28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER KESK'in hazırladığı raporda, bütçenin kamu hizmeti götürme niteliğinden uzaklaştığına dikkat çekildi Bütçe de özeHeştirîldi'tstanbul Haber Servisi - 1999 bütçesinde. "tophı- mun tümiine kamu hizmeti göriirme" niteliğinin git- tikçe kaybolduğu belırtıierek bütçenin de artık "özet- İ€ştiriUiği*' vurgulandı. Bütçenin yatınm ödeneği- nin sadece >üzde 5.96. sağlığa 2.8, eğıtime de 11. 8"lik pay aynldığına dikkat çekılerek 1999 bütçesi- nin "sosyal perspektifi"nin olmadıgı kaydedildi. Kamu Emekçıleri Sendikaian Konfederasyonu (KJ£SK). 1999 bütçesıne ıltşkıneğıtimamaçlı bir ra- por hazırladı. Rapor. "Ülkemizde ücretlilerin, emeği ile geçinenlerin. gözleri ve kulaklan her yil sonu Mec- uVtekigö'rüşmeiere kilirienir: "Acaba bütçeden payı- mıza ne düşecek". 'Bütçeden bıze aynlacak pay ya- şamiinızı sürdürmeye yetecek mi\ 'Yaşamımız es- kisinden daha ıvi olacak mı" sorulan emekçilerin uy- kulannı kaçınr. Türkiye Biiyük Millet Meclisi'ndcki söz konusu göriişmelerin adı bütçe görüşmeleridir" sözlenyle başlıyor. Raporda yıllardır hükümetlenn, maliyebakanlannın değışmesine karşın emekçilerin her yıl şu "arstz beste"yi dinlemek zorunda kaldık- lan yurgulanıyor: "Odenek yok. Kaynak yok. Eınekçiye >oL Emek- liye yok. Saghğa. eğitime, yaürıma, sosyal güvenliğe •Yatınma. sağlığa ve eğitime çok düşük bir pay aynlan bütçenin, "sosyal perspektifi"nin olamayacağı belirtilen raporda, yıllardır hükümetlerin, maliye bakanlannın değişmesine karşın emekçilere her yıl "Ödenek yok, kaynak yok" denildiği kaydedildi. yok. Faizciye, savasa. Diyanefe, MlT'e çok." Raporda 1999 bütçesine "genel bütçe" demenin ar- tık anlamsız oldugu belırtilerek 99 bütçesinin önce- ki yıllardan farksız olarak "hizmete özeT bir nıtelik taşıdığı vurgulandı. Bütçenin yüzde 38'ını, tüm ver- tümüne kamu hizmeti götürme nitehğinin gıttikçe kaybolduğu. kısaca bütçenin de artık "özelleştirildi- ği~ kaydedildi. 11 Yatınma, sağlığa, eğitime yok' gı gelirlennın yüzde 61 'ini faızlerin "yuttuğu" ifa- de edilen raporda. üstelik bu rakamlann da hüküme- tin verdiği rakamlarolduğuna dikkat çekildı. Rapor- da. "1999 bütçesi yûzde 35 enflasyon varsayımıyla haariandı. Oysa faizJer yüzde 140'larda seyrediyor. Diğer bir dey işle rantiyeye yüzde 1 OO'den fazia reel fa- iz ödeniyor. Bu gidişat sürerse faizler bütçenin yüzde 50'sini. belki de vergi gelirlerinin tümünü siler süpü- riir. Programdaki korkutucu rakamlarbile nur nimet kalır" denildi. 3 buçuk katrilyon liralık "baruttica- retTnden kımler besleniyorsa bütçenin deonlara hiz- met ettiği öne sürülen raporda bütçenin toplumun lCESK/mraporunda 1999 bütçesinin yatınm öde- neğinin geçmiş yıllann da gerısınde. sadece yüzde 5.96'lık bir düzeyde olduğu vurgulanarak "ülkenin kalkınmasına. faizcilere > apılan ödemenin 6'da birin- den de azının re\a görüldüğü" belırtüdı. Bütçede sağlığa salt yüzde 2.8. eğitime yüzde 11.8 ayrılma- sının. bütçenin "sosyal perspektifrnın olmadığmı gösterdığıne dikkat çekildi. Bütçeye 8.89 katrilyon faızödeneğininkonmasıyla aslındaherbirimizinke- sesinden 140 mılyon lıra çalmdığı kaydedildi. Rapora göre bütçenin açık vermesinin bir nedeni aelirlerinın \etersiz olması. dı6ernedeni ıse eiderle- Arnavutkoy Semt Cirisimi 6 3. köprü tarihi evleri yok edecek' fstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda tartışılan 3. köprü projesiyle ilgili çalışmaların gizlice sür- dürüldüğü. alternatif ça- lışmalar hakkında halka yeterli bilgi verilmediği öne sürüldü. 3. köprüden olumsuz şekilde etkilenecekleri gerekçesiyle köprü pro- jesine ortak tepki göster- mek amacıyla oluşan Ar- navutköy Semt Girtşimi. yazılı bir açıklama yapa- rak köprü çalışmalanna dikkat çekti. Girişim. Ar- navutköy-Kandilli ara- sında yapılması planla- nan köprünün. beş yüz- yıllıkgeçmişi olan Arna- vutkoy semtini yok ede- ceğini vurguladı. Açıkla- macj%|öyle denildi: • **BMere dayablan pn>- je. Amavutköy-Kandflli arasında yaklaşık 1 kilo- metrelik bir asma köprü ile 18 kilometrelik tünel ve viyadük inşasını ön- görmektedir. Bu proje ile ilgili çalışmalar sessizce sürdüriilmekte, İstanbul halkına aydınlaticı bilgi verilmemektedir. 3. köp- riiye altematifolarak ha- zırlanan çalışmalar ka- muoyuna yeteri kadar aktanlmamaktadır. Tari- hi eser niteliğindeki yüz- lerce ahşap ev yıkılacak veya yaşanmaz hale gele- cek; SİT alanı olan bölge- miz kurşun soluyacak. Köprü yapılırsa ulaşım sorunian daha da büyü- yecek." Arnavutköylüler. bu- gün saat 14.30'da Arna- vutkoy Kireçhane So- kak'taki bir kıraathane- de. kitle, örgütleri ile^ meslek odalan temsilci-^ lerinin de katılacağı 3. köprü konulu bir toplan- tı düzenleyecekler. Unlü haklavacı Dumlu 5 gün hapisyatacak İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından madal- yayla ödüllendirılen ünlü "Vetimoglu Baklavacısı" Ni- yazi Dumlu 1999 'da hapse ginyor. ISKl'ye olan su bor- cunun icra takibiyle ilgili mal beyanında bulunmadı- ğı için 5 gün hapis yatacak olan Nivazi Dumlu. Başba- kan ve ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yümaz ile DYP Genel Başkanı Tansu Çil- ler'den iddia ettiği alacakla- nnı artık istemekten vaz- geçtiğini söyledi. Unlü kişilere yaptığı bak- lavalarla admı duyuran ve Yetimoğlu baklavacısı adıy- la ünlenen N'iyazi Dumlu. üç kez işyerinin yıkılmasıy- la girdiği sıkıntılan atlata- madan şimdi de hapse giri- yor. Yakasında Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel'in madalyası elinde ıse hak- kındaki hapis cezasına iliş- kin Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'ndâki dosya nu- marasının yazılı olduğu kâ- ğıdıyla "Nereden nereyegel- dik" diyen Niyazi Dumlu, başına gelenleri şöyle anlat- tı: "Bahçelievler Belediyesi dükkânımı yıktığı sırada İS- Kİ su borcumla ilgili bir tu- tanak tutmuş. Bu rutanak aslında çarşıdaki bürün es- naf için tululmuş. Ancak dükkânım yıkıldığı için bu konudan haberim olmadı. Diğer esnaf tSKİ ile görii- şüp işlerini halletmişler. Ba- kırköy 1. tcra Tetkik Mercü Hâkimliği'nin hakkımda verdiği hapis cezasıyla ilgili polis beni bulana kadar ola- yı bilmiyordum. Borcumu ödemeye hazınm. ama bor- cumu ödesem dahi 5 gün ha- pis yatmam gerekiyor. Ünlü bir baklavacıyken daha son- ra birçok sıkıntıya düştüm. Bunun tek nedeninin dü- rüstçe çalışmak istememden kay naklandığını düşünüyo- ruın. Alacaklanmı istedi- ğim için bu duruma düşü- rüldüğüme inanıyornm."1 rinm aşın boyutlarda bulunması. 1999"da beklenen vergi gelirlerinin. GSMH'nin. diğer bir deyişle yıl- lık üretimin. yüzde 18"i olduğu belirtilen raporda. bu oranın dünya standartlannın çok altında olduğu ifa- de edildi. Diğer yandan bütçenin yüzde 38'i faize. 15"i aşkın bir bölümü de savaşa gıdınce. sosyal har- camalar kısılsa da bütçenin açık verdiği öne sürülen raporda "Bu açıklar arttıkca daha fazla borçtanma gerekiyor, daha yüksek faizler ödeniyor. Sermaye ke- simi \ergi ödemedikçe açık artıyor. bu yüzden kaba- ran fahiş faiz ödemeleri gene onlara yanvor. Devlet onlann bir cebinden alamadığı parayı öbürcebine ko- yuyor" denildi. KESK'in rapordunda. 1999 bütçesi- nin hazırlayanlann faizi içermeyen temel fazlanın 3 4 katrilyon lirayaçıkmasıyla övündükleri vurgula- nıyor şöyle devam ediliyor: "Bu faiz bir kenara bırakılırsa kamunun gelirleri- nin. giderlerinden 3.4 katrilyon fazla olması demek- tir. Kısaca çocuklann eğitimine. \aşlılann bakımına. >ol. su, elektrik yaönnılanna daha az harcanınca bu fazla artar. Faize ödeyecek daha fazla para kalır. Bu GSMH'nin sadece yüzde 18.5'i kadar \ergi toplaya- bilen bir ülkenin. kamu hizmetfcrini iyice budanma- sı. de\ letin aczini itirafetme- si, çalışanlardan toplanan \-ergilerin sermaye kesimine aktanlması anlamına gelir." KESK ne istivor? Üç Deniz Toplulıığıı 5 yaşında Odası'mn çağnlısı olarak Ankara Operet SahnesPnde: 28 Ocak'ta da Atatürkçü Düşiince Derneğinin \a- ranna AKM'de konser vermeye hazırlanıyor. Sevinç ve Dr. Ferda Ereren tarafından kurulan t ç Deniz Top- luluğıTnda vokalde Oya Ozkardeş, Alcv Gülseçkin. obuada Emre Cîüngörmüş. flütte Evrim Gündüz, ke- nanda Mustafa Kavraz, viyolada Serdar Parlar. \iyolonselde Sevinç Ereren. kontrbasta Eüf Esen, bağla- *mada Dr. Erdal Salikoğla. ritimde Tülay Kâvraz yer aiıyor. Bugüne kadarSamsun, L nye. Tekirdağ. İzmit, Ankara, Muğla, Denizli, Antaha gibi kentlerde konserier veren topluluk, pek çok kez İaksim \e Cağalof- lu 'ndaki Cumhuriyet Kitap Kulübii 'nde dinletiler sundu. Topluluk. türküleri çokseslilik anlayışı ile yorum- laması ve halk çalgılanyla Batı mü/iğinin çalgılannı bir arada kullanmasıyla dikkat çekiyor. TÜGİAD'ın hazırlattığı siyasi raporda, yapısal reformlar için öneriler sıralandı w ToplıuiLsal uzlaşma saglanmah 9 tstanbul Haber Servisi - Ekonomık, sosyal v e siyasal yapıda dönüşümün amaçlannın. toplu- mun her kesimıni farklı yönlerde ve farklı öl- çülerde etkilediği belirtilerek "Bu nedenle ya- pısal dönüşümün programlarında ve politika- lannda asgari uzlaşma ve kabul noktalan aran- malı ve bulunmalıdır. Toplumun geniş kesimle- ri tarafından kabul gormeyen önemli yapısal değişimleri gerçekleştirmek müm- kün degildir" denildi. Kısa adı TÜGİAD olan Türkiye Genç Işadamlan Derneğfnin. Dr. Can Fuat Gürtesel yönetimindeki bir grup akademisyene hazırlattı- ğı "Siyasi Yapısal Dönüşümler'" adlı raporda, liberal demokrası an- layışının yaygınlaşmasının. top- lumsal uzlaşma kavramının öne- mini dünyanın her yanında arttır- dığı savunuldu. Türkiye'nin, çağ- daş dünyanın bir parçası olmayı amaçladığı içm mevcut demokrasisini geliştirmek \e top- lumu oluşturan kesimlerin özgürce katılabıldi- ği bir toplumsal platformu oluşturmak zorun- da olunduğu belirtildi ve insan kaynaklannı en verimli biçimdekullanan toplumların. gelişme çizgisinde daha avantajh olacağı savunuldu. Raporda. çok çeşıtlikğe karşın uzlaşmayı sağlayan toplumlann kalkınma sürecinde ba- şanya ulaşacaklan anımsatılarak gelişmekte olan ülkelerde sanayıleşme tam sağlanamadı- ğı içm işçi ve sermaye sınıflannın veterince ge- lişemediğı kaydedildi. Toplumsal uzlaşınanın önündeki en önemli engellerden bıri olan böl- geler arası kalkınmışhk farkhlığınm gideril- • Raporda, toplumsal uzlaşmanın önündeki en önemli engellerden biri olan bölgeler arası kalkınmışhk farklıhğının giderilmesi konusunda. ciddi adımlar atılmasımn şart olduğu belirtildi. Gelir dağıhmtnın dengeli bir yapıya kavuşturulması istenen raporda, geniş halk kitlelerinin eğitim düzeyinin >1ikseltilmesinin önemine de değinildi. mesi konusunda ciddi adımiar atılmasımn şart olduğu ifade edilerek gelir dağılımının da den- geli bir yapıya kavuşturulması istendi. Rapor- da. geniş halk kitlelerinin eğitim düzeyinin yükseltilmesinin önemine de değinildi. Siyasi Partiler Yasasf nın parti içi demokra- siyi sağlayacak biçimde değiştirilmesinin. li- derlenn partı tabanından seçilme.sinı sağlaya- cağı ve bunun da partı liderliğı konusunda ya- şanan kışisel çıkar \e hırs kısırdöngüsüne çö- züm getıreceği öne sürüldü. Siyasal yozla^ma- nın nedenleri arasında yetkinin kural dışı kul- lanımı ve özel çıkar sağlama öğeleri sıralana- rak kamu yönetiminde etkinlığin sağlanması- nm önemine değinildi. TÜGtAD'ın raporunda ihale ve teşvik sistemleri ile ilgili mevzu- atın gözden geçirilerek yeniden düzenlenmesı istendi ve manevı- ahlaki değerlerın toplumda etkin hale getirilmesi. cezai yapttnmla- nn ağırlaştınlması gerektiği savu- nuldu. Anayasal düzlemde reform önerilerek yönetımde açıklık ilke- sine uyulmasının önemine değini- len raporda. adalet sıstemmin iyi- leştinlmesi ve hizmet verimliliği- nin yükseltilmesinin gerekliliğine de dikkat çe- kildi. Çalışmada, başta medyaolmak üzere ül- kedeki tekelleşme eğilimlerinin yaratacağı teh- lıkeler vurgulandı. Sivil toplum örgütlerinin etkinleştirilmesi- nin, demokratik katılım açısından çok önemli olduğu vurgulandı. KESK'in 1999 bütçesine ilışkın hazırladığı raporda önen ve istekler şöyle sıra- lanıyor: - Kamunun müdahale alanlan genişlemeli, kamu harcamalan toplumsal va- rar doğrultusunda arttırıl- malı, kamunun yahnmcı ni- teiiği hatıriannıaJı. - Ekonomık demokrasi geliştirilmeli. bütçenin ha- zırlanmasında demokratik süreçler işlemeli, yaşamı bütçe uygulamalarından et- kilenenler, sendikalar ve si- vil toplum kurulusjarı aracı- lığıyla karar süreçlerinde yer almah. - Toplumun kaynaklannı faiz olarak sermayeye akta- ran değil, kamu hizmetleri üreten bir bütçe oluşturul- malı. - Sağlık ve eğıtıme daha fazla kaynak aynlmalı, para- sız. kaliteli veeşit hizmetler herkese ulaştırılmalı - KİT'ler >e sosyal gü\en- lik kuruluşlan. çalışanlann denetiminde yeniden yapı- landınlmak bu kuruluşlara bütçeden kaynak aktarma anlayışı benimsenmdi. - Sermaye kesımınin ver- gı yükü arttınlmalı, ücretli kesıminin azaltılmalıdır. Vergi gelirleri içinde gelir dağıhmınm bozulmasma neden olan dolaylı vergilerin payı düşmeli. - Özellikle ser\ete ve ser- maye kazançlanna yönelik vergi istisna >e muafiyolkri sınııiandınlarak vergimn ge- niş tabana yayılması sağlan- malı. Tüm fınansal işlemler- de makul vergi uvgulamala- n hem kamu geüıierini art- tıncu hem de spekülasyonu azalbcı bir etki yapacaktı. - Yüksek gelir gruplannın lehine olan vergi aflanna son verılmeli, finansal ış- lemler. faiz gelirleri üzerin- deki vergıler arttınlmalı. - Bütçe. işsizliği ortadan kaldırarak yeni istihdam olanaklan yaratacak bir perspektife. bu perspektifî sağlıklı bir büvümeyle bir- leştirecek bir anlayısa kav uş- turulmalıdır. - Silahlanmaya bütçeden aynlan pay azaltılmalı, as- ker. polis. jandarma kadro- lan smırlandınlmalı, Diya- net kadrolan iptal edilmeli- dir. ŞIFIZNOKTASl/ ORAL ÇALIŞLAR Yılbaşı hayhuyu içinde gazeteleri dikkatle okuyamadım. Bu nedenle cu- martesi sabahı, geçen yıldan bize ne- ler miras kaldı diye 1998'in son günle- rinin gazetelerini kanştırdım. Gözüm, 30 Aralık 1998 tarihli iki ha- bere takıldı. Ikisinde de ölüm vardı ve ölümün arkasında güvenlik güçleri. Ha- berin birinin başlığı, "Kaçakçı Türk'ü kim öldürdü?" şeklindeydi. Gözaltında intihar ettiği öne sürülen Hüseyin Uzun'un itiraflan bircinayeti gündeme getiriyordu. Haberözetleşöyleydi: Kaçakçılıksu- çundan yakalanan ve evine baskın ya- pılan Rahman Türk'ün evinden ziynet eşyalan alınır. Rahman Türk. cezaevi- ne girdikten sonra bu eşyalan iade et- meleri için Narkotik Şube Müdürü Fer- ruh Tankuş'la telefonla görüşür ve bir kısmını geri alır. Rahman Türk, ısrarla kansına ait ziynet eşyalannın ailenin na- musu olduğunu söyleyerek geri kalan- ları da ister. Tankuş'la görüşmeleri sürerken Rah- man Türk, Çanakkale Yarıaçık Ceza- evi'nden izinli çıkar ve o gün silahlı sal- dırıya uğrayarak öldürülür. Olay sonra- sı Rahman Türk'e ait kayıp cep telefo- nu kayıtlannı inceleyen Jandarma, öl- İki Haber, İki Ölüm dürülmeden bir gün önce cezaevinden İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde gö- revli bazı polislerle konuştuğunu ve ki- şilerden "alacağı" olduğunu belirler. Jandarma ayrıca, Rahman Türk'ün öl- dürüldüğü gün iki polisin Çanakkale'ye gelerek kendisini aradıklarını da tespit eder. Haber şöyle devam ediyor: İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şubesi'nde ifadesi alınan Türk'ün eşi. kocasının polis tarafından evde yaka- landıktan sonra, verdiği rüşvet karşılı- ğında serbest bırakıldığını, iki gün son- ra da Asayiş Şube Infaz Bürosu tara- fından yakalandığını söyledi. Türk'ün eşi aynı zamanda. evlerine gelen polis- ler arasında Tankuş'un şoförü Meh- met Yavuz'un da bulunduğunu teşhıs etti. • • • 30 Aralık tarihli gazetelerdeki diğer ölüm haberi de Diyarbakır'dan. Gaze- telerin ara sayfalarına sıkışmış haberın başlığı: "Üniformalı çete esrarla şantaj yaptı" şeklinde. Fethi Ipek in öldürül- mesinin ardından Diyarbakır Çermik'te ortaya çıkarılan, bir yüzbaşının da ara- lannda bulunduğu altı kişilik "ünifor- malı çefe"nin tetıkçisi Ali Yıldız. Jl- TEM'le işbirliği yaparak para aldıkları- nı öne sürdü. Diyarbakır DGM Savcısı'na verdiği ifadeyle çeteyi deşifre eden Yıldız. as- ker kaçağı olduğu dönemlerde yaptık- larını şöyle anlattı: •'Şubat T997'de Jandarma Kaçakçılık Şubesi'nde ha- ber elemanı olarak çalışmaya başla- dım. Yüzbaşı Coşkun Bayar astsu- bay Levent Turgırt, uzman çavuşiar Mustafa Anlak, Serdar Karabulut, Mehmet Yüksel ekibıyle birlikte hare- ket edip zaman zaman muhalif kişile- rin ev veya işyerine esrar koyuyorduk. Onu yakalamış gibi gösterip resmi iş- lem yapmamak kaydıyla para sızdınyor ve aramızda paylaşıyorduk." "Bu işleri yaparken Fethi ipek'in ye- ğeninin evine aynı şekilde uyuşturucu bıraktık. Ipek, olayın bizim tarafımtz- dan gerçekleştirildiğini biliyordu. Bu- nun üzerine Ipek'i öldürmeye karar verdik. Coşkun Yüzbaşı'nın telefonla çağırdığı Fethi'yi 26 Eylül'de Dokuz Çeltik Köyü yakınlanna götürdük. Ser- dar ve Mustafa yardımcı oldu. Mehmet de kafasına taşla vurarak Ipek'i öldür- dü. Olayyerinde ben ve Levent de var- dık. ancak fiilen öldürme olayına katıl- madık. Sonra delilleriyokettik. Sarhoş olduğum için Yüzbaşı Coşkun 'un olay yerinde olup olmadığmı bilmiyorum." Haber şöyle sona eriyor: 'Çetenin başı olduğu ilerı sürülen Diyarbakır il Jandarma Alay Komutanlığı'nda gö- revli Yüzbaşı Coşkun Bayar gözlem al- tına alındı. ancak savcılıkça tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Yıl- lık izninden sonra birliğine dönerek tes- lim olan Bayar, 'Cinayet ve komplolar- la ilgim yok' dedi." Işte size 1999 yılına girmeden önce 1999'un devraldığı iki ölüm haberi. Da- ha doğrusu iki cinayet haberi. O kadar çok insanımızı yitirdik ki. Birçoğunu ki- min öldürdüğünü bite bilmiyoruz. Bir kısmını ise biliyoruz. ama hesap sorul- masını sağlayamıyoruz. 1999'da bu türden cinayetlere son verebilecek yeni bir demokrasi ve öz- gürlük anlayışına ulaşmayı diliyoruz. Bunun ilk şartı ise ortadaki cinayetle- rin hesabını sorabilmek. Zor ama im- kânsız değil. DEGİŞEN DÜNYADAN HUSEYİN BAŞ Kapıdaki Tehlike 20. yüzyılın eşığıne gelindiği şu günlerde olup biten- ler dünyanın yeni yüzyıla banş ve esenlik içinde girme- siyle ilgili umutlara geçit vermiyor. Ortadoğu başta ol- mak üzere dünyanın çeşıtli bölgelerinde süren soğuk ve sıcak sayaşlann bugünden yanna sona ermeyece- ğı biliniyor Üstelik ateş alması için bir kıvılcımın yeter- li olduğu düzıneyle anlaşmazlık da sırada. Sovyetler Birliğı ve sosyalist blokun çöküşünden sonra oluşan tek kutuplu dünyada, meydanı boş bulan yeni efendi ve ondan artan kınntılarla yetinen ortaklan uluslarara- sı anlaşmalara ve etiğe zerrece aldırmadan gerektiğin- de güç kullanarak. bazen düşünce ve davranışlarını dayatarak. çoğunca da siyasal ve ekonomik şantaja başvurarak egemenliklerini ilanıhaye sürdürmenin pe- şinde. Bunu sağlamak için, uykudaki etnik karşrtlıkla- rı kaşıyıp kardeşi kardeşe kırdırarak yıllardır süren bir- likteliklerı yok etmek, ülke bütünlüklerini un ufak ede- rek kadım "öö/, güçsüz düşür ve daha kolay yönet" polıtikalan da dahil olmak üzere, her yol mübahtır. Süreç durmuş degildir. ÇölTılkisi operasyonu rama- zan, Noel. yılbaşı demeden sürmektedir. Eskı yüzyılın son yılında da bu kez başka tılkilıklerle süreceginden kimsenin kuşkusu yoktur. Ancak bu kez, hedef daha açıktır. Hedef, kendılennin de tam olarak nasıl olaca- ğını bilmedıkleri, Saddam rejimıni çökertmektır. Bunun için Kuzey'dekı Kürtlerle, Güney'dekı Şiı kökenli mu- halefete güvenmektedir. Biraz da bu yüzden Bırleşmiş Milletler'in onayı olmadan 1991 Nısanı'ndan bu yana Irak uçaklanna yasakladıklari iki bölgede denetimleri arttırmışlar, ancak bu kez Irak hava savunmasının kar- şı koyması üzenne saldınya geçerek dört Iraklı aske- rin ölümüne yol açmışlardır. "Uçuşa yasak" bölgeler- deki tacizlerin ise artarak süreceğı anlaşılmaktadır. Zı- ra Saddam'ı devirmek içm yararlanacağı güçleri, eği- tim ve donanım dahil. daha rahat örgütlemek için her iki bolgenın de güven altına alınması gereği vardır. Bu açıdan bakıldığında Güney'de Kuveyt ve Suudi Ara- bistan'daki, Kuzey'de de Türkiye'dekı (incırlık) üsleri büyük öneme haiz duruma gelecekterdir. Çöl Tılkısi sal- dınsında VVashington Türkiye'dekı üslerde konuşlan- dınlan uçaklarına pek ihtiyaç duymamıştır. Bu ıse An- kara'yı rahatlatmıştır. Ancak bu kez. durum değışiktır. Nitekim son saldın Incirlik'ten kalkan uçaklar tarafın- dan gerçekleştirılmiştır. Bu ihtiyacın, ABD'nin yeni pla- nı uyannca hem sayı hem de kapsam açısından çok daha geniş olacağı kimsenin saklısı degildir. Böyîesı bir olasılıkla Türkiye, ister ıstemez, ABD'nin Irak'ın bö- lünmesine yönelik planının önemli bir parçası haline gelecektir. Türkiye'nin Irak'la ilişkileri Körfez savaşın- dan bu yana büyük ölçüde zayıflamıştır. Ekonomik iliş- kiler. yedi yıldır bu ülkeye karşı sürdürülen ambargo yü- zünden neredeyse sıfııianmıştır. Türkiye' nın bu yüzden uğradığı zarann en az 35 mılyar dolar olduğu bılinmek- tedır. Ancak asıl sorun Ankara'nın VVashington'ın yeni stratejı doğrultusundaki taleplenne nasıl yanrt verece- ğinde düğümlenmektedir. Suudi Arabistan Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Prens Sultan işı "ABD'nin Irak'a yönelik asken bir operasyonda Suudi Arabistan topraklannı kullanması durumunda bunun 'onaylan' dışında gerçekleşeceğini" söyieyerek bu ko- nuda ne denli çaresiz olduklannı göstermiştır. Anka- ra'nın benzer çaresizlik içinde olduğu düşünülemez. Çok yönlü ve ıçli dışlı ilışkiler içinde bulunduğumuz Bırleşık Devletler'in. Türkiye için, eskiye oranla çok daha büyük tehlıkeler jçermesı olası tafeplenne direm mek. kuşkusuz kolay değil. Değrieğiri iki ucu da RirTî- dir. Aşağı tükürse. Kuzey Irak'ta bütûnüyle karşı oldu- ğu bağımsız bir Kürt devleti oluşumuna katkıda bulu- narak ulusal çıkarlanna ters düşmekle kalmayacak, aynı zamanda güçlü "müttefikr karşısında çaresizli- ğini itiraf etmiş olacaktır. Yukan tükürse, Irak'la zaten sıfırlanan ilışkılennin, bu kez geri dönülmez bir biçim- de ve uzun yıllar için zedelenmesı yanı sıra, belkı de tüm Ortadoğu'nun çıvısini çıkaracak bir çatışmaya ça- nak tutan ülke durumuna düşecektir. Ortadoğu'da "pastadan pay kapma" sevdasıyla bü- yük müttefiklerine bol keseden taviz vererek ülkeyı böylesi çetin ikilemlerin içine sokanlar, şimdi gelip işin içinden nasıl çıkılacağını göstersinler. Eğitim-Sen, ek ders kamrnamesine tepkigösterdi ' İstanbul Haber Servisi - Milli Eğitim Bakanh- ğı'nın bazı alanlardaki öğretmenlerın ek ders ücreti hakkını kaldırma- sı, öğretmenlerle birlikte Eğitim-Sen'in tepkisine neden oldu. Eğitım-Sen. 8 Ocak'ta il millı eğitim müdürlükleri önünde ko- nuyla ilgili basın açıkla- ması yapacak Eğitim-Sen. Milli Eği- tim Bakanlığı'nın 16 Arahk 1998 tarih ve 23555 sayılı Resmi Ga- zete'de yayımlanan "Ders >e Ek Ders Saatle- rine İlişkin Esaslar" baş- lıklı kararnamesinin. ba- zı dallardaki öğretmenle- rin ek ders ücret hakkını ortadan kaldırdığını be- lırterek karamameye tep- ki gösterdi. Eğitim-Sen'e göre. kararnameyle sınıf öğretmenliği ve eğıtsel kol çahşmalan karşılı- ğında verilen haftalık üç saatlik ders ücreti kaldı- nidı. Mesleki ve teknik okul öğretmenlerinin 6 saatlik egzersız ücretle- rini de ortadan kaldıran kararname. bu okullarda koordinatörlük yapan öğretmenlere verilen üc- retleri de sınırladı. Fen bilgisi, fizik, kimya ve biyoloji öğretmenîerine ödenen dört saatlik labo- ratuvar çalışmasına kar- şıhk verilen bir saatlik ek ders ücretini de kaldıran kararnameyle aynca fen liseleri ve Anadolu lise- leri öğretmenlerinin aldı- ğı haftada on saatlik ek ders ücreti de ortadan kaldınldı. Kararnameyle ek sınavlara giren öğret- menlere ödenen ek ders ücretine esas olan sınav sayısı sınırlandırılırken el işi veev ekonomisi öğ- retmenlerinden atölye sorumlusu olarak görev - lendirilenlere ücret öden- meyecek. Çıraklık eğitim merkezlerinde görev ya- pan öğretmenlerin hafta- lık 24 saat olan sanayı ile işbirliği ücreti 24 saatten 8 saate indirildi. Eğitim-Sen. kararna- menin üst düzey yöneti- cileri gözettiğini öne sü- rerek memur ve yardım- cı personelın fazladan çalışmasıyla ilgili hiçbir düzenleme getjrmediği- nı belirtti. Turlzm flNKR KIBRIS KAPADOKYA I9W tn Vsjim j Gm T P fonüm «"raraferfer Mlt JASMİNE COURT 186.0O0.00O MANOLYA 125.O00.OOO ACAPUICO 135.000.000 TOP SCT 120.OO0.00O C. TRECGARDENS 1 20.OOO.0OO DOME 17S.OOO.O0O IAPETHO5 155.0O0.0O0 DORANA 130.000.000 39.000.000.- rUNUS HAVArOUAJCI ıle 3^-Ctnq LJR KOSMOS ıS»'Rt-l<İı IL6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle