenmemişse, buna TCK uygulanabiliı mi? Bunun gerçekleşebilmesi için, ılgili suçun TCK M. 4-7'de yer alan, faile göre şahsılik, mağdu- ra göre şahsilik, korunma veya adalet ilkelerinin şartlanna uyma- sı aranmaktadır. ÖzellikJe faile göre şahsilik burada ön plana çıkmaktadır. ancak TCK M. 5 'in teknik yönden bir hayli zordur. Bu konuda ortaya çıkan bir baş- ka sorun da, sayfayı okuyanlann veya buradaki bilgileri kendi bil- gisayanna kaydedenlerin de bu haklann ihlalinden sorumlu olup olmayacaklandır. Bu eylemler, deneme amaçlı okuma ve birey- sel kullanım amaçlı yararlanma olarak değerlendirilmektedir. Ceza Hukuku Ceza Hukuku, tnternet'te hu- kuk tartışmasının en yoğun ya- şandığı daldır. tnternet'te işle- nen suçlarla alışılmış yöntem- lerle mücadele etmeye çahştığı- mız zaman. gerek tntemet'in tek- nik yapısmdan. gerek uluslara- rası niteliğinden. gerekse ceza hukukunun genel prensıplennden kaynaklanan bırçok engelle kar- Servis Sağlayıcının Sorumluluğu tnternet üzerinde işlenen suç- larla mücadelede, sadece içerik sağlayıcılan engellemeye ve ce- zalandırmaya çalışmak yeterli sonuç vermemektedir. Bu yüz- den, birçok ülke, servis sağlayı- cılan, bilgisayarlanna başkası- nın yüklediği fiillerden sorum- lu tutacak yenı ceza hukuku dü- zenlemeleri getirmektedir. Ör- neğin Almanya'da kabul edilen Teledienstgesetz & 5'te getiri- len düzenlemeye göre, servis sağlayıcılar, belirli şartlarlabaş- kasının fiilinden sorumlu tutul- muşlardır. Bu uygulama, önce- onanım tanıtım Monitör seçerken• •• •• • • •• •• •• buyuk duşunun17' monitörlerin fiyatlan düşerken yeni bilgi- sayar alacak kişilerin bu monitörlere de bir göz atması gerekiyor. Eskiden ulaşılamaz di- ye nitelendirilen 17' monitörlerin fiyatlan ar- tık makul seviyelere geldi. Her ne kadar ma- loıl seviyeli olanlar pek de kaliteh olmasa da 17' monitörde çalışma imkânını size yaşatı- yorlar. 200 dolar smınnın biraz üstünde fiyat- lan bu monitörleri çekici hale getiriyor. Ülkemizdeki 17' monitörlerin nokta aralığı (Dot Pitch) 025 ile 0.28 arasında değişiyor. Nokta aralığma biraz değinmek istiyorum. Bilindiği gibi ekrandaki görüntü piksellerin bir araya gelmesi ile oluşuyor. Görüntüyü oluşturan bu noktacıklann arasındakı mesafe- ye nokta aralığı deniyor. Doğal olarak da bu aralık ne kadar ufak ise o kadar canlı ve net görüntüler elde ediliyor. Yukanda bahsettiğim gibi ucuz fıyatlı olan 17' monitörlerin teknik verileri genellikle 0.28 nokta aralığı ve 1280*1024 ile sınırlı. Zaten bu çözünürlükte de yüksek tazelerne hızlanna ulaşamıyorlar. *Konu konuyu açıyor. Yeri gelmişken tazeleme frekansından (tazeleme hızı dendiği de olu- yor) biraz bahsedelim. Tazeieme frekansı da ekranda görüntü oluşturulurken bu görüntü- nün saniyede kaç kere tekrarlandığını belirten değer. Bu değer için şu an göz sağhğı için standart 85 Hz. Gözün görüntûyü interlaced yani titreşimli, çizgi çizgi görmemesi için monitörün istenilen çözünürlükte 60 Hz'nin üstüne çıkabilmesi gerekir. Kaldığımız yerden devam edelim. Evet piya- sadaki ucuz 17' monitörler verdikleri 1280*1024 çözünürlükte zaten 60 Hz'ler ci- vannda yani her ne kadr 1T olsalar da si2e 1024*768 'den fazla çözünûrlük sağlamıyor- lar. (Her ne kadar biraz monitörü zorlamak olsa da gene de 1280*1024 gibi bir çözünür- lükte de monitör çahştınlabilir). Ama yine de büyük monitörde bu çözünûrlük. 14'te olan- dan çok daha iyi seyir sağlıyor. Yine kesenize uygun olsun diye bu monitör- lerden birini seçerseniz genellikle OSD (On Screen Display-Ekran ayarlannın monitörde gözle görülür bir menu ekranı veya TV'lerde- ki gibi bar'lar aracıhgı ile yapılması) özelli- ğinden ve multimedia özelliklerinden feda- kârhkta bulunmanız gerekiyor. Kısacası her şey 17' bir monitör için ama değer... OSD de- nildiğinde sadece ekranın klasik ayarlan olan renk, parlaklık, boyut. yer gibi ayarlar gelme- sin. OSD özelliğine sahip coğu monitör bun- lardan başka çeşitli ayariara sahip olabiliyor- lar. Örnek olarak Degauss (manyetik alandan etkilenmiş görüntünün tazelenerek düzeltil- mesi), trapezoid (görüntünün yanlardan ve üstten bombeli halini düzeltmek için kul- lanılan ayar) vs. gibi önemli özellikler sayılabilir. Bu tip ayarlar bazı OSD yeteneği olmayan kaliteli monitörlerde mevcut fakat bu ayarlan kullanabilmek için ekranın altında hangi ayarda olduğunu gösteren yanıp sönen yeşil ışıklar ile uğraşıp duruyorsunuz. likle ceza sorumluluğunun şah- siliği ve kusur ilkelerine aykın- lık açısuıdan irdelenmek gere- kir. Nitekim, Teledienstgesetz de, bu ilkeye uygun bir düzenle- meyle. servis sağlayıcılann, an- cak suç oluşturan bilginin ıçeri- ğinden haberdar olup da, bunun yayılmasını önlemek teknik olarak mümkün ve kendisin- den beklenebilir olduğunda sorumlu olacağını öngör- müştür(TDG&5/2. Erişim sağlayıcılar ise. bilgisa- yarlannı yabancı bilgi- lerin kontrolsüz akışma tahsisettikleri için. ke- sinlikle önleyemeye- cekleri bir bilgi akı- şından sorumlu tutu- lamazlar (TDG&5/3) Servis sağlayıcılann, aynca kendi sagladıklan içerikten so- rumlu olacaklan şüphesizdir. An- cak başka bir içerik sağlayıcının fiiline iştirakten veya bu fiile izin veren tehlikeyi yaratmaktan da sorumlu rutulabilırler mı? Bu sorular doktrinde halen tartışıl- maktadır. Düşünce Özgürlüğü Internet, her ülkeden sayısız in- sanın birbiriyle doğrudan ıletışim kurmasını sağlayan bir kitle ile- tişım aracı olarak, düşünce hür- riyetiyle de yakmdan ilgilidir. Gerçekten, bu ortamda herkes, is- tediği herşeyi en kolay ve hızlı yoldan ifade etme olanağı bul- maktadır. Bu ise. yukanda gör- müş olduğumuz gibi, hukuka ay- kınohrraknüetendirifen düşün* ce VC MTgî aictanmlarTnı'da Rap- samaktadır. Hükümetler ve yar- gı sistemleri ise çeşitli şekiller- de, Internet'i denetim altına al- mak için çaba sarfetmekte, bu- nu zaman zaman hukukun uygu- lanması gayesınin ötesine de ta- şıyarak siyasi amaçlar gütmek- tedirler. Bu da, gerek hukuk ku- rallan ve denetim mekanizmala- n getirirken, gerekse bunlan uy- gularken, kişi hak ve özgürlük- lerinin, düşünce ve basın hüni- yetinin ihlali açısından çok da- ha hassas bir alanla karşı karşı- ya olduğumuz anlamına gelmek- tedir. Bu durumun dünya çapın- da örneklerine rastlamaktayız. 19% Şubatında Birleşik Dev- letler Senatosu, Telekomünikas- yon Yasasını değiştiren Commu- nication Decency Act başlıklı bir yasayı kabul etti. Bu yasa hükmüne göre, Internet üzerin- den "müstehceo" içerikli resim ve yazılan iletenlerin 250.000 dolara kadarparaveya iki yıla ka- dar hapis cezasıyla cezalandın- lacaklan öngörüldü(4). Yasanm uygulanabihnesi için, Internet kullanıcılannın e-mail'lerinin okunması, bilgisayarlanna giril- mesi, IRC üzerinden yapılan doğ- rudan sohbetlerin denetlenmesi gerekiyordu. Amerikan kamu- oyunda şiddetli bir tepki yaratan bu yasaya karşı sivil oluşumlar kısa süre içinde biraraya gelerek "American Ovfl Ubertks Union* adı altında muhalefete geçtiler. Bu muhalefet ses getirdi ve ya- sanın Anayasa'ya aykınhğı iddi- ası incelenmeye başlandı.Yasa- da bulunan "müstehcen yayın" teriminin fazla geniş olduğu, bu- na dayanarak ceza normu koyma- nın belirlilik ilkesine aykın ola- cağı, aynca anayasal bir hak olan düşünce özgürlüğüne sınırlama getiren bu yasanın, kişisel hak- lara müdahalenin ölçülülüğü açı- sından sının aştığı ve koruduğu hukuksai yarara nazaran ihlal et- tiği menfaatin çok daha fazla ol- duğu, haklı olarak iddia edil- dı.Yargıç DalzeU, şu karara var- mıştır: "Bir kitle Oetişim aracı olarak İntcrnet'in. hükümen'n müdahaksine karşı en bmiik ko- runıa\a ihtnacı \ardir (_) İnter- net içerikleriyle ilgiii düzenleme- nin bulunmaması, kuşkusuz bir kaos yarjatmışnr. Ancak, (_.) İn- ternet'ingücü bu kaostan kaynak- landığı gibi, Anayasa'nın korudu- ğu düşünceyi açıklama hürriye- timiz de bu kaosa da>anmakta- dır"(5). Sonuç olarak. 1997 yı- lında, Birleşik Devletler Yüksek Mahkemesi, ilgiii yasanın Ana- yasa'nın koruduğu düşünce hür- riyetine aykın olduğu gerekçesiy- le iptaline karar vermiştir(6). Bütün dünyada, Intemet sınır- sız düşünce hürriyetinin yeni ara- cı olarak görülmekte. bu konu- da pek çok yorum ve lobi faali- yeti göze çarpmaktadır. Bunla- ra örnek olarak dünya çapında lo- bi faaliyetı yapan EFF (Electro- nic Frontıer Foundatıon)'ın kam- panyası Blue ribbon free speech campaign gösterilebilır(7). Bu kuruluş, Communication De- cency Act"in kaldınlmasında da rol oynamıştır \ e halen Portekiz, Kanada ve özellikle Çin'deki tn- temet rejimiyle ilgiii antidemok- ratik uygulainalan protesto eden faaliyetlerde bulunınaktadır. Ger- çekten, Internet bazı durumlar- da demokrasinin ve insan hakla- nnın bir sembolü haline gelebil- mektedir. Çin Halk Cumhuriye- ti'nde, demokrasi yanlısı e- ma- ıl'ler gönderen ve bu amaçla bir Internet forumu kuran iki bilim adamı 1998 ve 1999'da hapis ce- zasına çarptınhnış, bu olay kü- resel çapta tepkiyle karşılanmış ve yine Internet üzerinden bunu protesto etmek içim kampanya- lar başlatılmıştır.(8). (ljPILZ.Mıchoel. ' 'Neue rechtlıc- he Herausforderungen - Ein Überb- lick ', DerJunst am Info-Highway. der. MA YTR-SCHÖNENBERGER Vık- tor, Mag. Lucas Schneıder-Manns- Au, (VerlagOrac. Viyanal997),s.l88. (2) PILZ s 189.' (3) İÇEL, Kayıhan, Kitle Haber- leşme Hukuku, Yemleştınlmif ve Ge- hştırilmış 4. b., (Beta, tstanbul 1998), s.421; PILZ. ss.188. 190, SCHMÖL- ZER Gabnel. ' Strafrechthche Ve- ranrnorturtgam Info- Highway'', Der Juristamlnfo-Highnay, der MAYER- SCHÖVENBERGER Viktor, Mag. Lu- cas Schneider-Manns-Au, (Verlag Orac, Viyana I997j,s.2Q2. (4) İÇEL, 412. (5) "Der Communication Decency Act Wwde Aufgehoben ", http://www. heıse.de,'tp/detasch/inhalt/ te/1044/2.html (6) Bu davamn dokûmanlanna ve karara. http:// vrww.eff.org/pub/Le- gaU Cases/EFF-A CLU-v- DoJ/adre- sjnden ulası^iiır, v • " ı v ı • k (!) Ayrın/ılt, bjlgi ifirç Bkz. http://n-wyi.eff.org/bluenbbonrhtml (8) Bu kampanyayla ilgiii olarak Bkz. http //www dfn.org/Alerts/frees- ciJfreesci.html azılım tanıtım Fotoğraf editörü: Photoshop Adobe Photoshop 5.5,1982 ytlmda ku- rulan Adobe şirketinin titiz çalışmalan so- nucu çıkardığı, amatör ve/veya profesyo- nel grafik ve fotoğraf editi ağuiıkh mükem- mel bir program. Fotoğrafiannızı bu prog- ram sayesinde istediğiniz şekilde düzelte- bilir, çeşitîi efektler uygulayabilirsiniz. Adobe şirketi hakkmda daha fazla bilgiyi ve diğer Adobe uygulamalannı www.ado- be.com adresinde bulabiürsiniz. Aynca binlerce plug-in (eklenti) yapabilme şan- sıruz var. Eklentileri (plug-in) http://www.adobe.cora''products/photos- hop'plugins.hönl adresinden alabilirsinİz. Adobe Photoshop 5.5, Windows mini- mum sistem gereksinimi: 1- Penthraı veya daha hızlı Intel bazlı veya yüzde 100 uygun işlemci. 2- Microsoft(r) Windows(r) 95, Win- dows 98 veya Windows NT(r) 4.0 (Servi- ce Pack 3 veya daha üstü). 3- 64 MB Ram. 4-125 MB sabit disk alanı. 5- En az 256 renk destek grafik adaptö- rû (tavsiye edilen 24 bit). 6- CD Rom süriicü. Adobe Photoshop 5.5, Macintosh mini- mum gereksinimi: 1 - Power PC bazlı Macintosh bügisayar. 2- Mac OS 7.6 veya üstü 3,4,5 ve 6. maddeler Windows ile aynı koşullan içeriyor. Adobe Photoshop, Windows 95.98, NT (Intel işlemcili) ve Macintosh sistemlerin- de çalışabilmektedir. Eğer Windows 95 kullanıyorsanız ve Photoshop'ın soruasuz çalışmasını istiyorsanız. Takas dosyasını en az RAM'inizin 2 katı olarak belirleme- lisiniz. Aynca sıkıştınlmış disklerde Pho- toshop kullanımı sorunlara yol açabilır. Bu yüzden Photoshop'ı sıkıştınlmamış bir sa- bit diske yükleyin. Photoshop'm Ingilizce, Fransızca, Almanca, Çince, Japonca, îs- panyolca gibi birçok dilde arabirimi mev- cut, fakat ne yazık ki henüz Türkçe versi- yonuçıkanlrnadı. Adobe Photoshop prog- ramında kullanılan fonksyon tuşlan: Fl- Yar- dım, F2- Kes, F3- Kopyala, F4- Yapıştır, F5- Göster/Gizle Fırça Paleti, F6- Göster/Giz- le Renk Paleti, F7- Göster/Gizle Katman Paleti. F8- Göster/Gizle Bilgi Paleti, F9- Göster/Gizle Hareket Paleti, F12- Ters Shift/F5- Doldur. Shifl/F6- Tüy, ShüW7- Seç, tersi seç. Bozulmuş veya deforme olmuş resimle- rinizi Adobe Photoshop ile kurtarmanız mümkün. Bunun için gerekli dokümanla- n http://www^dobe.com,'web/tip&'psma- gazine/pdf}psmag.pdf adresinde bulabilir- siniz. Adobe Photoshop web sitesinde 609 do- lardan satışa sunuluyor. Eğer elinizde eski sürüm var ise 129 dolara yeni sürüme geç- me şansma sahipsiniz. [email protected] [email protected] HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Solda licaret Olmaz! Siyasal yaşamımız tüccarla dolu. Faziletçilerin bir kesimi hâlâ dinin ticaretini ya- pıyor. Dini oya dönüştürme peşindeler.. "llımlı" sağ partilerimiz de oyu paraya dönüştürme bata- ğından pek kolay kurtuiacağa benzemiyorlar. MHP'nin durumu karışık. Siyasette ticaretin geçerli olamayacağı tek ka- nat ise sol. Sryasettüccarlığı CHP'yi tükenme nok- tasına getirdi. Partideki en büyük siyaset tüccan çekildi, ama tüccarlık meraklıları bugün de CHP sahnesindeler. Büyük tüccann iflasından yeterli dersi çıkarama- mış olarak! • • • • Altan Öymen, Hasan Fehmi Güneş, Ertuğrul Günay, Murat Karayalçın... Kimliğini yitirmenin bedelini ağır ödeyen bir CHP'yi yeniden ayağa kaldırmanın önde gelen adayları bu isimler. Deniz Baykal'ı saymıyorum. Çünkü kendisinin ve yandaşlannın bugün için yapabilecekleri en iyi şey unutturmak. Yani "unututmak'l.. Sabırsızlık hem Sayın Baykal'a, hem O'na inananlara ve hem de partiye zarar verir. Sayın Karayalçın'ın da geçmişte siyâsetin tüc- carlığına ucundan bulaştığı bir dönem olmuştu. Ge- nel başkanlığa ilk soyunduğunda, çevresinde nu- maracı cumhuriyetçiler vardı. Ama giderek netleş- mek ve tarihsel kimliğe sahip çıkmak gereğini duy- du. Yenileşmenin tarihsel kimlikle çelişmeyeceği- ni anladı. • • • Sayın öymen'in, Sayın Güneş'in ve Sayın Gü- nay'ın durumlan farklı... Uçü de dostum, üçü de nitelikli insanlar. Ama ne yazık ki onlar da siyaset tüccarlığının sol- da ve özellikle de CHP'de geçerli olamayacağı- nın bilincinde değiller. Mevlana tekkesi gibi her- kese, her çelişkiye kucağını açmış bir partinin, inancjıncılığını yitireceğine inanmamış görünüyor- lar. Hasan Fehmi Güneş, "Demokratik Toplumcu Çağn'run hazırlık sürecinde etkin rol almış olan- lardan. Yani "Kemalizm geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür" düşüncesinin altına im- zasını atmış. Çıkmazdan çıkışın, Kemalizmin 21. yüzyıla taşınmasında olduğunu kabul etmiş. Ve bakıyorsunuz ki "Altıok'un üçünü atalım!" di- yen ünlü isimlerle kol kola!.. Ertuğrul Günay, sosyalistliği CHP kültürü ile bü- tünleştirmiş bir isim. Genel başkan olması duru- munda, Yekta Güngör Özden, Mümtaz Soysal ve Ahmet Taner Kışlalı'yı partiye kazaıdınmak için elinden geleni yapacağını açıklamış. Ama bugün parti yönetimindeki bazı numaracı cumhuriyetçi- lere bakıyorsnuz, onun listesinden girmişler. O üçlü ile o isimler nasıl yan yana gelebilir? An- cak siyâsetin ticareti ile! Ve Altan öymen. CHP'nin tarihsel kimliğine inandığına kuşku yok. Partinin dibe vurmasının nedenlerini en iyi şekil- de görebilecek kadar akıllı ve birikimli. Ama De- niz Som'un sornutömekleriyle sergilediği, ünlü bir numaracı cumhuriyetçiyi MYK^e kendi eliyte al- mış.. Eşiyle birlikte "türban" savunucusu olan bir ••• Siyaset elbette ki bir uzlaşma sanatıdır. Ama bir sol partideki uzlaşma, çıkar uzlaşması olamaz. Ve ideolojiden, partinin kimliğinden ödün vererek ola- maz. Eğer olursa, o zaman da yaptığınızın adı siya- set olmaz, ticaret olur! Tüccar kime denir? Aldığını kâr ederek satana. Ya elindeki kaliteli pirincin ıçine, daha çok ka- zanmak için kalitesiz pirinç kanştırana ne denir? Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olan! CHP'nin tüccara gereksinmesi yoktur. Dürüst takasçıya gereksinmesi vardır. , Türkiye - Yunanistan 'Ortodoks Kilisesi banş sürecini baltahyor' UĞURHÜKÜM PARtS - Türk-Yunan dostluğunun son günlerde tarihsel birbahar havası ya- şamasından rahatsız olan muhafazakâr ve dinci çev- reler, banş sürecini kendi- lerince baltalamaya çalışı- yor. AFP, Fransa Basın Ajan- sı'nnı Atina kaynaklı ver- diği bir habere göre, Yu- nan toplumunun en güve- nilir ve güçlü kunım olarak bilinen Yunan Ortodoks Ki- lisesi yaklaşık 100bin Türk kökenli azûılığın yaşadığı Batı Trakya'daki dindaşla- nna 3. çocuktan iribaren, çocuk başına iki ayda bir 40 bin drahmi (123 Euro=60 milyon TL) prim vermeye karar verdi. 1 Ocak 1999'danberi ge- çerli oknak üzere her çocuk ve ailesi 12 yaşınuı sonu- na kadar bu haktan yarar- lanbilecek. Halbuki devle- tin şu anda Yunanistan'da doğan "bütün" çocuklara dağıttığı aylık "çocuk pa- ras yardnm" hem gelir ver- gisi beyanlanna eklenmek zorunda hem de ancak 36 ay süreyle ödenmekte. Ki- lise yardımı kısa sürede ül- ke geneline yayılmasını he- defliyor. Geçen hafta başı yaptı- ğı bir toplantıda bu karan alan Yunan Ortodoks Kıli- sesi'nin aşm milliyetçiliği ve FenerPatriğiyle olan de- rin görüş aynhklanyla ta- nınan önderi Mgr. Hristo- dulos bu ırkçı ve flynmcı çocuk yardımını şiddetle savunarak şöyle konuştu: "Bu tedbir kilisemiz için bir takdirdir.Ülkemizdeki nü- fus sonınu karşısında ce- maatimizin geieceği açKm- dan bö)1ebir tedbirialmak zorundavdık-." Yunan Ortodoks ruhban sınıfi içinde bu karara kar- şı çıkanlar da yok değil. Metropolit Teokfitos, "Her insamn dinen çocuk yap- maa birzorunhıluktur, ama buradan kalkarak çocuk yapmayı maaşa bağlaya- mayız" bıçımınde konuşur- ken bir başka Metropolit \erominos, "Bu yardımyal- nızca Ortodoks aOeiere de- ğil, Müslüman \-atandaşla- runızada verikbilmelktir'' şekünde görüşlerini ifade etmekten çekinmiyor. Geçen yıl Fransa'nın gü- ney kentlerinden Vitrol- les'un belediye yönetimini elinde nıtan aşın sağcı ve milliyetçi Milli Cephe par- tililer benzeri bir yoldan "Fransız Fransızlara Mifli Terdh" ilkesinden kalkarak özel çocuk yardımuıda bu- lunmaya kalkışmışlardı. Adalet makamlannın adli yoldan müdahalesiyle so- run 2 hafta içinde çözül- müş ve belediye yetkilile- ri, "ayruncıhk" suçlama- sıyla cezalara çarptınhiıış ve dağıtılan ilk paralar ge- ri aunmıştı. Şimdi gözler Simitis hü- kümeti ve Yunan adaletine çe\Tİldi. Bakaltm Avrupa Birliği üyesi olmak ve baş- kalannı insan haklanna" say- gılı davranmaya daveteden "irade", kendi ülkesindeki bir kurumun, Yunan Orto- doks Kilisesi'nin ırkçı ve aynmcı davTanışına son ver- dırtmeye yetebilecek mi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle