Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 OCAK 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
KESK'in hazırladığı raporda, bütçenin kamu hizmeti götürme niteliğinden uzaklaştığına dikkat çekildi
Bütçe de özeHeştirîldi'tstanbul Haber Servisi - 1999 bütçesinde. "tophı-
mun tümiine kamu hizmeti göriirme" niteliğinin git-
tikçe kaybolduğu belırtıierek bütçenin de artık "özet-
İ€ştiriUiği*' vurgulandı. Bütçenin yatınm ödeneği-
nin sadece >üzde 5.96. sağlığa 2.8, eğıtime de 11.
8"lik pay aynldığına dikkat çekılerek 1999 bütçesi-
nin "sosyal perspektifi"nin olmadıgı kaydedildi.
Kamu Emekçıleri Sendikaian Konfederasyonu
(KJ£SK). 1999 bütçesıne ıltşkıneğıtimamaçlı bir ra-
por hazırladı. Rapor. "Ülkemizde ücretlilerin, emeği
ile geçinenlerin. gözleri ve kulaklan her yil sonu Mec-
uVtekigö'rüşmeiere kilirienir: "Acaba bütçeden payı-
mıza ne düşecek". 'Bütçeden bıze aynlacak pay ya-
şamiinızı sürdürmeye yetecek mi\ 'Yaşamımız es-
kisinden daha ıvi olacak mı" sorulan emekçilerin uy-
kulannı kaçınr. Türkiye Biiyük Millet Meclisi'ndcki
söz konusu göriişmelerin adı bütçe görüşmeleridir"
sözlenyle başlıyor. Raporda yıllardır hükümetlenn,
maliyebakanlannın değışmesine karşın emekçilerin
her yıl şu "arstz beste"yi dinlemek zorunda kaldık-
lan yurgulanıyor:
"Odenek yok. Kaynak yok. Eınekçiye >oL Emek-
liye yok. Saghğa. eğitime, yaürıma, sosyal güvenliğe
•Yatınma. sağlığa ve eğitime çok düşük bir pay aynlan bütçenin,
"sosyal perspektifi"nin olamayacağı belirtilen raporda, yıllardır
hükümetlerin, maliye bakanlannın değişmesine karşın emekçilere her
yıl "Ödenek yok, kaynak yok" denildiği kaydedildi.
yok. Faizciye, savasa. Diyanefe, MlT'e çok."
Raporda 1999 bütçesine "genel bütçe" demenin ar-
tık anlamsız oldugu belırtilerek 99 bütçesinin önce-
ki yıllardan farksız olarak "hizmete özeT bir nıtelik
taşıdığı vurgulandı. Bütçenin yüzde 38'ını, tüm ver-
tümüne kamu hizmeti götürme nitehğinin gıttikçe
kaybolduğu. kısaca bütçenin de artık "özelleştirildi-
ği~ kaydedildi.
11
Yatınma, sağlığa, eğitime yok'
gı gelirlennın yüzde 61 'ini faızlerin "yuttuğu" ifa-
de edilen raporda. üstelik bu rakamlann da hüküme-
tin verdiği rakamlarolduğuna dikkat çekildı. Rapor-
da. "1999 bütçesi yûzde 35 enflasyon varsayımıyla
haariandı. Oysa faizJer yüzde 140'larda seyrediyor.
Diğer bir dey işle rantiyeye yüzde 1 OO'den fazia reel fa-
iz ödeniyor. Bu gidişat sürerse faizler bütçenin yüzde
50'sini. belki de vergi gelirlerinin tümünü siler süpü-
riir. Programdaki korkutucu rakamlarbile nur nimet
kalır" denildi. 3 buçuk katrilyon liralık "baruttica-
retTnden kımler besleniyorsa bütçenin deonlara hiz-
met ettiği öne sürülen raporda bütçenin toplumun
lCESK/mraporunda 1999 bütçesinin yatınm öde-
neğinin geçmiş yıllann da gerısınde. sadece yüzde
5.96'lık bir düzeyde olduğu vurgulanarak "ülkenin
kalkınmasına. faizcilere > apılan ödemenin 6'da birin-
den de azının re\a görüldüğü" belırtüdı. Bütçede
sağlığa salt yüzde 2.8. eğitime yüzde 11.8 ayrılma-
sının. bütçenin "sosyal perspektifrnın olmadığmı
gösterdığıne dikkat çekildi. Bütçeye 8.89 katrilyon
faızödeneğininkonmasıyla aslındaherbirimizinke-
sesinden 140 mılyon lıra çalmdığı kaydedildi.
Rapora göre bütçenin açık vermesinin bir nedeni
aelirlerinın \etersiz olması. dı6ernedeni ıse eiderle-
Arnavutkoy Semt Cirisimi
6
3. köprü tarihi
evleri yok edecek'
fstanbul Haber Servisi
- Kamuoyunda tartışılan
3. köprü projesiyle ilgili
çalışmaların gizlice sür-
dürüldüğü. alternatif ça-
lışmalar hakkında halka
yeterli bilgi verilmediği
öne sürüldü.
3. köprüden olumsuz
şekilde etkilenecekleri
gerekçesiyle köprü pro-
jesine ortak tepki göster-
mek amacıyla oluşan Ar-
navutköy Semt Girtşimi.
yazılı bir açıklama yapa-
rak köprü çalışmalanna
dikkat çekti. Girişim. Ar-
navutköy-Kandilli ara-
sında yapılması planla-
nan köprünün. beş yüz-
yıllıkgeçmişi olan Arna-
vutkoy semtini yok ede-
ceğini vurguladı. Açıkla-
macj%|öyle denildi: •
**BMere dayablan pn>-
je. Amavutköy-Kandflli
arasında yaklaşık 1 kilo-
metrelik bir asma köprü
ile 18 kilometrelik tünel
ve viyadük inşasını ön-
görmektedir. Bu proje ile
ilgili çalışmalar sessizce
sürdüriilmekte, İstanbul
halkına aydınlaticı bilgi
verilmemektedir. 3. köp-
riiye altematifolarak ha-
zırlanan çalışmalar ka-
muoyuna yeteri kadar
aktanlmamaktadır. Tari-
hi eser niteliğindeki yüz-
lerce ahşap ev yıkılacak
veya yaşanmaz hale gele-
cek; SİT alanı olan bölge-
miz kurşun soluyacak.
Köprü yapılırsa ulaşım
sorunian daha da büyü-
yecek."
Arnavutköylüler. bu-
gün saat 14.30'da Arna-
vutkoy Kireçhane So-
kak'taki bir kıraathane-
de. kitle, örgütleri ile^
meslek odalan temsilci-^
lerinin de katılacağı 3.
köprü konulu bir toplan-
tı düzenleyecekler.
Unlü
haklavacı
Dumlu 5 gün
hapisyatacak
İstanbul Haber Servisi -
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel tarafından madal-
yayla ödüllendirılen ünlü
"Vetimoglu Baklavacısı" Ni-
yazi Dumlu 1999 'da hapse
ginyor. ISKl'ye olan su bor-
cunun icra takibiyle ilgili
mal beyanında bulunmadı-
ğı için 5 gün hapis yatacak
olan Nivazi Dumlu. Başba-
kan ve ANAP Genel Baş-
kanı Mesut Yümaz ile DYP
Genel Başkanı Tansu Çil-
ler'den iddia ettiği alacakla-
nnı artık istemekten vaz-
geçtiğini söyledi.
Unlü kişilere yaptığı bak-
lavalarla admı duyuran ve
Yetimoğlu baklavacısı adıy-
la ünlenen N'iyazi Dumlu.
üç kez işyerinin yıkılmasıy-
la girdiği sıkıntılan atlata-
madan şimdi de hapse giri-
yor. Yakasında Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel'in
madalyası elinde ıse hak-
kındaki hapis cezasına iliş-
kin Bakırköy Cumhuriyet
Savcılığı'ndâki dosya nu-
marasının yazılı olduğu kâ-
ğıdıyla "Nereden nereyegel-
dik" diyen Niyazi Dumlu,
başına gelenleri şöyle anlat-
tı:
"Bahçelievler Belediyesi
dükkânımı yıktığı sırada İS-
Kİ su borcumla ilgili bir tu-
tanak tutmuş. Bu rutanak
aslında çarşıdaki bürün es-
naf için tululmuş. Ancak
dükkânım yıkıldığı için bu
konudan haberim olmadı.
Diğer esnaf tSKİ ile görii-
şüp işlerini halletmişler. Ba-
kırköy 1. tcra Tetkik Mercü
Hâkimliği'nin hakkımda
verdiği hapis cezasıyla ilgili
polis beni bulana kadar ola-
yı bilmiyordum. Borcumu
ödemeye hazınm. ama bor-
cumu ödesem dahi 5 gün ha-
pis yatmam gerekiyor. Ünlü
bir baklavacıyken daha son-
ra birçok sıkıntıya düştüm.
Bunun tek nedeninin dü-
rüstçe çalışmak istememden
kay naklandığını düşünüyo-
ruın. Alacaklanmı istedi-
ğim için bu duruma düşü-
rüldüğüme inanıyornm."1
rinm aşın boyutlarda bulunması. 1999"da beklenen
vergi gelirlerinin. GSMH'nin. diğer bir deyişle yıl-
lık üretimin. yüzde 18"i olduğu belirtilen raporda. bu
oranın dünya standartlannın çok altında olduğu ifa-
de edildi. Diğer yandan bütçenin yüzde 38'i faize.
15"i aşkın bir bölümü de savaşa gıdınce. sosyal har-
camalar kısılsa da bütçenin açık verdiği öne sürülen
raporda "Bu açıklar arttıkca daha fazla borçtanma
gerekiyor, daha yüksek faizler ödeniyor. Sermaye ke-
simi \ergi ödemedikçe açık artıyor. bu yüzden kaba-
ran fahiş faiz ödemeleri gene onlara yanvor. Devlet
onlann bir cebinden alamadığı parayı öbürcebine ko-
yuyor" denildi. KESK'in rapordunda. 1999 bütçesi-
nin hazırlayanlann faizi içermeyen temel fazlanın
3 4 katrilyon lirayaçıkmasıyla övündükleri vurgula-
nıyor şöyle devam ediliyor:
"Bu faiz bir kenara bırakılırsa kamunun gelirleri-
nin. giderlerinden 3.4 katrilyon fazla olması demek-
tir. Kısaca çocuklann eğitimine. \aşlılann bakımına.
>ol. su, elektrik yaönnılanna daha az harcanınca bu
fazla artar. Faize ödeyecek daha fazla para kalır. Bu
GSMH'nin sadece yüzde 18.5'i kadar \ergi toplaya-
bilen bir ülkenin. kamu hizmetfcrini iyice budanma-
sı. de\ letin aczini itirafetme-
si, çalışanlardan toplanan
\-ergilerin sermaye kesimine
aktanlması anlamına gelir."
KESK ne istivor?
Üç Deniz Toplulıığıı 5 yaşında
Odası'mn çağnlısı olarak Ankara Operet SahnesPnde: 28 Ocak'ta da Atatürkçü Düşiince Derneğinin \a-
ranna AKM'de konser vermeye hazırlanıyor. Sevinç ve Dr. Ferda Ereren tarafından kurulan t ç Deniz Top-
luluğıTnda vokalde Oya Ozkardeş, Alcv Gülseçkin. obuada Emre Cîüngörmüş. flütte Evrim Gündüz, ke-
nanda Mustafa Kavraz, viyolada Serdar Parlar. \iyolonselde Sevinç Ereren. kontrbasta Eüf Esen, bağla-
*mada Dr. Erdal Salikoğla. ritimde Tülay Kâvraz yer aiıyor. Bugüne kadarSamsun, L nye. Tekirdağ. İzmit,
Ankara, Muğla, Denizli, Antaha gibi kentlerde konserier veren topluluk, pek çok kez İaksim \e Cağalof-
lu 'ndaki Cumhuriyet Kitap Kulübii 'nde dinletiler sundu. Topluluk. türküleri çokseslilik anlayışı ile yorum-
laması ve halk çalgılanyla Batı mü/iğinin çalgılannı bir arada kullanmasıyla dikkat çekiyor.
TÜGİAD'ın hazırlattığı siyasi raporda, yapısal reformlar için öneriler sıralandı
w
ToplıuiLsal uzlaşma saglanmah
9
tstanbul Haber Servisi - Ekonomık, sosyal v e
siyasal yapıda dönüşümün amaçlannın. toplu-
mun her kesimıni farklı yönlerde ve farklı öl-
çülerde etkilediği belirtilerek "Bu nedenle ya-
pısal dönüşümün programlarında ve politika-
lannda asgari uzlaşma ve kabul noktalan aran-
malı ve bulunmalıdır. Toplumun geniş kesimle-
ri tarafından kabul gormeyen önemli yapısal
değişimleri gerçekleştirmek müm-
kün degildir" denildi.
Kısa adı TÜGİAD olan Türkiye
Genç Işadamlan Derneğfnin. Dr.
Can Fuat Gürtesel yönetimindeki
bir grup akademisyene hazırlattı-
ğı "Siyasi Yapısal Dönüşümler'"
adlı raporda, liberal demokrası an-
layışının yaygınlaşmasının. top-
lumsal uzlaşma kavramının öne-
mini dünyanın her yanında arttır-
dığı savunuldu. Türkiye'nin, çağ-
daş dünyanın bir parçası olmayı amaçladığı
içm mevcut demokrasisini geliştirmek \e top-
lumu oluşturan kesimlerin özgürce katılabıldi-
ği bir toplumsal platformu oluşturmak zorun-
da olunduğu belirtildi ve insan kaynaklannı en
verimli biçimdekullanan toplumların. gelişme
çizgisinde daha avantajh olacağı savunuldu.
Raporda. çok çeşıtlikğe karşın uzlaşmayı
sağlayan toplumlann kalkınma sürecinde ba-
şanya ulaşacaklan anımsatılarak gelişmekte
olan ülkelerde sanayıleşme tam sağlanamadı-
ğı içm işçi ve sermaye sınıflannın veterince ge-
lişemediğı kaydedildi. Toplumsal uzlaşınanın
önündeki en önemli engellerden bıri olan böl-
geler arası kalkınmışhk farkhlığınm gideril-
• Raporda, toplumsal uzlaşmanın önündeki en önemli
engellerden biri olan bölgeler arası kalkınmışhk
farklıhğının giderilmesi konusunda. ciddi adımlar
atılmasımn şart olduğu belirtildi. Gelir dağıhmtnın
dengeli bir yapıya kavuşturulması istenen raporda,
geniş halk kitlelerinin eğitim düzeyinin
>1ikseltilmesinin önemine de değinildi.
mesi konusunda ciddi adımiar atılmasımn şart
olduğu ifade edilerek gelir dağılımının da den-
geli bir yapıya kavuşturulması istendi. Rapor-
da. geniş halk kitlelerinin eğitim düzeyinin
yükseltilmesinin önemine de değinildi.
Siyasi Partiler Yasasf nın parti içi demokra-
siyi sağlayacak biçimde değiştirilmesinin. li-
derlenn partı tabanından seçilme.sinı sağlaya-
cağı ve bunun da partı liderliğı konusunda ya-
şanan kışisel çıkar \e hırs kısırdöngüsüne çö-
züm getıreceği öne sürüldü. Siyasal yozla^ma-
nın nedenleri arasında yetkinin kural dışı kul-
lanımı ve özel çıkar sağlama öğeleri sıralana-
rak kamu yönetiminde etkinlığin sağlanması-
nm önemine değinildi.
TÜGtAD'ın raporunda ihale ve
teşvik sistemleri ile ilgili mevzu-
atın gözden geçirilerek yeniden
düzenlenmesı istendi ve manevı-
ahlaki değerlerın toplumda etkin
hale getirilmesi. cezai yapttnmla-
nn ağırlaştınlması gerektiği savu-
nuldu. Anayasal düzlemde reform
önerilerek yönetımde açıklık ilke-
sine uyulmasının önemine değini-
len raporda. adalet sıstemmin iyi-
leştinlmesi ve hizmet verimliliği-
nin yükseltilmesinin gerekliliğine de dikkat çe-
kildi. Çalışmada, başta medyaolmak üzere ül-
kedeki tekelleşme eğilimlerinin yaratacağı teh-
lıkeler vurgulandı.
Sivil toplum örgütlerinin etkinleştirilmesi-
nin, demokratik katılım açısından çok önemli
olduğu vurgulandı.
KESK'in 1999 bütçesine
ilışkın hazırladığı raporda
önen ve istekler şöyle sıra-
lanıyor:
- Kamunun müdahale
alanlan genişlemeli, kamu
harcamalan toplumsal va-
rar doğrultusunda arttırıl-
malı, kamunun yahnmcı ni-
teiiği hatıriannıaJı.
- Ekonomık demokrasi
geliştirilmeli. bütçenin ha-
zırlanmasında demokratik
süreçler işlemeli, yaşamı
bütçe uygulamalarından et-
kilenenler, sendikalar ve si-
vil toplum kurulusjarı aracı-
lığıyla karar süreçlerinde
yer almah.
- Toplumun kaynaklannı
faiz olarak sermayeye akta-
ran değil, kamu hizmetleri
üreten bir bütçe oluşturul-
malı.
- Sağlık ve eğıtıme daha
fazla kaynak aynlmalı, para-
sız. kaliteli veeşit hizmetler
herkese ulaştırılmalı
- KİT'ler >e sosyal gü\en-
lik kuruluşlan. çalışanlann
denetiminde yeniden yapı-
landınlmak bu kuruluşlara
bütçeden kaynak aktarma
anlayışı benimsenmdi.
- Sermaye kesımınin ver-
gı yükü arttınlmalı, ücretli
kesıminin azaltılmalıdır.
Vergi gelirleri içinde gelir
dağıhmınm bozulmasma
neden olan dolaylı vergilerin
payı düşmeli.
- Özellikle ser\ete ve ser-
maye kazançlanna yönelik
vergi istisna >e muafiyolkri
sınııiandınlarak vergimn ge-
niş tabana yayılması sağlan-
malı. Tüm fınansal işlemler-
de makul vergi uvgulamala-
n hem kamu geüıierini art-
tıncu hem de spekülasyonu
azalbcı bir etki yapacaktı.
- Yüksek gelir gruplannın
lehine olan vergi aflanna
son verılmeli, finansal ış-
lemler. faiz gelirleri üzerin-
deki vergıler arttınlmalı.
- Bütçe. işsizliği ortadan
kaldırarak yeni istihdam
olanaklan yaratacak bir
perspektife. bu perspektifî
sağlıklı bir büvümeyle bir-
leştirecek bir anlayısa kav uş-
turulmalıdır.
- Silahlanmaya bütçeden
aynlan pay azaltılmalı, as-
ker. polis. jandarma kadro-
lan smırlandınlmalı, Diya-
net kadrolan iptal edilmeli-
dir.
ŞIFIZNOKTASl/ ORAL ÇALIŞLAR
Yılbaşı hayhuyu içinde gazeteleri
dikkatle okuyamadım. Bu nedenle cu-
martesi sabahı, geçen yıldan bize ne-
ler miras kaldı diye 1998'in son günle-
rinin gazetelerini kanştırdım.
Gözüm, 30 Aralık 1998 tarihli iki ha-
bere takıldı. Ikisinde de ölüm vardı ve
ölümün arkasında güvenlik güçleri. Ha-
berin birinin başlığı, "Kaçakçı Türk'ü
kim öldürdü?" şeklindeydi. Gözaltında
intihar ettiği öne sürülen Hüseyin
Uzun'un itiraflan bircinayeti gündeme
getiriyordu.
Haberözetleşöyleydi: Kaçakçılıksu-
çundan yakalanan ve evine baskın ya-
pılan Rahman Türk'ün evinden ziynet
eşyalan alınır. Rahman Türk. cezaevi-
ne girdikten sonra bu eşyalan iade et-
meleri için Narkotik Şube Müdürü Fer-
ruh Tankuş'la telefonla görüşür ve bir
kısmını geri alır. Rahman Türk, ısrarla
kansına ait ziynet eşyalannın ailenin na-
musu olduğunu söyleyerek geri kalan-
ları da ister.
Tankuş'la görüşmeleri sürerken Rah-
man Türk, Çanakkale Yarıaçık Ceza-
evi'nden izinli çıkar ve o gün silahlı sal-
dırıya uğrayarak öldürülür. Olay sonra-
sı Rahman Türk'e ait kayıp cep telefo-
nu kayıtlannı inceleyen Jandarma, öl-
İki Haber, İki Ölüm
dürülmeden bir gün önce cezaevinden
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde gö-
revli bazı polislerle konuştuğunu ve ki-
şilerden "alacağı" olduğunu belirler.
Jandarma ayrıca, Rahman Türk'ün öl-
dürüldüğü gün iki polisin Çanakkale'ye
gelerek kendisini aradıklarını da tespit
eder.
Haber şöyle devam ediyor: İstanbul
Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar
Şubesi'nde ifadesi alınan Türk'ün eşi.
kocasının polis tarafından evde yaka-
landıktan sonra, verdiği rüşvet karşılı-
ğında serbest bırakıldığını, iki gün son-
ra da Asayiş Şube Infaz Bürosu tara-
fından yakalandığını söyledi. Türk'ün
eşi aynı zamanda. evlerine gelen polis-
ler arasında Tankuş'un şoförü Meh-
met Yavuz'un da bulunduğunu teşhıs
etti.
• • •
30 Aralık tarihli gazetelerdeki diğer
ölüm haberi de Diyarbakır'dan. Gaze-
telerin ara sayfalarına sıkışmış haberın
başlığı: "Üniformalı çete esrarla şantaj
yaptı" şeklinde. Fethi Ipek in öldürül-
mesinin ardından Diyarbakır Çermik'te
ortaya çıkarılan, bir yüzbaşının da ara-
lannda bulunduğu altı kişilik "ünifor-
malı çefe"nin tetıkçisi Ali Yıldız. Jl-
TEM'le işbirliği yaparak para aldıkları-
nı öne sürdü.
Diyarbakır DGM Savcısı'na verdiği
ifadeyle çeteyi deşifre eden Yıldız. as-
ker kaçağı olduğu dönemlerde yaptık-
larını şöyle anlattı: •'Şubat T997'de
Jandarma Kaçakçılık Şubesi'nde ha-
ber elemanı olarak çalışmaya başla-
dım. Yüzbaşı Coşkun Bayar astsu-
bay Levent Turgırt, uzman çavuşiar
Mustafa Anlak, Serdar Karabulut,
Mehmet Yüksel ekibıyle birlikte hare-
ket edip zaman zaman muhalif kişile-
rin ev veya işyerine esrar koyuyorduk.
Onu yakalamış gibi gösterip resmi iş-
lem yapmamak kaydıyla para sızdınyor
ve aramızda paylaşıyorduk."
"Bu işleri yaparken Fethi ipek'in ye-
ğeninin evine aynı şekilde uyuşturucu
bıraktık. Ipek, olayın bizim tarafımtz-
dan gerçekleştirildiğini biliyordu. Bu-
nun üzerine Ipek'i öldürmeye karar
verdik. Coşkun Yüzbaşı'nın telefonla
çağırdığı Fethi'yi 26 Eylül'de Dokuz
Çeltik Köyü yakınlanna götürdük. Ser-
dar ve Mustafa yardımcı oldu. Mehmet
de kafasına taşla vurarak Ipek'i öldür-
dü. Olayyerinde ben ve Levent de var-
dık. ancak fiilen öldürme olayına katıl-
madık. Sonra delilleriyokettik. Sarhoş
olduğum için Yüzbaşı Coşkun 'un olay
yerinde olup olmadığmı bilmiyorum."
Haber şöyle sona eriyor: 'Çetenin
başı olduğu ilerı sürülen Diyarbakır il
Jandarma Alay Komutanlığı'nda gö-
revli Yüzbaşı Coşkun Bayar gözlem al-
tına alındı. ancak savcılıkça tutuksuz
yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Yıl-
lık izninden sonra birliğine dönerek tes-
lim olan Bayar, 'Cinayet ve komplolar-
la ilgim yok' dedi."
Işte size 1999 yılına girmeden önce
1999'un devraldığı iki ölüm haberi. Da-
ha doğrusu iki cinayet haberi. O kadar
çok insanımızı yitirdik ki. Birçoğunu ki-
min öldürdüğünü bite bilmiyoruz. Bir
kısmını ise biliyoruz. ama hesap sorul-
masını sağlayamıyoruz.
1999'da bu türden cinayetlere son
verebilecek yeni bir demokrasi ve öz-
gürlük anlayışına ulaşmayı diliyoruz.
Bunun ilk şartı ise ortadaki cinayetle-
rin hesabını sorabilmek. Zor ama im-
kânsız değil.
DEGİŞEN DÜNYADAN
HUSEYİN BAŞ
Kapıdaki Tehlike
20. yüzyılın eşığıne gelindiği şu günlerde olup biten-
ler dünyanın yeni yüzyıla banş ve esenlik içinde girme-
siyle ilgili umutlara geçit vermiyor. Ortadoğu başta ol-
mak üzere dünyanın çeşıtli bölgelerinde süren soğuk
ve sıcak sayaşlann bugünden yanna sona ermeyece-
ğı biliniyor Üstelik ateş alması için bir kıvılcımın yeter-
li olduğu düzıneyle anlaşmazlık da sırada. Sovyetler
Birliğı ve sosyalist blokun çöküşünden sonra oluşan
tek kutuplu dünyada, meydanı boş bulan yeni efendi
ve ondan artan kınntılarla yetinen ortaklan uluslarara-
sı anlaşmalara ve etiğe zerrece aldırmadan gerektiğin-
de güç kullanarak. bazen düşünce ve davranışlarını
dayatarak. çoğunca da siyasal ve ekonomik şantaja
başvurarak egemenliklerini ilanıhaye sürdürmenin pe-
şinde. Bunu sağlamak için, uykudaki etnik karşrtlıkla-
rı kaşıyıp kardeşi kardeşe kırdırarak yıllardır süren bir-
likteliklerı yok etmek, ülke bütünlüklerini un ufak ede-
rek kadım "öö/, güçsüz düşür ve daha kolay yönet"
polıtikalan da dahil olmak üzere, her yol mübahtır.
Süreç durmuş degildir. ÇölTılkisi operasyonu rama-
zan, Noel. yılbaşı demeden sürmektedir. Eskı yüzyılın
son yılında da bu kez başka tılkilıklerle süreceginden
kimsenin kuşkusu yoktur. Ancak bu kez, hedef daha
açıktır. Hedef, kendılennin de tam olarak nasıl olaca-
ğını bilmedıkleri, Saddam rejimıni çökertmektır. Bunun
için Kuzey'dekı Kürtlerle, Güney'dekı Şiı kökenli mu-
halefete güvenmektedir. Biraz da bu yüzden Bırleşmiş
Milletler'in onayı olmadan 1991 Nısanı'ndan bu yana
Irak uçaklanna yasakladıklari iki bölgede denetimleri
arttırmışlar, ancak bu kez Irak hava savunmasının kar-
şı koyması üzenne saldınya geçerek dört Iraklı aske-
rin ölümüne yol açmışlardır. "Uçuşa yasak" bölgeler-
deki tacizlerin ise artarak süreceğı anlaşılmaktadır. Zı-
ra Saddam'ı devirmek içm yararlanacağı güçleri, eği-
tim ve donanım dahil. daha rahat örgütlemek için her
iki bolgenın de güven altına alınması gereği vardır. Bu
açıdan bakıldığında Güney'de Kuveyt ve Suudi Ara-
bistan'daki, Kuzey'de de Türkiye'dekı (incırlık) üsleri
büyük öneme haiz duruma gelecekterdir. Çöl Tılkısi sal-
dınsında VVashington Türkiye'dekı üslerde konuşlan-
dınlan uçaklarına pek ihtiyaç duymamıştır. Bu ıse An-
kara'yı rahatlatmıştır. Ancak bu kez. durum değışiktır.
Nitekim son saldın Incirlik'ten kalkan uçaklar tarafın-
dan gerçekleştirılmiştır. Bu ihtiyacın, ABD'nin yeni pla-
nı uyannca hem sayı hem de kapsam açısından çok
daha geniş olacağı kimsenin saklısı degildir. Böyîesı
bir olasılıkla Türkiye, ister ıstemez, ABD'nin Irak'ın bö-
lünmesine yönelik planının önemli bir parçası haline
gelecektir. Türkiye'nin Irak'la ilişkileri Körfez savaşın-
dan bu yana büyük ölçüde zayıflamıştır. Ekonomik iliş-
kiler. yedi yıldır bu ülkeye karşı sürdürülen ambargo yü-
zünden neredeyse sıfııianmıştır. Türkiye' nın bu yüzden
uğradığı zarann en az 35 mılyar dolar olduğu bılinmek-
tedır. Ancak asıl sorun Ankara'nın VVashington'ın yeni
stratejı doğrultusundaki taleplenne nasıl yanrt verece-
ğinde düğümlenmektedir. Suudi Arabistan Başbakan
Yardımcısı ve Savunma Bakanı Prens Sultan işı
"ABD'nin Irak'a yönelik asken bir operasyonda Suudi
Arabistan topraklannı kullanması durumunda bunun
'onaylan' dışında gerçekleşeceğini" söyieyerek bu ko-
nuda ne denli çaresiz olduklannı göstermiştır. Anka-
ra'nın benzer çaresizlik içinde olduğu düşünülemez.
Çok yönlü ve ıçli dışlı ilışkiler içinde bulunduğumuz
Bırleşık Devletler'in. Türkiye için, eskiye oranla çok
daha büyük tehlıkeler jçermesı olası tafeplenne direm
mek. kuşkusuz kolay değil. Değrieğiri iki ucu da RirTî-
dir. Aşağı tükürse. Kuzey Irak'ta bütûnüyle karşı oldu-
ğu bağımsız bir Kürt devleti oluşumuna katkıda bulu-
narak ulusal çıkarlanna ters düşmekle kalmayacak,
aynı zamanda güçlü "müttefikr karşısında çaresizli-
ğini itiraf etmiş olacaktır. Yukan tükürse, Irak'la zaten
sıfırlanan ilışkılennin, bu kez geri dönülmez bir biçim-
de ve uzun yıllar için zedelenmesı yanı sıra, belkı de
tüm Ortadoğu'nun çıvısini çıkaracak bir çatışmaya ça-
nak tutan ülke durumuna düşecektir.
Ortadoğu'da "pastadan pay kapma" sevdasıyla bü-
yük müttefiklerine bol keseden taviz vererek ülkeyı
böylesi çetin ikilemlerin içine sokanlar, şimdi gelip işin
içinden nasıl çıkılacağını göstersinler.
Eğitim-Sen, ek ders
kamrnamesine
tepkigösterdi '
İstanbul Haber Servisi
- Milli Eğitim Bakanh-
ğı'nın bazı alanlardaki
öğretmenlerın ek ders
ücreti hakkını kaldırma-
sı, öğretmenlerle birlikte
Eğitim-Sen'in tepkisine
neden oldu. Eğitım-Sen.
8 Ocak'ta il millı eğitim
müdürlükleri önünde ko-
nuyla ilgili basın açıkla-
ması yapacak
Eğitim-Sen. Milli Eği-
tim Bakanlığı'nın 16
Arahk 1998 tarih ve
23555 sayılı Resmi Ga-
zete'de yayımlanan
"Ders >e Ek Ders Saatle-
rine İlişkin Esaslar" baş-
lıklı kararnamesinin. ba-
zı dallardaki öğretmenle-
rin ek ders ücret hakkını
ortadan kaldırdığını be-
lırterek karamameye tep-
ki gösterdi. Eğitim-Sen'e
göre. kararnameyle sınıf
öğretmenliği ve eğıtsel
kol çahşmalan karşılı-
ğında verilen haftalık üç
saatlik ders ücreti kaldı-
nidı. Mesleki ve teknik
okul öğretmenlerinin 6
saatlik egzersız ücretle-
rini de ortadan kaldıran
kararname. bu okullarda
koordinatörlük yapan
öğretmenlere verilen üc-
retleri de sınırladı. Fen
bilgisi, fizik, kimya ve
biyoloji öğretmenîerine
ödenen dört saatlik labo-
ratuvar çalışmasına kar-
şıhk verilen bir saatlik ek
ders ücretini de kaldıran
kararnameyle aynca fen
liseleri ve Anadolu lise-
leri öğretmenlerinin aldı-
ğı haftada on saatlik ek
ders ücreti de ortadan
kaldınldı. Kararnameyle
ek sınavlara giren öğret-
menlere ödenen ek ders
ücretine esas olan sınav
sayısı sınırlandırılırken
el işi veev ekonomisi öğ-
retmenlerinden atölye
sorumlusu olarak görev -
lendirilenlere ücret öden-
meyecek. Çıraklık eğitim
merkezlerinde görev ya-
pan öğretmenlerin hafta-
lık 24 saat olan sanayı ile
işbirliği ücreti 24 saatten
8 saate indirildi.
Eğitim-Sen. kararna-
menin üst düzey yöneti-
cileri gözettiğini öne sü-
rerek memur ve yardım-
cı personelın fazladan
çalışmasıyla ilgili hiçbir
düzenleme getjrmediği-
nı belirtti.
Turlzm
flNKR
KIBRIS
KAPADOKYA
I9W
tn Vsjim j Gm T P fonüm «"raraferfer Mlt
JASMİNE COURT 186.0O0.00O
MANOLYA 125.O00.OOO
ACAPUICO 135.000.000
TOP SCT 120.OO0.00O
C. TRECGARDENS 1 20.OOO.0OO
DOME 17S.OOO.O0O
IAPETHO5 155.0O0.0O0
DORANA 130.000.000
39.000.000.-
rUNUS HAVArOUAJCI ıle 3^-Ctnq
LJR KOSMOS ıS»'Rt-l<İı IL6