Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 1999 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Kopkmamak Gerek
Türkıye terör ıle mücadelede yol aldı. Apo Suri-
ye'den çıkanldı. PKK çökertıldi.
Bunlar yapılması gereken şeylerdi. Bu başannın
şerefinin kıme aıt olduğunu ıse artık bütün kamu-
oyu bıliyor. 1984ten 98'e kadargeçen 14 yıl ıçin-
de, Suriye'nın Türkıye'dekı terörü destekJemesine
siyasilerveonlann oluşturdukları, birbırlerinı izleyen
hükümetlerseyirci kaldılar, nihayetGenelkurmay'ın
işe el atması ve kuvvet kullanma tehdidiyle, Suri-
ye'nintavrı değıştı.
Işın en hazın yönü ıse bu başarıdan kendisine pay
çıkarmak ısteyen 55. hükümetın, Genelkurmay'ın
olası bir harekât halinde bunun şümulünün ne ola-
cağı konusunda hükümete sorduğu soaıya, hükü-
metin cevap vermek gereğini bile duymamasıdır.
Neyse, sıyasılerin kendi alanlarını boşaltmalan ve
bu boşluğun başka güçler tarafından kaçınılmaz
olarak doldurulması ayn bir konu.
Bizim asıl üzerınde durmak ıstediğjmiz nokta, bir
ülkenin terör ile mücadele ederken izlemesi gere-
ken yol.
Polisıye önlemler olmadan terör ile mücadele
edilmez. Silaha silahla yanıt verilerek bu zorunluluk
yerine getirilmiş ve askeri alanda önemli bir üstün-
lük sağlanmıştır.
Ikinci nokta, terörün dış desteklerinin kesilmesi-
dir. Bu da Suriye'ye karşı alınan tavırla önemli öl-
çüde sağlanmıştır.
Kabul etmek gerekir ki bunlar yerine getirilmesi
zorunlu koşullardır. Ama bir de yeterli koşullann bi-
rincileri izlemesi gerekmektedir.
llk bakışta ne denlı çelışkili gibi görünürse görün-
sün, teröre karşı asken alandakı mücadeleyi gev-
şetmezken, demokratik önlemleri de yürürlüge koy-
mak gerekir.
Türkiye bu alanda. yeterli kararlı davranışı gös-
terebilmış değıl. Belkı de politıkacılann uzun araş-
tirmalann, iyi incelemelenn sonucu olan politikala-
n üretememiş olmasının da bu eksiklıkte büyük pa-
yı olduğu söylenebilır.
Ama son haberler, Ankara'nın, askeri alandaki
üstünlüğün de verdiğı rahatlıkla, bu konudakı boş-
luğu dolduracak kımi hareketlenmeler içınde oldu-
ğunu gösteriyor. Gerçekten de Irak'ta kurulacak
olan ve Türkiye'ye de yayın yapmayı öngören
KTV'ye Türkiye ters bakmadığını Dışişleri Bakanlı-
ğı Sözcüsü ağzıyla açıklamıştır.
Dahası da var, zaman zaman kimi çevrelerle ga-
zetecilik dışı ılışkiler içınde olan bir gazetecinin de
bu Kürtçe yayın yapacak TV'ye ortak olması, ters
bakmamanın da ötesinde bir desteğin varlığının
göstergesidir.
Keşke, tümuyle Türkiye'de bulunacak ve Kürtçe
yayın yapacak özel bir TV kanalı, daha önce yaşa-
ma geçirilebilseydı. Çünkü yasaklama hiçbir şeyi
çözmüyordu, üstelık de ıletişım olanaklarının bu
denli güçlü olduğu günümüzde.
Bu gerçek çok yazıldı. Ama, sıyası kadrolann de-
mokratik yureklılık yoksunluğu yüzünden, Kürtçe
yayın yapan özel bir televızyon yaşama geçirileme-
di günümüze kadar. Ama ne oldu? MED TV çıktı ve
•tooşluğu PKK propagandasıyla doldurdu.
Kürtçe TV'den. terör ve ayrılrkçılık propaganda-
sı yapılmadığı sürece. korkmamak gerek. Yasak. il-
giyi daha çok çekıyor ve yasaklanan şeyi daha ca-
zip kılıyor. Kürtçe kaset yasağı kalktığında ne oldu?
Kaset satışları düştü.
Ispanya'da Bask dılı eğıtımi o bölgede başladık-
tan sonra bu öğrenıme büyük bir talep patlaması
olmadı. Yasak ortadan kalkmca ılgı söndü. Bölge
insanları İngilizce öğrenmeyi daha yararlı buldular.
Ama ispanya'da yasakların kalkması ETA'yı ve si-
yasi örgüt HB'yı mesnetsız bırakıp zayıflattı, terö-
rün anlamsızlığını ortaya çıkardı.
Etnik terör ile mücadele ederken üniter devlet
çerçevesı ıçındeki demokratik açıhm ve önlemler-
den korkmamak gerek.
Üniversite olayları
GergmlikTV
ekranına sıçradı
AYKUTKLÇLKKAVA
Üniversıtelerde değişık
sıyasi görüşlere sahıp öğ-
renci grupları arasında so-
palı-satırlı kavgalara dönü-
şen gergınlık önceki gece
Kadir Çelik'in hazırlayıp
sunduğu "Objektif" prog-
raınıyla ekranlara sıçradı.
Canlı yayında "ülkücü"
öğrencilerin "firtbolmüsa-
bakası* izleyen fanatikleri
andıran bağırışlardan son-
ra sol göruşlü öğrencilere.
"ipten kanktan kurtulmuş
insanlar" dı\en \IHP ts-
tanbul İl Başkanı Mehmet
Gül. Istanbul Ünnersıtesı
(IÜ) Fen Fakültesı Konfe-
rans Salonu'nu yandaşla-
nnın "tekbtr" sesleri eşlı-
ğinde terk ettı.
Objektif programma ka-
tılan üni\ ersıte öğrencilen.
programın yapılacağı IL
Fen Fakültesi Konferans
Salonu'na fakiiltenın. gin-
şinde oluşturulan "güwn-
tik çemberi1
" altında üni-
versite kımliklerırn ginş
kapısmda polise teslim
ederek gırdiler İlk tartış-
ma da bu sırada yaşandı.
Fakülteye türbanla girmek
isteyen öğrencilere izın \e-
rilmedi. Bu arada kalaba! ık
basın ordusu da programın
başlamasından yaklaşık
yarım saat sonra salona
alındı.
Türbanlı öğrencılerın
fakülteye gırişıne izın ve-
rilmemesi üzerıne prog-
ramda masanın önüne "ba-
sörtüsü" koyarak konuşan
IÜ Edebiyat Fakültesi 3. sı-
nıf öğrencisi Hasan Kii-
çük. IÜ Rektörü Kemal
Alemdaroğlu'nu ağır bir
dille eleştırdikten sonra
kendısini destekleyen sağ
görüşlu öğrencilerle bırlik-
te önceden planlandığı an-
laşılan gecenin ılk protes-
tosuyla salonu terk etti.
Sol görüşlü ve ülkücü
öğrencı grupları arasında
sert tartışmalar yaşanırken
programı yöneten v e başta
YTL öğrencısı BanşYıIdı-
nm olmak üzere bazı öğ-
rencilerin konuşmasına
müdahalesi eleştirilen Çe-
lik'ten gecenin. "Meslek
hayatunın en zor gecesini.
en zor programını yaşıyv-
rum" itırafı geldı.
Tartışmalar sona erdi
denilirken söz verılen ve
öğrenci grupları arasında
yaşanan şiddet olaylannı
tartışmaktan çok ülkücü
propaganda yapan Istanbul
Ülkü~Ocakları Başkanı
MHP tstanbul tl Başkanı
Mehmet Gül'ün konuşma-
sı "KatiL katil" dıye bağı-
ran sol görüşlü öğrenciler-
cebirsüreengellendi. Ko-
nuşmasınm' sonunda Çe-
lık'e. "tpten kaztktan kur-
tulmuş insanlan burayaça-
ğırmışsın»*1
dıyen Gül, sa-
londan ülkucü öğrencilenn
sloeanlan eşliğınde aynl-
dı.~
Gül'ün. tekbir sesleri al-
tındadışan çıkanlırken ya-
şanan ızdıhamda TV 8 mu-
habırı Coşkun Han'poğiu
başından hafıf şekilde ya-
ralandı. Ülkücülerin
Gül'ün çıkışını fotoğrafla-
mak isteyen basm mensup-
lanna tehdıtler savurması
dikkat çekiciydı.
Gül'ün. Cunıhuriyet'in
yönelttığı bir soruya. "Si-
yasi kimliğimi kapıda bıra-
kıp salona öğrenci kimli-
ğimle girdim'" şeklinde y a-
nıt vermesi sanki gecenin
kısabirözetiydi.
Musa kavminin 3 bin yıllık sürgünden sonra 'vaat edilmiş topraklar' üstündeki devleti: Israil
Çöidekicennetvecehennem1o\\ım\ız ünlü Lut Gölü . yani
Ölü Denız. Sağımız çorak tepe-
ler, dağlar. Onlar da ölü. Önü-
müz. ardımız. dörtyanımızçöl.
Yürek daraltan. ıç karartan topraklar
Tepeler arasından döne döne inen yol
bizi İsraıl sınınna götürüyor.
Sının burada Ürdün Irmağı'nın kol-
lanndan bıri çıziyor. Ama cılız suyun
öte yanında da değişen bir şey yok. Tek
fark, Israil bölümündeki çorak toprak-
lann neredeyse her milimetre karesinin
mayınlanmış olması. Bakımlı birasfalt
yol bizi Kudüs'e taşıyor. Yol tam için-
den geçmiyor ama, haritadan Jericho
(Araplarca: Ar-Riha) kasabasının az
açığından geçtığinizi anlıyorsunuz.
Jericho. Müslümanlann "Ürdün Çö-
Ki". Israillilerin "YahudiÇölü" diye an-
dıklan çorak topraklann kuzeyinde bir
Filistin kasabası. Kuruluş sancıları \e
acılan yaşayan Filistin devletinin şim-
diki başkenti. Yol boyu yoksul. kavruk,
ağaçsız. susuz Arap köyleri. Minibü-
sün Filistinli Arap sürücüsü; bin Türk.
öteki Alman iki gazeteci, bir Katolik
rahibe, iki genç turistten oluşan yolcu-
lanna bilgi veriyor. Buralan gezmek
içın en iyi mevsim olduğunu söylüyor.
Eğeryazıngelseydik.solukbilealama-
yacağımızı anlatıyor. Kınk dökük İngı-
lizcesiyle cümlesini noktalıyor.
- Sir, in summer. Palestina
is not good. İl's a hell! (>azın
Filistin iyi değildir efendim.
Bir cehennemdir.)
Sürücünün anlatmak ıste-
diği pek masum. Yazın hava-
nın cehennem sıcağına dö-
nüştüğünü vurgulamaktan
öte niyeti yok. Oysa gerçek-
ten bir halkın cehenneminde
yol alıyoruz:
Filistin cehenneminde.
1947'de. 2. Dünya Sava-
şı'nın hemen ardından. 6.5
milyon Yahudinin Alman
ırkçılığı yüzünden gaz oda-
lannda, toplama kamplann-
da yok edilişinin "vrcdandi-
yeti"ni ödemek isteyen Ba-
tı, Birleşmış Milletler'den
bir karar çıkardı. Karar Ya-
hudi halkınm. Te%xat' ın müj-
deledıği "Vaat edilmiş top-
raldar" üstünde bir devlete
kavuşmalannı öngörüyordu.
Uluslararası Yahudi lobi-
sinin güçlü propagandasıyla
birlikte pek parlak bir slogan
Avrupa ve Amerika başkent-
lerinde çınlamaya başladı:
"Vatansız halka, halksız
topraklan\erin!**
Tevrat: şımdi içinde yol
aldığımız, minibüs süriicü-
sünün yaz sıcağında cehen-
nem diye tanımladığı top-
rakları Fıravun'dan kaçan
Musa kavmine vaat edildı-
ğini habervenyor. Doğru.
Ama vaat edilmiş toprak-
lardan kovulup dünyanın
dört bir yanına dağılan Ya-
hudilerden sonra o topraklar
3 bin yıl boyunca "halksız"
değildı. Filistin. irili ufakh
Arap köy ve kasabalanyla
ve birkaç topraklan terk et-
meyen Yahudi köyüyle do-
luydu. İsa'nın ana babasının
kasabalan Nazareth (Arap-
ça: Nasıra), DaMid Peygam-
ber'in (tbranıce Davıd).
ondan 1000 yıl sonra da
fsa"nındogduğu Bethlehem
(Ibranice: Ekmek E>i de-
mek. Araplaroraya Beyt-ül-
Lahm diyorlar yani Et Evi)
bu yörenın kentleri. Nüfu-
sun ezici çoğunluğu Müslü-
man Araplardan oluşuyor
ve onlar kendi öz yurtların-
da istenmeyen, ıtilip kakılan, sürülen.
dövülen ve zulmedilen bir halk.
Israil'ın "cehennem" yüzünü hızla
aşıp bütün dinlenn kutsal kentıne, bü-
tün dinlerin buluştugu. kapıştığı. çekiş-
tiği. yanştığı. dövüştüğü Kudüs'e ulaş-
tık artık. ÖmerCamii'nin altın kaplama
kubbesi. Mescid-i Aksa'nın gözalıcı
mimarisi, David kuleleri. Kanuni Sul-
Musevi haremlik
veselamhk'ı
Ağlama Duvan. Yahudilerin
en kutsal tapınağı. Bir
açıkhava tapınağı burası.
Söylenceye göre. Da> ud
Peygamber'in kurduğu
tapınak daha sonra Musa
kavminin ilk tapınağı oldu.
Ancak Viusa dinini
benimsemeyen Romalılar bu
tapınağı vıktüar. Tapınağın
kkhntılanndan bir duvara
Yahudi dindarlar gidip
ağladılar ve Romaklan
Tann'ya şikâyet ettiJer. Bu
gelenek bugiin de siiriiyor.
Yahudi müminler özellikle
Yahudi köktendinciliğinin
simgesi kara gi>sili Hazidfler
bu duvann önünde sarsıla
sarsıla dua edhorlar. Yahudi
şeriaü, İslam şeriaöndan çok
farklı değil. Nitekim Ağlama
Duvan'nda da haremlik-
selamlık var. Ağlama
Duvan "nda ibadet etmek
isteyen Vahudi kadınlar.
başlannı örtmek ve bir
paravanla ayrılan kendilerine
ait böliime gitmek zorundalar.
D'ltflV
JERUSALEM
m
T E t AViV
A Y D I N F. N G I N
• Eski Kudüs'te Ağlama Duvan'nın dibinde
ileri geri sarsılarak dualar mınldanan
Kasidi'nin tam tepesindeki cami minaresinden
ezan sesi yükselirken, hemen arkasındaki
Ermeni kılisesinin çanlan çınlamaya başhyor.
Gel gör ki Kudüs, insanoğlunun üç büyük
dininin buluştugu harikulade bir dinler ve ırklar
ve halklar mozayiği olabilecekken, kinin,
nefretin ye düşmanlığm zehirli tohumlannın
yeşerdiği bir kente dönüşmüş.
tan Süleyman'm ordürttuğü görkemli
kent duvarlan. Mimar Sinan hünerini
yansıtan Şam Kapısı ıle yeryüzünün bu-
güne kalmış en eskı kenti. Bütün dinle-
rin kutsal tapınağı: Kudüs Yahudiler
ona Ibranı dilinde Yerushalayün diyor-
lar: yani: Banş Toprağı. Müslümanlar
onu kutsamışlar ve adını da El-Kuds
koymuşlar: yani Kutsal Hıristiyanlar
onu Jerusalem diye çağınyorlar ve 1999
yıldır. onun daracık. egri büğrü sokak-
lannı. "haçınısırtındataşıyarak'adım-
layıp çarmıha gerildıği kentı kutsal bi-
liyorlar.
Herkes. herkese dflşman
...Ve her biri insanlığa 'ebedi banş''ı
muştulayan Tevrat, Incıl ve Kuran. bu
Hınstiyan:
Yahudilere düşman Çünkü Isa'yı
Romalılara onlar ıhbaretti. lsa'nın çar-
mıha eerılmesinin baş suçlusu Yahudi-
ler.
Müslümanlara düşman. Çünkü o
kutsal topraklan -sonradan- Müslüman
barbarlar işgal etti ve hâlâ ellerinde tu-
tuyorlar. Koskoca haçlı ordulannı geri
püskürten, kutsal topraklan kirleten hep
onlar.
Müslüman:
Hıristiyanlara düşman. Kılıç zoruy-
la Kuran buyruğuyla (cihad) fethettık-
leri bir kenti onlardan gen almak içın
onlarca, hatta yüzyıllarca taa Avru-
pa'Iardan kopup gelmiş Haçlı ordula-
nylaçarpıştılar Ogünlerdeserpilipboy
atandüşmanlıkeksilmeksizin-belkiar-
tarak- savas yerine diplomasi. yani sa-
de Müslümanlan bu kutsal kentten kov-
manın hesaplan içindeler.
Üstelik onlar varlıklı ve güçlü. Müs-
lüman Filistinli ise artık yoksul ve ça-
resız Son kitabı, Kuran'ı reddediyor,
hak dinini kabul etmek bti yana. onu ka-
bul edenleri boğmak istiyorlar.
Musevi:
Hıristiyanlara düşman. Çünkü Tev-
rat' ı reddedip yenı bir dını (lsa dini) be-
nimsediler. Benimsemekle kalmadılar
bu kutsal kentte hak iddia ediyorlar. Oy-
sa bu topraklar, bu kent Yahudilere va-
at edilmiş Tevrat bunu böyle buyuru-
yor. Burası Yahudi kenti ve salt Yahudi
kenti.
Müslümanlara düşman. Çünkü Tev-
rat'ı reddedip yeni bir dini (Muham-
med dini) benimsediler. Önceki iki kı-
tabı (Tevrat ve tncil) ilga ettiklenni
daki Arap satıcının sesi. az ötede kü-
çücük Yahudi öğrencilere dinsel bilgi
veren Haham'm mınltısma kanşıyor,
Katolik kilisesinden çıkmış beli kuşak-
lı, ayağı sandaletli rahip de aralanndan
geçıp gidıyor.
Müslüman esnaftan kefıyeli bir
Arap, Skandinavya'dan kopup gelmiş,
tsa'nın çarmıhını taşıdığı Via Doloro-
sa'yı soran mini eteklı kıza yolu tarif
ederken. "kipe" (Musevi kepı) satan bir
Yahudi. Ortodoks kilisesmi ziyaret edip
hacı olmaya gelmiş bır Rusa bozuk pa-
rası olup olmadığını soruyor.
Ağlama duvannın dibinde ileri geri
sarsılarak dualar mınldanan Kasidi'nin
tam tepesindeki cami minaresinden
ezan sesi yükselirken, hemen arkasın-
daki Ermeni kilisesinin çanlan çınla-
maya başlıyor.
Gel gör ki Kudüs. insanoğlunun üç
büyük dininin buluştugu harikulade bir
dinler ve ırklar ve halklar mozayiği ola-
bilecekken, kinin. nefretin ve düşman-
lığm zehirli tohumlannın yeşerdiği bir
kente dönüşmüş.
Ürdün sımnndan bu yana uzanan çöl
benzeri çorak topraklarda Filistinli
Arap köylerinin ınanılmaz sefaleti; iş-
siz, aşsız ve yoksul Araplann katlanıl-
mazyaşamı ve Kudüs'te ete kemiğe bü-
rünmüş nefret.
Bir "yeryüzü cehenne-
mi"nin başka bir tanımı ne
olur ki?..
Nitekim Kudüs te sıradan
bir turist bile bu cehennem
gergınliğmı duyumsayabilir,
hatta "şansı (?) elverirse"
gözlemleyebilir.
Ömeğin dört günlük İsraıl
gezımiz sırasında günlerimi-
zin büyük bölümünü geçirdi-
ğimiz Kudüs'te. Müslüman
Filistinli gençlerin.heryerde
devriye gezen Israil guvenlik
güçlerini "dcü ehnek" içın
bulduklan oyun, az ışıklı. bol
gürültülü havai fişekler pat-
latmaktı.
Israil polisi ve askerleri
hangı patlamanın oyun. han-
gısınin gerçek olduğunu şan-
sa bırakmayacak kadar dene-
yimli ve tedbirliler. O yüzden
kent içınde bir oraya. bir bu-
raya koşuşan askerleri ve on-
lan izleyen çığlık çığlığa am-
bulanslan gprmek. gözlemek
bır günllftf.yâşarf gerçegftr
sW
den ıbaret.--: ' ••"•..> ->> •*
Keza Eski Kudûs'ün ünlü
Damaskus (Şam) Kapı-
sı'ndan, Jaffa (Yafa) Kapı-
sı'ndan girerken herhangi bir
denetim yok. Bıma karşılık
doğrudan Ağlama Duvan'na
açılan Dung Kapısı'ndan gir-
mek için çok yoğun bir dene-
timden geçmek zorundası-
nız. Ancak dedektörlü kapı-
lardan. x ışınlı aygıtlann
önünden geçip ve askerlerce
çok büyük bir titizlikle sürdü-
riilen üst baş aramalanna kat-
landıktan sonra Yahudilerin
tapındığı Ağlama Duvan'na
ulaşabilıyorsunuz.
Eski Kudüs: Mescid-ül-Aksa> Ağlama Duvan, Mezar Kilisesi
isa'nın doğduğu
kentte
l ç büyük tek tannlı din burada, bu dmarlarla çe\ rilmiş küçücük alanda
buluşuyor. Burası Eski Kudüs. Bütün dinlerin kutsal saydığı kent Kuran
onu kutsadı; İsa onun daracık sokaklannda haçını sırtında taşıyarak çar-
mıha gerildiği tepeciğe y ürüdü; Musa, Teyrat'taona "vaat edilmiş toprak"
dedi ve Yahudi kavmine armağan etti Üç büyük din, bu daracık alanda
iç içe. yan yana. karşı karşıya, omuz omuza, diş dişe bir arada. Şam'daki
Eme>i Bağdat'taki Abbasi halifeleıi Sdçuklu hakanlarvOsmanlı hüküm-
darlan "Tapınak Tepesi"ndeki camileri İslanı sanatının incelikleriyle be-
zedfler. Hıristiyanltğın bütün kollan. Katolikler, Protestanlar, Ortödoks-
lar Eski Kudüs'te hak iddia ettiler. Hem Vahudilerle, hem Müslümanlar-
la. hem de birbirleriyle çekişerek. dövüşerek kendi kiliselerini kurdular.
Eski Kudüs'te ezan sesi. çan sesine kanşıyor \c arada Yahudi Hazidilerin
Ağlama Duvan'ndaki mınltılan duyuluyor. Fotoğraf bu tabkryu açıkça
sergilemekte. (1) Görkemli altın kubbesi De Ömer Camii. (2) Ömer Ca-
mii'nin sağmda, dışı çok daha sade. ama ici inanılmaz güzellik \e değer-
de bezekleıie süslü Nlescid-ül-Aksa. (3) Mescid-ül-Aksa'nın arka tarafi
en eski Yahudi tapınağının duvanna yaslanıyor. Duvann arka yüzü Yahu-
dilerin en önemli "açıkhava" tapınağı: Ağlama Duvan. Ağlama Duvan'na
ve Mescid-ül-Aksa'ya sırtınızı döndünüz mü karşınızda Mezar Kilisesi.
Hazreti İsa'nın çarmıha gerildiği tepecikte kurulmuş Hınstiyan kilisesi.
kentte, banşı değil savaşı. sevgıyi değil
nefreti. dostluğu değil düşmanlığı bes-
liyor. Turist gözüyle dolanıldığında bi-
le bu kentte nefretin ve kinin elle tutu-
lur, gözle görünür kılındığını sezebılir-
sıniz. Kudüs sokaklannda ve ille de du-
\arlarlaçevnli kutsal "eski kenfte hoş-
görüsüzlük her yani kaplamış.
Şu tabloyabakın:
vaşın silahsızı sürüp gidiyor.
Musevileredüşman. Kılıç zoruyla ka-
zanılmış kutsal kenti hile ve desise ile
geri aldılar. Karşı çıkıldığında zorkul-
landılar ve çağm en ileri teknolojisiyle
ve ABD ve Avrupa'nın Yahudi lobile-
rinın bitmez tükenmez parasal destek-
leriyleyendiler.
Kenti geri almakla kalmadılar. şimdi
açıkladılar. Dahası Yahudi halkına vaat
edilmiş bu kutsal topraklardan ve kut-
sal kentten çekip gitmiyorlar. zor kulla-
nıyor. suikastlarla. gerilla savaşı ile, *in-
tifada" ile direniyorlar.
Işte Kudüs.. düşman kardeşlerin hep-
si yan yana, iç içe. karşı karşıya, diş di-
şe. omuz omuza bir arada yaşıyorlar.
Eski Kudüs'ün Müslüman çarşısın-
Kudüs'ten bir dolmuş tak-
sıye atlayıp 12 kilometre ka-
dar güneye ınerseniz Beyt-ül-
Lahm'dasınız.
Yani Bethlehem'de. Yani
Davud Peygamber'in, ondan
1000 yıl sonra da lsa Peygam-
ber'in doğduğu kentte. 39 bin
nüfuslu bir kasaba. Bethle-
hem hem Musevilerin. hem
Hınstiyanlann en kutsal kent-
lennden bıri ve bugün 7000
bin dolayında Hıristiyan ve birkaç bin
Israil askeri dışında bütün nüfus Filis-
tinli Müslümanlardan oluşmakta. Beth-
lehem sokaklannda dolaşmak. kutsal
sayılan bir kentte keyifli bir turistik tur
olmaktan çok uzak. Otsuz. ağaçsız ve
umutsuz bir kentte işsiz. aşsız ve gele-
ceksiz Filistinli gençleramaçsız. hedef-
siz dolanıyorlar.
Daha sonra göreceğımiz ve yann an-
latacağımız Israil'in öteki yüzünü he-
nüz görmedığimiz halde. bu yoğunluk-
ta yoksulluğun ve her yanında, her so-
kağında ağır silahlarla donanmış asker-
lerin dolandığı kentteki boğuntunun bir
kader olamayacağını, bu soluk alınmaz
cehennemin "doğal" olmadığını sezdik.
Kentte herkes birbırinden kuşkulanı-
yor, korkuyor ve düşmana bakarcasına
bakıyor. Bu düşmanlık bu topraklarda
banşın tepelerdeki diplomatik banş gö-
rüşmeleriyle çözülemeyecek kadar yo-
ğun ve kök salmış.
Galiba İsrail'in "bu yüzünü" cehen-
nem olarak nitelememizin ve Israil'ın
"bu yüzü"nde banş umutlannı yok de-
necek kadar cılız buluşumuzun nedeni
de. toplumun kılcal damarlanna kadar
sinişmiş bu nefret ve düşmanlık.
Tarihm ne tuhaf cılvesi: Musa dinine
inanmış Yahudi kavmi ile Muhammed
ümmeti Filistinli Araplar amcaoğulla-
n. Hepsinin kökü Sami ırkı. BunaTev-
rat da tanık, Kuran da tanık. Aynı soyun
çocukları, amcaoğullan bugün ölümü-
ne düşman.
Bu acılı topraklan cehennem kılan
da işte bu.
Yann: Çölde bir yurt
yaratmak