Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 1999 PAZAR
12 PAZAR KONUGU
Uluslararası Mimarlar Birliği Genel Başkanı Vassüis Sgoutas 'la kentleşmenin esaslannı konuştu
'îstanbul çarpıkvedengesiz'
İnşaatta
dayanıklılık
cok önemli
- İstanbul'un mimari gelişimini bize
değeıiendirir misiniz?
- Çok çarpık, çok dengesiz. O nedenle de
değerlendirmesi doğrusu çok güç.
Istanbul'da tabii ki harika gûzellikte
binalar var. Gûnüınûze baktığımız zaman,
çok iyi Türk mimarlar olduğunu da
görüyoruz. Ama ne yazık ki istanbul'un
inşaat çevresinin yüzde 95'i çok kötü.
Bunu söylemek zorundayım. Çünkû
benden gerçek bir değerlendirme yapmamı
istediniz.
Bakın, deprem ve inşaat kalitesi bağlantılı
bir başka noktayı eklemek istiyorum.
Bundan sonra bina yaptmrken göz önönde
tutulması gereken en önemli nokta binanın
güvenli olmasıdır. lnsanlar dar bütçelerine
bakmadan bina içi tefrişine, gösteriş
sevdası yüzünden kucak dolusu para
harcıyor. ama güvenli oluşunu
düşünmüyor. O nedenle binanın güvenli
oluşunu akıllarına bile getirmeyen bu
insanlar da çürük inşaatlann
sorumlulandır.
- Peki, depremden iyice zarar gören bu
çürük binalar neyapılmalt?
- Bunlara epeyce para harcayıp
güçlendirmek gerekecektir. Ama tabii ki
bu çok pahalı bir iş. Ama bundan daha da
önemlisi bundan sonra yapılacak
inşaatlarda dayanıkhhğa çok dikkat r
edilmesi. Bunun için de gerekli önlemlerin
alınması, inşaat sürecinin kurallara çok
uygun olmasıdır.
Alternatîf
kentler
yaratılmalı
- Depremde yıkılan binaların çoğu deniz
kıyısındaydı. İnsanlar birden çok yazJık ev
sahibi olmaya pek meraklûar. Bu evleri
alırlarken de inşaat kalitesi ve zeminine
hiç dikkat etmiyorlar. Bu birden çokyazlık
merakını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bütün mesele bu yazlıklann dağıhmınm
dengeli olup olmadığıdır. İnsanlar bir
Marmara'da, bir JCaradenız kıyısında, bir
dağda tatil evi sahibi olmak isterlerse bu
tabii kı dengesiz bir toplumsal kavramdır.
Ama her Türk vatandaşma bir yazlık e?
hedefi son derece yasal bir emeldir.
Burada tabii çok önemli bir noktaya
parmak bastımz. Bütün bu yazlıklann
zeminlerinin çok dikkatli denetlenmesi
gerekir. Biliyoruz ki bazı yerlerde boş
araziler vardır, ama bunlara inşaat ruhsatı
verilmezken zengin birileri gelip nasıl
becerdikleri belli olmayan bir yöntemle
buralara inşaat yapabiliyorlar.
Yunanistan'da da bu durum geçerli.
Yunanıstan'da iki büyük arazi sahibi
kuruluş var. Birisi kilise, öbürü de ordu.
- Peki, îstanbul gibi büyük şehirterin
çarpık gelişimi nasıl önlenebüir?
- İnsanlann bir yerden başka bir yere
göçleri bazı merkezlerde büyük nüfus
birikmelerine yol açıyor. tstanbul da böyle
bir merkez. Insanlann göçlerini
engelleyemezsiniz.
O nedenle. yapılacak en akılhca iş îstanbul
gibi büyük şehirlere alternatifler
yaratmaktır.
Ama bu işin başını çeken özel sektör ya da
inşaatçılar olamaz. Bunu hükümet
başlatmalıdır. Pek çok ülkede olduğu gibi
Türkiye'de de pek çok kişinin amacı devlet
memuru olabilmektir. Bu devlet dairelerini
büyük şehirlerden küçük merkezlere
kaydırma becerisi gösterilebilirse nüfiıs da
dengeli bir biçimde ülke çapma
dağıtılabilir.
O zaman bu küçük merkezlerde özel
sektör yatınmlan da artar, istihdam
olanaklan yükselir.
- Peki, Türkiye Mimarlar Odast 'nuı UIA
içindeki rolünü tarifeder misiniz?
- Türkiye Mimarlar Odası, UIA içindeki
bunca yıl dinamik bir varhk gösterdi. Pek
çok çalışma programmda etkin ve etkili
oldular. Ülkenizde de çok ciddi bir siyasi
ve toplumsal güç olduklannı biliyoruz.
Şimdiki başkanlan Oktay Ekinci ve ekibi
Pekin'deki kongrede tstanbul'un 2005
yılındaki ev sahipliğini almasında çok
etkin bir çalışma yaptılar.
Türkiye Mimarlar Odası'na hükümet
tarafından daha fazla sorumluluk
verildiği takdirde çok dengeli bir
fiziksel çevre oluşturulmasında
önemli bir pay sahibi olacaaklanndan
hiç kuşkum yok.
LEYLA TAVŞANOGLU Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) dünya çapında etkinlik gösteren 51 yıllık bir kuruluş. 170 ülkede bir milyondan fazla
üyesi var. Ülkelerde düzgün, dengeli, insanlann yaşayabilecekleri fiziksel çevrenin oluşturulmasında var gücüyle çalışan bir kuruluş. Bu kuruluşun
çiçeği burnunda genel başkanı Yunan vatandaşı olan Vassüis Sgoutas geçen günlerde Îstanbul'a geldi. Sgoutas, Türkmimar dostlarıyla çokyakın
ilişki içinde olan, onlarla dostluk, işbirliği kuran tanınmış bir mimar. Öyle ki, 1994 'te Park Otel 'in yıkımı töreninde dönemin îstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Nurettin Sözen 'leyan
yanaydı. Sgoutas, UIA'nın buyıl
Pekin 'de düzenlenen genel kurulunda
bizim mimarlar odası üyelerinin de
çalışmalarıyla, oy birliğiyle genel • • ".
başkan seçildi. Îstanbul 'un
güzelliklerine hayran olan, ancak
çarpık ve özensiz yapılaşmasını da
acımasız bir dille eleştiren Sgoutas 'la
UIA 'nın dünya mimarlığı içindeki
etkisini, Türk mimarlarla olan
ilişkileri, depremlerde bunca binanın
yıkılma nedenlerini ve şehirleşmenin
esaslannı konuştuk.
ri işbirliği alanında projeleriniz var mı?
- Benim inancım şu:
Işleri hükümetler başlatır, insanlar da bunun peşinden gider-
ler. Burada Türkiye'yle Yunanistan'a parmak basmak istiyo-
rum. Dünya yüzünde işleri hükümetler değil, insanlann baş-
lattığı birkaç ülke var. lşte, Türkiye ve Yunanistan'da da böy-
le oldu. Işi insanlar başlattılar. Hükümetler de şimdi onlan iz-
liyor. Olay çok doğal bir biçimde gelişti. Sanıyorum mimar-
lar da bu işte önemli rol oynayacaklar. Bakın, mimarlar odala-
n her zaman ilerici düşüncenin önderidirler. Geçmişte Türki-
ye ve Yunanistan arasındaki resmi ilişkiler ne olursa olsun Tür-
kiye Mimarlar Odası ve Yunanistan Teknik Odası 'nın işbirli-
ği ve ilişkilen hep çok iyi olmuştur. Şimdi de işbirliğimiz çok
iyi düzeydedir. Ama bu daha da gelişmezse bu bizim hatamız
olacaktır. Biz derken şu anda Türkiye ve Yunanistan'daki oda-
lann yöneticilerini kastediyorum. Hatta UIA da bunun sorum-
lusu olacaktır. Çünkü UIA'nın da bu ilişkide önemli bir rolü
ve söz hakkı vardır.
Şu anda Türk ve Yunan mimarlannın bu alanda üstlenmesi
gereken çok önemli sorumluluklar var.
PORTRE / VASStLİS SGOUTAS
1934, Atina doğumlu. 1957'de Cape Tmvn Üniversitesi'nden
mimarlık diplomasını ala\ Atina'da serbest mimarhkyapıyor.
Yunanistan ve Ortadoğu'da uygulanmışpek çokprojesi ve
çeşitliyarışma ödûüeri bulunuyor. Yunanistan Bayındırhk
Bakanlığı'nın 1973-83 döneminin en iyiyapdarı için
verdiği 30 ödülün ikisinin ve Çevre Bakanlığı 'nın verdiği
yenilikçi konutprojesi ödülü sahibi 1981 'den buyana da önce
Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) Yunanistan Seksiyonu
Başkanhğty Yunanistan Teknik Odası Konsey Üyeliği,
UIA Konsey Üyeliği, UIA II. Bölge Başkan Yardımcılığı,
UIA GenelSekreterliğiyaptu Buyıl da UIA Genel
Başkanlığı'na seçildL
- Sizin eskiden beri tstanbul'a ve Türk mimarlara olan ya-
kınhğınızı biliyoruz. 1994 başlanndaki Park Otel 'in yıkım tö-
renine de katılmıştınız. Bu ilginiz sadece mesleki açıdan mı?
Yoksa bir Yunan mimari olarak Türk mimarlarına dostluk
duygulannız mı öne çıkıyor?
- Hayatta her zaman somut ve soyut şeyler vardır. Somut olay-
lar profesyonel olaylardır. Örneğîn Park Otel'in yıkımı gibi...
Soyut olaylar ise izah edilemez. Zaten adı üzerinde, soyut. Bu-
nun içine arkadaşlık, dostluk, kardeşlik, ortak bir geçmişe sa-
hip olduğumuz duygulan giriyor.
- Bildiğimiz kadarıyla siz bu yıl Pekin 'deyapılan UIA genel
kurulunda Türk mimarlannın önemli etkilemesiyle UIA Ge-
nel Başkanlığı 'na seçildiniz...
- Ben genel kurulda oy birliğiyle seçildım. Ama benım için
şu çok önemliydi: Daha genel kurul yapılmamıştı ki Türkiye
Mimarlar Odası bana resmen desteğini açıkladı.
- UIA'nın başlıca çalışmalan neler?
- Tek bir cümlede özetlemek gerekirse, dünyanın mimarla-
nm bir araya getirmektir. Bihyorsunuz. UIA'nın genel kurulu
üç yılda bir yapılır Benim seçildiğim genel kurul Pekin'de ya-
pılmıştı. Üç yıl sonraki Berlin'de, 2005'te de Istanbul'da ger-
çekleşecek. Pekin'de Îstanbul çok ciddi, inandıncı bir zafer ka-
zandı. Insanlar Istanbul'a gerçekten çok gelmek ıstediklenni
dile getırdiler. Bu genel kurullar UIA'nın odak noktalandır. Ge-
nel kunıllann arasında ise pek çok etkinlik yapıhyor.
r Buna örnek verebilir misiniz?
- Pek tabii. Çalışma programlan yapıhyor. UIA hükümetler-
le, dünyanın büyük örgütleriyle temaslar kuruyor. Ama hep-
sinden önemlisi, bireysel olarak mimarlar ya da mimar odala-
n UIA'nın profesyonel bazda gerçekten iyi bir hedef tuttura-
bileceğinin bilinci içinde.
UIA, kendi türünde mimar-
lan bir araya getiren örgüt ola-
rak dünyada tek. UIA, 170 ül-
kede bir milyondan fazla mima-
ri temsil ediyor. Burada dünya-
ca ünlü müzikal 'My Fair La-
dy'nin bir parçasında geçen bir
dizeye atıfta bulunmak istiyo-
rum. Bu dizede şu ifade kulla-
nılır: "Onun yüzüne alıştun."
Galiba insanlar da UIA'nın
yüzüne ahştılar. İnsanlar
UIA'nın varlığından mutluluk
ve güven duyuyorlar.
Varhğımıy önemli
diğini göreceksinız. Ama bütün sorun bunun nasıl uygulana-
cağıdır. Şimdiki halde bu etik kurallan uygulama ya da kabul
ettirmemizin olanağı yok.
Mimarlık etiğine karşı akıllara durgunluk veren işler yapılı-
yor ve biz bunlan önleyemiyoruz.
- Örnek verebilir misiniz?
-Örneğin Malezya'da mimarlann gazetelere ve başka yayın
organlanna kendi tanıtımlannı yapan ilanlar vermeleri yasak-
tır. Bu yasak sadece Malezyalı mimarlar için geçerli, nasıl ki
Türkiye'de mimarlar gazetelere boy boy ilan veremezler. Ama
uyanık bazı yabancı mimarlar Malezya gazetelerinde tam say-
fa ılanlannı yayımlattılar. Bunun gibi mimarlık ahlakı kural-
lannı ihlal eden pek çok işler yapılıyor. Benim amacım
UIA'nın, mimarlık ahlakı kurallannın tam olarak uygulanıp uy-
gulanmadığını da denetleyecek uluslararası bir tahkim kuru-
luşu haline gelmesidir. Bunun da şöyle olmasını planlıyoruz:
Kişiler bize başvuracaklar ve "Şurada, şurada şöyle işler ya-
pıhyor" diyecekler. UIA da bunlan dünya kamuoyuna açıkla-
yacak. bir anlamda teşhir edecek. Bu tabii yasal bir cezalan-
dırma olmayacak. Ama etkili sonuçlar vereceğıni sanıyoruz.
Betonarmenin iyi olmadığı anlaşıldı
- Burada size şu soruyu sormak istiyorum. Siz UIA Başka-
nı bir mimar olarak var olan en iyi inşaat malzemesinin han-
gisi olduğunu bize söyler misiniz? Son zamanlarda ö'zellikle
Türkiye ve Atina depremlerinden sonra betonarmenin dün-
yanın en iyi inşaatmalzemesiolmadığı tartışması çıkmışü. Be-
tonarmenin Türkiye'de bu kadaryaygın kuüanılması doğru
mu?
-Bakın. yöresel ve bölgesel koşullann yanında parasal kay-
naklannızı da göz önünde bulundurmanız lazım. Örneğin, şu
inşaat malzemesi Belçika için en iyisidir de, Türkiye için de-
- Bize UIA 'nın tarihçesi hak-
kında kısaca bilgi verir misi-
niz?
- UIA, 1948'de kuruldu. Ör-
gütümüz 1948'de kurulmamış
olsaydı bugün mutlaka kurul-
ması için gereksinim duyulur-
du. Çünkü UIA'mn varlığının
çok önemli nedenleri var.
- Özellikle küreselleşmeyle
birlikte önem kazanan yöresel
duyarlılık bakımından geliştir-
diğinizpolitikalar var mı?
-Burada küreselleşmeye kar-
şı ve küreselleşmeyle birlıkte
neler yaptığımızı anlatmak istiyorum. Şunu çok iyi bilmek la-
zım:
Mesleğin globalleşmesi ve liberalleşmesi kaçımlmaz. Çün-
kü globalleşme ve liberalleşme süreci başladıktan sonra bun-
lardan geriye dönüş yok. İnsanlar bundan memnun olmayabi-
lirler. Yaşamın globalleşme öncesinde olduğu gibi sürmesıni
isteyebilirler. Ama başka seçeneğimiz yok. Bizden daha güç-
lü odaklar var. Globalleşme ve liberalleşme de yaşamın ger-
çekleri... Yaşamm bir başka gerçeği de kültürel değerlerimizin
bulunması. Mesleğimiz farklı ülkelerde, farkh biçimlerde ve
yöntemlerle uygulanıyor.
Globalleşmeye karşı ve globalleşmeyle birlikte, dedim de-
min. UIA'nın amacı globalleşmeye yumuşak bir geçiş yapmak-
tır. BM'nin Ticaret ve Hizmetler Genel Anlaşması'nda (GATS)
bir madde dikkatimizi çekti.
O da liberalleşmeye yavaş yavaş geçmeye olanak sağlıyor.
Hızla liberalleşmeye geçiş olmuyor. Bakın, size bir örnek ver-
mek istiyorum. Endonezya ya da Zimbabve gibi ülkeler bir an-
da liberalleşme sürecine giremezler. Uyum sağlayamaz, ayak
uyduramazlar.
O nedenle yavaş yavaş uyum sağlamak zorundayız. Son tah-
lilde düşümüz, herİcesin eşit biçimde çahşacağı global bir mi-
marlık mesleği yaratmaktır.
Dediğim gibi bu uzak bir düş. Bu düşü gerçeğe çevirmenin
yolu da eğitimden geçiyor. Temel kurallar koyduğunuzu. hak-
lannız olduğunu söyleyebilirsiniz. Ama bunlann hepsi geçi-
cidir, kalıcı değil.
Kalıcı ve gerçek olan şu: Insanlan mimari ve kültürel açı-
dan öyle bir eğitmemiz lazım ki gelişmiş ülkelerle aynı düze-
ye çıkabilelim. Bunu başarabihnek için de teknoloji alışveri-
şine ihtiyacımız var.
- Mimarlık etiği bakımından geliştirdiğiniz politikalar var
mı?
-UIA'nın etik kurallannı içerenbirbildirge geliştirdik. Oku-
duğunuz zaman gerçekten çok mükemmel etik kurallar içer-
- TürkiyeMimarlar Odası, eski bir Rumyerleşmesi olan Fet-
hiye 'deki Kaya Köyü 'nün bir Ege banşı köyü ve Akdeniz uy-
garlıklan merkezi olması için 1988 'den bu yana bir kampan-
ya sürdürüyor. UIA bu kampanyada etkin rol almayı düşü-
nüyor mu?
- UIA olarak biz kuramsal etkinlikleri destekliyoruz. Ama
insanlann fiziki katılımıyla düzenlenecek etkinlikleri daha da
güçle destekliyoruz. Özetlemem gerekirse UIA, Kaya köyü gi-
bi projeleri her zaman desteklemekten memnunluk duyar.
- Peki Yunan Teknik Odası bu projede Türkiye Mimarlar
Odası 'yla işbirliğiyapmak ister mi?
- Şu anda Yunan Teknik Odası
adına konuşamam. Yunan Teknik
Odası'nın bu projenin arkasında du-
racağını düşünüyorum. Ama dedi-
ğim gibi, onlar adına konuşma du-
rumunda değilim. Yine de duyduk-
lanmdan yola çıkarak söylüyorum,
bu projeyi desteklemekten mem-
nunluk duyacaklannı düşünüyo-
rum.
- lsterseniz depremler konusuna
dönelim. Sizce Türkiye'deki dep-
remde neden bu kadar çok sayıda
binayıkddı?
-Öncelikle şu noktayı açıkhğa ka-
vuşturalım:
Bir mimar ya da mühendis hata-
sı yüzünden her zaman binalar yı-
kılmaz. İnsanlar bütün suçu mimar-
lar ve mühendislerin sırtına yükle-
mekten vazgeçmelidirler. Bunun da
gerçek nedeni toplumsaldır.
Doğal afetlerde insanlar eşit bi-
çimde etkilenmiyorlar.
Yoksullar etkilendi
ğildir gibi... Kültür mirası ve korumacılık düşüncesi galiba ya-
vaş yavaş azalıyor. Türkiye gibi kültür mirası akıl almaz olan
ülkelerde bilgiler ön plana çıkıyor. İkisinin bir arada yaşaya-
bilmesi lazım. Pekin'den sonra dünyanın en büyük mimarhk
kongresi olan Asya Mimarlan Kongresi üç hafta önce yapıl-
dı. Konusu da Teknoloji ve Kültür'dü. Sanıyorum bu sözlerim
sizin sorunuzu cevaplıyor.
Betonarmeye gelince... Betonarmenin çok fazla kullanıldı-
ğını ben de kabul ediyorum. Betonarmenin, inşaatlarda hertür-
lü soruna çözüm malzemesi olduğu sanıldı. Ama depremler-
de o kadar da iyi olmadığı ortaya çıktı.
İstanbul ve Türkiye çok özel ~
- Pekin 'deki UIA genel kurulunda, 2005 yılı Dünya Mi-
marlar Kongresi'nin Istanbul'da yapılması kararı çıktu Bu
kongreye 8000 kişinin katüması bekleniyor. Pekin kongresin-
de öbür iki aday kent olan Japonya 'nın Nagoya ve ttalya 'nın
Floransa kentleri İstanbul"dan çok daha az oy aldılar. Bu so-
nucu neye bağlıyorsunuz?
- lsterseniz konuşmamın başında söylediklerime dönelim.
Konuşmanın başında bana Türkiye ve Türklerle olan bağlan-
tımı sormuştunuz. Ben de size somut ve soyut olaylardan söz
etmiş. bu ikisi arasındaki farkı anlatmıştım.
Işin somut yanını şöyle anlatayım:
Nagoya da Floransa da İstanbul kadar şanslı kentlerdi. Na-
goya üstelik genel kurulu Dünya Ticaret Fuan'yla aynı anda
yapmayı planlıyordu. Floransa ise Floransa'dır, bıliyorsunuz.
Eşi olmayan bir şehirdir. Ama işin soyut yam sonunda lstan-
bul'u kazançlı çıkardı.
insanlar İstanbul ve Türkiye'nin çok özel olduğunu hisset-
tiler. Bir de istanbul ve Türkiye'ye karşı derin bir merak duy-
dular? bu nedenle de İstanbul kazandı, doğal olarak.
- Türkiye 'deki depremden sonra Atina 'da da deprem olun-
ca insani duyguların öne çıkmasıyla iki ülke arasında buzlar
erimeye başladu Bu yakınlaşma sürecinde Türkiye'yle mima-
- Neden?
- Bakın, Türkiye ve Atina dep-
remlerinde şunu gördük:
Depremlerden en kötü biçimde
etkilenen toplumsal kesim yoksul
ya da daha dar gelirli halktı. Çünkü
onlar iyi mimarlık ve mühendislik
teknolojisiyle inşa edilmiş evlerde oturabilecek parasal güce
sahip değillerdi. Böylece de dengesiz bir toplumsal kalkınma
modelinin kurbanlan oldular.
Bence şimdi hükümetin Türkiye'de Türkiye Mimarlar Oda-
sı ve Mühendisler Ödası'na önemli bir sorumluluk vermesi la-
zım.
Bakın bu depremlerde öncelikle mimarlar ve mühendisler
sorumlu tutuldu. Oysa başlıca olay binalara yatınlan para mik-
tan ve sırasıyla gelen unsurlardı. Türkiye Mimarlar Odası ve
Yunanistan Teknik Odası, yıkılan binalardan kendi üyelerinin
sorumlu tutulamayacağını söylerken bir doğruyu dile getiriyor-
lardı. Hiçbir şeyi gizlemek peşinde değillerdi.
Bakm şimdi... Diyelim ki genç bir kontrol mühendisi ya da
mimar inşaata gitti. Malzemeyi denetledi. Birtakım eksiklik-
lergörünce de "Bunlareksik.Doğrusunuyapm'' dediğinde he-
men sözünü dinletti. Olacak şey mi bu? Bu genç mühendis ya
da mimar bir sistemin kurbanıdır.
- Bir müteahhit sisteminin kurbanı mı oluyor?
-Evet. Ama sadece o da değil. Toplumsal, parasal ve siyasi bir
sıstemdir bu. Mühendis ya da mimar çarkın sadece küçük bir diş-
lisidir. Sisteme karşı çıktığı zaman da muhtemelen yazıhanesinı
kapatmak zorunda kalacaktır. Bir de çok garip bir durum var. E-
sas hedef inşaatı yapmak değil, inşaat ruhsannı almak. Dünya-
nın pek çok ülkesinde bu geçerli.
Eminim Türkiye'de de öyledir. Burada büyük inşaat şirketle-
ri, yıldız mimar, mühendislerden söz etmiyorum. Ama çoğunluk
böyle. Fazla yatınm yapmadan, inşaat ruhsatını alır almaz, geli-
şıgüzel yapılan inşaatlar işte deprem gibi afetlerde böyle felaket-
lere sebep oluyor. Belki bu deprem kahır yüzünden bizim için lü-
tuf olmuştur. Mimar ve Mühendis Odalan'ndan hükümetin yeni
bir model üretmelerini istemesı belki de bizlerin önümüzü aça-
caktır. Başka bir inşaat biçimi önerisi, yeni bir proje inşaat anla-
yışını değiştirebilır. Kontrol yöntemi de değiştirilebilir. Biliyo-
rum, Türkiye'de herkes inşaat yapabilir. Ama Türkiye bu konu-
da tek ülke değil. s'