Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 OCAK 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 13
NTVDoğuş
Grubu'na satM
Ekonomi Servisi - Cavit
Çağlar'ın sahibi bulunduğu
Nergis televizyonunun
(NTV), Doğuş Grubu'na
satıldığı bildinldi Edinilen
bilgiye göre, NTV'den elde
edilecek gelirin bir kısnu
Çağlar'ın sahibi olduğu
şirketlerin Garanti
Bankası'na borcunun
kapatılmasında
kullanılacak.
Etibank'ta hisse
devri
.4NKARA(AA)- Sabah
Medya Grubu ve Bilgin
ailesi, Medya !pek Holding
ve Etibank hisselerinin
tamamına sahip oldu.
Devirle birlikte Cavit
Çağlar'ın bankada ve
Medya lpek Holding'de
hissesi kalmadı.
Etibank'tan yapılan
açıklamada, Etibank'ın ana
hissedan Medya lpek
Holding'de yapılan
sermaye arttınmlan
sonucunda, Sabah Medya
Grubu ve Bilgin ailesinin,
Medya ipek Holding ve
Etibank'ın hisselerinin
tamamına sahip olduğu
bildinldi. Açıklamada,
Medya lpek Holding ve
Etibank'ın yönetim ve
denetimini de, Medya
Grubu'nun üstlendiği
kaydedildi.
Koç'a, Fahrettin
Aslan hissesi
Ekonomi Servisi - Koç
Holding, "Gazinocular
Kralı" olarak bilinen
Fahrettin Aslan'dan turizm
şirketi hissesi satın aldı.
IMKB'ye gönderilen
açıklamaya göre Tek-Art
Kalamış ve Fenerbahçe
Marmara Turizm'in
hisseleri. Tek Art Holding,
Tek Art Inşaat, Akkök
Sanayi Yatınm. Aksam
Petrol ve Fahrettin
Aslan'dan satın alındı.
Gazyağına yüzde
3zam
• ANKARA(AA)-
Gazyağı fiyatlanna
bugünden itibaren geçerli
olmak üzere, yüzde 3
oranında zam yapıW«.iio-,)-H
Petrol Ofîsi'nden yapılan
açıklamaya göre,
gazyağının pompa satış
fiyatı, yüzde 3 artışla
Ankara'da 147bin200
liraya, istanbul'da 144 bin
400 liraya, îzmir'de ise 143
bin 200 liraya yükseltildi.
Bankalar
BiPiiği'nin ziyapeti
ANKARA (AA) - Türkiye
Bankalar Birliği'nden,
Yönetim Kuruîu Başkanı
Ersin Özince
başkanlığındaki heyetin, 4
Ocak"ta Hazıne Müsteşan
Yener Dinçmen ve Merkez
Bankası Başkanı Gazi
Erçel'i ziyaretleriyle ilgili
bir açıklama yapıldı.
Açıklamada, Dinçmen ile
yapılan görüşmede,
bankacılık sisteminde
doğan yasal boşluğun bir
an önce giderilmesi ve
bankalar yasa tasansının
sonuçlandınlması istendi.
Erçel'Ie yapılan görüşmede
de mali sektörün
gündeminde yer alan
konulara ilişkin, birliğin
görüşlen iletildi.
Konut kredisi
• ANKARA (AA) - Toplu
Konut Fonu'ndan (TKF)
şehit aileleri ve malullere
verilen faizsiz kredi
miktan, 2 milyar 875
mılyon liradan, 4 milyar
880 milyon liraya
yükseltildi. Toplu Konut
ldaresi Başkanı Mehmet
Kemal Ünsal'ın verdiği
bilgiye göre, yeni
belirlenen miktar üzerinden
kredi verme işlemine
yılbaşından itibaren
başlandı. Fondan
şimdiye kadar venlen
faizsiz kredi miktan geçen
yıl sonu itibanyla toplam
7.1 trilyon liraya ulaştı.
Petkim'de istffa
Ekonomi Servisi - Petkim
Yönetim Kurulu Başkanı
M. Vehbi Dinçerler, 18
Nisan'da yapılacak
seçimlerde aday olmak
üzere görevinden istifa etti.
İMKB'ye gönderilen
açıklamada, Dinçerler'in
aynlma talebinin. yönetim
kurulunun dünkü
toplantısında görüşüldüğü
ve Özelleştirme ldaresi
Başkanlığı'na iletilmesi
karan alındığı bildinldi.
Açıklamada, tayin makamı
olan Başbakanlığın
görüşünün beklendiği de
kaydedildi.
Ankara Gelirler Bölge Müdürü yeni dönemde vergi denetimlerine ağırlık verileceğini söyledi
'Türkiye'de denetim yüzde 2'
BANU SALMAfV
ANKARA - Büyük umutlar-
la yaşama geçirilen. ancak belir-
li kesimlere verilen ödünlerle ya-
ra alan Vergi Yasası'nın işlerliği
denetimin gücüne kaldı. Ancak
denetim mekanizmasının saglık-
lı işlemediği ülkemizde vergi de-
netimlerinin yüzde 2"lerde kaldı-
ğı vurgulanıyor.
Ankara Gelirler Bölge Müdü-
rü Mehmet AKmdağ. Türkiye'de
denetimin yüzde 2-3"lerde kaldı-
ğına dikkat çekerken, mart-ni-
san aylannda beyannamelerin
verilmesinin ardından 3 ay için-
de sıkı denetim yapılacağını vur-
guladı.
Altındağ, Ankara "da doğalgaz
tesisatçılan, pencere-çelik kapı fa-
aliyetlennde bulunanlar ve oto-
• Vergi Yasası'nın başansı büyük ölçüde denetimlere bağh. Ancak gerek
kamunun ücret politikalanndaki yetersizlikler gerekse denetmenlerin sürekli
siyasi baskılarla karşı karşıya olması denetimleri işlevsiz kılıyor. Vergi iadeleri
nedeniyle 'naylon fatura' basımındaki artışa dikkat çekiliyor.
gaz bayilerinin 1999 yılında in-
celemeye almacağını bildirdi. Al-
tındağ, v ergi iadeleri nedeniyle de
"naylon fatura" basımlannın art-
tığına dikkat çekti.
6 bölge müdürlüğü daha
Ankara Gelirler Bölge Müdü-
rü Mehmet Altındağ. 1993 yı-
lında çıkanlan kanun hükmünde
kararnameye göre, geçen yıl ku-
rulan Ankara, Antalya, tzmir,
Adana, Samsun ve Erzurum dı-
şında 6 yerde daha bölge müdür-
lügü kurulacagını bildirdi."Böl-
ge müdürlüklerinin asıl amacı
denetim elemanlannı daha etkin
kullanarak verimli incelemeler
yapmak. mükellefleri daha ya-
kından takip etmek" diyen Altın-
dağ, defterdarhklar bünyesinde
denetmenlerin siyasi baskıyla
karşılaştıklannı anlattı. Altındağ
şöyle konuştu:
u
Bir ilin en iyi iş yapan mtite-
ahhidi bir partinin yönericisi olu-
yor. Oradaki denetmeni hemen bir
tayin korkusu sarmava başlar.
Deftcrdartıklar bünyesinde de-
netmenlervergidencrimine daha
azzaman ayırabilh'orlardL Anka-
ra, İstanbul, lzmir hariç, büyük
iller dışında pek inceleme yapa-
mıvorlardı. Şimdi iş say ısı 60'tan
25'e indirildi, ama burada vergi
kayıp ve kaçağım bulma oranı 2-
3 lîat artö."
Cari dönemde inceleme
Altındağ. bölge müdürlükle-
rinin kurulmasından sonra ba-
kanlığın talimatıyla verimsiz iş-
lerin tasfiye edildigini kaydetti.
Incelenecek sektörlerin bölge
müdürlükleriyle ekonomideki
gelişmelere koşut saptanacağını
bildiren Altındağ, "Biz eski yü-
lan inceKyorduk. Şimdi mükelief
Talebin düşmesi, fiyatlann enflasyonun gerisinde kalmasına yol açtı
4
Otomotivci kârdan zarar etti
9
• Otomobil flyatlannın 1998'dereelolarak
gerilemesi ile sanayici zor durumda. Uzmardar
"sadece kârdan zarar edildigini" belirtiyoriar.
Dunıma sevinenler ise müşteriler.
Fıyatlar bu yıl enflasyonun altında
MODEL *43Tj
FordEacortai.3 "***^
FordEscortCU(1.6
FofdKA1.3i
FordFestaRar
HyundaiAccentLSSedan
Renault 12 Toros
nenau8BroadwayFtt.14
RenauS191.6ajR.HDT
RenaultMeganeRTA1.6e
TofaşŞahmU
TofeşŞaNnS
TofaşKartal
•fofaçOoğanSHC»^
T.po1.4S 4 5 g \
UnoS * & ı g
) OCAK
2,568,422,500
3.422,692,600
2,472,117,500
2,580.292,500
2,212,700,000
1,887,554,890
2,041.949,980
2,642,731,720
3.403,011,596
1,823,766,000
2,035,568,860
2,119.986.550
2,231,380,450
2.295.170,650
1.965,950,700
ARAUK
3,668,482,800
4,660,722.500
3,499,817,500
3,822,467.500
3,371,300,000
2,947,416,500
3,118,621,744
4,045,697,476
4,902,376,134
2,804,631,300
3,063,092.850
2,937,627,200
3^51,090,650
3.459,395,650
2,944^56,000
Art?
(Yûtde)
43.4
36.2
41.8
481
52.4
56.1
52.7
53.1
44.1
53.8
50.5
38.6
45.7
50.7
49.8
Ekonomi Servisi - Küresel kriz ve iç pi-
yasadaki daralmanın etkisiyle otomobil fı-
yatlan bu yıl enflasyonun gerisinde kaldı.
Yerli üreticiler, daha önceki yıllarda enf-
lasyonun üstünde artış gösteren otomobil
fiyatlannm bu yıl tüketici fiyatlannın al-
tında artış kaydetmesinden dolayı u
zor du-
rama düşröklerini" açıklarken uzmanlar
"sadecekânlafl zararedfldiğur belirtiyor-
lar.
Otomotiv pazannda özellikle yilın ikin-
ci yansmda ağırlaşan durgunluk nedeniy-
le enflasyonun altında kalan otomobil fi-
yatlan müşterileri ise sevindirdi.
Geçen yıl Devlet lstatistik Enstitüsü
(DtE) tarafindan tüketici fiyatlannda yüz-
de 69.7 olarak açıklanan etıflasyona kar-
şm yerli otomobillerin anahtar teslimi fi-
yat artışlart, bunun yaklaşık 14 ila 34 pu-
an altında kaldı.
Sektörtemsilciieri, bu durumu "Saöla-
mayan mala fiyat koymak da zor" diye
özetlerken seçimin ardından işlerin açıla-
cagını düşünüyor. Otomotiv Sanayicileri
Derneği (OSD) Genel Sekreteri Prof. Dr.
Ercan Tezer de yaptığı değerlendirmede,
fiyatlardaki reel gerilemenin doğrudan
doğruya talebin daralmasıyla ılgılı oldugu-
nu vurgularken uzmanlar, "Talebin düş-
mcsine karşın fîv arJann daha önceki yıllar-
da otduğu kadararnş kaydetmesi bekJene-
mez"' yorumunu yaptı.
İhracat yüzde 13.2 arttı
Türk otomotiv sektörünün 1998 yılı ih-
racati önceki yıla göre yüzde 13.2 oranın-
da artarak 1 milyar 773 milyon dolara yük-
seldi. Uludağ lhracatçı Birlikleri Genel
Sekreterliği'nden altnan bilgiye göre ge-
çen yıl gerçekleştirilen otomotiv ihracatı-
nm yüzde 64'lük bölümünü, çeşitli yedek
parçalan içeren yan sanayi ürünleri oluş-
turdu.
Yan sanayi ihracatı son bir yılda yüzde
18 artarak 1 milyar 81 milyon dolara ulaş-
tı. Traktör ihracatı ise 1998 yılı boyunca
istikrarlıbirartışkaydederek lOmiIyondo-
lardan 22.2 milyon dolara tırmandı.
cari dönemde ıncelenecek. Vergi
kaçırmava başvurmavacak, ma-
liye hemen arkamda, diye hisse-
debilecek. 5 sene sonra incelersek,
mükelleflerin yaptığı vanhşlık 5
yıl boyunca devam ediyordu. Şim-
di hem cav dıncılık etkisi artacak
hem de devlete vergi geliri daha
çok sağtanacak" diye konuştu.
Ankara Gelirler Bölge Müdü-
rü Mehmet Altındağ, Türkiye'de
vergi yükümlü sayısına göre de-
netleme gücüne sahip eleman sa-
yısının yetersizliğine dikkat çek-
ti.
"Türkhe'de her zaman söyle-
niyor, vergi incelemeoranı yüzde
1-2 arasında" diyen Altındağ. ye-
ni eleman alınmasının planlandı-
ğını, ancak bu elemanlann eği-
timi sürecinde, yine ücret denge-
sizligi nedeniyle denetmenlerin
kamudan aynldığmı anlattı.
Denetmen sayısı azahrken
yükümlü sayısının arttığını
kaydeden Altındağ. 1999 yı-
lından itibaren herkesin po-
tansiyel vergi yükümlüsü
olduğuna dikkat çekti.
1992 yılında sayılan 2 bin
140 olan denetmenlerin
1999'da 169 l'e düştügü, Ma-
liye Bakanlıgı'nm 5 bin de-
netim elemanına gereksini-
mi olduğu ögrenildi.
Sahte belgelere dikkat
Ankara Gelirler Bölge
Müdürü Mehmet Altındağ,
bu ay yapılacak vergi iade-
bildirimleri nedeniyle sah-
te belge basımlarının başla-
dığını belirtirken "Hemen
türemişler. Yazarkasa çab-
yorlar bir yerden ya da fark-
lı evrakla satış işlcri oluyor.
Onlan \iizde 1 'le satıyoriar,
yükümlü de viizde 5 alacak
diye. Bunlann yakalanması
ihbarla oluvor. Elimizdeki,
eskiden de gelen işlerin vüz-
de 35-4()'ı böyie. Bunlan ma-
li polis yakalıyor, el koyduğu
defter ve belgeieri bize veri-
yor" diye konuştu.
Rusya ile ticaretyeniden canlandırıhyor
Gümrüklere kolaylık
HAZALATEŞÇAKIR
Küresel krizle birlikte Türkı-
ye'nin Rusya ve Bağımsız Dev-
İetler Toplulugu (BDT) ülke-
lerinde daralan ticaret hacminin
geliştirilmesi için yeni çıkış yol-
lan arayışı sürüyor. Bu ülkele-
rin yeni yılla birlikte ortak güm-
rük deklarasyonuna geçmeleri
ve Rusya'nın temel gıda. giyım
Tunç Uhığ
ve ilaç ürûnlennde ihtiyat stoklan oluş-
turma karannm Türkiye ıçin bir fırsatola-
cağı ileri sürülüyor.
Türk-BDT tş Konseyleri Başkanı
Tunç LTuğ'a göre yeni gümrük deklaras-
yonunun Türkiye've "hemolumlu hem
de olumsuz etkileri olabilir. çünkü Rus-
ya'daki krizin BDT ülkelerine etkileri
bu yıl ortaya çıkacak."
Dünya ekonomisiyle bütünleşme yo-
lunda birbiriyle yanşa giren ve Türk
ışadamlan için defirsatlaryaratan BDT
ülkelenni zorlu bir yıl bekliyor. Öte yan-
dan Rusya da. 1998 yılında yaşadığı kri-
zin ardından ekonomik ve siyasi yapi-
sında yeniden yapılanmaya giderken ih-
tiyat stoklan oluşturma karan aldı. Bu
arada Rusya'nın ıhracattan sagladığı ge-
lir 15 milyar dolar. vergi gelirleri de 10
milyar dolar azalırken iç ve dış borçla-
n yükseldi.
BDT İş Konseylen Başka-
nı Tunç Ulug, ekonomik sorun-
lan çözmek için Rushüküme-
tinin yerli üretimi korumayı
amaçiadığinı belirterek sınır
kontrollerinı de genişlettiğini
söyledi. Uluğ, Rusya'nın ihti-
yat stok oluşturma karannda,
önceliğin bu ülkeye doğalgaz
borcu olan BDT ülkelerine ve-
rileceği tahmininde bulundu.
Uluğ, "Bunu serbest ekonomi sistemi
içinde yapacaksa Türkiye için bir fırsat
olabilir. Çünkü Türk mallan birçok ül-
ke mallanna göre daha avantajb" dedi.
Uluğ, Belarus ülkeleri ve Rusya'nın
son zamanlarda dış işlerinde birlikte ha-
reket ettiklerini belirtti. BDT ülkeleri
smırlannda ortak gümrük deklarasyonu
yılbaşmda yürürlüğe girdi. Bu uygula-
mayla Polonya'dan Rusya'ya ginş yapan
bir yabancı, bu sınır noktasında doldu-
racağı gümrük deklarasyonu ile ikinci
bir işleme gerek kalmadan Tacikistan'dan
Afganistan'a geçebilecek.
Uluğ; Ozbekistan, Kazakistan, Rus-
ya ve Kırgızistan'ın aralannda serbest
gümrük anlaşmalannın bulunduğunu
anımsatarak "Mal mübadeiede bir ülke-
den diğerine gümrüksüz gidiyordu. Bu-
nun olumlu vanlan kadar olumsuz van-
lan da >ar" görüşünü bildirdi.
Sadullah UsumVyeBasuı ÖzelÖdülü
GazetembyazanSadullah Usumi.ülketan-
mının ve Türk çiftçisinin sorunlannı yansı-
tan özgün \ a/Jİan nedeniv le Türk Mimar ve
Mühendis Odalan Birliği Ziraat \liihendis-
ieri Odası tarafindan " 1998 Basın Özel Ödü-
lü"nü aldı. Sadullah Usumi, son 8 yıl içinde
yazılanvla 30. kez ödöle değer görüldü. Zi-
raat Mühendisleri Odası tarafindan bu yıl ve-
rUme\e başlavan bilim. hizmet ve teşv iködül-
leri için Türkive Odalar ve Borsalar Birliği
salonunda tören düzenlendi. Ziraat Möhen-
disleri Odası Genel Başkanı Prof. Dr. Gürol
Ergiru L sumi'nin kırsal kesimin kalkınma-
sı ve çiftçinin refahı yönündeki çabalannı
kutladı. Tanm Bakanı Mustafa Taşar, ken-
disinieteştirenyazılarına karşın l sumi'yi"tak-
dir ettiğini'" söyledi. Lsumi, "bakanı eleştir-
mek amacıyla değil. gördüğü yanhşlann dü-
zeltilmesi amacıv la vazılar vazdığmı"" vurgu-
ladı. Lsumi. "Önemli olan, bakanlann göre-
vi bıraktıktan sonra nasıl anıldığı. Taşar da
japtjgı doğru işlerle anılacak" dedi.
ÇİFTÇİDOSTU
SADULLAH USUMİ
Çiftçinin Kesesinden
Sanayiciye 250 Trilyon
Geçen gün Cumhuriyet gazetesının bınncı sayfa-
sında "Ekonomik tablo ürkütüyor" başlıklı bir haber
vardı.
Milli Güvenlik Konseyi'nin son toplantısında, gelir
dağılımındaki eşitsızliğin toplumsal banşı tehdrt etti-
ği, irtica, terör ve organize suç odaklannın güçlenme-
sine neden olduğu ilen sürulmüş.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de ülke gene-
linde yoksulluk sınırının altında yaşayan 10 milyon
dolayında yurttaşımızın bulunduğunu söylemiş.
Her iki tespit de doğru. 1980 yılından sonra gelır
dağılımındaki dengeler altüst oldu. Zenginler akıl al-
maz servetlereulaşırken dargelirfılergiderek daha da
fakirleştiler. Bu ınsanlann hâîâ nasıl yaşayabildikleri-
ne hayret etmemek mümkün değil.
Kişi başına milli gelir hesaplan da artık inanılır ol-
maktan çıktı. Orman bölgelerinde aylık geliri iki veya
üç milyon lirayı geçmeyen on binlerce insanımız var.
Hepsi hayatta kalabilmek için adeta mucizeler yara-
tıyor.
Kentlerde ve kasabalarda da açlık diz boyu... Kır-
sal alanlarda geçinemediklen için binbir umutla göç
eden yüz binlerce, milyonlarca insan, kentlerin yalnız
varoşlannı değil, ana caddelerinı de doldurdu. Istan-
bul'un BağdatCaddesı'nde, Şişli'sinde, Etıter'inde, Bo-
ğaz'ın en lüks semtlerinde yol kesmeler başladı.
Bu insanlar köylerinden, kasabalanndan istanbul'a,
Ankara'ya, Izmır'e, Adana'ya, Konya'ya keyiflerinden
gelmedıler. İş ve aş bulmak için geldiler. İş ve aş kent-
lerde de kalmadı. Hepsi sokaklarda başıboş dolaşı-
yor. Kasaba ve köyterinde bıraktıktan ailelerine para
gönderememenin sıkıntısını yaşıyorlar. Bu insanlar
ne kadar iyi nıyetli olurlarsa olsunlar, kendilerini suç
işlemekten ne kadar süre alıkoyabileceklerdir.
Aslında yoksulluk sınırının attında yaşayan insan sa-
yısı 10 miiyondan çok fazla. Eğer, Avrupa ölçülerini
almaya kalkarsak sayı 40 milyonun da üstüne çıkar.
•••
Türkiye bu hallere nasıl düştü?
Eğer, sorunlara gerçekçi olarak yaklaşırsak yanıtı-
nı bulmak çok kolay. 1980 yılından sonra ışbaşına ge-
len asker ve sivil hükümetler holdinglere hep yeşil ışık
yaktılar. Halkı, özel sektörün sömürüsüne karşı koru-
yan kurumlan, yasalan ve yönetmelikleri değiştirdiler.
Türkiye'nin tüm nimetlerinden sadece paralı pullu
patronlaryararlandı. Sanayi ürünlerine istedikleri ka-
dar zam yaptılar. Her üründen maliyetinın birkaç ka-
tı paralar kazandılar. Patronlann kazançlan enflasyo-
nu bile katladı.
Buna karşılık; çiftçi, işçi, emekli, memur, küçük es-
nafın gelirleri enflasyon oranının çok altında kaldı. Ta-
nm kesiminde ise tam bir facıa yaşandı. Ömeğin, her-
hangi bir tanm ürününün fiyatı 1979 yılından bu ya-
na 6 bin kat artmışsa sanayi ürünlerındeki fiyat artış-
lan 30 bin, hatta 50 bin katı buldu.
Böylece halkımız soyuldu. Birtaraf ışsizliğe, para-
sızlığa ve açlığa sürüklenırken küçük bir azınlık yılda
200 hatta 250 trilyon liralara varan kazançlara ulaş-
tı... Böylece gelir dengelerinde uçurumlar oluştu.
•••
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bütün bu ger-
çekleri biliyor. Tanm kesimınin içinde bulunduğu ağır
koşullan hemen her vesile ile anlatıyor. Tarım ve hay-
vancılığı içine düştüğü bunalımdan kurtarmak için
öneriler getiriyor. Ayakta alkışlanıyor.
Ama ne yazık kı Cumhurbaşkanımız hem 10 mil-
yon yurttaşımızın yoksulluk sınırının altında olduğu-
nu vurguluyor hem de bir 10 milyonu daha açlığa sü-
rükleyecek bir kararnamenin de altına imzasını atıyor.
Imzaladığı kararnameye göre, tanm satış koope-
ratiflennin stoklannda bulunan pamuklar, sanayıcile-
re dünya fiyatlan üzennden faizsiz ve 6 ay vadeli sa-
tılacak.
TARİŞ, ÇUKOBİRLİK ve ANTBİRLİK gibi tanm sa-
tış kooperatıflen çiftçinin öz malı. Devletin ve hükü-
metlerin hiçbir ılgisi yok. Parası pulu, kârı zararı çift-
çiye art. Tıpkı Koç, Eczacıbaşı ve Sabancı Holding'le-
re bağlı şirketler gibı.
Ama 1980 yılından sonra işbaşına gelen siyasetçi-
ler yasalarda birkaç satırlık değişiklik yaparak yüz
binlerce ortağı bulunan tanm satış kooperatiflerinin
malını, mülkünü kullanma hakkını elinden aldı...
Şimdi, bu değişikliğe dayanarak çıkanlan karama-
me ile devlet, çiftçinin kendi malı olan 500 milyon ki-
loya yakın pamuğuna el koyuyor. Fiyatını devlet tes-
pit ediyor. Hatta, sanayicilere satış koşullarını bile...
Pamuk üreticısı bu yıl tanhınin en kötü yılını yaşa-
dı. 250 bin liraya mal ettıği pamuğunu Çukurovalı çrft-
çi, 80 ila 100 bin liraya; Egeli çiftçi de 120 ila 130 bin
liraya satabıldı. Kilo başına 100 ila 150 bin liraya ya-
kın zarar etti.
Aynca, sanayicilere 6 ay vadeli ve faizsiz satılacak
pamuktan da çiftçi kesiminin zaran en azından 200
ila 250 tnlyon lirayı bulacak. Bu kadar para, bu yıl pa-
zarlama faciası yaşayan pamuk üreticisinin kesesin-
den alınacak, yıllık kârlan trilyonlan aşan büyük sanayi-
cilerin kasalarına aktanlacak.
Işte... Kararnamenin yaratacağı sonuç bu...
MAI tüketicinin en temel haklarına saldırıyor
Turkocağt Cad. 39/4 7
Cagaloğlu/ISTANBUL.
FA.KS- (O 21S) 514 OT 51
Türkiye'nin de üye olduğu Ekonomik Kal-
kınma ve Işbirliği Teşkilatı (OECD) bünye-
sinde görüşmeleri 4 yıldır sürdürülen ve
Dünya Ticaret Örgütü'nün çatsı altına ta-
şınan Çok Taraflı Yatınm Anlaşması (MAI),
tüketicinin kazanılmış yasal haklannı da
tehdit ediyor.
"Küreselleşmenin anayasasf'diye de
tanımlanan MAI. ulus ötesi şirketlere "sı-
nırsız" diyetanımlanabilecek ölçüde avan-
tajlar tanırken ulusal yasaları hiçe sayıyor.
Ülkelere yapılacak yabancı sermaye yatı-
nmlarına en az yerli sermayeye tanınan
avantajlar kadar olanak tanınmasını öngö-
ren MAI "Zarara uğramaları, uğratılma-
lan" durumunda uluslararası tekellene, dev-
letler aleyhıne dava açma hakkını tanıyor
ve bu davalann uluslararası mahkemeler-
de görülmesini öngörüyor.
Oysa dünyanın her yerinde, tüketicinin,
olabildiğınce yüksek kalitede ürünü ucuza
alabilmesi, her şeyden önce rekabetin ko-
runmasına bağlı.
Aralannda îüketiciyi Koruma Derneği
(TÜKODER), CUMOK, Birleşik Metal fş
Sendikası, Eğitim-Sen'in bazı şu-
beleri ve Özelleştirme Karşrtı Plat-
form'un da bulunduğu MAI Kar-
şıtı Çalışma Grubu üyeleri faaliyet-
lerine devam ediyor. MAI'nin ulus-
lararası şirketlere bu denli büyük
avantajlar tanrması, BM tarafindan
kabul ve ilan edüen evrensel tü-
ketici haklarının da uygulanma
koşullannı ortadan kaldırıyor.
MAI'nin tehdit ettıği temel tüke-
tici haklan şunlar:
- Sağlıklı bir çevrede yaşa-
ma hakkı;
Dünya tüketicilerinin en önem-
li haklanndan olan sağlıklı çevre-
de yaşama hakkı, doğal kaynak-
lan yok ederek ve üretimde her rür
yöntemi kullanarak yayılan ser-
mayenin de en çok ihlal ettiği hak-
lar arasında yer alryor.
MAI'yle birlikte kuralsız özelleş-
tirme uygulamalanyia kamusal de-
ğerlerin yağmalanması hedefle-
nirken firmalar neredeyse "yar-
gılanamayacak" hale gelecek-
lerı için en tehlikeli üretim yöntemlerine
başvurabılirler.
Firmalann en tehlikeli yöntemleri kullan-
ması halinde bile Eurogold şirketine karşı
yıllardır Bergama'da sürdürülen mücade-
le benzeri çabalar suç sayılacak ve fııma-
lar devletten tazminat isteyebilecek.
-Tazmin edilme hakkı;
Tüketici herhangi bir şekilde zarara uğ-
MAI, uluslararası şirketlere büyük olanaklar
sunarken tüketicinin birçok evrensel
haklannı da tehdit ediyor.
ratıldığında dava açarak hakkını arayabili-
yor. Ancak, ulus yasalannın MAI karşısın-
da çaresiz kalması tüketicinin tazminat is-
teme hakkını da elinden alryor. Herhangi bir
nedenle maddi ya da manevi zarara uğra-
yan tüketici, firma hakkında dava açama-
yacak.
- Sağlık ve güvenliğin korunması hak-
kı;
Rekabetin olmadığı bir ortamda, mal ve
hizmetlerin kalitesinden söz etmek
mümkün olmaz. Tüketicinin ya-
sal haklara sahip olmasına kar-
şın denetim boşluklanndan yarar-
lanarak "daha çok kâr" için tü-
keticinin sağlığını tehdit eden
ürünleri rahatlıkla pryasaya su-
nabilen fimnalar, bu konuda da-
ha da cesaretlenecek. Çünkü ulu-
sal yasalann geçerliliğini yitirdiği
bir ortamda tüketicinin yasal yol-
lardan hak araması söz konusu
olamayacak.
Türkiye'de bugüne kadar pek
çok tüketici davası tüketici lehi-
ne sonuçlandı ve zarara neden
olan firma cezalandınldı. Tüketi-
cinin ancak yasal yoldan müca-
dele ettiği ve çoğu zaman bu şe-
kilde hakkını alabıldiği Türkiye de
bunun engellenmesi tüketici ha-
reketinin de sonu anlamına gelir.
öteyandan MAI'nin kaçınılmaz
sonuçlanndan biri de işsizlik. Çün-
kü, MAI, uluslararası firmalaraya-
tınmlarıyla ilgili olduğunu belirt-
tikleri her elemanı sorgusuz sualsiz yatın-
mın gerçekleştirildiği ülkeye getirme hak-
kını da tanıyor. Bu nedenle işsizliği arttırma-
sı beklenen MAI'nin Türkiye'de ne gibi so-
nuçlar doğurabileceği ortaya çıkıyor.
Üstelik anlaşmayı imzalayan devlet 5 yıl
süre ile anlaşmadan çıkamadığı gibi çık-
tıktan sonra da 15 yıl süreyle anlaşmanın
bütün hükümlerini uygulamak zorunda
bırakılıyor.
- Ekonomik çıkartann korunması (seç-
me) hakkı;
Bu madde de tüketicinin en önemli hak-
lanndan biri olduğu gibi MAI'nin tehdit et-
tiği temel haklar arasında. Rekabet tüketi-
cinin lehine sonuçlar doğururken, rekabe-
tin korunamadığı alanda fiyat ve kalite çe-
şrtliliğınden söz edilemeyeceğinden tüke-
ticinin seçme hakkını kullanması mümkün
olmayacak. Tekelleşmeye karşı sürdürü-
len mücadele bugünkü koşullarda bile tam
anlamıyla başarıya ulaşmayarak tüketici
aleyhine yüksek fiyat oluşmasının önüne ge-
çilemezken MAI zımryla korunacak şirket-
lerin faaliyetlerini kontrol etmek söz konu-
su olmayacak.
- Bilgilendirilme hakkı;
Tüketicinin reklamlann insafına bırakıl-
dığı Türkiye'de, kimi zaman yanıltıcı reklam
yapan firmalann cezalandınldığını da görü-
yoruz. Ancak MAI'nin şirketlere tanıdığı ola-
naklar, tüketicinin bu hakkını da elinden
alabilecek güçte. Ulus yasalannının, söz
konusu şirketlerin, diğer faaliyetlerini oldu-
ğu gibi reklamlannı da denetleyememesı tü-
keticinin bilgilendirilmesine ve yönlendirı-
len olmaktan çıkıp yönlendiren olmasına en-
gel olacak.
- Temsil edilme hakkı;
Bu madde tüketicinin hükümetlerin eko-
nomik politikalannın belirlenmesinde tem-
sil hakkını ifade ediyor. Ancak hükümetle-
rin bile etkili olmayacağı koşullarda tüketi-
cinin bu hakkını kullanabilmesi söz konu-
su olmayacak.