Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 1939 CUMA
HABERLER
I
s*
Çığ altında
kalanlar
• EKİNÖZL (AA) -
Kahramanmaraş'ın
Ekinözü ilçesinde 4 günden
bu yana haber alınamayan
ve çığ altında kaldıfı
sanılan 5 avcidan Ali
Dogan'ın cesedi, kar
altından çıkanldı. Ekinözü
ilçesi Ambarlı köyü
Ağpınar mezrası
yakınlannda kayıp avcılann
bulunması için önceki
sabah Erzurum'dan gelen
ve 5 kişiden oluşan Sivil
Savunma Çığ Kurtarma
Birliği incelemeleryapmiş.
yaralı kurtulanlardan olaya
ilışkin bilgi almıştı.
Türk
Telekom'dan
uyarı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Telekom.
bazı abonelerin. cep
telefonlannı ararken 0 532
ve 0 542 yerine, yanlışlıkla
00 532ve00 542'yi
çevirdiklerini, bu nedenle
de gereksiz yere fazla ücret
ödedıklerini bildirdi.
Telekom'dan yapılan
açıklamada, aboneler
tarafından GSM şebeke
kodundan önce '00'
çevrilmesi nedeniyle bu
aramalann santrallarda
uluslararası arama olarak
değerlendirildiği, bu
nedenle ülke kodları 53 ve
54 olan Arjantin ve
Küba"ya doğru
yönlendirildiği vurgulandı.
tepki• ANKARA (AA)-
Mahkeme karanyla
görevine son verilen eski
Demiryol-lş Sendikası
Genel Başkanı Enver
Toçoğlu. "Karan
Yargıtay'ın iptal edeceğine
inanıyorum" dedi. Ankara
9. tş Mahkemesi'nin
karanyla faaliyeti 6 ay süre
ile durdurulan Demiryol-tş
Sendikasf nın eski Genel
Başkanı Enver Toçoğlu.
Ankara 9. İş
Mahkemesi'nin. "iade-i
muhakeme" yoluyla beraat
ettiği davayı dikkate
almayarak "kesinleşmiş
mahkûmiyeti" nedeniyle
görevine son verdiğini
savundu.
THY'nin yeni
seferleri
• İSTANBLL (AA) - Türk
HavaYollan(THY), 16
Ocak Cumartesi gününden
itibaren Ankara-Balıkesir
arasında sefer
düzenleyecek. THY'den
yapılan açıklamaya göre
çarşamba ve cumartesi
günleri Ankara'dan
12.50'dekalkacakuçak.
13.55"te Balıkesire inecek.
Bahkesir'den 14.55'te
havalanacak uçak ise
15.50'de Ankara'da olacak.
'Gece yarısı hapishane avlusunda işlenen bir cinayet nasıl caydıncı olabilir?'
Gcıiycdönüşü olmayan cezaDerieyen: MİYASE İLKNUR
Toplumda "caydıncı etkisi"
olup olmadığı bugün bile yoğun
bir şekilde tartışılan idam cezası
üzerinde birleşilen tek nokta *te-
lafisi raümkün olmavan bir ceza-
landırma vöntemi" olması.
De\ nmci \ e özgürlükçü Fransız
Lafa>ette "İnsan muhakemesinin
kusursuz olduğu bana kanıtlana-
na kadaröiüm cezasına karşı çıka-
cağınTdıvor.
Tarih. giyotinde ya da idam seh-
pasında can veren nice insanın an-
cak öldükten sonra suçsuzluğunun
anlaşıldığını gösteren örneklerle
doludur.
Koestler. 18. yüzytlda Ingilte-
re'de gerçekleştırilen infazların
yarattığı dehşet tablosundan ör-
nekler \ erirken çoğu kez mahkûm
ipin ucunda sallanırken af ferma-
nının geldiğınden söz edıyor. Ben-
zerbirolay yakın tarıhimizde Tek-
sas'ta yaşandı. James Da\id Autrj
adında bir mahkûm 1983 yılında
infazına 5 dakika kala. cezası
Yüksek Mahkeme karanv la erte-
lenince ölmekten son anda kurtul-
du. Bu olayla ilgili haber. 6 Ekim
1983 tarıhli Herald Trıbune gaze-
tesinde muhabirin ağzından şöyle
yer aldı:
"James David Autry, ölüm hüc-
resindeki yatağın üzerinde >ücu-
du bağlı vatarken du> ann öteki ta-
rafındaki doktor. şınnganın,
Autn'nin etine zerk edilnıcsi için
otomatik makine>i çalışfırınak
üzere zamanın dolmasını bekliyor-
du. İnfaza 5 dakika kalmıştı. O sı-
rada ölüm hücresinin kapısı açıldı
ve infazın ertelendiğini bildiren
Yüksek Mahkeme karan geldi.
Erteleme haberi 29 yaşındaki Ja-
mes David Autry'ye iletildigindc
Aurry'nin >üzündeki ifadeyi söz-
cükleıie anlatmak mümkün değil-
di."
Ceç kalınan infaz
Her ölüm mahkûmu Autry ka-
dar şanslı değildi. Camus.sonu fa-
ciayla sonuçlanan benzer bir ola-
yı bakm nasıl anlatıyor: "15 Mart
1957'de on dört yaşında bir kızı öl-
dürdüğü için idama mahkûm edi-
len Burton Albott'un cezası Kali-
forniya'da infaz edildi. Albott sü-
rekli suçsuz olduğunu öne sürme-
sinc rağmen mahkûm okhı. Ceza-
nın 15 Mart sabahı saat 10.00'da
infaz edilmesi kararlaştınlmışn.O
gün saat 09.10'da savunma>a bir
müracaatolanağı da sağlamak için
ceza bir saat ertelendi. Saat
11.00'de müracaat reddedildi. Sa-
at 11.15'te Albott gaz odasına gir-
di. Saat 11.18'de nefes aidığı hava-
da ilk gaz belirdi. Saat 1 UO'de af
komisyonu sekreteri telefon edi-
yordu. Komisyon fikrini değiştir-
mişti. Önce denize gifmiş olan \a-
liyi aramışlar. sonra da doğrudan
hapishane\e telefon etmişlerdi. AJ-
bott'u gaz odasından çıkardüar.
Artık çok geçti. Albort ölmüştü.
Eğer dün Kaliforniya'da hava bo-
zuk olsaydı. \ali denize gitmeyecek
ve iki dakika önce telefon etmişola-
caktı. O zaman Albott ölmeyecek
ve belki de suçsuzluğunun kanıt-
landığını görecektL Her ceza. hat-
ta en ağın bileona bu şansı tanıyor-
du. Ama ölüm cezası Albott"a en u-
fak bir şans bırakmamışb,"
Aynı örneklere Türkiye'de de
rastlamak mümkün. 1982 yıhnda
Erzurum Sıkıyönetim IComutanlı-
ğı 1 Mo'lu Askeri Mahkemesi th-
san Çetintaş için idam karan ver-
mışti. Karar, Askeri Yargıtay'agit-
miş. temyiz bekleniyordu. Avukat-
lan. Çetintaş'a yüklenen suçlarla
ilgili hiçbirdelil olmadığını söylü-
yor. ilk sorguyu yapanlar Başko-
miser Ihsan L'naTın "işkence ile
bazı sanıklann ölümüne sebebivet
vermekten" 20 ay hapseçarptırıl-
dığını anımsatıyorlardı. Temyiz
karan beklenirken Ihsan Çetintaş
sonunda "beklememeye" karar ve-
riyordu. 1983 yılında bir gün. hüc-
resinin kapısı açılmış \e ölü bu-
lunmuştu.
Yatak çarşafmdan yaptığı iple
kendisini asmıştı. Çok kısa bir sü-
re sonra ise Asken Yargıtay'ın ka-
ran geliyordu: ... , ,,
Mahkemenin idam karan, delil
yetersizliği nedeniyle bozulmuş-
tu. Geç gelen karar, yalnızca Ihsan
Çetintaş'ı değil babası Mehmet
Çetintaş'ı da yaşamdan koparmış-
tı. Oğlunun intihanndan üç ây son-
ra bu kez baba Mehmet Çetintaş
"Kalmadı ebedi görmek umu-
dum/ thsan oğlum aslan oğhım"
diye şiirler yazdığı oğlunun arka-
sından ölüpgitmişti.
12 Eylül darbesinden V'sa bir
süre önce verilen bazı idam karar-
lannın altında irazası bulunan hâ-
kim Hamdi Sevinç, parlamentoda
idamlann onaylanmayacağını ve
cezalann müebbete dönüşeceğini
umduklannı, ancak 12 Eylül'ün
beklenmedik bir zamanda gerçek-
le«tiğini belirterekpişmanlığını şu
sözlerle ifade ediyordu." Ogünkü
yönetim 'geldiğimizi duyun' der-
cesine bu tdantlann inf&anı ger-
çekleştirdL Şahsen benbundanbü-
yük Lsürap du> muşumdur. Ve Nec-
det Adah'nın infazına o nedenle
girmemişimdir."
17 yaşındaydı...
Erdal Eren'ın idamı da 12 Ey-
lül'ün getirdiği siyasi konjonktü-
riin dayatması sonucunda gerçek-
leşti. Mem de yaşı turmamasına
ragmen. Zekeriya Önge'yi öldür-
mekle suçlanan Erdal Eren, 12 Ey-
lül'den 61 gün sonra. 13 Aralık
1980'de idam edildi. Askeri Yargı-
tay'ın karan bozmasına rağmen
Erdal Eren'in infazı hızla yerine
getirildi. Yargıtay, olay sırasında
ölen inzibat eri Zekeriya Önge'nin
otopsisinin yasalara ve usule aykı-
n olarak yapıldığı. bu otopsinin
Eren 'in idam karannda rol oynadı-
fı kanısındaydı. Aynca-otopsi ra-,
porunda yer alan açık çelişkikr
kesin karara varmayı imkânsızlaş-
tınyordu. Maktülün vücudundan
çıkan mermi çekirdeğinin sanığın
tabancasmdan çıkıp çıkmadıği da
açık değildı. Kaldı ki Askeri Yar-
gıtay, başından beri Önge'nin sa-
nığın atışı ile ölmediğine dair cid-
di kuşkular bulunduğu görüşün-
deydi. Ama 17 yaşındaki Erdal
Eren'in adı, kendi kuşağından on-
larca genç gibi 12 Eylül rihniyeti-
nin istediği kurbanlar arasına ya-
zılmıştı bir kez.
Avukatlan Eren'in infazgecesi-
ni şöyle anlatıyor
"Erdal'ı getirdiler, son istegini
sordular. 'Sıgara' dedi. Bir de
mektuplannı avukattanna vermek
istedi. Külodunun içine sakladığı
mekruplan çıkardı. Sonra bir
mektup daha kaleme aldı. Sigara-
sını içti. tdam hükmünü okudular.
Gömlek giydirdiler. Kelepçelemek
Ktedikr,direndL Kendı ipımi ken-
dim çekerim' dedi. Bize sanldı.
Öpüşürken göz kırptı. Sonra da
yürüyüp gitti çocuk. 'Kahrolsun
faşistdiktatörlük" deyincesehpayı
çektiler. Ve gitti! Resmen gitti!*"
Adli mahkumlar da
darbe kurbanı
Türkiye'de mahkumlar parla-
mento karanyla, yani kanunla ası-
lıyor. Siyasi suçlulargibi adli mah-
kûmlann cezası da en çok ara re-
jim dönemlerinde infaz edildi.
Anayasa Hukuku Profesörü Bü-
lent Tanör'ün araştırmasına göre,
1946 ile 1960 yıllan arasında Tür-
kiye"de bir tek idam infaz edilme-
miş. Milli Birlik Komitesfnin iş-
başında olduğu 27 Mayıs 1960 ile
60 Ocak 1961 tarihleri arasında,
bir çırpıda 13 adli mahkûm idam
ediliyor. ldamlar kanunla değıl VI-
BK'nin onayıyla gerçekleşiyor.
Tanör, bu idamlann 1961'deki üç
siyasi idama ortam hazırlamak
için infaz edildiği görüşünde.
Ekim 1961 ile Mart 1971 ara-
smdaki dönemde ikisi siyasi (Ta-
lat Aydemir ile Fethi Gürcan) ol-
mak üzere toplam 45 idam gerçek-
leşmiş.
Mart 1971 ile 1973 arasındakı
12 Mart döneminde 3 siyasi ida-
ma karşılık 14 adi mahkûm idam
edilmiş. 1973'ten 1980'ekadarise
tek bir idam hükmü uygulanma-
mış.
Kabarık bilanço
12 Eylül rejiminin bilançosu ol-
dukça kabank. Milli Güvenlik
Konseyi'nin full time çalıştığı 12
Eylül 1980 ile 12 Ocak 1982 tarih-
leri arasında 13 siyasi idam var.
Danışma Meclisi'nin işbaşında ol-
duğu 1982 ile 1983 yıllannda ise
20 siyasi ve 20 adi suçlunun ölüm
cezalan infaz edildi. 1984 yıhnda
da 2 infaz görülüyor.
İnfaz toplamlan. parlamento-
nun çalıştığı dönemler ve asken
rejimler olarak karşılaştınldığın-
da. 1961'den I984'e kadar Mec-
lis'in normal çalıştığı dönemler-
de, 4'ü siyasi, toplam 43 idam in-
faz edilmiş. Askeri rejim dönem-
lerinde ise, 39'u siyasi toplam 56
idam cezasının infaz edildiğini gö-
rüyoruz.
İdam caydıncı değil
Ölüm cezalannın kaldınlmadı-
ğı ülkelerde suç oranlannın ölüm
cezası uygulamayan ülkelere na-
zaran daha yüksek olduğunu orta-
ya koyan tnterpol raporlan da bu
savlan destekler nitelikte. Ölüm
cezasının suç işlemeye karar ver-
miş bir tek caniyi bile karanndan
caydıımadığına inanan Albert Ga-
mus. "Eğer idam cezası sürdürül-
mek isteniyorsa hiç değüse bizi bu
yalandan uzak rutsunlar. Bu ceza
binlerce sucluda büyüleyici bir et-
kiden başka hiçbirduygu uyandır-
maz ve öldürme duyusu uyandır-
maktan başka hiç bir önleyici rolü
yoktur" diyor.
Çamus'ya göre idam cezası, bir
intikamdır ve toplumun kendi te-
mel yasasma karşı gelene verdiği
aritmetik bir cevaptır. Bizim top-
lumumuzda da kanm beyne sıçra-
dığı anlarda "Böylelerini ibret-i
âlem olsun diye Beyazıt Meyda-
nı'nda sallandıracaksın arkadaş'"
sözü oldukça sık duyulur. Gerçek-
ten de yakın zamana kadar ölüm
cezalanrun ibret olması için halka
açık meydanlarda infaz edildiği
biliniyor.
Sultanahmet, Beyazıt ve Beşik-
taş meydanlan ile Galata Köprü-
sü yüzlerce infaza sahne olmuş-
tur. Artık idamlar çoğunlukla sa-
baha karşı cezaevi avlulannda ger-
çekleşiyor. Eğer ölüm cezası ibret
olacaksa Çamus'nün vurguladığı
gibi "'Gece yansı hapishane avlu-
sunda gizlice işlenen bir cinayet na-
sıl örnek olabilir ki? Olsa olsa va-
tandaşlan, bir gün idamlık bir suç
işlediklerinde öleceklerinden ha-
berdar edebilir o kadar."
Bu cezanın caydıncı olmadığı,
TBMM'de bekleyen 49 idam dos-
yasından da görülüyor.
BİTTİ
Ölüm cezasının Türkiye'dekî tarihçesi3-27 Mrç* 1909-
3 ] Mart olayınm sorumlulan
başta Derviş Vahdeti ve
Enderunlu Lütfu olmak üzere
toplam 42 kişi dört posta halinde
Ayasofya, Beyuzat Kasımpaşa ve
ICöprii üzerinde asıldı.
HHaziranl913-
Mahmut Şevket Paşa'ya suikast
yaparak öldürme olayma adi
kanşan Damat SaHh Paşa ve 10
arkadaşı Beyazıt Meydanı'nda
idam edildiler.
1SE>«11915-
Gazeteci Zeki Bey'i öldürmekle
suçlanan Çerkez Abmet. Şam'da
asıldı.
lİEyKU916-
Ittihatçı Subay Yakup Cemfl,
Enver Paşa'ya suikast girişimiyie
suçlanarak Bitlis'te idam edildi.
1916-
Abdülhamit Zchravi, Babıâli'ye
karşı komplo hazırladığı
gerekçesiyle Cemai Paşa
tarafından asılan Arap ileri
eelenleri arasındadır.
Î0Nisanl919-
Bogazhyan Kaymakam) Kemal
Bey, Ermerıi tehcirinden sorumlu
tutularak Damat Ferit hükümeti
tarafından Beyazıt Meydaru'nda
asıldı.
lTemıtuızl920-
Zile Ayaklanması'nı başlatan 22
kişi yakalanarak idam edildi.
1921-
Delibaş Ayaklanmasrna katılan
20 kişi idam edildi.
24 Mayıs 1921-
Hüıt Kökenli tngiliz Gasusu
Mustafa Sagir, lstiklal
Mahkemesi tarafından yargılandı
ve idam edildi.
l4Nisanl925-
Cibranlı Miralay Hafit. Bitüs
Milletvekili YusufZiyıa,Faikve
Molla Abdıırrahman. Bitlis'te
idam edildi.
27Ma>ısl925-
Seyit Âbdülkadir ve 6 arkadaşı
Diyarbakır'da asıldı.
28^29 Haziran 1925-
Şeyh Sait lsyanı'na katılan 47
kişi Diyarbakır'da idam edildi.
23Kasmıl925-
Dersim eski Mebusu Hasan
Hayri Kanyo ile Cdalzade
Mehmet, Elazığ'da idam edildi.
24 Kasım 192S
Şapka Kanunu'na karşı
Erzurum'da ayaklanma
girişiminde bulunan Gâvur İtnam
başta olmak üzere 1 li kadın 13
kişi Erzurum'da asıldı.
1926-
Sapka Devrimi'ne mııhalefet
eden lsldfipti Aüf Hoca
yargilanarak idam edildi.
Î3Temıraızl926-
Izmir Suikastı davasından
yargılanan Izmit Mebusu Şükrü,
Saruhan Mebusu Hulusi "nırgut,
tstanbul Mebusu İsmail
Canbuiat, Erzurum Mebusu
RBştü, Lazistan sabık Mebusu
Ziya Hurşit. Trabzon sabık
Mebusu Hafiz Mehmet, San Efe
Edip. Çopur Hilmi. Baytar
Rasim, Laz İsmail. Gürcii Viısııf,
Miraîay (Ayıcı> Arif ve Abidin
Bey. Izmir'de asıldılar.
2Ağustosl926-
Aynı davanm tttihatçı sanıklan
DT. Nazım. Mehmet Cavit
Mustafa Nail ve Hümi Bey ise
Ankara'da idam edildiler. Firarda
olan eski Ankara Valisi tttihatçı
Âbdülkadir. stnın geçerken
yakalandı ve Ankara'da idam
edildi.
17 Ocak 1928-
Mtıstafa Kemale suikast
hazırlığmda bulunan Hacı Sami
çetesine mensup Sökdi Mecit,
Düzceti Medt ve Düzceli Abaza
HakkL Eminönü Meydanı'nda
asıldı.
3 Şubat 1931 -
Menemen Isyanı'nı çıkaran
Deniş Mehmet ve 27 arkadaşı
Menemen'de Kubilay'm şehit
edildiği yerde idam edildi.
14-15 Kasım-
1937 Dersim Isyanı.. Seyyftitea
ve 6 yakını Elazığ'da idam edildi.
1937-1960 yıllan arasında 2'si
kadın olmak üzere 69 kişi asıldı.
27 Mayıs 1960 - 6 Ocak 1961 -
13 adli hükümlü idam edildi.
16-17 Eylül 1961-
Adnan Slenderes, Hasan
Poiatkan, Fatin Rüştü Zorhı'nun
idamlan gerçekleştirildi.
27Haziranl964-
thtilal girişiminde bulunan Feflri
Gürcan idam edildi.
5Tenunuzl964-
Fethi Gürcan ile birlikte ihtilal
einşiminde bulunan Talal
Aydemir idam edildi.
15 Eldm 1961-12 Mart 1971 -
Bu tarihler arasında 43 adli
hükümlünün idam cezası infaz
ediMi.
6 Mayıs 1972-
THKO üyesi Deniz Gezmiş, \teuf
lnan ve Hüseyin Aslan Ankara'da
asıldı.
12 Mart 1971-14 Ekinı 1973-
Bu sürede 14 adli hükümlü idam
edildi.
8 Eldm 1980
Necdet Adalı. .Mustafa
PeMhanopı
26 Ekim 1980
Serdar Soyergjn
13 Aralık 1980
Erdal Eren
3Haziranl981
Cevdet Karakaş
10Haaranl98I
Veysel Güney
25Haziranl981
Ahmet Saner. Kadir Tandoğan
20Ağustosl981
Mustafa Özgenç, Ismet Şahin
13 Mart 1982
Seyit Konulc, Ibrahim Ethem
Coşkun, Necati Vardar
27 Mart 1982
Fılcri Ankan
23Nisanl982
Sabri Altay
30Nisanl982
Çengiz Baktemur
12 Haziran 1982
Sabahattm Ovah
19Haziranl982
Adnan Kavaklı
12Ağustosl982
Veli Acar
13 Ağustos 1982
Ali Bülent Orkan
18 Ağustos 1982
EşrefÖzcan
29Arahkl982
Kazım Ergun, MuzafTer Önel.
Halil Fevzi Uyguntürk
13 Ocak 1983
Adem Özkan. Osman Demiroglu
U Ocak 1983
Hüseyin Çaylı
22 Ocak 1983
Ahmet Mehmet Uluğbey
23 Ocak 1983
Ali Aktaş, Duran Bircan
29 Ocak 1983
Omer Yazgao, Mehmet Kambur,
Ramazan Yukangöz, Erdoğan
Yazgan. Ahmet Kerse, Levon
Ekmekçiyan
5 Şubat 1983
Rıdvan Karaköse, Cavit Karaköse
24 Şubat 1983
Fatih Laçingil, Faik Güngörmez
30 Mart 1983
Mustafa Başaran, Hüseyin 0ye
20Nisanl983
Şener Yiğit, Cafer Aksu
25 Mayıs 1983
Abdülaziz Kılıç
4Haziranl983
Selçuk Duracık, Halil Esendağ
7 Ekim 1984
tlyasHas
25 Ekim 1984
Hıdır Aslan.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Bir Onurlu Ses
Özetleme bir haber. bir iki de yazı.
Küba Devrimi'nin 40. yılı dolayısıyla görebildiği-
miz sadece bu oldu gazetelerimizde. Bir zaman-
lar sahnede parlak rollere çıkmış, ama sonra unu-
tulmuş birsanatçının kimsesizliği; bir yerde ölece-
ği günü beklemek gibi bir şey...
içim burkuldu doğrusu.
Tarihe, hele çağdaş tarihe merakımızın ne denli
sığ olduğunu bilmez olur muyum?
Fidel Castro'nun direnmecilerinin Batista'nın
kanlı diktatörlüğüne karşt kazandıkları ve 1 Ocak
1959'da noktalanan zafer. 60lı yıllarda, Birleşik
Devletler'le Sovyetler Birliği arasındaki ilişkilerde,
her iki gücü bir kuvvet denemesine götürerek ulus-
lararası planda derin bir bunalıma yol açmıştı. A-
ma asıl bilinmesi gereken şu değil mi: Küba Dev-
rimi, kıtanın siyasal ve sosyal yaşamını kökünden
değiştirmıştir.
Latin Amerika halklarının tarihinde bir dönemeç-
tiro!
Ve sonra bizzat adanın yaşamında gerçekleşip
de çevreye sunduğu örnek: Küba, Birleşik Devlet-
ler'in bir sömürgesiydi. Güçlü Amerikan ortaklıkla-
n. uçsuz bucaksız topraklann ve önemli fabrikala-
nn sahipleri olarak adanın tüm iktisadî yaşamını de-
netliyorlardı. Devrim, işte bu acımasız mekaniz-
mayı kırar: Ulusal zenginliklerin üzerinden yaban-
cının elini çeker halka verir; Amerikan şirketlerıne
(şeker, petrol rafinerileri, elektrik santrallan, tele-
fon...) el koyar; okumaz-yazmazlığa karşı savaş
açar, halk sağlığını güvenceye bağlar. Bir başka ön-
lemi hiç unutmaz: Toprak reformunu yapar.
Hele bu sonuncusunu kolay mı sanıyorsunuz?
1959-1962 yılları. Latin Amerika'da toprak ka-
nunlarının art arda çıkarıldığı bir dönemdir. Ne var
ki, bu yasalar hemen her yerde büyük toprak sa-
hiplerinin umutsuz direnişi ile karşılaşır: dahası, ki-
mi yerde askeri darbelere bile yol açar. Her şeye
karşın, sadece dört ülkede ciddi bir toprak refor-
mu gerçekleşir ve yolunda yürür: Meksika'da, Bo-
livya'da, Venezüellada, son olarak Küba'da böy-
ledir. Küba'da, 1959 Haziranfnda olan da en tam
biçimiyledir.
Bütün bunlar bağımsızlık adına yapılır ve gerek-
liydiler de.
"Haklı" ve "halklı" bir savaşın sonunda gerçek-
leşir hepsi de. Amerikan propagandasının olanca
gücüyle estiği ve kendisıne uşaklar da bulabildiği
bir ortamda, kötü örneklerdir tümü. Böylece, be-
yinleri Amerikan şartlandırmasından geçenlerin,
Küba Devrimi'nden anlayacakları hiçbir şey yok-
tur.
Sovyetler'in yıkılışı gelişmelerin seyrini değiştirir.
Hangi noktada değiştirmemiştir ki?
Küba'da işlerin bir süredir iyi gitmediğini biliyo-
ruz. Buradan kalkarak, gelip durduğumuz nokta-
nın sorumlusu diye bağımsızlık mücadelesini, Dev-
rim'igösterebilirmiyiz?Onlarolmasaydı, mutlubir
Küba olacaktı bugün, demek mümkün müdür? Ta-
rihe bir bütün olarak bakmayanların düşünme bi-
Küba, bugünkü çıkmazından kurtu<acaktır bir
gün.
Geriye dönerek değil, ileriye bakmasını sürdüre-
rek başaracaktır bunu.
1 Ocak 1999'da, Devrim'den bir kırk yıl sonra -
yine aynı kentte. Santiago'da- kitlelere seslenen in-
san, bazılannın sanacağı gibi düşler içinde kaybol-
muş değil, tersine, birfıkribütünlükiçindedirveça-
ğına bakma yeteneğini yitirmemiştir; üstelik, tüm
insantığa büyük uyarılarda bulunmaktadır.
"Neo-liberal küreselleşme, insan soyunun ge-
leceğini tehlikeye atıyor" ve "ulusal kimliklerimize
saldırıp dünya çapında tekbiçimli bir kültür daya-
tıyor'' derken, yanlış bir tanıda mı bulunmuştur
Castro?
Piyasaya bir din olarak bakanların, "darkafalı ve
gerici ilâhiyatçılar"dar\ farkları olmadıgını söyler-
ken, benzetmesi yanlış mı?
"Özgüriük, kardeşlik ve onurdan geçer; bu iki
kavram piyasayla bağdaşır şeyler değil" derken,
doğru değil mi söylediği?
"Onca spekülasyon, çevre yağmalaması, kanlı
savaşlar, bizi dünya çapında kaçınılmaz bir buna-
lıma götürüyor", "Bugünkü iktisadî dünya düzeni-
ninyıkılışı kaçınılmazdır": ve. daha insanca bir dün-
ya adına "çözümler, dünyaya el koyup onu sömü-
renlerden gelmeyecek" diye konuşurken, pey-
gamberlik mi taslamış oluyor?
"Bizi düşündüren Devrim'in geleceği değil, in-
sanlığın geleceğidir": Bunu söylerken Castro, bü-
tün bir devrimci hümanizmaya dayamıştır sırtını.
Bu fıkirtere kulak vermeliyiz!
Kendi dünyalarının dar duvarları arasına sığış-
mış; demokrasiyi halkı aldatma, politikayı ise bu-
lanık sularda balık avlama sananiarın, Fidel Cast-
ro'nun bu geniş boyutlu düşüncelerinden öğrene-
cekleri çok şey var. 20. yüzyıl biterken, en çarpıcı
seslerden biri onunki.
Doğruları haykırıyor...
Türkmenistan ölüm
cezosını kaldırdı
AŞKABAT (AA) -
Türkmenistan'da ölüm
cezası 1 Ocak'tan
itibaren kaldınldı.
Devlet Başkanı
Saparmurad
Türkmenbaşı önceki
akşam Türkmen
televizyonunda yaptığı
açıklamada. insan
Haklan
Beyannamesi'nin
kabulünün 50. yılı
anısına alınan bu
karann önümüzdeki
aylarda Aşkabat'ta
yapılacak "Halk
MaslahatTna kadar
anayasaya geçirileceğini
söyledi. De\iet Başkanı
Türkmenbaşı, idam
cezası bulunan
mahkûmlann
cezalannın 20-25 yıl
hapis cezasına
dönüştürüleceğini ve bu
süre zarfında maden
ocaklannda
çalıştınlacaklannı
söyledi.
Türkmenbaşı. Yüksek
Mahkeme K.urulu'nun 2
yıllık çalışmalannı da
incelediğini belirterek
yalnızca 98 yılında 10
bin 731 ayn suç
işlendiğini. bunlardan 8
bin 925 kişinin
mahkemeye verildiğini
söyledi.
Türkmenistan'da
işlenen suçlann
çoğunluğunun
uyuşturucu kaynaklı
olduğunu kaydeden
Türkmenbaşı, yalnızca
98 yılında uyuşturucu
yüzünden 4 bin 58
kişinin tutuklandığını
açıkladı. Devlet
Başkanı Türkmenbaşı,
ülke genelinde 10 bin
500 tutuklu ve
hükümlünün
bulunduğunu söylerken
idam cezasından kaç
kişinin yararlanacağını
açıklamadı.