Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordınatörü: Hikmct
Çetinkaya# YazıişlenMüdürü Ibrahim
Yıldız "• Sorumlu Mudur: Fikret İlkiz
9 Haber Merkezi Müdürü. Hakan
Kara 9 Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Istihbarat: Cengiz Yıldınm # Ekonomı: Özlem
>. üzak • Kültür: Handan Şenköken 9 Spor:
Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler. Sami
Karaörcn 9 Düzeltme: Abdullah Yazıcı 9
Folograf: Erdoğan Köseoğlu 9 Bilgı-Belge:
Edibe Buğra 9 Yurt Habcrlcrı: Mehmel Faraç
Yayın Kurulu tlhan Selçuk
{Başkan). Orhan Erinf, Oktay
Kurtböke. Hikme» (.etinkaya.
Şükran Soncr. F.rgun Baicı,
Ibrahim \ ıldız. Orhan Bursaü.
Mustafa Balha\. Hakan Kar».
Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel: 4195020 (7
hat), Faks: 4195027 •IzmırTemsilcisı Serdar Kızık,
H.ZiyaBlv 1352 S.2-3Tel:4411220. Faks:4419117
9 AdanaTemsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, inönüCd. 119
S. No:l Kat 1. Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Müduriî. Üstüa Akmen #
KooFdmalor Ahmet Konüsan 0 Muha-
sebe BûJent Yener 0 Idare Hüse\in
Gürcr • IslcuiK Önder Çdik • Bılgı-
Işlem Nail İnal S Bılgısavar Sıstem
Mürih« Çiier • Sanş Fuifet Kuz»
MEDYA C: • Yönelım Kurulu
Başkanı - Genel Mudûr Gülbin
Erduran • Koordmator Reha
lşıtman • Genel MudürYaniımcısı.
SndaÇoban Tei 514 07 53 -
513 95 80-5138460-61.Faks: 5138463
\ a>ımla>an >e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın \e Ya>mcılık A Ş
Türtocaiı Cad. 39 4] Cagaloglu 34334 Ist PK:246 Istanbul TellO2!2) 512 05 05 (20 hat) Faks- (0212)513 V- 95
8 OCAK 1999 !msak:5.49 Güneş: 7.22 Ögle: 12.18 Ikindi: 14.38 Akşam: 16.59 Yatsı: 18.277 www.cumhurivet.com.tr
Hong Kong'da
tenis gündemde
• Dış Haberler Servisi -
Hong Kong'da düzenlenen
Süper Power (Süper Güç)
Tenis Turnuvası'nda
dünyanın en ünlü tenisçileri
kortlara çıkmaya başladı.
Dün ABD'li tenisçi Serena
"VV'illiams Taylandlı
Tamarine Tanasugarn ile
yaptiğı maçı kolay aldı.
ABD'li tenisçi Taylandlı
rakıbini 6-2 6-1'lik skorla
yendi.
Anadolu
liselerinde sınıf
geçme
• ANKARA (ANKA> Mil-
li Eğitim Bakanhğı, fen li-
selerinden sonra Anadolu li-
seleri ile süper liselerde de
eğitim kalitesinin arttınlma-
sına yönelik olarak sınıf
geçmeyi zorlaştıracak. Ana-
dolu liseleri ve süper liseler-
de yıl sonu not ortalamasıy-
la sınıf geçme barajı 2'den
3'e yükseltilecek. Anadolu
liselerinde fen ve matematik
grubu derslerin yabancı dil-
le okutulmasına devam edi-
lecek.
Sanatçıya
emeklilik
güvencesi
• ANKAftA(ANKA)-
Yargıtay Hukuk Genel
Kurulu, part-time çalıştığı,
ancak bu çalışmasını
belgeleyemediği
gerekçesiyle yaşlılık aylığı
SSK tarafından kesilen
sanatçının yüzünü güldürdü.
Yüksek Mahkeme. akit türü
ne olursa olsun sanatçının
sanatını yaparken gösterdiği
mesleki çalışmanın yasa
kapsamında olduğuna
hükmetti. Sanatçılann
çalışmalartnı bir hizmet
akdinde olduğu gibi
sınırlama ve çerçeve
içerisine almanın
düşünülemeyeceğinin
vurgulandı.
Four Seasons
ikinci kez listede
• Haber Merkezi - Four
Seasons. Amerika'da
yayımlanan Fortune dergisi
tarafından ikinci kez
Amerika'da çalışabilecek en
iyı 100 şirket arasında
gösterildi. Bu sıralamaya
girebilmek için firmalann
en az 100 yıllık geçmişe ve
en az 500 çalışana sahip
olması gerekiyor.
TGC'nin sergisi
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti (TGC), meslek
sorunlannı konu alan bir
karikatür sergisi açacak. 9
Ocak günü saat 14.00'te
açılacak sergide Necmi
Rıza Akçalı. Turhan Selçuk,
Semih BalcıoSlu. Ferruh
Doğan. Nezih Danyal.
Ercan Akyol. Yurdagün
Göker, Semih Poroy. Tan
Oral ve Kâmil Masaracı'nın
basının sorunlannı yansıtan
karikatürleri yer alacak.
ÖYLSIOOcak'ta
• ANKARA (ANKA) -
Eğitim fakültelerinin
öğretim üyesi açığının
kapatılması ve öğretmen
yetiştirmede deneyimli
öğretmenlerden
yararlanılması amacıyla 350
öğretmen yurtdışında
lisansüsrü eğitirne
gönderilecek. "Öğretmenler
Arasından Yurtdışına
Yüksek Lisans Öğrenimi
Görmek Üzere
Gönderilecek Adaylan
Seçme Sınavı (ÖY'LS)" 10
Ocak Pazar günü yapılacak.
Sınava yaklaşık 500 adayın
katılması beklenırken 55
barajını aşan 350 öğretmen
yüksek lisans eğitimi için
resmi-burslu statüde
yurtdışına gönderilecek.
YÖK Disiplin Yönetmeliği'nin antidemokratik olduğu belirtildi
'Baslacı uygıılama
9
Isfanbul Haber Servisi- YÖK'ün
Disiplin Yönetmeliği'nin, öğretim
elemanlannın siyasal ve ideolojik
haklannı kullanmalannı yasakladı-
ğı belirtilerek yönetmeliğin anaya-
sa ve yasalara aykın v e antidemok-
ratik olduğu vurgulandı.
Öğretim Elemanları Sendikası
(ÖES) Genel Başkanı Prof. Dr. İz-
zettin Önder. YÖK'ün Disiplin Yö-
netmeliği'nin anayasa ve yasalara ay-
kırı olduğunu belirterek öğretim
elemanlannın bu yönetmeliğin ip-
tali için dava açarak toplu halde kal-
kışmada bulunduklannı söyledi. Bu
yönetmeliğin Memurin Muhake-
matı Yasası'nı da aşarak öğretim
elemanlannın akademik unvanları-
nı da elınden aldığını vurgulayan
Önder, yönetmeliğin basm ve yayın
organlanna görüş bildirmesıni smır-
lamasıyla akademisyenlerin top-
• Disiplin yönetmeliğinin anayasaya aykın olduğunu
belirten öğretim elemanlan, yönetmeliğin tamamen idarenin
takdirine bırakılmış yaptınmlar içerdiğini kaydettiler.
Yönetmeliğin. üniversitelerin. 1982'deki baskı rejimi
atmosferine yeniden sokulmasına neden olacağı belirtildi.
lumla iletişim kurma \e toplumu
aydınlatma görevini görmezden gel-
diğini söyledi. Önder. yönetmeli-
ğin öğretim üyesinın ideolojik ve si-
yasi faaliyetlerini yasaklamasının
da anayasaya venlmiş haklan orta-
dan kaldırmayı amaçladığını ve bu
anlamda anayasaya da aykın oldu-
ğunu ve tümüyle idarenin takdirine
bırakılmıj yaptınmlar içerdiğini
kaydetti. Önder, yönetmeliği hazır-
layan YÖK'ün kendisini yasamanın
yerine koyduğunu belirterek eko-
nomik yapı sıkıştıkça bu tür baskı-
lann ortaya konulduğunu söyledi.
tstanbul Üniversitesi Sosval Bi-
limler Enstitüsü Müdürü ve idare hu-
kukçusu Prof. Dr. Ali Ülkü Azrak
da YÖK'ün Disiplin Yönetmeli-
ğı'ndeki değişikliğe. YÖK'te za-
manla yaşanan düşünce değişikliği
ve lÜ'deki yönetim değişikliğinin yol
açmış olabilecegini belirterek di-
siplin yönetmeliğinin bürün demok-
ratik hukuk devletlerinde olduğu
gıbi Türkiye Cumhunyeti Anayasa-
sı'nın 38. maddesiyle debelirlenen
"Kanunsıızsuçvecezaolmaz" ilke-
sıylebağdaşmadığını söyledi. Disip-
lin için getirilen yaptınmlann kanun-
la düzenlenmesi gerektiğini belirten
Azrak, "Yönetmeliğin kanuni te-
S ı r n a k l ı ü c k ı z ö ğ r e n c i C a m l ı c a K ı z L i s e s i ' n d e
Düşleri gerçek oldu
• Şırnaklı Öğrenciler
Sahile, Çiğdem ve
Aysel, bir subay eşi
olan Bilge
Keçecigil'in çabalan
sonucu yatılı olarak
Çamlıca Kız
Lisesi'ne
yerleştirildiler.
FİGEN ATALAY
Onlar için tstanbul'da oku-
mak bir 'rüya'ydı. Bu rüya.
bir subay eşinin yardımıyla
gerçek oldu. Artık Şırnakls-
tiklal tlkögretim Okulu me-
zunu ev kızı" değil. önce
Çamlıca Kız Lısesi. daha
sonra da üniversite mezunu
avukat, matematik öğretme-
ni ve işletmeci birer genç kız
olmayı amaçlıyorlar.
Şırnak'taki eğitim yasam-
lanna ailelerinin engelleme-
si nedeniyle nokta koymak
üzereyken kendilerini Çam-
lıca Kız Lisesi "nde bulan Sa-
hile, Çiğdem ve Aysd'in ya-
şamlan. halen 1. Ordu Kur-
may Başkanlığı'nda görev-
li olan Tümgeneral Omer
Keçecigil'in. ikı yıl önce Şır-
nak Tümen Komutanlığı'na
atanmasıyla değişti. Ömer
Keçecigil'in eşı BflgeKece-
dgfl,başlangıçtayalnızca 10
gün için Şırnak'a gitti ama
Şırnaklı kızlarla tanıştıktan
sonra oradan aynlamadı.
Çünkü yapmak istediği
pek çok şey vardı. Bunlardan
en önemlisi, evınin temizlı-
ği sırasında tanıştığı Sahile.
Çiğdem ve Aysel'in de ara-
^lannda bulunduğu Şırnaklı
ktzlara yardım etmek. onla-
nn eğitimlerine devam et-
melerini sağlamaktı.
*Ev temiztiğine son''
Bilge Keçecigil'in kızlar-
la yaptığı ilk anlaşma, oku-
la gidenlerin ev temizliği işi-
ni bırakmalan yönünde ol-
du. Ailelerince okuldan alın-
mış olanlann da halk eğitim
merkezlerine devam etmele-
rini sağlayan Bilge Keçeci-
meii olduğu söyleniyor. Doğnıdur.
Ama hangi kanuna uygundur? Bu
yönermelik aslında bir dünva görii-
şününvansımasıdır" diye konuştu.
Akademik unvanlann geri alınma-
sını da getiren yönetmeliğin. üniver-
sıtelerin, 1982'deki baskı rejimi at-
mosferine yeniden sokulmasına ne-
den olacağını belirten Azrak. "Öğ-
retûnfiyeliğibümkratik telkinlerle
alınmaz. Büimsel çauşmalarla elde
edilir*'dedi.
10 Siyasal Bilgiter Fakültesı Ma-
Iiye Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bur-
han Şenatalarda disiplin yönetme-
liğinin. egemen ideolojik iklimin
bir yansıması olduğunu belirterek
Almanya Yükseköğretim Kanu-
nu'nda disiplin konusunda bir dü-
zenleme olmadıği gibi disiplin yö-
netmeliği debulunmadığını vurgu-
ladı. Almanya'da disiplin düzenle-
melerinin üniversitelere bı-
rakıldığını vurgulayan Şe-
natalar, üniversitelerin tüm
kurumlardan farklı ve özel
konumu olması gerektiğini
kaydetti. Şenatalar. Kadir
Çelik'in llJ'de düzenlediği
programındatÜ'nüntoplu-
mun üniversite hakkındaki
kanaatini olumsuz yönde et-
kilediğini, toplumun sivil re-
jıme ve demokrasiye olan
inancını zedeleyıci etki yap-
tığını savundu.
tstanbul Barosu Başkanı
Doç. DT. Yücel Savman ise
Türkiye'de demokratik ol-
mayan her yönetmeliğe, de-
mokratıkliği tartışmah ana-
yasaya gönderme yapılarak
karşı çıkılan bir dönem ya-
şanmasmın karamsarlık ve-
rici olduğunu ve bunların
kriz dönemi uygulamalan
olduğunu söyledi. Sayman.
yönetmeliğin toplumun
üniversiteden beklediklerini
alma hakkını da ortadan kal-
dırdığını belirrti.
Düşleri gerçeğe dönen Sahile, Çiğdem ve Aysel, kendilerini İstanbuPa getiren Bil-
ge KeçecigirieÇamlıca Kız l.isesi'nin bahçesinde. (Fotoğraf: K.AAN SAĞANAK)
gil, Şırnak'ta bulunduğu iki
yıl boyunca ailelennce oku-
la gitmeleri engellenmek ıs-
tenen kız çocuklarının egı-
timlerine devam etmeleri için
büyük çaba gösterdı. Kızla-
nn askeri tesislerdeki sos-
yal aktivitelere katıhmlannı
sağladı. Burada birlıkte ba-
leler. defıleler. konserler iz-
lendi.
Biige Keçecigıl bu arada
kızlardan Sahile'nin Istan-
bul'daki bir okulda okuma-
smı sağlamak için gırişimle-
re başladı. Kimi zaman so-
nuçsuz kalan bu çabalar, so-
nunda meyvesini verdi. Ai-
lesinın Istanbul'da okuması
için çok zor izin verdıği Sa-
hile. bu öğretim yılının ba-
şındaÇamlıca Kız Lisesi'ne
yatılı öğrenci olarak kabul
edildi. Onu. Çiğdem ve Av -
sel izledi.
Üç kızm ailesi de Şımak'ta
yaşadığı iki yıl boyTinca Bil-
ge Keçecigil'i tanıyıp. gü-
venmişlerdi.Bugüveni.Şır-
nak halkıyla yumuşak insa-
ni ilişkiler kurmasına v e as-
keri tesislerdeki şeffaf yaşa-
ma bağlayan Keçecigil. "Şjr-
naklı kı/lar >e aileicri için
elimden gelen vardımı vap-
ma>a çalıştım. Onlar Kürt-
çe. ben Türkçe konuşuTOr-
dukama birbirimizi antn nr-
duk"dedi.
Ama Şırnak halkına göre
15-16 yaşındaki bir kız ço-
cuğunun Istanbul'a gitme-
si. kötü yola düşmesiyle es,
anlamlıydı. Burada. Bilge
Keçecigil'in çok yakın ilgi-
si, yatılı bir kız okulunun. 1.
Ordu Kurmay Başkanlı-
ğı'nın. İstanbul Valiliği'nin
ve Istanbul Milli Eğitim Mü-
dürlüğü'nün koruması altın-
Gazetemiz yazan Erdal Atafoek, tstanbul Erkek Lisesi öğrencileri \«lilerine
"Gençleriefietişbmı''konulu bir konftrans verdi
Atabek, aile içi iletişimin kopuk olduğıınu söyledi
'Çocuklara sorumluluk verin *
Istanbul Haber Servisi-Eğirim kurum-
lannda sadece bilgi verildiğini söyleyen
Erdal Atabek, kişilik eğıtimının de ta-
mamlanmasını istedi. Atabek, özgüven-
lerinin gelişmesi için çocuklara sorumlu-
luk verilmesini istedi.
Gazetemiz yazan Erdal Atabek dün Is-
tanbul Erkek Lisesi öğrencileri velilerine
"Gençterk İletişim" konulu bir konferans
verdi. Çocuklann özgüveni olmadan ye-
tiştiklerini söyleyen Atabek. eğitimdeki ek-
sikliklerin bu sonucu doğurduğunu be-
lirtti. Büyüklerin çocuklanna sorumluluk
vermediklerini ifade eden Atabek, "On-
lann bütünsorunıluluğunu öztüikle anoe-
lerüstünealıyor.MümkünoLsadersideça-
uşacakiar. Bunlar yanlış. Lütfen onun so-
nımluluklanm si/ almavın" dedı.
Toplum olarak duygulanmızı yönet-
meyi bilmediğimizi de söyleyen Erdal
Atabek, gençlerin eğitimi konusunda şu
bilgileri verdi: "Gençterimizi hedefseçe-
bOirhalegetirmeHjTZ.t nherstte>« şrecek
bir genç, iki yıllık program yapabilmeli.
Genç 'hayır' dcmesini bilmeli. Bugön eği-
tim kunımlan sadece bilgi veriyor. Ama
kişilik eğitimi yok." Gerek toplumda ge-
rekse aile içinde iletişimin kopuk olduğu-
na da dikkat çeken Atabek. "Çocuğumu-
zu ranınııvoruz. Evet çocuklanmızın om-
letten hoşlandığmı bilnoruz. Ancak duy-
gulannı bilmiyoruz" dedi.
da olsalar bile!
Halen Çamlıca Kız Lise-
si nde öğrenim gören Çiğ-
dem lise 1. Sahile ve Aysel
lise ikinci sınıftalar. Okul
müdürü GünerTanlı ve pan-
siyonmüdüryardımcısı Ay-
ten Tezey'in anlattıklarına
göre üçü de okula çok iyi
uyum sağlamış durumdalar.
Cstelik dersleri de iyi. Ayten
Tezey, Şırnaklı bu üç kızla da
Doğu ve Guneydoğu'dan ge-
len öteki yatılı kız öğrenci-
lerle de sevgiye dayalı bir
ilişki kurduklannı, bunun da
onlann uyum sağlamasma
yardımcı olduğunu söyledi.
Istanbul'a kendi kararla-
nyla geldiklerini vurgula-
yan kızöğrencilerden Sahi-
le avukat. Aysel matematik
öğretmeni, Çiğdem de işlet-
meci olmak. sonra da evle-
rine dönüp. Şırnak'ın kal-
kınmasına yardımcı olmak
istiyorlar.
'Kötü kız olmadık*
Sahile. Aysel ve Çiğdem.
birkaç gün sonra yanyıl ta-
tili için evlerine gidecekler.
Bu tatilde onlan önemli bir
sorumluluk bekliyor. Kendi
ailelerine \e çevrelerine gör-
düklerini, yaşadıklarını an-
latacaklar. 'kötü kız' olma-
dıklanm gösterecekkr ve ls-
tanbul'daki yatılı kız okulla-
nnda başka Şırnaklı kızlara
da yer olduğunu anlatacak-
lar. Yeter ki aileleri kızlan-
nı Istanbul'a göndermeye
razı olsun...
25 öğrenciye ktırs
İstanbul Milli Eğitim Mü-
dürü ÖmerBalıbey'ın verdi-
ği bilgiye göre Şırnaklı 25 li-
se son sınıf öğrencisi bu ya-
nyıl tatilinde tstanbul'a ge-
tirilerek ücretsiz olarak üni-
versiteyehazırlıkkurslanna
katılmalan sağlanacak.
Istanbul Vlilli Eğitim Mü-
dürlüğü ile 1. Ordu Kurmay
Başkanlığı'nın işbirliğiyle
getirilecek öğrenciler. tstan-
bul'da yatılı okullarda ko-
nuk edilecekler.
Bu arada, önümüzdeki öğ-
retim yılında Şırnak'tan İs-
tanbul'a kız öğrenciler geti-
rilerek buradaki yatılı kız
okullarına yerleştirilmesi
planlanıyor.
Siyanürle tilki avına tepkiler sürüyor
Yasalar hayvanlan
korumaya yetmiyorİZMİR(CuınhuriyetEge
Bürosu)- Kayseri'de tilki-
lerin siyanürle zehirlene-
rek katledilmesi. dünyada
nesli tükenmekte olan hay-
vanlann korunmalanna yö-
nelik yasalann ve yaptınm-
lann Türkiye'deki yetersiz-
liğini gündeme getirdi. Çev-
re kuruluşlan, savcılığa tes-
lim edilen suçluların
1937'den kalma Av Yasa-
sfna göre komik bir para ce-
zası sonucu salıverildikle-
rine dikkat çektiler. Çevre-
ciler. iki kilo baklava çalan
çocuklann on yıla yakın
hapse mahkûm edildikleri-
ni anımsatarak "Nesli teh-
likede olan ve yaşamalan
için mflyonlarca dolaıiık ko-
ruma programlan uygula-
nan tilkilerin iki kilo bakla-
va kadar değerleri yok mu "
görüşünü dile getirdiler.
'Cezalar gülünç'
Kayseri'de tilkilerin kat-
ledilmesi olayına tepkiler
sürüyor. Doğal Hayatı Ko-
ruma Derneği (DHKD).
suçlulann yakalanması ve
adalete teslim edilmesinin
sevindirici olmasına kar-
e-posta : tan (« prizma. net. tr
şın. suçlulann teslim edil-
diği cumhuriyet savcılığın-
da bu kişilerin komik para
cezalanna çarptınlarak ser-
best bırakıldıklannı hatırlat-
tılar.
Bu durumun 'iizücü ve
sık sık karşıiaşılan durum"
olduğuna değinen çevTect-
ler. tilki katliamı yapanla-
nn 1937'den kalma ve ar-
tık birçok maddesi bir an-
lam ifade etmeyen Av Ya-
sası'na göre yargılandığını
belirttiler. Av Yasası'na gö-
re az bir para cezasıyla suç-
lulann serbest kaldığını be-
lirten çevreciler, aynı yasa-
da öngörülen "6 aya kadar
hapis cezası" nın uygula-
nabileceğine dikkat çektiler.
Öte yandan Merkez Av
Komisyonu'nun (MAK)
1998-99 kararlannın tilki
başına 50 milyon lira para
cezası öngördüğünü, ayn-
ca tüm araçlara el konul-
ması ve hiçbir surette veril-
memesi gerektiğini vurgu-
layan DHKD, şu açıklama-
yı yaptı: "Saynn savcılan-
mızın bugiin çağdışı kalmış
bir kanun olan 3167 sayıh Av
Yasası ile etkili cezalar ver-
mekte zoıiandıklannı ka-
bul etmekle beraber, her yıl
güncelleştirilen MAK Ka-
raıian ile3167 sa\ilı Av Ya-
sası'nı daha ciddi bir şekil-
de yorumlayarak etkin ve
çağdaş bir ceza paketi ver-
memelerini anlamakta zor-
luk çekiyoruz."
Bu arada son derece ze-
hirli bir madde olan siyanü-
rün rahatça ve kilosu 800
bin liradan faruralı olarak sa-
tılmasının da ciddiyetle ele
alınması gereken bir başka
konu olduğu belirtildi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
İşin 'Rengi', Ne Zaman Değişiyor?
A BD Başkanı Johnson'ın. o 'fca&rtekmes/'ndenfark-
r \ sız, Kıbns mektubunu aldığı zaman (5 Haziran
1964); acaba Ismet Paşa, Başkan Truman'ın, Tür-
kiye ve Yunanistan'ı, 'Truman Doktrini'ne dahil eden
yardım anlaşması 'nı imza ettiği zaman (22 Mayıs 1947),
söyledtkJerini hatırlamamış mıdır? Aynen dlyordu ki: "...bu
yardım, Türkiye'ye zaruri ve normal müdafaa mal-
zemesinin bir kısmını temin suretiyle, harp netice-
sinde düşmüş bulunduğunuz iktisadi güçlüklerin
kısmen telâfisinde de ferahlatıcı bir âmil olacak-
tr." (23 Mayıs 1947). Sonradan başına belâ olacağı-
nı, ne bilsın? Aynı 1947 senesinde, Washington'ın, Mü-
târeke yıllannda olduğu gıbi. Türkiye'yi bir 'heyetler'
akınına uğrattığı. hiç mı dikkatinı çekmemışti? Tru-
man'ın yardım anlaşmasını imzaladığı gün, General
Oliver başkanlığında bir askeri heyet Ankara'ya var-
mış; ABD'den, bir Denız hey'eti de yola çıkmıştı.
'Truman Doktrini', maksadı belli bir 'doktnn': Sta-
lin / Beria yönetimindeki Rus (Bolşevik) yayılmacılığı-
nı önlemek! Nitekım Ağustos'ta gelen bir başka ABD
(Mafi) hey'etinin Başkanı, bunu açık açık söylemış. dı-
yor ki: "...yapabileceğimiz tek şey, Türkiye'yi ve
Dünya'yı, komünist grubunun sürüklemek istedi-
ği yolun dışında bırakmaktır" (Cumhuriyet, 22 Eylül
1947). Bu aslında, gizli bir uyan: Truman Doktrini' çer-
çevesinde verilecek yardım, komünizmle savaş ıçın ge-
çerlidir. 1964 yazında, Rumlann ve Yunanlılann Kıbnsta
giriştikleri Türk kınmına karşı, Ankara sesıni yükseltin-
ce, Başkan Johnson'ın mektubu buna dayanarak
geliyor: 'Türkiye, ABD'den aldığı silah ve mühim-
mat, Kıbns'ta kullanamaz!'. (5 Haziran 1964).
Eskiler hatırlayacaktır; mektubun akabinde, Ismet
Paşa palas pandıras VVashington'a gıtmış. John-
son'la elli dakikalık bir görüşme yapmıştır (22 Haziran
1964): oradan Ingiltere'ye geçer. İngiliz Hükümeti'nin
görüşünü alır (28 Haziran 1964), nihayet Paris'te Yu-
nanistan Başbakanı Papandreau ile görüşuher. An-
kara'ya döndükten sonra verdiğı demeç. 1947'de yap-
tığı anlaşmanın, elini kolunu nasıl bağlamış olduğunun,
aczini ifade eder: "...biz karanmızı verdik, sabırla ve
soğukkanlılıkla bekleyeceğiz. Göreceğiz ve so-
nunda muvaffak olacağız" (6 Temmuz 1964).
Oysa Cihet-i Askeriye, başka türlü düşünüyordu.
Deniz Kuvvetien Komutanı, Amiral Necdet Uran'a
göre, "...donanma sekiz aydır istim üstünde bekli-
yor"du; kara Kuvvetleri Komutanı General Ali Kes-
kiner, demişti kr. "...sabır taştı, güneyde birlikleri zor
zaptediyoruz. Gerektiğinde her türlü planları uygu-
layacak planlara sahibiz. Biriikler tatbikat ve eği-
timlerini aralıksız sürdürüyor..." (Cumhuriyet, 15
Ağustos 1964) Nitekim, Türk jetlen harekete geçmiş,
Kıbns'ta Rum hedeflerini vurmuştu: çıkarmanın eli ku-
lağındagibı görünuyordu; bunlann hepsi lâfta kaldı. çün-
kü Feruz Ahmad'ın dediğı gıbi, "Türkler gene Kıb-
ns'a çıkmak için siyasal bakımdan hazırlıklı değil-
di!"
Neden? Belki de -Ismet Paşa dahil- Türk siyasi
kadrolan, 'Yardım Anlaşması' ile, VVashington'ın Tür-
kiye'yi nasıl bir kıskaca aldığını, yeni farketmişlerdi. Onun
şaşkınlığıydı bu! ABD, Bolşevizm'den korkuyordu;
Türkiye'ye kottuk çıkması, onun Ortadoğu'ya inişini
önlemek ıçindi; bu fırsattan yararianıp, Anadolu'yla il-
gili eski plânlannı gündeme alıyordu.
"..Ha Kemalist'. ha Bolşevik'!...
eir başka Haziran'da. 1921 Haziranı'nda yaşanmış
olaylar, eskı planlan pek güzel yansıtmıyor mu? Ana-
dolu, zayıf düşmüş, kolsuz kanatstz ona gelirse,
VVashington 'manda'ya bile iştahlıdır yoo, Anka-
ra'daki TBMM Hükümeti gibi, anti-emperyalist la-
ik ve demokratik; üstelik, bolşeviklerle işbiıiiği ha-
linde gelir, ondan bağımsızlığını ve toprak bütün-
lüğünü koruyabilmek için, yardım isterse, o za-
man iş değişir. Gerçekten de, Cumhuriyet Türkiye'sı-
ne ABD yönetimı, ılk silah ambargosunu çoğumuzun
zannettıği gibi 70'li yıllarda değil; taa o zaman Anka-
ra, VVinchester Repeating Arms Company'den kül-
liyetli miktarda silah ve mühımmat talebinde bulunun-
ca uygulamıştı. Şimdi istermisiniz, 'o belgeler'e birgöz
atalım.
Varan 1 / "...Dışişleri Bakanhğı Yakındoğu Işleri Da-
iresi, 1 Haziran 1921. (Müsteşar'a not) Sayın Bay
Retcher, VVinchester Repeating Arms Company'nin
Washington temsilcisi Bay Frank S. Bright dün ba-
na gelerek, şirketinin dış satışlar müdürü'nden al-
dığı bir mektubu gösterdi. Bu mektubun bir kop-
yası ektedir. Göreceğiniz gibi 'yeni' diye söz edi-
len bir Türk hükümeti VVinchester şirketi'nden
300.000 tüfek ve 600.000.000 fişek satın almak is-
temektedir..."
"...(buraya dikkat!) 'Yeni Türk Hükümeti' deyimin-
den ne kastedildiğini bilmediğim gibi, adı geçen
Edam Bey'i de tanımadığımı, dolayısıyla Bakanlı-
ğımızın bu konuda görüş belirtmek durumunda
bulunmadığını kendisine söyledim. Ancak adın-
dan söz edilen hükümet hakkında ek bilgileralmak-
tan çok memnun olacağımı, Edam Bey hakkında
da bazı şeyler öğrenmek istediğimi sözlerime ek-
ledim. Anladığım kadanyla, Bay Bright, aynntılı bil-
gi gönderilmesi isteğiyle şirketine telgraf çekmiş..."
"...(buraya dikkat!) 'Yeni Türk hükümeti' deyimin-
den Ankara'daki 'milliyetçi' hükümeti anlamak ge-
rekiyorsa, o zaman, görüşüme göre bu silahlann
Türkiye'ye değil, Bolşevik Rusya'ya gidebileceği-
ni düşünebiliriz. (imza)..."
Varan 2ı "Dışişleri Bakanhğı, 27 Haziran 1921 /
Bay W. Scott-Boody / 100 West 80 th Street /
New/York Crty / Efendim, Türk hükümetine 300.000
mavzer tüfeğiyle, 600.000.000 mavzer fişeği satıl-
masının Dışişleri Bakanlığı'nca onaylanıp onay-
lanmayacağına ilişkin 1 Haziran 1921 tarihli mek-
tubunuzu almış bulunuyoruz..."
"...(buraya dikkat!).. Cevap olarak, Yunanlılarla
Kemalistler şu anda savaş durumunda bulunduk-
ları için, taraflardan birine veya diğerine yapılacak
her türlü yardımda bakanlığımızın işbirliği veya rı-
zasının söz konusu olmayacağını kesinlikle bildir-
mek isterim. En sadık bendenizim. / Dışişleri ba-
kanı Y. Robert Bliss / Bakan 3. Yardımcısı..."
Soyut' bakma, tarih gözüyle
1
, bak!
V^eterince açık değil mi? ABD için Kemalistler'le Bol-
I şevikler arasında pek bir fark yoktur; Türklerle Yu-
nanlılar kapıştıkları takdirde, Türklere yardım asla söz
konusu olamaz; gerçi Yunanlılara yardımın da söz ko-
nusu olamayacağı açıkça belirtilmiş ama. 1919'dan iti-
baren Türkiye'deki ABD hey'etlerinin Anadolu'daki
Rum, Ermeni, Süryâni ve diğer Hıristıyan azmlıklara, na-
sıl sahip çıktıklan düşünülürse; bunun; Dışişleri'nin dip-
lomatik inceliklerinden bırisı olduğu, kolayca aniaşılır.
Truman Doktrini çerçevesi içinde Yunanistan ve
Türkiye'ye yapılan yardım da, aynı mantık içinde
yürütülmüş; açıkça değilse bile, Yunanistan ve Kıb-
ns'taki Rum Cemaatı. el altından kollanmıştır. O ka-
dar ki, Ortadoğu'da yeniden ayağa kalkmış olan
Türkiye'nin, önce 'öğrenci terorizmi', arkasından
'düşük yoğunluklu bir savaş', ve nihayet 'din ağır-
lıklı eylemci bir muhalefetle' hırpalanıp. zayıf dü-
şürülmesi gündeme alınmıştır. Bu muhalefetler'e,
ABD elbette 'desteğini' eksik etmeyecekti.
işte Amnesty International USA'nın, Türkiye'de-
ki 'insan hakkı ihlalleri'n't, -dünya kamuoyunda ülke-
sini gözden düşürmek için,- Türk yurttaşlannı 'jurnai-
ciliğe' özendiren teşebbüsü de; -soyut olarak değil-,
bu tarihi perspektif içinde ele alınıp değerlendirilmelidir;
çünkü gerçek manası, ancak o zaman, meydana çıkar.
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm