28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 OCAK 1999 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEIV Yeni Bir Yıl Sevgili, yeni bır yıla daha girdik. Bilmiyonjm, gö- receğim daha kaç yıl var? Sakın bu soruyu karamsariıktan sonduğumu san- ma! Ama gerçekte yaşam o kadar kısa ki. bırak yıl- lan bir yana, 82 yaşına ulaşan bir ınsan, topu topu kaç sabah ve gün görüyor biliyor musun? Ötuz bin bile değil. Rakamlara vurunca, yaşamın bizim sandığımız- dan da kısa olduğunu bıliyorsun. Ama doğada, öm- rü 24 saat olan o kadar çok yaratık olduğunu düşü- nünce "Eh buna da şükür" diyorsun. Rakamlar ürkütse bile, insanoğlu insanlığına doğ- ru, henüztamamlayamadığı yurüyüşünün belirli bir dönemmde, her şeyı saymaya, hesaplamaya baş- lamış. Onu insan yapan ve bılime doğru yönelten en önemli adımlardan biri bu. Zaman kavramını insanoğlu ne zaman algıladı ve onu kendine göre ölçmeye başladı bılınmiyor. Ama ınsan kendi zamanını çeşitli şekillerde ölçtü. Bizim bugün uyguladığımız gregoryen takvım güne- şe bağlı olarak ölçer zamanı, hicrı takvim ise aya. Sanılanın aksıne Sevgiii, gregoryen takvimın ka- bulü, Cumhurıyet'in değıl, Osmanlı'nın döneminde olmuştur. Ikisı arasındakı fark ise, Osmanlı'da 1917'den itibaren hicri, rumı ve miladi takvim bır ara- da kullanılırken, Cumnuriyet'ın üçuncü yılından iti- baren miladi takvim tek başına kabul edilmiştir. Bir de Cumhuriyet'in cumasının pazar günü olması, ya- ni o gün tatil yapılmasıdır. Zaten, illa cuma günü ta- til yapılacak dıye dini bir kural da yok. Ancak, cuma namazı, Kuran'ı Kerim'de soz edılen gidilmesi gereken namazolduğundan, bütün ısteyenlerin ona katılmasını sağlamak da zoruniudur. Sanırım, tek- nolojik gelişme böyle devam ederse, pek uzak ol- mayan bir gelecekte, hafta tatilinın cumayı da içe- recek biçimde, üç güne çıkması da büyük olasılık. Tabii Sevgili. nasıl ki, bizim gün ve yıl gibi, dünya- nın kendi çevresınde ve güneşin etrafında dönme- sine bağlı olan zamanlarımız salt kendi gezegene- miz için geçeriıyse, hafta, ay gibı bırimlerde dünya- da yalnız insanlar ıçın geçerlıdır. Biryunusun, birtilkinin, birayının pazan, perşem- besi, haziranı temmuzu olabilir mi ki... Ama kuşlann, kurtlann, bortü böceğin ve de ağaç- la, çiçeğin de zamanı var. Onlar gün ve mevsim dö- nümlendir. Kuşlara bak! Sabah ve akşam, yani güneş doğar ve batarken, nasıl cıvıldar, nasıl hareketlenirler... Onlar bizim zaman ölçülerimizin dışında nesnel olaylardır. Yanı ağaçlar, her zaman bizim takvimimiz, bahan gösterdiğinde çiçeğe durmazlar. Bazen za- manından once gelen sıcak hava ağaçlan aldatır, er- ken çiçek açariar. Bu olgunun, hem hoş, hem hazin birömeğini son zamanlarda, Istanbul'un orasında burasında. her defasında tüylerim ürpererek yaşıyorum. Geceleri, binalan, anrtlan aydınlatan güçlü projektörter, kuş- larda öyle bir yanılsama yaratıyorlar ki, o şirin yara- tıklar, kendilerini, gün gelıyor sanıp oradan oraya atarak, ama hep aydınlık çemberde kalarak, nafile günün ıçinde uçuşup, duruyorlar. Peki Sevgili, o kuşlar, çemberin dışına düştükle- rinde kendilerini, anıden yine gecenin içınde bulun- ca, o yanılsatıcı zaman ıle mekân birbirine kanşın- ca, ne hissediyorlar acaba? Şaşınyorlar mı? Kuşlar şaşırırlar mı. Sevgili? Eğer şaşırma yetileri varsa, o zaman onlara kuş beyinli dememiz haksızlık olmuyor mu? Şimdi diyebilirsin ki"B/r projektörün yanılsatma- sıyla, gün ile geceyı bırbırlerine kanştınyorlarsa, ne- den kuş beyinli demeyelım?" Peki o zaman ondan daha nıce aptal yanılsamaiarın peşine kaç kez, bık- madan, usanmadan, takılıp gıden bızlerde en aşağı onlar kadar kuş beyinli değil miyiz? Sakarya Barosu Başkanı Erkul 'Sanıklara, susma hakkı hatırlatılmıyor' KOCAELİ(AA)-Ceza Muhakemelen L'sülu Ka- nunu (CMUK) ile sanık- lara tanınan haklann. ha- zırlık soruşturmasını ya- pan güvenlık görevlılenn- ce 'bflincli olarak kullandı- nlmadıgı' öne sürüldü. Sakarya Barosu Başka- nı Bedri Erkul. yaptığı açıklamada. CMUK'un uygulanmasmda 'birçok aksaklıklar bulunduğunu ve bunlardan en önemlisi- nin (susma \e müdafi talep etme) hakkının işlerilme- mesi olduğunu' söyledı. Ceza davalanndakı ha- zırlık soruşturması aşama- sında. sanıklardan alınan ifadelerin tutanaklannda yer alan. 'sanığa susma ve müdafi talep etme haklan- mn hatırlarıldığı ve sanık- lann bu haklanıu kullan- mayacaklanna' ilışkin be- yanlann 'inandıncı olma- dığını' ıddıa eden Erkul. şöyle konuştu: "Yapoğınuz araştırma- da. sanıklann. (haklannı kullanmayacaklanna) iliş- kin bevanda bulunmadığı- nı ve be\anın, tutanağın başına matbu olarak ya da kopya kâğıdı ile ya/Jİdıgını belirledik. Görülmektedir ki. bu haklar hatırlatilma- makta. sahte bir tutanak düzenlenerek, hatırlaül- mış gibi yapümaktadır. Bu, aynı zamanda evTakta sah- tekârük suçunu da içer- mektedir. Bu konuda gerekli >asal işlemkri yapabilmek için. avukat arkadaşlanmıza duyuruda bulunarak: ya- saya aykınlığı gerçekleşti- ren karakol amir ve görev- Klerinin adlany la sözkonu- su tutanaklann fotokopile- rini baroya ülaşhrmalannı fctedik." Kocaelı Barosu Başka- nı Avukat Bora L'luç da 'sanıklann susma ve mü- dafi talep etme haklanmn. hazırlık soruşturmasını \apan görevlifcrce hanrla- tılmadığını" öne sürerek, bu sorunun çözümü için gerekli girişimlerde bulu- nacaklannı bildırdı. Susma ve müdafi talep etme haklanmn ışletilme- sı amacıyla baro yönetimi olarak ilgiîilerle görüşüp, aksaklıklan dile getırecek- lenni anlatan Kocaeli Ba- rosu Başkanı L'luç. şunla- n söyledı: "Susma ve müdafi talep etme haklanmn hatırlatıl- mamasının yanı sıra CMl K'un. jandanna böl- gesindeki işleyişi de dikkat çekici.Jandarma bölgesin- den avukat takbi \ok de- necek kadar az. Bu dunım çok düşündürücü. Kanu- na göre. 18 yaşından kii- çük sanıklar için. barodan avukat çağnlmasının zo- runlu olmasına karşın. jandarmadan şimdiye ka- dar çağn almadık. \a jan- darma bölgesinde yaşi kü- çük suçlu tıiç yakalanma- dı >a da hazırhk soruştur- ması yasalara aykın ola- rak yapıldı. Bunun başka türiii izahı olamaz." CMUK'takıaksaklıkla- nn, kanunun. alty apısı ha- zırlanmadan uygulamaya konulmasından kaynak- landığı görüşünü sa\unan Uluç, "Pblisteşkilatı.delil- den sanığa ulaşmak yeri- ne, sanıktan delile ulaşma- yı tercih ediyor. Bu anlavı- şın değişmesi gerekiyor. Geçiş dönemi olduğundan bu tür aksaklıklar yaşanı- yor. Bunlan dile getirerek. çözüm bulmak durumun- dayız" diye konuştu. MGK'ye sunulan 'Tarikatlar 1998' raporunda, dinci gericiliğin hâlâ öncelikli tehdit olduğu vurgulandı 4 Hüldimet yasayı uygulamadı'• Dinci gericiliği izlemek üzere oluşturulan birimlerce hazırlanarak MGK Genel Sekreterliği'ne de sunulan raporda, dinci gencilikle savaşımda ana çizgileriyle geçen yıl değerlendirildi. Ortaya çıkan çalışma sonucuna göre dinci terör güç yitirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kurulu'na sunulan ve dinci gencilikle savaşımda 1998 yılının değerlendirildiği bir raporda. hüküme- tin TBMM'de kabul edilen direnci ge- ncilikle savaşım yasalannı uygulama- dığı eleştirisı yöneltıldi. "TBMM'de kabul edilen camilerin Diyanet İşleri Başkanuğı'na devrini öngören yasanın yaşama geçirilememesi nedeniyle çok sayıda cami halen tarikatlann elinde bu- lunmaktadırr değerlendirmesine yer verilen raporda. Kuran kurslan düzen- lemesi nedeniyle Süleymancılar ve Nakşibendilere büyük darbe vuruldu- ğu vurgulandı. Dinci gericiliği izlemek üzere oluştu- rulan birimlerce hazırlanarak MGK. Ge- nel Sekreterliği'ne de sunulan raporda. dinci gencilikle sa\aşımda ana çizgile- riyle geçen yıl değerlendirilirken, şu bil- gilereyer verildı: • Tarikatlar. tiirban yasağı. Kuran kurslanna getirilen düzenleme, ünher- site sınavlarında imam-hatip liseleri hakkında yapılan düzenlemcgibi konu- larda yapüklan protesto gösteriierinde istedüüerihalkdesteğini,hertüıiüçaba- 28 Şubat kararlanvla başlatılan dinci gericiliğe karşı savaşım sonucu dinci örgiitler büyük oranda güç yitirdi. larına rağmen elde edemeınişlerdir. • Tarikatlann tıcan faaliyetleri bu- yük oranda artarak devam etmektedir. Ancak beiediye ihaleleri yoluyla önem- li ölçüde elde ettiklen gelırler, 1998 yı- lınm son aylannda yan yanya azalmış- tır. Bunun nedeni ise tankatlar ıle bele- diyeler arasındakı ihale işbirliginin or- taya çıkanlmasıdır. • Tarikatlar, öğrenim için kız ögren- cilerin başlannı açıp açmaması. devle- tin irticava karşı aldıgı önlemler konu- sunda takıy> e yapılıp v apılmaması. enf- las>on oranında fai/in helal olup olma- dığı. içtihat kapısının kapanıp kapan- madığı. Taleban, İran ya da Suudi Ara- bistan'ın uyguladığı şerialtan hangisi- nin İslama daha çok uygun olduğu ko- nulannda görüş avnbklanna düşmüşler ve bu durum yıpranmalanna. aralann- daki ilişkilerin daha da bozulmasına ne- den olmuştur. • Dernek. vakıf ve yurtlar kanalıyla yapılan irtıcai faaliyetlerbirönceki yı- la göre neredeyse aynen devam etmiş- tir. • trtkai basın, giicünden hiçbir şey kaybetmemiştir. Ancak irticai basın 1998 yılı için beklediği tiraj artışınıda el- de edememiştir. İrticai radvo ve televiz- yon kanallannm da yeterince denetlene- mediği bilinen konulardandır. • irticai yayınevleri faaliyetlerini 1998 yılında da sürdürmüş. özellikle devlet. laiklik ve Atatürk aleyhtan çok sayıda kitap satışa sunulmuştur. • Uygulanan tiirban yasağı nedeniy- le gerek öğrenciler ve gerekse ö^retmen ve öğretim üyeleri arasında çok sayıda kişi başmı açmıştır. Bu durum. birçok ta- rikat tarafından bir zaafıyet olarak de- ğerlendirilmiştir. • Irtıcanın eğitim faaliyetleri 1998 yılında da artarak devam etmiştir. An- cak. imam-hatip liselerinin büyük oran- da öğrenci kaybettiği. bu okullardan ay- nlanlann genelde normal lıselere de- vam ettiği görülmektedir. • Kuran kurslan konusunda yapılan düzenleme. mürit kaynağı bu kurslar olan Süleymancılar ve Nakşibendilere büyük darbe vurmuştur. • Her tiirlü tepkiye karşın özellikle siyası nıtelıği olan kişilerin Atatürk. la- ıklik. demokrasi, devlet ve Atatürk aley- hindeki kışkırtıcı konuşmalan devam etmiştir. • İBDA-C, HizbuUah. İCCB (Kap- lancılar) gibi silahlı irticai örgütler 1998 yüı içerisinde önemli oranda güç kay- betmişlerdir. • TBMM'de kabul edilen camilerin Diyanet tşleri Başkanlığı'na devrini ön- gören yasa yaşama geçirilememiştir. Çok sayıda cami halen tarikatlann elin- de bulunmaktadır. • Bu bilgiler çcrçevcsinde. irticai un- surlar 1998 yılında bazı alanlarda güç kaybetse de hâlâ Türkiye Cumhuriyeti için önemli bir tehdit olmak özellikierini sürdürmektedir. Cumartesi Anneleri 'demokratik bir banşın hüküm sürdüğü bir dünya' dilediler 'Artik hiç Idmsekaybedümesin'tstanbul Haber Servisi - Cumartesi Anneleri. 190. ey- lemlerinde Galatasaray'a ka- ranfil bıraktılar. Yeni yılda yakınlannı kucaklayamama- nınacısı içerisinde olduklan- nı belirten Cumartesi Anne- leri, "1999'da hiç kimsenin gözaltında kaybedilmedigi. sadece adiL eşit ve demokra- tik bir banşın hüküm sürdü- ğü bir dünya diliyonız" dedı- ler. Galatasaray'a dün saat 12.00 sıralannda elierinde karanfillerle gelen Insan Haklan Derneği Istanbul Şu- besi Başkanı Avukat Eren Keskin ile çocuklan gözaltın- da kaybolan anneleri n çevre- si yine çevik kuvvet ekipleri tarafından kuşatıldı. Emniyet yetkilileri kısa süren kargaşa- nın ardmdan kayıp yakınlan- nın karanfillenni Balıkpaza- n'nın gırişıne bırakmalanna izin \erdi. Anneler karanfil- lerini bıraktıktan sonra sessiz bırbiçimde dağıldı. Bu arada polis, kalabalık arasından bir kişiyı gözaltına aldı. Cumartesi Anneleri'nin yaptığı yazılı açıklamada ise yakınlannı yeni yılda kucak- layamadıkları için acılı ol- duklan açıklanarak şöyle de- nıldi: "Vcni yıllannı kutlayama- dık, dahası mezarlarına bir demet menekşe bile bıraka- madık. Sevdiklerimizin ölü Cumartesi Anneleri polisçe engellcndi ama bu kez coplanarak gö/altına hiç kimse alınmadı. (K A AN S A(j A\ AK) mü. diri mi olduklannı bilmi- yoruz ki mezarlannı bilclim. onlarla mezariıkta buluşalım. Onlar nerede?" Açıklamada ayrıca "Yeni yılda hiç kimsenin gözaltında kaybedilmedigi sadece adil \e demokratik bir banşın hü- küm sürdüğü bir dünya dili- voruz"denildi. Annelerin bilançosu Cumartesi Anneleri. yak- laşık üç buçuk yıldır kayıp yakınlanndan haber alabıl- mek için Galatasarav Lisesi önünde 12.00'den itibaren sessiz oturma eylemı yapı- yordu. Ancak son 4 aydır. Cu- martesi Annelen'nin eylemi güvenlik güçleri tarafından engellenıyor. Polısın müda- halesi sırasında 19 haftada 402 kişi gözaltına alındı. Gö- zaltına almalar sırasında po- lis kımi zaman cop. tekme. tokat \e biber gazı kullandı. 1994'te229, 1995'te 121. 1996'da 68. 1997'de 45, 1998"de 9 kışinın gözaltında kaybolduğunu belirten kayıp yakınları. sayının giderek azalmasını. insan haklan ih- lallenne karşı mücadeleleri- nin belirli bir başansı olarak değerlendiriyorlar. Siirt'te Toplumsal Kalkınma Projesi' 3 bin 500 çifte nikâh 15 bin kişiye kiııılik Subaşı ve Yaman birbirini sucluyor Beiediye başkanı ile defterdann veı^i kavgası SÖRT (Cumhnriyet) - Siirt Valiliği'nce geçen yıl uygulamaya konulan Toplumsal Kalkınma Projesi çerçevesinde Siirtliler kayda geçiriliyor. Proje kapsamında kent genelinde 3 bin 500 çiftin resmi nikâhı kıyılırken çeşitli nedenlerle kaydı bulunmayan 15 bin kişinin de Nüfiıs Müdürlüğü'ne kaydı yapıldı. Türkiye'de ilk kez Siirt'te uygulanan ve başta kadınlann egitim, sağhk ve sosyal statülerini geliştirmeyi hedefleyen. aynca okul öncesi eğitim, gençlere meslek edindirme, seracılık, ancılık, tekstil, dokuma ile kültürel ve sportif faaliyetleri kapsayan Topiumsal Kalkmma Projesi (TOKAP) çahşmaian sürüyor. Proje kapsamında "Resmi nikâhı olmayan çiftlcrin tespiti ve nikâh işlemlerinin >apüması ile buna bağü olarak nüfusa kayıth olmay an şahıslann nüfusa tescili çalışmalan" tamamlandı. Valilikten yapılan açıklamaya göre, bu çalışmalar sonucunda 3 bin 500 çiftin resmi nikâhı kıyılırken, çeşitli nedenlerle nüfiısa kaydı bulunmayan 15 bin kişinin de nüfusa tescil edilmeleri sağlandı. Siirt Valisi Osman Acar. konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede çahşmalanntn devam ettiğini belirterek şunlan söyledi: l > gar yaşamın • Siirt Valisi Osman Acar, çalışmalannın devam ettiğini belirterek "Uygar yaşamın en önemli unsurlarından olan medeni nikâhsız ve nüfusa kaydı olmayan vatandaş bırakmamayı hedefliyoruz" dedi. BÜLENT ECEVtT en önemli unsurlarından olan medeni nikâh ite nüfusa ka\dı olmayan vatandaş bırakmamayı hedeflivoruz. Çalışmaınız bir yıl once başladı. Önce yoğun bir tarama sonucu tespit edilen medeni nikâhı olmayan çiflier ile nüfusa kaydı bulunmayan şahıslarla ilgili çalışmalar yapıldı. Tarafımızdan görevlendirikn İl Nüfus ve \atandaşhk Müdürlüğü personeli, zaman zaman bu çabşmalan yurttaşlaruıa ikametlerine kadar giderek yürüttüler. SODUÇ memnurüuk verfcidir." ANT,\LYA - Vergilerini vatırmadığı gerekçesiyle Antalya Büyükşehir Belediyesı'nin gelirlenne haciz koyan Antaiya Defterdan Hasan Yaman ile DYP'li Beiediye Başkanı Hasan Subaşı arasındakı karşıhklı suçlamalar sürüyor, Subaşı. •'Antaha'nın cıkarlanra ve yaünmlarinı kimse zora sokamaz" diyerek Defterdar Yaman'ı sıyasi egiiim veamaçla hareket etmekle suçladı. Politık davrandığınm ispatlanması halinde istifa edeceğini belirten Yaman ise, "Personel maaşlaruıdan kesilen vergilerin yatınlmaması hiç kimsenin hakkı değfldir" yanıtını verdi. tki dönemdır Antalya Büyükşehir Beiediye Başkanlığf nı yürüten ve 18 Nisan'da yapılacak seçimlerde yeniden aday olması beklenen DYP'li Hasan Subaşı, gelirlerine haciz koyan ve Konyaaltı Projesi 'ndeki bazı tesislerin kıyı kenar çizgisi suurlannda kalmasını gerekçe • Antalya'nın çıkarlannı ve yatırımlannı kimsenin zora sokamayacağını söyleyen Antalya Beiediye Başkanı Subaşı. Antalya Defterdan Hasan Yaman'ı siyasi hareket etmekle suçladı. göstererek yıkım karan alan Yaman'a tepki gösterdi. Subaşı'nm çıkışlanna yazılı bir açıklama yaparak yanıt veren Hasan Yaman ise görevde bulunduğu süre içinde dört ayn partiden dört ayn bakanla çalıştığını anımsatarak kanunlan uygulamaktan başka bir şey yapmadığun belirtti. Konyaaltı Sahili'nde yapılan projeye karşı çıkmadığım ancak projede Kıyı Kanunu'na aykın yapılaşmalar olduğunu belirten Yaman. "Bu yapılara karşı çıkmak, hem benim hem de Milli Emlak'ın görevidir" dedi. Konyaaltı Varyanü başında bulunan Sheraton \e FaJez Otelleri'ne belediyenin izniyle yapılan büfe, kafeterya ve restoranuı Kıyı Kanunu'na aykın olduğu için yıkıldığını öne süren Yaman, "Bu tesislerin yıkunu 1994 tarihli mahkeme karan ife ve bakanlığın 30 Haziran 1998 tarihli talimatı gereği yapjlmtştır. Bu itirazlan ilgili tesisler yerine neden Sayın Subaşı'ıun yapöğını da merak etmekteyiz" açıklajnasım yaptı. CHP'de adaylık kavgası Taşdelen aynlık noktasında • CHP'nin Ankara'da Celal Doğan'ı aday göstereceği haberi partiyi kanştırdı. Doğan Taşdelen'in DSP'ye geçmeğiı".'"'. bekleniyor. Doğan Taşdelen, "Baykal. kendisine biat edilmesini istiyor' dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP yönetiminin Ankara Anakent Beiediye Başkanlığı için Gazıantep Beiediye Başkanı Celal Doğan'ı aday göstermeye hazırlandığı haberleri CHP'yi karıştırdı. Anakent beiediye başkanlığına adaylığını ilk açıklayan CHP'li olan Çankaya Beiediye Başkanı Doğan Taşdelen. bu gelişme üzenne partısınden kopma noktasına geldi. DSP'den aday gösterılebileceğı bıldırilen Taşdelen. "DSP ile bugüne kadar hiçbir teınasım yok. Amasıkınblıyım. Denız Baykal kendisine biat edilmesini istivor. Ama Ankara'yı gericilerden mutlaka alacağız. Baykal da bunun önünde duranıaz" dedi. Celal Doğan ise. "önseçim vapümazsa hiçbir yerden aday olmayacağını'" açıkladı. CHP Partı Meclısı (PM). 5-6 Ocak günlen toplanarak adaylannı hangı yöntemle belirleyeceğıni karara bağlayacak. Bu toplantı öncesınde bazı il ve ilçe başkanlan genel merkeze çağrılarak görüşleri alındı. Bu arada. Ankara için Gazıantep Beiediye Başkanı Celal Doğan'ın aday göstenleceğı haberleri yayildı. Çankaya Beiediye Başkanı Doğan Taşdelen de bu haberleri doğrularken. "Karaıianna saygı duyuyorum. Zaten önseçimi kaldırdılar. bir gecede Çankaya'nın bütün delegasvonunu değiştirdiler. Genel merkez, listekri kendine göre avarladı'" dedi. Taşdelen, ÇHP'den ıstıfa edip DSP'den aday olacağı haberleriyle ilgili olarak da. "DSP ile bugüne kadar bir temasım olmadı. Bu sıkınnh dönemde parrimizin >apnğı vanlışlar var. Ankara halkıyla beraber gericiliğe karşı mücadele verdik. Ankara'yı gericilerden mutlaka alacağız. Baykal da bunun önünde duramaz. Ben. Ecev it'e koşulsuz destek verilmesini. solun iktidar yapılmasını istemiştim. Dinlemediler'* demekle \etindi. Celal Doğan karar vermedi Gaziantep Beiediye Başkanı Celal Doğan ise dün Gaziantep'te düzenlediğı basın toplantısında. şu ana dek adaylık konusunda karar vermediğinı bıldirdı. Doğan. "Önseçim yapılmazsa ada> olmayacağım. Hiçbir şeyden yılmadım. > ıkılmadım. Başka iller için adımın geçmesini >adırgı>orum. Gaziantep'in günahı ne?" açıklamasını yaptı. Muhalif PM üyelerinden Mustafa Gazalcı. yerel ve genel seçimlerde gösterilecek tüm adaylann üyelerinin katıhmıyla yargıç denetimınde yapılacak önseçimle belirlenmesi gerektiğini söyledi. Gazalcı dün yaptığı açıklamada, partinin başarısı için adaylann önseçimle belirlenmesinın zorunlu olduğunu kaydederek, "Ancak bu yöntemle partî içi katıİım. barıs. demokrasi yaşanır" dedi. Sağpartilerın yönteminın kendilerinın yöntemi olamayacağını vurgulayan Gazalcı şunlan kaydettı: "CHP, demokrasinin kendi içinde ve iilkede veıieşmesi için öncülük etmiştir. Adaylann merkezden atanması partinin geçmiş uygulamalanyla çelişecektir. Lstelik 25 Aralık 1995 seçimlerinde geniş ölçüde önseçim }apmamanıncezasını seçmeıûn baraj uyansıy la çektik. Bundan ders almamız. bir daha a\nı yanlışı yapmamamız gerekir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle