Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10EKİM 999PA2AR CUMHURİYET SAYFA
ö
InternetsuclarıveTürkiye
MEHMET
SUCU
Gazetemte gelen e-
mailler geçen haftaya-
yımlaaığımız înternette
suç ve hukuk başhklı
araştırmamn oldukça il-
gi çehiğini gösterdi. Es-
kilerin deyimiyiegelenyo-
ğun istekler üzerine aynı
araştırmayı sayfamızda
yayımlamayı sürdürüyo-
ruz. Bu arada çok önem-
li bir diger konu da aras-
tırmanmyazan tstanbul Uni-
versitesi Hukuk Fakültesi Ce-
za ve Ceza L'sul Hukuku Ana-
bilim Dalı Araştırma Görevli-
si Banş Erman 'ın adının geçen
hafta bir teknık hata nedeniyle
yer almaması oldu. Bu hafta
kendisinden özür diliyoruz.
Banş Erman 'ın dediğigibi, bu
günlerde Internet üzerine yapı-
lan hukuksal tartışmalar sür-
mekte ve çokyahn zamanda or-
taya çıkan sonılara yanıtlarye-
tiştirilmeye çalışılıyor. tşte Ba-
nş Erman 'ın bakış açısıyla bu
sorunlar ve çözüm önerileri:
Internet, hızlı ve zahmetsizce,
kullanıcılara "tek bir tuşa bas-
makla yayıncı ofana imkânı tam-
makta". hatta bunların eline,
dünya capında insanlara ulaşma
ve onlan interaktif öğeler yardı-
mıyla etkilemek gibi büyük bir
gücü vermektedir. Bu güç ise,
sorumluluk bilinci olmadan hu-
kuka aykın yayın yapılmasına,
bu yayınlann da, nicelik ve ni-
telik açısından çok büyük bir et-
kikyicilığe sahip olması sebebiy-
le herhangi bir medyaya nazaran
daha zararlı bir nitelıge bürün-
^ftmewie>ol açabilmektedir Bırei--
P bi etkenlerin. tntemet'in "yurt-
* suz" niteliğınden doğan hukuk
boşluğu sebebiyle hukuksal alan-
da bırçok yeni sorun doğurduğu
kolayca görülebilir. Bu sorunla-
nn düğüm noktası, hukuka ay-
kın yayın yapan kişinin çeşitli
teknolojik imkânlardan yararla-
narak kimliğini gizleyebilmesi
veya yurt dışında bır server'ı kul-
lanarak uluslararası hukuk an-
lammda kendi uyruğu olduğu
devletin yargı yetİcısinden kaça-
bilmesidir. Bu sebeplerle, ülke-
ler genellikle Internet hizmetle-
rini sağlayan kişileri sorumlu tu-
tarak bu sorunlan aşmaya çalış-
maktadırlar. Şimdi yaygın sorun-
lardan bazılannı görelim:
Fikri Hukuk
tnternet. "fıkri haklann çeşit-
lişekfllerde ihlaüni eserlerin tah-
rifinL korsan yayıru-
ru. kötme kullanılmasını çocuk
oyuncağına çe>jçniştir.(2)" Bu
şılaşmaktayız. Intemet'te işle-
nen suçlar, ne zaman Türki-
ye'de işlenmiş sayılır?
înternet'te yapılan bir eyle-
min hangi ülke sınırlannda
gerçekleştiğini tespit etmek im-
kânsızdır. Bir suçun nerede iş-
lendiğine dair kriterlen Inter-
net'e uyguladığımızda, karşı-
mıza ilk olarak, mesafe suçlan
kavramı gelir. Mesafe suçlann-
da. doğrudan doğruya ve aralık-
sız neticenin doğduğu veya fa-
ilin kast ve niyetinin, neticenin
orada gerçekleşmesi yönünde
bulunduğu her yerde, suç işlen-
miş sayılır. Înternet'te ışlenen
suçlar, mesafe suçu mudur? Ka-
tıldığımız görüş, bunu kabul et-
mekte, yurtdışında bulunan bir
server'dan yapüan yayın dahi söz
konusu olsa. sonuçlannr Türki-
ye'de doğuran bir yayının netice-
sinin de Türkiye'de doğduğunu,
dolayısıyla bu eyleme TCK'nin
uygulanabileceğini savunmak-
tadır(3).
Eğer bir Internet suçu Türki-
ye'de işlenmemişse, buna TCK
uygulanabiliı mi?
Bunun gerçekleşebilmesi için,
ılgili suçun TCK M. 4-7'de yer
alan, faile göre şahsılik, mağdu-
ra göre şahsilik, korunma veya
adalet ilkelerinin şartlanna uyma-
sı aranmaktadır. ÖzellikJe faile
göre şahsilik burada ön plana
çıkmaktadır. ancak TCK M. 5 'in
teknik yönden bir hayli zordur.
Bu konuda ortaya çıkan bir baş-
ka sorun da, sayfayı okuyanlann
veya buradaki bilgileri kendi bil-
gisayanna kaydedenlerin de bu
haklann ihlalinden sorumlu olup
olmayacaklandır. Bu eylemler,
deneme amaçlı okuma ve birey-
sel kullanım amaçlı yararlanma
olarak değerlendirilmektedir.
Ceza Hukuku
Ceza Hukuku, tnternet'te hu-
kuk tartışmasının en yoğun ya-
şandığı daldır. tnternet'te işle-
nen suçlarla alışılmış yöntem-
lerle mücadele etmeye çahştığı-
mız zaman. gerek tntemet'in tek-
nik yapısmdan. gerek uluslara-
rası niteliğinden. gerekse ceza
hukukunun genel prensıplennden
kaynaklanan bırçok engelle kar-
Servis
Sağlayıcının
Sorumluluğu
tnternet üzerinde işlenen suç-
larla mücadelede, sadece içerik
sağlayıcılan engellemeye ve ce-
zalandırmaya çalışmak yeterli
sonuç vermemektedir. Bu yüz-
den, birçok ülke, servis sağlayı-
cılan, bilgisayarlanna başkası-
nın yüklediği fiillerden sorum-
lu tutacak yenı ceza hukuku dü-
zenlemeleri getirmektedir. Ör-
neğin Almanya'da kabul edilen
Teledienstgesetz & 5'te getiri-
len düzenlemeye göre, servis
sağlayıcılar, belirli şartlarlabaş-
kasının fiilinden sorumlu tutul-
muşlardır. Bu uygulama, önce-
onanım tanıtım
Monitör seçerken• •• •• • • •• •• ••
buyuk duşunun17' monitörlerin fiyatlan düşerken yeni bilgi-
sayar alacak kişilerin bu monitörlere de bir
göz atması gerekiyor. Eskiden ulaşılamaz di-
ye nitelendirilen 17' monitörlerin fiyatlan ar-
tık makul seviyelere geldi. Her ne kadar ma-
loıl seviyeli olanlar pek de kaliteh olmasa da
17' monitörde çalışma imkânını size yaşatı-
yorlar. 200 dolar smınnın biraz üstünde fiyat-
lan bu monitörleri çekici hale getiriyor.
Ülkemizdeki 17' monitörlerin nokta aralığı
(Dot Pitch) 025 ile 0.28 arasında değişiyor.
Nokta aralığma biraz değinmek istiyorum.
Bilindiği gibi ekrandaki görüntü piksellerin
bir araya gelmesi ile oluşuyor. Görüntüyü
oluşturan bu noktacıklann arasındakı mesafe-
ye nokta aralığı deniyor. Doğal olarak da bu
aralık ne kadar ufak ise o kadar canlı ve net
görüntüler elde ediliyor. Yukanda bahsettiğim
gibi ucuz fıyatlı olan 17' monitörlerin teknik
verileri genellikle 0.28 nokta aralığı ve
1280*1024 ile sınırlı. Zaten bu çözünürlükte
de yüksek tazelerne hızlanna ulaşamıyorlar.
*Konu konuyu açıyor. Yeri gelmişken tazeleme
frekansından (tazeleme hızı dendiği de olu-
yor) biraz bahsedelim. Tazeieme frekansı da
ekranda görüntü oluşturulurken bu görüntü-
nün saniyede kaç kere tekrarlandığını belirten
değer. Bu değer için şu an göz sağhğı için
standart 85 Hz. Gözün görüntûyü interlaced
yani titreşimli, çizgi çizgi görmemesi için
monitörün istenilen çözünürlükte 60 Hz'nin
üstüne çıkabilmesi gerekir.
Kaldığımız yerden devam edelim. Evet piya-
sadaki ucuz 17' monitörler verdikleri
1280*1024 çözünürlükte zaten 60 Hz'ler ci-
vannda yani her ne kadr 1T olsalar da si2e
1024*768 'den fazla çözünûrlük sağlamıyor-
lar. (Her ne kadar biraz monitörü zorlamak
olsa da gene de 1280*1024 gibi bir çözünür-
lükte de monitör çahştınlabilir). Ama yine de
büyük monitörde bu çözünûrlük. 14'te olan-
dan çok daha iyi seyir sağlıyor.
Yine kesenize uygun olsun diye bu monitör-
lerden birini seçerseniz genellikle OSD (On
Screen Display-Ekran ayarlannın monitörde
gözle görülür bir menu ekranı veya TV'lerde-
ki gibi bar'lar aracıhgı ile yapılması) özelli-
ğinden ve multimedia özelliklerinden feda-
kârhkta bulunmanız gerekiyor. Kısacası her
şey 17' bir monitör için ama değer... OSD de-
nildiğinde sadece ekranın klasik ayarlan olan
renk, parlaklık, boyut. yer gibi ayarlar gelme-
sin. OSD özelliğine sahip coğu monitör bun-
lardan başka çeşitli ayariara sahip olabiliyor-
lar. Örnek olarak Degauss (manyetik alandan
etkilenmiş görüntünün tazelenerek düzeltil-
mesi), trapezoid (görüntünün yanlardan ve
üstten bombeli halini düzeltmek için kul-
lanılan ayar) vs. gibi önemli özellikler
sayılabilir. Bu tip ayarlar bazı OSD yeteneği
olmayan kaliteli monitörlerde mevcut fakat
bu ayarlan kullanabilmek için ekranın altında
hangi ayarda olduğunu gösteren yanıp sönen
yeşil ışıklar ile uğraşıp duruyorsunuz.
likle ceza sorumluluğunun şah-
siliği ve kusur ilkelerine aykın-
lık açısuıdan irdelenmek gere-
kir. Nitekim, Teledienstgesetz
de, bu ilkeye uygun bir düzenle-
meyle. servis sağlayıcılann, an-
cak suç oluşturan bilginin ıçeri-
ğinden haberdar olup da, bunun
yayılmasını önlemek teknik
olarak mümkün ve kendisin-
den beklenebilir olduğunda
sorumlu olacağını öngör-
müştür(TDG&5/2. Erişim
sağlayıcılar ise. bilgisa-
yarlannı yabancı bilgi-
lerin kontrolsüz akışma
tahsisettikleri için. ke-
sinlikle önleyemeye-
cekleri bir bilgi akı-
şından sorumlu tutu-
lamazlar (TDG&5/3)
Servis sağlayıcılann, aynca
kendi sagladıklan içerikten so-
rumlu olacaklan şüphesizdir. An-
cak başka bir içerik sağlayıcının
fiiline iştirakten veya bu fiile
izin veren tehlikeyi yaratmaktan
da sorumlu rutulabilırler mı? Bu
sorular doktrinde halen tartışıl-
maktadır.
Düşünce
Özgürlüğü
Internet, her ülkeden sayısız in-
sanın birbiriyle doğrudan ıletışim
kurmasını sağlayan bir kitle ile-
tişım aracı olarak, düşünce hür-
riyetiyle de yakmdan ilgilidir.
Gerçekten, bu ortamda herkes, is-
tediği herşeyi en kolay ve hızlı
yoldan ifade etme olanağı bul-
maktadır. Bu ise. yukanda gör-
müş olduğumuz gibi, hukuka ay-
kınohrraknüetendirifen düşün*
ce VC MTgî aictanmlarTnı'da Rap-
samaktadır. Hükümetler ve yar-
gı sistemleri ise çeşitli şekiller-
de, Internet'i denetim altına al-
mak için çaba sarfetmekte, bu-
nu zaman zaman hukukun uygu-
lanması gayesınin ötesine de ta-
şıyarak siyasi amaçlar gütmek-
tedirler. Bu da, gerek hukuk ku-
rallan ve denetim mekanizmala-
n getirirken, gerekse bunlan uy-
gularken, kişi hak ve özgürlük-
lerinin, düşünce ve basın hüni-
yetinin ihlali açısından çok da-
ha hassas bir alanla karşı karşı-
ya olduğumuz anlamına gelmek-
tedir. Bu durumun dünya çapın-
da örneklerine rastlamaktayız.
19% Şubatında Birleşik Dev-
letler Senatosu, Telekomünikas-
yon Yasasını değiştiren Commu-
nication Decency Act başlıklı
bir yasayı kabul etti. Bu yasa
hükmüne göre, Internet üzerin-
den "müstehceo" içerikli resim
ve yazılan iletenlerin 250.000
dolara kadarparaveya iki yıla ka-
dar hapis cezasıyla cezalandın-
lacaklan öngörüldü(4). Yasanm
uygulanabihnesi için, Internet
kullanıcılannın e-mail'lerinin
okunması, bilgisayarlanna giril-
mesi, IRC üzerinden yapılan doğ-
rudan sohbetlerin denetlenmesi
gerekiyordu. Amerikan kamu-
oyunda şiddetli bir tepki yaratan
bu yasaya karşı sivil oluşumlar
kısa süre içinde biraraya gelerek
"American Ovfl Ubertks Union*
adı altında muhalefete geçtiler.
Bu muhalefet ses getirdi ve ya-
sanın Anayasa'ya aykınhğı iddi-
ası incelenmeye başlandı.Yasa-
da bulunan "müstehcen yayın"
teriminin fazla geniş olduğu, bu-
na dayanarak ceza normu koyma-
nın belirlilik ilkesine aykın ola-
cağı, aynca anayasal bir hak olan
düşünce özgürlüğüne sınırlama
getiren bu yasanın, kişisel hak-
lara müdahalenin ölçülülüğü açı-
sından sının aştığı ve koruduğu
hukuksai yarara nazaran ihlal et-
tiği menfaatin çok daha fazla ol-
duğu, haklı olarak iddia edil-
dı.Yargıç DalzeU, şu karara var-
mıştır: "Bir kitle Oetişim aracı
olarak İntcrnet'in. hükümen'n
müdahaksine karşı en bmiik ko-
runıa\a ihtnacı \ardir (_) İnter-
net içerikleriyle ilgiii düzenleme-
nin bulunmaması, kuşkusuz bir
kaos yarjatmışnr. Ancak, (_.) İn-
ternet'ingücü bu kaostan kaynak-
landığı gibi, Anayasa'nın korudu-
ğu düşünceyi açıklama hürriye-
timiz de bu kaosa da>anmakta-
dır"(5). Sonuç olarak. 1997 yı-
lında, Birleşik Devletler Yüksek
Mahkemesi, ilgiii yasanın Ana-
yasa'nın koruduğu düşünce hür-
riyetine aykın olduğu gerekçesiy-
le iptaline karar vermiştir(6).
Bütün dünyada, Intemet sınır-
sız düşünce hürriyetinin yeni ara-
cı olarak görülmekte. bu konu-
da pek çok yorum ve lobi faali-
yeti göze çarpmaktadır. Bunla-
ra örnek olarak dünya çapında lo-
bi faaliyetı yapan EFF (Electro-
nic Frontıer Foundatıon)'ın kam-
panyası Blue ribbon free speech
campaign gösterilebilır(7). Bu
kuruluş, Communication De-
cency Act"in kaldınlmasında da
rol oynamıştır \ e halen Portekiz,
Kanada ve özellikle Çin'deki tn-
temet rejimiyle ilgiii antidemok-
ratik uygulainalan protesto eden
faaliyetlerde bulunınaktadır. Ger-
çekten, Internet bazı durumlar-
da demokrasinin ve insan hakla-
nnın bir sembolü haline gelebil-
mektedir. Çin Halk Cumhuriye-
ti'nde, demokrasi yanlısı e- ma-
ıl'ler gönderen ve bu amaçla bir
Internet forumu kuran iki bilim
adamı 1998 ve 1999'da hapis ce-
zasına çarptınhnış, bu olay kü-
resel çapta tepkiyle karşılanmış
ve yine Internet üzerinden bunu
protesto etmek içim kampanya-
lar başlatılmıştır.(8).
(ljPILZ.Mıchoel. ' 'Neue rechtlıc-
he Herausforderungen - Ein Überb-
lick ', DerJunst am Info-Highway. der.
MA YTR-SCHÖNENBERGER Vık-
tor, Mag. Lucas Schneıder-Manns-
Au, (VerlagOrac. Viyanal997),s.l88.
(2) PILZ s 189.'
(3) İÇEL, Kayıhan, Kitle Haber-
leşme Hukuku, Yemleştınlmif ve Ge-
hştırilmış 4. b., (Beta, tstanbul 1998),
s.421; PILZ. ss.188. 190, SCHMÖL-
ZER Gabnel. ' Strafrechthche Ve-
ranrnorturtgam Info- Highway'', Der
Juristamlnfo-Highnay, der MAYER-
SCHÖVENBERGER Viktor, Mag. Lu-
cas Schneider-Manns-Au, (Verlag
Orac, Viyana I997j,s.2Q2.
(4) İÇEL, 412.
(5) "Der Communication Decency
Act Wwde Aufgehoben ", http://www.
heıse.de,'tp/detasch/inhalt/
te/1044/2.html
(6) Bu davamn dokûmanlanna ve
karara. http:// vrww.eff.org/pub/Le-
gaU Cases/EFF-A CLU-v- DoJ/adre-
sjnden ulası^iiır, v
• " ı v ı •
k (!) Ayrın/ılt, bjlgi ifirç Bkz.
http://n-wyi.eff.org/bluenbbonrhtml
(8) Bu kampanyayla ilgiii olarak
Bkz. http //www dfn.org/Alerts/frees-
ciJfreesci.html
azılım tanıtım
Fotoğraf editörü:
Photoshop
Adobe Photoshop 5.5,1982 ytlmda ku-
rulan Adobe şirketinin titiz çalışmalan so-
nucu çıkardığı, amatör ve/veya profesyo-
nel grafik ve fotoğraf editi ağuiıkh mükem-
mel bir program. Fotoğrafiannızı bu prog-
ram sayesinde istediğiniz şekilde düzelte-
bilir, çeşitîi efektler uygulayabilirsiniz.
Adobe şirketi hakkmda daha fazla bilgiyi
ve diğer Adobe uygulamalannı www.ado-
be.com adresinde bulabiürsiniz. Aynca
binlerce plug-in (eklenti) yapabilme şan-
sıruz var. Eklentileri (plug-in)
http://www.adobe.cora''products/photos-
hop'plugins.hönl adresinden alabilirsinİz.
Adobe Photoshop 5.5, Windows mini-
mum sistem gereksinimi:
1- Penthraı veya daha hızlı Intel bazlı
veya yüzde 100 uygun işlemci.
2- Microsoft(r) Windows(r) 95, Win-
dows 98 veya Windows NT(r) 4.0 (Servi-
ce Pack 3 veya daha üstü).
3- 64 MB Ram.
4-125 MB sabit disk alanı.
5- En az 256 renk destek grafik adaptö-
rû (tavsiye edilen 24 bit).
6- CD Rom süriicü.
Adobe Photoshop 5.5, Macintosh mini-
mum gereksinimi:
1 - Power PC bazlı Macintosh bügisayar.
2- Mac OS 7.6 veya üstü
3,4,5 ve 6. maddeler Windows ile aynı
koşullan içeriyor.
Adobe Photoshop, Windows 95.98, NT
(Intel işlemcili) ve Macintosh sistemlerin-
de çalışabilmektedir. Eğer Windows 95
kullanıyorsanız ve Photoshop'ın soruasuz
çalışmasını istiyorsanız. Takas dosyasını
en az RAM'inizin 2 katı olarak belirleme-
lisiniz. Aynca sıkıştınlmış disklerde Pho-
toshop kullanımı sorunlara yol açabilır. Bu
yüzden Photoshop'ı sıkıştınlmamış bir sa-
bit diske yükleyin. Photoshop'm Ingilizce,
Fransızca, Almanca, Çince, Japonca, îs-
panyolca gibi birçok dilde arabirimi mev-
cut, fakat ne yazık ki henüz Türkçe versi-
yonuçıkanlrnadı. Adobe Photoshop prog-
ramında kullanılan fonksyon tuşlan: Fl- Yar-
dım, F2- Kes, F3- Kopyala, F4- Yapıştır, F5-
Göster/Gizle Fırça Paleti, F6- Göster/Giz-
le Renk Paleti, F7- Göster/Gizle Katman
Paleti. F8- Göster/Gizle Bilgi Paleti, F9-
Göster/Gizle Hareket Paleti, F12- Ters
Shift/F5- Doldur. Shifl/F6- Tüy, ShüW7-
Seç, tersi seç.
Bozulmuş veya deforme olmuş resimle-
rinizi Adobe Photoshop ile kurtarmanız
mümkün. Bunun için gerekli dokümanla-
n http://www^dobe.com,'web/tip&'psma-
gazine/pdf}psmag.pdf adresinde bulabilir-
siniz.
Adobe Photoshop web sitesinde 609 do-
lardan satışa sunuluyor. Eğer elinizde eski
sürüm var ise 129 dolara yeni sürüme geç-
me şansma sahipsiniz.
[email protected] [email protected]
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Solda licaret Olmaz!
Siyasal yaşamımız tüccarla dolu.
Faziletçilerin bir kesimi hâlâ dinin ticaretini ya-
pıyor. Dini oya dönüştürme peşindeler.. "llımlı"
sağ partilerimiz de oyu paraya dönüştürme bata-
ğından pek kolay kurtuiacağa benzemiyorlar.
MHP'nin durumu karışık.
Siyasette ticaretin geçerli olamayacağı tek ka-
nat ise sol. Sryasettüccarlığı CHP'yi tükenme nok-
tasına getirdi. Partideki en büyük siyaset tüccan
çekildi, ama tüccarlık meraklıları bugün de CHP
sahnesindeler.
Büyük tüccann iflasından yeterli dersi çıkarama-
mış olarak! •
• • •
Altan Öymen, Hasan Fehmi Güneş, Ertuğrul
Günay, Murat Karayalçın...
Kimliğini yitirmenin bedelini ağır ödeyen bir
CHP'yi yeniden ayağa kaldırmanın önde gelen
adayları bu isimler.
Deniz Baykal'ı saymıyorum. Çünkü kendisinin
ve yandaşlannın bugün için yapabilecekleri en iyi
şey unutturmak. Yani "unututmak'l.. Sabırsızlık
hem Sayın Baykal'a, hem O'na inananlara ve hem
de partiye zarar verir.
Sayın Karayalçın'ın da geçmişte siyâsetin tüc-
carlığına ucundan bulaştığı bir dönem olmuştu. Ge-
nel başkanlığa ilk soyunduğunda, çevresinde nu-
maracı cumhuriyetçiler vardı. Ama giderek netleş-
mek ve tarihsel kimliğe sahip çıkmak gereğini duy-
du. Yenileşmenin tarihsel kimlikle çelişmeyeceği-
ni anladı.
• • •
Sayın öymen'in, Sayın Güneş'in ve Sayın Gü-
nay'ın durumlan farklı...
Uçü de dostum, üçü de nitelikli insanlar.
Ama ne yazık ki onlar da siyaset tüccarlığının sol-
da ve özellikle de CHP'de geçerli olamayacağı-
nın bilincinde değiller. Mevlana tekkesi gibi her-
kese, her çelişkiye kucağını açmış bir partinin,
inancjıncılığını yitireceğine inanmamış görünüyor-
lar.
Hasan Fehmi Güneş, "Demokratik Toplumcu
Çağn'run hazırlık sürecinde etkin rol almış olan-
lardan. Yani "Kemalizm geçmişin bekçiliği değil,
geleceğin öncülüğüdür" düşüncesinin altına im-
zasını atmış. Çıkmazdan çıkışın, Kemalizmin 21.
yüzyıla taşınmasında olduğunu kabul etmiş.
Ve bakıyorsunuz ki "Altıok'un üçünü atalım!" di-
yen ünlü isimlerle kol kola!..
Ertuğrul Günay, sosyalistliği CHP kültürü ile bü-
tünleştirmiş bir isim. Genel başkan olması duru-
munda, Yekta Güngör Özden, Mümtaz Soysal
ve Ahmet Taner Kışlalı'yı partiye kazaıdınmak için
elinden geleni yapacağını açıklamış. Ama bugün
parti yönetimindeki bazı numaracı cumhuriyetçi-
lere bakıyorsnuz, onun listesinden girmişler.
O üçlü ile o isimler nasıl yan yana gelebilir? An-
cak siyâsetin ticareti ile!
Ve Altan öymen.
CHP'nin tarihsel kimliğine inandığına kuşku yok.
Partinin dibe vurmasının nedenlerini en iyi şekil-
de görebilecek kadar akıllı ve birikimli. Ama De-
niz Som'un sornutömekleriyle sergilediği, ünlü bir
numaracı cumhuriyetçiyi MYK^e kendi eliyte al-
mış.. Eşiyle birlikte "türban" savunucusu olan bir
•••
Siyaset elbette ki bir uzlaşma sanatıdır. Ama bir
sol partideki uzlaşma, çıkar uzlaşması olamaz. Ve
ideolojiden, partinin kimliğinden ödün vererek ola-
maz.
Eğer olursa, o zaman da yaptığınızın adı siya-
set olmaz, ticaret olur!
Tüccar kime denir? Aldığını kâr ederek satana.
Ya elindeki kaliteli pirincin ıçine, daha çok ka-
zanmak için kalitesiz pirinç kanştırana ne denir?
Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olan!
CHP'nin tüccara gereksinmesi yoktur.
Dürüst takasçıya gereksinmesi vardır. ,
Türkiye - Yunanistan
'Ortodoks Kilisesi banş
sürecini baltahyor'
UĞURHÜKÜM
PARtS - Türk-Yunan
dostluğunun son günlerde
tarihsel birbahar havası ya-
şamasından rahatsız olan
muhafazakâr ve dinci çev-
reler, banş sürecini kendi-
lerince baltalamaya çalışı-
yor.
AFP, Fransa Basın Ajan-
sı'nnı Atina kaynaklı ver-
diği bir habere göre, Yu-
nan toplumunun en güve-
nilir ve güçlü kunım olarak
bilinen Yunan Ortodoks Ki-
lisesi yaklaşık 100bin Türk
kökenli azûılığın yaşadığı
Batı Trakya'daki dindaşla-
nna 3. çocuktan iribaren,
çocuk başına iki ayda bir 40
bin drahmi (123 Euro=60
milyon TL) prim vermeye
karar verdi.
1 Ocak 1999'danberi ge-
çerli oknak üzere her çocuk
ve ailesi 12 yaşınuı sonu-
na kadar bu haktan yarar-
lanbilecek. Halbuki devle-
tin şu anda Yunanistan'da
doğan "bütün" çocuklara
dağıttığı aylık "çocuk pa-
ras yardnm" hem gelir ver-
gisi beyanlanna eklenmek
zorunda hem de ancak 36
ay süreyle ödenmekte. Ki-
lise yardımı kısa sürede ül-
ke geneline yayılmasını he-
defliyor.
Geçen hafta başı yaptı-
ğı bir toplantıda bu karan
alan Yunan Ortodoks Kıli-
sesi'nin aşm milliyetçiliği
ve FenerPatriğiyle olan de-
rin görüş aynhklanyla ta-
nınan önderi Mgr. Hristo-
dulos bu ırkçı ve flynmcı
çocuk yardımını şiddetle
savunarak şöyle konuştu:
"Bu tedbir kilisemiz için bir
takdirdir.Ülkemizdeki nü-
fus sonınu karşısında ce-
maatimizin geieceği açKm-
dan bö)1ebir tedbirialmak
zorundavdık-."
Yunan Ortodoks ruhban
sınıfi içinde bu karara kar-
şı çıkanlar da yok değil.
Metropolit Teokfitos, "Her
insamn dinen çocuk yap-
maa birzorunhıluktur, ama
buradan kalkarak çocuk
yapmayı maaşa bağlaya-
mayız" bıçımınde konuşur-
ken bir başka Metropolit
\erominos, "Bu yardımyal-
nızca Ortodoks aOeiere de-
ğil, Müslüman \-atandaşla-
runızada verikbilmelktir''
şekünde görüşlerini ifade
etmekten çekinmiyor.
Geçen yıl Fransa'nın gü-
ney kentlerinden Vitrol-
les'un belediye yönetimini
elinde nıtan aşın sağcı ve
milliyetçi Milli Cephe par-
tililer benzeri bir yoldan
"Fransız Fransızlara Mifli
Terdh" ilkesinden kalkarak
özel çocuk yardımuıda bu-
lunmaya kalkışmışlardı.
Adalet makamlannın adli
yoldan müdahalesiyle so-
run 2 hafta içinde çözül-
müş ve belediye yetkilile-
ri, "ayruncıhk" suçlama-
sıyla cezalara çarptınhiıış
ve dağıtılan ilk paralar ge-
ri aunmıştı.
Şimdi gözler Simitis hü-
kümeti ve Yunan adaletine
çe\Tİldi. Bakaltm Avrupa
Birliği üyesi olmak ve baş-
kalannı insan haklanna" say-
gılı davranmaya daveteden
"irade", kendi ülkesindeki
bir kurumun, Yunan Orto-
doks Kilisesi'nin ırkçı ve
aynmcı davTanışına son ver-
dırtmeye yetebilecek mi?