13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 1999 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Uluslararası Mimarlar Birliği Genel Başkanı Vassüis Sgoutas 'la kentleşmenin esaslannı konuştu 'îstanbul çarpıkvedengesiz' İnşaatta dayanıklılık cok önemli - İstanbul'un mimari gelişimini bize değeıiendirir misiniz? - Çok çarpık, çok dengesiz. O nedenle de değerlendirmesi doğrusu çok güç. Istanbul'da tabii ki harika gûzellikte binalar var. Gûnüınûze baktığımız zaman, çok iyi Türk mimarlar olduğunu da görüyoruz. Ama ne yazık ki istanbul'un inşaat çevresinin yüzde 95'i çok kötü. Bunu söylemek zorundayım. Çünkû benden gerçek bir değerlendirme yapmamı istediniz. Bakın, deprem ve inşaat kalitesi bağlantılı bir başka noktayı eklemek istiyorum. Bundan sonra bina yaptmrken göz önönde tutulması gereken en önemli nokta binanın güvenli olmasıdır. lnsanlar dar bütçelerine bakmadan bina içi tefrişine, gösteriş sevdası yüzünden kucak dolusu para harcıyor. ama güvenli oluşunu düşünmüyor. O nedenle binanın güvenli oluşunu akıllarına bile getirmeyen bu insanlar da çürük inşaatlann sorumlulandır. - Peki, depremden iyice zarar gören bu çürük binalar neyapılmalt? - Bunlara epeyce para harcayıp güçlendirmek gerekecektir. Ama tabii ki bu çok pahalı bir iş. Ama bundan daha da önemlisi bundan sonra yapılacak inşaatlarda dayanıkhhğa çok dikkat r edilmesi. Bunun için de gerekli önlemlerin alınması, inşaat sürecinin kurallara çok uygun olmasıdır. Alternatîf kentler yaratılmalı - Depremde yıkılan binaların çoğu deniz kıyısındaydı. İnsanlar birden çok yazJık ev sahibi olmaya pek meraklûar. Bu evleri alırlarken de inşaat kalitesi ve zeminine hiç dikkat etmiyorlar. Bu birden çokyazlık merakını nasıl değerlendiriyorsunuz? - Bütün mesele bu yazlıklann dağıhmınm dengeli olup olmadığıdır. İnsanlar bir Marmara'da, bir JCaradenız kıyısında, bir dağda tatil evi sahibi olmak isterlerse bu tabii kı dengesiz bir toplumsal kavramdır. Ama her Türk vatandaşma bir yazlık e? hedefi son derece yasal bir emeldir. Burada tabii çok önemli bir noktaya parmak bastımz. Bütün bu yazlıklann zeminlerinin çok dikkatli denetlenmesi gerekir. Biliyoruz ki bazı yerlerde boş araziler vardır, ama bunlara inşaat ruhsatı verilmezken zengin birileri gelip nasıl becerdikleri belli olmayan bir yöntemle buralara inşaat yapabiliyorlar. Yunanistan'da da bu durum geçerli. Yunanıstan'da iki büyük arazi sahibi kuruluş var. Birisi kilise, öbürü de ordu. - Peki, îstanbul gibi büyük şehirterin çarpık gelişimi nasıl önlenebüir? - İnsanlann bir yerden başka bir yere göçleri bazı merkezlerde büyük nüfus birikmelerine yol açıyor. tstanbul da böyle bir merkez. Insanlann göçlerini engelleyemezsiniz. O nedenle. yapılacak en akılhca iş îstanbul gibi büyük şehirlere alternatifler yaratmaktır. Ama bu işin başını çeken özel sektör ya da inşaatçılar olamaz. Bunu hükümet başlatmalıdır. Pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de pek çok kişinin amacı devlet memuru olabilmektir. Bu devlet dairelerini büyük şehirlerden küçük merkezlere kaydırma becerisi gösterilebilirse nüfiıs da dengeli bir biçimde ülke çapma dağıtılabilir. O zaman bu küçük merkezlerde özel sektör yatınmlan da artar, istihdam olanaklan yükselir. - Peki, Türkiye Mimarlar Odast 'nuı UIA içindeki rolünü tarifeder misiniz? - Türkiye Mimarlar Odası, UIA içindeki bunca yıl dinamik bir varhk gösterdi. Pek çok çalışma programmda etkin ve etkili oldular. Ülkenizde de çok ciddi bir siyasi ve toplumsal güç olduklannı biliyoruz. Şimdiki başkanlan Oktay Ekinci ve ekibi Pekin'deki kongrede tstanbul'un 2005 yılındaki ev sahipliğini almasında çok etkin bir çalışma yaptılar. Türkiye Mimarlar Odası'na hükümet tarafından daha fazla sorumluluk verildiği takdirde çok dengeli bir fiziksel çevre oluşturulmasında önemli bir pay sahibi olacaaklanndan hiç kuşkum yok. LEYLA TAVŞANOGLU Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) dünya çapında etkinlik gösteren 51 yıllık bir kuruluş. 170 ülkede bir milyondan fazla üyesi var. Ülkelerde düzgün, dengeli, insanlann yaşayabilecekleri fiziksel çevrenin oluşturulmasında var gücüyle çalışan bir kuruluş. Bu kuruluşun çiçeği burnunda genel başkanı Yunan vatandaşı olan Vassüis Sgoutas geçen günlerde Îstanbul'a geldi. Sgoutas, Türkmimar dostlarıyla çokyakın ilişki içinde olan, onlarla dostluk, işbirliği kuran tanınmış bir mimar. Öyle ki, 1994 'te Park Otel 'in yıkımı töreninde dönemin îstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen 'leyan yanaydı. Sgoutas, UIA'nın buyıl Pekin 'de düzenlenen genel kurulunda bizim mimarlar odası üyelerinin de çalışmalarıyla, oy birliğiyle genel • • ". başkan seçildi. Îstanbul 'un güzelliklerine hayran olan, ancak çarpık ve özensiz yapılaşmasını da acımasız bir dille eleştiren Sgoutas 'la UIA 'nın dünya mimarlığı içindeki etkisini, Türk mimarlarla olan ilişkileri, depremlerde bunca binanın yıkılma nedenlerini ve şehirleşmenin esaslannı konuştuk. ri işbirliği alanında projeleriniz var mı? - Benim inancım şu: Işleri hükümetler başlatır, insanlar da bunun peşinden gider- ler. Burada Türkiye'yle Yunanistan'a parmak basmak istiyo- rum. Dünya yüzünde işleri hükümetler değil, insanlann baş- lattığı birkaç ülke var. lşte, Türkiye ve Yunanistan'da da böy- le oldu. Işi insanlar başlattılar. Hükümetler de şimdi onlan iz- liyor. Olay çok doğal bir biçimde gelişti. Sanıyorum mimar- lar da bu işte önemli rol oynayacaklar. Bakın, mimarlar odala- n her zaman ilerici düşüncenin önderidirler. Geçmişte Türki- ye ve Yunanistan arasındaki resmi ilişkiler ne olursa olsun Tür- kiye Mimarlar Odası ve Yunanistan Teknik Odası 'nın işbirli- ği ve ilişkilen hep çok iyi olmuştur. Şimdi de işbirliğimiz çok iyi düzeydedir. Ama bu daha da gelişmezse bu bizim hatamız olacaktır. Biz derken şu anda Türkiye ve Yunanistan'daki oda- lann yöneticilerini kastediyorum. Hatta UIA da bunun sorum- lusu olacaktır. Çünkü UIA'nın da bu ilişkide önemli bir rolü ve söz hakkı vardır. Şu anda Türk ve Yunan mimarlannın bu alanda üstlenmesi gereken çok önemli sorumluluklar var. PORTRE / VASStLİS SGOUTAS 1934, Atina doğumlu. 1957'de Cape Tmvn Üniversitesi'nden mimarlık diplomasını ala\ Atina'da serbest mimarhkyapıyor. Yunanistan ve Ortadoğu'da uygulanmışpek çokprojesi ve çeşitliyarışma ödûüeri bulunuyor. Yunanistan Bayındırhk Bakanlığı'nın 1973-83 döneminin en iyiyapdarı için verdiği 30 ödülün ikisinin ve Çevre Bakanlığı 'nın verdiği yenilikçi konutprojesi ödülü sahibi 1981 'den buyana da önce Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) Yunanistan Seksiyonu Başkanhğty Yunanistan Teknik Odası Konsey Üyeliği, UIA Konsey Üyeliği, UIA II. Bölge Başkan Yardımcılığı, UIA GenelSekreterliğiyaptu Buyıl da UIA Genel Başkanlığı'na seçildL - Sizin eskiden beri tstanbul'a ve Türk mimarlara olan ya- kınhğınızı biliyoruz. 1994 başlanndaki Park Otel 'in yıkım tö- renine de katılmıştınız. Bu ilginiz sadece mesleki açıdan mı? Yoksa bir Yunan mimari olarak Türk mimarlarına dostluk duygulannız mı öne çıkıyor? - Hayatta her zaman somut ve soyut şeyler vardır. Somut olay- lar profesyonel olaylardır. Örneğîn Park Otel'in yıkımı gibi... Soyut olaylar ise izah edilemez. Zaten adı üzerinde, soyut. Bu- nun içine arkadaşlık, dostluk, kardeşlik, ortak bir geçmişe sa- hip olduğumuz duygulan giriyor. - Bildiğimiz kadarıyla siz bu yıl Pekin 'deyapılan UIA genel kurulunda Türk mimarlannın önemli etkilemesiyle UIA Ge- nel Başkanlığı 'na seçildiniz... - Ben genel kurulda oy birliğiyle seçildım. Ama benım için şu çok önemliydi: Daha genel kurul yapılmamıştı ki Türkiye Mimarlar Odası bana resmen desteğini açıkladı. - UIA'nın başlıca çalışmalan neler? - Tek bir cümlede özetlemek gerekirse, dünyanın mimarla- nm bir araya getirmektir. Bihyorsunuz. UIA'nın genel kurulu üç yılda bir yapılır Benim seçildiğim genel kurul Pekin'de ya- pılmıştı. Üç yıl sonraki Berlin'de, 2005'te de Istanbul'da ger- çekleşecek. Pekin'de Îstanbul çok ciddi, inandıncı bir zafer ka- zandı. Insanlar Istanbul'a gerçekten çok gelmek ıstediklenni dile getırdiler. Bu genel kurullar UIA'nın odak noktalandır. Ge- nel kunıllann arasında ise pek çok etkinlik yapıhyor. r Buna örnek verebilir misiniz? - Pek tabii. Çalışma programlan yapıhyor. UIA hükümetler- le, dünyanın büyük örgütleriyle temaslar kuruyor. Ama hep- sinden önemlisi, bireysel olarak mimarlar ya da mimar odala- n UIA'nın profesyonel bazda gerçekten iyi bir hedef tuttura- bileceğinin bilinci içinde. UIA, kendi türünde mimar- lan bir araya getiren örgüt ola- rak dünyada tek. UIA, 170 ül- kede bir milyondan fazla mima- ri temsil ediyor. Burada dünya- ca ünlü müzikal 'My Fair La- dy'nin bir parçasında geçen bir dizeye atıfta bulunmak istiyo- rum. Bu dizede şu ifade kulla- nılır: "Onun yüzüne alıştun." Galiba insanlar da UIA'nın yüzüne ahştılar. İnsanlar UIA'nın varlığından mutluluk ve güven duyuyorlar. Varhğımıy önemli diğini göreceksinız. Ama bütün sorun bunun nasıl uygulana- cağıdır. Şimdiki halde bu etik kurallan uygulama ya da kabul ettirmemizin olanağı yok. Mimarlık etiğine karşı akıllara durgunluk veren işler yapılı- yor ve biz bunlan önleyemiyoruz. - Örnek verebilir misiniz? -Örneğin Malezya'da mimarlann gazetelere ve başka yayın organlanna kendi tanıtımlannı yapan ilanlar vermeleri yasak- tır. Bu yasak sadece Malezyalı mimarlar için geçerli, nasıl ki Türkiye'de mimarlar gazetelere boy boy ilan veremezler. Ama uyanık bazı yabancı mimarlar Malezya gazetelerinde tam say- fa ılanlannı yayımlattılar. Bunun gibi mimarlık ahlakı kural- lannı ihlal eden pek çok işler yapılıyor. Benim amacım UIA'nın, mimarlık ahlakı kurallannın tam olarak uygulanıp uy- gulanmadığını da denetleyecek uluslararası bir tahkim kuru- luşu haline gelmesidir. Bunun da şöyle olmasını planlıyoruz: Kişiler bize başvuracaklar ve "Şurada, şurada şöyle işler ya- pıhyor" diyecekler. UIA da bunlan dünya kamuoyuna açıkla- yacak. bir anlamda teşhir edecek. Bu tabii yasal bir cezalan- dırma olmayacak. Ama etkili sonuçlar vereceğıni sanıyoruz. Betonarmenin iyi olmadığı anlaşıldı - Burada size şu soruyu sormak istiyorum. Siz UIA Başka- nı bir mimar olarak var olan en iyi inşaat malzemesinin han- gisi olduğunu bize söyler misiniz? Son zamanlarda ö'zellikle Türkiye ve Atina depremlerinden sonra betonarmenin dün- yanın en iyi inşaatmalzemesiolmadığı tartışması çıkmışü. Be- tonarmenin Türkiye'de bu kadaryaygın kuüanılması doğru mu? -Bakın. yöresel ve bölgesel koşullann yanında parasal kay- naklannızı da göz önünde bulundurmanız lazım. Örneğin, şu inşaat malzemesi Belçika için en iyisidir de, Türkiye için de- - Bize UIA 'nın tarihçesi hak- kında kısaca bilgi verir misi- niz? - UIA, 1948'de kuruldu. Ör- gütümüz 1948'de kurulmamış olsaydı bugün mutlaka kurul- ması için gereksinim duyulur- du. Çünkü UIA'mn varlığının çok önemli nedenleri var. - Özellikle küreselleşmeyle birlikte önem kazanan yöresel duyarlılık bakımından geliştir- diğinizpolitikalar var mı? -Burada küreselleşmeye kar- şı ve küreselleşmeyle birlıkte neler yaptığımızı anlatmak istiyorum. Şunu çok iyi bilmek la- zım: Mesleğin globalleşmesi ve liberalleşmesi kaçımlmaz. Çün- kü globalleşme ve liberalleşme süreci başladıktan sonra bun- lardan geriye dönüş yok. İnsanlar bundan memnun olmayabi- lirler. Yaşamın globalleşme öncesinde olduğu gibi sürmesıni isteyebilirler. Ama başka seçeneğimiz yok. Bizden daha güç- lü odaklar var. Globalleşme ve liberalleşme de yaşamın ger- çekleri... Yaşamm bir başka gerçeği de kültürel değerlerimizin bulunması. Mesleğimiz farklı ülkelerde, farkh biçimlerde ve yöntemlerle uygulanıyor. Globalleşmeye karşı ve globalleşmeyle birlikte, dedim de- min. UIA'nın amacı globalleşmeye yumuşak bir geçiş yapmak- tır. BM'nin Ticaret ve Hizmetler Genel Anlaşması'nda (GATS) bir madde dikkatimizi çekti. O da liberalleşmeye yavaş yavaş geçmeye olanak sağlıyor. Hızla liberalleşmeye geçiş olmuyor. Bakın, size bir örnek ver- mek istiyorum. Endonezya ya da Zimbabve gibi ülkeler bir an- da liberalleşme sürecine giremezler. Uyum sağlayamaz, ayak uyduramazlar. O nedenle yavaş yavaş uyum sağlamak zorundayız. Son tah- lilde düşümüz, herİcesin eşit biçimde çahşacağı global bir mi- marlık mesleği yaratmaktır. Dediğim gibi bu uzak bir düş. Bu düşü gerçeğe çevirmenin yolu da eğitimden geçiyor. Temel kurallar koyduğunuzu. hak- lannız olduğunu söyleyebilirsiniz. Ama bunlann hepsi geçi- cidir, kalıcı değil. Kalıcı ve gerçek olan şu: Insanlan mimari ve kültürel açı- dan öyle bir eğitmemiz lazım ki gelişmiş ülkelerle aynı düze- ye çıkabilelim. Bunu başarabihnek için de teknoloji alışveri- şine ihtiyacımız var. - Mimarlık etiği bakımından geliştirdiğiniz politikalar var mı? -UIA'nın etik kurallannı içerenbirbildirge geliştirdik. Oku- duğunuz zaman gerçekten çok mükemmel etik kurallar içer- - TürkiyeMimarlar Odası, eski bir Rumyerleşmesi olan Fet- hiye 'deki Kaya Köyü 'nün bir Ege banşı köyü ve Akdeniz uy- garlıklan merkezi olması için 1988 'den bu yana bir kampan- ya sürdürüyor. UIA bu kampanyada etkin rol almayı düşü- nüyor mu? - UIA olarak biz kuramsal etkinlikleri destekliyoruz. Ama insanlann fiziki katılımıyla düzenlenecek etkinlikleri daha da güçle destekliyoruz. Özetlemem gerekirse UIA, Kaya köyü gi- bi projeleri her zaman desteklemekten memnunluk duyar. - Peki Yunan Teknik Odası bu projede Türkiye Mimarlar Odası 'yla işbirliğiyapmak ister mi? - Şu anda Yunan Teknik Odası adına konuşamam. Yunan Teknik Odası'nın bu projenin arkasında du- racağını düşünüyorum. Ama dedi- ğim gibi, onlar adına konuşma du- rumunda değilim. Yine de duyduk- lanmdan yola çıkarak söylüyorum, bu projeyi desteklemekten mem- nunluk duyacaklannı düşünüyo- rum. - lsterseniz depremler konusuna dönelim. Sizce Türkiye'deki dep- remde neden bu kadar çok sayıda binayıkddı? -Öncelikle şu noktayı açıkhğa ka- vuşturalım: Bir mimar ya da mühendis hata- sı yüzünden her zaman binalar yı- kılmaz. İnsanlar bütün suçu mimar- lar ve mühendislerin sırtına yükle- mekten vazgeçmelidirler. Bunun da gerçek nedeni toplumsaldır. Doğal afetlerde insanlar eşit bi- çimde etkilenmiyorlar. Yoksullar etkilendi ğildir gibi... Kültür mirası ve korumacılık düşüncesi galiba ya- vaş yavaş azalıyor. Türkiye gibi kültür mirası akıl almaz olan ülkelerde bilgiler ön plana çıkıyor. İkisinin bir arada yaşaya- bilmesi lazım. Pekin'den sonra dünyanın en büyük mimarhk kongresi olan Asya Mimarlan Kongresi üç hafta önce yapıl- dı. Konusu da Teknoloji ve Kültür'dü. Sanıyorum bu sözlerim sizin sorunuzu cevaplıyor. Betonarmeye gelince... Betonarmenin çok fazla kullanıldı- ğını ben de kabul ediyorum. Betonarmenin, inşaatlarda hertür- lü soruna çözüm malzemesi olduğu sanıldı. Ama depremler- de o kadar da iyi olmadığı ortaya çıktı. İstanbul ve Türkiye çok özel ~ - Pekin 'deki UIA genel kurulunda, 2005 yılı Dünya Mi- marlar Kongresi'nin Istanbul'da yapılması kararı çıktu Bu kongreye 8000 kişinin katüması bekleniyor. Pekin kongresin- de öbür iki aday kent olan Japonya 'nın Nagoya ve ttalya 'nın Floransa kentleri İstanbul"dan çok daha az oy aldılar. Bu so- nucu neye bağlıyorsunuz? - lsterseniz konuşmamın başında söylediklerime dönelim. Konuşmanın başında bana Türkiye ve Türklerle olan bağlan- tımı sormuştunuz. Ben de size somut ve soyut olaylardan söz etmiş. bu ikisi arasındaki farkı anlatmıştım. Işin somut yanını şöyle anlatayım: Nagoya da Floransa da İstanbul kadar şanslı kentlerdi. Na- goya üstelik genel kurulu Dünya Ticaret Fuan'yla aynı anda yapmayı planlıyordu. Floransa ise Floransa'dır, bıliyorsunuz. Eşi olmayan bir şehirdir. Ama işin soyut yam sonunda lstan- bul'u kazançlı çıkardı. insanlar İstanbul ve Türkiye'nin çok özel olduğunu hisset- tiler. Bir de istanbul ve Türkiye'ye karşı derin bir merak duy- dular? bu nedenle de İstanbul kazandı, doğal olarak. - Türkiye 'deki depremden sonra Atina 'da da deprem olun- ca insani duyguların öne çıkmasıyla iki ülke arasında buzlar erimeye başladu Bu yakınlaşma sürecinde Türkiye'yle mima- - Neden? - Bakın, Türkiye ve Atina dep- remlerinde şunu gördük: Depremlerden en kötü biçimde etkilenen toplumsal kesim yoksul ya da daha dar gelirli halktı. Çünkü onlar iyi mimarlık ve mühendislik teknolojisiyle inşa edilmiş evlerde oturabilecek parasal güce sahip değillerdi. Böylece de dengesiz bir toplumsal kalkınma modelinin kurbanlan oldular. Bence şimdi hükümetin Türkiye'de Türkiye Mimarlar Oda- sı ve Mühendisler Ödası'na önemli bir sorumluluk vermesi la- zım. Bakın bu depremlerde öncelikle mimarlar ve mühendisler sorumlu tutuldu. Oysa başlıca olay binalara yatınlan para mik- tan ve sırasıyla gelen unsurlardı. Türkiye Mimarlar Odası ve Yunanistan Teknik Odası, yıkılan binalardan kendi üyelerinin sorumlu tutulamayacağını söylerken bir doğruyu dile getiriyor- lardı. Hiçbir şeyi gizlemek peşinde değillerdi. Bakm şimdi... Diyelim ki genç bir kontrol mühendisi ya da mimar inşaata gitti. Malzemeyi denetledi. Birtakım eksiklik- lergörünce de "Bunlareksik.Doğrusunuyapm'' dediğinde he- men sözünü dinletti. Olacak şey mi bu? Bu genç mühendis ya da mimar bir sistemin kurbanıdır. - Bir müteahhit sisteminin kurbanı mı oluyor? -Evet. Ama sadece o da değil. Toplumsal, parasal ve siyasi bir sıstemdir bu. Mühendis ya da mimar çarkın sadece küçük bir diş- lisidir. Sisteme karşı çıktığı zaman da muhtemelen yazıhanesinı kapatmak zorunda kalacaktır. Bir de çok garip bir durum var. E- sas hedef inşaatı yapmak değil, inşaat ruhsannı almak. Dünya- nın pek çok ülkesinde bu geçerli. Eminim Türkiye'de de öyledir. Burada büyük inşaat şirketle- ri, yıldız mimar, mühendislerden söz etmiyorum. Ama çoğunluk böyle. Fazla yatınm yapmadan, inşaat ruhsatını alır almaz, geli- şıgüzel yapılan inşaatlar işte deprem gibi afetlerde böyle felaket- lere sebep oluyor. Belki bu deprem kahır yüzünden bizim için lü- tuf olmuştur. Mimar ve Mühendis Odalan'ndan hükümetin yeni bir model üretmelerini istemesı belki de bizlerin önümüzü aça- caktır. Başka bir inşaat biçimi önerisi, yeni bir proje inşaat anla- yışını değiştirebilır. Kontrol yöntemi de değiştirilebilir. Biliyo- rum, Türkiye'de herkes inşaat yapabilir. Ama Türkiye bu konu- da tek ülke değil. s'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle