Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3OCAK1999PAZAR
10 PAZAR KONUGU
Anavatan Partisi Bursa Milletvekili İlhan Kesici siyasi ve ekonomik krizi Cumhuriyet'e değerlendirdi
'Önlem alınmazsa sorunlar daha da büyür'Türkiye bugün çok ciddi bir siyasi ve ekonomik kriz içinde. Yakın
gdecek için tahmin yapamıyor, önümüzü göremiyoruz. Ülkemiz
karanlık güçlerin emellerine teslim mi olacak. yoksa bir silkinişte üzerine
yapışan kirleri atma gücünü mü gösterecek? Yakın gelecekte nasıl ve neleri
hedefleyen bir hükümet kurulacak? Kara parayla ekonomiyi kalkındırma
zihniyetine son verilecek mi? Yoksa bu çarpık, ahlak dışı zihniyeti savunan
kesimler yollanna devamda ısrarlı mı olacaklar? Bu konuları tek tek ANAP
Bursa Milletvekili îlhan Kesici'yle konuştuk.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
1
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in
Muğla Bağımsız Milletvekili Yalım Erez'iyeni
hükümeti kurmakla görevlendirmesini nasü kar-
şıladınız?
-Nonmal demokrasilerde ülkenin bir numaralı
siyasi pozisyonu olan başbakanlık papatya fali
açargibi verilmez ya da "Yaşundadırya bunda"
yaklaşımıyla ülkeler başbakanlannı bulmaz. Bu-
nu, tayın edilmiş şahıslann ısimlerinden bağım-
sız olmak üzere söylüyorum. Yani bu söyledikle-
rimin Yalım Erez Bey'in şahsıyla ılgisi yoktur.
Şahıs söz konusu olduğunda Yalım Bey'in tayin
edilmesı ısabetli bir karar olarak düşünülebılır.
Ama bu, genel doğruyu değiştirmez. H ıçbir ülke.
başbakanını halkın iradesi ortaya konulmadan se-
çemez. Hem Yalım Bey'in seçılişinde hem de ge-
nel olarak bizim demokrasımizde halk yoktur.
Halksız birdemokrasi uygulaması içındeyiz. Bu
ha! böyle devam etmemelidır. O yüzden, mesele-
yi kişılerden anndınp tartışma zamanı gelmiştir
ve hatta geçmektedir.
• " • • ^ Türkfye'nin bugün içinde bulunduğu
ekonomik ve siyasi durumu nasü değerlendiri-
yorsunuz?
- Tiirkiye'nin bugün içinde bulunduğu ekono-
mik ve siyasi durumun çok cıddıye alınması ge-
rektiğine inaniyorum. Sıyasetin işi ülkeyi düz-
gün. sancısız, dürüst yönetmek. Önümüzdeki acıl
mesele ekonominın içinde bulunduğu durum.
Ekonominm içinde bulunduğu durumun çok cid-
dıye alınması gerektiği inancındayım Bunu da
aşağı yukan bir aydır çeşitli münasebetlerle çe-
şitli platformlarda söylüyorum.
^m^^m Ekonomi yönetimindeki kişilerin işin
ciddiyetini tant olarak algılayabildiklerini düşü-
nüyor musunuz?
- Ekonomi yönetimindeki arkadaşlanmızın,
özellikle de siyasilerin bu işin ciddiyetine tam va-
kıf olmadıklan görülüyor. Bu ciddiyet iki durum-
dan kaynaklanıyor: Birincısi. dünya ekonomisin-
de bazı olumsuzluklar oldu. Bu, finansal kriz ola-
rak başladı. Reel ekonomik kriz olarak devam
ediyor.
Bunlar sonuçta Türkiye'deki en sade vatanda-
şı. Cumhuriyet gazetesi okurlannı bıledoğrudan
etkıleyecek olaylar. Dünyadaki bu finansal ve
ekonomik knz Türkiye'nin ihracatını yavaşlata-
caktır. Bu çok önemli bir hadısedir. Türkiye'nin
dış kaynak bulma mecbunyeti vardır. Kendi dış
borç ödeme yükümlülüklerinı yerine getirebil-
mek için dahi bir dış kaynak gereksinmektedir. Fa-
kat bunu bulmakta zorlanacaktır. Yani normal
şartlarda dış kaynak bulunamayacaktır. Anormal
durumlarda dış kaynak bulacağız: bu da bizi çok
sıkıntıya sokacak. Dışandan kaynaklanan bu hal
ciddi bir durum. Içeriden kaynaklanan hal ise eko-
nomimizin iç borcunun yönetimidir. Bu da çok
önemli sorunlar oluşturmaktadır. Türkiye'nin iç
borcunun yıllık tutan çok yüksek bir rakam de-
ğildir.
mmm^m İç borcun yıllık tutan nedir?
- 30-35 milyar dolarlık bir iç borç var. Ama bu
işi çok cıddiye getıren, ekonomiyi boğar gibi y a-
pan şey. vadesmin kısalığı ve faizlerinin anormal
derecede yüksekliğıdir. Bu hal de iç borcun üç ka-
tı kadar. 100 milyar dolar civannda bir baskı ya-
ratıyor. Bu baskı sonucudur ki bundan ıki ay ön-
ce yüzde 7O'lı rakamlarla Hazine borçlanabilirken
iki aydır yüzde 150'lık rakamlarla borçlanabıliyor.
Bir yandan da •'Enflasyon oranı yüzde 60-70" di-
yoruz. Bu anormal bir durumdur. Enflasyon hızı-
nm iki katından da yüksek bir faiz oranıyla Hazi-
ne borçlanabiliyor. Dış dünyadaki krizle iç borç
halini birleştirdiğimizde ocak, şubat, mart, nisan,
ama ille de mart ve nisan ay larında, o zamana ka-
dar gereken ciddi önlemler alınmazsa Türk eko-
nomisinı çok cıddı bir sorun bekliyor.
ı \edir bu sorun?
- Bu sorun. her düzeydekı ınsanın reel gelırle-
rınin düşmesıdir. Memurlann reel gelırlen nere-
deyse yanya inecektir. Işçilerin reel gelırlen dü-
şecektir. Sanayiciler çok müşkül durumda kala-
caklardır. Bunlardan daha da vahimi. Türkiye çok
büyük bir işsızlik sıkıntısıyla karşı karşıya kala-
caktır.
ı Bu sıkıntı sizce ekonomik sımrlar için-
de mi kalır, yoksa boyutlan genişler mi?
- Genişler. Bu sosyal mesele haline de gelir.
Hatta bir anlamda demokrasinin geleceği mese-
lesi haline gelir. Dünyanın ve bizim demokrasi-
den beklediğimiz, sorunlarımızı çözmesidır. Ül-
kelerin sorunlannı adına demokrasi dediğimiz sis-
tem çözemezse. acze düştüğü belli olursa.. o za-
man hem insanlar hem devletler hem ülkeler de-
mokrasi dışı arayışlara girerler. Sisteme çok kuv-
vetli itirazlarolur.
Bu da marjınal dıyeceğimiz ya da sisteme en
güçlü itirazı yapan partilerin güçlenmesine neden
olur. Böyle bir sonuca ulaşması daTürkıye'nin so-
runlannı çözemez. O zaman yapılması gereken
>ey Türk sıyasetçılerının akıllannı başlanna top-
lamalan, hükümet eden insanların hem dünyada
olan bitenleri hem de bunların Türkiye'deki yan-
sımalarmı çok ciddiye almalan, bunun savsak-
lanmaya gelir bır sorun olmadığının farkma var-
malan ve bır büyük konsensüse ulaşmaları lazım.
O zaman da toplumun bütün katmanlannın görüş-
lerjnin alınması gerekmektedir.
ıSiz demokrasinin tanımını yapar mısı-
ntz:
- Demokrasinin yüzlerce tarifı var. ama en
önemsediğım iki tanesini ifade etmek istiyorum.
İLHAN KESİCİ
1948, Sıvas doğumlu. Ortaöğrenimini
Sıvas 'ta yaptıktan sonra ODTÜ Endiistri
Mühendisliği Bölümü 'nde yükseköğrenimini
tamamladı. Ingihere de Bradford
Üniversitesi'nde "Kalkınma ve Altyapı
Projeleri", Londra da Kraliyet Kamu
Yönetimi Enstitüsü 'nde "Kamu Yüksek
Yöneticiligi" egitimigördü. 1977de DPT'ye
iktisadi planlama sektör ıızmanı olarak
girdi. Daire başkanlığı ve genel müdürlük
yaptı. 1991 de DPT Müsteşarlıgı 'na
getırildi. 1994 verelseçimlerinde ANAP'tan
ıstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı 'na
adaylığmı koydu, kaybetti. 1995 genel
seçimlerinde AS'AP listesinden milletvekili
seçildi. TBMMde Dış llişkiler Komisvonu,
NA TO Parlamenterler Asamblesi ve AB
Karma Parlamento Komisvonu üvesi.
çok yüksek itirazlarla karşilaşır.
O nedenle bunun etkileyeceği bütün kesimleri
bu programlarla birlikte ikna etmesi lazım. Artık
halkını ikna etmeden. halkının fikrine önem ver-
meden bir hükümetin hiçbir ekonomik programı-
nın uygulanma şansı yoktur. Hele bu, Türkiye'de
hiç yapılamaz.
m^^^m Peki, sizce yapılması gereken nedir?
- Yapılması gereken. bu ekonomik ve sosyal so-
runlarla ilgili olmak üzere alınacak önlemlerde
hükümetlerin öncülük etmesi gereğidir. Bir eko-
nomik ve sosyal zirve yapılmalıdır. Bu ekonomik
ve sosyal zirvede hükümet elbette olacaktır. Ama
burada ayrıca ülkenin sanayıcileri. küçük ve orta
olçekli ışletmelerin temsilcıleri, finans dünyası.
ama ille de enınde sonunda işlerkötüye gittiği za-
man kabağın en büyüğünün başına patladığı işçi
ve memur kesiminin temsılcilennin hazır bulun-
malan gerekır. Türk siyaseti bunlarla meşgul de-
ğil gibi görünüyor. Bugün bız bir hükümet arayı-
şı ıçindeyiz. Şu anda herhangi bir konu üzerinde
hükümet arayışlan göriilmüyor. Sadece. "Ben
başbakan otayun. Beni destekier misiniz?" kaygı-
sı var. Ama bu hükümet hangı amaçla kuruluyor?
Yani, hangı sorunlarla ılgılenmek üzere kurulu-
yor? Bence bunun yanıtı hıç göriilmüyor. Türki-
ye"de şimdi enflasyon oranı yüzde 150. Borsada
Türkiye'nin bir milyon küçük yatırımcısı var. Bü-
yük yatınmcılar ise dünyanın hiçbir yerinde, özel-
likle ülkemizde borsada htç kaybetmezler. Ama
küçük yatırımcı olarak nitelediğimiz sade vatan-
daş kaybeder.
İki ay önce borsanın bileşik endeks değeri iki
dolardı. Ama bu, bugün 70 sente indi. Yani bu ya-
tınmcılann varlıklan üçte bire indi. Oysa bu in-
sanlann herhangi birkusuru yoktur. Firmalann da
bir kabahati yoktur. Yeni hükümet arayışlannda bu
küçük yatınmcılann sıkıntılannın giderilmesi
doğrultusunda bir program çevresinde bir arayış
yoktur. Bütün mesele başbakan]ık ya da partidir.
Bu da garip bir haldir.
Türkiye, artık bu tür siyasi yaklaşımlarla yolu-
na devam edemez. Bu knz bır münasebetle atla-
tılabilir. Türkiye daha önce de krizler atlattı.
Ama bu krizler bulunduğu yen yakarak geliyor.
1994'te aşağı yukan 430 bin ınsan işsız kaldı.
630 bin insan daha düşük imkânlı işe razı olmak
mecburıyetinde kaldı. 650 bin kamu ve özel sek-
tör ışçisi yüzde 150'lik enflasyonist birortamda
sıfır zamla toplusözleşme ımzalamak zorunda hıs-
Birincisi, demokrasi özü itibanyla hak arama re-
jimıdir. tnsanlar haklannı ararken. başlanna hiç-
bir kaza bela gelmeyeceğine güvenerek bunu ya-
pabilmelidirler. Türkiye'de mevzuat bakımından
insanlar haklannı arayabilirler. Kanunlanmız bu-
na uygundur. Herkes de "Ben hakkımı arayabili-
rim, ama yoiun bir yerinde başıma kaza bela ge-
lebilir" endişesi içindedır. lşte bu, demokrasiler
için en kötü haldir.
lkincisi de sistemle ilgili olandır ve şöyledir:
Bizim demokrasimiz temsili demokrasidir.
1950'li, 60'lı yıllara kadar biz de dünyayla birlik-
te temsili demokrasiyi uyguladık. Özellikle
1960'tan sonra ve 90'lı yıllardan itibaren dünya-
ya temsili demokrasi yetmez oldu. O nedenledir
ki bugün adına "kanlımcı demokrasir
. "doğrudan
demokrasi" dediğimiz öğeler, parametreler de
gırdı. Katılımct. doğrudan demokrasinin unsurla-
nnı dünyanın medeni ülkeleri eski, klasik, temsi-
li demokrasiye yedirdiler. Ya da bir kısmı on-on
beş yılda bir bu yeni gelişmeleri demokrasilerine
ithal ettiler.
M M ^ B M Peki, Türkiye 'de durum nasıl?
- Türkiye, hâlâ en eski haliyle demokratik sis-
temini sürdürüyor.
Diyelim ki bir hükümet, Türkiye'nin ekono-
mik meselelerini ciddiye aldı, bununla ilgili cid-
di önlemler getirdi Örneğin sosyal güvenlik re-
formu yapmaya karar verdi, ama **Ben bunu böy-
le uygun gördüm, böyle alıyorum" dediği zaman
settilerkendilerinı...
Memurlann gelırlen reel olarak tam yanya in-
mişoldu.
Peki, bu durum toparlanabildi mi sizce?
- Hâlâ toparlanabilmiş değıldir. 1999 yılı top-
lusözleşme yılıdır. 600 bin cıvarında kamu ve özel
sektör işçisı toplusözleşme ımzalayacak. Bütün
bunlar göz ardı edilerek bır hükümet. bir sıyaset
arayışı içinde olunması Türkiye için lükstür. Böy-
le bir şey yapılmamalıdır.
Türk siyasetinın önemli eksikliklerinden birisi
kendini dış polıtikada da göstenr.
Bu konuda bir örnek verir misiniz?
- Örneğin, biz Yunanıstan'ı beğenmeyebıliriz.
"Baö'nın şımank çocuğu" diyebıliriz. Ama işin
doğrusuşuki Yunanistan'ın Dışişleri BakanıThe-
odonts Pangalos'un karşısına Türk siyaseti ve
Türk devleti dokuz ayn dışişleri bakanı çıkarmış-
tır. Bu dışişlen bakanları arasında görev süreleri
itibanyla 28 günlük. 32 günlük. 54 günlük olan-
lar vardır. Bizim coğrafyamızda. çevTesi tarihten
ve coğrafyadan gelen sıkıntılan banndıran bir
coğrafyada bir Pangalos'un karşısına dokuz tane
dışişlen bakanı çıkarırsak bu coğrafyanın dış po-
litikadaki hakkını verebilmemiz, haklanmızı ara-
yabilmemiz mümkün değildir.
Benmillervekiliolalıüçyılımbuhaftadoluyor.
Bu üç yıl içinde beş tane başbakan gördüm.
Bunları sırasıyla sayar mısınız?
-Milletvekili olduğumda Başbakan Sayın ÇB-
ler'di. Daha sonra genel başkanımız Mesut Yd-
maz başbakan oldu Onu Necmettin Erbakan iz-
ledi. Daha sonra yeniden Mesut Yılmaz oldu. Bü-
lent Ece>it45 gün başbakanlıkla görevlendırildi.
Şimdi de Yahm ErezBey. Böyle bir halle Türki-
ye'nin büyük meselelerınin üstesinden gelebil-
mek, bunlan kavrayabilmek mümkün değildir.
Altı başbakan değışıkliğı, altı kabine kurulması
anlamına gelir.
Türk kamu bürokrasısı felç edilmıştir. Her ba-
kana göre bir müsteşar. her müsteşara göre bir ge-
nel müdür tayiniyle Türk kamu bürokrasisi için-
den çıkılmaz bir hale gelmiştir.
Butün bunlar olurken krizçıkan ülkelerebakıl-
dığında uygar, düzgün demokrasiyle yönetilen
hemen hiçbir ülkeye bu global knzin yansımadı-
ğı kolayca görülür. Bakın. demokrasisı eksik, bo-
zuk olan ülkelerde ekonomik kriz de oluyor. Ay-
nı zamanda ekonomik hesaplarında şeffaflık ol-
mayan ülkeler bunlar.
^^^t^m Yani Türkiye 'de de demokrasieksik mi?
- Evet. Türk serbest piyasa ekonomisi ve kapi-
talizmı de kapitalizmden beklenen rekabet unsu-
runu, adil rekabet şartlanndaarayan birkapitalizm
değildir. Türk ekonomisi geçmiş yıllarda on yıl-
da bir krize giriyordu. Bu şimdi hızlandı. neredey-
se dört yılda bire indi.
Demokrasimiz ve ekonomimizin düzeltilmesı
yönünde bır şey ler yapılmazsa bu frekans daha da
daralacak, dört yılda bir meydana gelen krizler
iki yılda bire. sonra da yılda bire inecektir Bu ba-
kımdan sorunu çok ciddiye almak lazım.
Özetlemek gerekirse neier söylersiniz?
- lşm özünde demokrasimizin eksikliklen, pi-
yasa ekonomimizin eksiklikleri yatar.
Ekonominin bu çarpıklığımn temelin-
ekonomiyi kara parayla gelistirme zihniyeti
yatmıyor mu?
- Bu ve benzeri zihniyetler var. IMF. OE0D;>
Dünya Bankası gibi kuruluşlar Uzak Asya'daki ve
Rusya'dakı knzı incelerlerken uluslararası serma-
yenin bukriz çıkan ülkelerde 200 milyar dolar gi-
bi çok büyük bir kaybauğradığını saptadılar. Bun-
dan sonra bu kayıpların olmaması için de neden-
lerinı çok ıyı incelediler. Burada da kapitalizme
yeni bir tenm eklediler. O da "crony capitalism".
Yani bu. imtıyazlı kapitalizm demek. Ben bunu
Türkçeye "eşKİost kapitalizmi*' ya da "sen, ben,
bizjmoğlan kapitalizmi*' dıye çev ıriyorum Bu eş-
dost. hatır-gönül kapitalızmının bulunduğu ülke-
lere artık uluslararası sermaye gıtmeyecektır. Gi-
derse de ancak tahammül edilemez faizlerle gı-
decektir
O nedenle de bu kara para. rüşvet, iltımas. ka-
yırmacıhk unsurlanndan Türk ekonomısinin sü-
ratletemizlenebılmesı lazımdır. Bu. sanıldığı ka-
dar da kolay bir iş değildir.
Bu. Türkiye"de hem ekonomi hem siyaset dün-
yasını ahtapot kollan gibi sarmalamış görünmek-
tedir. Ama Türkıye'nin ille de bu işten çıkması la-
zımdır. Niyetlenseler bile sadece siyasetçilerin
gücü bu ışe yetmez.
Türkiye'nin büyük öncü güçleriyle. bu işten ra-
hatsız olan bütün güçleriyle birlikte mücadele et-
mek lazım. Bu güçlenn bır kısmı devlet unsurla-
ndır. bir kısmı aydınlardır. bır kısmı üniversiteler-
dekı ınsanlardır. bir kısmı medyanın temiz insan-
larıdır ya da öncü ınsanlarıdır Bütün bunlann gü-
cünün. kudretının toplamıyla bu temizlik harekâ-
tına başlanılmalıdır. Bunun arkasına da ille de hal-
kın desteği ahnmalıdır.
Halk olanı bitenı fark etmeyebılır. Günlük ma-
işetderdindentükenmiş bir insanlar topluluğumuz
var. Halka. bu işin böyle devam etmesi durumun-
da hepimızın çok zarar göreceği iyice anlatılma-
lı ve onun desteği ahnmalıdır.
TİSK'nin Yasam Kalitesi' arastırması
'Türkiye'denüfiıs artacak'
BURSA (AA) - Türkiye Işveren
Sendıkalan Konfederasyonu'nca
(TİSK) yapılan bir araştırmaya göre,
2010 yılına kadar. Türkiye "de nüfus
yüzde 1.3 oranında artarkan Avrupa
başta olmak üzere birçok ülkede ise
nüfus artışı duracak veya gerileyecek.
"Yaşam Kalitesi" adlı araştırmaya göre,
önümüzdeki 12 yıl içinde Ingiltere.
Yunanıstan. Belçika. Isveç, Avusturya
ve Danimarka'da nüfus artışı duracak
Almanya, Italya, Rusya. Ispanya.
Portekiz, Çek Cumhuriyeti, Macanstan
ve Japonya'da ise nüfus azalma sürecine
girecek ve gerileyecek.
Türkiye'de ekonomik gelişimini mevcut
tempoyla sürdürdüğü takdirde nüfus
artışının, "bireysel refahı ve yaşam
kalitesini arttırmada handikap
oluşturmaya de\aın edeceği"
vurgulanan araştıımada, Av rupa'nın ise
nüfus azalışı ve ışgücünün yaşlanması
riskı ıle karşı karşıya bulunduğu
kaydedildi. Araştırmada. genç ve
dinamik nüfusun. ışgücü yapısının
uygun büyümesi ve rekabet gücünün
artması halınde. Türkiye için gelecekte
ekonomik açıdan avantaj oluşturacağı
ifade edildı. Türkiye'de her 100
kadından 28'inin okuma-yazma
bılmediğı, bu oranın orta gelırli
ülkelerin ortalamasının üzerinde olduğu
belirtilen araştırmada, uzun vadede
eğıtim olanaklannın
yaygınlaştırılmasının ekonomik gelışme
kadar önemli olduğu vurgulandı.
Araştırmada. Türkiye'de açık öğretim
dahil yükseköğretimde okullaşma
oranının yüzde 18 olduğu ifade edilerek
bu oranın yüksek gelirli ülkelerde
yüzde 57. ABD'de yüzde 81. Kanada'da
ise yüzde 103'e ulaştığına dikkat
çekildi. Bebek ölüm oranının da sosyo-
ekonomik gelişme derecesini yansıtan
kritik göstergelerden biri kabul edildiği.
Türkiye'de bu oranın yüksek olduğu,
devletin sağlığa yaptığı harcamalann
düşük tutulduğu kaydedilen
araştırmada. Türkiye'de bin kişiye
düşen günlük gazete baskı sayısının.
gelişmiş ülkeler ortalamasının yaklaşık
7'de 1 'ı olduğu vurgulandı.
Araştıımada. zengin ülkelerin elektrik
üretiminın 4'te 1 'ini nükleer
reaktörlerden karşıladığı. bu oranın
Fransa'da yüzde 77. Belçika'da yüzde
56. Isveç 'te yüzde 48. Japonya'da yüzde
30'lara çıktığını. Türkiye'nin ise enerji
üretiminde. "çevTenin korunması için en
elverişli teknoloji olan ve kalkınmayı
destekleyecek*' nükleer güçten hâlâ
yararlanamamadığı kaydedildi.
Balat ve Fener'in görünümü değişiyor
Fatih Belediye Başkanı Sadettin Tan-
tan'ın en önemli projelerinden biri
olan Balat ve Fener semtlerinin neha-
bilitasvonu projesinin heyecanı, böl-
gede oturanlan da sarmaya başladı.
Bir lokantanın önü ne dekorasyon için
konulan kağnı. semt sakinlerinin bir
şey ler için umutlandıklannı gösteri-
yor. Kağnının Balat'ın tarihini simge-
lemekten çok Anadolu'yu temsil edi-
yor olmasını birtarafa bırakırsakböl-
gedeki insanların tarihi geçmişe sahip
çıkmaya hazır olduğu mesajı verili-
yor. Sadettin Tantan da BaJat ve Fener
semtlerinin rehabilitasyonu projesi-
nin Avrupa Birligi'ne sunulduğunu ve
tasdik edildiğini belirterek projeye Av-
rupa Birliği'nin 6 milyon dolar süb-
vansiyon sağlamay ı kabul ettiğini söy-
lüvor (MEHMEt DEMİRKAYA)"
Kasım ayında sanayi üretimi dustü
Video ve rafa üretimiıuitı
ANKAR\ (AA) - Geçen kasım ayında
sanayi üretimi yüzde 2.3 oranında
düşerken başta vıdeo. müzık seti. TEKLEL
bırası ve rakı olmak üzere bazı sanayi
maddelerının üretımleri artışını sürdürdü.
Kasım ayında en büyük üretim artışı
vıdeo ve müzik setınde yaşandı. Kasım
ayında vıdeo üretimi 17 bin kat. müzık
seti üretimi de 4.2 kat arttı. Kasımda
hemen her sektörde olduğu gıbı alkollü
içkilerin büyük bır bölümünde de üretim
düşüşüne karşın geleneksel içkilerden bıra
ve rakı. bu durumdan etkilenmedı.
Söz konusu ayda bir öncekı yılm aynı
ayına göre, TEKEL birası üretimi yüzde
89, rakı üretimi ise yüzde 16 oranında
arttı. Global ekonomik krizin etkileri
nedenıy le piyasalarda yaşanan durgunluk
kasım ayında da etkıli olurken tekstil
ürünleri üretimi de bu durgunluktan
nasibini aldı. Ekim ayında oluduğu gibi
kasım ayında da tekstil ürünlerinin
tamamına yakınında büyük oranlarda
üretim düşüşü gözlendi. DİE verilerine
göre. kasım ayında, bır önceki yılın aynı
ayına göre sanayi maddeleri içinde
üretimi en fazla artan ilk ürün video oldu.
Kasım ayında 2 bin 226 adet video
üretilırken bu üründe bır önceki yılın aynı
ayına göre 170 kat üretim artışı sağlandı.
Önceki yıl kasım ayında yalnızca 13 adet
video üretilmıştı. Kasımda, alkollü
ıçkılerın tamamına yakınında üretim
düşerken bira ve rakı bu durumdan
etkilenmedı ve üretımdeki artışını devam
ettırdı. Geçen yıl 586 bin 540 lıtre olan
TEKEL'ın bıra üretimi. bu yıl kasım
ayında yüzde 89.5 oranında artarak 1
milyon 111 bin 490 litreye yükseldi.
Bıranın yani sıra rakı da üretimi artan bir
dığer alkollü içkı oldu. Geçen yılın kasım
ayında 6 milyon 10 bin lıtre olan rakı
üretimi. bu yıl aynı ayda yüzde 16.6'lık
artışla 7 milyon 9 bin litreye yükseldi.
Kasım ayında bıra ve rakı dışındakı
alkollü içkilerden kanyak. votka. cın.
brendı, şarap, vermut üretimi ise azaldı.
Global kriz nedenıy le piyasalarda yaşanan
durgunluk ekim ayında olduğu gibi kasım
ayında da tekstil sektöründe üretim
düşüşüne neden oldu. Kasımda. tekstil
sektörünün önemli ürünlen arasında yer
alan pamuk ipliği, pamuklu dokuma. yün
ıpliği ve yünlü dokumada üretim durma
noktasına geldi. Bu ayda. bır önceki yılın
kasım ayına göre pamuk ipliği üretimi
yüzde ^O.I, pamuklu dokuma üretimi
yüzde 47.8. yün ipliği üretimi yüzde 66.2
ve yünlü dokuma üretimi yüzde 40.7
oranında genledi. DİE verilerine göre
otobüs ve kamyon üretimi aylardır olduğu
gibi kasım ayında da önemli oranda
azalırken mınıbüs. midibüs ve kamyonet
üretiminde yıne artış kaydedildi.