24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8OCAK1999CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Demirel'in orucu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in doktoru ve profesörü Osman Müftüoğlu'nun açıklamasına göre, Demirel oruçla zorlanmamak için Ankara dışındaki programlanndan vazgeçmiş. Oldu mu ya? Cumhurbaşkanı L Süleyman Demirel, oruç tutarak hakka ibadetini yapıyor ama oruç tuttuğu için halka hizmetini aksatıyor. Ramazan boyunca Köşk'te oturup Ankara dışındaki işlerden elini ayağını çekiyor. Dini vecibelerini yerine getirmek adına bir devlet başkanı olarak kendisinden beklenen dünyevi işleri askıya alıyor. Şeyhlere, şıhlara, hocaefendilere soralım, fetva alalım; böyle oruç tutmanın sevabı var mıdır, yok mudur? Yoksa, hep ramazan mı olsa! Yani, Demirel Köşk'te oturup pek dışan çıkmasa daha mı iyi olur? £~ ,„*- , *'"^*.* Ö M Ü R I L I K Dikkatt ŞeriATI alan Üsküdar'ı geçiyor ^ Ömür E. Kurum Elektronik posta: somaposta.cttfnhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Mesut Yılmaz'a göre enflasyon mafyadan tehlikeliymiş... "Başımıza bir de enf/asyon cetesi cıkıvor mu!" E rzurum'daki Atatürk Üniversitesi, bir "bilim yuvası" olarak harıl harıl çalışıyor; şeriatçı- lann, ırkçılann olay çıkarttığı görülmüyor. Her- 1 şey tıkırında gidiyor. Erzurum'daki şeriat- çılann başı "Kırkıncı Hoca"ya bağlılığın nişanesi ola- rak Cumhuriyet'in 75. yılında "40. yıl"ını kutlayan ünı- versiteye yönelik bir iki eleştiri olursa da rektör he- men ne kadar laik, ne kadar çağdaş, ne kadar Ata- türkçü olduklarına ilişkın gerekli açıklamayı yapıyor. Elimizde bir kitap var... 1994 yılında Istanbul'da basılmış. "Kırkıncı Hoca" adıyla tarunan Mehmet Kır- kıncı yazmış. Kitabın adı: Bediüzzamanı Nasıl Tanıdım? Bediüzzaman dedikleri, kendine Said-i Nursi adı- nı koyan Nurs köyünden Kürt Sait! Kürt Sait'in müridi Mehmet Kırkıncı, kitabın 101. sayfasında Erzurum'da üniversite açılmasından duy- duğu endişeyi anlatıyor: "1957 yılında, Erzurum'da üniversite açıldığında bende şöyle bir endişe uyan- ülfüDarülfünun mıştı: Bazı üniversitelerde bir kısım talebe ve hoca- lan tesiri altına alan yabancı doktrınler ve ideoloji- ler, bu vesile ile Erzurum'da da neşv-ü nema bulur muydu? Yıkıcı ve bölücü cereyanlar bu üniversite- de zemin bulursa. bu hal, bütün şark için büyük bir tehlike kaynağı olmaz mıydı?" Kırkıncı böylesi endişeler içindeyken Isparta'dan "NurTalebeleri" imzasıyla gelen bir mektup yüreği- ne su serpiyor. Mektuptan bazı bölümler: "Şimdi Atatürk Üniversitesi namı verilen bu Da- rülfünunun küşadına üstadımız Said Nursi, 50 se- neden beri büyük bir gayretle çalışmıştır. Darülfü- nunun temelini Van'da üstadımız atmıştı. Fakat harb- i umuminin vukuuyla geri kalmıştı. Nihayet yine üs- tadımızın maddi ve manevi gayret ve teşvikleri ne- ticesiyle yapılmasına bu hükümet-i Islamiye zama- nında karar verildi. Bu Darülfünun hem Iran, hem Ara- bistan, hem Mısır ve Afganistan, hem Pakistan ve Türkistan ve Anadolu'nun merkezinde bir kalb hük- mündedir. Ve hem bir camiü'l-ezher, bir medrese- tü'zzehradır." Kırkıncı yazıyor: "Bu mektubu okuyunca, üniversitenin istikbalin- den ümitvar olduk. Hele hele, ağabeylerden üstad hazretlerinin Erzurum'da açılan üniversiteyle yakın- dan alakadar olduğunu 'o üniversiteye benim ismim verilmesi lazım' dediğini duyunca ümidimiz kat kat arttı ve bu üniversitenin talebe ve hocalarının nur- lara ne zaman sahip çıkacaklarını merak ve iştiyak- la beklemeye başladık." Gelelim bugüne... Bugün üniversitede her şey tı- kınnda gidiyor. Dekanlar, öğretim üyeleri "Kırkıncı Ho- ca'yı ziyarette kusur etmiyor, feyz almaya devam edi- yor. Öyle değil mi rektör bey? SESSİZ SEDASIZ (!) NVRÎKURTCEBE VALLA Validebağ Korusu yağmalanırken Üsküdar Altunizade'de içınde ta- rihi Adile Sultan Kasrı'nın da bulun- ı duğu istanbul'un son yeşilliklerin- den yaklaşık 355 dekarlık Vaiide- bağ Korusu'nun bir köşesine Haydar- paşa Lisesi inşa edildi, bir köşesine futbol sahası için hafriyat yapıldı. bir köşesi inşaat yapılmak üzere hasta- neye tahsis edildi, korulukta enine ve boyuna 15 metre genışlikten başlayan çeşitli kademelerde yol açmak üze- re imar planı hazırlandı ve plan onaylanmadan yollar açılmaya baş- landı, yol açılırken av köşkünün "çevresi tahrip edildi, koruluğun için- de büyük bir otopark kurulması tasar- lanıyor. Bütün bunlar kültür ve tabiat varlıklannı korumakla yükümlü kurul- lann gözü önünde ve belediyenin ma- rifetiyle oluyor! Demokratlıkta sendikanın yeri yok Çoğu demokrat kımliklı eczacıların kurduğu istanbul Eczacılar Koopera- tifleri Birliği'ne bağlı Tez Koop'ta ça- lışan işçiler, sendikalı olmak ıstedi ve DlSK'e bağlı Sosyal-lş'te örgütlendi- ler. Örgütlenen işçilerden 9'u kendini kapı önünde buldu. Ne oluyor deme- ye kalmadan 130 işçi çalıştıran koope- ratifin yöneticısi eczacılar, polisi ara- dı, kapının önüne bir anda yüzlerce po- lis yığıldı. Türkiye'de demokrat olmak kolay, sendikalı olmak zordu! PALAS PANDIRAS Deveye "neren eğri" diye mikrofonu uzattık; "maraba televole" dedi. Müfıt Bozacı AYDINLANMA ATEŞt betişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Zeytinburnu y nda halk kütüphanesiyardım bekliyor ÇYDD Genel Merkez ÇYDD Çocuk Kulübü bu sene şube çocuk kulüpleri arasında bir söz yanşması düzenliyor. Bu yarışmaların ilki Zey- tinburnu Şubesi ve Fatih Şu- besi Çocuk Kulüp- leri arasında Koca- mustafapaşa Çağ- daş Çocuk Tiyatro- su'nda yarın saat 13.00'te yapılacak. Cçer kişilik iki grup halinde yapılacak yarışmanın konusu "İyi Bir Sanatçı Olabilmek İçin Ye- tenek mi Eğitim mi Gereklidir." Bedri Baykam, Atilla Atasoy ve ÇYDD üyesı. resım öğretmeni İpek Te- kül'den oluşan se- çici kurul yarışma- nın sonucunu belir- leyecek. Bu arada Zevtin- burnu Belediyesi Çağdaş Ya- şam Saniye Yılmaz Halk Kü- tüphanesi, cehalete karşı sa- vaş açtı. tç dizaynını ve ki- tap düzenlemesıni tamam- layabilmek için okumanın öneminı bilen aydınlardan destek bekliyor. Kütüphanenin ihtiyaç duyduğu malzemeler; • Kaynak Kitaplar • Hikayc • Çocuk Kitaplan •Roman •Ansiklopedi •Faks ve fotokopi makinası •Bilgisayar •Masa(ÎOadet) •Arşiv raflan •Büro koltuğu (3 adet) •Stor (9 pencere için) •Okuma sandalyesi (40 adet) •Kütüphane raflan •Büro masası (3 adet) •Demir parmaklık (9 pencere) Ruhi Su Kültür ve Sanat Merkezi Orhan Taylan'ın "Desenler" isimli sergisinin açılışı 15 Ocak'ta yapılacak. Sergi 7 Şubat'a kadar izleyenlerin beğenisine sunulacak. Ayrıca 30 Ocak saat 16.00'da vakfımızda Atilla Özkırımirnın konuşmacı olarak katılacağı "Ruhi Su ve Türkülerimiz" konulu bir söyleşı yapılacaktır. Bakırköy ÇYDD Yarın saat 11.00'de Galleria Toplantı Salonu'nda ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Tiirkân Saylan'ın konuşmacı olduğu "Cumhuriyet'in Bireyi Olmak"' konulu bir söyleşi düzenliyoruz. Söyleşi sonrası kitaplarını imzalayacak olan Sayın Türkân Saylan'a, ÇYDD'nin yetişkinler için düzenlediği kurslarda okuma-yazma öğrenmiş ve bir şiir kitabı yayımlamış olan Sayın Zeynep Baygören de eşlik edecektir. Toplantı herkese açıktır. Bornova ADD İsmet İnönü anısına düzenlediğımız. "Geleneksel Açık Satranç Turnuvası"nın üçüncüsünü bu yıl. Ege Satranç Merkezi "nde gerçekleştirdik. Ege Bölgesi'nden ve Bulgarıstan'dan 41 satranççının katıldığı turnuvada Dimitar Şerafımov birinci, Nedret Özay ıkinci. Nâzım Çokişler üçüncü. Ali İhsan İşlek dördüncü. Şevki Hacıoğlu beşinci oldu. 6 Ocak'ta yapılan törenle ilk üçe plaket. ilk ona 'Söyle\" ödül olarak verildi. HAYVAJVLAR İSMAÎL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA HEHtÇAK behicak(8 turk.net' ÇİZGİLtK K.ÂMİL MASARACI ı. * • . • ^ v BULUT BEBEK SURAYÇIFTÇI Aa ! H'aapıyosun öyle Balut?) TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAS 8 Ocak ABD İMPARATORU I.N0M)N ISSO'PE 8U6ÜH, ABD itAPAKATZJRU X. MOKTON OUHJ. 18S3'TB SANF&VUCISCC KBUTIUDB ÇIKAN gÛTÜK YAM6JUDA, TÛM MAt. VAKUĞIM YİTİ&BN İMSILİZ GÖÇMSJ4I BİR AMEt&KAU, LJZÜMrÜYLE RUHSAL BİR £AH.StHrt GEÇİIZMIŞTİ• BİR SCJR£~ SOMIOA, ÜSTÛV- P£ KRAL ÛAJıfKl&MASlYLA OK7AYA ÇIKıViAX.,SO- KANLAKA, AtoERİ/CA İMPARA7ORU OLDUĞUMU SÖYLEMEYe SAfLAMtfrf. 1BS3'DAt SAZBTSLB - RE İLAU VERB/se*: 7BÇ- GiYDİeiMİ İLAAI £mf/f, İL6İYLE M/tflL/WMIfT/. SAM FeA/JCl£CO'OAKı TfCAR/' KURULUÇLARA KÛÇÜIC </E£GİL£g kOY- MUÇ, OA/LAG P/l /S7EYERE/C Ö&&MEY/ Ü üKuûŞTüLr. uoenıu, ev i-üts reei£e£ HATÇA GI&PÇIKMIŞ, HıÇ ÜOBET ÖS>EM£OEM YASAMIŞTI. .SoUa, a yıllonh Cframeicco ö t î ANKARA. ..ANKA... MÜŞERREF HEKİMOGLÛ" Keçiler, Tilkîlen, Başkentliler Telefon çalıyor durmadan, dostlar sesleniyor, ta- nıdıklar, okurlar, dinlerken gülümsüyorum. Neredey- se sözleşme var. Siyasal sahnedeki çirkinliklere, Bi- zans türü oyunlara, kişisel çıkarlar doğrultusunda pa- zarlıklara değinmiyor dostlanm. O konuda konuş- mamayı, susmayı yeğler gibi. Elbet suskunluğun da uyansı var. Duyarlığını yitirmeyenlere! Güzel bir olay, onlar da az değil, duyarlığı derinleşenler de var çev- remde. Kimi dostlanm Yediağaç Ormanlan'nda yedi fidan dikiyor adıma, yeni yılı bu fidanlarla kutluyor. Kimi- leri de soruyor. Dikilenfidanlarınoluşturacağı orman- da tilkiler dolaşacak mı acaba? Soruda sitem var! Diken gibi saplanıyor yüreğime, siyanürle öldürülen tilkileri düşünüyorum. Kara bir leke gibi yatıyor ek- randa! Siyanürle altın üretimi sona erdi dıye sevinir- ken tilkiler de siyanürle can veriyor! Geçen akşam bir dost sofrasmda Paşamina da yeraldısöyleşimizde. Dergimızedeyazdım, kimi ka- dınlann yeni tutkusu Paşamina. Tilkiler nedeniyle anımsadık. Jlbet'ten geliyor moda dünyasına. Dağ keçilerinin tüyleriyle örülen şalların, giysilerin kadın- lar için büyük çekiciliği var. Ama dağ keçilerini öl- dürmüyor Tibetliler. Dikenli bitkilerin dallarına takı- lan tüylerini topluyor, çok ince bir ışlemle eğiriyor- lar. Dışişleri Sözcümüz Necati Utkan görmüş Pa- kistan'da. Dağdan kente yolculuğun zarıf bir öykü- sü var. İpek tüyleri makineyle değil elle, parmağın- daki yüzüğün arasından geçirerek ınceltıyor kadın- lar. Büyükelçi Utkan'ı dinlerken sordu biri: - Pakistan'dan bir Paşamina getirdin mi Füsun'a ? Kahkahayı bastı Utkan. - Paşaminalann en ucuzu 500 dolar! Ankara'daki satış yerinde de 70 milyona en kü- çük eşarp! Ama satış rekoru var. Bu tür şaşırtmacalar az değil ülkemizde? Bir mil- letvekili de üç profesör maaşı alıyor yeni zamlarla. Çarpık bir oran değil mi? Cümhuriyetimizi kuranlar bir üniversite öngörüyor başkent Ankara'da. Ata- tûrk'ün "Yaşamda en gerçekyol gösterici bilimdir" sözü yer alıyor alın duvannda. Yetişen kuşakların, ülkeyi yönetenlerin bu sözler doğrultusunda aydın- lanması öngörülüyor. Ama o sözler başlara yerleş- miyor, taşlarda kalıyor giderek! Çok değerli bilim adamlanna karşın bilim dalında yaşanan sorunlar da ortada değil mi? Üniversitelerde darboğazlar aşıla- mıyor. Çağdaş olanaklardan çok az yararlanıyor üni- versitelerimiz, parasal sorunlar giderek tırmanıyor. Görevini başarmak, varlığını korumak için büyük özveriye katlanıyor bilim dalında çalışanlar. Araç ve gereç gereksinimini özel desteklerle sağlıyor fakül- teler, uluslararası toplantılara katılamıyor kimi zaman. Bilim dünyasının dışında kalıyor neredeyse! Tablo hayli acı sözün kısası, bilime, sanata soğuk bakan- lar, bilimin en gerçek yol gösterici olduğunu bilme- yenler oluşturuyor bu tabloyu. Milletvekilı aylığını üç profesör aylığıyla katlarken sergilenen gerçeğı umursamıyorlar! Yasayı onlar yapıyor, maaşlarını da istediği düzeye ulaştırabilir kuşkusuz. Dahası yaşam biçimi değişen milletvekıli aylığını yetersiz bulup, yeni zamlar da öngörebilır. Ama küçük bir hesabı ka- nıtlaması gerekiyor. Üstlendiğı görevi nasıl yerine ge- tiriyor, aldtğı aylık karştlığında ne venyor haJkına Yıllar boyunca ne yapıyor, kaç kez el kaldırıyor, kaç kez kürsüye çıkıyor, ne söylüyor, kimin sözcülüğü- nü yapıyor? Konuşmadığı zaman da kimler ödüyor suskunluğun faturasını? Tüm çalışanlar için geçer- li olan bir kurala milletvekilleri ters düşemez değil mi? Ne alıyor ne veriyorlar bilmek gerekir. Yazımı bitirirken Yalım Erez konuşuyor ekranda. İki haftalık uğraştan sonra hükümeti kurma görevi- ni bırakıyor. Bu görevi vererek duyulan güven, veri- len destek, gösterilen ilgi nedeniyle herkese teşek- kür ediyor. Biz de Yalım Erez'e teşekkür ediyoruz doğrusu. İki hafta yitirmenin acı faturasına karşılık belli gırdi- ler de var bu sonuçta. Belli gerçeklerin altı yeniden çiziliyor, belli kişilerin portresı açık seçik çıkıyor or- taya. O kişileri daha iyi tanıyoruz şimdi. Yine bir telefon, öykü anlatıyor bir dostum. Sayın Hasan Işık'tan dinlemiş vaktiyle: "Geceyanst yaktaşırken biri geliyor lokantaya. Kar- nı çok aç, güzel şeyleryemek isteğiyle parlıyorgöz- leri, seçim için listeye bakıyor, ama garson özür di- liyor. Saat 12.00'ye geliyor, mutfak kapanıyor, belli şeyleryiyebiHrancak. O saatte içki de venlmiyor. Aç adam şaşınyor. Pazarlığa başlıyor. - Lokantaya iki saat erken geldiğimi varsayabilir- sin, diyor garsona. Erken geidiğime göre istediğim yemeği seçer, mantarlı bonfile ısmarlayabilirim. Bir kadeh de kırmızı şarap isterim elbet. Sonra da biraz peynir. Garson dinliyor, özür diliyor gülümseyerek. - Üzgünüm, ama olayböyie gehşmedi! Varsayım- lara servis yok!" Ben de yorum yok diye selamlıyorum sizi. BULMACA SEDAT YAŞAYAS SOLDAN SAĞA: 1/ Sürat korku- su. II Su kıyıla- nnda yetişen ve kökü hekimlikte kullanılan otsu bırbitki... Oyun- da kazanılan her 5 parti. 3/ tçine küçük çakıltaş- lan gibi taneler konan ve vurma- lı çalgı olarak " kullanılan boş ve g kuru kabak. 4/ Franz Kafka'nın bir romanı. 5/ Hazırlama. hazır etme... Samit de denilen ve sözsüz oyna- nan köy seyirlik oyunla- nnın genel adı. 6/ "Hayır" anlammda kul- lanılan söz... Tatlı birçö- rek...Endonez>a'nınpla- " ka işaretı. 7/ favır, dav- 7 ranış...Kısaveetkilian- g latımı olan söz. 8/ Ri- Q ze'nın bir ilçesi. 9/ Kâ- 1 2 3 4 5 6 7 ğıt ya da zarf üstüne basılmış ad ve adres... Doğu Anado- lu'da kullanılan bir tür küçük zuma. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Dende yer yer küme durumundaki birtakım kabartılar- la kendını gösteren hastalık. 2/ Kırkpmar güreşlerini dü- zenlemeyi üstlenen kişiye verilen ad... Çiçekleri hekim- likte kullanılan ve kökü kavrularak yenen bir bıtkı. 3/ Iz- mır'in bir ilçesi... Arka, geri. 4/ Toprağı kazıp sıper yap- mak... "—- Yayınevi": 1959'da Istanbul'da kurulmuş ya- ymevı. 5/ Czerine şılte serilerek yatmaya ya da oturmaya yarayan, tahtadan sekı. 6/Tellı balıkçıl... Yağı alınmışsüt- ten ya da yoğurttan yapılan peynir. 7/ Bakterilerin çomak biçiminde ince uzun olan türü... Alevı-Bektaşı törenlen- ne verilen ad. 8/ Parola... Büyük Menderes deltasında, zengın bir kuş yapısına sahıp göl. 9/ Çözümleme.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle