24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 1939 CUMA HABERLER I s* Çığ altında kalanlar • EKİNÖZL (AA) - Kahramanmaraş'ın Ekinözü ilçesinde 4 günden bu yana haber alınamayan ve çığ altında kaldıfı sanılan 5 avcidan Ali Dogan'ın cesedi, kar altından çıkanldı. Ekinözü ilçesi Ambarlı köyü Ağpınar mezrası yakınlannda kayıp avcılann bulunması için önceki sabah Erzurum'dan gelen ve 5 kişiden oluşan Sivil Savunma Çığ Kurtarma Birliği incelemeleryapmiş. yaralı kurtulanlardan olaya ilışkin bilgi almıştı. Türk Telekom'dan uyarı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Telekom. bazı abonelerin. cep telefonlannı ararken 0 532 ve 0 542 yerine, yanlışlıkla 00 532ve00 542'yi çevirdiklerini, bu nedenle de gereksiz yere fazla ücret ödedıklerini bildirdi. Telekom'dan yapılan açıklamada, aboneler tarafından GSM şebeke kodundan önce '00' çevrilmesi nedeniyle bu aramalann santrallarda uluslararası arama olarak değerlendirildiği, bu nedenle ülke kodları 53 ve 54 olan Arjantin ve Küba"ya doğru yönlendirildiği vurgulandı. tepki• ANKARA (AA)- Mahkeme karanyla görevine son verilen eski Demiryol-lş Sendikası Genel Başkanı Enver Toçoğlu. "Karan Yargıtay'ın iptal edeceğine inanıyorum" dedi. Ankara 9. tş Mahkemesi'nin karanyla faaliyeti 6 ay süre ile durdurulan Demiryol-tş Sendikasf nın eski Genel Başkanı Enver Toçoğlu. Ankara 9. İş Mahkemesi'nin. "iade-i muhakeme" yoluyla beraat ettiği davayı dikkate almayarak "kesinleşmiş mahkûmiyeti" nedeniyle görevine son verdiğini savundu. THY'nin yeni seferleri • İSTANBLL (AA) - Türk HavaYollan(THY), 16 Ocak Cumartesi gününden itibaren Ankara-Balıkesir arasında sefer düzenleyecek. THY'den yapılan açıklamaya göre çarşamba ve cumartesi günleri Ankara'dan 12.50'dekalkacakuçak. 13.55"te Balıkesire inecek. Bahkesir'den 14.55'te havalanacak uçak ise 15.50'de Ankara'da olacak. 'Gece yarısı hapishane avlusunda işlenen bir cinayet nasıl caydıncı olabilir?' Gcıiycdönüşü olmayan cezaDerieyen: MİYASE İLKNUR Toplumda "caydıncı etkisi" olup olmadığı bugün bile yoğun bir şekilde tartışılan idam cezası üzerinde birleşilen tek nokta *te- lafisi raümkün olmavan bir ceza- landırma vöntemi" olması. De\ nmci \ e özgürlükçü Fransız Lafa>ette "İnsan muhakemesinin kusursuz olduğu bana kanıtlana- na kadaröiüm cezasına karşı çıka- cağınTdıvor. Tarih. giyotinde ya da idam seh- pasında can veren nice insanın an- cak öldükten sonra suçsuzluğunun anlaşıldığını gösteren örneklerle doludur. Koestler. 18. yüzytlda Ingilte- re'de gerçekleştırilen infazların yarattığı dehşet tablosundan ör- nekler \ erirken çoğu kez mahkûm ipin ucunda sallanırken af ferma- nının geldiğınden söz edıyor. Ben- zerbirolay yakın tarıhimizde Tek- sas'ta yaşandı. James Da\id Autrj adında bir mahkûm 1983 yılında infazına 5 dakika kala. cezası Yüksek Mahkeme karanv la erte- lenince ölmekten son anda kurtul- du. Bu olayla ilgili haber. 6 Ekim 1983 tarıhli Herald Trıbune gaze- tesinde muhabirin ağzından şöyle yer aldı: "James David Autry, ölüm hüc- resindeki yatağın üzerinde >ücu- du bağlı vatarken du> ann öteki ta- rafındaki doktor. şınnganın, Autn'nin etine zerk edilnıcsi için otomatik makine>i çalışfırınak üzere zamanın dolmasını bekliyor- du. İnfaza 5 dakika kalmıştı. O sı- rada ölüm hücresinin kapısı açıldı ve infazın ertelendiğini bildiren Yüksek Mahkeme karan geldi. Erteleme haberi 29 yaşındaki Ja- mes David Autry'ye iletildigindc Aurry'nin >üzündeki ifadeyi söz- cükleıie anlatmak mümkün değil- di." Ceç kalınan infaz Her ölüm mahkûmu Autry ka- dar şanslı değildi. Camus.sonu fa- ciayla sonuçlanan benzer bir ola- yı bakm nasıl anlatıyor: "15 Mart 1957'de on dört yaşında bir kızı öl- dürdüğü için idama mahkûm edi- len Burton Albott'un cezası Kali- forniya'da infaz edildi. Albott sü- rekli suçsuz olduğunu öne sürme- sinc rağmen mahkûm okhı. Ceza- nın 15 Mart sabahı saat 10.00'da infaz edilmesi kararlaştınlmışn.O gün saat 09.10'da savunma>a bir müracaatolanağı da sağlamak için ceza bir saat ertelendi. Saat 11.00'de müracaat reddedildi. Sa- at 11.15'te Albott gaz odasına gir- di. Saat 11.18'de nefes aidığı hava- da ilk gaz belirdi. Saat 1 UO'de af komisyonu sekreteri telefon edi- yordu. Komisyon fikrini değiştir- mişti. Önce denize gifmiş olan \a- liyi aramışlar. sonra da doğrudan hapishane\e telefon etmişlerdi. AJ- bott'u gaz odasından çıkardüar. Artık çok geçti. Albort ölmüştü. Eğer dün Kaliforniya'da hava bo- zuk olsaydı. \ali denize gitmeyecek ve iki dakika önce telefon etmişola- caktı. O zaman Albott ölmeyecek ve belki de suçsuzluğunun kanıt- landığını görecektL Her ceza. hat- ta en ağın bileona bu şansı tanıyor- du. Ama ölüm cezası Albott"a en u- fak bir şans bırakmamışb," Aynı örneklere Türkiye'de de rastlamak mümkün. 1982 yıhnda Erzurum Sıkıyönetim IComutanlı- ğı 1 Mo'lu Askeri Mahkemesi th- san Çetintaş için idam karan ver- mışti. Karar, Askeri Yargıtay'agit- miş. temyiz bekleniyordu. Avukat- lan. Çetintaş'a yüklenen suçlarla ilgili hiçbirdelil olmadığını söylü- yor. ilk sorguyu yapanlar Başko- miser Ihsan L'naTın "işkence ile bazı sanıklann ölümüne sebebivet vermekten" 20 ay hapseçarptırıl- dığını anımsatıyorlardı. Temyiz karan beklenirken Ihsan Çetintaş sonunda "beklememeye" karar ve- riyordu. 1983 yılında bir gün. hüc- resinin kapısı açılmış \e ölü bu- lunmuştu. Yatak çarşafmdan yaptığı iple kendisini asmıştı. Çok kısa bir sü- re sonra ise Asken Yargıtay'ın ka- ran geliyordu: ... , ,, Mahkemenin idam karan, delil yetersizliği nedeniyle bozulmuş- tu. Geç gelen karar, yalnızca Ihsan Çetintaş'ı değil babası Mehmet Çetintaş'ı da yaşamdan koparmış- tı. Oğlunun intihanndan üç ây son- ra bu kez baba Mehmet Çetintaş "Kalmadı ebedi görmek umu- dum/ thsan oğlum aslan oğhım" diye şiirler yazdığı oğlunun arka- sından ölüpgitmişti. 12 Eylül darbesinden V'sa bir süre önce verilen bazı idam karar- lannın altında irazası bulunan hâ- kim Hamdi Sevinç, parlamentoda idamlann onaylanmayacağını ve cezalann müebbete dönüşeceğini umduklannı, ancak 12 Eylül'ün beklenmedik bir zamanda gerçek- le«tiğini belirterekpişmanlığını şu sözlerle ifade ediyordu." Ogünkü yönetim 'geldiğimizi duyun' der- cesine bu tdantlann inf&anı ger- çekleştirdL Şahsen benbundanbü- yük Lsürap du> muşumdur. Ve Nec- det Adah'nın infazına o nedenle girmemişimdir." 17 yaşındaydı... Erdal Eren'ın idamı da 12 Ey- lül'ün getirdiği siyasi konjonktü- riin dayatması sonucunda gerçek- leşti. Mem de yaşı turmamasına ragmen. Zekeriya Önge'yi öldür- mekle suçlanan Erdal Eren, 12 Ey- lül'den 61 gün sonra. 13 Aralık 1980'de idam edildi. Askeri Yargı- tay'ın karan bozmasına rağmen Erdal Eren'in infazı hızla yerine getirildi. Yargıtay, olay sırasında ölen inzibat eri Zekeriya Önge'nin otopsisinin yasalara ve usule aykı- n olarak yapıldığı. bu otopsinin Eren 'in idam karannda rol oynadı- fı kanısındaydı. Aynca-otopsi ra-, porunda yer alan açık çelişkikr kesin karara varmayı imkânsızlaş- tınyordu. Maktülün vücudundan çıkan mermi çekirdeğinin sanığın tabancasmdan çıkıp çıkmadıği da açık değildı. Kaldı ki Askeri Yar- gıtay, başından beri Önge'nin sa- nığın atışı ile ölmediğine dair cid- di kuşkular bulunduğu görüşün- deydi. Ama 17 yaşındaki Erdal Eren'in adı, kendi kuşağından on- larca genç gibi 12 Eylül rihniyeti- nin istediği kurbanlar arasına ya- zılmıştı bir kez. Avukatlan Eren'in infazgecesi- ni şöyle anlatıyor "Erdal'ı getirdiler, son istegini sordular. 'Sıgara' dedi. Bir de mektuplannı avukattanna vermek istedi. Külodunun içine sakladığı mekruplan çıkardı. Sonra bir mektup daha kaleme aldı. Sigara- sını içti. tdam hükmünü okudular. Gömlek giydirdiler. Kelepçelemek Ktedikr,direndL Kendı ipımi ken- dim çekerim' dedi. Bize sanldı. Öpüşürken göz kırptı. Sonra da yürüyüp gitti çocuk. 'Kahrolsun faşistdiktatörlük" deyincesehpayı çektiler. Ve gitti! Resmen gitti!*" Adli mahkumlar da darbe kurbanı Türkiye'de mahkumlar parla- mento karanyla, yani kanunla ası- lıyor. Siyasi suçlulargibi adli mah- kûmlann cezası da en çok ara re- jim dönemlerinde infaz edildi. Anayasa Hukuku Profesörü Bü- lent Tanör'ün araştırmasına göre, 1946 ile 1960 yıllan arasında Tür- kiye"de bir tek idam infaz edilme- miş. Milli Birlik Komitesfnin iş- başında olduğu 27 Mayıs 1960 ile 60 Ocak 1961 tarihleri arasında, bir çırpıda 13 adli mahkûm idam ediliyor. ldamlar kanunla değıl VI- BK'nin onayıyla gerçekleşiyor. Tanör, bu idamlann 1961'deki üç siyasi idama ortam hazırlamak için infaz edildiği görüşünde. Ekim 1961 ile Mart 1971 ara- smdaki dönemde ikisi siyasi (Ta- lat Aydemir ile Fethi Gürcan) ol- mak üzere toplam 45 idam gerçek- leşmiş. Mart 1971 ile 1973 arasındakı 12 Mart döneminde 3 siyasi ida- ma karşılık 14 adi mahkûm idam edilmiş. 1973'ten 1980'ekadarise tek bir idam hükmü uygulanma- mış. Kabarık bilanço 12 Eylül rejiminin bilançosu ol- dukça kabank. Milli Güvenlik Konseyi'nin full time çalıştığı 12 Eylül 1980 ile 12 Ocak 1982 tarih- leri arasında 13 siyasi idam var. Danışma Meclisi'nin işbaşında ol- duğu 1982 ile 1983 yıllannda ise 20 siyasi ve 20 adi suçlunun ölüm cezalan infaz edildi. 1984 yıhnda da 2 infaz görülüyor. İnfaz toplamlan. parlamento- nun çalıştığı dönemler ve asken rejimler olarak karşılaştınldığın- da. 1961'den I984'e kadar Mec- lis'in normal çalıştığı dönemler- de, 4'ü siyasi, toplam 43 idam in- faz edilmiş. Askeri rejim dönem- lerinde ise, 39'u siyasi toplam 56 idam cezasının infaz edildiğini gö- rüyoruz. İdam caydıncı değil Ölüm cezalannın kaldınlmadı- ğı ülkelerde suç oranlannın ölüm cezası uygulamayan ülkelere na- zaran daha yüksek olduğunu orta- ya koyan tnterpol raporlan da bu savlan destekler nitelikte. Ölüm cezasının suç işlemeye karar ver- miş bir tek caniyi bile karanndan caydıımadığına inanan Albert Ga- mus. "Eğer idam cezası sürdürül- mek isteniyorsa hiç değüse bizi bu yalandan uzak rutsunlar. Bu ceza binlerce sucluda büyüleyici bir et- kiden başka hiçbirduygu uyandır- maz ve öldürme duyusu uyandır- maktan başka hiç bir önleyici rolü yoktur" diyor. Çamus'ya göre idam cezası, bir intikamdır ve toplumun kendi te- mel yasasma karşı gelene verdiği aritmetik bir cevaptır. Bizim top- lumumuzda da kanm beyne sıçra- dığı anlarda "Böylelerini ibret-i âlem olsun diye Beyazıt Meyda- nı'nda sallandıracaksın arkadaş'" sözü oldukça sık duyulur. Gerçek- ten de yakın zamana kadar ölüm cezalanrun ibret olması için halka açık meydanlarda infaz edildiği biliniyor. Sultanahmet, Beyazıt ve Beşik- taş meydanlan ile Galata Köprü- sü yüzlerce infaza sahne olmuş- tur. Artık idamlar çoğunlukla sa- baha karşı cezaevi avlulannda ger- çekleşiyor. Eğer ölüm cezası ibret olacaksa Çamus'nün vurguladığı gibi "'Gece yansı hapishane avlu- sunda gizlice işlenen bir cinayet na- sıl örnek olabilir ki? Olsa olsa va- tandaşlan, bir gün idamlık bir suç işlediklerinde öleceklerinden ha- berdar edebilir o kadar." Bu cezanın caydıncı olmadığı, TBMM'de bekleyen 49 idam dos- yasından da görülüyor. BİTTİ Ölüm cezasının Türkiye'dekî tarihçesi3-27 Mrç* 1909- 3 ] Mart olayınm sorumlulan başta Derviş Vahdeti ve Enderunlu Lütfu olmak üzere toplam 42 kişi dört posta halinde Ayasofya, Beyuzat Kasımpaşa ve ICöprii üzerinde asıldı. HHaziranl913- Mahmut Şevket Paşa'ya suikast yaparak öldürme olayma adi kanşan Damat SaHh Paşa ve 10 arkadaşı Beyazıt Meydanı'nda idam edildiler. 1SE>«11915- Gazeteci Zeki Bey'i öldürmekle suçlanan Çerkez Abmet. Şam'da asıldı. lİEyKU916- Ittihatçı Subay Yakup Cemfl, Enver Paşa'ya suikast girişimiyie suçlanarak Bitlis'te idam edildi. 1916- Abdülhamit Zchravi, Babıâli'ye karşı komplo hazırladığı gerekçesiyle Cemai Paşa tarafından asılan Arap ileri eelenleri arasındadır. Î0Nisanl919- Bogazhyan Kaymakam) Kemal Bey, Ermerıi tehcirinden sorumlu tutularak Damat Ferit hükümeti tarafından Beyazıt Meydaru'nda asıldı. lTemıtuızl920- Zile Ayaklanması'nı başlatan 22 kişi yakalanarak idam edildi. 1921- Delibaş Ayaklanmasrna katılan 20 kişi idam edildi. 24 Mayıs 1921- Hüıt Kökenli tngiliz Gasusu Mustafa Sagir, lstiklal Mahkemesi tarafından yargılandı ve idam edildi. l4Nisanl925- Cibranlı Miralay Hafit. Bitüs Milletvekili YusufZiyıa,Faikve Molla Abdıırrahman. Bitlis'te idam edildi. 27Ma>ısl925- Seyit Âbdülkadir ve 6 arkadaşı Diyarbakır'da asıldı. 28^29 Haziran 1925- Şeyh Sait lsyanı'na katılan 47 kişi Diyarbakır'da idam edildi. 23Kasmıl925- Dersim eski Mebusu Hasan Hayri Kanyo ile Cdalzade Mehmet, Elazığ'da idam edildi. 24 Kasım 192S Şapka Kanunu'na karşı Erzurum'da ayaklanma girişiminde bulunan Gâvur İtnam başta olmak üzere 1 li kadın 13 kişi Erzurum'da asıldı. 1926- Sapka Devrimi'ne mııhalefet eden lsldfipti Aüf Hoca yargilanarak idam edildi. Î3Temıraızl926- Izmir Suikastı davasından yargılanan Izmit Mebusu Şükrü, Saruhan Mebusu Hulusi "nırgut, tstanbul Mebusu İsmail Canbuiat, Erzurum Mebusu RBştü, Lazistan sabık Mebusu Ziya Hurşit. Trabzon sabık Mebusu Hafiz Mehmet, San Efe Edip. Çopur Hilmi. Baytar Rasim, Laz İsmail. Gürcii Viısııf, Miraîay (Ayıcı> Arif ve Abidin Bey. Izmir'de asıldılar. 2Ağustosl926- Aynı davanm tttihatçı sanıklan DT. Nazım. Mehmet Cavit Mustafa Nail ve Hümi Bey ise Ankara'da idam edildiler. Firarda olan eski Ankara Valisi tttihatçı Âbdülkadir. stnın geçerken yakalandı ve Ankara'da idam edildi. 17 Ocak 1928- Mtıstafa Kemale suikast hazırlığmda bulunan Hacı Sami çetesine mensup Sökdi Mecit, Düzceti Medt ve Düzceli Abaza HakkL Eminönü Meydanı'nda asıldı. 3 Şubat 1931 - Menemen Isyanı'nı çıkaran Deniş Mehmet ve 27 arkadaşı Menemen'de Kubilay'm şehit edildiği yerde idam edildi. 14-15 Kasım- 1937 Dersim Isyanı.. Seyyftitea ve 6 yakını Elazığ'da idam edildi. 1937-1960 yıllan arasında 2'si kadın olmak üzere 69 kişi asıldı. 27 Mayıs 1960 - 6 Ocak 1961 - 13 adli hükümlü idam edildi. 16-17 Eylül 1961- Adnan Slenderes, Hasan Poiatkan, Fatin Rüştü Zorhı'nun idamlan gerçekleştirildi. 27Haziranl964- thtilal girişiminde bulunan Feflri Gürcan idam edildi. 5Tenunuzl964- Fethi Gürcan ile birlikte ihtilal einşiminde bulunan Talal Aydemir idam edildi. 15 Eldm 1961-12 Mart 1971 - Bu tarihler arasında 43 adli hükümlünün idam cezası infaz ediMi. 6 Mayıs 1972- THKO üyesi Deniz Gezmiş, \teuf lnan ve Hüseyin Aslan Ankara'da asıldı. 12 Mart 1971-14 Ekinı 1973- Bu sürede 14 adli hükümlü idam edildi. 8 Eldm 1980 Necdet Adalı. .Mustafa PeMhanopı 26 Ekim 1980 Serdar Soyergjn 13 Aralık 1980 Erdal Eren 3Haziranl981 Cevdet Karakaş 10Haaranl98I Veysel Güney 25Haziranl981 Ahmet Saner. Kadir Tandoğan 20Ağustosl981 Mustafa Özgenç, Ismet Şahin 13 Mart 1982 Seyit Konulc, Ibrahim Ethem Coşkun, Necati Vardar 27 Mart 1982 Fılcri Ankan 23Nisanl982 Sabri Altay 30Nisanl982 Çengiz Baktemur 12 Haziran 1982 Sabahattm Ovah 19Haziranl982 Adnan Kavaklı 12Ağustosl982 Veli Acar 13 Ağustos 1982 Ali Bülent Orkan 18 Ağustos 1982 EşrefÖzcan 29Arahkl982 Kazım Ergun, MuzafTer Önel. Halil Fevzi Uyguntürk 13 Ocak 1983 Adem Özkan. Osman Demiroglu U Ocak 1983 Hüseyin Çaylı 22 Ocak 1983 Ahmet Mehmet Uluğbey 23 Ocak 1983 Ali Aktaş, Duran Bircan 29 Ocak 1983 Omer Yazgao, Mehmet Kambur, Ramazan Yukangöz, Erdoğan Yazgan. Ahmet Kerse, Levon Ekmekçiyan 5 Şubat 1983 Rıdvan Karaköse, Cavit Karaköse 24 Şubat 1983 Fatih Laçingil, Faik Güngörmez 30 Mart 1983 Mustafa Başaran, Hüseyin 0ye 20Nisanl983 Şener Yiğit, Cafer Aksu 25 Mayıs 1983 Abdülaziz Kılıç 4Haziranl983 Selçuk Duracık, Halil Esendağ 7 Ekim 1984 tlyasHas 25 Ekim 1984 Hıdır Aslan. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Bir Onurlu Ses Özetleme bir haber. bir iki de yazı. Küba Devrimi'nin 40. yılı dolayısıyla görebildiği- miz sadece bu oldu gazetelerimizde. Bir zaman- lar sahnede parlak rollere çıkmış, ama sonra unu- tulmuş birsanatçının kimsesizliği; bir yerde ölece- ği günü beklemek gibi bir şey... içim burkuldu doğrusu. Tarihe, hele çağdaş tarihe merakımızın ne denli sığ olduğunu bilmez olur muyum? Fidel Castro'nun direnmecilerinin Batista'nın kanlı diktatörlüğüne karşt kazandıkları ve 1 Ocak 1959'da noktalanan zafer. 60lı yıllarda, Birleşik Devletler'le Sovyetler Birliği arasındaki ilişkilerde, her iki gücü bir kuvvet denemesine götürerek ulus- lararası planda derin bir bunalıma yol açmıştı. A- ma asıl bilinmesi gereken şu değil mi: Küba Dev- rimi, kıtanın siyasal ve sosyal yaşamını kökünden değiştirmıştir. Latin Amerika halklarının tarihinde bir dönemeç- tiro! Ve sonra bizzat adanın yaşamında gerçekleşip de çevreye sunduğu örnek: Küba, Birleşik Devlet- ler'in bir sömürgesiydi. Güçlü Amerikan ortaklıkla- n. uçsuz bucaksız topraklann ve önemli fabrikala- nn sahipleri olarak adanın tüm iktisadî yaşamını de- netliyorlardı. Devrim, işte bu acımasız mekaniz- mayı kırar: Ulusal zenginliklerin üzerinden yaban- cının elini çeker halka verir; Amerikan şirketlerıne (şeker, petrol rafinerileri, elektrik santrallan, tele- fon...) el koyar; okumaz-yazmazlığa karşı savaş açar, halk sağlığını güvenceye bağlar. Bir başka ön- lemi hiç unutmaz: Toprak reformunu yapar. Hele bu sonuncusunu kolay mı sanıyorsunuz? 1959-1962 yılları. Latin Amerika'da toprak ka- nunlarının art arda çıkarıldığı bir dönemdir. Ne var ki, bu yasalar hemen her yerde büyük toprak sa- hiplerinin umutsuz direnişi ile karşılaşır: dahası, ki- mi yerde askeri darbelere bile yol açar. Her şeye karşın, sadece dört ülkede ciddi bir toprak refor- mu gerçekleşir ve yolunda yürür: Meksika'da, Bo- livya'da, Venezüellada, son olarak Küba'da böy- ledir. Küba'da, 1959 Haziranfnda olan da en tam biçimiyledir. Bütün bunlar bağımsızlık adına yapılır ve gerek- liydiler de. "Haklı" ve "halklı" bir savaşın sonunda gerçek- leşir hepsi de. Amerikan propagandasının olanca gücüyle estiği ve kendisıne uşaklar da bulabildiği bir ortamda, kötü örneklerdir tümü. Böylece, be- yinleri Amerikan şartlandırmasından geçenlerin, Küba Devrimi'nden anlayacakları hiçbir şey yok- tur. Sovyetler'in yıkılışı gelişmelerin seyrini değiştirir. Hangi noktada değiştirmemiştir ki? Küba'da işlerin bir süredir iyi gitmediğini biliyo- ruz. Buradan kalkarak, gelip durduğumuz nokta- nın sorumlusu diye bağımsızlık mücadelesini, Dev- rim'igösterebilirmiyiz?Onlarolmasaydı, mutlubir Küba olacaktı bugün, demek mümkün müdür? Ta- rihe bir bütün olarak bakmayanların düşünme bi- Küba, bugünkü çıkmazından kurtu<acaktır bir gün. Geriye dönerek değil, ileriye bakmasını sürdüre- rek başaracaktır bunu. 1 Ocak 1999'da, Devrim'den bir kırk yıl sonra - yine aynı kentte. Santiago'da- kitlelere seslenen in- san, bazılannın sanacağı gibi düşler içinde kaybol- muş değil, tersine, birfıkribütünlükiçindedirveça- ğına bakma yeteneğini yitirmemiştir; üstelik, tüm insantığa büyük uyarılarda bulunmaktadır. "Neo-liberal küreselleşme, insan soyunun ge- leceğini tehlikeye atıyor" ve "ulusal kimliklerimize saldırıp dünya çapında tekbiçimli bir kültür daya- tıyor'' derken, yanlış bir tanıda mı bulunmuştur Castro? Piyasaya bir din olarak bakanların, "darkafalı ve gerici ilâhiyatçılar"dar\ farkları olmadıgını söyler- ken, benzetmesi yanlış mı? "Özgüriük, kardeşlik ve onurdan geçer; bu iki kavram piyasayla bağdaşır şeyler değil" derken, doğru değil mi söylediği? "Onca spekülasyon, çevre yağmalaması, kanlı savaşlar, bizi dünya çapında kaçınılmaz bir buna- lıma götürüyor", "Bugünkü iktisadî dünya düzeni- ninyıkılışı kaçınılmazdır": ve. daha insanca bir dün- ya adına "çözümler, dünyaya el koyup onu sömü- renlerden gelmeyecek" diye konuşurken, pey- gamberlik mi taslamış oluyor? "Bizi düşündüren Devrim'in geleceği değil, in- sanlığın geleceğidir": Bunu söylerken Castro, bü- tün bir devrimci hümanizmaya dayamıştır sırtını. Bu fıkirtere kulak vermeliyiz! Kendi dünyalarının dar duvarları arasına sığış- mış; demokrasiyi halkı aldatma, politikayı ise bu- lanık sularda balık avlama sananiarın, Fidel Cast- ro'nun bu geniş boyutlu düşüncelerinden öğrene- cekleri çok şey var. 20. yüzyıl biterken, en çarpıcı seslerden biri onunki. Doğruları haykırıyor... Türkmenistan ölüm cezosını kaldırdı AŞKABAT (AA) - Türkmenistan'da ölüm cezası 1 Ocak'tan itibaren kaldınldı. Devlet Başkanı Saparmurad Türkmenbaşı önceki akşam Türkmen televizyonunda yaptığı açıklamada. insan Haklan Beyannamesi'nin kabulünün 50. yılı anısına alınan bu karann önümüzdeki aylarda Aşkabat'ta yapılacak "Halk MaslahatTna kadar anayasaya geçirileceğini söyledi. De\iet Başkanı Türkmenbaşı, idam cezası bulunan mahkûmlann cezalannın 20-25 yıl hapis cezasına dönüştürüleceğini ve bu süre zarfında maden ocaklannda çalıştınlacaklannı söyledi. Türkmenbaşı. Yüksek Mahkeme K.urulu'nun 2 yıllık çalışmalannı da incelediğini belirterek yalnızca 98 yılında 10 bin 731 ayn suç işlendiğini. bunlardan 8 bin 925 kişinin mahkemeye verildiğini söyledi. Türkmenistan'da işlenen suçlann çoğunluğunun uyuşturucu kaynaklı olduğunu kaydeden Türkmenbaşı, yalnızca 98 yılında uyuşturucu yüzünden 4 bin 58 kişinin tutuklandığını açıkladı. Devlet Başkanı Türkmenbaşı, ülke genelinde 10 bin 500 tutuklu ve hükümlünün bulunduğunu söylerken idam cezasından kaç kişinin yararlanacağını açıklamadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle