17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3OCAK1999PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türk-İş Genel Başkanı Meral 'Devleti küçültmek isteyenler ülke sorunlannı daha da arttırdı' dedi 6 Geleceğinıiz tehdit ahmda'tLHANTAŞÇI A1NKARA - Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral, özelleştırme uygulama- lannın binlerce çalışanın işsız kalması- na yol açtığını v urgulayarak u Devleti kii- çüitmek amacıyla yola çıkanlar. ülkemi- zin ve halkımızuı sorunlannı daha da art- ürdılar" dedı. 1998 yılında yaşanan yo- ğun ışten çıkaımalann iş güvencesı ve iş- sizlik sigortasının önemini ortaya koydu- ğunadikkatçeken Meral, 1999 yılında da enflasyonun dızginleneceğınden umutlu olmadıklannı vurguladı. Türk-tş Genel Başkanı Meral. Türki- ye'nin ekonomik, sosyal ve siyasal sorun- larına ılişkin sorularımızı yanıtladı. 1998"in irtica, çeieler ve terörgibi ciddi sorunlarla geçtığini anlatan Meral, •'Tür- kiye Cumhuriyeti uyuşturucu çeteterinin iktidarda oiduğu bir koJomhrya. laik cum- huriyet \e demokrasi düşmanlannın ik- tidarda oiduğu bir Suudi Arabistan veya insanlann etnik kimlikkrine göre birbi- rini katlettiği bir Yugoslavya olmaktan kurtuldu" dıye konuştu. Yenı yılda, çe- telere, ırticaya ve teröre karşı verılen mü- cadelenin daha kararlı biçimde sürdürül- mesi gerektığinı vurgulayan Meral. sos- yal ve demokratik ulusal devletin daha da güçlendirilmesi için meşru ve demokra- tik çızgideki kararlı mücadelelerini sür- düreceklerini sövledi. • Bayram Meral, devletin sosyal güvenliğin finansmanına prim ödeyerek sistemli bir biçimde katılması yoluyla SSK'nin eksikliklerinin giderilmesi konusundaki mücadelelerinin süreceğini bildirdi. 1998 yılında yaşanan yoğun işten çıkarmaların iş güvencesi ve işsizlik sigortasının önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Meral, "1999 yılında temel hedefimiz, Türkiye tarafından onaylanmış 158 sayılı ILO sözleşmesi uyarınca iş güvencesinin ülkemizde sağlanması ve işsizlik sigortasının kurulmasıdır" dedi. Meral, 1998'de işçi kıyımının artarak sürdüğüne dikkat çekerek "Uyguianan I.MF yanlısı ekonomik ve toplumsal poli- tikalara bağh olarak, tanm ve hayvancı- Iık büyiik darbeler yedi. Bu uygulamalar, köyden kentedoğru büyiik bir göçyarat- tı. On binlerce insan. atalannın ve kendi- lerinin ekmek >ediği bölgeleri terk ederek, büyiik kentlere aktı ve işsizlikordusunun saflanna katıldı" diye konuştu. Özelleş- tirme uygulamalannın da binlerce işçi- nin işsiz kalmasına neden olduğunu kay- deden Meral. şunlan sövledi: "Devleti kücühmekamacıyla yolaçıkan- lar, ülkemizin ve halkımızın sorunlantu daha da arttjrdılar. 1999 yılında. demok- ratik ulusal devletin ve sosyal de\ lcrin güç- lendirilmesi doğrultusunda mücadelemiz sürecektir. Amacımız, özellikle kamu ke- siminin yapacağı verimli vatınnılarla ve- rimli isrihdanı imkânlanmn \ aratılması- dır. Aynca hayvancılık ve tanmda uygu- lanması gereken doğru politikalarla köy- leri daha insanca koşullarda yaşanabüe- cekyerler haline getirmeye ve köyden ken- te göçü önlemeye çahşıyoruz.'" Yeni yılda da enflasyonun dizginlen- mesi konusunda çok umutlu olmadıkla- nnı belirten Meral. hükümetlerin bu alan- daki politikalannın yurttaşlann lehine değiştirilmesi için uğraşacaklannı anlat- tı. Meral. Vergi Reform Yasası'nın çalış- madan kazanılan paranın vergilendirilme- sinde kay ıtdışı sektörün kay ıt altına alın- masında. kaçak işçiliğin önlenmesinde fazla etkili olmadıgını söyledi. Yapılan he- saplamalann herkesin geliri ve serveti ileorantılı vergi ödemesi durumunda ka- mu açıklannın kapatılacağını gösterdiğı- ni vurgulayan Meral. sözlerini şöyle sür- dürdü: "Borçlann önemli bir bölümünün öden- mesi de mümkün otacaknr. 1998 yılında özelleştinne adı altında sürdüriilen yağ- ma vetalanla ülkeekonomisineönemlidar- beler indiriidi. Bu konuda Anay asa Mah- kemesi'rün iptal karanndan sonra mah- kemelerce verilen iptal veyiirütmeyi dur- dumıa kararlanrun uygulanmaması, hu- kuk devletine olan güveni sarsü."1 Özelleştirme uygulamalannı "sosyal devletin yıpratJmasr olarak değerlendi- ren Meral. şu görüşlen dile getırdi. "Sorun yalnızca betirli arsalann de- ğerlerinin altında fhadarla satılması de- ğUdir.Özelleştirmelerle anayasanın sosyal devleti öngören ikinci maddesi ihlal edil- mektcdir. Özellikle eğitim > e sağhk alan- lannda yaşanan özelleştirmeler, ülkemi- zin geleceğini tehdit etmektedir. Bu konu- da ki hatalann düzeltilmesi mücadelemiz 1999 yıbnda da sürecektir." Meral, devletin sosyal güvenliğin fi- nansmanına prim ödeyerek sistemli bir bi- çimde katılması yoluyla SSK'nin eksik- liklerinin giderilmesi konusundaki mü- cadelelerinin süreceğini bildirdi. 1998 yılında yaşanan yoğun işten çıkaımala- nn ış güvencesi ve işsizlik sigortasının öne- mini bir kez daha ortaya koyduğunu be- lirten Meral, "1999 yılında temel hedefi- miz, Türkiye tarafından onaylanmış 158 sayılı ILO sözleşmesi uyannca iş güven- cesinin ülkemizde sağlanması ve işsizlik sigortasının kurulmasıdır" dedi. DİSK ve Hak-İş'le birlikte hareket et- me karan aldıklannı anımsatan Meral, " 1999 yıhnda bu tür işbirlikJeri ve güçbir- likleri yoluyla ülkemizin, halkımızuı ve işçi sınıfımızın sorunlannın çözümü doğ- rultusunda bazı adımlann anlabileceği- ni umut ediyorum" dıye konuştu. Meral, yeni yılda çalışma yaşamına ilişkin bek- lentilerini de şöyle sıraladı: "tşçi kıyımının durdurulması. çıkan- lan işçüerin geri alınması. zorunlu tasar- ruf fonunun kaldınlarak biriken parala- nn hak sahiplerine ödenmesi, mevcut iç ve dış borçlann faizinin düşürülmesi ve vadesinin uzablması, Shasi PartiJer Ya- sası ve Secim Yasası demokratikleştirüme- si, milietvekili dokunulmazlığının yasa- ma görevi ile sınırlı kihnma.suyargı bağun- sızhğının sağlanması, kamu harcamalann- da israfin \e tüm alanlarda haksız kazan- cın önlenmesi." EMEKLt SANDIĞI'NA YENt StSTEM Sahte kupür ticaretine bilgisayarlı savaş MERİHAK İZMİR- Son dönemlerde sosyal güvenlik kurumlann- da büyük maddi kayıplara yol açan sahte kupür ticare- tine karşı Emekli Sandığı, bilgisayarlı savaş başlattı. 1997'de 48 trilyon lira ilaç parası ödeyen kurumun oto- masyon projesiyle ilaç harca- masından yüzde 20 oranın- da tasarruf sağlaması öngö- rülüyor Sistemin tümüyle de%Teye girmesinin ardından sahte kupür tıcaretinin de bü- yük oranda durması beklenı- yor. Sosyal güvenlik kurumla- nnı maddi yönden büyük sı- kmtıya sokan ilaç tüketimi. kontrol altına alınmaya çalı- şılıyor. SSK ilaç tüketiminı kendi bünyesınde oluşturdu- ğu sistemle düşürmeye çalı- şırken, Emekli Sandığı, an- laşmah oiduğu tüm eczane- leri otomasyonla genel mer- keze bağlayarak ilaç tüketi- minı düşürmeyi hedefliyor. Hazırlıklan Ankara'da 1 yıl öncebaşlayançalışmalar pilot kentler olarak belirlenen Manisa, Aydın. Denizlı, Muğ- la, Antalya, Adana, Hatay ve Samsun'da yasama geçınl- di. Izmır'de de 1998'in başın- dan bu yana eczanelerin oto- masyonu projesinde önemli adımlar atıldı. — - ^ ^ — 1999 - da Tür- kiye'dekı ecza- nelerin çoğun- luğunda oto- masyona geç- meye hazırla- nan Emekli Sandığı, böyle- ce ilaç tüketimi- ni büyük ölçü- de kontrol altı- na almışolacak. Busistemegö- •m ^m —mm •" re. Emekli Sandığı'ndan va- rarlanarak ilaç alan bir kişi iz- lemeyeahnacak. Emekli San- dığı'na doğrudan bağh olan eczane, sandık reçetesini kul- lanarak ilaç alan kişiye. ilaç bıtmeden aynı ilacı vermeye- cek. ilaç verilse de kurum pa- rayı ödemeyeceğini bilgisa- yar aracıhğryla eczacıya bil- direcek. Aynca bu sistemle Emekli Sandığı'nın yüzde 20 civannda geçersiz karne- sı işlem dışındakalacak. Ya- şı dolduğu halde Emekli San- dığı sağlık kamesini kullanıp iade etmeyenler. e\lenenler, bu sistemle Emekli Sandı- ğı'ndan yararlanamayacak. Emekli Sandığı gibi sosyal kurumlann en büyük sıkın- tısı, karne sahıbinin yakm- lanna ilaç yazdırması. Sis- tem bu olayı da tamamen or- tadan kaldınyor. Buna göre. Emekli Sandığı karnesini hak etmeyen kişilerin kullanma- sıru engelleyerek büyük tasar- ruf sağlaması bekleniyor Sandık ilk aşamada bu konu- ları engelleyerek yûzde 20 oranında tasarruf sağlamayı öngörüyor. 1997 yıhnda 48 trilyon li- ralık ilaç harcaması yapan kurum, böylece yaklaşık 10 jflaç tüketiminde yapılan usulsüzlükler yeni kurulan bilgisayarlı otomosyan sistemiyle gideriliyor. trilyon lıralık harcamadan kurtulacak. Emekli Sandığı'nın bu yöntemle kurtulacağı diğer bir uygulama. sahte kupür. Son dönemlerde ortaya çı- kanlan v e kurumların büyük zarara uğramasına yol açan sahte kupür sorunu. yenı ku- rulacak sıstemde, reçeteler optik okuyucular tarafından kontrol edileceğinden büyük ölçüde ortadan kalkacak. Sistem eczacılara da büyük kolaylıklar getiriyor. Eczacı Odası tzmir Şube Başkanı Mustafa Sezen, eczacılann eskidenaylarcabeklediği re- çete bedellerinin bu sistem- le kısa sürede tahsil edilebi- leceğini belirtiyor. Emekli Sandığı yla otomasyona ge- çen eczanenin ilaç bedelleri- ni 10 gün gibi bir süre için- de aldığını belirten Sezen. "Hangi ilacın hangi koşullar- da ödeneceği programda ka- yıtb. Böylece hasta-eczaa sür- tüşmesi ortadan kalkıyor. Ka- tılım payına tabi > a da olma- yan ilaçlar programda oto- marik yüklü olduğundan standart uygulamalara baş- lanıyor" dedı. Emekli Sandığı'nın teda- vi gıderlennin çok fazla ol- duğuna dikkat çeken Sezen, şunlan söyledi: "Bir sağhk kamesiyle ulu — ^ ^ ortareçeteyazı- mı engellenmiş olacak. Karne sahibi karnesi- ni sahiplenecek. Eczacıya diğer kolaylığı, fiyat aldığıdönemler- de geceıiiUk ta- rihi listeden gö- rülüyor. Bu da bir çeşit kolay- lık oluyor. İz- mir'de 1450 ec- zaneden şu anda 900'ü bu sis- temegeçti. 1300'ünün Emek- li Sandığı'yla anlaşması var- dı. Sevk kâğıdı ahnıyor. Bir memurun ayda kaç kez vizi- tiye çıkıtığını takip etmek mümkün değil. Bu program ilaç tedavisinde karnenin ye- rinde kullanılması, hak ede- ne hak ettiği ilacın verilmesi- ni amaçlayan bir yaprya sa- hip. SSK de kendi bünyesin- de buna geçmeli. Değişik branşiara bDeçıksa insanlar. kullanmakta oiduğu ilaç bit- memişse, hekim onu yazma- mah. Büyük bir yaünm. An- cak bu kurumlan bü\ük bir mali külfetten kurtaracak." Ege tlaç Üretım Dağıtım Kooperatifi Başkanı IşıkBo- yacıgiller. özellikle kupür ti- caretinin önlenemev ecek bo- yuta ulaştığını söyledi. Bu sistemle kupür tıcare- ti ve kurumlan zarara uğra- tan diğer ermenlerin ortadan kaldınlacağıru belirten Boya- cıgiller. "Daç suiistimalini. sağhk karnesi suiistimalini kontrol altına aklı. Tüm ku- rumlann önemli kaçakları vardt Emekli Sandığı kame- sinin aynı ilaçla il«ili kullanımı kontrol edilemiyordu. Bu or- tadan kalktı. Gereksiz ilaç kulianımını engeledi" dedı. Y ü b a Ş'gecesilVlUliPiyango'danumduğunubu|ama>anyurttaş- | a r d ü n d e S a > 1 s a l ı^^ g i ş e | e r i n e hücum etti. tkramiyenin. son iki hafta6 bilen çıkmaması nedeniyle IS triKon lirayı aşması lotoculann heyccanını arttırdı. Gişelerin önünde u/un kuynıkJar oluşturan yurttaşlar, bu büyük paranın birdcn fa/.la kişiye çıkmasını istediklerini söylediler. Lx>toda umut arayanlardan bazıia- n ise soğuk ve rüzgârtı havada beklerken, "Bize burada hayal sarıyorlar. biz de almaya geldik" dediler. Milli Piyango Genel Mü- dürlüğü yetkilileri ise dün lotoya saatte 150-200 mih/ar lira yatınldığını söylediler. (Fotograf: URAZ AYDIN) BILMEM ANLATABİIDİJV^İ Ifade zcnginligi jcısından dünvanın cn guzel diüerindvn biri olan Tiirkçe, tum dııvgu ve du^uncelenıııi/i anlatacak zengınlıktedır Kendımizı ycterince ıfadc edemeyışnnuin nedenı. hep aynı sozcuklcrlc - konujmdmız olahılır ıtıı' Dilimlze sahip çıkalım, Türkçcyi doğru kullanalım. RVDRckbm Yazarlan Dcrnc^i sayısal Loto Altıyı 6 kişi bildi • 6 trilyon 600 milyar lira hasılatın elde edildiği bu haftaki çekilişte, 6 bilen 6 kişi, 264 milyann sahibi oldu. ANKARA (AA) - Sayısal Loto'nun 112. hafta çekilişinde, 7, 9. 16,22, 40 ve 46 numaralar kazandı. 6 bilen 6 kişi, 264 milyar 523 milyon 600'er bın lira ikramiye kazandı. 6 trilyon 597 milyar 508 milyon 350 bin lira hasılatın elde edildiği bu haftaki çekilişte. toplam 3 trilyon 298 milyar 754 milyon 175 bin lira ikramiye dağıtıldı. Çekilişte, 6 bilen 6 kişi 264 milyar 523 milyon 600'er bin lira, 5 bilen 2 bin 533 kişi 364 milyon 785'er bin lira. 4bîlen 137bin 117 kişi 3 milyon 375'er bin lira. 3 bilen 2 milyon 459 bin 591 kişi ise 375'er bin lira ikramiye ku^rıdı. Bu haftaki hasılattan. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na 24 milyar 411 milyon lira. Türkiye'nin tanıtımına 244 milyar 110 milyon lira, olimpiyat oyunlanna 32 milyar 988 milyon lira, savunma sanayiine 672 milyar 286 milyon lira, eğitim ve kültüre 98 milyar 963 milyon lira, Hazine"ye 974 milyar 452 milyon lira ve 8 yıllık temel eğitime katkı payı olarak 1 trilyon 319 milyar 501 milyon 670 bin liraaktanldı. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Tavşan Yılı Çintakviminegöre, buyıl "tavşanyılı"Imiş. Üs- telik, doğum yılıma göre, benım de bir "tavşan" olduğum anlaşılıyor. Gülüp geçiyordum kı.. Bu işe meraklı olan bir yakınım, bana tavşan yılında doğanlann özellik- lerini okudu. Şaşırdım.. Az buçuk farkla, kendi- mi aynada görür gibi oldum. Burcumun kişiliközellıklerinı ilkokuduğumda- kinin benzeri bırşaşkınlıktı bu. Böyle şeyleri cid- diye almayan bir insanın şaşkınlığı.. ve ardından da, "Bunun mutlaka bilimsel bir açıklaması ol- malıdır" arayışı. • • • Burçlarla ilk tanışmam SBF'dekı öğrencilik yıl- larıma kadar uzanır. Öğrenciliğin yanında, Yeni Gün'de de gazete- ciliğe başlamıştık. Düzenli bir biçimde burç falı yayımlanıyordu. Birisi kendi kafasına göre yazıp getiriyordu. "Başmürettip" de, o bir günlük falla bir hafta idareediyordu.. Hergün yerlerini değiş- tirerek. Ama sonunda işin suyu çıktı. Meraklının birisi, meğer sırayla her burcun fa- lını okuyormuş. Telefonu açıp, ateş püskürdü.. Derken bir tanıdığın eline "Modern Orakl" di- ye eski bir kitap geçti. Bir fal kitabı. Doğum tari- hinizi, sevdiğiniz rengi falan söylüyorsunuz, o da size falınızı söylüyor. Kitabı bulan, bir köşe açıp okurların falına bak- maya başladı. Başvuran olmaz dıye de, herkes bir yakını adına başvuru düzenledi.. Ve derken inanılmaz bir şey oldu. Günde ancak bir iki mektup gelen gazeteye, postacı torbayla başvuru taşımaya başladı. Gi- derek "torpil"\er yoğunlaştı: "Acaba falancanın falı öne ahnabilir mi" diye.. "Modern Orakl", aylarca en okunan köşe ola- rak kaldı. • • • Ne yaşamın sonsuz olması ıstenilir bir şey, ne de gelecekteki olumsuzluklann şimdiden bılinme- si.. Öyleyse insanlar fala baktırırken, umut veri- ci, olumlu şeyler duymak istiyorlar. lyi şeylere inanmak istiyorlar. Inanmak bir gereksinme.. Ama bazıları da inanmamayı bir "güçlü kişilik" göstergesı sayıyorlar. Onlar için de, ınanmamak bir gereksinme.. Geçenlerde bir TV'de UFO'larla ilgili izlence vardı. Sokaktan gelip geçenlere, başka geze- genlerde de yaşam olduğuna inanıp inanmadık- lan soruluyordu. inanmadıklarını söyleyenlerde bir tür "gurur" vardı sanki.. Kendilerinden emin. Onlan görünce, çağımızın en büyük fizikçile- rinden ve beyinlerinden oiduğu herkesçe kabul edilen Stephen Havvking ile yapılmış bir söyle- şiyi anımsadım. Aynı soruya onun verdigi yanıt da aynı derecede netti.. O da söylediğınin doğ- ruluğundan emindi: - Sayısızgezegenin bulunduğu birevrende, sa- dece dünyamızda yaşam olduğunu düşünmek bilimsel değil. Hiç kuşku yok ki, başka biçimler- le de olsa, yaşam bulunan başka gezegenler de mutlaka vardır. • • • Ruh var mı, yok mu? Ölümden sonra, farklı dü- zeyde bir yaşam biçimi var mı, yok mu? Gerçek bir bilim adamı, varlığı kanıtlanmayan bir şeye "var" diyemez.. Ama şu andaki bilgi ve zekâ düzeyimizle varlığını kanıtlayamadığımız bir şey için, "yok" da diyemez! Sayın Havvking, kanıtlanmış bilgilerden yola çıktığı için "kesin" bir tahmin yapabilıyor. Onun bilgi ve zekâ düzeyine sahip bulunmayan so- kaktaki insanın yargıları ise, bilimden değil, ruh- sal durumundan kaynaklanıyor.. Burçlar ayın ya 21 'inde ya 22'sinde başlar. Örneğin 21 Haziran'da doğmuş olan birisi ile. bir gün sonra doğmuş olan birisının kışilikleri ara- sındaki "önceden saptanmış" temel farkları na- sıl açıklayacaksınız? Bugünkü bilgi düzeyimizle açıklayamadığımız için yok mu sayacaksınız? Ya da milyonlarca kişi arasındaki benzerliğe "rastlantı" mı diyeceksiniz? İnsan karmaşık bir varlık... Doğum yılı, ayı, günü ve hatta saatinin insan kişiliğinde etkisi oiduğu anlaşılıyor. Aileden katı- lımla alınan özellikler de var. Bir de toplumsal çevre etkisinin, kişilikteki yansımaları söz konu- su. Kalıtsal ve çevresel etkilerin süreçlerini bugün bilimsel olarak açıklayabiliyoruz. Sonuçları göz- lemlenebilir olduğuna göre, diğerinin de günün birinde bilimsel açıklamaya kavuşacağını biliyo- ruz. Tıpkı varlığını bildiğimiz, ama bugünkü zekâ dü- zeyimizle açıklayamadığımız "sonsuzluk" kav- ramı gibi!.. • • • Temel'e kaç dua bildiğini sormuşlar; "dört" demiş.. "Peki hangileri?" - Üç kulufallahü bir elham.. Mutlu bir "tavşan yılı" dileği ile! VEFAT Merhum Miralay Senaı Bey ile merhume lsmet Hanım'ın kızı: Maide Özgeçen ve Münıfe Baran'ın ablası; Turna Baran'ın teyzesı; Ebru ve Esenbike'nin büyük teyzesi; merhum matematık öğretmenı Fazıl Say'ın eşı; Ülker Erginsoy. Ahmet Sav ve merhum Mehmet Say'm annesı; Ali ve Ömer Erginsoy'un anneannesı; Fazıl Say'ın babaannesi; Cavit, Yasemin ve Aylin Ergınsov 'un nınesı; Emekli Felsefe Öğretmeni NUZEIET SENAY SAY (1904-1999) Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 3 Ocak 1999 Pazargünü (bugün) Teşvıkıye Camıı'nde kılınacak ikindi namazından sonra Zincırlıkuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecektır AİLESİ Çiçek göndermek ısteyenlerm Turk Eğitim Yakfı'na bağifla bulunmahın ric a ohmur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle