17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8OCAK1999CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER • •• TT •• •• 1 Inonu... E. EmekHBüyükeiçi Uî lkemizin vetiştirdiği, ' Türk ulusuna onur ve- ren, kıvanç duygusu yaşatan büyük devlet adarru İnönü'yü her ge- çen gün yoğunlaşan özlemleanıyor. anyoruz. \'atanın ya- şam sa\aşına sürüklendiği bir dö- nemde vesonrasında Atatürk'ünen güvendiği kişı olarak Ismet Paşa'yı seçmış olması, Inönü'nün enşılme- si güç değerinı anlamak ıçin herhal- de fazlasıyla yeterlidir. Kurtuluş Savaşı'nm Garp Cephe- si Komutanı, Mudanya Mütarekesi ve Lozan Antlaşmasf nın mıman. Ata- türk"e "Çankava'da rahat uyuyabi- liyorsam bunu İsmet Paşa'ya borçlu- yum*' dedirten Başbakan. ülkemızi II. Dünya Savaşı felaketınden koru- yan, ulusumuza çoğulcu demokrasi- yı sunup iktıdan ve ikbali ender gö- rülen bir özveriyle terk eden ve se- çım yenılgısinden sonra "Benim en büyük yenilgim en büyük zaferim- dir" dıyebilen bir cumhurbaşkanı, muhalefette kendi kurduğu çoğulcu düzeni korumaya ve yerleştirmeye yılmakbilmeyenbirsabırlaçabagös- teren. ulusuna kıvanç veren büyük devlet adamıydı tnönü. Atatürk'ün amaçladığı, Inönü'nün gerçekleştirdiğı bu çağdaş yaşam dü- zeni ıçerisinde acaba biz neler yap- tık. bu düzene tam anlamıyla uyabil- dık. ona yaraşır olabıldik mi? Uzun yıllar süregelen sıyasal v e toplumsal yozlaşmanın yarattığı bugünkü or- tama bakmale gerçeği görmek için ye- terli değil mı? Atatürkümüzle, çağdaş, laik Tür- kiye'yi yaratanlarla, Cumhunyet'i kuranlarla göğsümüz övünçle dolu- yor. başımız dımdik dunıyordu. An- cak ne yazık kı, çağdaş çoğulcu sı- yasal yaşamı amaç değil. kendi çıkar- lanna araç gören çapsız, çıkarcı sı- yasetçiler yüzünden kıvanç yerine utanç duymaya başladık, dik duran başımızı olabıldiğince öne eğdik. tnönü'nün dünyada başka örneği bulunmayan bir şekılde bize sağladı- ğı bu çağdaş siyasal düzenin daha ılk günlerinde, düzeni yozlaştırma- ya başlayanlar kendilenni demokra- sı havarileri ılan ettiler. Fazla geç- meden mi lletv eki1lenne önce "Siz is- terseniz hilafeti bile geri getirirsiniz" dediler, hemen ardından Türk ulu- sunun temsilcileri içın "Odunuaday göstersem seçilir" dıyebilen bu söz- de havanler demokrasiyi nasıl algı- ladıklannı gösterdiler. Yobazlığın ilk belirtıleri bu dönemde Ticanilerle görülmeye başlandı O sıralar Ata- türk'e saldırmaya cesaret edıleme- diği ıçin birtakım kımseler "30yılda hiçbir şe> vapılmadı" teranesiyle piş- kinliği daha da ilen götürüp İnönü'yü hedef seçtiler. Demokrasimiz yeşer- dikçe sözlü saldınlar yetmiyormuş gi- bi, onu taşlatmaya kadar varan, hat- ta onun sınır dışı edilmesini isteyen hayasızlıklarbile çıktı. O. hıç yılma- dı. Çünkü o, ülke çıkarlan ıçin "En az namussuzlar kadar cesur olunma- sı" gerektiğini herkesten ıyı bilen bir kimseydi. O sadece "tarih kürsüsün- den" bu kimselere. kuşkusuz içi sız- layarak tiksintiyle bakıyor. ama kur- duğu uygar düzenin selametı ıçin on- lan yılmadan, usanmadan uyarmak- tan geri kalmıyordu. Dar görüşlü, çıkarcı sıyasetçiler yüzünden 27 Mayıs 1960"ta kesinti- ye uğrayan demokrasiyi yeniden ya- şama döndürebılmek ve sürdürebıl- mek ıçin "Sabık başvekil olmayaca- ğrnı" zihniyetine karşın ikballerin en yücesine erişmış olan lnönü, siyasal yaşamımız için ömek oluşturan bir şekilde başbakanlık görevini üstlen- di, ancak hıçbır şeyden ders almayan fütursuz sıyasetçiler çok kritik bir dönemde onun kurmuş olduğu hükü- meti yakışıksız bir davranışla düşür- mek gafletinde bulundular. Zaman ıçerisinde gıderek olgunlaş- ması, oturması gereken demokratik düzenımiz ne yazık ki çapsız siyaset- çilerin elinde bugünkü perişan duru- ma getirildi. Bu arada türeyen ve yar- dakçılannca "vizyon sahipliği" sa- vıyla sıyaset sahnesine çıkan bınle- ri ona "Pısınk". "ben olsavdım ada- lan da alırdım" diyebilecek kadar densızlik gösterdiler. Paşa'nın ölü- münde, onun Atatürk'ün yakınında defhedilmesine karşı çıkabilen ham zıhniyet sahipleri, bugünkü yozlaş- mış düzenin başlıca sorumlusuna biz- ler ıçin utanç oluşturan bir anıt dik- mek fütursuzluğunu gösterdiler. Bütün bunların ötesinde. Osman- lı'nın sonunu getiren ve ulusumuzu yaşam savaşı verme durumuna düşü- ren yobaz zihniyet, bir ara başbakan kimliğinde Çankaya'ya kadar uzan- dı ve bızlere ışık saçmış olan Çanka- ya'dan ülkeyi karanlığa sürükleme- ye kalkıştı. Cumhuriyeti kuranlartümolumsuz koşullar ıçerisinde her türlü çeteyle savaştılar ve bizlere tertemiz, pınl pınl bir ülke bıraktılar. Bugün ise çe- telerleyönetilirdurumageldik. Dev- let kirli ışlerie ağzına kadar dolu bir çukura dönüştürüldü ve bu çukur 'de- rin devlet' diye nitelendirilerek siya- set literatürüne yeni bir derinlik (!) kazandınldı. Değerli birmilletvekilimiz, Istan- bul'da Bizans araştırmalan yapan ya- bancı birbilım adamına "Bizans An- kara'yataşuıdı" diyebilecek hale gel- di. SanınmbuöğüdüOsmanlıdöne- mi araştırmacılanna da vermek ge- rekecek. Cumhurbaşkanhğı forsunu beze- yen ve tarihin akışı içensinde kurul- muş olan Türk devletlerini simgele- yen 16 yıldız var. Bununla övüne- lım. ancak 16. yıldızdan önce 15 dev- letin yok olduğunu, Atatürk ve onun tnönü gibi gönüldaşlan, ideal arka- daşlan olmasaydı son yıldızın doğ- mamış olacağını da hiç unutmayalım. Bugün lnönü gibi bir devlet ada- mına nekadarmuhtacız... AmaTan- n bizı Atatürk'e muhtaç duruma düş- mekten korusun. Dilde Özleşmeyi Karalama Adına Yapılanlar UT. IVJLIVIAL, i £ da Dr. KEMAL ATEŞ Ant üni. Türk DIH olay yanıltılan birtoplum olduk. pek çok konuda kolay yanıltılıyoruz. Dıl konusunda da öyle... Bir bilginin kaynaklarına inmek. belgelere dayandırmak gibi birkaygımız olmadığı ıçin kulaktan dolma yanlış bilgiler t kolayca alıp başını gidiyor. Yıllardır ünıver- . sitede verdiğim derslerde, öğrencılerin kafasma sokulan ıkı yanlış bilgiy i düzeltmek ıçin uğraşır • dururum. Bunlardan bin, "gökkonuksalavrat", "ulusaldüttürü" gibi sözcüklerin (daha doğrusu saçmalıklann) öz Türkçecilik adına türetildiğinin ı sanılmasıdır. Tam tersine bu uydurmalar, dilimize yüzlerce - sözcük kazandıran özleştirmecıleri yıpratmak, onlan gözden düşürmek için tutucu çevrelenn bir marifetıdir. Yani özleşmeye inanmayanlann ince bir oyunu, hatta bir sahtekârlığı demek daha doğru olur. Bu sözcüklerı uyduran yobazlann bazılannın adları da bilinmektedir. ' 28 Kasım 1998 tarihji Curabur^et'te TRT'nin Böl. Bşk. düzenlediğı birtoplantıda TRT Yönetim Kurulu üyesi bir bayanın konuşmasına dayanılarak venlen haber. yukandakı yanlış bilgıyı yayacak niteliktedir. O haberi okuyanlar hostes yerine "gök konuksal avrat", milümarş yerine "ulusal düttürü" denilmesi gibi saçmalıklann, öz Türkçecilik adına yapıldığı sonucuna varacaklardır. Dil tartışmalannda ilgı uyandırmak için çok ucuz, kolay bir mizah yolunu seçenler. yazık ki işin aslını bilmeden hep yukandaki örnekleri vererek bilerek ya da bilmeden. çok eskilerde kalmış bir karalama kampanyasının aracı oluyorlar. TRT Yönetim Kurulu üyesi sayın bayan, bu ucuz yolu seçerek eski bir karalama kampanyasına hizmet etmişrir. Bu ucuz mizah düşkünlüğümüz nedenıyledir kı TRT'nin iki gün süren toplantısından akıllarda kala kala "ulusaldüttûrii",' t gök konuksal avrat" gibi saçmalıklar kalacaktır. Bizlerdedaha uzun bir süre öğrencilerimızın kafasından bu saçmajıkları silmek için didjnip duracağız. Şu günlerde yaptığım birsınav sonucunda gördüm ki kolay kolay silemeyeceğız de... Dört öğrencım hem de öğrencilikleri açısından önemli bir sınavda, TDK'nın "\Timurta" yerine "tavuksal firlatı'"yı türettiğını yazmış. (Sınav kâğıtlannı, inanmayan bın çıkarsa, gösterebilirim.) Türkçeye yaklaşık elli yıl ıçınde yirmı binin üstünde sözcük kazandırmak demek olan dil devnminden bugün gençlenmiz bunları anlıyorlar. Oğretmen, öğrenci, okul, yetki, etki, tepkiu bilim. sorun, toplum, bakan, işlerme, işlev, açı. üçgen, görev. görevli. dergi. danışma. sm, kurultav. \oguo, doruk, kazı, bilirkişL sıkıvönetim, bilgisayar.» Kullandığımız her on sözcükten beşinın dil devrımının bir ürünü olduğunun gençlerimiz aynmında bile değiller. Yıllardır ağzımıza "•doTÜn" sözcüğünü almaya korktuğumuz ıçin bunlar bilerek öğretilmedi çocuklanmıza ya da yukarıdakı gibi öğretildı. Dilimizın yabancı etkilerle kirletildığinden yakınan yetkililer, hatta bunun içın yasalar çıkarmayı düşünen yönetıciler, yazı ve dil devrimimiz okullarda doğru dürüst öğretiliyor mu. önce bunu araştırsınlar. Yazı ve dil devrimimiz ayn bir ders olarak okutulacak kadar önemsenmeli hem de... Dil konusundakı ikincı yaygın yanlış. düzeltme iminin ( A ) kaldırıldığı yolundadır. Yazık ki büyük usta HaHt Kıvanç bile yanıltıldı bu konuda. TDlC'nin hıçbır döneminde ve hiçbır kılavuzunda bu im kaldırılmadı. Ancak kimi uzmanlar düzeltme iminin ( A ) kullanıldjğı yerleri biraz daha sınırlamak, azaltmak istemişlerdir. Kâr(kazançX hâlâ, mekân gibi sözcüklerde bu imin kullanılması gerektıği bütün yazım kılavuzlannda açıkçabelirtılir. Uzmanlar plan,plaj.ahlakgıbı sözcüklerde, bir de nispet i'sinde anlaşamıyorlar. Yıllardan beri kıminin bilerek kiminin de bilmeden yayıp durduğu yukandaki yanlış bilgilerin asıl çıkış nedeninin, dilimizin özleşmesine, yabancı etkilerden annmasına gönül verenleri yıpratmak, gözden düşürmek olduğu unutulmamalıdır. Bu iki yanlış bılgi. yıllardır süren karalama kampanyasının küçük bir parçasıdır. O karalama kampanyasının bizi getirdiği nokta ise ortada: Kirletilmişbirdil! PENCERE Babadan Kalma' Baba!.. Güngör Uras, Sabah gazetesindeki köşesinde 'Oyun Teorisi'riı (GameTeory)anlatıyor: Batı'daor- du, ıstihbarat birimleri, çokuluslu şirketler bu oyu- nu oynuyorlar; taktik ve stratejilerını de bu yon- temle belirliyorlar. Nediro?.. Oyunu, karşı tarafın ne yapacağını da düşünüp hesaplayarak oynamak... Dıyor ki Uras: "Batı 'da politikacılar 'Oyun Teorisi'y/e oyun ku- rar ve oyun bozarken bizde 'babadan kalma po- litikacılar' oyun olarak sadece karakucak, poker, üç kâğıt, piştiilealtmışaltıyı biliyor. (...) Işte bu ne- denle en ilen elektronik alet olarak telefonu bel- leyen babadan kalma politikacılar yanında (...) bilgisayar önünde resim çektiren Çiller 7n gördü- ğü ılgiye neden şaşılırkı?.. Hele hele eşi Özer Çiller boş vakıtlerinı bilgi- sayar önünde geçirmeye başladıktan ve 'Oyun Te- orisi'ne ilgi duyduktan sonra Çılleherin karakucak, üçkâğıt, pışti, altmışaltıdan başka oyun bilme- yenlere fark atmamalan mümkün mü?.." • Uras'ın yazısı hoşuma gitti. Askerlikte geçen yüzyıldan kalan bir yöntemdir, "Durum Tartışması" yaparken, kendilerini düş- man yerine koyup hesap yapmayı kurmaylara oğ- retiıier. Mustafa Kemal'in 1920 yılı başında "He- yeti Temsiliye" adına kolordu kumandanlanna yol- ladığı bir "Siyasi Durum Muhakemesi" var ki, bu alanda başyapıt sayılabilır. Peki, bizim politikacılann yalnız "pişti, karaku- cak, altmışP2altı" oyunlannı bildiklerinı söyiemek doğru mu?.. Bizim "babadanfra/ma"politikacıla- nmızı küçümsemeyelım... Hele 'Baba'y\ azımsamayalım. • Medyamız Çiller'ın "Ecevit manevrası"yla Ya- lım Erez'i hükümet kurma yolunda devre dışı bı- rakmasını başarı gibi yorumlamakta bırieşti. Yaş tahtaya bastı... Baba başlangıçta ne istiyordu?.. "Ecevit'in başkanlığında bir hükümet" değil mı!.. Tansu Hanım bunu reddetmişti. Peki, sonunda ne oldu?.. Çiller, başlangıçta reddettiği "Ecevit Hüküme- f/"ne bu kez razı oldu. Hem de Fazilet Partisi'nden koparak... Bu oyunu sakın Baba kurmuş olmasın; Yalım Erez'i bu amaçla kullanmasın?.. • Sonuçta Fazilet dışlandı... Çiller, sevıncinden alı al moru mor, Ecevit mut- lu mu mutlu, Mesut keyifli... Baba'nın istediği de bu değil miydi?.. Baba yamandır. üıiiin.'j/<ı> 'jnüa'."-"'' Pesin fiyatına öfaksit 12 aya varan vadeler Peşin odeme indirimi Kapınıza teslim Bugünlerde İstikbal'lerde yoğun bir trafik yaşanıyor. Çünkü Istikbal Kanepeleri, şimdi benzersiz kampanya avantajlarıyla. Zevkinden, rahatından ve bütçesinden ödün vermeyen herkesin dikkatine sunulur. âÛcnhn Tüktfid HaHı 080036155S8 www.istikbalcom.tr Bukamponja TC Samjyı Balonnğı n n 25 05 1994 tar* v« 21940 soyılı »bl.g.-.o uyçundur Kampanyo 12 12 1998 K>r*ınd« bo}lomıı olup. « «ok ı ı r k n t l a n y l a sınırlıdır Imkbal urunlerı uzonnde o n c » d « l b«lır1m«tıızın d e j ı ı ı t l ı k y a u r « ı hokkma sahıoK Imkbal A 5 O S B 14 C d N o 13, 3 8 0 7 0 K o y n n
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle