28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 13 NTVDoğuş Grubu'na satM Ekonomi Servisi - Cavit Çağlar'ın sahibi bulunduğu Nergis televizyonunun (NTV), Doğuş Grubu'na satıldığı bildinldi Edinilen bilgiye göre, NTV'den elde edilecek gelirin bir kısnu Çağlar'ın sahibi olduğu şirketlerin Garanti Bankası'na borcunun kapatılmasında kullanılacak. Etibank'ta hisse devri .4NKARA(AA)- Sabah Medya Grubu ve Bilgin ailesi, Medya !pek Holding ve Etibank hisselerinin tamamına sahip oldu. Devirle birlikte Cavit Çağlar'ın bankada ve Medya lpek Holding'de hissesi kalmadı. Etibank'tan yapılan açıklamada, Etibank'ın ana hissedan Medya lpek Holding'de yapılan sermaye arttınmlan sonucunda, Sabah Medya Grubu ve Bilgin ailesinin, Medya ipek Holding ve Etibank'ın hisselerinin tamamına sahip olduğu bildinldi. Açıklamada, Medya lpek Holding ve Etibank'ın yönetim ve denetimini de, Medya Grubu'nun üstlendiği kaydedildi. Koç'a, Fahrettin Aslan hissesi Ekonomi Servisi - Koç Holding, "Gazinocular Kralı" olarak bilinen Fahrettin Aslan'dan turizm şirketi hissesi satın aldı. IMKB'ye gönderilen açıklamaya göre Tek-Art Kalamış ve Fenerbahçe Marmara Turizm'in hisseleri. Tek Art Holding, Tek Art Inşaat, Akkök Sanayi Yatınm. Aksam Petrol ve Fahrettin Aslan'dan satın alındı. Gazyağına yüzde 3zam • ANKARA(AA)- Gazyağı fiyatlanna bugünden itibaren geçerli olmak üzere, yüzde 3 oranında zam yapıW«.iio-,)-H Petrol Ofîsi'nden yapılan açıklamaya göre, gazyağının pompa satış fiyatı, yüzde 3 artışla Ankara'da 147bin200 liraya, istanbul'da 144 bin 400 liraya, îzmir'de ise 143 bin 200 liraya yükseltildi. Bankalar BiPiiği'nin ziyapeti ANKARA (AA) - Türkiye Bankalar Birliği'nden, Yönetim Kuruîu Başkanı Ersin Özince başkanlığındaki heyetin, 4 Ocak"ta Hazıne Müsteşan Yener Dinçmen ve Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'i ziyaretleriyle ilgili bir açıklama yapıldı. Açıklamada, Dinçmen ile yapılan görüşmede, bankacılık sisteminde doğan yasal boşluğun bir an önce giderilmesi ve bankalar yasa tasansının sonuçlandınlması istendi. Erçel'Ie yapılan görüşmede de mali sektörün gündeminde yer alan konulara ilişkin, birliğin görüşlen iletildi. Konut kredisi • ANKARA (AA) - Toplu Konut Fonu'ndan (TKF) şehit aileleri ve malullere verilen faizsiz kredi miktan, 2 milyar 875 mılyon liradan, 4 milyar 880 milyon liraya yükseltildi. Toplu Konut ldaresi Başkanı Mehmet Kemal Ünsal'ın verdiği bilgiye göre, yeni belirlenen miktar üzerinden kredi verme işlemine yılbaşından itibaren başlandı. Fondan şimdiye kadar venlen faizsiz kredi miktan geçen yıl sonu itibanyla toplam 7.1 trilyon liraya ulaştı. Petkim'de istffa Ekonomi Servisi - Petkim Yönetim Kurulu Başkanı M. Vehbi Dinçerler, 18 Nisan'da yapılacak seçimlerde aday olmak üzere görevinden istifa etti. İMKB'ye gönderilen açıklamada, Dinçerler'in aynlma talebinin. yönetim kurulunun dünkü toplantısında görüşüldüğü ve Özelleştirme ldaresi Başkanlığı'na iletilmesi karan alındığı bildinldi. Açıklamada, tayin makamı olan Başbakanlığın görüşünün beklendiği de kaydedildi. Ankara Gelirler Bölge Müdürü yeni dönemde vergi denetimlerine ağırlık verileceğini söyledi 'Türkiye'de denetim yüzde 2' BANU SALMAfV ANKARA - Büyük umutlar- la yaşama geçirilen. ancak belir- li kesimlere verilen ödünlerle ya- ra alan Vergi Yasası'nın işlerliği denetimin gücüne kaldı. Ancak denetim mekanizmasının saglık- lı işlemediği ülkemizde vergi de- netimlerinin yüzde 2"lerde kaldı- ğı vurgulanıyor. Ankara Gelirler Bölge Müdü- rü Mehmet AKmdağ. Türkiye'de denetimin yüzde 2-3"lerde kaldı- ğına dikkat çekerken, mart-ni- san aylannda beyannamelerin verilmesinin ardından 3 ay için- de sıkı denetim yapılacağını vur- guladı. Altındağ, Ankara "da doğalgaz tesisatçılan, pencere-çelik kapı fa- aliyetlennde bulunanlar ve oto- • Vergi Yasası'nın başansı büyük ölçüde denetimlere bağh. Ancak gerek kamunun ücret politikalanndaki yetersizlikler gerekse denetmenlerin sürekli siyasi baskılarla karşı karşıya olması denetimleri işlevsiz kılıyor. Vergi iadeleri nedeniyle 'naylon fatura' basımındaki artışa dikkat çekiliyor. gaz bayilerinin 1999 yılında in- celemeye almacağını bildirdi. Al- tındağ, v ergi iadeleri nedeniyle de "naylon fatura" basımlannın art- tığına dikkat çekti. 6 bölge müdürlüğü daha Ankara Gelirler Bölge Müdü- rü Mehmet Altındağ. 1993 yı- lında çıkanlan kanun hükmünde kararnameye göre, geçen yıl ku- rulan Ankara, Antalya, tzmir, Adana, Samsun ve Erzurum dı- şında 6 yerde daha bölge müdür- lügü kurulacagını bildirdi."Böl- ge müdürlüklerinin asıl amacı denetim elemanlannı daha etkin kullanarak verimli incelemeler yapmak. mükellefleri daha ya- kından takip etmek" diyen Altın- dağ, defterdarhklar bünyesinde denetmenlerin siyasi baskıyla karşılaştıklannı anlattı. Altındağ şöyle konuştu: u Bir ilin en iyi iş yapan mtite- ahhidi bir partinin yönericisi olu- yor. Oradaki denetmeni hemen bir tayin korkusu sarmava başlar. Deftcrdartıklar bünyesinde de- netmenlervergidencrimine daha azzaman ayırabilh'orlardL Anka- ra, İstanbul, lzmir hariç, büyük iller dışında pek inceleme yapa- mıvorlardı. Şimdi iş say ısı 60'tan 25'e indirildi, ama burada vergi kayıp ve kaçağım bulma oranı 2- 3 lîat artö." Cari dönemde inceleme Altındağ. bölge müdürlükle- rinin kurulmasından sonra ba- kanlığın talimatıyla verimsiz iş- lerin tasfiye edildigini kaydetti. Incelenecek sektörlerin bölge müdürlükleriyle ekonomideki gelişmelere koşut saptanacağını bildiren Altındağ, "Biz eski yü- lan inceKyorduk. Şimdi mükelief Talebin düşmesi, fiyatlann enflasyonun gerisinde kalmasına yol açtı 4 Otomotivci kârdan zarar etti 9 • Otomobil flyatlannın 1998'dereelolarak gerilemesi ile sanayici zor durumda. Uzmardar "sadece kârdan zarar edildigini" belirtiyoriar. Dunıma sevinenler ise müşteriler. Fıyatlar bu yıl enflasyonun altında MODEL *43Tj FordEacortai.3 "***^ FordEscortCU(1.6 FofdKA1.3i FordFestaRar HyundaiAccentLSSedan Renault 12 Toros nenau8BroadwayFtt.14 RenauS191.6ajR.HDT RenaultMeganeRTA1.6e TofaşŞahmU TofeşŞaNnS TofaşKartal •fofaçOoğanSHC»^ T.po1.4S 4 5 g \ UnoS * & ı g ) OCAK 2,568,422,500 3.422,692,600 2,472,117,500 2,580.292,500 2,212,700,000 1,887,554,890 2,041.949,980 2,642,731,720 3.403,011,596 1,823,766,000 2,035,568,860 2,119.986.550 2,231,380,450 2.295.170,650 1.965,950,700 ARAUK 3,668,482,800 4,660,722.500 3,499,817,500 3,822,467.500 3,371,300,000 2,947,416,500 3,118,621,744 4,045,697,476 4,902,376,134 2,804,631,300 3,063,092.850 2,937,627,200 3^51,090,650 3.459,395,650 2,944^56,000 Art? (Yûtde) 43.4 36.2 41.8 481 52.4 56.1 52.7 53.1 44.1 53.8 50.5 38.6 45.7 50.7 49.8 Ekonomi Servisi - Küresel kriz ve iç pi- yasadaki daralmanın etkisiyle otomobil fı- yatlan bu yıl enflasyonun gerisinde kaldı. Yerli üreticiler, daha önceki yıllarda enf- lasyonun üstünde artış gösteren otomobil fiyatlannm bu yıl tüketici fiyatlannın al- tında artış kaydetmesinden dolayı u zor du- rama düşröklerini" açıklarken uzmanlar "sadecekânlafl zararedfldiğur belirtiyor- lar. Otomotiv pazannda özellikle yilın ikin- ci yansmda ağırlaşan durgunluk nedeniy- le enflasyonun altında kalan otomobil fi- yatlan müşterileri ise sevindirdi. Geçen yıl Devlet lstatistik Enstitüsü (DtE) tarafindan tüketici fiyatlannda yüz- de 69.7 olarak açıklanan etıflasyona kar- şm yerli otomobillerin anahtar teslimi fi- yat artışlart, bunun yaklaşık 14 ila 34 pu- an altında kaldı. Sektörtemsilciieri, bu durumu "Saöla- mayan mala fiyat koymak da zor" diye özetlerken seçimin ardından işlerin açıla- cagını düşünüyor. Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer de yaptığı değerlendirmede, fiyatlardaki reel gerilemenin doğrudan doğruya talebin daralmasıyla ılgılı oldugu- nu vurgularken uzmanlar, "Talebin düş- mcsine karşın fîv arJann daha önceki yıllar- da otduğu kadararnş kaydetmesi bekJene- mez"' yorumunu yaptı. İhracat yüzde 13.2 arttı Türk otomotiv sektörünün 1998 yılı ih- racati önceki yıla göre yüzde 13.2 oranın- da artarak 1 milyar 773 milyon dolara yük- seldi. Uludağ lhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği'nden altnan bilgiye göre ge- çen yıl gerçekleştirilen otomotiv ihracatı- nm yüzde 64'lük bölümünü, çeşitli yedek parçalan içeren yan sanayi ürünleri oluş- turdu. Yan sanayi ihracatı son bir yılda yüzde 18 artarak 1 milyar 81 milyon dolara ulaş- tı. Traktör ihracatı ise 1998 yılı boyunca istikrarlıbirartışkaydederek lOmiIyondo- lardan 22.2 milyon dolara tırmandı. cari dönemde ıncelenecek. Vergi kaçırmava başvurmavacak, ma- liye hemen arkamda, diye hisse- debilecek. 5 sene sonra incelersek, mükelleflerin yaptığı vanhşlık 5 yıl boyunca devam ediyordu. Şim- di hem cav dıncılık etkisi artacak hem de devlete vergi geliri daha çok sağtanacak" diye konuştu. Ankara Gelirler Bölge Müdü- rü Mehmet Altındağ, Türkiye'de vergi yükümlü sayısına göre de- netleme gücüne sahip eleman sa- yısının yetersizliğine dikkat çek- ti. "Türkhe'de her zaman söyle- niyor, vergi incelemeoranı yüzde 1-2 arasında" diyen Altındağ. ye- ni eleman alınmasının planlandı- ğını, ancak bu elemanlann eği- timi sürecinde, yine ücret denge- sizligi nedeniyle denetmenlerin kamudan aynldığmı anlattı. Denetmen sayısı azahrken yükümlü sayısının arttığını kaydeden Altındağ. 1999 yı- lından itibaren herkesin po- tansiyel vergi yükümlüsü olduğuna dikkat çekti. 1992 yılında sayılan 2 bin 140 olan denetmenlerin 1999'da 169 l'e düştügü, Ma- liye Bakanlıgı'nm 5 bin de- netim elemanına gereksini- mi olduğu ögrenildi. Sahte belgelere dikkat Ankara Gelirler Bölge Müdürü Mehmet Altındağ, bu ay yapılacak vergi iade- bildirimleri nedeniyle sah- te belge basımlarının başla- dığını belirtirken "Hemen türemişler. Yazarkasa çab- yorlar bir yerden ya da fark- lı evrakla satış işlcri oluyor. Onlan \iizde 1 'le satıyoriar, yükümlü de viizde 5 alacak diye. Bunlann yakalanması ihbarla oluvor. Elimizdeki, eskiden de gelen işlerin vüz- de 35-4()'ı böyie. Bunlan ma- li polis yakalıyor, el koyduğu defter ve belgeieri bize veri- yor" diye konuştu. Rusya ile ticaretyeniden canlandırıhyor Gümrüklere kolaylık HAZALATEŞÇAKIR Küresel krizle birlikte Türkı- ye'nin Rusya ve Bağımsız Dev- İetler Toplulugu (BDT) ülke- lerinde daralan ticaret hacminin geliştirilmesi için yeni çıkış yol- lan arayışı sürüyor. Bu ülkele- rin yeni yılla birlikte ortak güm- rük deklarasyonuna geçmeleri ve Rusya'nın temel gıda. giyım Tunç Uhığ ve ilaç ürûnlennde ihtiyat stoklan oluş- turma karannm Türkiye ıçin bir fırsatola- cağı ileri sürülüyor. Türk-BDT tş Konseyleri Başkanı Tunç LTuğ'a göre yeni gümrük deklaras- yonunun Türkiye've "hemolumlu hem de olumsuz etkileri olabilir. çünkü Rus- ya'daki krizin BDT ülkelerine etkileri bu yıl ortaya çıkacak." Dünya ekonomisiyle bütünleşme yo- lunda birbiriyle yanşa giren ve Türk ışadamlan için defirsatlaryaratan BDT ülkelenni zorlu bir yıl bekliyor. Öte yan- dan Rusya da. 1998 yılında yaşadığı kri- zin ardından ekonomik ve siyasi yapi- sında yeniden yapılanmaya giderken ih- tiyat stoklan oluşturma karan aldı. Bu arada Rusya'nın ıhracattan sagladığı ge- lir 15 milyar dolar. vergi gelirleri de 10 milyar dolar azalırken iç ve dış borçla- n yükseldi. BDT İş Konseylen Başka- nı Tunç Ulug, ekonomik sorun- lan çözmek için Rushüküme- tinin yerli üretimi korumayı amaçiadığinı belirterek sınır kontrollerinı de genişlettiğini söyledi. Uluğ, Rusya'nın ihti- yat stok oluşturma karannda, önceliğin bu ülkeye doğalgaz borcu olan BDT ülkelerine ve- rileceği tahmininde bulundu. Uluğ, "Bunu serbest ekonomi sistemi içinde yapacaksa Türkiye için bir fırsat olabilir. Çünkü Türk mallan birçok ül- ke mallanna göre daha avantajb" dedi. Uluğ, Belarus ülkeleri ve Rusya'nın son zamanlarda dış işlerinde birlikte ha- reket ettiklerini belirtti. BDT ülkeleri smırlannda ortak gümrük deklarasyonu yılbaşmda yürürlüğe girdi. Bu uygula- mayla Polonya'dan Rusya'ya ginş yapan bir yabancı, bu sınır noktasında doldu- racağı gümrük deklarasyonu ile ikinci bir işleme gerek kalmadan Tacikistan'dan Afganistan'a geçebilecek. Uluğ; Ozbekistan, Kazakistan, Rus- ya ve Kırgızistan'ın aralannda serbest gümrük anlaşmalannın bulunduğunu anımsatarak "Mal mübadeiede bir ülke- den diğerine gümrüksüz gidiyordu. Bu- nun olumlu vanlan kadar olumsuz van- lan da >ar" görüşünü bildirdi. Sadullah UsumVyeBasuı ÖzelÖdülü GazetembyazanSadullah Usumi.ülketan- mının ve Türk çiftçisinin sorunlannı yansı- tan özgün \ a/Jİan nedeniv le Türk Mimar ve Mühendis Odalan Birliği Ziraat \liihendis- ieri Odası tarafindan " 1998 Basın Özel Ödü- lü"nü aldı. Sadullah Usumi, son 8 yıl içinde yazılanvla 30. kez ödöle değer görüldü. Zi- raat Mühendisleri Odası tarafindan bu yıl ve- rUme\e başlavan bilim. hizmet ve teşv iködül- leri için Türkive Odalar ve Borsalar Birliği salonunda tören düzenlendi. Ziraat Möhen- disleri Odası Genel Başkanı Prof. Dr. Gürol Ergiru L sumi'nin kırsal kesimin kalkınma- sı ve çiftçinin refahı yönündeki çabalannı kutladı. Tanm Bakanı Mustafa Taşar, ken- disinieteştirenyazılarına karşın l sumi'yi"tak- dir ettiğini'" söyledi. Lsumi, "bakanı eleştir- mek amacıyla değil. gördüğü yanhşlann dü- zeltilmesi amacıv la vazılar vazdığmı"" vurgu- ladı. Lsumi. "Önemli olan, bakanlann göre- vi bıraktıktan sonra nasıl anıldığı. Taşar da japtjgı doğru işlerle anılacak" dedi. ÇİFTÇİDOSTU SADULLAH USUMİ Çiftçinin Kesesinden Sanayiciye 250 Trilyon Geçen gün Cumhuriyet gazetesının bınncı sayfa- sında "Ekonomik tablo ürkütüyor" başlıklı bir haber vardı. Milli Güvenlik Konseyi'nin son toplantısında, gelir dağılımındaki eşitsızliğin toplumsal banşı tehdrt etti- ği, irtica, terör ve organize suç odaklannın güçlenme- sine neden olduğu ilen sürulmüş. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de ülke gene- linde yoksulluk sınırının altında yaşayan 10 milyon dolayında yurttaşımızın bulunduğunu söylemiş. Her iki tespit de doğru. 1980 yılından sonra gelır dağılımındaki dengeler altüst oldu. Zenginler akıl al- maz servetlereulaşırken dargelirfılergiderek daha da fakirleştiler. Bu ınsanlann hâîâ nasıl yaşayabildikleri- ne hayret etmemek mümkün değil. Kişi başına milli gelir hesaplan da artık inanılır ol- maktan çıktı. Orman bölgelerinde aylık geliri iki veya üç milyon lirayı geçmeyen on binlerce insanımız var. Hepsi hayatta kalabilmek için adeta mucizeler yara- tıyor. Kentlerde ve kasabalarda da açlık diz boyu... Kır- sal alanlarda geçinemediklen için binbir umutla göç eden yüz binlerce, milyonlarca insan, kentlerin yalnız varoşlannı değil, ana caddelerinı de doldurdu. Istan- bul'un BağdatCaddesı'nde, Şişli'sinde, Etıter'inde, Bo- ğaz'ın en lüks semtlerinde yol kesmeler başladı. Bu insanlar köylerinden, kasabalanndan istanbul'a, Ankara'ya, Izmır'e, Adana'ya, Konya'ya keyiflerinden gelmedıler. İş ve aş bulmak için geldiler. İş ve aş kent- lerde de kalmadı. Hepsi sokaklarda başıboş dolaşı- yor. Kasaba ve köyterinde bıraktıktan ailelerine para gönderememenin sıkıntısını yaşıyorlar. Bu insanlar ne kadar iyi nıyetli olurlarsa olsunlar, kendilerini suç işlemekten ne kadar süre alıkoyabileceklerdir. Aslında yoksulluk sınırının attında yaşayan insan sa- yısı 10 miiyondan çok fazla. Eğer, Avrupa ölçülerini almaya kalkarsak sayı 40 milyonun da üstüne çıkar. ••• Türkiye bu hallere nasıl düştü? Eğer, sorunlara gerçekçi olarak yaklaşırsak yanıtı- nı bulmak çok kolay. 1980 yılından sonra ışbaşına ge- len asker ve sivil hükümetler holdinglere hep yeşil ışık yaktılar. Halkı, özel sektörün sömürüsüne karşı koru- yan kurumlan, yasalan ve yönetmelikleri değiştirdiler. Türkiye'nin tüm nimetlerinden sadece paralı pullu patronlaryararlandı. Sanayi ürünlerine istedikleri ka- dar zam yaptılar. Her üründen maliyetinın birkaç ka- tı paralar kazandılar. Patronlann kazançlan enflasyo- nu bile katladı. Buna karşılık; çiftçi, işçi, emekli, memur, küçük es- nafın gelirleri enflasyon oranının çok altında kaldı. Ta- nm kesiminde ise tam bir facıa yaşandı. Ömeğin, her- hangi bir tanm ürününün fiyatı 1979 yılından bu ya- na 6 bin kat artmışsa sanayi ürünlerındeki fiyat artış- lan 30 bin, hatta 50 bin katı buldu. Böylece halkımız soyuldu. Birtaraf ışsizliğe, para- sızlığa ve açlığa sürüklenırken küçük bir azınlık yılda 200 hatta 250 trilyon liralara varan kazançlara ulaş- tı... Böylece gelir dengelerinde uçurumlar oluştu. ••• Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bütün bu ger- çekleri biliyor. Tanm kesimınin içinde bulunduğu ağır koşullan hemen her vesile ile anlatıyor. Tarım ve hay- vancılığı içine düştüğü bunalımdan kurtarmak için öneriler getiriyor. Ayakta alkışlanıyor. Ama ne yazık kı Cumhurbaşkanımız hem 10 mil- yon yurttaşımızın yoksulluk sınırının altında olduğu- nu vurguluyor hem de bir 10 milyonu daha açlığa sü- rükleyecek bir kararnamenin de altına imzasını atıyor. Imzaladığı kararnameye göre, tanm satış koope- ratiflennin stoklannda bulunan pamuklar, sanayıcile- re dünya fiyatlan üzennden faizsiz ve 6 ay vadeli sa- tılacak. TARİŞ, ÇUKOBİRLİK ve ANTBİRLİK gibi tanm sa- tış kooperatıflen çiftçinin öz malı. Devletin ve hükü- metlerin hiçbir ılgisi yok. Parası pulu, kârı zararı çift- çiye art. Tıpkı Koç, Eczacıbaşı ve Sabancı Holding'le- re bağlı şirketler gibı. Ama 1980 yılından sonra işbaşına gelen siyasetçi- ler yasalarda birkaç satırlık değişiklik yaparak yüz binlerce ortağı bulunan tanm satış kooperatiflerinin malını, mülkünü kullanma hakkını elinden aldı... Şimdi, bu değişikliğe dayanarak çıkanlan karama- me ile devlet, çiftçinin kendi malı olan 500 milyon ki- loya yakın pamuğuna el koyuyor. Fiyatını devlet tes- pit ediyor. Hatta, sanayicilere satış koşullarını bile... Pamuk üreticısı bu yıl tanhınin en kötü yılını yaşa- dı. 250 bin liraya mal ettıği pamuğunu Çukurovalı çrft- çi, 80 ila 100 bin liraya; Egeli çiftçi de 120 ila 130 bin liraya satabıldı. Kilo başına 100 ila 150 bin liraya ya- kın zarar etti. Aynca, sanayicilere 6 ay vadeli ve faizsiz satılacak pamuktan da çiftçi kesiminin zaran en azından 200 ila 250 tnlyon lirayı bulacak. Bu kadar para, bu yıl pa- zarlama faciası yaşayan pamuk üreticisinin kesesin- den alınacak, yıllık kârlan trilyonlan aşan büyük sanayi- cilerin kasalarına aktanlacak. Işte... Kararnamenin yaratacağı sonuç bu... MAI tüketicinin en temel haklarına saldırıyor Turkocağt Cad. 39/4 7 Cagaloğlu/ISTANBUL. FA.KS- (O 21S) 514 OT 51 Türkiye'nin de üye olduğu Ekonomik Kal- kınma ve Işbirliği Teşkilatı (OECD) bünye- sinde görüşmeleri 4 yıldır sürdürülen ve Dünya Ticaret Örgütü'nün çatsı altına ta- şınan Çok Taraflı Yatınm Anlaşması (MAI), tüketicinin kazanılmış yasal haklannı da tehdit ediyor. "Küreselleşmenin anayasasf'diye de tanımlanan MAI. ulus ötesi şirketlere "sı- nırsız" diyetanımlanabilecek ölçüde avan- tajlar tanırken ulusal yasaları hiçe sayıyor. Ülkelere yapılacak yabancı sermaye yatı- nmlarına en az yerli sermayeye tanınan avantajlar kadar olanak tanınmasını öngö- ren MAI "Zarara uğramaları, uğratılma- lan" durumunda uluslararası tekellene, dev- letler aleyhıne dava açma hakkını tanıyor ve bu davalann uluslararası mahkemeler- de görülmesini öngörüyor. Oysa dünyanın her yerinde, tüketicinin, olabildiğınce yüksek kalitede ürünü ucuza alabilmesi, her şeyden önce rekabetin ko- runmasına bağlı. Aralannda îüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER), CUMOK, Birleşik Metal fş Sendikası, Eğitim-Sen'in bazı şu- beleri ve Özelleştirme Karşrtı Plat- form'un da bulunduğu MAI Kar- şıtı Çalışma Grubu üyeleri faaliyet- lerine devam ediyor. MAI'nin ulus- lararası şirketlere bu denli büyük avantajlar tanrması, BM tarafindan kabul ve ilan edüen evrensel tü- ketici haklarının da uygulanma koşullannı ortadan kaldırıyor. MAI'nin tehdit ettıği temel tüke- tici haklan şunlar: - Sağlıklı bir çevrede yaşa- ma hakkı; Dünya tüketicilerinin en önem- li haklanndan olan sağlıklı çevre- de yaşama hakkı, doğal kaynak- lan yok ederek ve üretimde her rür yöntemi kullanarak yayılan ser- mayenin de en çok ihlal ettiği hak- lar arasında yer alryor. MAI'yle birlikte kuralsız özelleş- tirme uygulamalanyia kamusal de- ğerlerin yağmalanması hedefle- nirken firmalar neredeyse "yar- gılanamayacak" hale gelecek- lerı için en tehlikeli üretim yöntemlerine başvurabılirler. Firmalann en tehlikeli yöntemleri kullan- ması halinde bile Eurogold şirketine karşı yıllardır Bergama'da sürdürülen mücade- le benzeri çabalar suç sayılacak ve fııma- lar devletten tazminat isteyebilecek. -Tazmin edilme hakkı; Tüketici herhangi bir şekilde zarara uğ- MAI, uluslararası şirketlere büyük olanaklar sunarken tüketicinin birçok evrensel haklannı da tehdit ediyor. ratıldığında dava açarak hakkını arayabili- yor. Ancak, ulus yasalannın MAI karşısın- da çaresiz kalması tüketicinin tazminat is- teme hakkını da elinden alryor. Herhangi bir nedenle maddi ya da manevi zarara uğra- yan tüketici, firma hakkında dava açama- yacak. - Sağlık ve güvenliğin korunması hak- kı; Rekabetin olmadığı bir ortamda, mal ve hizmetlerin kalitesinden söz etmek mümkün olmaz. Tüketicinin ya- sal haklara sahip olmasına kar- şın denetim boşluklanndan yarar- lanarak "daha çok kâr" için tü- keticinin sağlığını tehdit eden ürünleri rahatlıkla pryasaya su- nabilen fimnalar, bu konuda da- ha da cesaretlenecek. Çünkü ulu- sal yasalann geçerliliğini yitirdiği bir ortamda tüketicinin yasal yol- lardan hak araması söz konusu olamayacak. Türkiye'de bugüne kadar pek çok tüketici davası tüketici lehi- ne sonuçlandı ve zarara neden olan firma cezalandınldı. Tüketi- cinin ancak yasal yoldan müca- dele ettiği ve çoğu zaman bu şe- kilde hakkını alabıldiği Türkiye de bunun engellenmesi tüketici ha- reketinin de sonu anlamına gelir. öteyandan MAI'nin kaçınılmaz sonuçlanndan biri de işsizlik. Çün- kü, MAI, uluslararası firmalaraya- tınmlarıyla ilgili olduğunu belirt- tikleri her elemanı sorgusuz sualsiz yatın- mın gerçekleştirildiği ülkeye getirme hak- kını da tanıyor. Bu nedenle işsizliği arttırma- sı beklenen MAI'nin Türkiye'de ne gibi so- nuçlar doğurabileceği ortaya çıkıyor. Üstelik anlaşmayı imzalayan devlet 5 yıl süre ile anlaşmadan çıkamadığı gibi çık- tıktan sonra da 15 yıl süreyle anlaşmanın bütün hükümlerini uygulamak zorunda bırakılıyor. - Ekonomik çıkartann korunması (seç- me) hakkı; Bu madde de tüketicinin en önemli hak- lanndan biri olduğu gibi MAI'nin tehdit et- tiği temel haklar arasında. Rekabet tüketi- cinin lehine sonuçlar doğururken, rekabe- tin korunamadığı alanda fiyat ve kalite çe- şrtliliğınden söz edilemeyeceğinden tüke- ticinin seçme hakkını kullanması mümkün olmayacak. Tekelleşmeye karşı sürdürü- len mücadele bugünkü koşullarda bile tam anlamıyla başarıya ulaşmayarak tüketici aleyhine yüksek fiyat oluşmasının önüne ge- çilemezken MAI zımryla korunacak şirket- lerin faaliyetlerini kontrol etmek söz konu- su olmayacak. - Bilgilendirilme hakkı; Tüketicinin reklamlann insafına bırakıl- dığı Türkiye'de, kimi zaman yanıltıcı reklam yapan firmalann cezalandınldığını da görü- yoruz. Ancak MAI'nin şirketlere tanıdığı ola- naklar, tüketicinin bu hakkını da elinden alabilecek güçte. Ulus yasalannının, söz konusu şirketlerin, diğer faaliyetlerini oldu- ğu gibi reklamlannı da denetleyememesı tü- keticinin bilgilendirilmesine ve yönlendirı- len olmaktan çıkıp yönlendiren olmasına en- gel olacak. - Temsil edilme hakkı; Bu madde tüketicinin hükümetlerin eko- nomik politikalannın belirlenmesinde tem- sil hakkını ifade ediyor. Ancak hükümetle- rin bile etkili olmayacağı koşullarda tüketi- cinin bu hakkını kullanabilmesi söz konu- su olmayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle